• Sonuç bulunamadı

Erzurum Efsanelerinde Gayri Müslimler Dr. Hayrettin Rayman

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Erzurum Efsanelerinde Gayri Müslimler Dr. Hayrettin Rayman"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ERZURUM

EFSANELERİNDE

GAYRİ MUSLİMLER

Dr. Hayrettin RAYMAN

Efsaneyi, belli bir yer veya şahıs h a k ­ kında anlatılan, inandırm a gücü fazla, her türlü üslûp endişesinden uzak, günlük k o ­ nuşm a dili ile ortaya konulan b ir anlat) türü olarak ta rif edebiliriz.

Bu kavram ı, Fransızlar leğende, A l­ m anlar, sage kelimesi ile karşılam aktadır­ lar.

D in, dünyanın yaratılışı, tarih ve m e­ deniyet, doğa üstü kişi vc güçler efsanele­ rin işlediği konulardır. A nonim halk ede­ biyatında önem li bir yere sahip olan efsa­ nelerin birçok fonksiyonlarının olduğu'göz- lemlenir.

Efsanelerin cami - türbe gibi yerlerde m eydana gelmesi, insanları ritüel d av ran ­ maya zorlar. Bu tü r ibadet ve ziyaret yer­ lerine abdetli ve tem iz elbiselerle gidilir. D ilekte bulunulur, belirli günlerde ziyaret­ ler tekrarlanır. Efsaneler, to p lu m a yön, in ­ sanlara çeki düzen verir, onların neleri ya­ pıp, neleri yapam ayacaklarını tayin eder, insanları korum a ve iyileştirme rolleri v ar­ dır. M eselâ ulu bir kişinin türbesinin yeri değiştirilemez. M ukaddes b ir gölün balığı­ na dokunulm az. Bedensel vc ruhî h astalık ­ lara, insanlar, b uralardan şifa beklerler.

Bu açıklam adan sonra «ERZU RU M E FSA N E LE R İ» içerisinde gayr-ı müslim- lerle ilgili olanlarını incelemeye çalışalım. Bu konuda tesbit ettiğimiz on efsaneden dördünde Rus, dördünde Erm eni, ikisinde H ıristiyanların Türklere yaptıkları kötüliik-* 1er konu edilm ektedir.

Efsaneleri şöyle özetleyip değerlendi­ rebiliriz :

A) Ermenilerle İlgili Efsaneler :

1. Balıklı G ö l ( l ) : E rzurum -Ihca b u ­

cağına 8 km. uzaklıkta b ir göl vardır. Bu gölün bulunduğu y er,.zam an ın d a bir karı kocanın m utlu olarak yaşadığı bir yer imiş.

G ünlerden bir gün evin hanım ı kocası işte iken kapının önüne çıkıp beyinin gelip gel­ mediğine bakm ak ister. Bu sırada Ermeni delikanlı kadını görür, güzelliğine hayran olur, onu öpme arzusuna kapılır.

— H anım A lla h ’ını seversen gel senin yüzünü bir öpeyim.

K adın A llah’ın adını andı diye öpül- meye razı olur. Sonra kocasına olanları anlatır. K ocası dışarı çıkıp büyük bir ateş yakar, biraz sonra da karısını çağırıp :

— H anım A lla h ’ını seversen kendini şu ateşe at, der.

K adın hiç çekinm eden kendini a'.Cje

atar. D erhal orası b ir göl olur, kadın da balık şekline dönüşür.

G öldeki balıkların harbe giden asker­ ler olduğu ve yenilmemesi, yiyen Rus as­ kerlerinin ölm eleri anlatılır.

Efsanede, T ürklerin A llah aşkı için seve seve canlarını feda edebilecekleri vur­ gulanır.

2, D ik m eta ş: Ilıca yakınlarında b u ­

lunan D İK M ET A Ş, zam anında bir ot yı­ ğını imiş. K ışın çok ağır geçtiği bir yıl, bütün hayvanlar açlıktan ölmüş, bu ot yı­ ğını bir E rm eni’ye aitmiş. Besicilerden biri E rm en i’den ot istem iş, Erm eni, kızı karşı­ lığında ot verebileceğini besiciye söylemiş. Besici durum u kızına iletmiş. Kız, babasını zor durum dan k u rtarm a k için teklifi kabul etm iş, b ir ta ra fta n da :

— E stir k aba yel estir, bu gün dağ­ lara destur. G av u ru n yığınını sabahman taş kestir. Şeklinde dua etmiş. Kızın duası kabul olmuş, E rm eni otunu kaybetmiş.

E rm enilerin m al-m ülk sahibi olmaları, cim rilikleri efsanede temel m otıfdir. E rm e­ ni, kıza karşılık yardım eder. F akat, müs- lüm an b ir kızın b ir Erm eni ile evlenmesi T ürk-lslâm gelenekleriyle bağdaşm az. E v­

(2)

lenm eyi kabul etmesi dinini değiştirmesi anlam ında yorum lanır. A yrıca, Erm eni cim riliğinden dolayı cezalandırılır.

3, Kırkbirler Kalesi : Hz. Muham-

ıııed, E rzurum ’un işgal altında kalm asına razı olmadığı için yardım gönderir. Bir gün kırk kişi kalenin içerisinde otururlar. Biraz sonra aralarında bir E rm en i’nin olduğunu fark ederler. «Allah-Allah, biz buraya fethe geldik» derler. Bu sözleri duyan Erm eni «ben de sizden oldum diyerek kırk kişiye katılır. Böylcce kırkbir kişi olurlar.

M asal-efsane - halk hikâyelerinde gör­ düğüm üz kırk form ülistik sayısı E rm en i’ nin katılm ası ile kırkbir olur.

4. Pasinler: IV. M urat, İran seferi­

ne giderken E rzu ru m ’un Pasinler ilçesinin bir köyüne uğrar. K öyün en zengini Kara- gavur adlı bir E rm eni'dir. K aragavur, ya­ nm a gelen bey, paşa bile olsa ekm ek ye­ dirmez. IV. M u ra t’ın köye geldiği anda, K aragavur adam ları ile dam ın üzerindeki toprağı çiğnem ektedir. Sultan M u ra t da dam ın üzerinde ileri geri yürür. Sonra b ir­ likte aşağıya inerler. Sofraya oturulur. P a ­ dişah K aragavur’un prensibini bozduğunu sanarak şöyle der :

— Ey çelebi, sen çalıştırm adan kim ­ seye yemek yedirmezsin, nasıl oldu da b an a yemek veriyorsun?

Çelebi şöyle cevap verir :

—■ H ünkârım , dam ın üzerinde, yeni atılan toprağı pekiştirm ek için b irkaç kol yürüdünüz.

Sultan M u ra t’ın halk tarafın d an çok sevilmesi böyle b ir efsanenin doğmasını sağlam ıştır. Bir tarafta E rm eni’nin katılığı, prensiplerine bağlılığı, bedava kim seye bir şey vermemesi, cimriliği hicvedilirken, Os- m anlı padişahının da alçak gönüllülüğü, ayrım yapmayışı, birleştiriciliği, halktan kim selerle oturup kalkabildiği anlatılm ak­ tad ır ki bu özellik IV. M u ra t’a uygun dü­ şer.

Ii) Ruslar ile İlgili Efsaneler :

1. Balıklı G ö l: İşgal yıllarında Rus-

Erm eni askerleri E rzu ru m ’da b ir gölün k ı­ yısında oturup eğleniyorlar Y em ek için b a ­ lık kızartırlarken, zam an zam an da O sm an­

lI la r la alay ederek şöyle diyorlarm ış :

— E ğer şu tavadaki balıklar canla­ nırsa, O sm anlı ordusu da canlanır. Bu sözlerden sonra, şim şekler çakm aya başlar, tavadaki balıklar suya atlarlar Bir süre sonra O sm anlı ordusu işgal edilen yerleri geri alır. Balıkların üzerindeki izlerin o za­ m andan kalm a yanık izleri olduğuna ina­ nılır.

A llah, kutsal balıkları yiyen Rus-Er- meni askerlerini cezalandırır. A yrıca Os­

manlI ordusunun kudsiyeti vurgulanır. İş­ galci olm ayıp A llah için savaştığı dönem ­ ler de olm uştur.

2. Gelin T a ş ı: Seferberlik yıllarında, Ruslar, E rzu ru m ’un T aşlı köyüne saldırıya geçerler. Bu sırada T aşlı köyüne gelin ge­ tirilm ektedir. Gelin düşm anın top ve tüfek seslerini duyunca şöyle dua eder :

— A llah ’ım beni düşm an eline düşür­ m ektense, taş kes. D uası kabul olur. G e­ lin arabası ile taş kesilir. Gelin, tem izliğin sem bolüdür. K endisine zarar verilmeyecek b ir d urum u istemiş, isteği kabul olm uştur.

3. Gelin T aşı(4): Bu efsane Gelin T aşı(l) efsanesine benzerlik gösterir. Bu efsanede H asankale’n in Sansar köyünden M iyadin köyüne gelin gelm ektedir. Gelin alayı yolda R us askerlerinin saldırısına uğ­ rar. Bu sırada g e lin :

— Y arabbi, sen beni o kâfirlerin eli­ ne düşürm ektense taş kes daha iyi, isteği kabul olur, düşm an askerleri taş kesilirler.

4. N azlı B ab a: O sm anlı-Rus savaş

laı sırasında bir E rzurum lu R uslara esir düşer. E saret üç yıl sürer. Bu kişinin adı A hm et’tir. Sarı P apaz adlı bir R us rahibi A hm et’i düşünceli görünce :

— M erak etm e A hm et, seni K urban Bayram ı’n a m em leketine göndereceğim. Sarı P apaz, rahip olduğundan m escitte o tur­ m aktadır. A hm et’i evine davet ederek İb ­ rahim H a k k ı’ya verm esi için üç altın ve­ rir. A hm et, altınları getirdiğinde İbrahim H akkı cam idedir. N am az sonrası bir ka­ leye çıkarlar. B akarlar ki bulutun üzerinde bir tab u t kendilerine doğru geliyor. İb ra­ h im H akkı tabutu alıp b urcun üzerine ko­ yar.

— A hm et gel bak alım tanıyacak m ı­ sın?

(3)

A hm et, bakar ki Sarı Papaz, İbrahim H akkı bu kişinin Nazlı Baba olduğunu söyler. R us papazının m üslüm an olması A llah neznindc onun itibarım artırır. Sarı Papaz gizlice m üslüm an olmuş Tayy-i M e­ kân yoluyla O smanlı ülkesine gelmiştir. Nazlı B aba insan olarak iyi huyu sem bo­ lize etm ektedir. Bu yüzden günüm üzde bu türbeye huysuzluk eden çocuklar götürül­ m ektedir.

C) Hııistiyanlarla İlgili Efsaneler : İ . D e r/iş Ağa C a m ii(l): Bir gün Derviş Ağa, H ıristiyan kom şularına :

— Ben İstan b u l’a ne götüreyim de pa­ ra kazanayım diye sorar. O nlar da :

— Tilki kuyruğu al, çok para kaza­ nırsın derler.

D erviş Ağa, İstanbul’da bir m ağaraya tilki kuyruklarını doldurur. H erkes Derviş A ğa’yı alaya alır. Bir gün, Derviş Ağa, rüyasında ayakkabısını boyadığı ihtiyar dervişi görür. D erviş bir m ektup verir. P a ­ dişaha götürm esini söyler. Padişah m ektu­ bu alınca bütün H ıristiyanların tilki kuy­ ruğu tak m aların a ve sarayın önünden geç­ m elerini buyurur. H erkese tilki kuyru k ları­ nın Ç u k u rh an ’da satıldığı duyurulur. H ıris- tij'anlar yaptıklarından utanırlar. Derviş Ağa da bu işten kazandığı parayı hayır iş­ lerinde kullanır.

B ir m üslüm anın H ıristiyanlarca alda­ tılması hem A llah, hem de padişah ta ra ­ fından hoş karşılanm az. H ıristiyanlar, yap­ tıklarının cezasını çeker.

2. Gelin T aşı(5): E rzu ru m ’un Tckc-

deresi köyüne M ahan köyünden gelin alayı gelm ektedir. G elin alayı yolda eşkiyalann saldırısına uğrar. Sayısız insan öldürülür. Ö ldürülenler arasında dam at da vardır. G e ­ lin şöyle d u a eder :

— Y arabbi, sen beni bu H ıristiy an la­ rın eline düşürm e, taş ct daha iyi. Dileği kabul olur. Bugün Tekederesi köyü u zak ­ tan taş kesilm iş bir düğün alayını a n d ır­ m aktadır.

Taş kesilm e m otifi efsanelerde büyük yer tu tar. G elin tem izliğin, saflığın sem bo­ lü olduğundan isteği daim a T anrı ta ra fın ­ dan kabul edilir.

Bu incelem ede Prof. D r. Bilge Seyid- oğlu’n u n E rzurum Efsaneleri adlı eserin­ deki m etinler esas alınm ıştır. (7)

Efsanelerle ilgili daha geniş bilgi için şu k aynaklara baş vurulabilir.

1 Sakaoğlu, Saim, 101 Anadolu Efsanesi, 1976.

2 Sakaoğlu, Saim; Anadolu Türk Efsane­ lerinde Taş Kesilme M otifi ve Bıı E f­ sanelerin Tip Katalogu, 1980.

3 Önder, Mehmet; Anadolu Efsaneleri, 1966.

4 Tanyu, H ik m et: Türklerde Taşla İlgili İnançlar, 1968.

5 Örnek, Sedat Yeyis : 100 Soruda İlkel­ lerde D in Büyü Sanat, 1971.

6 Boratav, Pertev N a ilî: 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, 1969.

7 Prof. Dr. Bilge Seyidoğlu : Erzurum Efsaneleri, Ankara, 1985.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Establishment and strengthening of the institutional system of environmental protection on national and local level (UNECE, 2002).” The field of Environment

These are (i) descriptive analysis method, which includes direct quotes for highlighting and objectively reflecting the important points of the statements in the interview,

Simülasyon sonucunda hesaplanan nicelikler şunlardır: Perkolasyon eşiği, dinamik üs, “sonsuz” küme ve difüzyon cephesinin ffaktal boyutları, difüzyon cephesi

Besin olarak tükettiğimiz hayvanlar da oksijen taşıyıcı olarak hemoglobin kullandı- ğı için deniz ürünleri ile kırmızı ve beyaz etten aldığımız demir minerali

Aslında bundan çok daha önce, yani günümüzden yaklaşık bir milyar yıl sonra Güneş’in parlaklığı okyanuslardaki suları bu- harlaştıracak kadar yükselmiş ve Dünya

NASA’n›n morötesi dalgaboylar›na duyarl› Gökada Evrim Kaflifi (GALEX) uydusu, Araba Tekeri’nin de, görünür çap›n›n iki kat›na kadar uzanan daha genifl bir

Ancak orga- nik gıda üreticileri için yıkama sırasında bu tür maddelerin kullanımı bir seçenek değil, çünkü organik üretimde kullanılacak mad- delerin organik üretime

^ Fakültenin tatil olmasına rağmen gençlerin tezlerini okumakla meşgulken, birdenbire bir kalb krizinden ölen profesör Sadrettin Celâl, memleketin kendi