• Sonuç bulunamadı

Başlık: YURTDIŞINDAKİ TÜRKLER VE ONLARA YÖNELİK DİNİ YAYINLARYazar(lar):HİZMETLİ, SabriCilt: 36 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000886 Yayın Tarihi: 1997 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: YURTDIŞINDAKİ TÜRKLER VE ONLARA YÖNELİK DİNİ YAYINLARYazar(lar):HİZMETLİ, SabriCilt: 36 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000886 Yayın Tarihi: 1997 PDF"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

YURTDI~1NDA~İ

Tpıpa.ER VE

ONLARA- \

YONELIKDINIYAYINLAR

.

(.

Prof Dr. Sabri HİZMETLl

İkinci Dünya .savaşı sonrasında insanlık dünyası çok önemli olaylar

yaşadı. Birçok Afrika ve Asya ülkesi sömürülmekten kurtulup

bağımsız-.lıklarına kavuştu. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda uluslararası se,.

viyede birçok kararlar a1ındı.Evrensei değerler alanında kaydadeğer

ge-lişmeler sağlandı. .

. Gerek' ikinci Dünya Savaşına katılan Batılı topluluklar ve Japonya gerekse öteki dünya milletleri daha rahat ve müreffeh yaşama yarışına,

,girdiler. Bu amaçla sanayileşmiş vekalkınmış ülkeler daha.çok üretmek

- ve satmak, daha fazla kazanmak ve zenginleşmek düşüncesini

politika1a-, nnın temel amacı seçtiler. Bu hedefe yönelikfaaliyetlerinde işgücü

açık-larını dışarıdan kapatma' yoluna gittiler. Çeşitli ülkelerden

işgücü,talebin-de bulundular. Sanayileşmemiş ve kalkınmamış, ülkeler ise, mevcut

işgüçlerini dışarıya sevketmek zorunda kaldılar. Batılıülkelerin işgücü

ta;-leblerini memnuniyetle karşıladılar., Türkiye de yurtdışına insangücü

ihrac eden ülkelerarasında yer aldı.

Türkiye'de, 1957'li yıllardan itibaren işsizlik problemi önemli bir

artış gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1960 yılından başlamak üzere fazla işgücünü Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa, Libya, S~ Arabistan,

İsveç, Avusturalya, İsviçre, Irak ve Kuveyt gibi ülkelere sevketti. '

i ' .

Anılan ülkelere yönelik "işçi göçleri" veya "İnsangücü aktarırnı"

ül-kemizin yakın tarihinin önemli olaylarındandır; Türkiye'ninkültürel,

sos-yal veekonomik yapısını önemli ölçüde etkiledi. Daha çok Anadolu'nun

kırsal kesimlerine mensup bulunan gurbetçilerimizin çoğunluğu okur

yazar bile değildi. Gittikleri ülkelerin dillerini, dirilerini, örf ve adetlerini

bilemiyorlardı. Sosyal hayatın dışına atılmışlardı. Gerçekter gittikleri .

yere yabancıydılar ve orada yalnızdılar. Camilerinden, ezan seslerinden,

ailelerinden, yakınlarından ve dostlanıidan, vatanıanndan ve özyurtların-.

dan uzakta yaşıyorlardı. Artıkgurbet eldeydiler. Birçok maddi ve manevi

problemleri vardı. İşte bu yabancı ve yalnız durumdaki insarilar 40 yılı

aşan bir süreden beri gurbette yaşıyorlar. Çocuklan oralardadoğdular ve

(2)

68 SABRİ HİZMETLİ

, \ J

.Yetişen bu ikinci neslin talnamına yakını çeşitli seviyedeki okullarda \

okudular, iş ve meslek sahibi oldular ama bir türlü birinci sınıf insan mu-amelesi göremediler. Onların çocukları olan üçüncü nesil de tümüyle

ya-şadıkları ülkelerle uyum sağlayamadılar. çünkü kendilerini yepyem bir

kültür ve sosyal çevrede buldulilI'; çok önemli ruhi ve ahlakiproblemlerle !ciırşılaştılar. Kimlik ve kişililç arayişı içindeoldular.

Onların böyle birdurumda olm~ılarında ikj önemli faktör roloynadı.

Birincisi, yurtdışına gidenler öncelikle en kısa zamanda çok para kazan-mayı, ceplerini doldurdukları vakit Türkiye' ye dönmeyi düşündüler.' Do-layısıyla ne gittikleri ülkede devamlı yaşamayı ~e de çocukları' gurbet elde. özgün değerlerine göre yetiştirmeyi iıklettiler. Ikincisi, Türkiye

Cum-huriyeti Devleti ve hükümetleri gurbetçi vatandaşların. eğitim ve kültür

problemleriyle fazla ilgilenmedi.' .

Türkiye ve ilgiliÜlkeler arasında yapılan-ikili anlaşmalarla göçmen

işçilerimizin iş güvencesi ve işsizlik hiıkları belli seviyede temin edilme-:ye çalışılmıştır. Kazandıkları parilların Türkiye'ye transferi ve benzeri ko-nularda da birtakım anıaşmalar yapılmıştır. Fakat onların dini ve ahlaki hiıkları ya hiç gündeme gelmemiş ya da üstü kapalı bir kaç kelime ile

ge-çiştirilmiştir. .

OysaAvrupadaki işçi vatandaşlarınıız inanç ve kültür yapısı itibariy"'_

le yabancı bir ülkede ve farklı bir toplum içinde; özellikle Hristiyan ülke- .

lerde, Hristiyanlarla birlikte yaşamaktadırlar. İsI!lffi hakkında sağlam ve

yeterli bilgileri olmadığı gibi, Hristiyanlık ve Yahudilik dinleri hakkında' da birşey bilmiyorlardı.. Milli ve manevi değerlerini sağlam v~ yeterli

öl-çüde bilecek kadar eğitilmeleri ve bilgilendirilmeleri lazımdı. Gerek

kim-liklerini ve kişikim-liklerini koruyup yaşatmakgerekse çeşitli yıkıcı ve zararlı

'failliyetlere karşı.koymilları için bu şarttı. Nitekim İspanya, Portekiz, Eski Yugoslavya, İtalya ve Yunanistan gibi yurtdışına insan gücü

sevkeden,ü1-keler gurbetçilerinin ruhi ve manevi meseleleriyle yakından ilgilenmişler;, '

, bunları ikili anlaşmalarda en önemli gündem maddelerinden saymışlardır. Oysa Türk işçileri A vrupa, Avusturalya ve Ortadoğu ülkelerine

gönderil-diklerinde kendi hilllerine bırakılmışlardır. Yarılarında cenazelerini

kıldı-.racak ve killdıracak,bir din görevlisibiJ!e bulunmamıştır. '

'On yıla yakın bir süreyle yurtdışında bulundum ve işçi

vatandaşları-mızla içiçe yaşadım. Onbeş yıldan beri de Türkiye'nin Sesi Radyosu'nda

yurtdışındaki vatandaşlannıızayönelik, dini ve ahlaki programlar

yapıyo-rum. Dolayısıyla yurtdışındaki vatandaşlarımız,! ve problemlerini iyi

tanı-yorum. Ekonomik problemlerini önemli ölçüde çözümlemiş olmillarına

ve millidurumlarını iyileştirmiş bulunnıillarına rağmen, vatandaşlarırnızıp. )

ruhi ve ahlaki pek çok problemleri vardır. ,Parklı dilden, kültürden, din-den, örf ve ananeden olan insanlarla beraber yaşamak durumunda

bulu-nan bu insanlanmız birçok tehlike ve silldırıyla da karşı karşıyalar.

Müs-lüman Türk kimlik ve kişiliklerine yönelik bu tehlike ve saldıayı,

(3)

vermektedir-YURTDışıNA YÖNELİK D1NI YAYıNLAR 69

ler, Daha rahat ve müreffeh bir hayata kavuşmak gayesiyle göçeden

gur-betçi insanlanmız, .birçok yönden huzursuz ve mutsuzdurlar. E,1leri para

tutmuş, .gözleri para görmüş ama, rum ve manevi yapılan yaralanmış ve

,zayıflamış, aile düzenleri de bozulmuştur. Çocuklar ve gençlerden çoğu

milli ve manevi değerlerini yitirmiş, müslümanlıklannı ve Türklüklerini

unutur hale gelmişlerdir. .

"

Okul çağındaki çocuklar ve gençlerden birçoklan misyonerlerin

etki-si altına düşmüştür. Kreşlerdeki çocuklar dahristiyan din adamlannın

ba-kımına terkedilmiş durumdadirlar. Çeşitli imajlar' yoluyla kendilerine

hristiyanlık ya dahristiyan kültürü aşılanmaya çalışılmaktadır. Dili,

küL-türü, örf ve adetleri ~nutturulmuş olan bu çocuklar ve gençler 9inlerini de

bilememektedirler. Orgün ve yaygın eğitim yollanyla yapılan hristiyanlık

propag;ındalannın etkisİ altında yetişmektedirler. .

Ancak Türk Devleti tarafından onlan bu saldınlara kar'ŞI korumak

için' alınınış tedbirler bulunmamaktadır. Gurbetçilerimizin maddeci

anla-yışlan ikTürkiye Cumhuriyeti'nin onlan döviz yumurt1ayan ve sevkeden

varlıklar olan:ık görmesi bu durumun başlıca sebeplerindendir.

Öte yandan, -cahillik veilgisizlik gibi sebeplerle yurtdışında çalışan

vatandaşlanmız arasına nifak girmiştir. Siyasi ve dini zümrelere

ayrılmış-lardır. Bir takım maddi'Ve manevi problemlerini çözebilmek için

dernek-ler kurarak teşkilatlanmışlar ve kutuplaşmışlar; hususi mescitler, camiler

ve kur'an kurslan açmışlardır. Ancak, sonuçta bölünmüş ve parçaıanmış-lardır.

Bütün bunlann yanısıra, göçmen işçi vatandaşlanmıza ve

çocuklan-na yönelik çeşitli yıkıcı faaliyetlerde 'bulunulmaktadır. Hıristiyanlık,

Ye-hova Şahitliği, Kadiyanilik, Babailik; Materyalistlik ve dinsizlik

propa-gandalan işçi vatandaşlanmız arasında yaygındır. Propagandacılar

amaçlanna ulaşmak için çok değişik araçlar kullanmaktadırlar.

İnsanlatı-mızdaki fıtri din duygusu, sağlam ve doğru bilgilerle beslenip

güçlendiril-mezse zamanla onun yerini başkainançlar, felsefi ya da ide,olojik

düşün-celer alır. Bu cümleden olarak, Hıristiyanlık misyoner faaliyetleri ile.

materyalizm ve ateizm pr,opagandalannın işçilerimizi ye çocuklannı

büyük baskı altında tuttuğunuvurgulamak isterim. Müslümanlan gerçek

. din duygusundan uzaklaştırmayı, birbirine düşmarı müslüman topluluklar

oluşturmayı amaçlayan misyoner teşkilatı da çok aktif olarak vatandaşla-nmız arasında faaliyet göstermektedir.

Hıristiyan misyônerler, özellikle' gazete, , dergi, . broşür, öykü' ve

roman kitaplan gibi basılı yayınlar yoluyla onlan hıristiyanlaştırmaya ve

kendi değerlerine yabancılaştırmaya çalışmaktadır. Mesela, 1994 yılında

Avusturalya'da çok dağlık ve turistik bir bölgeyi gezerken özellikle

Türk-çe yazılmış hıristiyan propagandası yapan çok sayıda broşür ve hikaye

ki-tabı gönnüştüm. .

Genel durum değerlendirmesi yapacak 'olursak, şunu söyleyebiliriz:

(4)

70 SABRİ HlzMETLİ ,

ahlaki ya da ruhi ve manevtçokö'n~mli problemleri vardır. Sayılan dört

milyonu aşan bu insanlarımızı kendi hallerine terketmek, problemlerinin çözümüne yardımcı olmamak, ihtiyaçlarını karşılamamak doğru değildir.

Unutmamak gerekir ki, dış ülkelerde yaşayan'olanlar da bu ülkenin

insan-'landır.

Pekala, onlarla. kimler ilgilenecek? Onlann sorunlarından sorumlı.i'

kurum ve kuruluşlaryok mu?

Eğitim-öğretim konusu doğrudan Devletin görev ve sorumluluk ala-nında değildir. Öncelikle' anne, baba veya veli konumunda olan kimseler

çocuklann yetiştirilmesinden mesuldürler. Devletin vazifesi ise onlara

ço-cuklannı iyi yetiştirmeleri için yardımcı olmak; ötgün ve yaygın eğitim:" öğretim kurumlan kurmak; onlann yeterli öğrenim görebilmeleri için her türlü imkanı sağlamak ve tedbiri almaktır. Bu işleri yapma vazifesi Türki:.. ye'de Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıldan, Yüksek Oğretim Kurumlan ve

Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. ' .

Milli. Eğitim ve Kültür Bakanlıklan da gurbetçilerimizin bulunduğu

ülkelerde müşavirlikler ve ateşelikler düzeyinde teşkilatlanrtııştır. Türkçe öğretimi konusunda görev yapan çök sayıda ,elemanlan vardır. Ancak va..,

tandaşlanmıza milli ve manevi değerleri yeterince, öğretilmiyor. Türklük

ve Müslümanlık kimliği venlmiyor.

Diyanet İşleri Başkaiı1ı:ğı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki 633

sayı-lı Kanunun

ı.

Maddesi "din ,konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet

yerlerini yönetmek" vazifesini Diyanet İşleri Başkanlığına vermiştir. Bu

madde gereğince' Diyanet İşleri Başkanlıği'nın nerede yaşarlarsa

yaşasın-. lar Türk vatandaşlanna dinlerini; diyanetlerini İslam'ın ferdi, ailevi ve

iç-timaihayatla ilgili hükümlerini öğretm~k vazifesi ve mesuliyeti vardır.

. i

Diyanet Işleri Başkanlığı, bu vazife ve mesuliyetini ifa etmek

gaye-siyle, yurtdışında teşkilatlanma yoluna girmiştir. Dış ülkelerdeki

vatan-. daşlanmıza bir takım dini hizmetlerde bulunmak Üzere din hizmetleri

mü-şavirliği ve din hizmetleri ateşeliği kadroları ihdas etmiş; Türkiye' den

gönderilen din görevlileri camilerde halkı aydınlatmaya çalışmışıardır.

Camilerde ve Kur' an kurslannda vataıi.daşlaninıza bir takım dini

hizmet-ler götürülmesi çok olumlu tesir İCra etmiştir. .

/

Ancak, yurtdışİndaki vatandaşlarımız~ yönelik. din hizmetleri,

İslam'ın inanç, ibadet ve ahlak esaslarını öğretme faaliyeti .camilere

inhi-sar ettirilemez. Günü!l1üzde. daha etkili iletişim araçlan bulunmaktadır.

Buaraçlarkullanılaraka camilerin dışında çok yararlıhizmetler yapılabi- '

lecektir.15'in üzerinde Din Hizmetleri Müşavirliği, çok sayıda Diri

Hiz-metleri Ateşeliği b,ulunan Diyçınet İş~eri Başkanlığı'nın bu alanda

yapabi-leceği çokönemli vazifeleri vardır. Işgücü ve mali'imkanlan da oldukça

tatminkar seviyededir.' .

. Ne var ki, ne Milli ,Eğitim ve Kültür Bakanlıklanne de Diyanet

İşle-ri Başkanlığı, bilebildiğimiz kadanyla,. kuruluşlarından bugüne kadar

(5)

. YURTDIŞ~A YÖNELİK' DiNI YAyıNLAR . i

71

ğımızın etkili iletişim araçlarırdan vatandaşlarımızı "din konusunda

ay-dınlatmak" için yararlanamamışlardır. Oysa, iletişim-haberleşme,

düşün-me ve öğrendüşün-menin başlangıcını oluşturmaktadır. Fikirler, düşünceler ve

. açiklamalar onunla taşınır, aktarılır ve paylaşılır. Kitle haberleşme araçla-n olaaraçla-n basılı yayıaraçla-nlar (gazete, dergi, broşür ve kitap) ile kaset, radyo ve televizyon gibi kulağa ve göze birlikte hitabeden yayın araçları fert ve

toplum yaşantısını yönlendirebilme gücüne sahiptir. Öyleyse, Diyanet

İş-leri. Başkanlığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları yurtdışındaki

vatan-daşlarımıiı dini ve milli konularda aydınlatm:a vazifesini yerine

getirme-de bu iletişim, ,eğitim ve öğretim araçlanndan yararlanmalıydılar.

Dillieğitim~öğretim yerlerinin, mabetler ile onlann çevresinde inşa.

edilen merkezler olduğu tarihi bir vakıadır. Ancak -yaygin din

eğitim-öğretimi araçlarından birisi de basılı dilli yayınlardır. Diyanet İşleri

Baş-kanlığının Kuruluş ve Görevleri ile. ilgili 633 sayılı Kanunla "dini

eserle-ri telif ve tercüme etmek, din ile ilgili yayınları derlemek': vazifeleri

Di-yanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. Fakat Diyanet İşleri Başkanlığı

. bugüne kadar yurtdışındaki vatandaşlarımıza yönelik, hususi yayınlar

yapmamıştır. Aynı durum Milli Eğitim ve Kültür Baka:nlıkları için de

sözkonusudur.

Muhteva ve metot itibariyle hususi nitelikler taşıması gereken bu

dini yayınların yapılmamış olması, din bilgisi ve kültürü yetersiz olan

gurbetçi vatandaşlanmızı çeşitli yıkıcı ve zararlı neşriyatın saldınsına ve

etkilerine maruz bıraktığı gibi "göbeğini kendi elinle kes" felsefesiyle,

kendi aralannda teşkilatlanmalarına,. cemaatleşmelerine ve hususi dini

merkezler kurmalarına ve dini neşriyat meydana getirmeterine sebep

ol-muştur.

Neticede, Yurtdışındaki vatandaşlarımız çeşitli dilli cemaatler halinde

kümeleşmişler, özel nitelikte ve cemaatci düzeyde yayın, faaliyetinde

bu-. lunmuşlardırbu-. Kurslar, öğrenci ve. gençlik kunıluşları, kültür merkezleri,

, dernekler ~ve pansiyonlar, biçki-dikiş, halıcılık, 'muhasebecilik ve daktilo

kursları adı altında kurumlaşan ve örgütleşen bu dilli cemaatler kendi im-kanlarıyla milli ve manevi varlıklannı koruyup yaşatma gayreti içinde

ol-muşlardır. . .' . ,

Bun~nla birlikte, yurtdışındasözkonusu alanlarda kurumlaşan ve

gemş bir yelpazede. faaliyet gösteren "sivil toplum örgütleri" gerçek.

Müslüman Türk kimlik ve kişiliğini kazandıracak nitelikte neşriyatta

bu-, . lunamamışlar; Türkiye' deki sivil toplum örgütlerininbirer uzantısı

niteli-ğindeki bu sivil topluluklar özellikle işçi vatandaşlanmıza ve çocuklanna

s~slenen, onların ihtiyaçlanna cevap v~ren yayınlar yapamamışlardır.

So-nuçta milli ve manevi değerlerine yabancı yüzbinlerce insan yetişmiştir. Bu açİklamalardan sonra tekliflerimizi şöyle sıralayabiliriz:

ı.

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik basılı dini yayınlar

iyapmak gerekir. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları ile Diyanet.tşleri

(6)

72 . SABRİ HİZMETLİ

. Başkanlığı,. çeşitli sebeplerle. şimdiye' kadar gerçekleştirememiş olduklan

"yurtdışına yönelik basılı yayınlar~'faaliyetine vakit geçirmeden

başla-malıdırlar. Yapılacak olan bu yayınlar gazete, dergi broşür, kitapçık türle-rinde olmalıdır. Eğiticilik ve öğreticilik, kişilikli insan yetiştiricilik temel

karakterini taşımalıdır. Çünkü yurtdışında yaşayan vatandaşlanmızın en

çok' önem verdikleri konulardan birisi şüphesiz ki din eğItimi-Öğretimi

konusudur. i

Yurtdışına yönelik basılı dini yayırilarda sosyal güvenlik, milli b~rlik ve beraberlik konularından tutunuz, aile düzeni, beşeri münas,ebetler,. işçi

hakian, insan hakian, dini ve milli df;ğerler,dinlerarası diyalog, ,yıkıcı ve

zararh cereyanlar {kötü alışkanlıklar ve misyoner teşkilatlanmn

faaliyetle-rine vanncaya kadar dış ülkelerdeki din kardeşlerimizin öğrenmek ve

bil-mek durumunda olduklan tüm konulara yer verilmelidir.

Basılı. dini yayınlarda bir yandan İslam'ın inanç; ibadet ve ahlak

esaslan Kur'an ve Sahih Sünnet'in ışığında ilmi metotla ve anlaşılabilir dille açıklanınalı, diğer yandan zararlı dini neşriyatırt, batıl inançlann, hu-rafelerin ve İslam'a yönelik zararlı akımlann etkilerini yok etmeye

çalı-şılmalıdır. . . .

Basılı dini yayınlarda vatandaşlanmızın yaşadığı ülkelerin dini,

ahlaki, içtimai, siyasi ve iktisadi yapılan gözönünde bulundurulmalı ve

bu konulardaaydınlatıcıbilgiler verilmelidir. .

Basılı dini yayınlann asıl gayesi,. bunlara ek olarak, yurtdışında

yaşa-yan vatandaşlanmızın din bilgisi ve ahlak kültürünü geliştirip yaşatınak,

müslüman Türk kimlik ve şahsiyetini korumak olmalıdır. Bu noktada'

. İslam dini, kültür ve medeniyetini sağlam temeller üzerinde ortaya

koy-mak; Hınstiyanlık; Yahudilik' dinlerihakkında öz bilgiler vermek, yıkıcı

ve zararlı cereyanl¥i tanıtrp.ak, milli değerlerimiziye tarihimizi en

önem-li hususlar olarak değerlendirmek öncelikli konular yapılmalıdır. Aynca i

dini yanlış anlamak ve yorumlamaktan doğan problemlere, kültür, sanat

ve medeniyet telakkilerine, devlet-millet münasebetlerine, dinlerarası

di-yalog konulannaaçıklık getirilmelidir. İslam'ın esaslanndan olmadığı

halde, bir takim düşünce ve ananenin sonradan çe,şitli' sebeplyrle İslam kültürüne sokulmuş olduğu gerçeği uygun ~ir lisanla ifade edilmelidir.

Basılı dini yayınlaruzman akademisyenlere hazırlatılmalı ve bu

ko-nuda İlahiyat Fakültelerindekiöğretim elemanlanndan azami ölçüde

isti-fade edilmelidir. \

, ,

Basılı dini yayınlarda muhatap olaninsan kitlesinin hangi kuşak

ol-duğu belirlenmeli; konu seçimi; anlatım ve açıklamalar ona göre yapılma-lıdır. Bu yönde yapılacak yayınlarda aşağıdaki hususlann gözönünde bu-lundurulması' gerekir:

a) Okuyuculann büyük çoğunluğu yurtdışmda doğmuş ve yurtdışı

(7)

YURTDıŞıNA YÖNELİK D1Nİ YAYıNLAR 73

.

\ ..

b) Ikinci ve üçüncü kuşaktan olan ins~lanmız anadillerini yeterince

bilememektedirler.

c) Çeşitli ülkelerin oluşturduğu "Ortak Kültür Ortamı"İıda çok farklı kültürlerin etkisinde yetişmişlerdir.

.' !

d) Yaygın ve örgüneğitim yollanyla yapılan Hıristiyanlık

propagan-dasımn taarruzlanna hedefolmuşlardır.

'e) İdeolojik ve etnik zümrelerin propagandalanmn etkisi altında

bu-lunmaktadırlar. .

t) Bunlara ek olarak, basılı yayınlar yoluyla dini bilgilerverilirken

seslenilen insanlann yaş gruplanmn; çocukluk, gençlik ve olgunluk

çağ-lannın değerlendirmeye. alınması ~azımdır. Sözgelimi din bilgisi 0-6 yaş . grubuna, okul öncesi.çocUk1ara dini ve milli motifli boyama

kitaplan.yo-luyla~ 6-8 yaş grubu için resim ağırlıklı, bilmece-bulmaca ve hikaye

tü-ründen kitaplar aracılığı ile; 8-12 yaş grubu için Ana dili Türkçe'yi de

ge-liştirici nitelikteki hikaye türünden kitaplar vasıtasıyla; 12 üstü yaş grubu

için soru-cevap tarzında hazırlanmış ilmihal bilgileri milli ve manevi duy-gulan geliştiren ko~~laIı içeren hikaye ve roman türlerindeki kitaplar

yo-luyla verilmelidir. Universite gençliğine ve yetişkinlere ise dini bilgiler

daha kapsamlı ve ilmi nitelikli kitaplarla sunulmalıdır.

g) Kitle haberleşme araçlanndan olan gazete ve dergi belirti~eİı

amaçlara ulaşmada çok önemliaraçlardır. Diyanet Çocuk Dergiş.i,

Diya-net Gazetesi ve DiyaDiya-net Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı Din Oğretimi.

Dergisi ve benzeri dergiler yurtdışındaki vatandaşlanmızın ihtiyaçlan

doğrultusunda özelolarak hazırlatılıp çıkfuı.lırsa, bu hususlann

gerçekleş-mesinde, fevkalade faydalıhizmetler görebilecektir.' ."

. 2. Radyo ve televizyon günümüzde" en etkili iletişim araçlandır.

. Yurtdışındaki vatandaşlanmıza dini bilgilerin öğretilmesinde yararlı bir

. biçimde kullarnlabilir. Basılı yayınlar yoluylaancak binlere, onbinlere ya

da yüzbinlere seslenebilinirken, radyo ve televizyon aracılığı ile

milyon-larca insana ulaşılabilinmektedk İnsanın duyular dünyasım birçok

yÖn-den kuşatan radyo ve televizyonun f~rt ve toplum üzerindeki etkisi olduk~ ça önemlidir. Bu durumda, Diyanet Işleri Başkanlığı' mn Milli Eğitim ve

Kültür Bakanlıklan, TRT Kurumu ile işbirliği yaparak çağımızın bu iki

etkili iletişiın aracından en iyi şekilde yararlanması gerekmektedir: Dini'

bilgilerin öğretilmesinde, din hizmetlerinin yerine getirilmesinde, Islami

mesajınetkili bir biçimde ulaştınlmasında radyo ve televizyondan yarar~

lanmak şarttır. . .

Ancak ne 'sözkonusu bakanlıklar belirtilen amaçlar doğrultusunda bir

faaliyet göstermiş ne de Türkiye. eumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı

bu alanlarda radyo ve televizyondan yararlanmıştır.

En azından TRT ile işbirliği yaparak vatandaşlanmızı dini konularda

aydınlatıcı programlar hazırlayabiliderdi. Türkiye'nin Sesi Radyosu

(8)

va

-74 SABRl HİZMETLİ

tandaşlanmmi bir takım eğitim-öğretim hizmeti götürm~ş' olabilirlerdİ.

. Fakat Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıklan' ile Diyanet Işleri

Başkanl\-ğı'mn bilebildiğimiz kadanyla,bu yönde teşebbüs ve temaslan olmamış~

tır. ,. .

Oysa. Türkiye'nin Sesi Radyosu, yurtdışındaki vatandaşlanmızın

yoğun istekleri üzerine, ayda 20 saatten fazla dini yayın yapmaktadır.

"Din ve Dünya, Dini Bilgimiz Dini Kültürümüz, Bilim ve Gönül

Dünya-sından, Çocuklar için, Sorularınız-Cevaplarımiz" adlarındaki özel

dini-ahlaki programlarhazırlatılmasımn yanısıra, Ankara Radyosu'nda

yayın-lanan dini programlan da a:1ıpyeniden yayınlayarak yurt dışına

aktarmak-tadır. Milli Eğitim've Kültür Bakanlıklan,eğer isterlerse, TRT'den

yarar-lanar3k aym hizmetleri çok daha. iyi yapabilir. Yeterki, maddi konular .

kadar manevi problemlere de önem veren bir anlayışla hareket edilsin,

bunlarkolaylıkla yapılabilecek şeylerdir. '

Diyanet İşleri BaşKanlığı yurt dışındaki vatandaşlarımızı'''Din

Konu-.sunda Aydınlatma" vazifesind~ mutlaka radyo vetelevizyondan

yararlan-malıdır; Mümkünse TRT ile işbirliği yapma:lı ve dini programlar

yayınla-m,a:lıdır. Bunu gerçekleştiremiyorsa, mevcut kanunlar ve yönetmelikler

-çerçevesinde, kendi radyo ve,televizyonunu kurmalıdır. Eğer ikinci

imka-na'dasa:hip olanuyorsa, vatandaşlanmızın yoğunolarak yaşadığı

ülkele-rin

yetkilileriyle görüşerek radyo v~ televizyonlanndan yararlanma

yolu-na gitmelidir. Nitekim bugun Hollanda' da, Hollanda Parlamentosu'nun a:ldığı bir kararla,. 1987 yılında İslam Radyo Televizyonu kurulmuştur. Bu radyo ve televizyonu yönet~cek bır genel.müdürlük kurıılması da aym ka-rarda yera:lm!ştır. Diyanet Işleri Başkanlığı Hollanda Din Müşavirliği'nin

de Hollanda Islam Radyo Televizyon Kurumu'nun kurulmasındaönemli

rolü olmuştur. Aym şekilde gerek Diyanet İşleri Başkanlığı'mn gerekse

maha:llidin müşavirlikleriniiı teşebbüsleriyle Almanya, Fransa, Belçika,

İsviçre, İsveç, Avustura:lya, Danimarka ve öteki ülkelerde özellikle müs-lümanlara yönelik yayın yapan radyo ve televizyonlar kurulabilir. _

Yurt dışına yapılacak olan.qıdyo-televizyön dini yayınlanmn yetkili

kimselerce ve gurbetçi vatandaşlanmızın ihtiyaçları gözönünde

bulundu-rularakhazırlanmış olması şarttır. Bu yönden de, İlahiyat

FakültelerimiZ-deki öğretim elemanlanndanyararlanmak gerekmektedir. Ayrıca

yayınla-nan programlar çeşitli yaş gruplarına, farklıbilgi ve kültür düzeyinde

insanlara göre düzenlenmelidir. Sözgelimi çocuklar, gençler, kadınlar ve

yetişkin erkekler için özel programlar hazırlanmalıdır. Milli ve manevi

duygulan güçlendiren, milli birlik ve beraberliği pekiştiren, tarihimizi,

'ön ve ananeleriniizi tanıtan, kültür ve medeniyetimizi öğreten sohbet,

piyes, film, belgesel ve benzeri programlara ağırlık vermelidir. Böylelikle

vatandaşlarınıız öz değerlerini tanıyacaklar, dinlerine ve mukaddes.

var-lıklarına daha sıkı bağlanaca:klar; ta:klitten, başka dinlerin ve ideolojilerin

etkisinden, misyonerlik taarruzlarından kurtulmuş olaca:klar; neticede

müslüman Türk kimlik ve kişiliklerine kavuşaca:klardır. Yurtdışına yöne-lik dini yayınların asıl gayesi işte böyle gerçekleşmiş olaçaktır.

(9)

YURIDIŞINA YÖNELİK DINı YAYıNLAR '/

, ~jı ...

G:.

~rV).I~..Jı!'~11

/ 75 " - -'i \ J .,.)i J •....~ ~ J. - ' ,~, ) . k-, J ~ -VT"vo..J\J.. ıl,' ')' ,/

,",'J

JVOJ> G~ ,.rJ \ <: iı ~,'\,,'\'-' ,~' 'i' - --' '_ C.-" J .r:- - 2,\....J --: , \..;>-':' ~_.J-<2J .'. ~ \ ,,~ .''1, ,i _ .r ~ J

',i'","" ~

,

'V~ ~~.r~\-~.,,>J\ <:'~IJ ~J

L":""'>,J ~)

i v"

_______

s....-'.,,:.p

y \ .,::;\...:.J .. ,J'.,

-t~~(

,

~~

'-2~

:",~, a,I •y \',.,;..ı \,

..

...rv-i.

,v_ .

".-i_ ~ ..r-,~' •. " ~Y';'-'.• 1\'-v'...' i..:ı~Ji ~':""1" \ - -, <" • • ...-- ?-J~ ~ 0~ '...-'l ~ VY'o..--<,' ~ 1" ..J\~ -' '....-) ',:--,',',.s ::, \,'~~ ~ .., t...;r-. '- . \ \ v

-,~ ,/~ J Jo.;...pJ ~.>L-~I ~,;.J' ~;....-~ .:....;:,,;:;~ d I', \

~ \

.

-, ' \,~

,a.ı

\~),ll

tr: ....~. ~\ ~\

...w'

'2

Ç.wıJ

0\.

, , i

~Y'U'..;\' J.s. ~~\. ~;...ıIJ ~~i t?~ 8.•-.>;> ~ (

,

(10)

76 SABRİ HİZMElLİ \j-'''J''-,P

ı~

J~~i~i d~

y....::....

J;': ~J ~\:/ <..r~ i ~, 1-0:' ~~ (~YJ .~

..>lı

J ~ W.I J ~

0~

ö•••~ i/VI V ~~ .YJ ' b:.. .>O;D

L..ı. \.}:..

i..• , <,'I'i .U~~

. .J!'6

~(-:.>I -.~~ ..)\ıt> J~'.vı ~ ~ ~-~

U--~\ .;.~~I --:-'... ~\P~ "~Iı"'~~-'

~~ ~.,.)\ ...:V~)\ J ~~\ ~\:J.\ .:.-ır:

~I:J

: ~ \.., :;,~.)i ö~\ i..;.;> .~. 2. :,:,\.

,rJ

yy::!

:J.-7-

~;..:,J.\ ~ V .:.'......:-:-.-J .::.~ ~ ~.;. - \ . :':'\.o~1 (-~~~:;;\

>~\

ı.!"'.;.

ü\ ;...,\:.)\~ ...

", ") i . / ...,:rv- ~. Y/./J '..,,.,.JJ V::'~\' i

»:,;ı

;.,r '~.;..ı''y\ ...'\ ~ ;....;.~.v -~ ,j ~I ';uı i~_~ . ;J...J.,- ~ ;.li ~)-\,\~.Y\~\..- .• ~..Jo~ ~~\~\.: .•H ;j~\~\ -'>.

(11)

YURTDıŞıNA YÖNELİK DtNI YAYıNLAR 77

'.

~~;i ~':.)}J (.:., ....':..) ~JJ\.:,~~; .• ~\~~\ ~:rt:'

U\p

Y....l..--J.\ ~\;j, ~

Y. ~~

~\:.~.~

,~i

Referanslar

Benzer Belgeler

bil olmayan nahoş ve hattâ tehlikeli neticeler doğurabilir. Şurada kayd edelim ki, bu hazırlık etüdleri hukukî sahada yapılacağı gibi, teknik ve meselâ, ziraat

yapısal bir değişiklik yaratabilmek için de dışa bağlılık derecesi­ nin azaltılması, ihraç edilebilir malların çeşitlendirilmesi, mamul mallar ihracatına önem verilmesi

Zira, bu halde, «ku ral-içi» bir boşluk yoktur ki, yargıç takdir yetkisini kullanıp mev­ cut olmıyan (!) kural-içi boşluğu doldursun!.. 43 Nitekim Ticaret Dairesi bir

Em­ ri alan şube, çiftçi adına i — Kontrollü yatırım kredileri, ii — Kontrollü işletme kredileri olmak üzere iki carî hesap açar.. (An­ cak, kooperatif üyesi olanların

tirimlerinin sahibi olurken, kocanın herhangi bir nedenle normal idare yetkisini kullanamıyacak duruma düştüğü hallerde, aile bir­ liğini temsil yetkisini de kazanmıştır

Sonuç olarak, denilebilir ki, anayasa ile anayasal gerçek ara­ sındaki bu çatışma, iki çözüme de imkân vermemektedir, yani, söz konusu çatışma, ne anayasanın

Yargıtay başkan ve üyelerinin hukukî sorumluluğu hakkında bir hükmün bulunmaması bu kimseler aleyhine tazminat dâvası açıla­ mayacağı sonucunu doğuramaz. Bu gibi

27 veya HUMK m. 429, IV gereğince uymak zorunda olan.. Yeni bilirkişi aylık kiranın 436 lira olduğunu bildirmiş, mah­ keme de aylık kiranın 436 lira olarak tesbitine karar