• Sonuç bulunamadı

Başlık: Tefsir Rivayetlerinin Güvenilirliklerini Belirlemek Amacıyla Herbert Berg Tarafından Geliştirilen "Uyum" (Consistency) Teorisi ÜzerineıYazar(lar):KOÇ, Mehmet AkifCilt: 45 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000206 Yayın Tarihi: 2004 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Tefsir Rivayetlerinin Güvenilirliklerini Belirlemek Amacıyla Herbert Berg Tarafından Geliştirilen "Uyum" (Consistency) Teorisi ÜzerineıYazar(lar):KOÇ, Mehmet AkifCilt: 45 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000206 Yayın Tarihi: 2004 PDF"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AüiFOXlV(2004), s'!Y' i/, s. 45-56

Tefsir Rivayetlerinin Güvenilirliklerini

Belirlemek

Amacıyla Herbert Berg Tarafından

Geli~tirilen

"Uyum" (Consistency)

Teorisi Üzerine

ı

MEHMET AKIF Koç

DR,ANKARA Ü. iLAHİYATFAKÜlTESı

e-mail:koc@divinity.ankara.edu.tr

abstr.1ct

on Berg's Theoıy of "Consisteney" as a Criterion for the Reliability of Tafsir Narrations. There is an

ongoing discussion among Muslim and non. Muslim scholars about the reliability of the J:ıadiıh tradition and

exegetical reports. Herben Berg's theoty can be considered arecent contribution to this discussion. We

consider that the theoıy of "consistency" Berg devdops does not solve the problem of authenticity of these

reports. There are various reason for this. First of all he fails to treat the problem in all its aspeets. Secondly,

his panial data he used in his theoıy is not compatible with his statistical conclusion about the exegetical

reports. Finally, his usage ofisnadis inadequate.

keywords

Aııthenticity, ıafslr,narration, exegetical report. consistency.

Herben Berg, Oryantalistik çalışmalarda önemli bir yer tutan "rivayetlerin güvenilirliği" sorununu çözmek için bir yöntem geliştirmeyi hedeflemiştir.2 O, öncelikle, kendisinden önce konu ile ilgilenen araştırmacıların katkılanru

tahlil etmektedir. Bu noktada her bir araştırmacının kendisine özgü

yaklaşınılan olmakla beraber genel bir tasnif imkanı da bulunmaktadır. Berg'e göre, "hadis rivayetlerinin güvenilirlikleri" bağlamında araştırma yapanlar genel olarak üçe aynlırlar:

1. Şüpheciler: Bu kısımda yer alan araştırmacılar isnad sisteminin kurgulandığını ve gerçeklere dayanmadığını düşündükleri için rivayetlere de şüphe ile yaklaşırlar. Goldziher ile önemli bir çıkış yapan bu akım Stemer, Schacht, Wansbrough, Qone, Q)lder, Q)ok ve Rippin ile devam etmiştir.3

1Sakarya Üniversitesi'nin ı 1-12 Mayıs 2002 tarihleri arasında gerçekleştirdiği "Oryantalizrni Yeniden

Okumak" isimli sempozyumda sunulmuştur.

ıHerben Berg, T1x!LJeUiqmmt ifExE[!5is inEariylslam, London: Gırzon 2000.

(2)

46--- AüiFD XL V (2004), 53J" i i

2. İsnad Sistemine Güven Duyanlar: Bu akımın temsilcileri isnad

verilerinin referans kaynağı olarak görülmesinden yanadırlar. Bu bakundan,

onların üzerinde yürüdükleri zemin Müslüman dünyaya yabancı değildir.

Horovitz, Fück, Horst, Sezgin, Abbott, Birkeland, Stauth, Goldfeld, A'?aml, Wersteegh ve Motzki bu guruba gınnektedir.4

3. Orta Yol Tezini Öne Çlkaranlar: Rabson, Junyboll, Rahrnan ve

CDulson gibi ilim adamları da yukanda zikri geçen iki kutup arasında yer almayı tercih etmişlerdir.s Onlar konuya daha ılımlı bakmaya çalışıruşlardır.6

Berg tefsir rivayetlerinin güvenilirliği konusunda ise, kendisine gelinceye kadar ya "birinciler" ya da "ikinciler" gibi düşünüldüğünü söylemektedir. Aynca Berg, "şüpheci" Wansbrough ile "İsnad Sistemine Güven Duyan" Sezgin'i birbirine ters bu iki grubun temsilcisi olarak görmektedir?

/. "Uyum" (Consistency) Teorisinin Tamlımı

Berg'in, "uyum" (consistenc;? teorisi, istatistiki bir araştırmaya dayanır. O,

araştırmasını, Taben'nin (310/922) tefsirindeki 997 rivayet üzerinden

yürütmektedir. Bu rivayetlerin seçiminde iki temel faktör rol oynarmştır. Birincisi onların, İbn 'Abbas'tan (68/687) onun en meşhur öğrencileri Sa'id

b. Gıbeyr, (95/714) 'ikrime (105/723) ve Mucahid (103/721) tarafından

nakledilmiş olmalandır. Diğeri ise bu 997 rivayetin, Taben'ye, tefsirinde en fazla ismi geçen şeyhleri aracılığıyla ulaşıruş olmasıdır. Berg'in teorisini tahlil etmeden önce, onun araştırmasının dizaynını gözler önüne seren şu tablolan vermek istiyoruz:8

Tablo LA ıbn 'Abbas'ın öğrencieri

'Abdullah

Sa'id b. Cubeyr 'Ikrime ıbn Cubeyr ev Mucahid b

b. 'Abbas 'Ikrime Cebr

Basit izah 317 134 82 41 60

Kıssa 395 183 91 87 34

MenO hadis 156 57 38 53 8

Müphematın izahı 448 176 113 108 Si

4a.g.e., s. 50,93, 119. Berg, özellikle Sezgin'i bu grubun en önemli teoris~ni olarak sık sık zikreder. Bkz.

s.76, 83, 93, 113. s a.g.e., s. 50

6a.g.e., s. 26.

7 a.g.e., s. 112-113. Çiinkü Berg'e göre, Wansbrough- Sezgin arasındaki mesafe, Goldziher-Sezgin

arasındaki mesafeden çok daha fazladır. Bu sebeple de genel olarak hadis çalı~malarında Goldziher ve

Sezgin arasında bir orta yol bulunabilirken; konu tefsir riva~tleri olunea Wansbrough ve Sezgin

arasında üçüncü bir yaklaşun mümkün olmamaktadır.Bkz. a.g.e., s.83, 93.

(3)

"!..(yum"(Consisıenty) Teorisi Üzerine 47

Tablo LA ıbncAbbas'ln öğrendien

Esbab-ı nüzGI 146 39 32 68 7 Nesh 14 8 4 O 2 Kıyas 3 3 O O O Takdir 4 2 i i O Gramalik izah 4 2 i O Kamus bilgisi 34 13 16 O 5 Şiirle istişhad 9 4 3 Kıraal 18

"

4 O 3 Konu harici 52 30 14 Belağat incelemesi O O O O O Tcfsirle ilgisiz LO 7 i O 2

Toplam hadis sayısı 997 429. 264 146 128

Tablo IB ıbn

cAbbas'ın öğrencileri 'Abduııah

Sa'1d b. Cub<yr 'Ikrimr ıbn Cubcyr cv Muciıhid b. Ccbı b. 'Abbils 'Ikrime Basit izah ı 1.8 31.ı ıl.I lll.i 'l6.9 Kıssa 39.6 42J J4.S S9.6 26b Merro hadis ISJ ııJ 144 l63 6.3 Mübhem~tın izahı 44.9 41D 42.8 74D 19.8 Esb~b.ı nuzOI 14J 9.1 LLL 46.6 S.S Nesh 1.4 1.9 I.S 0.0 1.6 Kıyas 0.3 0.7 0.0 0.0 0.0 Takdir 0.4 O.S 0.4 0.7 0.0 Gramatık izjh 0.4 O.S 0.1 0.0 0.8 K~mus bilgisi 3.4 3.0 6.1 0.0 3.9 ŞiiIlc ~ı~had 0.9 0.2 I.S 0.7 2.3 Kıraat 1.8 2.6 I.S 0.0 2.3 Konu harid s.ı 7.0 S.3 ı.1 3.9 Beıatat incelemesi 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 Tefslrlc IlgI~, 1.0 1.6 0.1 0.0 1.6

(4)

48 AÜİFD XL V (2004), silJ1 II

Tablo IlA:

Taberi'nln ~1CrI

ıbn Ebu ıbn ıbn ıbn ,i.

ilMu~nnıi Yikili

".

'Abbiis Kur.ıyb Su(lıin b.Ydo' Humeyd Bejııir Mu~nna l<JiSim

<v <v <v &sıl izah 317 49 43 56 36 36 30. 20. 24' 18 Kıssa 395 85 34 63 i sO. 52 24 30. 24 13 19 ,\1c:rfO hadis 156 48 27 20. i II 25 4 i 3 Mübhem~tın izahı 448 74 31 70. i 47 76 47 24 42 20. 16 Esbab-ı nüzOI 146 35 33 16 ı 6 34 5 4 6 3 3 Nesh 14 5 o. o. o. o. o. 2 3 o. 2 K!}"S 3 i o. i o. o. o. o. o. o. ı o. Takdir 4 o. o. i o. 2 o. o. o. o. o. Gramatik izah 4 o. o. '2 o. o. o. o. i i o. o. Kamus bitgisl 34 7 o. 5 o. 6 o. 7 4 o. 3 2 Şii'le istijlı3d 9 o. o. o. i 2 o. i o. 2 2 Kır.ıaI 18 2 o. 5 o. i o. ı 3 i 4 i

Konu h1rid 52 II 5 i ıO. i 4 3 5

Ekı~ı31 incelemesi o. o. o. o. o. o. o. o. o. o. o. o.

Terside ilgisiz ıo. o. o. o. o. o. o.

Toplam hadisS3)'1S1 997 179 39 155 142 10.5 97 80. 66 54 48

Tablo IIB:

Taberi'nln ~1CrI

ıbn Ebu ıbn ıbn Ihn ,I.

;i-Ya'\:ıib aı.Kas1m

'.AHıas K~ S<¥nh.Vekf J:Il-rrC)'l &jjıIr Mu~nna Mu~anna

ev ev

Basit izah 31.8 27.4 JO.3 27.7 50..0. 39.4 34.3 37.1 37.5 JO.3 44.4 37.5

Kıssa 39.6 47.5 87.2 406 50..0. 35.2 495 24.7 37.5 36-4 24.1 39.6

Mcrrfl hadis 15.7 27.0. 692 12.9 50.0. 7.7 23.8 4.1 8.8 13.6 1.9 6.3

Mübhcmatın izahı 44.9 413 79.5 45.2 50.0. .JJ.I 72.4 484 JO.o. 63.6 37.0. 33.3

Esbab-. nuzul 14.7 19.7 84.6 100J 50..0. 4.2 32.4 5.2 5.0. 9.1 5.6 6.3 Nesh 1.4 2.8 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 2.1 2.5 4.5 0..0. 4.2 K!}"S 0..3 0..6 0..0. 0..6 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 1.9 0..0. Takdir 0..4 0..0. 0..0. 0..6 0..0. 1.4 1.0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. Gramatık i7..ıh DA 0..0. 0..0. 1.3 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. ı.ı 1.5 0..0. 0..0. Kamus bilgisi 3.4 3.9 0..0. 3.2 0..0. 4.2 0..0. 7.2 5.0. 0..0. 5.6 4.2 Şii'le istijh3d 0..9 0..0. 0..0. 0..0. 50.0. 1.4 0..0. 1.0. ı.ı 0..0. 3.7 4.2 KıD 1.8 1.1 0..0. 3.2 0..0. 0..7 0..0. 1.0. 3.8 1.5 7.4 2. i Konu harici 5.2 6.2 2.6 3.2 50..0. 7.0. 1.0. 4. i 8.8 6.1 5.6 10..4 Beıatat incelemesi 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. 0..0. Terside ilgisiz 1.0. 1.7 0..0. ı.ı 0..0. 1.4 0..0. 1.0. 2.5 0..0. 0..0. 20..0.

(5)

"£!Yum"(Consistency)TeorisiÜzerine--- 49

Berg, ilk olarak bu 997 riva~ti, içerdiği konular bakımından 15

katagori~ ayınnaktadır.9 (Bkz. Tablo i A) Sonra bu riva~tleri bir taraftan

İbn 'Abbas'a ve ayrı ayrı Sa'id b. Gıbeyr, 'İkrime ve Mudhid'in ondan

naklettikleri riva~tlere göre; diğer taraftan da Taberl'nin bu riva~tleri aldığı şeyhlerine göre sınıflandırmaktadır. (Bkz. Tablo II A) Böylece Berg, 997 riva~ti metinleri ve isnadlan bakımından 4 kademeli bir sınıflandırmaya tabi tutmuş olmaktadır (Tefsir katagorileri, İbn 'Abbas, İbn 'Abbas'ın öğrencileri ve Taberl'nin şeyhleri). Teknik bir anlatımla, riva~tlerin metinleri konulan açısından; isnadlan da zincirin en yukansındaki ve en aşağısındaki şaluslar (ravller) bakımından guruplandınlmış olmaktadır.

Berg'e göre bu dağılım riva~tlerin güvenilirliğini belirlerken önemli bir fikir verecektir. O, "uyum" (consistenc;1 teorisini ortaya atarak riva~tlerin güvenilirliklerini belirleme~ çalışmaktadır. Buna göre, sözgelimi incelenen 997 riva~t içinde İbn 'Abbas'tan sebeb-i nuzul konusunda gelen riva~tlerin oranı, (Tablo i B,% 14.7)ayrı ayrı Sa'id b. Gıbeyr'in, (% 9.1) 'İkrime'nin, (%

12.1) ve Mudhid'in

(%

5.5) ondan naklettikleri riva~tler içindeki sebeb-i

nüzul riva~tlerinin oranlanna yakın olmalıdır.lO Tabii ki, böyle bir

karşılaştırma sözü geçen her bir katagori için de düşünülmelidir. Berg

bununla da ~tinme~rek aynı karşılaştırmayı Taberl'nin şeyhleri arasında da Uygulamaktadır.ll (Bkz. Tablo II A ve II B)

Berg'in çalışmasının ana çatısı bu şekilde özetlenebilir. O, araştırmasının sonucunda incelediği 997 riva~t arasında kendince bir "uyumsuzluk"

(inconsistenc;1 tespit ederek bu riva~tlerin kurguya dayalı bir temele

dayandığını iddia etrniştir,l2 Berg, ulaştığı sonuçlann sadece "şüpheci" araştırmacılan desteklediğini itiraf etmekle beraber,U araştırma metodunun

konu ile ilgilenen bütün ilim adamlannca makbul bulunacağını öne

sürmektedir.14 Böyle düşünmesinin en önemli sebebi, Berg'in -daha önce

guruplar halinde zikrettiğimiz- konu ile ilgili araştırma yapan ilim

adamlanndan farklı olarak çok geçerli bir metod geliştirdiğine inarunasıdır.15

9Berg, Wansbrough'nın yaptığı 12'li katagorik ayınma 3 tane daha ilave ederek (basit izah, tefsirle ilgisiz

ve konu harici) 1S'li bir sınıflanduma elde etmiştir. Bkz. Wansbrough, Qtranic Studies, Oxfon:l

University 1977, 5.121 LOBerg., s. 177. IIa.g.e., s. 118-120, 145-148, 173-174, 191. 12a.g.e., 208, 215, 228. i)a.g.e., s. 228. 14a.g.e., 5.141,228. 15a.g.e., s. 119,228.

(6)

50--- AüiFDXLV(2004),si!Y' II

II. "Uyum" (Consistency) Teorisinin Eleştirisi

"Uyum" (Omsistenc)J teorisine iki ayn eleştiri yöneltilebilir:

A . Teorinin dayırriığı istatistiğin dizaymm

(dBign)

;önelik efertiri: Berg'in araştırması incelendiğinde akla gelebilecek bazı sorular şunlardır: İbn Abbas'ın öğrencilerinin herhangi bir konuyla ilgili olarak İbn Abbas'tan naklettikleri rivayetlerin miktannda oransal "uyurn"u gerektiren sebep nedir?

Tarihsel şartlar bir yana, konulara ilişkin kişisel eğilimler bile bu

karşılaştırmayı anlamsız hale getirmez mi? Berg'in araştırmasının dizaynı, bunlan yeterince hesaba katmadığı için "hoca-talebe" ilişkisini gerçek dünyada tesadüf edilemeyecek kadar mekanik bir zemine taşımış olmaz mı?

Berg, aslında bu sorulara kısmen cevap vermektedir.16 O, İbn 'Abbas ve öğrencileri arasındaki rivayet alış-verişinde oranlamayı dikkate alan bir karşılaştırmanın yukanda dile getirmeye çalıştığımız aksaklıklan gündeme getirebileceğini varsayarak ikinci bir analiz yapmıştırP Bu ikinci analize göre, aynı rivayetlerin Taberi'nin şeyh1eri düzeyindeki ravlleri arasında da bir karşılaştırma yapılmış; böylece birinci karşılaştırmanın sonuçlanna ilişkin doğan aksaklıklar giderilmeye çalışılmıştır. Ancak şimdi zikredeceğimiz örnekten de açıkça anlaşılacağı üzere Berg, araştırmasının dizaynında önemli bir noktayı muğlak bırakmıştır: Taberi'nin 2. BaI.cara 35. ayetinin tefsiri sadeclinde zikrettiği bir haberin isnadında şu şahıslar bulunmaktadır:

1. 'Abdullah b. 'Abbas (68/687)

2. Muciliid b. Cebr (103/721)

3. Raculun min ehli'-'ılm

4. MuI:ıammed b. )İsQ~ (150/767)

5. Selerne b. el-Façil (1911807)

6. İbn J:lumeyd (2487862)

7. TaberilS (310/922)

Berg'in araştırmasında, İbn 'Abbas'tan Muciliid'e doğru gerçekleşen bilgi akışında Muciliid'in ve diğer pek çok rivayette aynı konumda yer alan Sa'id b. Gıbeyr ve 'İkrime'nin "seçici" olabilecekleri; bu sebeple de

naklettikleri rivayetlerin sayılannda tabü bir farklılaşmanın doğacağı

düşünülmüştür. Bu farklılaşmanın doğallığı ya da kurgusallığı da 6. ravi

16a.g.e., s. 120. 17a.g.e., s. 208.

18e~-Taber1,Mu~amrned b. Cem, Gini'u1.lryin 'an teüli 'ayi'I-~uran; tah. Ma~mud Mu~ammed Şakir,

(7)

"£!Yum" (Consisten91 Teorisi Üzcrinc S i

düzeyindeki bir başka karşılaştırmayla kontrol edilmiştir. Ancak Berg, 3. 4. ve 5. ravllerin de "seçici" olabileceklerini hiç hesaba katmanuştır. Bu örnekte görüldüğü gibi, Berg'in araştımıasının dizaynındaki hata, sadece isnadlann en yukansının ve en aşağısının dikkate alınması, zincirin diğer halkalanrun ise

göz ardı edilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Böylece İbn 'Abbas ile

öğrencileri arasındaki rivayet alış-verişinde muhtemel görülen öznellik (subjektivite) olgusu, İbn 'Abbas'ın öğrencileri ile onlann öğrencileri ya da

daha sonrakile rle bu sonrakilerin öğrencileri arasında hiç hesaba

katılmanuştır. Yukandaki örnekte gündeme getirilen bu eleştiriyi Berg'in tüm veri tabanına yöneltmek mümkündür.

Diğer taraftan isnadlarda yer alan bütün ravllerin, tarihi şartlar gereği, şeyhlerinin naklettikleri haberlere farklı oranlarda ulaşabilecekleri kuvvetle muhtemeldir. Bu durumda onlann, şeyhlerinden naklettikleri rivayetlerin

sayılannda doğal bir dengesizliğin ortaya çıkabileceğini varsaymak

zorundayız. Anlaşılacağı üzere Berg'in, yukanda dile getirmeye çalıştığımız "seçicilik" öğesi yanında ci.rihl konjonktüre bağlı muhtemel değişkenlikleri yeterince dikkate a1maması, onun "uyum" ya da "uyumsuzluk" (consistency or inconsistenc;? tezini çok tartışllır hale getirmektedir. Böylece, bu teoriye bağlı bir dizaynın özellikle böyle bir istatistiki araştımıada sağlıklı veriler sunamayacağı görülmektedir.

B. Teorinin kaynaklanna jjrx:lik elqtiri: Berg, rivayetlerin güvenilirliğini belirlemeye çalışırken "rical" malzemesini kullanamayaCağını açıkça belirterek bunun sebeplerini şu şekilde özetlemiştir:

a. Rical malzemesi eksiktir.

b. Rical malzemesi şüphelidir. Ayrıca rical malzemesi böyle bir istatistiki çalışma için uygun değildir.19 Rical malzemesine bu derece ihtiyatlı yaklaşan

Berg'in, sadece Taben tefsirine güven duyabilmesi ilginçtir. Çünkü onun bu tefsirden yararlanışına da aynı tenkitler yöneltilebilir:

a. Taben tefsiri, bütün tefsir rivayetlerini içermediği için eksiktir. Tefsir

rivayetlerini toplayan elimizdeki en önemli kaynak olmasına rağmen,

Taben'nin tefsiri bütün tefsir rivayetlerini içermez. Sözgelimi Sa'id b. Gıbeyr'den gelen rivayetler konusunda Taben'nin tefsiriyle İbn Ebil:Iatim'in (327/939) tefsiri farklı veriler sunmaktadır: Taben'nin tefsirinde yüzden fazla tekerrür eden isnadlar içinde Sa'id b. Gıbeyr kaynaklı bir isnad yer almaz.2o

19Berg, s. 136-137.

20Hom, Heribert, Die Geııiilmniil'lrEY in KarankOO'11'l:11tardes Tab:ıT, PhD. thesis, Bonn University, 1951,

(8)

S2 AüiFD XL V (2004), s<ij1II

Oysa ki, İbn Ebi I:Iatim'in tefsirinde Sa'id b. Gıbeyr kaynaklı bir isnad, 806 kere tekerrür etmiştir.21 Bu isnad, İbn Ebi I:fatim'in tefsirinde meşhur 'All b. Ebi TalQa (143/760)-İbn 'Abbas (68/687) isnadından hemen sonra en fazla tekerrür eden ikinci isnad durumundadırP Görüldüğü gibi Taben ve İbn Ebi I:fatim hemen hemen aynı zamanda ve aynı bölgeleri dolaşarak (riJ:ıfe) hemen

hemen aynı tür bir eser derlernelerine rağmen farklı veriler

sunabilmektedirler.

Hemen belirtelim ki, Taben ya da İbn Ebi I:fatim'in eserlerine

dayanılarak tefsir tarihine ilişkin genel yargılara vanlabilir. Çünkü bunlar ansiklopedik eserlerdir. Ancak "uyum" (consistenc)J teorisinin dayandığı istatistik çalışmasının dizaynı, Taben tefsirinin dışında kalan birkaç rivayetin

bile etkili olabileceği kadar hassas bir temele dayanmaktadır. Berg,

araştırmasında bu derece hassas bir dizayn oluşturduğu için, rical

malzemesinden, bu malzemenin eksik olması sebebiyle uzak durarak tutarlı bir tercilite bulunmuştur. Ancak aynı eleştirinin kendi veri tabanı için de

geçerli olduğunu görememiştir. Onun araştırmasına, bu açıdan

yaklaşıldığında şu sonuç ortaya çıkar: Berg'in araşurması makul bir zemine oturmuş olsaydı bile, uygulama alanı ancak bütün tefsir rivayetleri olması durumunda doğru sonuçlar verirdi. "Tefsir" in başlangıçtan beri geçirdiği evreleri inceleyen herkes görecektir ki, bu gün Berg'in araştırmasının dizaynma uygun düşecek bir veri tabanına sahip değiliz.

b. Taben tefsirindeki bütün rivayetler sahih değildir. Taben'nin bile böyle bir iddiası yoktur. Çünkü bu tefsirdeki bazı rivayetlerin güvenilirliği çok açık bir şekilde şüphelidir. Sözgelimi bundan önce "Araştırmanın dayandığı istatistiğin dizaynma (design) yönelik eleştiri" konusunu işlerken zikrettiğimiz Taben'nin İbn I:fumeyd'den (248/862) naklettiği rivayetin, ravllerinden

üçüncüsü müphemdir. Bu durum, klasik hadis usUlü açısından rivayetin

güvenilirliğini olumsuz yönde etkiler,23 Bu konuya bağlı olarak Berg'in rical

malzemesinden uzak duruşunun bir sebebi de, bizzat Taben'nin rical

konusundaki görüşlerini öğrenebileceğimiz hacimli bir eserinden yoksun

ıı Sa'ıd b. GJbeyr (95/714)- 'Na' b. Dinar (126/744)-'Abdullah b. leMa (174/790)- Yai)ya b. 'Abdillah

b. Bukeyr (231/846)- Ebu Zur'a (264/878)- ibn Ebı ı;ıatim (327/939).

22 Koç, Mehmet Akif, İsmd Verileri ÇerçPresinie Erken Dfn!m Tıfsir Faaliy?tleri- ibn Ebi Ifıitim Tıfsiri Örrı:ğinie Bir Liıeratür İrnienrsi, Kitabiyat, Ankara 2003, s. 32, 34.

ıı İbn Keşif'in (774/1372) bu şahsı "f:lacde" olarak ka}detmesi de onun kimliğini onaya çıkaramamıştır. Bkz. ıbn Ke~ir, Tıfsin/l-~urani'l- 'A?Urı Çağn Yayınlan, İstanbul 1986, 1. 79.

(9)

"£!Yum" (ConsistencyJ Teorisi Üzerine --- SJ

oluşumuzdur.24 Bu durumda akla şu soru gelmektedir: Berg'in araştınnası

bakunından, Taben'nin rical konusundaki göıüşlerinden mahrum oluşumuz

sorun teşkil ediyor da, eserinde yer verdiği rivayetlerin güvenilirliği hakkındaki kanaatlerini bilmeyişimiz neden problematik görfuunüyor?

Taben'nin, eserine kaydettiği çoğu rivayetin güvenilirliği hakkındaki göıüşleri bu gün hala merak konusudur. Zikrettiği bazı rivayetlere eleştiri

yöneltse de tefsirinden hareket edilerek, bu konuyu iti.clza mahal

bırakmayacak bir netliğe kavuştunnak mümkün görfuunemektedir.25 Ancak

bu noktada Taben'nin "Tarilı"inin hemen başındaki çaıplCı ifadeleri göz ardı edilmemelidir. O, burada ulaşabildiği tüm rivayetleri derlediğini ve bunların tamamının güvenilirliğini tartışmaya açık tuttuğunu beyan etmektedir.26

Tefsirinde yer verdiği rivayetlerle ilgili benzer bir kanaati olması da kuvvetle muhtemeldir. Çünkü bu dönemde ulemanın "tefsir" ve "tarih" alanlarını

hemen hemen aynı katagori içinde değerlendirdiği bilinmektedirP Diğer

taraftan Taben'nin, tefsirinde zikrettiği birbirleriyle çatışan pek çok rivayet arasında rahatlıkla tercihte bulunabilmesi de tercih etmediği rivayetlere karşı olumsuz bir tavır takınması şeklinde algılanabilir.28 Bundan başka Taben'nin

Tehılbu'l-

aşar

tafşüu'ş-şabiti an

RasUlilWJi rrin/l-

'abbir

ismini verdiği29

eserindeki üsltıbu onun i1m1 zihniyetini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Taben bu eserinde önce kendince sahih olan rivayetleri verir. Eserinin büyük

24 Berg, s. 137. Taben"'nin çağdaşı İbn Ebi !:Iatim'in tefsiriyle meşhur cerh ve tadil (kritik) kitabı arasında

bir karşılaştırma yapmak mümkündür. Bu karşılaştırma sonucunda İbn Ebi !:Iatim'in, tefsirinde, rical konusundaki yargılanrun hilafına rivayetler zikreniği gözlenmektedir. ibn Ebi !:Iatim'in sözkonusu bu iki eseri arasındaki uyumsuzluklarm sebebini, ilk üç asırda yaşayan alimlerin "tefsir" ilmine bakışlannda aramak gerekir. Bkz. Koç, s. 135-156.

25 Ahmet Hamdi Savlu, Taben"'nin eleştirerek verdiği bu rivayetleri ve bu tefsirdeki diğer bazı zayıf

rivayetleri tespit etmeye çalışnuştır. Bkz. Ahmet Hamdi Savlu,Miijf5sir Taheri 'll! TefiirdtRi Metalu, basılmanuş doktora tezi, Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültes~ Ankara 1971, s. 7&-92. Taben'nin zayıflığına işaret ettiği bazı rivayetler için bkz. e!-Taben, Muhammed b. Cem, Gmi'ul./;ryin an te'ıili 'J)i'l.~uran;tah. MaJ:ımudMu~ammed Şakir, 1.32,122,354, III. 17,474.

26e!-Taben, Mu~ammed b. Cem, Tanf.ıul. 'uırem'll!'I-mJUk, Daru Suve,oan, Beynlt-tarhsiz, 1. 7-8. 27 Bu konuda 'AJ:ımed b. !:Ianbel'in (2411855) tefsir, tarih, mağlıi ve malahim konularuu içeren

kitaplardan kaçınmak gerektiği; bu kitaplann sağlam bir temele dayanmadığı yolundaki meşhur görüşü hatırlanmalıdır. Bkz. el-Bağdadi, 'AJ:ımed.b. 'All el-!:Ia~lb,ei.Gmi' li aQIJ~I'r.raı; 'll! 'dddbi's-sarri; tah. Ma~mud eHa~~an, Mcktebetu'l-ma'W, Riyad 1983, II. 162.

28 Taben ve İbn Ebi !:Iatim'in tefsirlerindeki en önemli farklılıklardan bir tanesi bu konuyla ilgilidir.

Taben çoğu ayetin tefsınnde yer verdiği rivayetler arasında rahathkla tercih yaparken, ıbn Ebi !:Iatim, tefsınndeki rivayetler arasında bir tercihte bulunmaz. Her iki müfessirin rivayetleri derleme maksadı gütmelerine rağmen Taben"'nin "tercih" konusundaki bu farklı tutumunun, yukanda dile getinneye çalıştığımız gibi özel bir arılanu olmalıdır. Aynca ıbn Ebi !:Iatim'in katı bir hadis taraftan olması da eserine kişisel görüşlerini (re>?yansıtmasına maru olmuştur. Bkz. Koç, s.85.

(10)

54 AÜiFO XL V (2004). sap II

bölümünde ise kendisinin sahih gördüğü bu rivayetleri sahih görmeyenlerin delillerini aktarmaktadır. Taberl'nin kendinden önce görülmeyen bu üslt'ıbu, onun "göreceli" (relativity) bir "sahihlik" anlayışına sahip olduğunu göstermektedir. Bu derece esnek bir ilm1 yaklaşıma sahip olan Taberl'nin, tefsirinde kaydettiği her bir rivayeti sahih gördüğünü düşünmek yanlış olur. Sonuç olarak; Taberl'nin, tefsirinde, bilinçli ya da bilinçsiz olarak sahih olmayan rivayetleri zikrettnesi, "uyum" (consistency) teorisinin geçerliğini olumsuz yönde etkiler. Çiinkü bu teoride, teorinin dayandığı istatistiğin veri tabanındaki bütün rivayetlerden sahihliklerine ya da illetlerine bakılmaksızın yararlanılmış ve onlar, birbirlerinin güvenilirliklerini kontrol etmek maksadıyla kullanılmışlardır. Bu sebeple onun, isnadlarda yer alan bilgilere güvenenler ya da en azından, bu bilgileri tamamen dışlamayanlar tarafından sorunlu bulunacağını söylemeliyiz.

şimdi de "rivayetlerin güvenilirlik sorunu" hakkında Berg'in dolaylı olarak gündeme getirdiği bir konuyu incelemek istiyoruz: Eğer elimizdeki tefsir rivayetleri büyük oranda kurgulanmışsa, kurgulayanların amaçlan doğrultusunda iş görmelidirler. Her şeyden önce bu rivayetleri uyduranlar, onlan, vahiy ortamına en yakın kaynaklan referans göstererek uydurmuş olmalıdırlar. Bu çok tabü bir akıl yürüttnedir. Ancak tefsir rivayetlerini konu alan akademik çalışmalar, durumun böyle olmadığını göstermektedir. Bu çalışmalara göre, tefsir rivayetlerinin çoğunluğu Hz. Peygamber'e ya da sahabeye ulaşmaz. Onlar büyük oranda tabün ve sonrasının ürünüdürler)O Sözgelimi, yanya yakın bir bölümü elimizde olan İbn Ebi I:Iatim'in tefsirindeki -ta'lil.der hariç- 16283 rivayet içinde Hz. Peygamber'in sözlü beyanlarının oranı % 4'tür. Yine aynı tefsirin% 22'si sahabeye, % 74'ü ise tabün ve sonrasına ait rivayetleri içermektedir. Bu tefsir daha aynntılı bir analize tabi tutulduğunda şu sonuçlar ortaya çıkar: İbn Ebi J:Iatim'in tefsirinin% 18.5'i, bu tefsir içindeki sahabe ile başlayan isnadların%80'i İbn 'Abbas'a dayanmaktadır)i Taberl'nin tefsirinde de toplam rivayetlerin% lS'inde İbn 'Abbas'ın ismi yer a1maktadır,32Bu veriler ışığında Berg'in erken

30Horst, s. 66; Koç, s. 102-3; Birkeland, Harris, ad Muslim OppaiıimAgıin;t L~ ifthe Qtrarı, i

Komission Hos Jacob Dybwad, asıo, 1955, s. 36. Birkeland, bu sonucu sürpriz olarak nitelemiştir. Çünkü ona göre, başlangıçtan beri tasvip gören tefsir ilminin önde gelen simalan başta Hz. PeJ'&:lffiberolmak üzere bir çok sahabı olmalıydı. Elimizdeki tefsir riva~t1erinin çoğunluğu da onlara kadar ulaşmalıjUı. Ancak Birkeland, "Hz. PeYGamber ve sahabe dönemlerinde tefsir ne kadar gereklijUi?" Sorusunu hiç düşünmemiştir. şüphesiz bu dönemlerde çok gerekli olmayan tefsir, asıl Itibariyletabiin döneminin bir ihtiyacı olarak karşımıza çıkmaktadır.

31Koç,S.117.

32Berg, s. 142. ibn 'Abbas'ı tabiin müfessiri bir sahabı olarak gömıekte hiçbir sakınca yoktur. Çünkü

(11)

"'-!Yum" (ConsistencyJTeorisiÜzerinc--- SS

dönem tefsir rivayetlerini incelemek için İbn 'Abbas'ı tercih etmesini yerinde bir karar olarak görüyoruz. Ancak Berg'in ve bütün "şüpheciler"in cevaplaması gereken önemli bir sonı bulunmaktadır: Eğer tefsir külliyatı

büyük oranda kurguya dayalıysa, bu rivayetleri kurgu1ayanlar, onlann

çoğunluğunu neden Hz. Peygamber'e ya da en azından sahabeye kadar

ulaştmdılar? Bu şekilde uydurduklan rivayetlerin güvenilirliklerini sağlama almak dururken, neden onların çoğunluğunu tabiine ulaştınnakla yetindiler? Şüphesiz ki, bu durumun kurgu1adıklan tefsir külliyatıru daha az güvenilir hala getireceğini bi1iyorlardı.33

Berg, araştınnasında bu sorular üzerinde çok yüzeysel olarak durur.34

Oysa ki, bu sorular sadece Berg'in değil, bütün "şüpheciler"in cevaplaması gereken temel sorulardır. Açıkça görüleceği üzere Berg'in ve "şüpheciler"in

tefsir cirihine bakışlanyla elimizdeki tefsir rivayetlerinin realitesi

çatışmaktadır.

Sahabe ve tabiin neslinin ümmet nezdindeki otoritelerini öne sürerek yukanda zikri geçen sorulara cevap verilemez. Şimdi de Berg'in kayda değer bulduğu bu yanlış yaklaşım üzerinde durmak istiyoruz :35

Günümüzden bakıldığında Hz. Peygamber'in sözüne "merfu hadis", sahabe sözüne "mevkUf hadis", tabiin sözüne de "maktU hadis"

denmektedir. Erken dönemde ortaya çıkmış olmasalar bile bu kavramların

etimolojik yapılan konumuza ışık tutabilir. Sözü geçen kavramlann alt

yapılan uzun bir tarihi süreç içinde şekillenmiştir. "Merfu" kavramı olumlu bir tanımlamayı ifade ederken; "mevkUf" (kopuk), "maktU" (kesik) aslında iki

olumsuz kavramdır. Çünkü rivayet geleneğinde asıl olan, bir sözün Hz.

Peygamber'e ulaşmasıdır. Ona ulaşmayan rivayetler, gerçekte sorunlu görülen rivayetlerdir. Bu durum, sözü geçen üç hadis türünün kavramlaşmasında bile kendini göstermektedir. 'AQmed b. l:Ianbel'in (241/855) tefsir rivayetlerini

makbul görmeme sebeplerini incelerken bütün bunlar gözden

Yani İbn 'Abbas aslında yukanda yaptığımız analizlerin bir istisnası değildir. Bkz. Koç, s.122, 128, 131.132.

ıı<~am1 bu soruyu daha geniş tutarak rivayetlerin güvenilirliğini destekleyen çok önemli bir deW öne sürmektedir. Ona göre bu gün elimizde bulunan rivayetlerdeki teknik kusurlar, ('ıki) onlann otantikliğini de gösterir. Eğer rivayetler uydunılmuş olsaydı, kusursuz isnadlarla gelirlerdi. Bkz. el. A'?:am1,Mu~ammed Muşıafa,Dirasat ji'I-1}adişi'n-1'¥iri 'l£rari!Jitalr.inih, el.Mektebetu'l. İslam, Beyrut

1985, II. 435.

J4Berg., s. 210.

(12)

56--- AüiFDXLV(2004),si!Y' II

kaçın1mamalıdır.36 O, ÇOğU tefsir rivayetının tabün nesIinden geldiğini gördüğü için böyle bir kanaate varmış olabilirY

Aynca, sahabe ve tabünden gelen rivayetlerin hicn ilk üç asırda yaşayan müslümanlar nezdindeki bilgisel değerleri yeterince araştınlmış değildir. Elimizdeki verilere göre, bu iki nesIin doktriner otoritesinin hicn III. yüzyılda yaşayan İbn Ebi I:Iatim ile gündeme geldiği söylenebilir.38 Onun rica!

kitabının hemen başında bu konular işlenmektedir.39 İbn Ebil:Iatim'in bu

katagorik ayınınından sonra bile onun öğrencisi İbn 'Adiyy'in (365/976) ayın

konudaki rahat tutumu ise dikkat çekmektedir. İbn 'Adiyy, eserinde,

sahabenin birbirleri hakkındaki çok sert eleştirilerine yer vermeyi sakıncalı görmemiştir. Onun, bu rahatlığı el.Kani/.

fi

çluaja'i'r-ricJl

ismini verdiği kritik kitabında sergilernesi de çok manidardır.40

Sonuç

Berg'in geliştirdiği "consistency" (uywn) teonsı, tefsir rivayetlerinin

güvenilirlik sorununun çözümüne ışık tutacak tatmin edici bir fikir

verememiştir. Bunun en önemli sebebi, Berg'in, teorisini makul kılabilecek bir veri tabanına sahip olamayışıdır. Berg, "şüphecilerin" ve "isnad sistemine güven duyanların" şartlanrnışlıklanru eleştirerek onların, rivayetleri, kendi

teorilerini doğrulamak gayesiyle kullandıklanru söylemektedir.4ı Ancak

Berg'in bu eleştirisi, cevaplanması gereken önemli bir soruyu akla

getirmektedir: Berg de, eIindeki veri tabanına uygun bir teori geliştirmek yerine, onu kendi teorisi için uygun hale getirmeye çalışmamış mıdır?

36Bağdad~ II. 162.

37İbn Teymiy,e, (728/1328) 'AJ:ımedb. ':Ianbel'in (2411855) bu görüşüne açıklık getirme~ çalışmıştır. Bkz. Mocmi'u fetdııi, İşrafu'r-ri'a.seti'l-'amme li şu'Uni'I-1)ararneyni'ş-şeroeyn, eJ.Mekrebetu'l-'Arabiyy~u's-Su'udiy,e, tarihsiz, XIII. 34&-347.

38 l~yboll, İs!anVa İlk Büyük Si)ızsi F iın!nin Tarihi, Oryantalistik Hadis Araştırmalan, çev. Mustafa

Oztürk, Ankara Okulu Yayınlan, Ankara 2001 s. 42; Dickinson, Eerik Nael, The deuirprmıı

if

Imfy Muslim 1)adith ailismThe" Taqdinu" ifibn Ebi J:lalimer.Razi, Ph. D. thesis, Yale University 1992, s.

118, 172.

39KiıJhu'I.CeriJ w't-ta'dil, Mecllsu da'irati'l-ma'anfi'l-'u~rnani~, Ha)darabat 1952, i. 7-8.

40 İbn 'Adiyy, Ebu 'AJ:ımed, 'Abdullah el.Cmd.n~ Dlnı'l-fikr 1985, i. 61.63. Aynca bu konuda

Zerkeşı'nin, (794/ 1392) Kiıa~iyat tarafından çevirisi yayınlanan meşhur kitabı da ka)da değer nitelikredir. Bkz.8-IciJ:.e.Hz. A~eni.n Sahalx!)ı! Yemttiği E!ettiriler, hazırlayan Bünyarnin EruI, Ankara

2000.

Şekil

Tablo LA ıbn 'Abbas'ın öğrencieri
Tablo LA ıbn cAbbas'ln öğrendien
Tablo IlA:

Referanslar

Benzer Belgeler

Aurora Leigh’deki türsel birleşim ve melezlik onun içerisinde birçok (yazılı ve sözlü, gündelik ve yazınsal, güncel ve politik) farklı sesin etkileşimde olduğu çoğul

Bir proje olarak ele alınan açık kaynak kodlu bir yazılımdan yeni bir sürüm türetmek ya da var olan sürüme yama oluşturmak için bilgi merkezleri, işletim sistemleri

Birinci sınıf öğrencilerinin %4.8'i, dördüncü sınıf öğrencile­ rinin % 12.0 si fakülteye girmeden önce eczacılık mesleği hakkında bilgilerinin olmadığım, aynı

Başka türlü, bir eşin, örneğin, mülkiyet hakkı kendisine ait olan bir taşınmaz üzerinde diğerinin rızası olmaksızın tasarruf edememesini (İMK 169, TMK 194)

Bu bağlamda herşeyden önce, yasama yetkisinin kullanımında yukanda da bahsetmiş olduğumuz referandum, halk girişimi, halk vetosu gibi yarı doğrudan doğruya

Fonksiyonel akım yanlısı metodların Amerikalı ve Avrupalı hukukçuların birbirlerine yaptıkları yollamalarla tartışıldığı bu ortamda (83), Avrupalı hukukçular, söz

Alman kanununda çocuk düşürme hükümleri ile korunan hu­ kuki menfaat olan «oluşmakta olan hayat» tam gelişmiş hayata.. nisbetle gözle görülebilir bir

Adalet insan hayatının çeşitli görünümlerinde bulunur: Toplumsal davranışlarda adalet; karar ve hükünıde adalet; iktisadi adalet