• Sonuç bulunamadı

SUMERLİLERDEN YAHUDİLİK, HIRİSTİYANLIK VE MÜSLÜMANLIĞA ULAŞAN ETKİLER VE DİN KİTAPLARINA GİREN KONULAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SUMERLİLERDEN YAHUDİLİK, HIRİSTİYANLIK VE MÜSLÜMANLIĞA ULAŞAN ETKİLER VE DİN KİTAPLARINA GİREN KONULAR"

Copied!
42
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MÜSLÜMANLIGA ULA~AN ETK~LER VE

D~N K~TAPLARINA G~REN KONULAR

MUAZZEZ ~LM~YE ÇI

Konumuz, en eski yaz~l~~ belgelerine sahip oldu~umuz Sumer kültürü-nün, Ortado~u'da ç~kan Yahudilik, H~ristiyanl~k ve Müslümanl~~a olan etkisi ve onlardan Tevrat ve Kur'ân'a geçen konulard~r.

Sumerliler bundan en az 6000 y~l önce Asya'dan göç ederek Güney Irak'a, Dicle ve F~rat nehirleri aras~na gelip yerle~mi~~ ve orada, izleri zaman~-m~za kadar ula~an büyük ve köklü bir uygarl~k kurmu~lard~r.

Bu uygarl~~~n en önemli bulu~u dillerine göre bir yaz~~ icat etmeleridir. Bundan hemen hemen 5000 y~l önce icat edilen bu yaz~, evvela anlat~lmak istenen nesnenin resmini yapmakla ba~lam~~, yüzy~llar boyu geli~tirilerek her istenileni yazacak hale getirilmi~tir. Yaz~y~~ olu~turan çizgilerin çiviye benze-mesi nedeni ile bugün Giviyaz~s~~ olarak adland~r~lan bu yaz~y~, Sumerliler zaman~ndaki kom~u milletler ve daha sonra gelen Babilliler, Asurlular, Hitit-ler, HurriHitit-ler, Urartular alarak kendi dillerini yazm~~lar, Ugarit-ve Persler de bundan harf yaz~s~~ yaparak yararlanm~~lard~r.

Bu yaz~~ tablet ad~n~~ verdi~imiz yumu~ak kil levhalar üzerine yaz~lm~~, güne~~ ve f~r~nlarda kurutulmu~~ oldu~undan binlerce y~l toprak alt~nda çü-rümeden kalabilmi~lerdir.

Bu tabletler geçen yüzy~lda ba~layan kaz~larda meydana ç~kar~lm~~, k~sa sürede yaz~lar~~ okunmu~, dilleri çözülmü~~ ve böylece Sumerlilerle birlikte Ortado~u milletlerinin tamam~yla unutulmu~~ 3000 y~ll~ k tarihi gözler önüne serilmi~tir.

Sumer belgeleri aras~nda edebi metinler büyük bir önem ta~~r. Bunlar Sumerlilerin hayal güçlerini, dünya görü~lerini, sosyal düzenlerini ve dinsel inan~~lar~n~~ yans~ t~r. ~iirler, dahiler, a~ular, destanlar, efsaneler, atasözleri gibi çe~idi konulan kapsayan bu edebiyat~n' Ortado~u milletlerine büyük et-

I Kaz~lardan ç~kar~lan Sumer edebiyauna ait tabletlerin hemen hemen üçte biri ~stanbul

(2)

686 MUAZZEZ ~LM~YE ÇI~~

kisi olmu~tur. Bu etki özellikle gerek çok tanr~l~, gerek tek tanr~l~~ dinlerde görülmektedir.

Sumer dini çok tanr~l~~ bir dindi. Dünyada görülen, hissedilen her nes-nenin bir tanns~~ vard~. Tanr~lar insan görüntüsünde, fakat ölümsüz ve insa-nüstü güçlere sahipti. ~nsanlar gibi onlar~n da çocuklar~~ ve e~lerinden olu~an aileleri bulunuyordu. Bu aileler kral gibi bir ba~~ tanr~~ alt~nda toplanm~~lard~. Tanr~lar da insanlar gibi sever, üzülür, k~zar, luskan~r, kavga eder, kötülük yapar, hastalamr, hatta yaralanabilirdi. Yer, gök, su, hava tanr~lar' yarat~c~, di~erleri idare edici tannlard~.

Sumerliler bu tanr~lar alemi ile ilgili pek çok hikaye geli~tirmi~ler, ~iirler yazm~~, ilâhiler bestelemi~, törenler düzenlemi~~ ve bütün bunlan yaz~ya geçi-rerek, zaman~m~za kadar ula~mas~n~~ sa~lam~~lard~r. Sumerlilerin edebiyatlar~~ ile birlikte dinleri de daha sonraki milletleri etkisi alt~na alm~~t~r. Onlar~n kurduklar~~ çok tanr~l~~ din yava~~ yava~~ tek tanr~ya dönü~erek bugünkü dinle-rin temelini meydana getirmi~tir. Fakat bu arada di~er tanr~lar da tamam~yla yok olmayarak bu dinlerde melekler, cinler, ~eytanlar halinde varl~klar~ n~~ korumaktad~rlar.

Her üç dinde de ortak noktalar ~unlard~r: Tannn~n yarat~c~~ ve yok edici gücü, yarg~lamas~, tanr~~ korkusu, kurbanlar, ilâhiler, dualar ve tütsülerle tan-r~r memnun etmek, iyi ahlakl~, dürüst ve adil olmak, büyüklere ve küçüklere sayg~~ göstermek, sosyal adalet ve temizlik. Temizlik Sumerlilerde çok önemli idi. Tap~na~a gidenlerin, dua edenlerin, kurban kestirenlerin vücutça temiz olmalar~~ gerekti. Dü~manlar~n y~ kt~klar~~ ~ehirler için onlar~n yazd~klar~~ bir a~~~ tta:

Art~k Karaba~h halk (Sumerliler) tören için y~ kanam~yor, Kirliyi be~enmek onlar~n kaderi oldu,

Görünü~leri de~i~ti.

ikinci yar~s~ndan sonra, S.N. Kramer, Hatice K~z~lyay ve Muazzez Ç~~~ taraf~ ndan yay~ nlanan bu tablederle, Sumer edebiyauna ait yeni konular ortaya ç~km~~~ ve birçok konular da tamamlana-bilmi~tir. Bunlar hakk~ nda bilgi için: Muazzez ~lmiye Ç~~, ~stanbul Arkeoloji Müzele~-i Çiviyaz~l~~ Belgeler Ar~ivinin Sumer Edebiyanna Katk~lar~, X. Türk Tarih Kongresi (Ankara 1990), s. 481-497. Sumer edebiyat~~ hakk~nda daha geni~~ bilgi için: S.N. Kramer, History Begins at Sumer, Ta-rih Sumer'de Ba~lar, çeviren: Muazzez ~lmiye Ç~~~ (Ankara 1990).

(3)

denmektedir2. Bir de "Y~kanmam~~~ elle yeme~e dokunma" atasözü vard~r. Yeni yap~lan binalar, içine girilmeden önce dinsel bir temizlikten geçirilirdi.

Krallar~n nas~l saraylar~~ varsa tannlann da evleri olmal~~ idi. Bunun için görkemli tap~naklar, yanlar~nda basamakl~~ kuleler yap~lm~~t~. Daha sonra bu tanr~~ evleri sinagoga, kiliseye ve camilere yerini verdi3. Sumer tap~nak okul-lar~~ Müslümanl~kta medreselere dönü~tü. Camilerin ve minarelerin üstün-deki yar~m ay, Sumer ay tanr~s~n~n sembolüdür4.

Sumer krallan, tanr~mn yeryüzündeki vekili say~l~yordu. Bu inanç H~ris-tiyanl~kta Papa'ya, Müslümanl~kta Halifeye geçerek devam etmi~tir.

Sumer kanunu Hammurabi kanunun temelini olu~turmu~, ondan Musa'n~n kanunu ve ~slam kanunu etkilenmi~tir. Musa'n~ n kanununda bulunan anaya babaya sayg~, kimseyi öldürmeyeceksin, zina yapmayacaks~n, çalmayacaks~n, yalan tan~kl~k etmeyeceksin, kom~unun kar~s~ na ve mal~na göz dikmeyeceksin gibi kurallar Sumer Kanununda da ayn~. Yaln~z Sumer Kanunu daha insanc~l, göze göz, di~e di~~ yok cezalarda. Ne yaz~k ki, Sumer kanunlar~~ yaz~l~~ olan tabletler çok k~r~kl~, belki de toprak alt~ndan daha ç~kar~lamayanlar da var. Bu yüzden tam kar~~la~t~rma yap~lam~yor. Buna kar~~n daha sonra Samiler taraf~ ndan yap~lan kanunlar~ n, Sumer kanunlanna dayand~~~~ ku~ku götürmez. Buna aç~k bir örnek olarak, ~brahim Peygamberin kar~s~~ ile cariyesi aras~ndaki olay~~ gösterebiliriz. Sumer kanununa göre k~s~r bir kad~n~n kocas~na verdi~i cariyesi çocuk do~urunca, han~m~na kar~~~ büyüklük taslayamaz, öyle yapmaya kalkarsa cezaland~r~l~r. Tevrat ve Kur'an'da yaz~ld~~~na göre ~brahim Peygamberin k~s~r olan kar~s~~ Sara, cariyesi Hacer'i çocuk yapmak üzere kocas~na veriyor. Cariye çocuk

2 S.N. Kramer, The Sumerians, Their Histo~y, Culture and Character, Chicago 1963, p. 143.

3 Sumer'deld "tanr~~ evi" deyimi, Kur'ân'da "Allah~n mescideri" (sure 9: 17,18) ~eklinde bu-lunmaktad~r. Sumer'de mabet veya saray anlam~na gelen "e.gal" kelimesi Tevrat'ta "hegal" ol-mu~tur.

Max I.Dimont, jews, God, and Histo~y, (New York 1962) p. 65'de "Babil topra~~nda Ya-hudiler iki yeni dü~ünce geli~tirdiler, bunlar o zamandan beri insanl~~~n mal~~ oldu. Kurban için tanr~~ evi yerine, dinsel toplant~~ için sinagoglar yapt~lar. Buralarda törenler yapmak yerine dua etmeyi koydular. Sinagoglar H~ristiyanl~kta kiliselerin, Müslümanl~kta camilerin temelini olu~-turdu. Dua, bu insanlar aras~nda tanr~ya adanan bir sembol haline geldi." ~eklinde yaz~lmakta-d~r.

4 Sumer dininde ay kültiinün önemli bir yeri vard~r. Ay'~n ilk göründü~ü gün, 15 günlük oldu~u ve görünmedi~i günlerde törenler yap~l~r, hatta baz~~ yiyecekler yenilmezdi. ~slâmiyet'te de oruç ve bayramlar Ay~n görünü~üne göre yap~lmaktad~r.

(4)

688 MUAZZEZ ILM~YE ÇI~~

do~urup kendisini üstün görmeye ba~lay~nca o~lu ~smail ile çöle götürülüp kocas~~ tarafindan at~llyor5.

Tevrat'a göre büyük erkek çocu~a mirastan özel bir pay verilir, çocuklar isterse baban~n sa~l~~~nda bu pay~~ alabilirler. Ayn~~ kural Sumer'de de var: Lipit-I~tar 32. (Mebrure Tosun, Kadriye Yalvaç, Sumer, Babil, Assur Kanun-lar~~ ve Ammi Saduqa Ferman~~ (Ankara 1975), s. 69. Hammurabi kanunu mad. 165.

Araplarda zina yapan kad~nlar~n ta~lanmas~~ âdeti Tevrat'ta olmas~na .kar~~n (Tesniye 13-23), Kur'an'da böyle bir ceza yoktur. Zina cezas~~ ile ilgili dört âyet bulunuyor. Bunlar:

Süre 4: 15

Kad~nlar~n~zdan zina yapanlara kar~~~ içinizden dört ~ahit getirin. E~er ~ahitlik ederlerse, o kad~nlar~~ ölüm al~p götürünceye kadar, yahut Allah on-lara bir yol aç~ncaya kadar evinizde tutun. ~çinizden zina yapan her iki tarafa ceza verin! E~er tövbe edip uslan~rsa art~k onlara ceza verip eziyet etmekten vazgeçin, çünki Allah tövbeleri çok kabul eden ve çok esirgeyendir.

Süre 24: 2

Zina eden kad~ n ve erkekten her birine yüz sopa vurun. Müminlerden bir grup da onlara ~ahit olsun!

3. Zina eden erkek ancak zina eden veya putperest olan kad~nla, zina eden kad~n da zina eden veya putperest olan erkekle evlenebilir.

Ta~lanma cezas~~ Sumerlilerin eski ça~lar~nda varm~~, fakat de~i~ik bir nedenden. ~.Ö. 2200'lerde Laga~~ Kral~~ Uruinimgina (Urukagina) taraf~ndan yap~lm~~~ sosyal reform metninde, geçmi~~ zamanlarda oldu~u gibi iki koca almaya kalkan kad~nlar ve h~rs~zlar~n, bu fena hareketlerinin yaz~l~~ oldu~u ta~larla ta~lanacaklar~~ bildirilmektedir6. Daha sonra yaz~lan kanunlarda bu ta~lanma konusu bulunmuyor.

5 C.L. Wooley, The Sumerians (New York 1965) p. 102 vd. Hammurabi Kanunu mad. 146. 6 6. S.N. Kramer, The Sumenans p. 322.

- Prof. Horst Steible'nin bana lütfen yeni gönderdi~i kitab~na göre, ta~lanma ile ilgili anla-~~lmas~~ zor cümle için yeni anlamlar öne sürüldü~ünden bu çeviriden vazgeçilmi~tir.

Horst Steible, Die Altsumerischen Bau-und Weihinschrift Teil I (Wiesbaden 1982) S. 319 da buna ait sat~rlar ~öyle:

(5)

Sumer kanunlar~nda zina ile ilgili maddeler, k~r~kl~klar~~ dolay~s~~ ile olsa gerek, yoktur. Buna kar~~n Hammurabi kanununda bulunuyor. Sumer, Ba-bil, Asur Kanunlar~, s. 198 Madde 129. E~er bir adam~ n kar~s~~ bir ba~ka er-kekle yatarken yakalamrsa onlar~~ ba~lay~p suya atacaklar. E~er kad~ n~ n ko-cas~~ ya~aursa, kral da ya~atacak.

130. E~er bir adam, ba~ka bir adam~ n babas~n~n evinde oturan kar~s~n~ , zor kullan~p koynunda yat~r~ rken yakalan~rsa, o adam öldürülecek, kad~n özgür olacakt~r.

Sumer'de bekâret konusu önemli görünüyor. Sumer kanunlar~~ yaz~l~~ olan tabletlerin, k~r~k ve okunamayan yerleri çok. Okunabilen iki madde bunu kan~ tl~yor. Bunlardan birinde, bir kölenin zorla bikrini bozan 5 ~ekel (tahminen 40 gram) gümü~~ vermek zorunda. Di~erinde, dul olarak evlenen bir kad~n, kocas~ndan bo~and~~~nda, k~z olarak evlenen kad~ n~n alaca~~~ taz-minaun yar~s~n~~ alabiliyor'.

Tevrat'ta kural daha kat~. Bir k~z evlendi~inde bâkire olmad~~~~ kanala-n~rsa ta~la öldürülüyor (bak Tesniye 22: 13-21). Buna kar~~n, Kur'an'da be-kâret konusu yok.

Sumer'de zorla tecavüz de ele al~nm~~. "Hür bir adam~n k~z~~ yolda teca-yüze u~rarsa, anne-babas~~ onun yolda oldu~unu bilmemi~lerse, k~z onlara 'tecavüze u~rad~m' derse, anne, baba onu zorla erke~e kar~~ olarak verecek-ler." (The Ancient Near East Supplementary Texts and pictures Relating to old Testament, Editted by James B. Pritchard, Princton 1969, p. 90 madde 7).

Zorla tecavüz, Sumer efsanesine bile konu olmu~. Tanr~~ Enlil, tanr~larm ba~~~ oldu~u halde, evlenmeden önce kar~s~n~~ aldatarak zorla tecavüz etti~i için tanr~lar meclisince yeralt~~ dünyas~ na sürülmü~tür (S.N. Kramer, The Sumerians, 146-147) .

21-22- ~ ki erkek al~rlard~. Bugünün kad~nlar~ na gelince

dü~ürülürler. (noktalar anla~~lmayan kelimeler). Bu sat~ rlar hakk~ ndaki aç~klamalar için bk ayni kitap Teil II, S. 162-164 not 25-29. islâmiyet•ten önce baz~~ Arap kabile- leri anaerkil olup kad~nlar birkaç koca alabiliyorlarm~~~ (Hayrullah Örs, Hazreti Muhammed, ~s-tanbul 1963, s. 160-161). ~srarniyet'ten sonra da baz~~ kabileler aras~ nda anaerkil âdetin sürdü-~ünü, oldukça eski bir tarihte Stern mecmuas~ ndaki, bir Alman kad~ n yazar~ n~ n, Arabistan kabi-leleri aras~nda yapt~~~~ ara~t~rma hakk~ndaki yaz~s~nda ok~~mu~tum.

7 Prof. Dr. Mebrure Tosun, Doç. Dr. Kadriye Yalvaç, Sumer, Babil ve Asur Kanunlar~~ ve Ammi-,Sadaqa Ferman~, (Ankara 1975), s. 40. X. 5-7.

(6)

690 MUAZZEZ ILMIYE ÇI~~

Ayn~~ olay Tevrat'ta (bak: Tesniye 22: 28-29): "E~er bir adam k~z olan ni-~anlanmam~~~ bir genç kad~nla yatarsa ve onlar~~ bulurlarsa adam genç kad~-n~n babas~na 50 ~ekel (~ekel Sumerce'den Akadca'ya geçen bir a~~ rl~ k ölçüsü birimi) gümü~~ verecek ve kad~n onun kar~s~~ olacak". E~er adam ni~anl~~ bir k~zla ~ehirde yatarsa her ikisi de ta~lanarak öldürülüyor.

Kur'an'da bu konu yok.

Sumer'de sosyal adaleti koruyan tanr~ça, senede bir kere insanlar~~ iyi veya fena hareketlerinden dolay~~ yarg~lar, kötüleri cezaland~nr8. Bu inan~~~ ~slâm'a, ~aban ay~n~n onbe~inde Berât kandili olarak girmi~tir.

Sumer tannlann~n esas adlanndan ba~ka, niteliklerine göre di~er adlar~~ da vard~. Babilliler bu adlardan 50 tanesini yeni yaratt~ klar~~ tanr~~ Marduk'a vererek tek tann dü~üncesine do~ru bir ad~m atrn~~lard~.

~slam dininde Allah'a verilen 99 ad, ayn~~ gelene~in bir devam~~ gibi gö-rünüyor.

Sumerlilere göre ölüler, kur adl~~ karanl~k, dönü~ü olmayan bir yer alt~~ dünyas~na gidiyorlar. Tevrat'ta bu ~eol, Yunan'da Hades, ~ncil'de cehennem, ~slâm'da ahret olarak devam etmektedir. Sumerlilere göre burada tekrar di-rilme yok. Fakat yeralt~~ dünyas~~ oran~n tannlar~, rahipleri ve ölenlerin gölge-leriyle bir hayli hareketli yer. Buradan baz~~ özel durumlarda gölgeler yeryü-züne ç~kar~labiliyorlar. Gilgami~'in ça~r~s~~ üzerine arkada~~~ Enkidu'nun göl-gesi ç~karak iki arkada~~ konu~uyorlar. Tevrat Samuel I: 28'de Kral Saul'un is-te~i üzerine Samuel'in gölgesi yer alt~ndan ç~k~yor. Tarih Sumer'de Ba~lar, s. 133-134.

Sumer'de yer alt~ndaki ölülerin ruhlar~~ için yiyecek ve kurbanlar sunu!-marsa, onlar yeryüzüne ç~karak insanlara rahats~zl~k veriyorlar. Ölenlerin ar-kas~ndan çok fazla a~lay~p s~zlanmak onlar~~ rahats~z ediyor. ~slâmiyet'te de ölüler için yap~lan dualar, kurbanlar bu inan~~~n bir devam~~ olmal~. Bizde de "çok a~lay~p ölünün ruhunu rahats~z etmeyin" sözü vard~r.

Yahudilere, Babil tuksakl~~~ndan sonra Perslerin etkisi ile, Zerdü~t di-ninden ölülerin tekrar dirilece~i, cennet, cehennem ve s~rat köprüsü girmi~-tir: Hayrullah Örs, Musa ve Yahudilik, (~stanbul 1966), s. 361.

Tevrat'ta Elohim insanlar~n tanr~~ gibi hareket ettiklerine k~z~p birbirle-rini anlamamalar~~ için birçok dil meydana getiriyor. Sumer'de ise bilgelik

(7)

tanr~m hava tanns~na luz~yor ve insanlar tek dil konu~urken, birbirlerini an-lamayacak ~ekilde birçok diller olu~turuyor.

Sumerliler kendilerinin, tanr~lar taraf~ndan seçilmi~~ üstün bir halk ol-du~unu yazm~~lar, Tevrat'ta Yahve, Kur'an'da Allah ~srail o~ullann~~ üstün bir kavim yapm~~t~r: Tesniye 14.6, Süre 45: 16; 2: 27).

Sumerliler kad~nlar~~ bir tarlaya benzetmi~ler. Ayn~~ deyim hem Tevrat, hem Kur'an'da var. Kur'an'da "kad~nlar~mz sizin için bir tarlad~r, tarlan~za nas~l dilerseniz öyle vann." yaz~l~~ (Süre 2: 223). Bunu müfessirler çe~itli ~e-kilde tefsir etmi~ler. Bk. Turan Dursun, Din Bu 3 (~stanbul 1991), s. 27-28.

Sumer'de tanr~lar "ol" der ve her~ey olur. Kur'an'da ayn~~ deyim "Allah yaln~z ol der" ~eklinde geçmektedir süre 36: 82.

Sumerliler, dünyadaki bütün olaylar~n gökte y~ld~zlarla yaz~l~~ oldu~una inan~rlard~. Kur'an'da gökteld "levhi mahfuz"da yaz~l~~ oldu~u söyleniyor (Sure 22:2). Sumerliler insanlar~n kaderinin tu~lada yaz~l~~ oldu~unu inan~ r-lard~, bizde insan~n aln~na yaz~l~, deriz.

Sumerlilerde 7 say~s~~ çok önemlidir, 7 gün geçmek, 7 da~~ a~mak, 7 ~~~k, 7 a~aç, 7 kap~~ gibi. Ayn~~ ~ekilde Tevrat ve Kur'an'da da 7 say~s~~ bol olarak bu-lunmaktad~r. ~slâm'a göre cennetin 7 kap~s~~ vard~r; Sumer Yeralt~~ Dünyas~'-n~n da 7 kap~s~~ bulunuyor.

Sumerliler tannlann~~ sevindirmek, onlardan bir istekte bulunmak, has-tal~klardan kurtulmak için veya yapt~klar~~ adaklara kar~~l~k kurban kestirir-lerdi. Bu kurbanlar sakats~z ve hastal~ks~z olmal~~ ve kurban sahibi vücutça temizlenmeli idi. Kurbanlar rahipler taraf~ndan özel dualarla kesilirdi. Kur-bamn sa~~ kalças~~ ve iç organlan tannya takdim edilir, gerisi etrafta olanlara da~~t~l~rd~. ~slâml~kta da kurbanlar ayn~~ ko~ullarda kesiliyor. Yaln~z hocamn kesmesi zorunlu de~il. Kurban~n sa~~ kalças~~ ile iç organlar~~ tanr~~ yerine kur-ban sahibine b~rak~l~r, gerisi da~~uhr.

Sumer'de Erhanedan devrinde Ur kral mezarlanna göre, kral ve kraliçe-ler askerkraliçe-leri ve etraf~ndakikraliçe-lerle birlikte gömülürdü. Fakat metinkraliçe-lerde her türlü kurban yaz~lmas~na kar~~~ insan kurban~~ yoktur. Buna mukabil ~srail'de, Yunan'da insan kurban~~ yap~lm~~°. Araplarda da oldu~unu, hatta Muham-

9 Cyrus Gordon, The Conunon Background of Greek and Hebrew Civilizadon (New York 1965) p. 255. ~brânilerde ölü veya dinleri luvand~rmak veya ~ah~slar~n sa~l~~~n~~ korumak için in-san kurban~~ yap~lm~~, Tevrat Samuel II 21:6-9, Hayrullah örs, Mûsa ve Yahudilik, ~stanbul 1966) s. 142.

(8)

692 MUAZZEZ ILMIYE ÇI~~

med'in büyük babas~n~n "e~er on o~lum olursa birini tanr~ya (veya tanr~lara) kurban edece~im" dedi~ini bir kitapta okumu~tum. Mezopotamya'dan gelen ~brahim peygamber bu ilkel adeti kald~rtm~~t~r.

Sumerlilerde, okul tabletlerine göre 6 gün çal~~ma 7'nci gün dinlenme var. Bu Yahudilere Sabbat olarak geçmi~. On emirde "Sabbat"~~ dü~ün, onu kutsal gün olarak gör!" deniyor. 6 gün çal~~~ p yedinci günü tanr~ya adanm~~~ bir dinlenme günü oluyor. Yahudilere göre tanr~~ 6 günde dünyay~~ yaratip yedinci gün dinlenmi~. Bu günün Cumartesi olmas~~ da Babillilerden geçmi~. Babilliler her ay~n 7'nci gününde (~apatu) bir kutlama yaparlard~. Bu üz-günlü~ii ve nefis terbiyesini ifade eden ve Satürn gezegenine adanm~~~ bir gündü, (Saturday, satürn gezegeninden gelen bir gün ad~ , yani Cumartesi). Satürn kötü güçlerin temsilcisi idi. Yahudiler bu günün anlam~ n~~ de~i~tire-rek onu ne~eli bir hale koymu~lard~r. Onlar Cumartesi gününü tanr~ ya dua ederek, kitaplar okuyarak çe~itli e~lencelerle geçirirler ve en ufak bir i~e el sürmezler. ~slamiyete bugün Cuma'ya dönü~türülerek daha hafifietilmi~~ ku-ralla al~nm~~t~r.

Sumer yazarlar~na ve ilahiyatç~lar~na göre her insan~ n ve ailenin bir ~ahsi tanr~s~~ veya ba~ka bir deyimle tannsal baba yerine geçen iyi bir mele~i vard~. Bu bir fal, bir rüya veya do~rudan do~ruya görünen tanr~~ ile bir an-la~ma yap~larak belirlenirdi. Bunun görevi, ba~~ tanr~lardan, ait oldu~u kimse için sa~l~kl~~ ve uzun ömür dilemek ve onun isteklerini tanr~ lar meclisine iletmek. Tevrat'ta (Tekvin 31:53). "~brahim'in, Nahor'un allah~, babalar~ n al-lah~~ aram~zda hükmetsin!" deniyor. Bu da Sumerlilerin ~ahsi tanr~s~ n~ n bir yans~mas~, ~brahim'in allah~, ~brahim ile, onu tan~yaca~~na, kendine allah yapaca~~na dair bir ahit yap~yor, onu da sünnet edilmek suretiyle peki ~tiri-yor.

Kur'an Süre 86:41

"Hiç kimse yoktur ki, onun üzerinde bir koruyucusu ve denetleyicisi bu- lunmas~n." denmektedir ki, bu da Sumerlilerdeki bireylerin özel tannlann~~ yans~t~yor.

Tanr~~ cezas~~ ve ulusal felaket: Yahve, ~sraillilere k~zarak üzerlerine kom~u dü~manlar~~ sald~nyor. Kur'an'da da allah~ n insanlara k~zarak ~ehirleri y~kt~k) anlat~llyorm. Ayn~~ ~ekilde Akad kral~ na k~zan hava tanr~s~~ da~lardan

I° Allah~n yok etmesi: süre 53:49-54. "Do~rusu ~i'ra y~ld~z~ n~ n Rabbi O'dur. ~lk Ad mille-tini, Samud milletini yok edip geri b~rakmayan O'dur. Daha önce de Nuh milletini yok eden

(9)

çekirge sürüleri gibi dü~man Guti'leri indirerek Akad'~, hatta Sumer'i yok ediyorn. Sumer tannlann~n gökte topland~klan duku ad~nda bir yerleri var. ~slam inan~~ma göre de Allah yedi kat gö~ün üzerinde Ar~'da oturuyor. Süre 7:54, 9:3, 11:7, 25:59, 32:11, 56:4.

Kur'an'a göre (süre 42:51) Allah bir insanla ancak vahiy yolu ile, perde arkas~ndan veya bir elçi gönderip diledi~ini ona bildirir.

Tevrat'ta tanr~~ ile ~ah~slar (peygamberler d~~~nda Musa'n~n karde~i, kö-lesi, ~brahim'in kar~s~~ gibi) kar~~l~kl~~ konu~uyorlar veya insan ~ekline girmi~~ melekler tanndan haber getiriyor veya Lar~n iste~ini rüyada bildiriyor.

Sumer'de tanr~~ duvar arkas~ndan konu~uyor (Bilgelik tanr~s~~ Enki, Tu-fan'~n olaca~~n~, Nuh'un kar~~l~~~~ olan Ziusudra'ya duvar arkas~ndan söyle-mi~.) veya tannlar insanlara yapacaklar~~ i~leri rüyalarda bildiriyor. Bunlardan ba~ka fal ve kehanet yolu ile insanlar tannlarm iste~ini ö~reniyorlar.

Tevrat'taki ilâhiler, atasözleri ve deyimlerin Sumerlilerden kaynaklan-d~~~~ anla~~lmaktad~r12. Sumer atasözleri Tufan kahraman~~ Ziusudra'ya babas~~ ~uruppak taraf~ndan, Tevrat'ta Süleyman'a babas~~ Davut taraf~ndan söyleni-yor. Kur'an'da ise Lokman taraf~ndan ad~~ verilmeyen o~luna ö~üt verilisöyleni-yor. Lokman'~n kimli~i hakk~nda çok çal~~~lm~~, baz~lar~~ onun peygamber oldu-~unu, baz~lar~~ da çok dindar oldu~undan tanr~~ taraf~ndan uzun ömür veril-

O'dur, çünki onlar çok zalim ve pek ta~k~n kimselerdi. Lut milletinin kasabalann~~ yere bauran, onlar~~ gömdükçe gömen O'dur."

S.N. Kramer, The Sumerians p. 66.

12 Robert Cooper, The Inquirer's Text-Book, Being Substance of Thirteen Lectures on the

Bi bel, (Bostan, London 1846), p. 111. Bu kitap, Tevrat ve ~ncil'i k~s~m k~s~m ele~tiren 13 konfe-rans~~ kaps~yor. Daha çiviyaz~lan yeni çözülmeye ba~lad~~~~ ve tabletlerden, hele Sumer'den kim-senin haberi olmad~~~~ bir zamanda yaz~lm~~. Bunda bugün Sumerfilerden geldi~ini

kan~tlad~-~~= Tevrat'taki birçok konular~n, Israilliler taraf~ndan yaz~lm~~~ olamayacak', bunlar~n ba~ka

bir dilde yaz~lm~~~ metinlerden al~nd~~~~ öne sürillmü~~ olmas~~ çok ilginç ve ileri görü~lülük. Burada, "Tevrat'taki ilk 5 kitap Musa taraf~ndan yaz~lm~~~ olamaz, çünki o zaman henüz papirus kullan~lm~yor, ancak ta~lar üzerine yanhyordu", deniyor. Ünlü Yahudi filozofu Spinoza-'ya (16. yy.) göre Yahudilerin Babil dönü~ünden en az yüz y~l sonra bunlar yaz~lm~~~ olmah imi~. P. 111'de Tevrat'ta bulunan Atasözleri kitab~n~n Kral Süleyman'~n olamayacak], bunlar~n Yahu-dilerden ba~ka bir kavme ait deyimler kolleksiyonu oldu~u, Süleyman'~n ad~n~n ona

eklendi-~ini, yaz~yor R. Cooper. Çünki "Süleyman'~n Meselleri" bölümünde Bab 25'in ilk saurlannda

"Bunlar Süleyman'~n meselleridir, bunlan Yahuda Krah Hezekiah toplay~p yazd~rm~~." denmek-tedir. Halbuki bu kral, Silleyman'dan 250 y~l sonra ya~am~~. Bu kadar aradan sonra, yay~m ol-mad~~~~ halde nas~l bilmi~ler bunlar~n Süleyman'a ait oldu~unu, diyor yazar. Bunlar hakk~nda ayr~ca bkz. Hayrullah örs, Musa ve Yahudilik, s. 241, Samuel Noah Kramer, In the World of

(10)

694 MUAZZEZ ILMIYE ÇIC,

di~ini, ya~am~~ boyunca bilgisinin artt~~~n~~ söylüyor. O, 560 y~l ya~am~~~ ve bir ad~~ da Sumerce Ziusudra gibi ölümsüz anlam~na gelen Lubad imi~. Arami edebiyat~ nda Ahiciar, Bizans'ta Planudes olarak ortaya ç~ k~yor. Bunlar~ n hepsi Sumer'deki Ziusudra'ya dayanmaktad~r (Paul Lunde, Aesop of the Arabe, Aramco 1974 March-April, P. 2 ff.).

Sumer'de rüyalar tanr~~ bildirisi olarak yorumlan~yor. Bu rüyalardan ba-z~lar~n~n etkisi Tevrat ve Kur'an da görülmektedir. Bunlardan en ilginci Ya-kub'un o~lu Yusuf un rüyas~d~r. Yusuf "rüyamda tarlan~n ortas~nda demetler ba~l~yorduk. Benim demetim kalkt~~ dikildi. Sizin demetiniz onun etraf~n~~ ku~at~p benim demetime e~ildiler" deyince karde~leri "bu bizim üzerimize kral m~~ olacak?" dediler. Yusuf un ikinci rüyas~nda güne~, ay ve 11 y~ld~z~n kendisine e~ildiklerini söylemesi üzerine karde~leri onu öldürmeye karar ve-riyorlar (Tekvin 97:7, 9, Sure 12:4)".

Ayn~~ ~ekilde Sumer Kral~~ Urzababa'n~n yan~nda çal~~an Sargon gör-dü~ü rüyay~~ krala söyleyince, kral benim yerime kral olacak, korkusu ile, Sargon'u öldürmek istiyor Uerrold S. Cooper, Sargon and Joseph, Dream come True. Biblical and related Studies, Presented to Samuel lwery (Indiana) p. 333-35.

Sumer mabet ve saraylar~n~n yap~l~~~nda izlenen yol, bunlar hakk~nda yaz~lan ilahilerde belirtilmi~tir. Yap~ya ba~lamak için önce tanr~n~n önermesi gerek. Bu da genellikle rüyada bildiriliyor. Bundan sonra yap~~ malzemesi ve sanatkârlar toplan~yor. Yap~ya ba~lamadan ve bittikten sonra temizlik tören-leri yap~l~yor. Bu yap~lar~n görkemlili~i ö~ülüyor, adanma hikayesi anlat~l~-yor. Baz~~ ilahilerde yap~p yapt~ran, tanr~~ taraf~ndan kutsanmak suretiyle ödüllendiriliyor". Tevrat'ta da ayn~~ yol izleniyor.

Sumer tanr~~ evleri hangi tanr~~ için yap~lm~~~ ise o tanr~n~n ve ailesinin heykelleri içine konurdu. Kiliselerdeki ~sa ve Meryem'in heykel ve resimleri bu âdetin bir uzant~s~d~r.

Sumerlilerde rahibeler tap~naklara tanr~n~n gelini olarak çeyizleriyle gi-rerlerdi. Bu H~ristiyanl~k'ta devam etmektedir. Törenlerde Meryem'in hey-kelinin [a~~ nmas~, Sumer törenlerinde tanr~~ heykellerinin gezdirilmesini yans~ t~yor.

13 Kur'an'da Yusuf un ikinci rüyâs~~ yaz~h, birincisi yok.

(11)

H~ristiyanl~k'ta oldu~u gibi Sumer'de de günah ç~karan rahipler vard~, bunlar k~rm~z~~ elbise giyerlerdi.

Ba~~ örtme: Sumer tap~naklar~nda rahibeler genel kad~n görevi yap~yor-lard~. Bunlar tanr~~ nam~na seks yapt~klar~ndan kutsal say~lm~~~ ve di~er kad~n-lardan ayr~lmalar~~ için ba~lar~~ örttürülmü~tür°5. Daha sonralar~, ~.Ö. 1500 y~l-lar~nda bir Asur Kral~~ yapt~~~~ bir kanunun k~ rlunc~~ maddesi ile evli ve dul kad~nlar~~ da ba~lar~n~~ örtmeye mecbur etmi~tir. Fakat k~zlar, cariyeler ve so-kak fahi~elerinin örtünmesi yasak, örtünürlerse ceza var (Prof. Mebure To-sun - Doç. Dr. Kadriye Yalvaç. Sumer, Babil, Assur Kanunlar~~ ve Ammi-adaqu Ferman~, (Ankara 1975) s. 252 madde 40. Böylece me~ru seks yapan evli ve dul kad~nlar~~ da mabet fahi~eleri düzeyinde saym~~lard~r.

Bu gelenek Yahudilere geçmi~, dindar Yahudi kad~nlar~~ evlenince saçla-r~n~~ tra~~ ettirip bir peruk veya ba~örtüsü ile ba~lasaçla-r~n~~ örtmü~ler. H~ristiyanl~k-'ta rahibeler ayn~~ ~ekilde ba~lar~n~~ örtüyorlar, ilginç olan~~ Tevrat'~ n son ya-z~ld~~~~ zamana kadar Yahudiler aras~nda tanr~~ nam~na fuhu~~ yapan kad~n ve erkekler varm~~. Tevrat Tesniye 23:18'de "~srail o~ullar~ndan ve k~zlar~ndan kendilerini fuh~a vakfetmi~~ kimseler olmayacakt~r. Kad~nlar! fuh~un ücretini herhangi bir adak için Allah~n Rabbin mabedine getirmeyeceksin, çünki bunlar~n ikisi de Allah~n rabbe mekruhtur." ~eklinde yaz~l~yor. Yahudi fahi-~eleri yüzlerine peçe koyuyorlarm~~~ (Tevrat Say~ lar 5:8). Bunun Araplarda da oldu~unu duydum ama yaz~l~~ bir kan~ t bulamad~m. ~slâm'a örtünme, erkek-ten kaçma ~eklinde geçmi~. Buna kar~~ n erkeksiz bir yerde Kur'an okunur-ken veya dua ederokunur-ken kad~nlar~n ba~~n~~ örtmesi, Sumer gelene~inin bir de-vam~d~r. Kur'an'da örtünme ile ilgili ayetler:

Süre 7:26-32

Ey Adem o~ullar~! size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Tekvan (iman) elbisesi ise daha hay~rl~d~ r. Ey Adem o~ullar~! her mescide gidi~inizde ziynetli elbiseler giyiniz. Y~yin için, fakat israf etmeyin!

Süre 16:81

Allah yaratuldar~ ndan sizin için gölgeler yapt~. Da~larda sizin için bar~-naklar yaratt~~ ve sizi s~caktan koruyacak elbiseler ve sava~ta sizi koruyacak z~rhlar yaratt~.

(12)

696 MUAZZEZ ILMIYE ÇI~~ Süre 24:31

Mümin kad~nlara söyle: gözlerini korusunlar, namus ve iffetlerini esirge-sinler. Görünen k~s~mlar~~ müstesna olmak üzere ziynetlerini te~hir etmesin-ler. Ba~~ örtülerini yakalann~n üstüne örtsünetmesin-ler. Kocalar~, babalar~, kocalar~-n~n babalar~, kendi o~ullar~, erkek karde~leri, erkek karde~lerinin o~ullar~, k~zkarde~lerinin o~ullar~, kendi kad~nlar~, ellerinin alt~nda bulunan erkek-lerden kad~na ihtiyac~~ kalmam~~~ hizmetçiler, yahut henüz kad~nlar~n gizli kad~nl~k hususiyetlerinin fark~nda olmayan çocuklardan ba~kas~na ziynetle-rini göstermesinler. Gizlemekte olduklar~~ ziynetleri anla~~ls~n, diye ayaklar~n~~ yere v~~rmas~nlar (bu ayetteki "ziynetler" nedir? bu çe~itli ~ekilde yorumlan-m~~. Kimi kad~n~n vücudu, kimi de tak~lar ziynettir, demi~).

Süre 24:60

Bir niUh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmi~~ ya~l~~ kad~nlar~n ziynetle-rini göstermeksizin, d~~~ elbiseleziynetle-rini ç~karmalar~nda kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmalar~~ kendileri için daha hay~rl~d~r (burada "ziynet" kad~n~n vücudu olacak.)

Baz~~ Sumer rahibeleri evlenseler bile çocuklar~~ olmamal~~ idi. Kazara böyle do~an çocuklar öldürülürdü. Çünki bu kad~ nlar tanr~n~n kar~s~~ oldu-~undan, do~an çocuklar da tanr~ n~ n çocu~u say~ l~yordu. Sumerliler bir ölümlüden tanr~n~n çocu~unu istemiyorlard~. Bu ve Kur'addaki bir âyet ~sa-'n~n neden tannn~n o~lu olarak kabul edildi~ine bir aç~kl~k getiriyor. Kur'an Süre 3:35-37: "~mran'~n kar~s~~ ~öyle demi~ti": "Rabbim karn~mdakini azatl~~ bir kul olarak sana adad~m. Ada~~m~~ kabul buyur. Rabbim onu k~z do~ur-dum, ona Meryem ad~n~~ verdim. Kovulmu~~ ~eytana kar~~~ onu ve soyunu sana ~smarl~yorum." dedi. Rabbi ona hüsnü kabul gösterdi ve güzel bir bitki gibi yeti~tirdi. Zekeriya'y~~ (teyzesinin kocas~n~ ) rabbi onun bak~m~~ ile görevlen-dirdi. Zekeriya onun yan~na, mabede her geli~inde orada bir r~zk bulur 'bu sana nereden geliyor' derdi. O da 'Allah taraf~ndan' derdi. Bu ayetten anla-~~ ldanla-~~~na göre o zaman mabetler vardanla-~~ (Tevrat ve ~ncil'de de mabederin bu-lundu~u yaz~l~). Meryem mabede adanm~~~ ve orada yeti~mi~~ bir k~zd~. Her-hangi bir ~ekilde, baz~~ kitaplara göre de ni~anl~s~~ Yusuf tan hamile kalm~~t~. Onu gidip ücra bir yerde do~urmas~, tanr~n~n çocu~u diye öldürülmesinden korktu~u için olmal~. ~sa büyürken tanr~n~n o~lu oldu~u kendisine a~~lanm~~~ bulundu~-undan "ben tanr~n~n o~luyum" diyerek ortaya ç~kmas~~ geç de olsa ölümüne neden olmu~, olmal~.

(13)

Mezopotamya'daki eski ça~lardan ba~layarak Yeni Babil devrine kadar adak olarak veya k~d~ktan korumak üzere çocuklar mabede verilirdi. Mer-yem hikâyesinde de bu gelene~in sürdü~ü anla~~l~yor (L.O. Oppenheim,

Ancient Mesopota~nia, Chicago 1964, p. 107).

Gelelim Sumer efsanelerinden bu dinlere geçen konulara:

Yaraul~~: Sumer efsanesine göre evrende ilk olarak Tanr~ça Nammu ad~nda, büyük uçsuz bucaks~z bir su vard~. Tanr~ça o sudan büyük bir da~~ ç~-kar~yor. O~lu hava tanns~~ Enlil, onu ikiye ay~nyor. üstü gök oluyor, gök tan-ns~~ onu al~yor, yer olan alt~~ da yer tannças~~ ile hava tanns~n~n oluyor. Bilge-lik tanr~m ile hava tanns~~ yeri bitkiler, a~açlar, sularla donat~yor. Hayvanlar yarat~l~yor ve hepsini idare edecek tanr~lar meydana getiriliyor'6.

Tevrat Tekvin 1:2-9

"Sular~n yüzü üzerinde Allah~n ruhu hareket ediyordu. Allah sular~n or-tas~nda kubbe olsun, sular~~ ay~rs~n" dedi ve Allah kubbeyi yapt~. Altta olan suyu üstte olan sudan ay~rd~~ ve Allah kubbeye gök ve alttaki kuru topra~a "yer" dedi." Bundan sonra yerin bitkiler ve hayvanlarla donaum~~ geliyor.

Kur'an Süre 21:30

"Gökler ve yer yap~~~k iken onlar~~ ay~rd~~~m~z~, bütün canl~lar~~ sudan meydana getirdi~imizi bilmezler mi?"

Burada Sumer ile Tevrat hikâyesi birbirine çok yak~n. Kur'an çok yüzey-sel. Fakat ana fikir, gök ve yerin ba~lang~çta biti~ik olmas~, bunlar~n sudan ç~kmas~~ ayn~".

16 Tarih Sumer'de Ba~lar, s. 64-69. 17 Kur'anda yaratah~~ ile ilgili di~er ayetler:

Süre 10:3

~üphesiz ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri 6 günde yaratan, sonra da i~leri idare ederek

arsa yerle~endir. Süre 11:7

O, ar~~~ su üzerinde iken gökleri ve yeri 6 günde yaratand~r. Süre 25:59, 32:4 iki ayette ayn~.

Gökleri ve yeri ve ikisinin aras~ndakileri 6 günde yaratan, sonra at-~a yerle~en Rahmand~r. Süre 37:11

Ey Muhammed Allaha e§ ko~anlara sor! kendilerini yaratmak m~~ daha zordur, yoksa bizim yaratt~~~= gökleri yaratmak m~? Asl~nda biz kendilerini özlü çamurdan yaratm~~~zd~r.

Süre 41:9, 11-12

(14)

698 MUAZZEZ ILMIYE Ç1~~

~nsan~n Yaraul~~~~

Sumer'de: Tannlar, özellikle di~i tanr~lar ço~almaya ba~lay~nca i~lerinin çoklu~undan, yiyecelderini haz~rlaman~n zorlu~undan yak~n~yorlar ve bütün tannlan var eden deniz tannças~~ Nammu'ya bir çare bulmas~~ için yalvanyor-lar. O da bilgelik tanr~s~na bilgeli~ini ve marifetini göstermesini söylüyor. Bilgelik tan~-~s~~ yumu~ak kilden ~ekiller yap~yor ve tannçaya's:

Ey annem! ad~n~~ verece~im yarat~k oldu, Onun üzerine tanr~lann görüntüsünü koy19 Dipsiz suyun çamurunu kan~ur,

Kol ve bacaldan meydana getir.

Ey annem! yeni do~an~n kaderini söyle!

Sonra duman halinde bulunan gö~e yöneldi ve ona ve yeryüzüne "isteyerek veya istemeye-rek buyru~uma gelin" dedi. Ikisi de "isteyeistemeye-rek geldik" dediler. Allah bunun üzerine 2 gün içinde 7 gök yaratt~~ ve her gö~ün i~ini kendisine bildirdi. Yak~n gö~ü ~~~klarla donatuk ve bo-zulmaktan koruduk (Burada hem Allah, hem üçüncü ~alus konu~uyor).

18 S.N. Kramer, The Surnerians, p. 150-151.

19 Buradan anla~~laca~~~ üzere Sumer'de tanr~lar insan~, kendi görünf~~lerinde

yaratm~~-lard~. Bu da onlar~n tanr~lar' insan gibi dil~ündüklerine bir kan~t oluyor. Ayn~~ deyimi Tevrat'ta buluyoruz.

Tekvin Bab 1:27: Ve Allah insan~~ kendi suretinde yaratt~, onlar~~ erkek ve di~i olarak yaratt~. Tekvin Bab 9:6: Çiinki Allah kendi suretinde Adam'~~ yapt~. Yahvecilere göre, tanr~~ bah-çede dola~~r, uyur, insanla giire~ir. Musa ve Yahudilik, s. 35.

Kur'an Süre 5:64: Yahudiler "Allah~n eli s~lud~r" dediler. Dediklerinden ötürü elleri ba~-lans~n. Lânet olsun! Hay~r! onun iki eli de aç~kt~r, nas~l dllerse sarf eder." Süre 3:115: Do~u da bat~~ da Allah~nd~r. Nereye dönerseniz Allah~n yüzü oradad~r. Süre 38:71.

Rabbin meleklere demi~ti ki, "Ben muhakkak çamurdan bir insan yarataca~~n~. Onu ta-mamlay~p içine ruhumdan ufürdü~iim zaman derhal ona secdeye kapan~n!" Melekler toptan secde ettiler. Yaln~z iblis secde etmedi, zira o bilyuklük taslad~, kâfirlerden oldu. Allah: "ey iblis! iki elimle yaratu~una secde etmekten seni meneden nedir? Bübürlendin mi, yoksa yC~celerden mi oldun?" dedi. Iblis "Ben ondan haprlirm, beni ate~ten, onu ise çam~~rdan yaratnn." dedi.

Bu konu ile ilgili yorumlar hakk~nda daha geni~~ bilgi için: Dr. Muhammed Ul-Behiy, çevi-ren Fuat Sezgin, ~siân~~ Dii~üncesinin ~la'hi Taraf~~ (Istanbul 1948) s. 26-29.

Bir hadiste Muhammed "yüce tann yaratuklar~m yaratma i~ini bitirince s~rt üstü uzand~. O s~rada bir aya~~n~~ öbür aya~~n~n üzerine koymu~tu. Bunun benzerini yapmak hiç kimseye uygun de~ildir" demi~. Bunun yaz~ld~~~~ yerler için bk. Turan Dursun, Tabu Can Çekiyor DIN BU2, (Istanbul 1991) s. 209. Bu da Muhammed'in Allah~~ insan ~eklinde alg~lad~~~n~~ göstermektedir.

Roger Arnaldez, Hazreti Muhammed (Hadis ve Sözleri), Tercüme, Burhanettin Sem (Istanbul 1982) s. 163'e göre, ~eriatglar Allah~~ gölderde tahunda oturmu~, gözü, kula~~, eli, aya~~~ olan bir insan gibi tasavvur ediyorlar. Hatta baz~~ bilim adamlan onun vilcudunu evvela et-ten kemiket-ten olu~an bir varl~k olarak bile du~iinmu~ler.

Alulc~lar ise Allah~~ böyle dü~ünmek puta benzetmek olur, diyor. Onlara göre o manevi bir güçtür.

(15)

~~te o bir insan!

Bu i~~ esnas~nda bütün tanr~lar~n annesi, yer tanr~ças~, do~um tanr~ças~~ ve bilgelik tanr~s~~ olmak üzere 4 tanr~~ birlikte bulunuyorlar. Tevrat, Tekvin 2:7: "Rab allah yerin topra~~ndan Adam'~~ yapt~, ve onun yüzüne hayat nefe-sini üfledi ve Adam ya~ayan can oldu."

Tevrat'ta insan~n yaratfl~~~~ iki türlü anlat~lm~~ur.

Tekvin Bab 1:26, Allah yeri, gö~ü, y~ld~zlar~, bitkileri, hayvanlar~~ yaratük-tan sonra "Allah dedi: Suretimizde benzeyi~imize göre insan yapal~m! O yer-yüzünde her~eye hâkim olsun. *Ve Allah insan~~ kendi suretinde yaratt~~ ve onlar~~ erkek ve di~i olarak yaratt~. Böylece yarat~lman~n son günü, 6. gün bi-tiyor. Talmud'a göre Adem'le birlikte yarat~lan kad~n~n ad~~ Lilit'dir. Bu ka-d~n kendini Adem'le e~it görüp, onun sözünü dinlememi~~ ve bir di~i cin ol-mu~, erkeklere sata~maya ba~lam~~. Yakalad~~~~ bir erke~i b~rakmazm~~. Özel-likle ay~n yedinci günü erkekler için büyük tehlike imi~. Bu Lilit Sumer a~k tanr~ças~~ ~nanna'n~n a~ac~na yuva yap~p onu kestirtmeyen bir cinin ad~. bk. Hartrnut Schmökel, Das Land Sumer, (Stuttgart 1962) s. 141.

Yarat~l~~~n 6. gününde insan "erkek ve di~i" olarak yarat~ld~~~~ halde, bundan sonraki sahife Tekvin 2:5-23 de görülece~i gibi, yeniden Adem'in çamurdan, kad~n~n da onun kaburgas~ndan yarat~ld~~~~ bildiriliyor.

Kur'an'da insan~n yarat~l~~~~ çe~itli surelerde de~i~ik tarzda geçiyor: Sure 23:12, "insan~~ süzme çamurdan yaratt~k."

55:14 "Allah insan~~ pi~mi~~ çamura benzeyen balç~ktan yaratt~."

3:19 Allah~n nezdinde ~sa'n~n durumu Adem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yaratt~."

32:7 "O ki, yaratt~~~~ her~eyi güzel yapm~~~ ve ilk ba~ta insan~~ çamurdan ya-ratm~~t~r."

6:2 "Çünki bizi çamurdan yaratan, ölüm zaman~n~~ takdir eden ancak odur."

15:26 "And olsun ki, biz insan~~ (pi~mi~) kuru bir çamurdan, ~ekillenmi~~ c~-v~k bir balç~ktan yaratuk." Bu ayetin di~er bir çevirisi de: "And olsun ki, insan~~ balç~ktan, i~lenebilen kara topraktan yaratt~k." Ayet 27-28: Rabbin meleklere: "ben, balç~ktan, i~lenebilen kara topraktan bir in-

(16)

700 MUAZZEZ ILMIYE çiC;

san yarataca~~m, onu yap~p ruhumdan üfledi~imde ona secdeye ka-pan~n." demi~ti: 30-31. Bunun üzerine, ~blisin d~~~nda bütün melek-ler hemen secde ettimelek-ler. Allah: Ey iblis! seni secde edenmelek-lerle beraber olmaktan al~koyan nedir?" dedi 33. "balç~ ktan, i~lenebilen kara top-raktan yaratt~~~n insana secde edemem" dedi: 34. Öyle ise defol ora-dan sen art~k kovulmu~~ birisin, do~rusu hesap gününe kadar lanet sanad~r" dedi.

Görüldü~ü gibi her üç dinde de insan çamurdan yaraulm~~. Fakat Su-mer'de insan~ n yaraulma nedeni ve nas~l yarat~ld~~~~ ayr~nt~l~~ olarak anlaul-m~~ur.

Adem 'in Cennetten Kovulmas~~

Sumer'de: Dilmun ad~nda, saf, temiz, parlak tanr~lar~n ya~ad~~~~ bir ülke var. Hastal~k ve ölüm bilinmeyen ya~am ülkesi. Fakat orada su yok. Su tanr~s~, güne~~ tanr~s~na, yerden su ç~ kararak oras~n~~ tatl~~ su ile doldurmas~n~~ söy-lüyor. Güne~~ tanr~s~~ söyleneni yap~yor. Böylece Dilmun meyve bahçeleri, tar-lalar~~ ve çay~rlar~~ ile tanr~lar~n bahçesi haline geliyor. Bu cennet bahçesinde yer tannças~~ 8 bitki yeti~tiriyor. Bu a~açlar meyvelenince bilgelik tanr~m Enki her birinden tad~yor. Buna yer tannças~~ çok luz~yor, tanr~y~~ ölümle lânetle-yerek ortadan yok oluyor. Bilgelik tanr~s~~ çok a~~r hastalamyor. Di~er tanr~-lar büyük güçlüklerle yer tannças~n~~ butanr~-larak bilgelik tanr~s~n~~ iyi etmesi için yalvanyorlar. Tanr~ça, tanr~n~n 8 bitkiye kar~~~ hasta olan 8 organ~~ için birer tanr~~ yarat~yor. ilginç olan, yarat~lan tannlardan be~i tanr~ça (bu doktorlukta ilk uzmanla~may~~ da göstermesi bak~m~ndan önemli). Hasta olan organlar-dan biri kaburga. Onu iyi eden tannçan~n ad~~ "kaburgan~n han~m~~ anlam~na gelen Ninti'dir. Bu kelimede Nin han~m, ti kaburgad~r. Unin bir anlam~~ da hayat'd~r.

E~er ikinci anlam~yla tercüme edersek tannçan~n ad~~ "hayat~n han~m~"

Bu hikaye, Tevrat'ta Tekvin 2:5-23.

Ve henüz yerde bir k~r fidan~~ yoktu ve bir k~r otu henüz bitmemi~ti; çünki Rab Allah yerin üzerine ya~mur ya~d~rmam~~t~; ve topra~~~ i~lemek için adam yoktu ve yerden bu~u yükseldi ve bütün topra~~~ sulad~. Ve Rab Allah yerin topra~~nda Adam'~~ yapt~; ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve

(17)

adam ya~ayan can oldu. Ve Rab Allah ~arka do~ru Aden'de bir bahçe dikti ve Adam'~~ oraya koydu ve Rab Allah, görünü~ü güzel ve yenilmesi iyi olan her a~ac~~ ve bahçenin ortas~na da "hayat a~ac~n~" ve "iyilik ve kötülü~ü bilme a~ac~n~" yerden bitirdi ve bahçeyi sulamak için Aden'den bir ~rmak ç~kt~~ ve oradan bölünerek dört kol oldu (Bunlardan ikisi Dicle ve F~rat). Ve Rab Al-lah baks~n ve onu korusun diye Adam'~~ oraya koydu ve Rab AlAl-lah Adam'a, "bahçenin her a~ac~ndan ye, fakat iyilik, kötülük bilme a~ac~ndan yemeye-ceksin! Yersen ölürsün!" dedi ve Rab Adam'~~ yaln~z b~rakmamak için bütün hayvanlar~~ topraktan yapt~~ ve onlara ad koymak için Adam'~~ getirdi. Fakat Adam yaln~z idi. Rab Adam'a derin bir uyku verdi, onun kaburga kemikle-rinden birini ald~~ ondan bir kad~n yapt~~ ve onu Adam'a getirdi ve Adam

dedi: "~imdi bu benim kemiklerimden kemik ve etimden ettir, buna

nisa

denilecek!" Bundan sonra y~la= kad~n~~ kand~rarak yasak meyveyi yedirdi~-i ve bahçede olan Allah ile konu~malar~~ geliyor. Allah y~lan~~ lanetliyor. Allah Adem (burada Adam yerine Adem deniyor)21 ve kar~s~na giymeleri için kaf-tan yap~yor. Kad~n~~ a~~-~l~~ çok çocuk yapmas~~ ve Adem'i de toprakla u~ra~-mas~~ ile cezaland~rarak onlar~~ Aden bahçesinden kovuyor. Buraya kadar ne-dense kar~s~n~n ad~~ verilmemi~. Ancak Bab 4'ün ba~~nda kar~s~n~n ad~n~n Havva oldu~u ve Habil Kain'i do~urdu~u yaz~l~.

Görüldü~ü gibi Tevrat'ta (Bab 1:27) yarat~l~~~n alt~nc~~ ve son gününde Allah insan~~ erkek ve di~i olarak yaratm~~~ oldu~u halde, Adam'~~ tekrar yerin topra~~ndan, e~ini de onun kaburgas~ndan yarat~yor. Buna göre Bab 2:4-23'de anlat~lanlar, Sumer hikâyesinden al~nmad~n

Kur'an'da bu konu çok yüzeysel ve çe~itli sûrelerde parça parça anlat~n- yor.

Süre s~ras~~ ile: Süre 2:31

Allah Adem'e her ~eyin ismini ö~retti, Süre 2:32:

"Ey Adem! E~yan~n isimlerini meleklere anlat." dedi.

21 Adem, Amortice'de Adamu, ~branice'de Adam veya Ha-Adam, anlam~~ insan, daha

do~-rusu "k~rm~z~~ toprak". Daha geni~~ bilgi için I.M. Diakonoff, Father "Adam", Afo Beiheft 19. s. 16 vd.

(18)

702 MUAZZEZ ILMIYE ÇIG Süre 2:35-37

"Ey Adem! E~in ve sen cennette kal~n! orada olanlardan istedi~iniz yer-den bol bol yiyin, yaln~z ~u a~aca yalda~maym, yoksa zalimleryer-den olursunuz" dedik. ~eytan orada ikisini de ayartu, onlar~~ bulunduklar~~ yerden ç~kartt~. Onlara "birbirinize dü~man olarak in, yeryüzünde bir müddet için yerle~ip geçineceksiniz" dedik. Adem Rabbinden emirler ald~, onlar~~ yerine getirdi, Rabbi de bunun üzerine tövbesini kabul etti.

Süre 7:19-26

"Ey Adem! sen ve e~in cennette kal~n ve istedi~iniz yerden yiyin, yaln~z ~u a~aca yakla~maym, yoksa zalimlerden olursunuz." ~eytan ay~p yerlerini kendilerine göstermek için onlara f~s~ldad~: "Rabbinizin sizi bu a~açtan me-netmesi, melek olman~z~~ veya burada temelli kalman~z~~ önlemek içindir." Do~rusu ben size ö~üt verenlerdenim" diye ikisine yemin etti. Böylece onla-r~n yamlmalaonla-r~n~~ sa~lad~. A~açtan meyve tatuklaonla-r~nda kendilerinin ay~p yer-lerini gördüler. Cennet yapraklar~ ndan onlar~~ örtmeye koyuldular. Rabbi onlara "ben sizi o a~açtan menetmemi~~ miydim? ~eytan~n size apaç~k bir dü~man oldu~unu söylememi~~ miydim?" diye seslendi. Her ikisi "rabbimiz kendimize yaz~k ettik, bizi ba~~~lamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybe-denlerden oluruz" dediler. "Birbirinize dü~man olarak inin, siz yeryüzünde bir müddet için yerle~ip geçineceksiniz, orada ya~ar, orada ölürsünüz, orada dirilirsiniz" dedi.

Süre 20:115-132:

"And olsun ki, biz daha önce Adem'e ahd vermi~tik, fakat unuttu, onu azimli bulmad~ k. Meleklere `Adem'e secde edin' demi~tik, ~blisten ba~ka hepsi secde etmi~, o çekinmi~ti. "Ey Adem! do~ru bu, senin e~inin dü~man~-d~ r, sak~ n sizi cennetten ç~ karmas~ n, yoksa bedbaht olursun. Do~rusu cen-nette ne ac~k~rs~ n ne de ç~ plak kal~rs~ n, orada ne susars~n ne de güne~in s~-ca~~nda kal~rs~n" dedik. Ama ~eytan ona vesvese verip: "Ey Adem! sana son-suzluk a~ac~n~~ ve sana çökmesi olmayan bir saltanat~~ göstereyim mi?" dedi. Bunun üzerine ikisi de o a~ac~n meyvesinden yedi, ay~p yerleri görünüverdi. Cennet yapraklar~yla örtünmeye koyuldular. Adem Rabbine ba~~ kald~rd~. Rabbi yine de onu seçip do~ru yolu gösterdi."

Görüldü~ü gibi bu hikâye Sumer ve Tevrat'ta birbirine oldukça paralel. ~ kisinde de bir tanr~~ bahçesi, dikilmi~~ a~açlar, bahçeden su ç~ kar~lmas~, yasak

(19)

meyvenin yenmesi, lanetlenme. Sumer'de kaburgay~~ iyi etmek için tanr~ça yarat~l~yor, ad~~ kaburgan~n han~m~. Hikaye Tevrat'a geçerken kad~n kabur-gadan yaraulm~~~ ve ad~~ Sumer'deki ikinci anlam~~ olan Hayat~n Han~m~'n~n

(ya~atan han~m) ~branice kar~~l~~~~ Havva olmu~tur.

Kur'an da cennet bahçelerine ait de~i~ik surelerde çe~itli ayetler var". Yasak a~ac~n "sonsuzluk a~ac~" oldu~u yaln~z Sure 20:20'de belirtilmi~.

Cen-netten y~lan de~il ~eytan ç~kart~yor; ne Havva'n~n ad~, ne de kaburgadan ya-rat~ld~~~~ yaz~l~.

~slam mitolojisinde, Adem'in yarat~lmas~~ ve cennetten kovulmas~~ daha de~i~ik (Meydan Larousse Adem). "Allah, Cebrail, Mikail, Azrail, ~srafil adl~~ meleklerine 7 kat yerden 7 avuç toprak getirmelerini emretti. Fakat yer yu-varla~~~ bu topra~~~ vermeye raz~~ olmad~. Azrail topra~~~ zorla ald~. Allah bu toprak üzerine günlerce ya~mur ya~d~rd~, onu yumu~atu, melekler yo~urdu. Ve Allah ~ekillendirdi. Adem 80 y~l ~ekilsiz toprak olarak, 120 y~l da ruhsuz bekledi. ~ekil ve renk kazand~ktan sonra meleklere, Adem'e secde etmesi emredildi. Bu emri yaln~z ~eytan dinlemedi. Bu yüzden cennetten koyuldu. Cennetteki iyiyi kötüden ay~rmaya ölçü olan elma a~ac~ndan yemesi Adem'e yasak edilmi~ti. Cennetten kovulmas~na k~zan ~eytan, y~lan ile anla~~p Adem ile Havva'y~, yasak meyve yedirterek cennetten kovduruyor. Adem yapt~~~na pi~man olarak yalvar~yor. Cebrail vas~ tas~~ ile af edilip Mekke'de Arafat'a

22 Süre 55: 49

Rabbine kar~~~ durmaktan korkan kimseye 2 cennet vard~r. 48. Bu iki cennet türlü a~açlarla dolud~~r.

50. Bu cennetlerde akan 2 kaynak vard~r.

62. Bu iki cennetten ba~ka iki cennet daha vard~r. ~ kisinde de fi~luran 2 su vard~r. Süre 61:12

~~te o takdirde O, sizin günahlar~ mz~~ ba~~~lar, sizi zemininden ~rmaklar akan cennedere Adn (Aden) cennederindeki güzel meskenlere koyar. ~~te en büyük kurtulu~~ budur.

Süre 47:15

Müttekilere vadolunan cennetin durumu ~öyledir: ~çinde bozulmayan sudan ~rmaklar, tad~~ de~i~meyen sütten ~rmaklar, içenlere kuvvet veren ~araptan ~rmaklar ve silzme baldan ~r- maklar vard~r. Orada meyvelerin her çe~idi onlannd~r. Bunlardan da öte, Rablarmdan bir ba- ~~~lama vard~r."

Süre 19:61-62

Tövbe eden, iman eden ve iyi davran~~ta bulunanlar hiçbir haks~zl~~a u~raulmaks~z~n cen- nete, yani çok merhametli Allah~n kullar~ na g~yaben vadetti~i Adn cennetkrine girecekler. ~üphesiz O'nun va'di yerini bulacakt~r.

Süre 38:49-50

Do~rusu Allah'a kar~~~ gelmekten sak~nanlara güzel bir gelecek vard~r. Kap~lar~~ yaln~z ken- dilerine aç~lm~~~ Adn cennetleri vard~r.

(20)

704 MUAZZEZ ILMIYE ÇIG

gönderiliyor. Orada Havva ile bulu~uyor. Adem'e Mekke'yi yapmas~~ emredi-liyor. Cebrail'de hac merasimini ö~retiyor; ve böylece insan nesli türüyor. "Bunda Havva'n~n nas~l yarat~ld~~~~ bildirilmemi~. Görüldü~ü gibi, bu efsane ile Kur'an aras~nda oldukça büyük farkl~l~k var. ilginç olan insan~n yarat~l-mas~nda Allaha 4 melek yard~mc~~ oluyor. Sumer'de de 4 önemli tanr~. Bu-rada cennette bulunan elma a~ac~. Bu a~aç, Sumer efsanelerinde çok geçen, özellikle a~k tanr~ças~~ ile ilgili bir a~açur. Kur'an'da bir defa bunun sonsuz-luk a~ac~~ oldu~u yaz~lm~~. Sumer'de yasak meyveyi, bilgelik tanr~s~~ Enki'ye, iki yüzü olan veziri ~simut veriyor. Bu i~i Tevrat'ta y~lan, Kur'an'da ~eytan, bu efsanede ikisi birden yap~yor. Burada Adem'in, Allah taraf~ ndan affedil-mesini Cebrail sa~l~yor. Sumer'de tanr~lar~n yalvarmas~~ ile, ana tanr~ça, bil-gelik tanr~= iyi ediyor.

Sumer'de bilgelik tanr~s~~ Enki, insanlara, di~er tanr~lardan haber getiri-yor. ~slam'da ayn~~ i~i Cebrail yap~getiri-yor. Cebrail'in kudret sahibi olmas~, kemale eri~tiricilik nitelikleri de (Meydan Larousse, Cebrail) Bilgelik tanr~sma uy-maktad~r. ~slam efsanesinde Havva'n~n nas~l yarat~ld~~~~ belirtilmemi~. Adem ve Havva'n~n çocuklar~~ Habil ve Kain hikâyesi:

Tevrat, Tekvin Bab 4:1

Ve Adem kar~s~~ Havva'y~~ bildi ve gebe kal~p Kain'i do~urdu ve yine kar-de~i Habil'i do~urdu. Habil koyun çoban~~ oldu. Fakat Kain çiftçi oldu. Ve Kain günler geçtikten sonra, topra~~n semeresinden Rabbe takdime getirdi. Habil de sürüsünün ilk do~anlar~ndan ve ya~lar~ndan getirdi. Ve Rab Ha-bil'e ve onun takdimesine bakt~, fakat Kain'e ve onun takdimesine bakmad~. Ve Kain çok öfkelendi ve Rab Kain'e dedi: "Niçin öfkelendin ve surat~n~~ as-un? E~er iyi davran~rsan o yükseltilmeyecek mi? Ve iyi davranmazsan günah kap~da pusuya yatm~~t~r. Ve onun istedi~i sensin, fakat sen ona üstün ol. Ve Kain karde~i Habil'e söyledi ve vaki oldu ki, k~rda olduklar~~ zaman Kain kar-de~i Habil'e kar~~~ kalkt~~ ve onu öldürdü.

Bu konu Kur'an'da yine çok k~sa ve bu adlar da yok. Sure 5:27-31

"Onlara, Adem'in iki o~lunun haberini gerçek oku: Hani bir kurban takdim etmi~lerdi de birisinden kabul edilmi~, di~erinden kabul edilme-mi~ti. "Andolsun seni öldürece~im" dedi. Di~eri de ancak sak~nanlardan ka-bul eder." dedi. Andolsun ki, sen öldürmek için bana elini uzatsan, ben sana

(21)

öldürmek için el uzatacak de~ilim. Ben alemlerin Rabbi olan Allahtan kor-kar~m." "Ben istiyorum ki, sen hem benim günah~m~, hem de kendi güna-h~n~~ yüklenip ate~e aulacaldardan olas~n: Zalimlerin cezas~~ budur." dedi. Ni-hayet nefsi onu, karde~ini öldürmeye itti de onu öldürdü. Bu yüzden de kaybedenlerden oldu. Derken Allah, karde~inin cesedini nas~l gömece~ini ona göstermek için yeri e~eleyen bir karga gösterdi: "Yaz~k bana! ~u karga gibi olup da karde~imin cesedini gömmekten âciz mi oldum" dedi ve

etti-~ine yananlardan oldu."

Tevrat ve Kur'an'da Havva'n~n biri k~z biri o~lan do~an ikiz çocuklar~n-dan söz yok. Bunlar efsanelerde olmal~.

Sumer'de bu hikaye iki ayr~~ ~ekilde görülüyor: Birisinde çoban tanr~s~~ Dumuzi ile Çiftçi tanns~~ Enkimdu a~k tannças~~ ~nanna'ya a~~k olurlar. Her-biri ~nanna'ya kendi ürününü över ve sonuçta tanr~ça çoban tanr~s~~ Dumu-zi'nin ürünlerini be~enerek onunla evlenir. Enkimdu bu seçimi dostça kabul ederek onlarla arkada~~ olur.

Di~er bir hikaye de ~öyle: eme~~ yaz,

en ten k~~. Hava tanr~m Enlil'e, k~~~

çe~idi hayvanlar~, yavrular~n', ya~~ ve süt getiriyor. Yaz da a~açlar, bitkiler ve de~erli ta~lar~~ getiriyor. Her ikisi kendi getirdiklerini daha de~erli oldu~unu söyleyerek taru~~yorlar. Bu kavgay~~ gören tanr~, k~~~n getirdiklerini daha üs-tün buluyor. Yaz da bunu kabul ederek k~~a boyun e~iyor. Sumerliler, s~~~r ve tah~l, ku~~ ve bal~k, a~aç ve kam~~, gümü~~ ve bak~r, kazma ve saban gibi var-l~klan, herbiri kendi özelliklerini ortaya koyarak taru~urm~~lard~r. Bu tar-t~~ma tarz~~ Ortaça~'~n sonlar~na do~ru Avrupa halk~~ aras~nda yap~lan tart~~-malar~n ilk örnekleri say~l~yor.

Havva'n~n ikiz çocuklar~~ belki söylence olarak bunlardan ç~kar~lm~~t~r". Sumer efsanesinden geçen bir konu da, birine k~zan tanr~n~n, bütün ül-keye çe~idi felaketler vermesi. Sumer'de A~k tanr~ça& ~nanna, bir bahçenin kenar~nda uyuya kal~yor. Bunu gören bahçenin sahibi gidip tannçaya teca-vüz ediyor. Buna k~zan tanr~ça ülkeye çe~idi felaketler veriyor. Bu konu, çok güne~li oldu~u için bahçesinde bir~ey yeti~tiremeyen bir bahç~van~n, geni~~ yaprakl~~ a~açlar dikerek bahçeyi yararl~~ hale getirmesini anlatan ~iirin bir bölümünde yaz~l~:

23 S.N. Kramer. The Sunterians, p. 218-219.

(22)

706 MUAZZEZ ILMIVE ÇI~~

Bir gün kraliçem, gö~ü dola~uktan, yeri dola~uktan sonra, ~nanna gö~ü dola~uktan, yeri dola~uktan sonra,

Kutsal fahi~e (~nanna) yorgunluk içinde (bahçeye) yakla~t~. Derin uykuya dald~.

Onu bahçemin kö~esinde gördüm, Tecavüz ettim ona, öptüm onu, Bahçemin kö~esine döndüm. ~afak att~, güne~~ do~du,

Kad~n korku ile etraf~na bak~nd~, ~nanna korku ile etraf~na bak~ nd~, Sonra kad~n nas~l bir felaket yapt~! ~nanna utanc~ndan ne yapt~!

Ülkede bütün kuyulan kan ile doldurdu,

Odun ta~~yan köleler kandan ba~ka bir~ey içemediler,

Su dolduran köleler (kad~n), kandan ba~ka bir~ey dolduramad~lar. (Bu metnin tümü için: Tarih Sumer'de Ba~lar. s. 59-62).

Sular~n kana çevrilmesi konusu Tevrat, Ç~k~~~ Bab 7:14-25:

Rab Musa'ya dedi: "Firavun'un yüre~i inatç~d~r, kav~ni sal~vermek iste-miyor. Sabahleyin nehrin kenar~na ç~kan firavuna git, ona 'çölde bana iba-det etmeleri için kav~nimi sal~ver, diye ~branilerin allah~~ beni sana gönderdi, ben elimdeki de~nekle ~rmaktaki sulara vuraca~~m ve kana dönecekler." Musa Rabbin dedi~ini yapt~. De~ne~ini ~rmaktaki sulara vurdu. Bütün sular kana döndü. M~s~rl~lar içecek su bulamad~lar.

Bu olay Kur'an'da Süre 7:132-133:

"Bizi sihirlemek için ne mucize gösterirsen göster, sana inanmayaca~~z" dediler. Bunun üzerine su bask~n~n~, çekirgeyi, güveyi, kurba~alar~~ ve kan~~ birbirinden ayr~~ mucizeler olarak onlara musallat ettik, yine de büyüklük taslapp suçlu bir millet oldular.

Bu olayda mü~terek nokta, tanr~= ülkede tek bir ~ahsa k~z~p (M~s~r'da Firavun) bütün insanlara felaketler vermesi ve bunlardan birisinin de sulann kana döndürülmesidir. Öyle ki, halk kandan ba~ka içecek su bulam~yor.

Tufan:

Çok eski ça~larda, insanlar~~ yok etmek amac~~ ile tanr~~ taraf~ndan büyük bir tufan yap~ld~~~~ hikâyesinin, yaln~z ilk kutsal kitap Tevrat'da yaz~l~~ oldu~u biliniyordu. Fakat geçen yüzy~l içinde Ninive'de yap~lan kaz~larda ç~kan Asur

(23)

Kral~~ Asurbanipal'in kütüphanesi içindeki bir tablette ayn~~ hikaye okununca (1872) büyük bir ~a~k~nl~k yaratm~~~ ve bu inanc~~ kökünden sarsm~~u. me~~ destan~= son k~sm~n~~ olu~turan bu hikaye ölümsüzlü~ü arayan Gilga-me~'e, Tufandan kurtulup tanr~lar taraf~ndan ölümsüzlük verilen Utnapi~-tim taraf~ndan anlaulm~~u.

Buna göre k~saca: ~nsanlar öyle ço~alm~~u ki, tanr~lar onlar~n gürültü ve ~amatasmdan uyuyamaz olmu~lar. Bunun üzerine dört büyük tanr~~ bu insan-lar~~ bir tufan ile yok etmeye karar veriyorlar. Bilgelik tanr~s~~ (En1d) yaratuk-lan insanlar~n ortadan kald~r~lmas~na çok üzülüyor ve ~uruppak ~ehrinde ya~ayan Utnapi~tim'e evinin duvarmdan seslenerek tannlann bir tufan yap-maya karar verdiklerini, bir gemi yapmas~n~~ söylüyor. Geminin tarifini veri-yor. Adam söylendi~i ~ekilde gemiyi 7 günde tamaml~veri-yor. Gemi yap~ld~~~~ müddetçe çe~itli hayvanlar kesiliyor, beyaz, k~rm~z~~ ve su kaulmam~~~ ~araplar nehir suyu gibi bol olarak içiliyor, adeta y~lba~~~ törenlerine benzer ~enliklerle i~ler yap~l~yor. Utnapi~tim geminin içine ailesini, akrabalar~n~, sanatç~lar~, evcil ve yaban hayvanlar~n~~ dolduruyor. Bu arada alt~n da almay~~ unutmuyor. Geminin kap~s~~ kapan~r kapanmaz ~iddetli bir f~rt~na ile birlikte ya~mur bo~amyor. Sular yaln~z gökten bo~anmakla kalm~yor, yer tannlan da yerden f~~k~ ruyor sular~. Tufan öyle azg~nla~~yor ki, onu yapt~ran tanr~lar bile korkuyor. Bu k~yamet 6 gün 6 gece sürdükten sonra yedinci gün gemi Nisir Da~~na oturuyor. 7 gün bekledikten sonra Utnapi~tim bir güvercin sal~yor d~~ar~. O konacak yer bulamad~~~~ için geri dönüyor. Daha sonra bir k~rlang~ç gönderiyor, fakat o da geri geliyor. Son olarak uçurdu~u kuzgun geri dön-meyince d~~ar~~ ç~k~yorlar. Utnapi~tim da~~n tepesine kurbanlarla içkiler su-nuyor. Altlannda çe~itli a~açlar~n odunlan yanan ocaklara 7 tekrar 7 kazan konarak kurban etleri pi~iriliyor. Onlar~n tatl~~ kokusunu duyan tanr~lar ü~ü-~üyorlar. Tufan~~ yapt~ran tanr~~ Enlil gelip gemiyi ve insanlar~~ görünce çok luz~yor, kim bunlar~~ kurtard~, diye. Bilgelik tanr~m ona kar~~~ ç~karak, günah yapan~, kurallara kar~~~ geleni cezaland~r ama bu kadar a~~r ve ölümcül olma, diye onu yau~ur~yor. Böylece Utnapi~tim ve kar~s~~ ölümsüz bir ya~am ile nehrin a~z~ndaki tanr~lar bahçesine yerle~tiriliyorlar".

Bu hikaye Sami bir dil olan Akadca ile yaz~lm~~u. Halbuki, içinde geçen adlar ba~ka bir dile aitti. Buna göre bu hikaye o dili konu~an Sumerliler tara-f~ndan yaraulm~~~ olmal~yd~. Hakikaten daha sonra Philadelphia Üniversitesi

24 N.K. Sanders, The Epic of Gilgamesh, Rnised Edition Incorporating New Material,

(24)

708 MUAZZEZ ILM1YE ÇI~~

Müzesi'nde bulunan yar~s~~ k~r~k bir tablet bunu kan~tlad~. Bu tablette Tufan hikayesi Sumerce ve ~iir tarz~ nda yaz~l~~ idi. Ne yaz~ k ki, metnin en az yar~s~~ yoktu. Fakat bulunan k~s~mlar konu hakk~nda oldukça ayd~nlat~c~d~r. Bunda da tanr~lar insanlara k~zarak bir tufan yapmaya karar veriyorlar. Ziusudra isimli birine bir tanr~~ taraf~ndan durum bir duvar arkas~ndan bildiriliyor. Bu sat~rlar ~öyle:

Alçak gönüllü, sayg~l~~ olan.

Hergün tanr~sal görevlerine dikkat eden, Ziusudra'ya tanr~~ Enki,

"Duvardan bir söz söyleyece~im, sözümü tut! Kulak ver söyleyeceklerime!

Bizden bir tufan kült merkezlerini kaplayacak, insanl~~~n tohumu yok olacak,

Tanr~lar meclisinin sözü karard~r, An ve Enlil'in emirleriyle

Krall~k, hükümdarl~k son bulacakt~r."

Bundan sonra tabletin k~r~ k k~sm~~ geliyor. Burada geminin nas~l yap~la-ca~~~ bildirilmi~~ olmal~. Metnin tekrar okunan k~sm~nda tufan'~n bütün ~id-detiyle memleketi kaplad~~~, 7 gün, 7 gece sürdü~ü, bitti~inde Ziusudra'n~n tanr~lara kurbanlar yapt~~~~ yaz~l~.

Sonunda:

Ziusudra, kral, tanr~~ An ve Enlil önüne att~~ kendini. Onu sevdiler, bir tanr~~ gibi ya~am verdiler, ona, Bitkilerin ad~ n~, insanl~~~n tohumunu, koruyan, Ziusudra'y~~ güne~in do~du~u yere,

Dilmun ülkesine yerle~tirdiler25

25 Tarih Sumer'de Ba~lar, s. 128-132. Sumer ~airleri Tufan'~~ yaln~z hikaye olarak anlat- makla kalmanu~lar, ayr~ca onun yapt~~~~ felaketi ba~ka konulara ait kompozisyonlarda da söz ge- li~i anlatr~u~lard~r. Ele geçen böyle iki metinden Tufan ile ilgili sat~ rlar:

1. numun bitkisinin meydana geli~i hakk~ ndaki ~iirden: Rüzgar ya~mur getirdikten sonra,

Bütün yap~lm~~~ duvarlar y~ k~ld~ ktan sonra, Kudurmu~~ f~rt~na ya~mur getirdikten sonra, Bir adam, ikinci bir adama kar~~~ ç~kt~ktan sonra, Tah~l yeti~tikten, ot bittikten sonra,

(25)

Ayn~~ olay~n Tevrat'taki anlat~l~~~: Tevrat'ta (Tekvin Bab 6-9) bu konu çok uzun. Onda insanlar fena ve bozulmu~~ olduklar~ndan Rab onlar~~ yok etmeye karar veriyor. Nuh Allah~~ tan~yan, onunla birlikte giden biri. Rab ona insanlar~~ yok etmek için bir Tufan yapaca~~n~, kendisine bir gemi yapmas~n~~ söylüyor ve geminin nas~l yap~laca~~n~, içine neler alaca~~n~~ bildiriyor. Nuh söyleneni yerine getiriyor. Tufan ba~l~yor. Bunda o, 40 gün sürüyor. Yeryü-zünde her~ey yok oluyor. Sular ancak 150 günde azal~yor. Gemi 7'nci ayda, ve ay~ n 17'nci gününde Ararat da~~na oturuyor. Tekrar 40 gün bekliyor, Nuh. Sonra sular~n tamam~yla çekilip çekilmedi~ini anlamak için evvela bir kuzgun sallyor d~~ar~. O geri gelince bekliyor, bir güvencin uçuruyor. Üçüncü defa gönderdi~i güvercin dönmeyince karaya ç~k~yorlar. Kurbanlar kesiyor Nuh. Rab ho~~ kokular~~ duyunca art~k tekrar Tufan yapmamaya karar veriyor. Nuh ile konu~arak bir daha yeryüzünde Tufan yapmayaca~~na ah-dediyor. Tekvin Bab 9:12 ve Allah dedi: benimle sizin ve ebedi devirlerce si-zinle beraber olan her canl~~ mahlukun aras~nda yapmakta oldu~um ahdin alameti ~udur: Yay~m~~ buluta koydum ve benimle yerin aras~nda bir ahit alameti olacakt~r. Yerin üzerine bulut getirdi~im zaman, yay da bulutta gö-rünecektir.

F~rt~na "ya~muru getirece~im" dedikten sonra,

O, "ya~muru yap~lm~~~ duvarlar~n üzerine bo~altaca~~m" dedikten sonra, Tufan "her ~eyi silip süpiirece~im" dedikten sonra,

Gök emir verdi, yer do~urdu, numun bitkisini do~urdu, Yer do~urdu, gök emir verdi, numun bitkisini do~urdu.

2. La~a~~ ~ehrinin ba~lang~c~ndan Guda'n~n zamamna kadar (~.Ö. 2500-2150) olan olaylar~~ kapsayan yar~~ tarihsel bir belgedeki Tufan ile ilgili bölüm:

Tufan her ~eyi silip süpürdükten sonra, Ülkenin y~k~lmas~~ tamamland~ktan sonra,

~ nsanl~ k sonuna kadar dayand~ktan sonra,

insanl~~~n tohumu korunduktan sonra,

Karaba~l~~ Sumer halk~~ kendisini yeniden kalk~nd~rd~ktan sonra, An ve Enlil insan~~ ad~yla ça~~rd~ktan sonra,

ensi-lik kurulduktan sonra,

Fakat henüz gökten krall~k inmemi~ti.

S.N. Kramer, In the World of Sumer, an Autobiog~-aphy, (Detroit 1986), p. 99. Bu iki belge, ~air ve ozanlann Tufan~n getirdi~i felaketi ve etkilerini bildiklerini gösteriyor. Kramer'e göre, güney Mozopotamya'da zaman zaman büyük su bask~nlan olmu~. Bu yüzy~l içinde 1925, 1930, 1954 y~llar~nda büyük felaketlere neden olmu~~ su baslun~ . 7, 8'inci yüzy~llarda Abbasiler zaman~nda, 10, 11, 12'nci yüzy~llarda önemli ve yaz~ya geçmemi~~ su baslunlan olmu~.

(26)

710 MUAZZEZ ILM1YE ÇI~~

Nuh 950 y~l ya~ad~ktan sonra ölüyor. Kurtulan canhlardan ve Nuh'un o~ullanndan yeni insanlar türilyor.

Görüldü~ü gibi bu üç hikaye temelde birbirinin ayn~d~r. Tannlann in-sanlara luzmas~~ ve Tufan'a karar vermesi, gemi yap~lmas~~ önerisi, geminin yap~lmas~, canl~lar~n içine al~nmas~, Tufan'~n olmas~, gemidekilerin kurtul-mas~, kurbanlar, bunlar~n korkusuna tanr~~ veya tannlarm geli~i.

Ayr~lan noktalar: Babil efsanesinde tanr~lar insanlar~n ço~almas~~ dolay~s~~ ile gürültülerinin artarak tanr~lar' rahats~z ettikleri için Tufan yapmaya karar veriyorlar. Sun~er ve Tevrat'ta insanlar~n fena olmas~~ yüzünden. Sumer ve Babil metninde bu karan gizlice bildiren Bilgelik tanns~. Tevrat'ta Allah~n kendisi. Tufan Sumer'de 7 gün, Babil'de 6 gün, 6 gece, 7'nci gün bitiyor. Tevrat'ta 40 gün, gemiden ç~kmalar~~ için de aylarca bekliyorlar. Babil'de Tu-fan'~~ ba~latan tanr~~ Enlil kurtanld~klan için çok k~z~yor, fakat bilgelik tanr~s~~ onu yau~t~nyor ve kurtulma ölümsüz bir ya~am verilerek tannlann bahçe-sine gönderiliyor. Tevrat'ta Tufan'a karar veren, Nuh'u kurtaran, yapt~~~na pi~man olan, Nuh'u uzun ön~ürle ödüllendiren hep tek tanr~.

Kur'an da bu olay çok yüzeysel yaz~lm~~. 29 sure içinde çe~idi ayetlerde ço~unlu~u Nuh'un kavmi ile olan inanç problemleri ile ilgili. `Tufan" keli-mesi yaln~z bir kere geçiyor. Tufan ile ilgili surelerdeld ayetler s~ra ile ~öyle: Süre 7:59: And olsun ki, Nuh'u elçi olarak kaymine gönderdik. Dedi ki, "Ey kaymim Allah'a kulluk edin, sizin ondan ba~ka tanr~= yoktur. Do~rusu ben üzerinize gelecek azaptan korkuyorum." Süre 10:73: yine de onu yalan-lad~lar. Biz hem onu, hem de gemide onunla beraber bulunanlar~~ kurtard~k ve onlar~~ halifeler k~ld~k. Ayetlerimizi yalanlayanlan da suda bo~duk. Bak, uyanlanlann sonu nas~l oldu.

Süre 11:36-44:

Nuh'a vahyolundu ki, art~k kav~ninde iman etmi~~ olanlardan ba~kas~~ asla inanmayacak. Öyle ise onlar~n i~lemekte olduklar~~ günahlardan üzülme. Bi-zim gözlerimiz önünde bildirdi~imi~~ gibi gemiyi yap ve zulm edenler hak-k~nda bana söyleme, çünki onlar mutlaka bo'~ulacakt~r. Nuh gemiyi yapar-ken kav~ninden ileri gelenler her u~rad~kça onunla alay ediyorlard~. Dedi ki, "E~er bizimle alay ediyorsan~z, iyi bilin ki, siz nas~l alay ettiyseniz biz de si-zinle alay edece~iz. Nihayet emrimiz gelip sular kaynay~nca Nuh'a dedik "Her cinsten birer çifti ve aleyhinde hüküm verilmi~~ olanlar d~~~nda, aileni

(27)

ve iman edenleri gemiye yükle." Pek az kimse onunla birlikte iman etmi~ti. Nuh dedi ki, "gemiye binin, onun yüzüp gitmesi de, durmas~~ da Allah'~n iz-niyledir." Gemi da~lar gibi dalgalar aras~nda olanlarla birlikte yüzüp gidi-yordu. Nuh gemiden uzakta bulunan o~luna "yavrucu~um bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma!" diye seslendi. O~lu "beni sudan koruyacak bir da~a s~~~naca~~m." dedi. Nuh "Bugün Allah'tan ba~ka koruyucu yoktur." dedi. Aralar~na dalga girdi. O~lu da bo~ulanlara kar~~t~. "Ey yer suyu yut, ey gök sen de suyu tut!" denildi, su çekilip azald~, i~~ bitti, gemi Ct~di'ye oturdu. "Haks~zl~k yapan millet Allah'~n rahmednden uzak olsun" denildi.

Süre 23:26-29

Nuh "Rabbim beni yalanc~~ ç~karmalarma kar~~~ bana yard~m et!" dedi. Bunun üzerine ona ~öyle vahyetdk: "gözcülü~ümüz alt~nda ve bildirdi~imiz

~ekilde gemiyi yap, bizim emrimiz gelip sular kaynay~nca her cinsten birer

çifti, içlerinden daha önce kendisi aleyhine hüküm verilmi~~ olanlar d~~~nda aileni al. Onlar için bana yalvarma! Zira onlar kesinlikle bo~ulacaklard~r. Sen yan~ndakilerle o gemiye yerle~ti~inde 'bizi zalimler toplulu~undan kur-taran Allah'a hamdolsun'de ve de ki, beni bereketli bir yere indir, sen ko-nuklatanlann en hay~rl~s~s~n!"

Süre 26:117-120

Nuh "Rabbim! kulum beni yalanlad~. Art~k benimle onlann aras~nda sen hükmünü ver, beni ve beraberimdeki inananlar~~ kurtar!" dedi. Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri yüklü geminin içinde kurtard~k, geri kalanlar~~ suda bo~duk.

Süre 29:14-15

Andolsun ki, biz Nuh'u kendi kav~nine gönderdik de o dokuzyüz elli y~l onlar~n aras~nda kald~. Sonunda onlar zulmlerini sürdürürken Tufan kendi-lerini yakalay~verdi. Ama biz Nuh'u ve gemide olanlan, kurtard~k ve bunu alemlere ibret k~ld~k.

Süre 51:46

Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmi~tik. Çünki onlar da yoldan ç~km~~~ bir kavimdiler.

(28)

712 MUAZZEZ ILM1YE ÇI~~ Süre 36:41-43

Onlara bir delil de, soylar~n~~ dolu bir gemiye ta~~ma= ve kendileri için bunun gibi daha nice binerleri yaratm~~~ olmam~zd~r. Dilesek onlar~~ da suda bo~ard~k, ne kurtaran bulunur, ne de kendileri kurtulabilirdi.

Görüldü~ü gibi bu hikayeden 7 süre içinde 20 kadar ayette de~i~ik ~ekil-lerde söz edilmi~. Bunlarda yaln~z bir kez 'Tufan" kelimesi geçiyor. Geminin nas~l yap~laca~~, Tufamn ne kadar sürdü~ü, gemiden nas~l ç~kt~klan, Nuh'un neden 950 y~l ya~ad~~~~ bildirilmemi~. Buna kar~~l~k tanr~mn insanlara k~z-mas~, olay~n bir kimseye bildirilmesi, gemi, gökten ve yerden sular~n ta~k~z-mas~, geminin bir da~a yana~mas~, bir k~s~m insanlar~n kurtulmas~, uzun ömür, Sumerlilerden gelen izlerdir2" .

Eyüp Peygamber hikayesi: Dilimizden pek eksilmeyen, din kitaplar~na girmi~~ "Eyüp peygamberin sabr~" hikayesinin de, Sumerlilerden kaynaklan-d~~~~ ancak bu yüzy~ l~n ikinci yar~s~ndan sonra anla~~labilmi~tir. Bu metnin yaz~ ld~~~~ tabletin bir k~sm~~ Philadelphia Üniversitesi Müzesi'nden, di~er k~sm~~ ~stanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulundu. Bunlar ayr~~ ayr~~ okunup bir-le~tirilince 135 saura ula~an ~iir tarz~ nda yaz~lm~~~ bir hikaye ortaya ç~kt~. Fa-kat parçalar~n birçok yerleri k~r~k veya bozuk oldu~undan metnin tümü tam olarak elde edilemedi.

Hikayenin ana fikri, insan~ n felaketlere u~rad~~~~ zaman, bunu yapan tannya lanetler saçaca~~~ yerde, onu yücelterek, ona yalvar~p yakararak kal-bini yumu~anp, bu felaketlerden kurtulabilece~idir. Sumer'de yalvar~lan tanr~, insan~ n kendi tanr~s~d~r. O, tanr~lar meclisine bu dualar~~ götürerek iyi sonuç al~yor.

Bu ~iir, evvela insan~ n tanr~s~ n~~ övmesini, yüceltmesini, a~lay~p s~zlama-larla kalbini yumu~aunas~ n~~ ö~üt vererek ba~l~yor. Ondan sonra ad~~ verilme-yen bir adama, akraba ve arkada~lar~~ taraf~ndan yap~lan fena davran~~lar an-lat~l~yor. Adam ba~~ na gelen felaketlerden söz ediyor. Arkada~lar~n~n da kendi üzüntülerine kat~lmas~ n~~ istiyor. Bundan sonra ba~~ na gelen bu halle-rin kendi günahlar~~ yüzünden olabilece~ini söyleyerek tanr~s~na affetmesi

2{3 Sumerlilerin yazd~klar~~ kral listesine göre (bkz. C.L. Woolley, The Sumerians, p. 21; S.N.

Kramer, The Sumerians, p. 328). Tufan'dan önce, binlerce y~l ya~ayan 8 kral saltanat sürmü~. Tevrat'ta da (Tekvin 5) Adem'den ba~layarak Nuh'a kadar 365-960 y~l aras~ nda ya~ayan 9 ~ahs~n ad~~ var. Bunlardan birini Allah alm~~~ ve yok etmi~. Geride Sumer'deld gibi 8 ad kal~yor. Tevratta bunlara kral denmiyor, peygamber olarak da belirtilnaiyor.

(29)

için yalvar~yor. ~iir, tanr~s~mn onu affetti~ini bildiren bir k~s~mla son bulu- yor.

Sumer ~iirinden baz~~ bölümler: Tarih Sumer'de Ba~lar, s. 96-98. Ben anlay~~l~~ insand~m, ~imdi bana kimse de~er vermiyor, Do~ru sözüm yalana döndü.

Hilenin adam~~ beni güney rüzgâr~~ gibi sard~, ona i~~ yapmaya zorland~m. Bana sayg~~ duymayan, senin önünde beni utand~rd~.

Bana durmadan yeni üzüntüler verdin,

Eve girdim ruh a~~r, soka~a ç~kt~m kalp s~k~nt~l~, Cesur, dürüst çoban~m bana k~zd~, dü~manca bakt~, Dü~man~~ olmad~~~m çoban~m bana fenal~k arad~, Yolda~~m do~ru bir söz söyleyemedi bana, Arkada~~m dürüst sözümü yalanlad~, Hilenin adam~~ bana tuzak kurdu, Ve sen tanr~m ona engel olmad~n!

Ben bilgin, neden genç cahiller içine sokuldum? Ben anlay~~l~, neden bilgisizler aras~nda say~ld~m? Her yerde yiyecek var, ~imdi benim a~~m açl~k! Herkese paylar verilirken, benim pay~m üzüntü oldu! Tanr~m önünde durmak istiyorum,

~niltili sözlerimi söylemek istiyorum, Ac~lar~m~~ bildirmek istiyorum...

Tanr~m gün ~~~d~, benim günüm karanl~k, Gözya~lar~, a~~t ve s~k~nt~~ sard~~ beni,

Gözya~lar~mdan ba~ka bir seçene~im yokmu§ gibi üzüntü kaplad~~ beni, Kötü kader eline ald~~ beni, çal~yor ya~am solu~umu,

(30)

714 MUAZZEZ ILMIYE ÇI~~ Tanr~m, beni var eden babam, ba~~n~~ kald~r,

Ne zamana kadar beni ihmal edecek, beni korumayacaks~n? Ne kadar zaman beni rehbersiz b~rakacaks~n?

Bir do~ru söz söylüyor ak~ll~~ bilginler,

"Asla günahs~z bir çocuk annesinden do~amaz, Günahs~z bir genç, en eski zamandan beri yoktu. Bundan sonra mutlu sonuç ~öyle:

~nsan~n tanr~s~~ onun ac~~ gözya~lanna ve a~lamalanna kulak verdi, Genç adam~n yalvar~~~ ve yakar~~lar~~ tanr~s~n~n kalbini yumu~atu. Söyledi~i do~ru sözü tanr~m kabul etti,

Adam~n dua dolu tövbeli sözünü. Tanns~~ fenal~klardan elini çekti,

Kanatlar~n~~ geren hastal~ k cinlerini uzakla~urd~, Adam~n üzüntüleri sevince döndü,

Tanns~~ yan~na koruyucu bir cin koydu, Ona mü~fik bir melek verdi.

Tevrat Eyüp:

Tevrat'ta bu hikaye birçok bilge dolu sözlerle süslenmi~~ 1040 sat~r~~ kap-sayan bir ~iir halinde anlaulm~~ur.

Hikayenin ba~~nda Rab ~eytana, Eyüp'ün iyi bir kul oldu~unu söylüyor. ~eytan da, "e~er onu fena duruma dü~ürürsen bak sana nas~ l lanet

edecek-tir." diyor. ~eytan Eyüp'ün vücudunu taban~ndan tepesine kadar ç~banlarla dolduruyor. Eyüp sesini ç~karm~yor. Kar~s~~ ona "bunu veren Allah'a lanet et!" diyor. Eyüp de "Allah'~n iyili~ini nas~l kabul ediyorsak, kötülü~ünü de öyle üstlenmeliyiz." kar~~l~~~n~~ veriyor.

Bundan sonra Eyüp ba~~na gelen felaketleri, dünyaya gelmemesi gerek-ti~ini, Allah'~n bunu haks~z olarak kendisine verdi~ini ~iir halinde anlat~yor. Arkada~lar~~ ise tanr~n~n haks~z i~~ yapmayaca~~n~, kendisinin bunu hak etti-~ini söyleyerek Allah'~~ savunuyorlar. Bunlardan sonra Allah ile Eyüp kar~~-l~kl~~ taru~~yorlar. Her ikisi de kendi yapt~klar~~ iyi i~leri say~p döküyor. So-nunda Eyüp söylediklerine pi~man olup tövbe ediyor. Allah da onun tövbe-

Referanslar

Benzer Belgeler

Mars, Pleaides Kümesi'nin ve Satürn'ün teleskopla gözlemlerinin, Satürn hakkında sunumun yapılacağı program hava kapalı da olsa gözlemler dışında uygulanacak..

HUBBLE Uzay Teleskobu – Ağustos 1994 Satürn ekvatorunda fırtına... Satürn atmosferinin üst katmanları

Gezegeni sabah Güneş doğmadan önce görmek için batı-güneybatı ufku üzerine bak- mak gerekiyor.. Satürn batmak üzereyken Spi- ka bu sefer onun solunda, ufukta hemen he- men

‹flte, 18 Haziran’da örtülme- nin hemen öncesinde ve sonras›nda, gezegen Ay’a çok yak›n görünür ko- numda oldu¤u için Venüs gökyüzünde çok

Tıpkı geze- genler gibi kahveremgi cüceler de merkezlerinde nükleer tepkimelerin oluşmasını sağlayacak kütleden yok- sun gökcisimleri Gökbilimciler ge- nellikle 13

Giderek gözlem süresi artacak olan gezegen ay sonuna doğru günbatımından kısa bir süre sonra doğacak ve tüm gece gökyüzünde olacak.. Jüpiter: Ayın ilk günlerinde

Satürn: Ayın ilk günü gökyüzünde Mars’a oldukça yakın bir şekilde sa- baha karşı doğudan yükselecek olan gezegenin parlaklığı fazla olmayacak.. Günler

Bu nedenle Güneş et- rafındaki yörünge hareketi sırasında Satürn’ün gölgesi halkalarının üzeri- ne, halkalarının gölgesi de gezegenin yüzeyine düşer. Satürn’ün