i
YURTDI~1NDA~İ
Tpıpa.ER VE
ONLARA- \
YONELIKDINIYAYINLAR
.
(.
Prof Dr. Sabri HİZMETLl
İkinci Dünya .savaşı sonrasında insanlık dünyası çok önemli olaylar
yaşadı. Birçok Afrika ve Asya ülkesi sömürülmekten kurtulup
bağımsız-.lıklarına kavuştu. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda uluslararası se,.
viyede birçok kararlar a1ındı.Evrensei değerler alanında kaydadeğer
ge-lişmeler sağlandı. .
. Gerek' ikinci Dünya Savaşına katılan Batılı topluluklar ve Japonya gerekse öteki dünya milletleri daha rahat ve müreffeh yaşama yarışına,
,girdiler. Bu amaçla sanayileşmiş vekalkınmış ülkeler daha.çok üretmek
- ve satmak, daha fazla kazanmak ve zenginleşmek düşüncesini
politika1a-, nnın temel amacı seçtiler. Bu hedefe yönelikfaaliyetlerinde işgücü
açık-larını dışarıdan kapatma' yoluna gittiler. Çeşitli ülkelerden
işgücü,talebin-de bulundular. Sanayileşmemiş ve kalkınmamış, ülkeler ise, mevcut
işgüçlerini dışarıya sevketmek zorunda kaldılar. Batılıülkelerin işgücü
ta;-leblerini memnuniyetle karşıladılar., Türkiye de yurtdışına insangücü
ihrac eden ülkelerarasında yer aldı.
Türkiye'de, 1957'li yıllardan itibaren işsizlik problemi önemli bir
artış gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1960 yılından başlamak üzere fazla işgücünü Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa, Libya, S~ Arabistan,
İsveç, Avusturalya, İsviçre, Irak ve Kuveyt gibi ülkelere sevketti. '
i ' .
Anılan ülkelere yönelik "işçi göçleri" veya "İnsangücü aktarırnı"
ül-kemizin yakın tarihinin önemli olaylarındandır; Türkiye'ninkültürel,
sos-yal veekonomik yapısını önemli ölçüde etkiledi. Daha çok Anadolu'nun
kırsal kesimlerine mensup bulunan gurbetçilerimizin çoğunluğu okur
yazar bile değildi. Gittikleri ülkelerin dillerini, dirilerini, örf ve adetlerini
bilemiyorlardı. Sosyal hayatın dışına atılmışlardı. Gerçekter gittikleri .
yere yabancıydılar ve orada yalnızdılar. Camilerinden, ezan seslerinden,
ailelerinden, yakınlarından ve dostlanıidan, vatanıanndan ve özyurtların-.
dan uzakta yaşıyorlardı. Artıkgurbet eldeydiler. Birçok maddi ve manevi
problemleri vardı. İşte bu yabancı ve yalnız durumdaki insarilar 40 yılı
aşan bir süreden beri gurbette yaşıyorlar. Çocuklan oralardadoğdular ve
68 SABRİ HİZMETLİ
, \ J
.Yetişen bu ikinci neslin talnamına yakını çeşitli seviyedeki okullarda \
okudular, iş ve meslek sahibi oldular ama bir türlü birinci sınıf insan mu-amelesi göremediler. Onların çocukları olan üçüncü nesil de tümüyle
ya-şadıkları ülkelerle uyum sağlayamadılar. çünkü kendilerini yepyem bir
kültür ve sosyal çevrede buldulilI'; çok önemli ruhi ve ahlakiproblemlerle !ciırşılaştılar. Kimlik ve kişililç arayişı içindeoldular.
Onların böyle birdurumda olm~ılarında ikj önemli faktör roloynadı.
Birincisi, yurtdışına gidenler öncelikle en kısa zamanda çok para kazan-mayı, ceplerini doldurdukları vakit Türkiye' ye dönmeyi düşündüler.' Do-layısıyla ne gittikleri ülkede devamlı yaşamayı ~e de çocukları' gurbet elde. özgün değerlerine göre yetiştirmeyi iıklettiler. Ikincisi, Türkiye
Cum-huriyeti Devleti ve hükümetleri gurbetçi vatandaşların. eğitim ve kültür
problemleriyle fazla ilgilenmedi.' .
Türkiye ve ilgiliÜlkeler arasında yapılan-ikili anlaşmalarla göçmen
işçilerimizin iş güvencesi ve işsizlik hiıkları belli seviyede temin edilme-:ye çalışılmıştır. Kazandıkları parilların Türkiye'ye transferi ve benzeri ko-nularda da birtakım anıaşmalar yapılmıştır. Fakat onların dini ve ahlaki hiıkları ya hiç gündeme gelmemiş ya da üstü kapalı bir kaç kelime ile
ge-çiştirilmiştir. .
OysaAvrupadaki işçi vatandaşlarınıız inanç ve kültür yapısı itibariy"'_
le yabancı bir ülkede ve farklı bir toplum içinde; özellikle Hristiyan ülke- .
lerde, Hristiyanlarla birlikte yaşamaktadırlar. İsI!lffi hakkında sağlam ve
yeterli bilgileri olmadığı gibi, Hristiyanlık ve Yahudilik dinleri hakkında' da birşey bilmiyorlardı.. Milli ve manevi değerlerini sağlam v~ yeterli
öl-çüde bilecek kadar eğitilmeleri ve bilgilendirilmeleri lazımdı. Gerek
kim-liklerini ve kişikim-liklerini koruyup yaşatmakgerekse çeşitli yıkıcı ve zararlı
'failliyetlere karşı.koymilları için bu şarttı. Nitekim İspanya, Portekiz, Eski Yugoslavya, İtalya ve Yunanistan gibi yurtdışına insan gücü
sevkeden,ü1-keler gurbetçilerinin ruhi ve manevi meseleleriyle yakından ilgilenmişler;, '
, bunları ikili anlaşmalarda en önemli gündem maddelerinden saymışlardır. Oysa Türk işçileri A vrupa, Avusturalya ve Ortadoğu ülkelerine
gönderil-diklerinde kendi hilllerine bırakılmışlardır. Yarılarında cenazelerini
kıldı-.racak ve killdıracak,bir din görevlisibiJ!e bulunmamıştır. '
'On yıla yakın bir süreyle yurtdışında bulundum ve işçi
vatandaşları-mızla içiçe yaşadım. Onbeş yıldan beri de Türkiye'nin Sesi Radyosu'nda
yurtdışındaki vatandaşlannıızayönelik, dini ve ahlaki programlar
yapıyo-rum. Dolayısıyla yurtdışındaki vatandaşlarımız,! ve problemlerini iyi
tanı-yorum. Ekonomik problemlerini önemli ölçüde çözümlemiş olmillarına
ve millidurumlarını iyileştirmiş bulunnıillarına rağmen, vatandaşlarırnızıp. )
ruhi ve ahlaki pek çok problemleri vardır. ,Parklı dilden, kültürden, din-den, örf ve ananeden olan insanlarla beraber yaşamak durumunda
bulu-nan bu insanlanmız birçok tehlike ve silldırıyla da karşı karşıyalar.
Müs-lüman Türk kimlik ve kişiliklerine yönelik bu tehlike ve saldıayı,
vermektedir-YURTDışıNA YÖNELİK D1NI YAYıNLAR 69
ler, Daha rahat ve müreffeh bir hayata kavuşmak gayesiyle göçeden
gur-betçi insanlanmız, .birçok yönden huzursuz ve mutsuzdurlar. E,1leri para
tutmuş, .gözleri para görmüş ama, rum ve manevi yapılan yaralanmış ve
,zayıflamış, aile düzenleri de bozulmuştur. Çocuklar ve gençlerden çoğu
milli ve manevi değerlerini yitirmiş, müslümanlıklannı ve Türklüklerini
unutur hale gelmişlerdir. .
"
Okul çağındaki çocuklar ve gençlerden birçoklan misyonerlerin
etki-si altına düşmüştür. Kreşlerdeki çocuklar dahristiyan din adamlannın
ba-kımına terkedilmiş durumdadirlar. Çeşitli imajlar' yoluyla kendilerine
hristiyanlık ya dahristiyan kültürü aşılanmaya çalışılmaktadır. Dili,
küL-türü, örf ve adetleri ~nutturulmuş olan bu çocuklar ve gençler 9inlerini de
bilememektedirler. Orgün ve yaygın eğitim yollanyla yapılan hristiyanlık
propag;ındalannın etkisİ altında yetişmektedirler. .
Ancak Türk Devleti tarafından onlan bu saldınlara kar'ŞI korumak
için' alınınış tedbirler bulunmamaktadır. Gurbetçilerimizin maddeci
anla-yışlan ikTürkiye Cumhuriyeti'nin onlan döviz yumurt1ayan ve sevkeden
varlıklar olan:ık görmesi bu durumun başlıca sebeplerindendir.
Öte yandan, -cahillik veilgisizlik gibi sebeplerle yurtdışında çalışan
vatandaşlanmız arasına nifak girmiştir. Siyasi ve dini zümrelere
ayrılmış-lardır. Bir takım maddi'Ve manevi problemlerini çözebilmek için
dernek-ler kurarak teşkilatlanmışlar ve kutuplaşmışlar; hususi mescitler, camiler
ve kur'an kurslan açmışlardır. Ancak, sonuçta bölünmüş ve parçaıanmış-lardır.
Bütün bunlann yanısıra, göçmen işçi vatandaşlanmıza ve
çocuklan-na yönelik çeşitli yıkıcı faaliyetlerde 'bulunulmaktadır. Hıristiyanlık,
Ye-hova Şahitliği, Kadiyanilik, Babailik; Materyalistlik ve dinsizlik
propa-gandalan işçi vatandaşlanmız arasında yaygındır. Propagandacılar
amaçlanna ulaşmak için çok değişik araçlar kullanmaktadırlar.
İnsanlatı-mızdaki fıtri din duygusu, sağlam ve doğru bilgilerle beslenip
güçlendiril-mezse zamanla onun yerini başkainançlar, felsefi ya da ide,olojik
düşün-celer alır. Bu cümleden olarak, Hıristiyanlık misyoner faaliyetleri ile.
materyalizm ve ateizm pr,opagandalannın işçilerimizi ye çocuklannı
büyük baskı altında tuttuğunuvurgulamak isterim. Müslümanlan gerçek
. din duygusundan uzaklaştırmayı, birbirine düşmarı müslüman topluluklar
oluşturmayı amaçlayan misyoner teşkilatı da çok aktif olarak vatandaşla-nmız arasında faaliyet göstermektedir.
Hıristiyan misyônerler, özellikle' gazete, , dergi, . broşür, öykü' ve
roman kitaplan gibi basılı yayınlar yoluyla onlan hıristiyanlaştırmaya ve
kendi değerlerine yabancılaştırmaya çalışmaktadır. Mesela, 1994 yılında
Avusturalya'da çok dağlık ve turistik bir bölgeyi gezerken özellikle
Türk-çe yazılmış hıristiyan propagandası yapan çok sayıda broşür ve hikaye
ki-tabı gönnüştüm. .
Genel durum değerlendirmesi yapacak 'olursak, şunu söyleyebiliriz:
70 SABRİ HlzMETLİ ,
ahlaki ya da ruhi ve manevtçokö'n~mli problemleri vardır. Sayılan dört
milyonu aşan bu insanlarımızı kendi hallerine terketmek, problemlerinin çözümüne yardımcı olmamak, ihtiyaçlarını karşılamamak doğru değildir.
Unutmamak gerekir ki, dış ülkelerde yaşayan'olanlar da bu ülkenin
insan-'landır.
Pekala, onlarla. kimler ilgilenecek? Onlann sorunlarından sorumlı.i'
kurum ve kuruluşlaryok mu?
Eğitim-öğretim konusu doğrudan Devletin görev ve sorumluluk ala-nında değildir. Öncelikle' anne, baba veya veli konumunda olan kimseler
çocuklann yetiştirilmesinden mesuldürler. Devletin vazifesi ise onlara
ço-cuklannı iyi yetiştirmeleri için yardımcı olmak; ötgün ve yaygın eğitim:" öğretim kurumlan kurmak; onlann yeterli öğrenim görebilmeleri için her türlü imkanı sağlamak ve tedbiri almaktır. Bu işleri yapma vazifesi Türki:.. ye'de Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıldan, Yüksek Oğretim Kurumlan ve
Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. ' .
Milli. Eğitim ve Kültür Bakanlıklan da gurbetçilerimizin bulunduğu
ülkelerde müşavirlikler ve ateşelikler düzeyinde teşkilatlanrtııştır. Türkçe öğretimi konusunda görev yapan çök sayıda ,elemanlan vardır. Ancak va..,
tandaşlanmıza milli ve manevi değerleri yeterince, öğretilmiyor. Türklük
ve Müslümanlık kimliği venlmiyor.
Diyanet İşleri Başkaiı1ı:ğı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki 633
sayı-lı Kanunun
ı.
Maddesi "din ,konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadetyerlerini yönetmek" vazifesini Diyanet İşleri Başkanlığına vermiştir. Bu
madde gereğince' Diyanet İşleri Başkanlıği'nın nerede yaşarlarsa
yaşasın-. lar Türk vatandaşlanna dinlerini; diyanetlerini İslam'ın ferdi, ailevi ve
iç-timaihayatla ilgili hükümlerini öğretm~k vazifesi ve mesuliyeti vardır.
. i
Diyanet Işleri Başkanlığı, bu vazife ve mesuliyetini ifa etmek
gaye-siyle, yurtdışında teşkilatlanma yoluna girmiştir. Dış ülkelerdeki
vatan-. daşlanmıza bir takım dini hizmetlerde bulunmak Üzere din hizmetleri
mü-şavirliği ve din hizmetleri ateşeliği kadroları ihdas etmiş; Türkiye' den
gönderilen din görevlileri camilerde halkı aydınlatmaya çalışmışıardır.
Camilerde ve Kur' an kurslannda vataıi.daşlaninıza bir takım dini
hizmet-ler götürülmesi çok olumlu tesir İCra etmiştir. .
/
Ancak, yurtdışİndaki vatandaşlarımız~ yönelik. din hizmetleri,
İslam'ın inanç, ibadet ve ahlak esaslarını öğretme faaliyeti .camilere
inhi-sar ettirilemez. Günü!l1üzde. daha etkili iletişim araçlan bulunmaktadır.
Buaraçlarkullanılaraka camilerin dışında çok yararlıhizmetler yapılabi- '
lecektir.15'in üzerinde Din Hizmetleri Müşavirliği, çok sayıda Diri
Hiz-metleri Ateşeliği b,ulunan Diyçınet İş~eri Başkanlığı'nın bu alanda
yapabi-leceği çokönemli vazifeleri vardır. Işgücü ve mali'imkanlan da oldukça
tatminkar seviyededir.' .
. Ne var ki, ne Milli ,Eğitim ve Kültür Bakanlıklanne de Diyanet
İşle-ri Başkanlığı, bilebildiğimiz kadanyla,. kuruluşlarından bugüne kadar
. YURTDIŞ~A YÖNELİK' DiNI YAyıNLAR . i
71
ğımızın etkili iletişim araçlarırdan vatandaşlarımızı "din konusunda
ay-dınlatmak" için yararlanamamışlardır. Oysa, iletişim-haberleşme,
düşün-me ve öğrendüşün-menin başlangıcını oluşturmaktadır. Fikirler, düşünceler ve
. açiklamalar onunla taşınır, aktarılır ve paylaşılır. Kitle haberleşme araçla-n olaaraçla-n basılı yayıaraçla-nlar (gazete, dergi, broşür ve kitap) ile kaset, radyo ve televizyon gibi kulağa ve göze birlikte hitabeden yayın araçları fert ve
toplum yaşantısını yönlendirebilme gücüne sahiptir. Öyleyse, Diyanet
İş-leri. Başkanlığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları yurtdışındaki
vatan-daşlarımıiı dini ve milli konularda aydınlatm:a vazifesini yerine
getirme-de bu iletişim, ,eğitim ve öğretim araçlanndan yararlanmalıydılar.
Dillieğitim~öğretim yerlerinin, mabetler ile onlann çevresinde inşa.
edilen merkezler olduğu tarihi bir vakıadır. Ancak -yaygin din
eğitim-öğretimi araçlarından birisi de basılı dilli yayınlardır. Diyanet İşleri
Baş-kanlığının Kuruluş ve Görevleri ile. ilgili 633 sayılı Kanunla "dini
eserle-ri telif ve tercüme etmek, din ile ilgili yayınları derlemek': vazifeleri
Di-yanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. Fakat Diyanet İşleri Başkanlığı
. bugüne kadar yurtdışındaki vatandaşlarımıza yönelik, hususi yayınlar
yapmamıştır. Aynı durum Milli Eğitim ve Kültür Baka:nlıkları için de
sözkonusudur.
Muhteva ve metot itibariyle hususi nitelikler taşıması gereken bu
dini yayınların yapılmamış olması, din bilgisi ve kültürü yetersiz olan
gurbetçi vatandaşlanmızı çeşitli yıkıcı ve zararlı neşriyatın saldınsına ve
etkilerine maruz bıraktığı gibi "göbeğini kendi elinle kes" felsefesiyle,
kendi aralannda teşkilatlanmalarına,. cemaatleşmelerine ve hususi dini
merkezler kurmalarına ve dini neşriyat meydana getirmeterine sebep
ol-muştur.
Neticede, Yurtdışındaki vatandaşlarımız çeşitli dilli cemaatler halinde
kümeleşmişler, özel nitelikte ve cemaatci düzeyde yayın, faaliyetinde
bu-. lunmuşlardırbu-. Kurslar, öğrenci ve. gençlik kunıluşları, kültür merkezleri,
, dernekler ~ve pansiyonlar, biçki-dikiş, halıcılık, 'muhasebecilik ve daktilo
kursları adı altında kurumlaşan ve örgütleşen bu dilli cemaatler kendi im-kanlarıyla milli ve manevi varlıklannı koruyup yaşatma gayreti içinde
ol-muşlardır. . .' . ,
Bun~nla birlikte, yurtdışındasözkonusu alanlarda kurumlaşan ve
gemş bir yelpazede. faaliyet gösteren "sivil toplum örgütleri" gerçek.
Müslüman Türk kimlik ve kişiliğini kazandıracak nitelikte neşriyatta
bu-, . lunamamışlar; Türkiye' deki sivil toplum örgütlerininbirer uzantısı
niteli-ğindeki bu sivil topluluklar özellikle işçi vatandaşlanmıza ve çocuklanna
s~slenen, onların ihtiyaçlanna cevap v~ren yayınlar yapamamışlardır.
So-nuçta milli ve manevi değerlerine yabancı yüzbinlerce insan yetişmiştir. Bu açİklamalardan sonra tekliflerimizi şöyle sıralayabiliriz:
ı.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik basılı dini yayınlariyapmak gerekir. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları ile Diyanet.tşleri
72 . SABRİ HİZMETLİ
. Başkanlığı,. çeşitli sebeplerle. şimdiye' kadar gerçekleştirememiş olduklan
"yurtdışına yönelik basılı yayınlar~'faaliyetine vakit geçirmeden
başla-malıdırlar. Yapılacak olan bu yayınlar gazete, dergi broşür, kitapçık türle-rinde olmalıdır. Eğiticilik ve öğreticilik, kişilikli insan yetiştiricilik temel
karakterini taşımalıdır. Çünkü yurtdışında yaşayan vatandaşlanmızın en
çok' önem verdikleri konulardan birisi şüphesiz ki din eğItimi-Öğretimi
konusudur. i
Yurtdışına yönelik basılı dini yayırilarda sosyal güvenlik, milli b~rlik ve beraberlik konularından tutunuz, aile düzeni, beşeri münas,ebetler,. işçi
hakian, insan hakian, dini ve milli df;ğerler,dinlerarası diyalog, ,yıkıcı ve
zararh cereyanlar {kötü alışkanlıklar ve misyoner teşkilatlanmn
faaliyetle-rine vanncaya kadar dış ülkelerdeki din kardeşlerimizin öğrenmek ve
bil-mek durumunda olduklan tüm konulara yer verilmelidir.
Basılı. dini yayınlarda bir yandan İslam'ın inanç; ibadet ve ahlak
esaslan Kur'an ve Sahih Sünnet'in ışığında ilmi metotla ve anlaşılabilir dille açıklanınalı, diğer yandan zararlı dini neşriyatırt, batıl inançlann, hu-rafelerin ve İslam'a yönelik zararlı akımlann etkilerini yok etmeye
çalı-şılmalıdır. . . .
Basılı dini yayınlarda vatandaşlanmızın yaşadığı ülkelerin dini,
ahlaki, içtimai, siyasi ve iktisadi yapılan gözönünde bulundurulmalı ve
bu konulardaaydınlatıcıbilgiler verilmelidir. .
Basılı dini yayınlann asıl gayesi,. bunlara ek olarak, yurtdışında
yaşa-yan vatandaşlanmızın din bilgisi ve ahlak kültürünü geliştirip yaşatınak,
müslüman Türk kimlik ve şahsiyetini korumak olmalıdır. Bu noktada'
. İslam dini, kültür ve medeniyetini sağlam temeller üzerinde ortaya
koy-mak; Hınstiyanlık; Yahudilik' dinlerihakkında öz bilgiler vermek, yıkıcı
ve zararlı cereyanl¥i tanıtrp.ak, milli değerlerimiziye tarihimizi en
önem-li hususlar olarak değerlendirmek öncelikli konular yapılmalıdır. Aynca i
dini yanlış anlamak ve yorumlamaktan doğan problemlere, kültür, sanat
ve medeniyet telakkilerine, devlet-millet münasebetlerine, dinlerarası
di-yalog konulannaaçıklık getirilmelidir. İslam'ın esaslanndan olmadığı
halde, bir takim düşünce ve ananenin sonradan çe,şitli' sebeplyrle İslam kültürüne sokulmuş olduğu gerçeği uygun ~ir lisanla ifade edilmelidir.
Basılı dini yayınlaruzman akademisyenlere hazırlatılmalı ve bu
ko-nuda İlahiyat Fakültelerindekiöğretim elemanlanndan azami ölçüde
isti-fade edilmelidir. \
, ,
Basılı dini yayınlarda muhatap olaninsan kitlesinin hangi kuşak
ol-duğu belirlenmeli; konu seçimi; anlatım ve açıklamalar ona göre yapılma-lıdır. Bu yönde yapılacak yayınlarda aşağıdaki hususlann gözönünde bu-lundurulması' gerekir:
a) Okuyuculann büyük çoğunluğu yurtdışmda doğmuş ve yurtdışı
YURTDıŞıNA YÖNELİK D1Nİ YAYıNLAR 73
.
\ ..b) Ikinci ve üçüncü kuşaktan olan ins~lanmız anadillerini yeterince
bilememektedirler.
c) Çeşitli ülkelerin oluşturduğu "Ortak Kültür Ortamı"İıda çok farklı kültürlerin etkisinde yetişmişlerdir.
.' !
d) Yaygın ve örgüneğitim yollanyla yapılan Hıristiyanlık
propagan-dasımn taarruzlanna hedefolmuşlardır.
'e) İdeolojik ve etnik zümrelerin propagandalanmn etkisi altında
bu-lunmaktadırlar. .
t) Bunlara ek olarak, basılı yayınlar yoluyla dini bilgilerverilirken
seslenilen insanlann yaş gruplanmn; çocukluk, gençlik ve olgunluk
çağ-lannın değerlendirmeye. alınması ~azımdır. Sözgelimi din bilgisi 0-6 yaş . grubuna, okul öncesi.çocUk1ara dini ve milli motifli boyama
kitaplan.yo-luyla~ 6-8 yaş grubu için resim ağırlıklı, bilmece-bulmaca ve hikaye
tü-ründen kitaplar aracılığı ile; 8-12 yaş grubu için Ana dili Türkçe'yi de
ge-liştirici nitelikteki hikaye türünden kitaplar vasıtasıyla; 12 üstü yaş grubu
için soru-cevap tarzında hazırlanmış ilmihal bilgileri milli ve manevi duy-gulan geliştiren ko~~laIı içeren hikaye ve roman türlerindeki kitaplar
yo-luyla verilmelidir. Universite gençliğine ve yetişkinlere ise dini bilgiler
daha kapsamlı ve ilmi nitelikli kitaplarla sunulmalıdır.
g) Kitle haberleşme araçlanndan olan gazete ve dergi belirti~eİı
amaçlara ulaşmada çok önemliaraçlardır. Diyanet Çocuk Dergiş.i,
Diya-net Gazetesi ve DiyaDiya-net Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı Din Oğretimi.
Dergisi ve benzeri dergiler yurtdışındaki vatandaşlanmızın ihtiyaçlan
doğrultusunda özelolarak hazırlatılıp çıkfuı.lırsa, bu hususlann
gerçekleş-mesinde, fevkalade faydalıhizmetler görebilecektir.' ."
. 2. Radyo ve televizyon günümüzde" en etkili iletişim araçlandır.
. Yurtdışındaki vatandaşlanmıza dini bilgilerin öğretilmesinde yararlı bir
. biçimde kullarnlabilir. Basılı yayınlar yoluylaancak binlere, onbinlere ya
da yüzbinlere seslenebilinirken, radyo ve televizyon aracılığı ile
milyon-larca insana ulaşılabilinmektedk İnsanın duyular dünyasım birçok
yÖn-den kuşatan radyo ve televizyonun f~rt ve toplum üzerindeki etkisi olduk~ ça önemlidir. Bu durumda, Diyanet Işleri Başkanlığı' mn Milli Eğitim ve
Kültür Bakanlıklan, TRT Kurumu ile işbirliği yaparak çağımızın bu iki
etkili iletişiın aracından en iyi şekilde yararlanması gerekmektedir: Dini'
bilgilerin öğretilmesinde, din hizmetlerinin yerine getirilmesinde, Islami
mesajınetkili bir biçimde ulaştınlmasında radyo ve televizyondan yarar~
lanmak şarttır. . .
Ancak ne 'sözkonusu bakanlıklar belirtilen amaçlar doğrultusunda bir
faaliyet göstermiş ne de Türkiye. eumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı
bu alanlarda radyo ve televizyondan yararlanmıştır.
En azından TRT ile işbirliği yaparak vatandaşlanmızı dini konularda
aydınlatıcı programlar hazırlayabiliderdi. Türkiye'nin Sesi Radyosu
va
-74 SABRl HİZMETLİ
tandaşlanmmi bir takım eğitim-öğretim hizmeti götürm~ş' olabilirlerdİ.
. Fakat Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıklan' ile Diyanet Işleri
Başkanl\-ğı'mn bilebildiğimiz kadanyla,bu yönde teşebbüs ve temaslan olmamış~
tır. ,. .
Oysa. Türkiye'nin Sesi Radyosu, yurtdışındaki vatandaşlanmızın
yoğun istekleri üzerine, ayda 20 saatten fazla dini yayın yapmaktadır.
"Din ve Dünya, Dini Bilgimiz Dini Kültürümüz, Bilim ve Gönül
Dünya-sından, Çocuklar için, Sorularınız-Cevaplarımiz" adlarındaki özel
dini-ahlaki programlarhazırlatılmasımn yanısıra, Ankara Radyosu'nda
yayın-lanan dini programlan da a:1ıpyeniden yayınlayarak yurt dışına
aktarmak-tadır. Milli Eğitim've Kültür Bakanlıklan,eğer isterlerse, TRT'den
yarar-lanar3k aym hizmetleri çok daha. iyi yapabilir. Yeterki, maddi konular .
kadar manevi problemlere de önem veren bir anlayışla hareket edilsin,
bunlarkolaylıkla yapılabilecek şeylerdir. '
Diyanet İşleri BaşKanlığı yurt dışındaki vatandaşlarımızı'''Din
Konu-.sunda Aydınlatma" vazifesind~ mutlaka radyo vetelevizyondan
yararlan-malıdır; Mümkünse TRT ile işbirliği yapma:lı ve dini programlar
yayınla-m,a:lıdır. Bunu gerçekleştiremiyorsa, mevcut kanunlar ve yönetmelikler
-çerçevesinde, kendi radyo ve,televizyonunu kurmalıdır. Eğer ikinci
imka-na'dasa:hip olanuyorsa, vatandaşlanmızın yoğunolarak yaşadığı
ülkele-rin
yetkilileriyle görüşerek radyo v~ televizyonlanndan yararlanmayolu-na gitmelidir. Nitekim bugun Hollanda' da, Hollanda Parlamentosu'nun a:ldığı bir kararla,. 1987 yılında İslam Radyo Televizyonu kurulmuştur. Bu radyo ve televizyonu yönet~cek bır genel.müdürlük kurıılması da aym ka-rarda yera:lm!ştır. Diyanet Işleri Başkanlığı Hollanda Din Müşavirliği'nin
de Hollanda Islam Radyo Televizyon Kurumu'nun kurulmasındaönemli
rolü olmuştur. Aym şekilde gerek Diyanet İşleri Başkanlığı'mn gerekse
maha:llidin müşavirlikleriniiı teşebbüsleriyle Almanya, Fransa, Belçika,
İsviçre, İsveç, Avustura:lya, Danimarka ve öteki ülkelerde özellikle müs-lümanlara yönelik yayın yapan radyo ve televizyonlar kurulabilir. _
Yurt dışına yapılacak olan.qıdyo-televizyön dini yayınlanmn yetkili
kimselerce ve gurbetçi vatandaşlanmızın ihtiyaçları gözönünde
bulundu-rularakhazırlanmış olması şarttır. Bu yönden de, İlahiyat
FakültelerimiZ-deki öğretim elemanlanndanyararlanmak gerekmektedir. Ayrıca
yayınla-nan programlar çeşitli yaş gruplarına, farklıbilgi ve kültür düzeyinde
insanlara göre düzenlenmelidir. Sözgelimi çocuklar, gençler, kadınlar ve
yetişkin erkekler için özel programlar hazırlanmalıdır. Milli ve manevi
duygulan güçlendiren, milli birlik ve beraberliği pekiştiren, tarihimizi,
'ön ve ananeleriniizi tanıtan, kültür ve medeniyetimizi öğreten sohbet,
piyes, film, belgesel ve benzeri programlara ağırlık vermelidir. Böylelikle
vatandaşlarınıız öz değerlerini tanıyacaklar, dinlerine ve mukaddes.
var-lıklarına daha sıkı bağlanaca:klar; ta:klitten, başka dinlerin ve ideolojilerin
etkisinden, misyonerlik taarruzlarından kurtulmuş olaca:klar; neticede
müslüman Türk kimlik ve kişiliklerine kavuşaca:klardır. Yurtdışına yöne-lik dini yayınların asıl gayesi işte böyle gerçekleşmiş olaçaktır.
YURIDIŞINA YÖNELİK DINı YAYıNLAR '/
, ~jı ...
G:.~rV).I~..Jı!'~11
/ 75 " - -'i \ J .,.)i J •....~ ~ J. - ' ,~, ) . k-, J ~ -VT"vo..J\J.. ıl,' ')' ,/,",'J
JVOJ> G~ ,.rJ \ <: iı ~,'\,,'\'-' ,~' 'i' - --' '_ C.-" J .r:- - 2,\....J --: , \..;>-':' ~_.J-<2J .'. ~ \ ,,~ .''1, ,i _ .r ~ J',i'","" ~
,
'V~ ~~.r~\-~.,,>J\ <:'~IJ ~JL":""'>,J ~)
i v"_______
s....-'.,,:.p
y \ .,::;\...:.J .. ,J'.,-t~~(
,
~~
'-2~
:",~, a,I •y \',.,;..ı \,..
...rv-i.,v_ .
".-i_ ~ ..r-,~' •. " ~Y';'-'.• 1\'-v'...' i..:ı~Ji ~':""1" \ - -, <" • • ...-- ?-J~ ~ 0~ '...-'l ~ VY'o..--<,' ~ 1" ..J\~ -' '....-) ',:--,',',.s ::, \,'~~ ~ .., t...;r-. '- . \ \ v-,~ ,/~ J Jo.;...pJ ~.>L-~I ~,;.J' ~;....-~ .:....;:,,;:;~ d I', \
~ \
.
-, ' \,~,a.ı
\~),lltr: ....~. ~\ ~\
...w'
'2Ç.wıJ
0\.
, , i
~Y'U'..;\' J.s. ~~\. ~;...ıIJ ~~i t?~ 8.•-.>;> ~ (
,
76 SABRİ HİZMElLİ \j-'''J''-,P
ı~
J~~i~i d~y....::....
J;': ~J ~\:/ <..r~ i ~, 1-0:' ~~ (~YJ .~..>lı
J ~ W.I J ~0~
ö•••~ i/VI V ~~ .YJ ' b:.. .>O;DL..ı. \.}:..
i..• , <,'I'i .U~~. .J!'6
~(-:.>I -.~~ ..)\ıt> J~'.vı ~ ~ ~-~U--~\ .;.~~I --:-'... ~\P~ "~Iı"'~~-'
~~ ~.,.)\ ...:V~)\ J ~~\ ~\:J.\ .:.-ır:
~I:J
: ~ \.., :;,~.)i ö~\ i..;.;> .~. 2. :,:,\.,rJ
yy::!
:J.-7-
~;..:,J.\ ~ V .:.'......:-:-.-J .::.~ ~ ~.;. - \ . :':'\.o~1 (-~~~:;;\>~\
ı.!"'.;.ü\ ;...,\:.)\~ ...
", ") i . / ...,:rv- ~. Y/./J '..,,.,.JJ V::'~\' i»:,;ı
;.,r '~.;..ı''y\ ...'\ ~ ;....;.~.v -~ ,j ~I ';uı i~_~ . ;J...J.,- ~ ;.li ~)-\,\~.Y\~\..- .• ~..Jo~ ~~\~\.: .•H ;j~\~\ -'>.YURTDıŞıNA YÖNELİK DtNI YAYıNLAR 77
'.
~~;i ~':.)}J (.:., ....':..) ~JJ\.:,~~; .• ~\~~\ ~:rt:'