Tarih Enstitüsünün Güney-Batı Anadolu gezisi
15. IX. 1950 - 4. X. 1950
Fakültemiz Tarih Enstitüsünün bu seneki bilimsel inceleme gezisi Anadolu-muzun Güney - Batısında İzmir, Aydın, Muğla ve Antalya vilâyetleri içindeki tarihî eserleri ve âbideleri tetkik etmek üzere tertip edilmişti. 20 kişiden mürekkep öğ renci kafilesi Prof. Dr. Halil Demircioğlu başkanlığında 15 . Eylül . 1950 tarihinde Ankara'dan doğruca İzmir'e gitti. Bu sefer İzmir, gezinin başlangıç yeri oldu. Burada müzeler, tarihî eserler ve bilhassa fakülte miz Batı-Anadolu Arkeoloji Araştırma Enstitüsünün Bayraklı'da yapmakta oldu ğu Eski İzmir kazısı ile Fuar'da teşhir edilen yeni buluntular görüldükten sonra kafile Selçuk'a gitti. Burada Ephesos ha rabeleri gezildi. Bundan sonra O r t a k l a r ' a gidilerek, civarda bulunan Menderes Mag-nesia'sı harabeleri ve daha Güneyde, Söke"-den ilerde Gülbahçe yanındaki Priene harabeleri ve nihayet Büyük Menderes'in Güney tarafında, Balat Köyü yanındaki Miletos harabeleri tetkik edildi.
Gezi programının birinci kısmını böyle ce bitirmiş olan öğrenci grubu gene Ortak lar üzerinden Aydın'a geldi ve bu suretle programın ikinci kısmı başladı. Burada evvelâ Eski Aydın ( Tralleis ) harabeleri ile civarda bulunan Sultanhisar ( N y s a ) harabeleri görüldü. Aydın şehri içindeki tarihî eserler de tetkik edildikten sonra, Çine ve Yatağan üzerinden Muğla'ya ve oradan da Milas'a gidildi. Yolda Eskibissar (Stratonikeia) harabelerini tetkike vakit bu lan kafile, Milas şehri civarındaki tarihî eserler üzerinde incelemelerde bulunduktan sonra Bodrum'a gitti. Burada eski Hali-karnassos şehri harabeleri ve meşhur Bodrum Kalesi tetkik edildi. Sonra vapurla Antalya'ya hareket edildi. Yolda bilhassa Fethiye'de karaya çıkılarak şehir civarın daki eski eserler tetkik edildi.
Programın üçüncü kısmını memleketi mizin eski eserler bakımından gene çok
zengin bir bölgesi olan Antalya hava lisindeki geziler teşkil ediyordu. Bu rada şehirdeki ve müzedeki eserler tetkik edildikten sonra Balkız ( Aspendos ) hara beleri, Aksu Köy Enstitüsü yanındaki P e r g e harabeleri ve, içinde o sıralarda Türk Tarih Kurumu'nun hafriyatı de vam e t m e k t e olan Side harabeleri gezi lerek incelemeler yapıldı. Antalya hava lisindeki daha bir çok yerleri gezip tetkik etmek, bu seneki programın yüklü olması dolayısiyle maalesef kabil olamadı. Kafile oradan doğruca Burdur'a giderek 4 . Ekim . 1950 tarihinde Ankara'ya avdet
etti.
Tarih Enstitüsünün 1950 yılı bilimsel inceleme gezisi bu suretle bitmiş oldu. Enstitü 1951 yılı için yurdumuzun Güney-Doğu kısımlarındaki tarihî âbide ve eser leri tetkik etmeği tasarlamaktadır. Filha kika tarih bölümü, programına koymuş ol duğu bu bilimsel inceleme gezileri ile öğrencileri her sene yurdun bir parça sının taşlaşmış tarihi ile doğrudan doğ ruya temas ettirmeyi ve, kitaplarda göre mediklerini veya görüp anlayamadık larını bizzat yerinde göstererek, içlerine sindirmeyi gaye edinmiştir. Bu arada her şehrin içindeki müzeler, tarihî eserler ve kütüphaneler ayrıca birer tetkik sahası olmaktadır, öğrencilerimiz bu seyahatler den daima mahmul ve faydalanmış bir şe kilde ' dönmektedirler. Bu münasebetle şunu da belirtmek lâzımdır ki bu gezilerde öğrencilerimize karşı memlekette, gittikleri her tarafta ve bilhassa böyle üniversite talebe gruplarının ilk defa ayak bastıkları uzak memleket köşelerinde devlet müesse seleri, maarif ailesi ve halkımız tarafın dan büyük . alâka gösterilmektedir. Bu da gerek . öğrencilerimizi, gerekse onların başlarındaki öğretim üyelerini mütehassıs etmekte ve bu işdedevam için ayrıca şevk v e heyecan vermektedir. H . D .
Materials to the Knowledge
of Eastern Turki Tales, Poetry,
Pro-verbs. Riddles, Ethnological and Histo-rical Texts from the Southern P a r t s of Eastern Turkestan, vvith translation and notes, by Gunnar JARR1NG.I. Texts from Khotan and Yarkand 143 s.
II. Texts from Kashgar, Taşmalık and Kucha 183 s.
Lund, G. W. K Gleerup, Lunds Uni-versıtets Arsskrıft. N. F. Avd. I. Bd. 43, Nr. 4, Bd. 44. Nr. 7.
Yukarıdaki başlıkla yayımlanmış olan iki cilt, Şarkî Türkistan Türkçesinin dil numuneleridir. Birincisi 1939 da basılmağa başlamış ve nihayet 1946 da harpten sonra tamamlanmıştır. Birinci cilt Hoten ve Yarkent metinlerini, ikincisi Kâşgar, Taş malık ( Kâşgar'ın yanında bir köy ) ve Kuça metinlerini içine alır, 1948 de ba sılmıştır. Her iki cildin de muhtevası ma sallar, türküler, atasözleri, bilmeceler olup, ikinci cildin son kısmındaki Kuça metni, Kuça hakkında halk arasındaki tarihî riva yetleri vermesiyle de dikkate şayandır 1,
Bu metinler 1935 yılında Hindistan'ın Kaşmir, Srinagar şehirlerinde, Şarkî Tür kistan'dan kervanla gelen Türklerin, muh telif yaştaki erkek ve kadınlarının ağzından alınmıştır. Metinler okuyup yazma bilmi-yen, konuştuğu dilin hususiyetlerini mü kemmelce muhafaza eden halk ağzından trankripsiyon titizliğiyle tesbit edilmiştir. Bu yüzden, bilhassa fonetik bakımdan bu lehçelerin teferruatını gösterebildiğinden, birinci sınıf araştırma sayılabilir.
G. JARRING 2, bundan evvel de Şark Türkçesine dair seri halinde eserler
yayım-1 Müellif bu metinlerin 3. kısmının da hazırlanmakta olduğunu önsözde haber veriyor.
2 Şu eserleri v a r d ı r : «Studien zu einer osttürkischen Lautlehre> Lund Leip zig, 1933. 1 2 6 + 5 3 s.
«The contest of the fruits» 1936, 44 s.
«The Uzbek dialect of Qilich» (Rus-sian Turkestan) with texts and glossary 56 s. 1937.
«Uzbek texts from Afgan Turkestan»
ladığından bu sahayı iyi bilen bir müte hassıs yerini tutmaktadır. Esaslı bilgiye dayanan ve hocası olan Dr. G. R A Q U -ETTE'le başlanıp, JARRING ile devam eden bu Türkçe araştırmalar, pek ehem miyetli olan bu sahaların iyi anlaşılması için çok hizmet edecek mahiyettedir.
Bundan evvelki Şark Türkçesi mer t i n l e r i ' W. RADLOFF'ıın VI. cildinde, N. N. P A N T U S O V ' u n Materialı ve KA-TANOV'un Zapiski XIV te olduğu gibi Arap harfleriyle veya kifayetsiz transkrip siyon harfleriyle basılmış olduğundan, seri halinde devam eden ve güzel kâğıtlara mükemmel basılmış olan bu eserleri Şark Türkçesinin esaslı araştırmaları olarak kabul eder ve büyük sevinçle karşılarız.
Birinci cildin içindekiler ş u n l a r d ı r : Hoten metinleri :
I. ( Tahir ve Zühre ) II. (kırk oğlu olan bir adamın hikâyesi)
III. (Hoten'de bir han sahibinin hikâyesi)
IV. (Hemra masalı) 4
V. (bir kunduracıda çırak olan kel'in masalı)
VI. (kel ve prens masalı) VII. Atasözleri
VIII. Türküler (ve tekerlemeler) Yarkent metinleri :
I. (Tilki ile eşek masalı) II. Türküler (ve Maniler)
İkinci cildin içindekiler şunlardır : Kâşgar metinleri :
with Glossary, 248 s. 1938.
«On the distribution of Türk tribes in Afganistan» 1939.
Hepsi de Lund Üniversitesi yayım larıdır.
«The Uzbek dialekt of Qiiich» ve «Uzbek texts from Afgan Turkestan» Sovetskoye Vostokovedeniye V, 325-26 s. S. E. MALOV tarafından tanıtılmıştır.
3 Bibliyografya için bk. G. JARRING Studien zu einer osttürkischen Lautlehre
ve Fakülte Dergisi II. Cilt, sayı 4, Uy
gur DilirAn Grameri'at.
4 Hemra masalının RADLOFF'un VI. cildinde de diğer bir varyantı vardır.
406 S A A D E T Ç A Ğ A T A Y I. bay ve işan masalı (bay = zengin,
mal sahibi) 5
II. padişahın üç suali
III. oğrı (bir hırsız'ın masalı) IV. ölmüş gencin karısı V. Moll a'nın aşkı masalı
VI—XII. Nasrettin Hoca hikâyeleri XIII. bay'ın üç oğlunun masalı. XIV. pad işah ve hırsız pir'in masalı. XV. lisanlar öğrenmek isteyen padi şahın hikâyesi.
Türküler, Maniler, Atasözleri, Bilme celer, Ses tekrarlamaları.
Taşmalık metinleri : I. a'dil xa:n (Adil han) II. bir taznıh hikâyesi
Türküler, hikmetli sözler ( bunlar için
laylay tâbiri kullanılmaktadır), 4 cihetin
Türkçe isimleri. Kuça metinleri :
I. Kuça nın tasviri, bir türkü, 4 cihe tin isimleri.
Yukarıda da zikr ettiğimiz gibi, titiz transkripsiyon sisteminde metinlerin te ferruatı Association phonetiçue
interna-tionale alfabesiyle verilmiştir. Meselâ e için
4 türlü harf, u için de aynı miktarda ayrı harfler k u l l a n ı l m a k t a d ı r6. Şayanı dikkat
5 Bu ciltte masalların başına bazan kelimesi konmuş, bazan da ancak Romen rakamları konmuştur. Biz misaller gösterdiğimiz zaman bu Romen rakamlarını ve metinlerin cümle rakamlarını aldık. Kısaltılmış M = kitabın adı olan Materi
als için ve yanındaki Romen I ve II, birin
ci ve ikinci cildi ayırt etmek için gösterildi.
çöçek, hikâye, masal kelimesi Garbi
Türkistan'da çöpçek şeklinde söylenmekte dir. Her halde çöp kelimesine benzetile rek, halk d'linde içsese bir -p- ilâve edil miştir. Bu kelime İBNÜ MÜHENNA'da olan
sürçek, hikâye' kelimesinin s:ç benzeş
mesi, -r düşmesiyle ü > ö ile meydana gel miş yeni bir şekli olsa gerek. Hikâye, Türk çede muhtelif kelimelerle ifade edilir. Ana dolu'da «Söz Derleme D e r g i s i ' nde ötgüç, orta Asya Türkmençesinde bazı halk di linde söylenen sözlere erteki derler.
6 Maalesef bu alfabenin harfleri mat baada bulunmadığından bunları aynen alamıyoruz. Biz ancak kullanmakla yetindik.
olmak üzere bu vokallere karışık olarak tesadüf edilmekte, yani bir yerde diğer yerde e ile söylenilen kelimelere raslan
maktadır. Meselâ : MI Poetry I 9 da 11 de ; 2 de 12 de MI (1-3) (1-23) vb.
Bunların bir kısmı her halde vurgu ile de meydana gelebilirse de, bir kısmı belki de bu muhacirlerin muhtelif yerlerde, dolaştıkları lehçelerden az çok müteessir olduklarını gösterir.
Diğer taraftan umlauf'ların da, me tinlere göre, her yerde ve her kelimede tam cari olmadığı yahut da diğer ağız ların tesiriyle umumi kaideden kaya bil diği görülmektedir. Metinler umumiyetle dil bakımından birbirine gayet yakındır. Büyük ahenk kaidesi amlaut'ın bulunma dığı bir çok kelimelerde de bozulmaktadır. Morfoloji bakımından pelf güzel teşkillere raslandığı gibi, bilhassa zamirler fevkalâde zengin yer tutmaktadır. Aşağıda bunlara ayrıca temas edeceğiz
Metinlerin altında İngilizce tercüme leri vardır. Birinci cildin tercümesi doğru ve güzeldir. İkinci cildin de nesir kısmı düzgündür. Poetry kısmının tercüme zor luğunu zaten müellif kendisi de kayd et mektedir. Gerçekten de bir yabancı için bunların hepsine vakıf olmak kabil değil dir. Müellifin müsaadeleriyle anlaya bildi ğimiz kadar Poetry tercümelerinin bazıla rına müdahale de bulunacağız ; yalnız bun ların fenaya yorumlanmamasını ve bununla da bu mükemmel metinlerin değerlerinin asla indirilemiyeceğini kayd edelim. Meselâ ikinci cildin Poetry kısmında bazı yanlış tercümeler ve anlaşılmıyan kelimeler var dır. Kâşgar metinleri'arasında 84 s. 18 d e :
aramızda çıktı
There arose enmity between us
ayrıldı kaştın
The pen was separated from the eyebrow
aynı cümle 161 s. 3 de Taşmalık'ta kelime mânalariyle tercüme edilmiştir. kaş Türk lehçelerinde, güzel kaş, güze! (kadın) mânasındadır 3. şahısta söylense dahi âşık kendisini kast etmekte ve ,sevgiliden (güzel den) ayrıldım' veya 'birbirinizden ayrıldık' demek istemektedir. 161-3 te gerçi görü nüşte bu mâna münasip düşmüyor gibidir, fakat bunu müteakip kıta ile
karşılaştırıl-YAYIMLAR ÜZERİNDE 407 dığ-ı zaman ya : otı gaman mısraının
iki defa yanlışlıkla söylenmiş olduğu görülmekte ve ayrıldı kaştın mısraı nın başka bir mısrala birleştirilmesi gere ken bir cümle olduğu anlaşılmaktadır.
MII 88 s. - 30 ve 158 s. • 214; MI, 108. s. - 71 de şum The fidd-les of an unfortunate scald-head 'bedbaht kelin kemanı' şeklinde yanlış anlaşılmış ve notta da mânası şübheli denmiştir. Garbi Türkistan'da da, saç buk-lesi'dir ğıccek kemandır. M I, 132 s. 4-te de
mezlam kişinin gaçesıdın, bergil xu-de.ım from second-rate women my God
deliver us ' ikinci derece kadından kurtar, mânası verilmiştir. Bu da : mezlum kişi, 'kadın' gaçi. ' sofra takımından tabak fin can, mânasındadır. Yani ;
kadının şerrinden kadına tutulmaktan (kurtar)' olacaktır.
Yine M II Poetry 92 s. 39,
biz yeman dep ayrılıp
we parted from each other as enemies
yaxşını kenı
Where can it be made good again ? biz bir birimizden düşman olup ayrıldık, bunu kim düzeltebilir ? şeklinde tercüme edilmiştir.
Bu şöyle olacaktır : benden (ben) fe na deyip ayrıldın (ama), daha iyisini bul dun mu, o nerde ?
MII (100 s. 63) t e :
ylduzunı
The s t a r s in the sky
ottaz
If you count them in daytime they are thirty
şunda ğ
I am such a....
In daytime l a m lying alone, yanlıştır.
kanda daytime değil, her gün' yani
every day, yalnız' < bir taneley mânasındadır. Bunların mânası şöyle ola c a k t ı r : r
gökteki yıldızı her gün sayşan otuz, ben o kadar yalnızım ki, her gün yalnız yatıyorum (yatmağa mecburum).
7 Bu gaçe bizim kap-kacak kelimesi nin kaçak kısmı olsa gerek fakat değişik bir ağızda aynı saç buklesi mânasına ge len kelime de olabilir.
MII ( 102 s . - 6 5 ) t e :
bu yarımdın
For my friend on this side
ölgüçi ba:
I have the desire to die
olarak tercüme edilmiştir. Yanımdaki ya rıma ölünceye kadar arzum var' mânasında olmalıdır. Bunu müteakip gelen kıtada (66):
yarım xapa bolmasun
My friend should not be angry
birni
With the one who kissed her (on)y) önce and went away. yanlıştır. Arkadaşım, (ben) başka birini sevdiğim (veya öptüğüm) için üzülmesin' mânasında olmalıdır.
M II (105.- 74) te bazı kelimeler an laşılmamıştır, .teşbih' (chaplet).
aspı 'eldeki yara, mu<deyişmey-mu olsa gerek.
aspı mu mu
koyup bolmamdu keri xotun mu Ben şu tercümeyi teklif ediyorum : elindeki yaramı, boynundaki teşbih mi, (seni) terketsem olmaz mı, ( sana ) ihtiyar kadın demezler mi ?
(108 s.- 82) de belki tertip hatasıdır,
yarım
if you don't put black on your eyebrows yapmasan dostum,
bolmamdu için :
'it won't do to stay with you' denmiştir. Bu ikinci mısra için: kendi kaşın yetmez mi' mânası daha doğru olsa gerek.
(110 s.- 87)
.Allah ayırdı
candın iziz cora mdın
candan aziz dostumdan olacaktır.,
çora anlaşılmamıştır, Taciklerde cora
dost mânasındadır. Her halde bir Iran menşeli kelimedir.
(127 s.- 107) alla.-sızm
yanlışlıkla bitişik yazıldığı için anlaşılma mış olsa gerek 'Allah sizi mesut kılsın' mânasındadır.
M I (VI-72) d e : bu
tıdın ta:tıp kulam edi 'This man was not
long ago my slave' doğru değildir; 'bu benim 'onun) küçüklüğünden beri kulum İdi' olacaktır.
408 SAADET ÇAĞATAY
alma dep soydum seni
Saying you were an apple I kisssed you
guldın kıldım meni
You made me worse than a rose. Notta gul için mânası karanlık den miş, tercümede 'gül' olarak verilmiştir.
elma deyip sevdim seni (öptüm seni) kuldan beter kıldın beni tercü mesini teklif ediyorum. kıldım meni. ikinci şahıs için kullanılmış, müteakip kelime m- ile başladığı için -m duyulmuş olsa gerek.
Yine aynı yerde 11de
muştek turup ma xop
muştek anlaşılmamıştır, Ar. keli
mesidir, mânası için :
'büyüyüp dert çekeceğimize beraber ölmek mi daha iyi' şeklini teklif ediyorum.
M I, 129 s. 2. notta hecı kız nancy, erkekle oynayan oynak kız, menşei hak kında hacı kız olarak (MENGES'le bera ber) düşünülmektedir, yani ham 'Mecca-pilgrim' . Tabii bu çok indî bir düşüncedir. Acaba Ar. 'kucak, aguş' tan muştak değil m i d i r ? Bu değilse de buna benzer bir kelime olmalıdır.
M II (III-70) ıştan ( işteni ) Rusça
ıştanı kelimesinden gelme olarak düşü
nülmektedir. Bu kelime Rusça değil, Rus-çaya Türkçeden geçmiş iç-ton, iç-don kelimesinden ç > ş , içti > işti gibi bir fone tik değişimdir.
*
* *
Metinlerin dilini kısaca gözden geçi relim.
1. Vokaller : o, ö, u, yuvarlak vokalle rinden sonra o, a, gelebiliyor; meselâ M I (IV-702) de siz siz uzak d u r u n ' ; veya oğal, oğul' koyap, k o y u p ' ; kendin, köreş- , görüş-'. Fakat aynı yerde bazan o bazan u kullanılır, boldok ve
bolduk-Bu lehçelerde umumî vokal kanunu olan ı ve u umlaut tam değildir. Meselâ Kâşgar'da MII, VII'de ekseriyetle xotun, fakat Vte xatun şekli de vardır. Aynı Kâşgar metinlerinde i umlaut'âa bütün ke limelerde mevcut değildir. Mes. MII (XIV-43)
alıp barıp; ( XIV - 31 ) elıp, aynı yerde
( XIV-73 ) alberip setıp ; ( XIV 226 ) ( V - 69 ) > tamıt-, damlat - vb. umumiyetle bazı metinlerde daha az, bazısında daha çoktur.
Bazı yerlerde bu umlaut daha ileri giderek, kelimenin bütün vokallerini boz muştur, meselâ II. ciltte Kuça metninde İ l a d a n uzğı, aldığı azığı, yerinde uz gı orta hece düşmesiyle < azuk > ozuk
>uzukı şekline girmiştir. Bunun gibi MII (Taşmalık 1-188) balasını tonomedı, < tanumadı < u umlaut'la tonumadı, ı umlaut\a tonumedı olacaktı, ikinci hecede
de birinci hecenin tesiriyle - o - olmuştur. Bazı kelimelerde hem kalın hem ince şekiller vardır. Meselâ MI (II-271) 47 s. da
iş iş; (II 26) ne işe', fakat
(IV-96 ) iş ; ( I I - 328 ) kirıp, g i r i p ' ; MII (I - 54) ( 1-81 ) iş ; (1-88) ışnı, işi'; vb. 2. Bazı kelimelerde, konsonlarda göze çarpan b > v hâdisesi vardır.
Meselâ : MII Kâşgar'da (I - 96) vilen, ile' < birlen, aynı şey ( II - 115 )( VI - 9 ) (I - 102 vb.) ; ( V - 4, 6 ) kızvala , ' kiz çocuk'; (V-12) balanı n ' ; (III - 1 , 2)
va : itti ; ( III - 4 ) voldı < boldı, oldu';
(III - 5) volğandın ki : in < bolğandın kiyin, olduktan s o n r a ' ; ( V- 52 ) volap, < bolap olup ; MI (VI - 19 ) efev 'alay < alıp alay, alayım'.
Fakat 6- önses daha boldur, balam,
bolsun vb.
Bazı kelimelerde içseste de b > v; Meselâ Taşmalık MII-173 s. yolvars <
yolbars , p a r s ' ; Kuça'da 178-19 yava ,ya
ban' (178-26 yova); Acaba (VII-3) te duue' ,tepe' < töbe b > v > u olmuş mudur ?
3. Bazı yerlerde k > ç. MI Yarkent 140 s. - 1 çirdi, fakat aynı sahifede 4 te
kirip ,girip'; MII Kâşgar'da (II - 22)
çir-,gir-' < kir- ; (III- 33), 44, 46 vb) çim ,kim'; eçirip (III-42) < alıp kirip vb.
4. Bazı k > şk ve t > şt. Kâşgar ve Taşmalık iki > işki (MII- 141 s ) ; MI (I-111), (I-17) vb. ,iki kişi'; aynı teşkil (II-122) < iki-gü-le-n.
t > şt, MII Kâşgar'da ( VIII - 20,
I X - 2 6 ) iştik ,acele' < itik; MI Hoten (VI-273) işt < it .köpek'
YAYIMLAR ÜZERİNDE 409
r:j tebadütü vardır, meselâ, bir' = (VI1-9,
11) bj şeklinde tespit edilmiştir.
5. Bazı assimilation ve dissimilation'-lar vardır. MI (III - 424, 426> iş küş < iş
küç; çüş (IV - 1) ruya, fakat bu da aynı
parçada ( IV - 30, 31, 28 ) tüş şeklinde raslanmaktadır.
ş sesinin t, ç sesleri olmayan yerde
de ç oluşu vakı'dir, meselâ MII (135 s.- 6)
genç . k a r ı ş ' .
6. r düşmesi de sık sık vakı'dir, MI (II-309) (III-286) bi; (III-266) biy ,bir.. F a k a t r ile de çok raslanır mes. (III - 274); (II-225) ki.di ,girdi,; ( I I - 2 1 2 ) kip .girip'; (II - 210, 246) küp ; (II - 306) ko'kmanlar .korkmayın,; (II - 330) bay 'bar, ; fakat (III - 353) te bar vb.
7. Bazı kelimelerde h-prothese vakı' dir, MI Hoten (IV - 158) hasa 'asa, (1V-292)
heriğlığ < arığlığ .yorgun' < ari- yorul-,.
8. h> f' > p pek seyrek raslanan şu bir kaç fonetik hâdiseyi de kayd edelim. M I ( V I - 6 1 ) Hoten-'de şehir kelimesi için
tepil vardır. Buna göre h > f > p ve
sonseste -r > l ; h > f için Anadolu'da da bir kaç misal bulunuyor meselâ A. CA-FEROĞLU « Kuzey Doğu İllerimiz » de Ordu İçin hırsız yerine fırsız, yine aynı müellifin «Sivas Tokat İlleri Ağızlarından Toplamalar. da Tokat için foruz ,horoz' vardır.
MII (II-87) Kâşgar'da sekrep, kelimesinde de r: l tebadülü mevcut gibi geliyor.
y : c MI de içseste ayır- kelimesinde y > c görülmektedir, ( IV - 239, 241) .
a'cıt- , ayır- ; ve 388, 392 de acrap,
ayrılıp şekillerine raslanmaktadır.
z:c M II Taşmalık'ta uzun yelinde acun ( 167 s. - 20 ) kelimesine raslıyoruz. y: g MI Hoten'de (IV- 463 oyan- ye
rine öğen- vardır.
y- > ç- önseste Sagay Koybal lehçe
lerinde olduğu gibi tek tük y > ç tebadülü de vardır, MI Hoten'de çaplap ( V - 64 ) , y a p ı ş t ı r ı p ' ; aynı kelimeye Kâşgar'da MII ( IV - 47 ) çaplağlığ 'yapıştırılmış' şeklinde raslanmaktadır.
9. i- fiilinin şühudi mazi şekillerinde
göze çarpan tt gemination'uyle karşılaşı yoruz, meselâ MII .Kâşgar'da (1-2) va' itti,
ba:itti, ölgen itti, var idi, ölmüş idi' ; eski er-ti'den kalma şekiller olsalar gerek. Hemen (1
-7) de bunun yanında edi mes. ba- edi tespit edilmiştir. Bu gemination şekilleri Taşma lık'ta da görünmektedir ( 1 - 3 ) ber'itti <
berip edi ; ( 1 - 60 ) turatti < turap edi,
bunlar daha ziyade düşmüş seslerin muka bili olarak meydana gelmişlerdir ; yukarı daki gibi (1-80) amildar itti. idi' ; fakat bu şekiller yanında bir t ile olan
şekiller de vardır ( i - 198 ) de iti girmişti, ( I-128 ) depti < deyip edi. Bu
ge-minationlar içinde yalnız erti > etti değil, belki de yat- tasviri fiili de vardır, meselâ 148 de ( Taşmalık I ) ,öldü receğim' < öldürüp yatamen tasviri şek linden teşekkül etmiş olacaktır. tt <rt, rd için M 1 Hoten'de ( VI - 8 ) ivetti < iberdi şekli .gönderdi' vardır, fakat bunun için bir iberip edi şeklini de düşünmek müm kündür.
10. Yukarıdaki erti 1er gibi mübhem kalan MU ( XI - 9 ) Kâşgar'da
. d e m i ş t i r " ; deptiki (XII- 11, 15, 20, 33. 35 vb ) , dedi k i ' ; Taşmalık ( 153 s. - 69 ) ,çıktı' vardır. Bunlar
deyip-ta-rur iken veya deyip edi iken, dep tarar ki
veya dep edi ki, her iki se de olabilirler . -p-ken umumiyetle burada geçmiş zamanı
ifade e d e r ; meselâ Taşmalık (I-122) ölup.
ken , ölmüştü'.
11. M I (VII - 4) ve MII (85 s. - 20) de
-ban gerundif şekli kullanılmıştır.
12. Aidiyet -ki'lerinin ve iyelik 3. ş. -i'nin kullanılışı her iki ciltte de göze çarpmaktadır. Bir çok yerlerde -ki'ler geni-tiften sonra gelerek onu tekit etmekte ve bazı genitiften sonraki -ki 1er de (isimden yapılmış isimler gibi) teşkil ekleri olarak kullanılmaktadır.
Meselâ a) MI (VI-67) bu
kızını aldım
,bu padişahın şehzadesinin alacağı kızı ben a l d ı m ' ; MII (Taşm. I - 84) şu
pa:tşa-nınki hatunı ,şu padişahın hatunı' .
b) Nominal şekiller: MI (III - 448) H o t e n ' d e .adamın evinde, ;
410 S A A D E T Ç A Ğ A T A Y 'bu kardeşini bir aşçı yanında ( çalışır )
buldu. '
Z a m i r l e r d e : M II Taşmalık ( I - 4 1 )
köp döwletim bolse
benim büyük devletim olsa'; (1-46)
su padşa: 'bizim şu ihtiyar padişah'.
Aynı yerde ,ona, .
c) iyelik 3. şahıs eki -ı, -i ve -sı, -si, -z + sı tahaccür etmiş şekillerine de oldukça çok raslanmaktadır. M I (I - 644) bir ,bir g ü n ' ; (I-651) ,ertesi gün sabah leyin'; (II - I) < burundası-da .evvelde'.
Bir çok yerlerde s i z 2. şahıs cemi yerinde mutavaat zamiri cemi + iyelik kullanılmaktadır. MI (I - 406) ,siz'; ( I - 3 9 8 , 447) .sizi' akk. ; (I-531)
tüşüp ,sizin elinize düşüp,
vb. ; MII (XIV - 96) Kâşgar'da
ka-yerdin kelişleri ,siz nerden geliyorsunuz'.
13. İşaret zamirleri b u, o, ş u ile bir likte yer, yan gibi kelimelerin tasrif şe killeri reduktiona uğrayıp ve şekillerini kaybederek mekân zarfları yerini tutmak tadırlar. Meselâ MI (VI-128, 134)
,o yerden' yani oradan ; (1V-5) ,° yere bu yere' yani oraya b u r a y a ' ; (IV - 144, 147) ,o yere' yani oraya ; (IV-223) >işte orada' ; (IV - 330) ,bu yerde' yani
b u r a d a ; ( V - 5 , 12, 19) akk. ,bu yeri,; ( V - 1 3 ) öyerni ,o yeri' akk. yani orasını, (III-262) .buraya' < ? bu
yerke veya bu odke (Bk. A. v. Gabain
Über Ortsbezeichnungen im Alttürkischen I S 11 ve Alttürkische Grammatik) öd ,zaman, hali h a z ı r ' ; M II Taşmalık (1-58, 179, 182) şuverdin ,şu yerden' yani şuradan ; (II - 156) överdin ,o yerden' yani oradan'
yan i l e : MI (IV - 501) birisi olturdı, birisi ,biri o yanda biri bu
yanda o t u r d u ' ; (III - 339) ,o yana,
biyenğe , bu y a n a ' ; ( I I I - 7 1 ve 160) iyinni biyinni akk. o yan-nı, bu yan-nı yani 'o
tarafını bu t a r a f ı n ı ;
14. Fiil teşkillerinde bazı enteresan şekiller de dikkati çekmektedir, bunların bazılarında mâna sarih değil gibi geliyor.
a) -ğaç zarf şekli tasrif ekleri alabi liyor, meselâ datifle : dadam yok
bolğaçğe (MI, I-100) 'benim babam olma
dığından' ; İyelik ve + lokatifle MI
(IV-560) ben
durdukça (ben meydanda oldukça bu) sana düşmez'.
b) -ğan-çe M I (I-498) ba yiğit
bar-ğançe bu yiğit varınca, varır varmaz'.
c) -ğan-seri M I (I-513) barğanseri,
turğanseri, vardıkça, durdukça'.
ç) ğak MII Taşmalık (II-165) o molla
tapğak, o molla (gizli nesneleri) bulabi
len birisidir', -ğak bermutat bir şeyi yap- mânasına gelir.
d) -ğuçılık '-dığı zaman, -ken, -dığı esnada, gibi şu dakikada vuku bulan işi anlatır. M I (IV-239) kallasıdın a-cıtıp
bol-ğuçılık 'başını ayırırken, (ayırıp) alırken,
'aldığı z a m a n ' ; M II (III 69) alğuçıhk, 'alırken, aldığı z a m a n ' ; -ğaçıdek de bu mânaya gelmektedir, Meselâ MII
çıkku-çıdek 'çıkarken, çıktığı zaman'.
e) -ğudek -ınca, -ıncaya kadar mâna
larını alır, MII (IV-27) sudın
işti 'suyu doyuncaya kadar içti'; MI
(IV-466) bir kişi çıkıp kuş... yok bir kişi çıkıp bakınca (baksa, bakacak olursa) kuş yok (olmuş).
f) -ğunçılık, -güncelik. -ıncaya kadar' -dığı mânasına gelir, M I (III-320
ba:ğunçelık koğlap berıp
'Ho-tene varıncaya kadar kovalayıp barıp ; M I (IV-480) bunı asmange elip çıkıp koyap
bergunçilik' bunu göğe alıp çıkıp koyduk
ları zaman'.
g) -ğudey, -kudey' -cak gibi 'mânala
rında, MI (II- 272) .olmayacak gibi' ; ,atacak gibi' ;
olacak gibi'.
h) -ğalı tur-, geli bol- ,-mağa başla-, -mak ol-' gibi mânalarda -galı bir mastarın yerini tutmaktadır, M I ( I V - 508, 588 )
emdi turdı, şimdi ağlamağa baş
l a d ı ' ; Fakat MII ( IV-35) yığtağelı başladı şekli de v a r d ı r ; MI ( V - 37 )
turdı, yine doldurmağa b a ş l a d ı ' ; MII (105
s. -75 aynı bolmas , ayı görmek olmaz' .
15. Reduktiona uğramış tasviri fiiller vardır. Meselâ M II (1-11) epkelip < alıp kelip, bunun yanında elıp keldi ( 1 - 18 ); ( 1 - 34 ) eçıkıp < alıp çıkıp ; ( III- 72 ) elip
etüşti <alıp alıp-tüşti, götürdü'.
YAYIMLAR ÜZERİNDE 411 buraya hepsini almanın imkanı yoktur.
Mürekkep kelimelerden MI (III - 411)
bala-barkesı .çoluk -çocuğu'- bunun yanında
(III-464) bala cakaleri 8. MI VII - 3, III)-314) iğin .elbise' (Aynı kelime R A D L O F F Proben V1-88-15 Tarançı'da ve n; tebadülü ile olarak vardır) mürekkep kelime olarak M I (III-307, 408) (VI - 20)
iğin ayağ .elbise'; M II (XIV - 74)
'elbise, üst-baş', aynı kelime hem baş hem ayak ile teşkil edilmiştir.
Tek kelimeler için şunları kayd edelim :
M I tanla- , bağır-, azarla- (IV- 197) ; ıl- sür-, batırıp ye- ( III - 249 ) ;
tatala-, tırma-' (II-387); pil- tatala-, inan-. (I-484); eski
,fena' ( I I - 381, 383, 3 8 6 ) ; pasuk bol-sıkıl-' ( I I I - 2 4 0 ) ; . b o l ' (III - 26 );
tuvak, tuvek , t e k , hayvanın teki, (VI-114,
116) : sundur- mağlub et- ( V - 15); tan-, bağla-' MII, ( 78 s. - 4 ) , h a n ' han sahibi MI (III-376); koy-, aldat-' MI ( III-465 ); tirilçilik kıl-, yaşa-, hayat sür-' M I (IV-81) ; soğçı, babasız' MI (I-88) ;
toşkuz— , doldur-' MI (III - 67); şun-, suya
dal-' MI ( IV- 338 ).
17. Zamir teşkilleri bilhassa bol ve göze çarpacak mahiyettedir Meselâ men 1, şahsın datifi olabildiği gibi şeklinde de vardır. olduğu gibi
cemi ekiyle şekilleri vardır. Bunları ayrı ayrı gösterelim '•
3. şahıs -1 düşmüş şekilde o'• 'dur fakat tasrif şekilleri *a ile umlaut'a tabi olarak daha çok kullanılmaktadır, meselâ :
Nom. o ; (Bu lehçelerde ve Özbekçe-de Özbekçe-de 3. şahıs yerine ekseriyetle bukişi tâbiri tercih ediliyor).
Akk. onu ve eni ( < anı)
Dat.
8 çağa ve çoluk kelimeleri O r t a Asya Türkmencesinde tek olarak kullanılır ve çocuk mânasına gelir.
ve cemi olerğe, yine genit. üzerine dat.
Lok. ande orada' mânasında,
Abl. Gen.
işaret zamirlerinin şekilleri pek çok-tur ; bilhassa genitif üzerine gelen tasrif ekleriyle bol bol kullanılırlar. Meselâ :
mu-buna', şuna', orada'
dm, bundan, şundan'.
andağ, kandağ, kaydag, mundağ, maşundağ, öylece, nasıl, b ö y l e c e .
Bu şekillerden hatta -çı meslek ekiy le isim yapılarak yine tasrif şekline kon muştur, M I (»1-258) ona ben z e r ' ; (II-311) buna benzer' mukabilinde ise de, şöyle böyle yapan, dalavere yapan mânasındadır.
munçe, şançe, bir munçe 'şu kadar
bu kadar', kançe 'ne kadar'.
-çılık ekiyle: şunçılık, kançılık, ne
gibi, nasıl', angaçılık önce, daha evvel . Bunların yanında tek kullanılan za mirler bu, şu, bul, ve bunların tasrif şekilleri, şunı banı, munı, kenı, kaydın,
nede, nerdin, nege vb. vardır. Bunların da
çift olanları pek çok kullanılır: meselâ
maşa, a:şu, a;vu, ma:vu, iste b u ' ; muşanı a k k . ; işte o, işte
bu vb.
Görüldüğü gibi bu metinler halk ede biyatı da dahil olmak üzere tükenmez malzeme kaynağıdır. Bugünden sonra çı kacak olan 3. kısmına bir sözlük de t e menni ederek bu tetebbuların devamını bekleriz 9.
9 Bu eserin, Almanca ZDMG 1949, 135-137 s. de A. v. GABAIN tarafından tanıtılmış olduğu haberini aldık.
Türk Lehçeleri Doçenti Dr. S a a d e t Ç A Ğ A T A Y
PRUSYA İLÎM AKADEMİSİ'NİN YAYINLARI
Dr. M. ŞÜKRÜ AKKAYA
Altı yıllık bir duraklamadan sonra Gerçi felsefî — tarihî seride folklor, Prusya İlim Akademisi'nin yayınlarını ma- yer adları veya mahallî tarihle ilgili araş-sanın üzerinde görmek cidden bir sevinç tırmalarda ve daha bazı politikaya temas teşkil etmektedir. edecek konularda siyasî temayül, yani Önceleri de Akademi yayınlarını tarafgirlik açıkça göze çarpmaktadır. Fakat muntazaman göndermek lutfunda bulunan, bunun dışında felsefî (E S p r a n g e r ) , Arap eski dostum Akademi Direktörü Prof. Edebiyatı Tarihi (G. Schieb) vesaire gibi Schlee'ye bu nezaketlerinden dolayı teşek- etüdler çok değerli malzeme ihtiva etmek-kürler ederim. tedir.
Sayısı elli yediye varan etüdlere Matematik ve tabiî ilimler serisinde şöyle bir göz atmakls anlaşılıyor ki en ise malûm olan yüksek kırattaki eserler ağır şartlara, imkânsız denecek duruma yanında bilhassa H. Stille'nin yeni araş-rağmen ilim erbabı «yağar, e s e r ; yolcu tırma mahsulleri hususî yer tutmaktadır, gider» fehvasına çalışmalarına devam etmiş İlgililerin dikkatini çekmek için Prus-ve kıymetli meyPrus-veler Prus-vermiş bulunmak- ya ilim Akademisi'nin 1944-1947 yıllarına tadır. ait yayınlarının bir listesini sunuyoruz.
PRUSYA İLİM AKADEMİSİ FELSEFÎ - TARİHÎ KISMI
Y I L I No. MÜELLİFİ M E V Z U U
1944 1 Spranger Eduard Zur Entstehungeschichte der
deu-tschen Volksschule
1944 2 Hartmann Richard Zu dem kitab al-fusul wa'l-ghayat
des Abu'1-Ala al Ma'arrı
1944 3 Vasmer Max Die Griechischen lehnwörter im
Serbo-Kroatischen
1944 4 Haenisch Erich Die Ehreninschrift für den
Rebellen-general Ts'ui Lih
1944 5 Hartmann Nicolai Die Wertdimensionen der
Niko-machischen Ethik
1945/46 1 Westermann Diedrich Pluralbildung und Nominalklassen
in einigen afrikanischen sprachen
1945/46 2 Deubner Ludvvig Zum Weihehaus der eleusinischen
Mysterien
1945/46 3 Schwyzer Eduard Zur Apposition
1945/46 4 Deubner Ludwing Der Schluss der Labyadeninschrift
1945/46 5
1945/46 6 Rörig Fritz Geblütsrecht und freie Wahl in
ihrer Auswirkung auf die deursche
Geschichte
414 M. ŞÜKRÜ AKKAYA
1945/46 7 Rodenwaldt Gerhart Köpfe von den Südmetopen des
Parthenon
1945/46 8 Hartung Fritz Studien Zur Geschichte der Preu
sischen Verwaltung
1947 2 Grapow Hermann Studien Zu den annalen thutmosis
des dritten
1947 3 Thurnwald Richard Aufbau und Sinn Der
Völkervviss-enschaft
1947 4 Trautmann Reinhold Die Alb-und Ostseeslavischen
Orts-namen
1947 5 Kleiner Gerhard Alexanders Reichsmünzen
1947 6 Frings Theodor — Drei Veldekestudien
Gabriele Schieb
1948 1 Westermann Diedrich Sprachbeziehungen und
sprachver-wandtschhaft in Afrika
1948 1 Bertholet Alfred Die Macht der Schrift in Glauben
und Aberglauben
1948 2 Rörig Fritz Zur Rechtsgeschichte der territorial
gewasser: reede, Strom und
Küstengewasser
1948 3 A. Leitzmann Briefe von Wilhelm von Humbolt
1948 4 Rehm Walter Der schiffbrüchihe Galeerensklave
Vom Todten meer
1948 5 Hartmann Richord İslam und Nationalismus
PRUSYA İLİM AKADEMİSİ NEŞRİYATI MATEMATİK VE
TABİİ İLİMLER KISMI
YILI No. MÜELLİFİ M E V Z U U
1944 1 Guthnick P. und H. Lichtelektrisch-photometrische
Un-Harting tersuchungen
1944 2 Rössle Robert Die Geweblichen Vorgange bei
der Heilung von
İmpfgeschwüls-ten durch Immunisierung
1944 3 Stille Hans Geotektonische Gliederung der
Erd-geschichte
1944 4 Ramdohr Paul Zum Zinnkiesprolem
1944 5 Schelling Hermann Gedanken Zum
Weber-Fechner-Von schen Gesetz
1944 7 Hofmann Dr. Jos. Studien Zur Zahlentheorie Fermats
1944 8
1944 9
1944 10
PRUSYA İLİM AKADEMİSİ'NİN YAYINLARI 415
1944 11 Stille Hans Geotektonische Probleme des
Pazi-fischen Erdraumes
1944 12 Strabmann Fritz und Die Chemische Abscheidung der
Hann Otto bei der Spaltung des Urans
netstehenden Elemente und
A-tomarten
1945/45 1 Guthnich Paul Untersuchungen über das System
Beta Lyrae
1945/46 2 Heubner Wolfang Katalytische Wandlungen am
Blut-farbstoff
1945/46 3
1945/46 4 Ramdohr Paul Die Orientierten Verwachsungen
Von Bleiglanz, Cotunnit und
Anglesit der Grube Christian
Levin bei Essen-Borbeck
1945/65 5 Nordmann Hans Die Dampflokomotive in ihren
Hauptentwicklungslinien
1945/46 6 Stille Hans Ur-Und Neuozeane
1947 1
1947 2 Guthnick Paul Ein Universalinstrument für
lichte-lektrische Helligkeitsmessungen
an Himmelsobjekten
1947 3 Warburg Otto Ideen Zur Fermentchemie der
Tu-moren
1947 4 Nordmann Hans Die Frühgeschichte der
Eisenbah-nen
1947 5 Nachtsheim Hans und Hydrops Congenitus Universalis
Klein Hans baim Kaninchen, eine erbliche
fetale
1947 6 Wendt Lothar Die Ermittlung des
Erregungsabla-ufs in Ungeschaedigten und
Gesc-haedigten herzen Durch analyse
des elektrokardiogramms und des
vektordiagramms
1947 7 Guthnick Paul Über Einen Eigenartigen neuen
Be-deckungsveranderlichen
1947 8 Hasse Helmut Invariante Kennzeichnung
Relativ-Abelscher Zahlkörper mil
Vorge-gebener Galoisgruppe über einem
teilkörper des Grundkörpers
1948 1 Rössle R. Zur Theorie des Typhus
416 M. ŞÜKRÜ AKKAYA