HANI, HATUNÎYE (ZEYNEP
HATUN YA DA ZEYNEBIYE)
MEDRESESI
Doç. Dr. Aynur D U R U K A N
liyarbakır'ın 81 km. kuzeyinde bulunan Hani ilçesinde. Ulu Câmi'nin güney-batısında yer alan med rese çalışmamızın konusunu oluştur maktadır (Res. i). Yerleşim sâkinleri tarafından "Hatuniye, ve "Zeynep Ha tun" medresesi adlarıyla anılan olduk ça harap durumdaki yapı, 1984 ve
1985 yıllarında iki kez tarafımızdan incelenmiş ve planı çıkartılmıştır (1).
1984 yılında yerinde yapılan inceleme ler sırasında yardımcı olan Hacettepe Üniversitesi, Arkeoloji Sanat Tarihi Bölümü Doktora öğrencilerinden Ner-min Şaman, Bilim uzmanlığı öğrenciler inden Azize Aktaş ve Sevgi Kutluay, mezun öğrencilerden Mehmet Ayyarkın, Konur Yavuz ve Turgay Yazar'a bura da teşekkür etmek istiyorum. Titiz ça lışmaları ve içten katkıları olmasaydı, araştırmamız bu sürede ve bu boyutta gerçekleşemezdi (2). Ayrıca, 1985 yılın da medreseyi ikinci kez incelememiz sı rasında gerek plandaki eksikleri ta mamlamamıza yardımcı olan,gerekse yerinde bazı mtmâri sorunlara açıklık getiren Öğr.Gör.Mimar Mustafa Akpo-lat'a; medresenin mtmâri ve süsleme özellikleri konusunda beni aydınlatan Prof.Dr. Rahmi Hüseyin Ünal ile Doç. Dr.Ömür Bakırer'e ve yapının eski fo toğraflarını yayınımızda kullanılmak üzere veren Doç. Dr.Yılmaz Önge'ye te şekkürü borç bilirim.
İnşa kitabesi bulunmayan medre seyle ilgili olarak bugüne kadar mo-nografik bir çalışma yayınlanmamış ol makla birlikte yapı; bir seyahatname, Diyarbakır ve çevresindeki eserleri ko
nu alan iki kitap, dört genel yayın ve bir makalede incelenmiştir. Yapıyı kı saca tanıtan A. Gabriel, süslemelerinin
14.15. yüzyıl özellikleri gösterdiğini belirtir (3). Diyarbakır ve çevresindeki yapıları incelediği eserinde B. Konyar, mtmârt ve süsleme özellikleriyle ayrın-tısız ele aldığı "Hatuniye Medresesi"nin Selçuklu üslûbunda ve kubbeli olduğu nu, Sancar Şah'm annesi tarafından yaptırıldığını ileri sürer (4).
Mihrap süslemelerinden kısaca söz ettiği makalesinde K . Baykal, yapıyı "Zeynebiye Medresesi" adıyla tanıtır (5). Anadolu'daki Selçuklu ve Beylikler dönemi medreselerini konu alan kita bında yapıyı, "Bir Kısmı Ayakta Olan Medreseler" grubu içinde ele alan M.Sö zen, 1972 yılında ayakta olan güney
(1) Medresenin tescil dosyasını incelememize, r ö -l ö v e , kesit ve güney cephe çisiminin osa-lit-lerini çek-tirmemise, Fotoğraf Arşivi' ndeki eski fotoğraflarıyla birlikte y a y m ı m ı s d a k u l l a n m a m ı ş a isin veren Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü , Yapı ve Abide İfleri Dairesi yetkili lerine ve ösellikle Sayın Filis O ğ u s ' a teşekkürü borç bilirim.
(2) Medresenin çisimlerinin bir kısmını yapan N. Ş a m a n , A - A k t a ş , S.Kutluay ve T.Yasar'ın yanı sıra, ana e y v a n ı n g ü n e y duvarının süsleme çisiminin büyük bir b ö l ü m ü n ü yapan Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Sanat Tarihi B ö l ü m ü m e l u n l a r ı n d a n Defne Karaos-m a n o ğ l u ' n a bu vesileyle teşekkür ederiKaraos-m.
(3) A.Gabriel, Voyages Archeologigues dans la Turguie Orientale,! Paris 1935, s. 205.
(4) B . Konyar, Diyarbakır Yıllığı,III, Ankara 1936, s. 365
(5) K . Baykal, ' L i c e - H a n i Civarında E s k i E s e r ler", Karacadağ, 21 (1939), s.15-20, bil. s.lS.
112 Doc. Dr. AYNTTR D U R U K A N b ö l ü m ü n ü m t m â r i özellikleri açısından
a y r ı n t ı l ı incelediği "Hatuniye Medrese-si"nin avlusunun k a p a l ı olabileceğini belirtir. A y r ı c a , m î m â r t ve süsleme ö-zelliklerini dikkate alarak yapıyı en er ken 13.yüzyılın sonuna tarihler ve ilk kez medresenin güney bölümünün pla n ı n ı y a y ı n l a r (6). D i y a r b a k ı r ilindeki y a p ı l a r ı incelediği kitabında R.H.Ünal, "Zeynebiye (Hatuniye) Medresesi"nin ayakta olan güney bölümünü mtmârt ve süsleme özellikleriyle ayrıntılı olarak tanıtır. Yapıyı m t m â r t açıdan kapalı avlulu medreselerle karşılaştırır, k i tabelerini ve süslemelerini değerlen direrek 12.yüzyıl sonu 13. yüzyıl baş larına tarihler, ilk kez süsleme çizim lerini verir (7). Anadolu'daki A r t u k l u dönemi yapılarını ele aldığı yayında A. Altun, "Hatuniye Medresesi"ni mtmârt ve süsleme özellikleriyle tanıtarak 13. yüzyıl sonlarında yapılmış bir medrese olabileceğini ileri sürer ve söz konusu tarihlendirmesi nedeniyle A r t u k l u dö nemine yerleştirilmesinin kuşkulu oldu ğunu belirtir (8). Anadolu Selçuklu mîmârt süslemesiyle ilgili eserinde G. Schneider, "Hatuniye Medresesi"nin güney eyvanındaki süslemelerden ikisi nin çizimini verir ve yapıyı R.H. Ünal gibi I2.yüzyil sonu 13. yüzyıl başlarına tarihler (9).
1. Yapının Bugünkü Durumu Medrese, güney cephesiyle iç avlu nun güney ve kuzeyinde yer alan ha cimler dışında oldukça harap bir du rumdadır. Yapıyı mtmârt ve süsleme özellikleri açısından tanıtan yayınların büyük bir kısmında, yalnızca medrese nin güney kanadına ilişkin bilgilere ve çizimlere yer verilmiştir (10). Bunun nedeni, 1977 yılına kadar medresenin diğer bölümlerinin toprak ve moloz al t ı n d a kalmış olmasıdır. Yapı, 1977 yı lında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce te mizlenerek b u g ü n k ü haliyle ortaya çı karılmıştır (11).
Y a p ı n ı n en i y i durumda olan bö lümleri güney ve kuzeyidir. Güney ka natta ana eyvanla i k i y a n ı n d a k i hacim lerin duvar yükseklikleri 2. 10-4.62 m., medresenin diğer bölümlerinde ise yak laşık I . 92-4.00 m. arasında değişmek tedir (Şek:3-5). Y a p ı n ı n en çok tahrtp
olmuş bölümü, portalin de yer a l d ı ğ ı doğu kanattır. Doğu cephede, eksenin kuzeyindeki portalin yalnızca i k i yan duvarı 4.40 m. yüksekliğe kadar ayak tadır. Portalin iç ve dış k a p l a m a l a r ı tümüyle dökülmüş, giriş e y v a n ı da b ü yük ölçüde tahrip olmuştur (Res:2-3). 1940 yılında yapının kesme t a ş l a r ı n d a n bir kısmının sökülerek i l k o k u l i n ş a a t ı n da kullanıldığı belirtilir (12). A y r ı c a üst yapı, batı kanattaki i k i hacim ve kuzeybatıdaki mekân dışında b ü y ü k öl çüde yıkıktır (Şek: 3-4, Res.1,11,14). Kuzeybatı mekânın tonozunda ç a t l a k l a r ve göçükler görülür. A v l u zemini de toprak ve molozla dolmuş, y a k l a ş ı k 0.50 -0.60 m. yükselmiştir (Res.:ll-12, 15).
2. Plan Tanıtımı(13)
Yapı açık avlulu, revaksız ve üç ey-vanlı bir medresedir (14). A v l u , d ö r t
(6) M . Sözen, Anadolu Medreseleri. S e l ç u k l u ve Beylikler Devri, I I , İstanbul 1972, s. 153-156, Ş e k . 3 1 (plân), Res.34.
(7) R.H.Ünal, Diyarbakır İli'ndeki B a z ı T ü r k İ s -lam Anıtları Üzerine Bir İnceleme, E r z u r u m 1975, s. 49-66, şek. 8 (P]an)-15, Res.28-37.
(8) A.Altun, Anadolu'da Artuklu Devri T ü r k M i -marisi'nin Gelişmesi, İstanbul 1978, s.257-259, Plân: 37, Res: 341-343.
(9) G . Schneider, Bauornamente des seldschuken in Kleinasien, Wiesbaden 1980, s. 191, Ş e k . 3 4 8 , 364.
(10) Kşl. M . Sözen, a.g.e, s. 153-156, Şek.31; R.H.Ünal, a.g.e., s.49-66, Ş e k . 8 - 1 5 ; A . A l t u n , a.g.e., s. 257-259, Plan 37.
(11) B u bilgi. Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü , Y a p ı ve Abide İşleri Dairesi yetkililerinden alınmıştır.
(12) M.Sözen, a.g.e., s. 154.
(13) Yapının b u g ü n k ü durumunu y a n s ı t a n ilk planı, 1/50 ölçekli olarak 1978 y ı l ı n d a Vakıflar Genel Müdürlüğü, Abide ve Yapı Îşleri-Jiairesi e l e m a n l a r ı n dan İbrahim Çetin tarafından çizilmiştir,
(14) Bazı yayınlarda, y a p ı n ı n kapalı avlulu bir medrese olabileceği belirtilmektedir. Kşl. M . S ö z e n , a.g.e, s. 155; R.H.Ünal, a.g.e., s. 49, 65. B u n a karşılık, A.Altun, a.g.e., s. 257 de, B . K o n y a r ' ı n k a y d ı n d a n av lunun kubbeli olabileceği gibi bir anlam çıkmaktr.ysa da, bugün için bunu kesinlikle anlayabilmenin m ü m kün olmadığına işaret etmektedir. A r a ş t ı r m a c ı l a r ı n değerlendirmeleri, yapının temizlenmeden ö n c e k i d u rumu dikkate alınarak yapılmıştır. A n c a k b u g ü n , av lusu kareye yakın dikdörtgen plânlı olmakla birlikte, medresenin kapalı avlulu o l d u ğ u n u g ö s t e r e c e k h e r h a n gi bir kalıntı mevcut değildir.
H A N İ . H A T U N İ Y E MF.DRFSFS;! 133 yandan kapalı m e k â n l a r ve eyvanlarla
sınırlanır. Bugün tek katlı olan medre-sinin doğu ve batı k a n a t l a r ı n d a , duvar kalınlığı içine yerleştirilmiş birer mer diven, yapının bazı hacimlerinin i k i katlı olabileceğini d ü ş ü n d ü r m e k t e d i r (15).
Medrese doğu cephede, eksenin ku zeyindeki 2.83m. l i k portal çıkıntısı dışında düzgün d i k d ö r t g e n p l a n l ı d ı r . Güney ve kuzeyde simetrik olarak ka palı h a c i m - e y v a n - k a p a l ı hacim d ü z e n l e mesi g ö r ü l ü r k e n , benzer simetrik özel likler doğu ve batı kanatlarda karşı mıza çıkmaz. B a t ı d a k i i k i kapalı mekâ na karşılık, doğuda bir giriş e y v a n ı ve bir kapalı hacim yer alır. Y a p ı n ı n t ü m mekânları d i k d ö r t g e n plânlı ve oldukça farklı b o y u t l a r d a d ı r .
Y a p ı d a k i kapalı hacimler birer ka pıyla avluya açılır. D o ğ u d a k i k a p a l ı mekânın batı d u v a r ı t ü m ü y l e yıkılmış olmakla b i r l i k t e , eksenin kuzeyinde kapı eşiği belli o l m a k t a d ı r . Batıda kuzeydeki m e k â n ı n kapısı eksenin gü neyinde, g ü n e y d e k i m e k â n ı n kapısı ek senin kuzeyindedir. Kuzey ve g ü n e y d e , d o ğ u d a k i m e k â n l a r ı n k a p ı l a r ı eksenin batısında, b a t ı d a k i m e k â n l a r ı n k a p ı l a r ı eksenin d o ğ u s u n d a d ı r .
Medresede g ü n e y d e k i hacimlerin tü m ü n d e , doğu kanatta eksenin güneyin de, kuzey kanatta eksenin batısında ve batı kanatta eksenin kuzeyindeki ha cimde toplam dokuz pencere görülür. Güney d u v a r ı n d a eksene simetrik birer, doğu ve batı d u v a r l a r ı n d a eksende b i rer pencerenin b u l u n d u ğ u g ü n e y d e k i a-na eyvan d ı ş ı n d a k i m e k â n l a r d a eksende birer pencere v a r d ı r . Ana e y v a n ı n do ğusundaki m e k â n ı n güney d u v a r ı n d a yer alan pencere b ü y ü k ölçüde yıkıl mış, buna karşılık b a t ı d a k i pencere doldurulmuştur. Yalnızca ana e y v a n ı n doğu ve batı d u v a r l a r ı n d a k i pencereler bitişik m e k â n l a r a , diğerleri dışa açılır.
Ana eyvanın güney d u v a r ı n d a , ek sendeki içten ve dıştan yarım yuvarlak mihrap nişinin yanı sıra, giriş e y v a n ı nın güney d u v a r ı n d a b i r b i r i n e bitişik i k i d i k d ö r t g e n niş yer alır (16).
Y a p ı n ı n i k i m e k â n ı n ı n örtü sistemi b ü y ü k ölçüde a y a k t a d ı r . Batı kanatta
kuzeydeki h a c i m k u z e y - g ü n e y doğrultu sunda, kuzeybatı m e k â n doğu-batı doğ rultusunda beşik tonozla ö r t ü l ü d ü r . K u zey eyvanla doğu ve güneydeki kapalı hacimler d ı ş ı n d a k i m e k â n l a r d a tonoz başlangıçları görülür. Doğudaki giriş e y v a n ı ile kuzeydoğu mekânın orijinal de doğubatı d o ğ r u l t u s u n d a , güneydeki ana eyvanın kuzey-güney doğrultusun da beşik tonozla örtülü olduğu kalın t ı l a r d a n a n l a ş ı l m a k t a d ı r (17).
8.80x10.35 m. ölçülerindeki medrese avlusu, kuzey-güney d o ğ r u l t u s u n d a ka reye yakın d i k d ö r t g e n planlı ve revak-sızdır. Üstü açık olan avlunun batısın da, kapalı m e k â n l a r ı n önünde, tonoz b a ş l a n g ı ç l a r ı n d a n doğu-batı doğrultu sunda beşik tonozla örtülü oldukları anlaşılan dikdörtgen planlı birer eyvan bulunur. Batıdaki eyvan düzenlemesi nin simetriği doğuda görülmez. Temel de merdiveni gizlemeyi amaçlayan bu düzenleme ile hem yer kaybı,hem de her i k i m e k â n ı n ortak d u v a r ı n a merdi ven y ü k ü n ü n binmesi önlenmiştir. Böy lelikle, statik ve işlevsel açıdan başarılı bir çözüme ulaşılmıştır. Batıdaki dü zenlemenin doğuda görülmemesinin ne deni, d o ğ u d a k i merdivenin daha küçük boyutlu olması ve duvar kalınlığı içine yerleştirilebilmesidir. Ayrıca, bu ka natta tek kapalı m e k â n ı n yer alması da
(15) Kanımızca batı kanattaki iki kapalı mekânla d o ğ u kanattaki bir kapalı mekân çift katlı olarak d ü z e n l e n m i ş olabilir. Batıdaki üst kat mekânlarının ö n ü n d e , alttaki eyvanların üstünde bir sahanlık bi çimlendirilmiş olmalıdır. D o ğ u d a ise, merdivenin d o ğ rudan üst kat mekânının kapısına açılması akla y a k ı n dır.
(16) Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü Arşivi'ndeki rölö-ve projesinde, içine girilemeyen batı kanadın g ü n e yindeki mekânın batı duvarı ekseninde dikdörtgen bir niş gösterilmiştir.
(17) Kapısı moloz taşlarla dolmuş o l d u ğ u n d a n içine girilemeyen batı kanatta güneydeki mekânın, kuzey mekân gibi k u z e y - g ü n e y y ö n ü n d e beşik tonozla örtülü olduğu. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'ndeki rölöve projesinden anlaşılmaktadır. Ayrıca, doğu k a nattaki kapalı mekânın batıdakiler gibi k u z e y - g ü n e y d o ğ r u l t u s u n d a dikdörtgen planlı olduğu dikkate alı narak, aynı y ö n d e beşik tonozla örtülü olduğu d ü ş ü nülebilir.
134 Doc. Dr. A Y N U R D U R U K A N eyvanli bir düzenlemeyi gereksiz hale
getirmiştir. Batidakine simetrik bir eyvan düzenlemesi, giriş eyvanının ö-nünün kapanmasına da yol açacaktı (Plan 1-2).
3. Dış Tasvir
Medresenin dışında toprak seviye sinde f a r k l ı l ı k l a r görülür. Toprak se viyesi güney cephede yaklaşık 0.50-0.60 m., kuzey cephede 1.50-2.00 m. yüksel miştir. Güney cephenin batı köşesinde toprak seviyesinin 1.00-1.50 m. ye kadar yükseldiği izlenir (Şek:5,Res:5). Buna karşılık kuzey cephede, hacimlerin ör tüsü ile yol yaklaşık aynı seviyededir (Res:l). Doğu cephede, toprak seviyesi yaklaşık 0.50-0.80m. yükselmiştir (Res: 3).Batı cephede, kuzeydekine benzer bir durumla karşılaşırız.
Doğu cephe, medresenin en çok tah rip olmuş cephesidir. Eksenin kuzeyin deki portal, orijinal özellikleri sapta-namayacak ölçüde harap olmuştur. A n cak kalıntılarda, portalin dışa yaklaşık 2.63 m. çıkıntılı olduğu anlaşılmaktadır (Res.3). Çevre halkı, bir büyük kemer ve tonozdan söz etmişler; yakın zamana kadar ayakta olan bu öğelerin, medre senin toprak altında kalan bölümlerini ortaya çıkartma çalışmaları sırasında yıkıldığını belirtmişlerdir. Ancak, ya pının eski fotoğraflarında kemer ve to nozun görülmemesi, söz konusu tahriba tın daha önceye ait olduğunu göster mektedir (Res.2). Cephede, eksenin gü neyindeki hacmin doğu duvarı büyük ölçüde yıkıktır;buna karşılık, güney doğu m e k â n ı n doğu duvarı 1.22 m. yük sekliğe kadar ayaktadır.
G ü n e y cephe, medresenin en i y i ko r u n m u ş cephesidir. Batısı ve orta bölü mü, yaklaşık örtü sistemine kadar a-y a k t a d ı r . Buna karşılık doğu bölüm tahrip olmuş, d o ğ u d a k i mekânın güney d u v a r ı b ü y ü k ölçüde yıkılmıştır. Ekse ne simetrik ana eyvan pencereleri yarı yüksekliğe kadar toprak seviyesi altın da kalmış, üst kısımları da b ü y ü k ölçü de moloz taşlarla d o l d u r u l m u ş t u r . Dik d ö r t g e n b i ç i m i n d e k i ana eyvan pence relerinin l e n t o l a r ı n a a kitabeli birer şe r i t yer alır (Res:5,8-9). Diğer i k i pence reden b a t ı d a k i n i n dış kısmı b ü y ü k öl
çüde tahrtp olmuş ve moloz t a ş l a r l a doldurulmuştur, d o ğ u d a k i ise y ı k ı l mıştır (Res.6-7). Pencere a r a l a r ı n d a yer alan bezemeli yatay b o r d ü r , y a n l a r ı n daki dikey bordürler gibi pencereleri üstten sınırlar. Batıda çift y ö n l ü b i r kademelenme yapan b o r d ü r , d o ğ u d a tek yönlü olarak karşımıza çıkar. Ana ey vanın i k i y a n ı n d a k i m e k â n l a r ı n d ı ş cephelerinde görülen bu değişik d ü z e n leme, belki de m e k â n l a r ı n işlev f a r k lılığından k a y n a k l a n m ı ş olabilir. Ek sendeki kalıntının, ana e y v a n ı n m i h rabını destekleyen yarım y u v a r l a k b i r payanda olduğu a n l a ş ı l m a k t a d ı r (Şek 5, Res.5).
4. İç Tasvir
Medresenin içi de b ü y ü k ö l ç ü d e tahrip olmuştur. Yapıya girişi s a ğ l a y a n doğudaki portalin k a p l a m a l a r ı tama men dökülmüştür. Giriş e y v a n ı n ı n k u zey duvarı, kaplamalı olarak tonoz baş langıcına kadar a y a k t a d ı r . G ü n e y d u varda, eksenin batısında t a h r i p o l m u ş i k i dikdörtgen niş ile merdiven k a l ı n tısının dört basamağı, d o ğ u d a ise k a p ı sövelerinin alt kısımları g ö r ü l ü r . Tonoz başlangıcı yalnız kuzeyde b e l i r g i n d i r . Eyvanın g ü n e y i n d e k i m e k â n ı n d o ğ u duvarı büyük ölçüde, batı d u v a r ı ise tümüyle yıkıktır. Doğu duvar eksenin-de,alt kısmından orijinalde d i k d ö r t g e n biçiminde olduğu a n l a ş ı l a n , moloz t a ş larla doldurulmuş bir pencere a ç ı k l ı ğ ı ; batıda, eksenin kuzeyinde 1.02 m. ge nişliğindeki kapı eşiği belli o l m a k t a dır. Kuzey ve güney duvarlar y a k l a ş ı k
1.00 m. yüksekliğe kadar k a p l a m a l a r ı y -la ayaktadır. Üst yapısı t ü m ü y l e y ı k ı k tır; ancak orijinalde, b a t ı k a n a t t a k i mekânlar g i b i k u z e y - g ü n e y y ö n ü n d e be şik tonozla örtülü olduğu d ü ş ü n ü l e b i lir (Res: 11).
Kuzey kanatta d o ğ u d a k i m e k â n a , güney d u v a r ı n d a eksenin b a t ı s ı n d a k i bir kapıyla girilir. K a p ı b ü y ü k ö l ç ü d e tahrip olduğundan o r i j i n a l b i ç i m i tesbit edilememektedir. Ancak, m t m â r t özel likleri açısından b ü y ü k ö l ç ü d e b a t ı d a k i mekâna benzerlik g ö s t e r d i ğ i n d e n , a y n ı tipte dikdörtgen b i ç i m i n d e b i r k a p ı s ı olduğu düşünülebilir. Batı ve kuzey d u varları sağır olan m e k â n ı n d o ğ u d u v a r ı
H A N İ . H A T U N İ Y E MEDRESESİ 135 ekseninde, dışa açılan d i k d ö r t g e n bir
pencere görülür. Kuzey ve g ü n e y d e to noz başlangıcı belli o l m a k t a d ı r (Rcs.l3-14). Eksendeki kareye yakın d i k d ö r t g e n planlı e y v a n ı n d u v a r l a r ı 1.67 m. yük sekliğe kadar k a p l a m a l ı olarak ayakta dır. G ü n e y i d o ğ r u d a n avluya açılır. Üst yapısı yıkık o l d u ğ u n d a n , kemer veya benzeri bir öğenin kalıntısı belli ol m a m a k t a d ı r . Doğu ve batı d u v a r l a r ı sa ğır olan e y v a n ı n kuzey d u v a r ı n d a ek sende, b u g ü n k ü zemin seviyesinden başlayan 0.26 m. genişliğinde, 0.15 m. derinliğinde ve 0.40 m. yüksekliğinde dikdörtgen bir açıklık yer alır. Bu açıklığın içinde bir k ü n k ü n olduğu an laşılmaktadır. Söz konusu açıklık, bir araştırmacımız t a r a f ı n d a n avluda bu lunduğu belirtilen havuzla ilişkili olabilir (18). Bu görüşün d o ğ r u l u ğ u , ancak avluda y a p ı l a c a k bir kazı çalış masıyla açıklık kazanabilir. G ü n e y d e k i yoğun bezemeli ana eyvanla karşılaştı rıldığında son derece sade bir görünü me sahip olan bu eyvan, belki de sel-sebilli bir eyvan olarak d ü z e n l e n m i ş o-labilir (Res.l3). B a t ı d a k i mekân, boyut ve biçim a ç ı s ı n d a n d o ğ u d a k i m e k â n a benzer. Diğer d u v a r l a r ı sağır olan me kâna, g ü n e y d e k i d i k d ö r t g e n biçiminde kapıyla g i r i l i r . Büyük ölçüde ayakta olan tonozunda ç a t l a k l a r v a r d ı r (Res.
12).
Batı kanatta, eksenin kuzeyindeki mekâna basık kemerli bir kapıyla g i r i lir (Res.16). K u z e y - g ü n e y y ö n ü n d e dik dörtgen plânlı ve beşik tonozla örtülü mekânın batı d u v a r ı n d a k i pencere dik dörtgen b i ç i m i n d e d i r ve d o l d u r u l m u ş tur. G ü n e y d e k i m e k â n ı n girişi doldu rulmuş o l d u ğ u n d a n içine girilcmemiş-tir. İki mekân doğu kanattan farklı olarak d o ğ r u d a n avluya değil, önlerin deki eyvanlara açılırlar. Kuzey-güney d o ğ r u l t u s u n d a d i k d ö r t g e n planlı eyvan ların tonoz başlangıçları kuzey ve gü neyde görülür. D o ğ r u d a n avluya açılan e y v a n l a r ı n 2.45 m. k a l ı n l ı ğ ı n d a k i ortak d u v a r l a r ı n a yerleştirilmiş merdivenin kalıntısı güçlükle belli o l m a k t a d ı r (Şek. 3, Res.l5-17).
G ü n e y kanatta, batıda yer alan me kâna d i k d ö r t g e n biçiminde bir kapıyla
girilir. 4.50x4.90 m. ölçülerindeki kareye yakın dikdörtgen planlı mekâ nın d u v a r l a r ı kaplamasız olarak ayak tadır. Doğu duvardaki, büyük ölçüde tahrip olmuş pencerenin orijinal özel l i k l e r i tesbit edilememekle birlikte, boyutu dikkate alındığında doğu me k â n d a k i pencere gibi dikdörtgen biçi minde olduğu anlaşılmaktadır (Res.19). G ü n e y duvardaki pencerenin üst kısmı tümüyle tahrip olmuş ve büyük ölçüde moloz taşlarla d o l d u r u l m u ş t u r (Res. 20). Mekânın örtü sistemi tamamiyle yıkık tır. Ancak, 1984 yılındaki incelememiz sırasında kuzeydoğu köşede tesbit edi len kemer başlangıcı, orijinalde kub beyle örtülü olabileceğini d ü ş ü n d ü r mektedir (Res.21). Nitekim, yapının es k i fotoğraflarında pandantif kalıntısı görülmektedir (Res.22). Ayrıca, yapının temizlenmeden önceki durumunu tanı tan araştırmacılar, bu mekânın o r i j i nalde kubbeyle örtülü olduğunun anla şıldığını belirtmişlerdir (19). Buna karşılık, yapının temizlik çalışmaları sonrasında Vakıflar Genel Müdürlüğü elemanlarınca çıkartılmış planında, me kân kuzey-güney yönünde beşik tonozla örtülü olarak gösterilmiştir.
Ana eyvan, medresenin en i y i ko r u n m u ş bölümlerinden b i r i d i r . Güney duvardaki kemer kalıntısı ile doğu ve b a t ı d a k i tonoz başlangıçları, eyvanın orijinalde kuzey-^üney doğrultusunda beşik tonozla örtülü olduğunu göster mektedir (Şek.4). Güney d u v a r ı n d a üçlü bir düzenleme görülür. Eksende sivri kemerli yarım yuvarlak mihrap nişi, eksene simetrik, sivri kemerli nişler içine açılmış birer dikdörtgen pencere yer alır(Res.23-24). Mihrap nişi dıştan geometrik geçmeli bir bordür, düz bir silme ve üç sıra mukarnaslı bir şeritle kuşatıIm]ştır(Res.25). Kemer başlangıcı üstünde i k i âyet şeridi, üstte ortada enine dikdörtgen bir pano ve i k i yanın da silmeli i k i sivri kemer bulunur (Şek. 8, Res. 23). Doğu ve batı duvarlarda yer alan sivri kemerli nişler içine
(18) B.Konyar, a.g.e., s. 365.
(19) K ş l . M . S ö ı e n , a.g.e., s. 154; R.H.Ünal, a.g.e., s. 65; A . Altun, a.g.e., s.257.
136 Doç. Dr. AYNTTR n i J R U K A N açılmış d i k d ö r t g e n pencereler üç yan
dan ikişer b o r d ü r l e sınırlandırılmıştır. D ı ş t a k i dar b o r d ü r l e r i n üst kısımları b ü y ü k ölçüde tahrip olmuştur. İç kısmı
nın üstü t ü m ü y l e yıkılmış olan batı pencere, bugün sivri kemerli bir açıklık g ö r ü n ü m ü n d e d i r (Res.26). Doğu pence renin ü s t ü n d e bir âyet kitâbesi, düz bir silmeden sonra i k i sıra mukarnas ve bitkisel bezeme görülür (Res.27-28). Pencerelerin üstünde, doğu ve batı du varları tümüyle, güney duvarı da orta daki mihrap dışında dolaşan bir âyet şeridi yer alır (Res.27).
Ana eyvanın doğusundaki mekân, medresenin en çok tahrip olmuş hacim-lerindendir. Doğu ve kuzey d u v a r l a r ı kısmen, batı duvarı ise 2. 50-3.00 m. yüksekliğe kadar ayaktadır. Batı du vardaki pencere dikdörtgen biçiminde dir, üstünde silmeli aynalı kemerli ve ortasında rozet bulunan bir alınlık gö-rülür(Res.29-30). Güney duvarın orta kısmı büyük ölçüde yıkıktır, yalnız ba tıda söve kalıntısı dikkati çeker. Eski bir fotoğrafından, söveierinde bitkisel bezemeli birer bordür ve i k i yanında silmeli kemerler olduğu anlaşılan moloz taşlarla doldurulmuş bir pencere görül mektedir (Res.31). Mekânın örtü sistemi tamamiyle yıkılmıştır. Ancak, boyut ve biçim açısından batıdaki mekâna ben zer özellikler yansıtması dolayısıyla, orijinalde aynı tipte pandantifli bir kubbe ile örtülü olduğu düşünülebilir. N i t e k i m , yapının temizlenmeden önceki durumunu tanıtan araştırmacılar, batı m e k â n gibi orijinalde kubbeyle örtülü olması gerektiğini belirtirler. Buna kar şılık, y a p ı n ı n temizlik çalışmaları son r a s ı n d a Vakıflar Genel Müdürlüğü ele m a n l a r ı n c a çıkartılmış planında, batı daki m e k â n gibi kuzey-güney yönünde beşik tonozla örtülü olarak gösterilmiş t i r .
Medresenin açık avlusu revaksızdır, zemini toprak ve molozla dolmuştur (Res. 15). Kareye y a k ı n dikdörtgen p l a n l ı avlunun kubbeyle örtülü oldu ğ u n u gösterecek herhangi bir kalıntı mevcut değildir. Ayrıca, batı kanat t a k i e y v a n l ı d ü z e n l e m e n i n simetriğinin d o ğ u d a görülmemesi ve her i k i yandaki
merdiven kalıntıları, avlunun kubbeyle örtülü olmadığının k a n ı t ı olarak d e ğ e r lendirilebilir. Avlunun d ö r t y a n ı n d a kemer kalıntısı veya buna işaret edebi lecek herhangi bir öğenin bulunmama sı, kanımızca avlunun kubbeyle ö r t ü l ü olması ihtimalini ortadan k a l d ı r m a k t a dır. Ayrıca, eyvanların tonoz k a l ı n t ı l a r ı da bu ihtimali g ü ç l e ş t i r m e k t e d i r . A n cak, temizlik çalışmaları ö n c e s i n d e medresede inceleme y a p m ı ş a r a ş t ı r m a cılarımızdan R.H.Ünal, g ü n e y d e k i to noz örtülü ana eyvan ile i k i y a n ı n d a k i kubbeli mekânları dikkate alarak, bu şemanın daha çok kapalı a v l u l u medre selerle benzerlik g ö s t e r d i ğ i n e i ş a r e t etmektedir (20). Ayrıca B . K o n y a r ' m . "Medresenin en m ü h i m kısmı d ö r t ke mer üzerine o t u r t u l m u ş olan ve ş i m d i kubbesi yıkılan p a r ç a s ı d ı r " d o ğ r u l tusundaki ifadesinin de, bu g ö r ü ş ü n benimsenmesinde e t k i l i o l d u ğ u kana atindeyiz. Ancak, a r a ş t ı r m a c ı n ı n bu ifadeyle bağlantılı olarak v e r d i ğ i fo toğrafın avlunun değil, ana e y v a n ı n batısındaki m e k â n ı n kubbesi o l d u ğ u n u d ü ş ü n ü y o r u z (21).
Toprak ve moloz dolu o l d u ğ u için zemin seviyesi belli olmayan avluda havuza r a s t l a n m a m ı ş t ı r . Ancak B. K o n -yar, havuzun v a r l ı ğ ı n d a n sÖz etmekte dir (22). Çevre h a l k ı da a v l u n u n or tasında bir havuz b u l u n d u ğ u n u ve medresenin d o ğ u s u n d a k i su k a y n a ğ ı n dan havuza su g e t i r i l d i ğ i n i b e l i r t mişlerdir. Avluda y a p ı l a c a k k ü ç ü k b i r kazı çalışması bu konuya a ç ı k l ı k geti rebilir. B.Konyar'ın g ö z l e m i n d e n hare ketle, bir eyvandan bu havuza suyun getirilmesi akla y a k ı n d ı r . Bu t a k d i r d e , daha önçe kuzey eyvanla i l g i l i olarak öne s ü r d ü ğ ü m ü z g ö r ü ş ü n d o ğ r u l u ğ u tartışılabilir. Kuzey d u v a r ı n d a k ü n k bulunan ve gerek d ü z e n l e m e , gerekse süsleme açısından s i m e t r i ğ i g ü n e y ey vandan çok farklı ve sade b i r g ö r ü n ü me sahip olan kuzey e y v a n ı n , selsebiUi bir eyvan olarak y a p ı l m ı ş o l m a s ı m ü m kündür.
(20) R.H.tjnal, a.g.e, s. 65.
(21) B.Konyar, a.g.e., s. 365, Res.244. (22) A y . es., s.365.
H A N İ . H A T U N İ Y E MFDRF^FS;! 137 Medrese avlusunun doğu ve batısın
da, simetrik olarak eksende yer alan merdivenler, y a p ı n ı n bazı b ö l ü m l e r i n i n i k i katlı o l d u ğ u n u d ü ş ü n d ü r m e k t e d i r . Ancak, y a p ı n ı n b u g ü n k ü harap duru munda, hangi bölümlerin çift katlı olduğunu belirlemek oldukça güçtür. Medresenin kuzey ve g ü n e y i n d e görü len simetrik özelliklerin ve b ü y ü k bo yutlu m e k â n l a r ı n doğu ve b a t ı d a görül memesi, bu kanatlardaki m e k â n l a r ı n orijinalde i k i katlı olabileceğini d ü ş ü n d ü r m e k t e d i r . M e k â n l a r ı n k ü ç ü k bo yutları da bu i h t i m a l i g ü ç l e n d i r m e k t e dir.
5. Malzeme ve Teknik
Yapıda, kesme ve moloz taş olmak üzere i k i tür malzeme k u l l a n ı l m ı ş t ı r . Örgü malzemesi olarak y a p ı n ı n her bö lümünde düzensiz moloz taş k u l l a n ı m ı görülür. A l t ve üst yapıda düzenli kesme taşlar, kaplama malzemesi olarak düz istif t e k n i ğ i n d e u y g u l a n m ı ş t ı r . Kesme taşlar a r a s ı n d a 1-2 cm., moloz taşlar arasında 3-lOcm. k a l ı n l ı ğ ı n d a beyaz kireç harç kullanılmıştır. .Ayrıca, farklı boyutlardaki düzensiz moloz taş lar arasına yer yer k ü ç ü k taş p a r ç a l a r ı yerleştirilmiştir (Res.5, 12-14, 23). Pen cereleri doldurmak amacıyla k u l l a n ı l mış moloz taşlar, örgü malzemesine o-ranla daha düzenli bir teknik gösterir (Res.20).
6. Süsleme
Medresenin içinde ve d ı ş ı n d a yazı, geometrik ve bitkisel bezeme olmak üzere üç tür taş süsleme görülür. Süs leme programı genelde y a p ı n ı n güney cephesinde ve ana e y v a n ı n d u v a r l a r ı n da karşımıza çıkar. G ü n e y cephede, pencereleri k u ş a t a n b o r d ü r l e r dışında bitkisel bezemenin; içte ise yazı ve geometrik süslemenin egemen olduğu görülür (Şek.6-8). Ayrıca, güneydoğu mekânda geometrik bezeme örneği pen cere ü s t ü n d e yer alır. M e k â n ı n eski f o t o ğ r a f l a r ı n d a n birinde, geometrik ve bitkisel bezemeli p a r ç a l a r d i k k a t i çeker (Res.31). Medresenin avlusunda bulu nan ve portale ait o l d u ğ u n u s a n d ı ğ ı m ı z bir b o r d ü r p a r ç a s ı n d a da geometrik süsleme görülür (Res. 45). Ayrıca, av luda ve ana e y v a n ı n içinde bulunan i k i
parça d ü ğ ü m l ü yazı örneği içerir (Res. 46).
Medresedeki süsleme programını gü ney cephe, ana eyvan ve güney doğu m e k â n olmak üzere üç ana grupta ince leyebiliriz. Ayrıca, portal parçası ve avlu ile ana eyvanda bulunan parça lardaki bezemeler de ele alınacaktır.
G ü n e y cephede yoğunluğuna göre bitkisel, geometrik ve yazı olmak üzere üç t ü r süsleme ile karşılaşmaktayız. Bu g ü n k ü zemin seviyesinden yaklaşık 1.60 m. üstte, zencirek motifli bir silmeyle s ı n ı r l a n d ı r ı l m ı ş bitkisel bezemeli kade meli bir bordür dolaşır. Ancak, batıda çift taraflı olarak görülen kademelen-me, eksenin doğusunda yalnızca tek ta raflı olarak uygulanmıştır. Doğu ve ba tı m e k â n l a r ı n güney cephelerinde karşı mıza çıkan bu değişik düzenleme, belki de m e k â n l a r ı n farklı işlevlerini vurgu lamak için yapılmış olabilir. Ancak, ya pının b u g ü n k ü durumunda kesin bir şey söylemek m ü m k ü n değildir. Batı köşeden 2.43 m içte başlayan bordürün doğuda 1.65 m., batıda 1.43 m.lik bölü mü tamamen tahrip olmuştur. Aynı b o r d ü r , cephenin belirli bölümlerinde dikey olarak da devam ederek hem ek sene simetrik ana eyvan ve yan mekân
pencerelerini dıştan sınırlar, hem de arada içleri bezemesiz i k i dikdörtgen pano o l u ş t u r u r (Şek 6-7,; Res.5, 7).
G ü n e y cephedeki bitkisel bezemeli b o r d ü r ü kuşatan zencirek motifli silme yaklaşık 0,20 m. kalınlığındadır. 0,45 m. k a l ı n l ı ğ ı n d a k i bitkisel bezemeli bor-d ü r bor-d e rûmt-palmet bor-dizisi görülür. İki yandaki rûmîler ortadaki palmet moti fine çerçeve oluşturur; palmet sapları r û m î l e r i , r û m î sapları ise palmctin tepe v a p r a ğ ı n ı biçimlendirir (Şek.6, 7-10; kes. 7, 33-34).
Eksene simetrik ana eyvan pencere leri üç yandan geometrik bezemeli bir b o r d ü r l e kuşatılır. İki yanda 0.40 m. k a l ı n l ı ğ ı n d a k i bordür üstte 0. 51 m.ye çıkar. Geometrik geçmenin ana motifi ni yan yana ve üst üste sıralanmış se kizgenler biçimlendirir. Sekizgenlerin ikişer cephesini kesen sekizgen kesitleri birbirleriyle de kesişerek zencirek ben zeri basık altıgenler oluşur. Böylelikle,
138 Doc. Dr. A Y N U R D U R U K A N sekizgenlerin ve kesitlerinin orta kısım
l a r ı n d a sekiz kollu yıldız motifleri or taya çıkar. Yıldızların ortasında, bir kısmı tahrip olmuş rozetler yer alır (Şek: 6-7,Res.35).
Eksenin doğusundaki ana eyvan penceresinin lentosunda, zemini kıvrık dallı ve r û m t dolgulu, nesih yazılı bir âyet f r i z i - g ö r ü l ü r (Res. 8-9). Batıdaki ana eyvan penceresinin büyük ölçüde tahrip olmuş lentosunda da, orijinalde aynı tipte bir âyet frizinin bulunduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır (Res.lO).
Güney cephenin doğusundaki, bü yük bölümü tahrip olmuş pencerenin îjatısmda, bitkisel bezemeli bordürün iç kısmında geometrik geçme motifli bir friz yer alır. Altıgenlerle, farklı yön deki kırık çizgilerin kesişmesinden olu şan geçmeli düzenlemede, aralarda beş genler ve baklava motifleri ortaya çı kar (Şek.9, Res.36).
Ana eyvanda, yoğunluğuna göre ge ometrik, yazı ve bitkisel bezeme olmak üzere üç tür süsleme ile karşılaşmak tayız (Şek.8). Güney duvardaki nişlerin kemer silmeleri balık sırtı motifiyle, mihrap nişinin kemer silmesi ise bur-malı olarak biçimlendirilmiştir (Res;23-25). Mihrap nişi dıştan, geometrik geç me motifli bir bordürle üç yandan sı nırlanır. İki yanda 0.40 m., üstte 0.76 m. kalınlığındaki bordur, kırık çizgi lerin iç içe geçmesinden oluşan bir be zemeyle süslüdür. Birbiriyle kesişen bitişik altıgen kesitleri süslemenin ana m o t i f i d i r . Bu motiflerin farklı doğrul tularda kesişmesinle, b i r b i r i n i doksan derecelik açıyla kesen zencirek benzeri basık altıgenler ve aralarda kare, beş gen ve baklava motifleri ortaya çıkar (Şek. 11, Res.38).
Ana eyvanın güney d u v a r ı n d a , üst teki i k i sıra mukarnaslı bordürle sınır l a n d ı r ı l m ı ş düzenlemede, altta zemini k ı v r ı k dallı ve r û m t dolgulu, nesih ya zılı i k i âyet f r i z i ve üstlerinde geo metrik geçme m o t i f l i bir pano yer alır (Şek.8, Res. 39). Pano yüzeyindeki beze me, a l t ı g e n l e r i n ve kırık çizgilerin iç içe geçmesinden oluşur;araIarda beşgen ve baklava m o t i f l e r i ortaya çıkar (Şek. 9. Res.39-40). Panonun bezemesi, güney
cephenin doğusundaki pencerenin geo metrik geçmeli f r i z i n i h a t ı r l a t ı r .
Güney duvarın üst k ı s m ı n d a k i m u -karnas bordürlü d ü z e n l e m e n i n i k i ya nında, zencirek silmeli birer s i v r i kemer yer alır. Silmeler üstte d ü ğ ü m , altta palmet motifi o l u ş t u r u r (Şek.12, Res.41-42). Kemer yüzeyleri, g ü n e y cep hedeki ana eyvan pencerelerinin geo metrik geçme motifli bezemelerini tek rarlar.
Ana eyvanın doğu ve batı d u v a r l a rındaki pencereler dıştan i k i b o r d ü r l e kuşatılmıştır. Üst kısmı tahrip o l m u ş dış bordürde, silmelerin farklı y ö n l e r d e iç içe geçmesiyle hasır örgü m o t i f i oluşturulmuştur (Rcs.26). Daha g e n i ş olan iç bordür, güney cephedeki ana eyvan pencerelerini k u ş a t a n b o r d ü r d e ve ana eyvanın güney d u v a r ı n d a k i sil meli kemer yüzeylerinde g ö r ü l e n geo metrik geçme motifiyle bezelidir (Res. 43). Kemer köşeliklerini kısmen kapla yan silmeli üçgen y ü z e y , r û m l l e r i n oluş turduğu zencirek benzeri d ü ğ ü m m o t i fiyle süslüdür. Kemer silmeleri, g ü n e v duvardaki niş kemerlerinde o l d u ğ u gibi balık sırtı m o t i f l i d i r (Res.26). Ana eyvanın doğu d u v a r ı n d a k i pencere len tosunda nesih yazılı bir âyet, ü s t t e kav-sara kısmında i k i sıra mukarnas dolgu dan sonra kıvrık dal, r û m î ve palmct-lerden oluşan bir d ü z e n l e m e g ö r ü l ü r (Res. 27-28).
Ana eyvanda, mihrap b ö l ü m ü d ı ş ı n da pencerelerin ü s t ü n d e , d u v a r l a r ı boy dan boya dolaşan zemini k ı v r ı k d a l l ı ve rûmt dolgulu, nesih yazılı b i r â y e t frizi yer alır. Üstten zencirek m o t i f l i dar bir şeritle s ı n ı r l a n d ı r ı l m ı ş t ı r (Şek.
13, Res.24-44).
Ana eyvanın d o ğ u s u n d a k i m e k â n ı n batı d u v a r ı n d a k i pencerenin ü s t ü n d e k i silmeli aynalı kemerli a l ı n l ı ğ ı n orta sında, geometrik geçme m o t i f l i b i r ro zet yer alır. Rozetin y ü z e y i n d e , orta daki sekizgenin her cephesini eksende kesen zencirek benzeri basık a l t ı g e n l e r , ortada sekiz kollu bir yıldız m o t i f i oluşturur (Res.30). Bu d ü z e n l e m e n i n benzerlerini farklı bir u y g u l a m a y l a güney cephedeki ana eyvan pencerele r i n i kuşatan b o r d ü r l e r d e , ana e y v a n ı n
H A N İ . H A T U N İ Y E MEDRESESİ 139 güney d u v a r ı n d a k i silmeli kemerlerin
y ü z e y l e r i n d e ve ana e y v a n ı n yan du v a r l a r ı n d a k i pencereleri sınırlayan bor-d ü r l e r bor-d e g ö r ü r ü z .
Doğu m e k a n ı n güney d u v a r ı n ı n orta kısmı bugün yıkıktır. .Ancak eski fo t o ğ r a f l a r ı n d a , moloz taşlarla doldu rulmuş olduğu anlaşılan pencerenin üst kısmı tahrip olmuş sövelerinde bitkisel bezeme, i k i y a n ı n d a zencirek m o t i f l i silmeli kemer p a r ç a l a r ı görülür. Pence re sövelerinin alt kısımları, b ü y ü k öl çüde tahrip olmuş r û m î - p a l m e t dizisiyle bezelidir. İki yandaki, üst kısımları kırık olan kemer p a r ç a l a r ı n ı n alt kı sımlarında silmelerle birer palmct motifi o l u ş t u r u l m u ş t u r (Res.31-32). Yüzeyi bezemesiz b ı r a k ı l m ı ş kemer p a r ç a l a r ı n ı n benzeri, ana e y v a n ı n gü ney d u v a r ı n d a k i silmeli kemerlerdir. .Ancak bu kemerlerin yüzeyleri, daha önce de belirtildiği gibi geometrik geç me motifleriyle süslüdür.
Y a p ı n ı n avlusunda bulunan ve por tal nişini k u ş a t a n b o r d ü r l e r d e n birine ait o l d u ğ u n u sandığımız p a r ç a d a , geo
metrik geçme m o t i f l i bir bezeme görü lür. Ortadaki sekizgenin ikişer cephe sini kesen sekizgen kesitleri birbirle riyle de kesişerek zencirek benzeri basık altıgenler oluşur ve o r t a l a r ı n d a sekiz kollu yıldız motifleri ortaya çıkar (Res. 45). Bu bezemenin benzeri, güney cephedeki ana eyvan pencerelerini ku şatan b o r d ü r l c r d e . ana e y v a n ı n güney d u v a r ı n d a k i silmeli kemerlerin yüzey lerinde ve ana e y v a n ı n yan d u v a r l a r ı n daki pencereleri sınırlayan b o r d ü r l c r d e görülür. Y a p ı n ı n içinde vc d ı ş ı n d a , çe şitli kısımlarda görülen bu bezeme, medresenin en karakteristik süslemesi olarak d i k k a t i ç e k m e k t e d i r .
Medresenin avlusunda ve ana ey vanda, yüzeyleri d ü ğ ü m l ü nesih yazılı, sekiz kollu yıldız biçiminde i k i parça b u l u n m u ş t u r . B u n l a r ı n . K.Baykal'm sö zünü ettiği ve M.Sözen ile R.H.Ünal'ın y a y ı n l a d ı k l a r ı fotoğraflarda ana eyva nın güney d u v a r ı n d a üstteki mukarnas b o r d ü r l ü d i k d ö r t g e n panonun üstünde i k i yanda görülen rozetler olduğu sa n ı l m a k t a d ı r (Rcs. 46) (23).
7. Tarihlendirme
Medresenin inşa kitabesi ve vak fiyesi elimize geçmemiştir. Bânisi ve inşa tarihi kesin olarak bilinmeyen ya pı, araştırmacılarca farklı dönemlere tarihlcnmektcdir.
B.Konyar. "Hatuniyc Medresesi" o-larak isimlendirdiği yapıyı, kaynak göstermeksizin Sancar Şah'ın annesine
mû\ etmekte ve "Selçuklu tarzının kıy
metli numunelerinden" olduğunu ileri sürmektedir. Araştırmacı. 1292 tarihli bir kayıtta "Hani kasabasının Hatuniye .Medresesi ile m e r b u t a t ı n d a n olup Mar din sancağına tâbi Hasankeyf'te bulu nan Zeynebiye zaviyesi"nden söz edil diğini belirtmektedir (24). Buna kar şılık K.Baykal, "Zeynebiye Medresesi" olarak isimlendirdiği yapıyı, "Selçuk-Artuk" devri sanatının ilk enmûzcci" olarak nitelendirmektedir (25). "Zey nebiye (Hatuniye) Medresesi"ni mîmârî özellikleri açısından kapalı avlulu med reseler içinde değerlendiren R.H.Ünal, "kitabeler"in vc bitkisel süslemenin ö-zelliklerini dikkate alarak yapıyı 12. yüzyıl sonu 13.yüzyıl başlarına tarih-İemektcdir (26). G.Schncider, R.H.Ü-nal'ı izleyerek "Hatuniye Medresesi" ni 12.yüzyıl sonu 13.yüzyıl başlarına yer leştirmektedir (27). ,A..Altun. "Hatuniye Medresesi"nin. "Artuklu Mlmârl Üslûbu" egemenliğindeki bölgede daha geç dö nemde. 13.yüzyıl sonlarında yapılmış olabileceğini düşünmenin mümkün ol d u ğ u n u ve bu nedenle .Artuklu dönemi ne yerleştirilmesi kuşkulu bir yapı ola rak görülmesi gerektiğini belirtmekte dir (28). B.Konyar'ın tarihlemesinin ke sinlik taşımadığını vurgulayan M.Sözen, geçiş öğesi olarak kullanılan
pandantif-(23) K . B a y k a l , a.g.e., s. 15 de, m i l ı r a b m ü s t ü n deki d i k d ö r t g e n s ü s l e m e n i n iki y a n ı n d a b u l u n d u ğ u n u b e l i r t t i ğ i sekiz kollu ikişer yıldızın içinde isim ve tarilı yazılı o l d u ğ u n u , ancak o k u n a m a d ı ğ ı n ı belirtir. .Avyncii bkz. M . S ö z e n , a.g.e., Res. 34 e; R . H . Ünr>l, a.g.e., lîes. 34. (24) B . K o n y a r , a.g.e., s. 365. (25) K . B a y k a l , a.g.m., s. 15. (26) R . H . U n a l , a.g.e., s. 66. (27) G. Schneider, a.g.e., s.191. (28) A . A l t u n , a.g.e., s. 257.
140 Doç. Dr. A Y N ı I R D U R U K A N lerle, istifçi süsleme anlayışına ve mo
t i f l e r i n biçimine dayanarak "Hatuniye Medresesi" n i 13. yüzyıl sonları 14. yüzyıl başlarına yerleştirmektedir (29). M t m â r t açıdan bir tarihlemeye gitme yen A. Gabriel, yapının süslemelerinin
14.15.yüzyıl karakterine uygun olduğu nu ileri sürmektedir (30). Sözü edilen y a y ı n l a r ı n • yanı sıra, yapının Ankara V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü'deki 1974 t a r i h l i Anıt fişinde bânîsi ve vâkıfı Zeynep Hatun" olarak gösterilen "Hatu niye Medresesi" 13. yüzyıl sonlarına ta-rihlenmekte ve 629 H/1292 M.tarihli bir kayıtta medresenin adının geçtiği belirtilmektedir (31).
Araştırmacılarca 12.yüzyıl ortala rından 15. yüzyıla kadar oldukça geniş bir zaman kesiti içine yerleştirilen medresenin inşa tarihi ve bânî adı ve ren bir kitabesinin, vakıf kaydının bu lunmaması haklı olarak çeşitli tartışma lara yol açmıştır. Yapının yöre halkı arasında i k i farklı adla, Hatuniye ve Zeynep Hatun medresesi olarak tanın dığı bilinmektedir. Nitekim, Hatuniye Medresesi adından hareket eden B.Kon-yar yapının, Kızıltepe yakınındaki "Hatuniye Kalesi"nin bânîsi Sancar Şah'ın annesi tarafından yaptırıldığını ileri sürmüştür (32). Ancak, i k i yapı arasında kurulacak benzerlikler çok sınırlı olduğundan ve elimizde bu görü şü k a n ı t l a y a c a k bir veri bulunmadı ğ ı n d a n , söz konusu tarihlendirmenin kesinliği oldukça tartışmalıdır. Vakıf lar Genel Müdürlüğü'deki anıt fişinde b â n î ve vâkıf adı elarak belirtilen Zey nep Hatun'un, araştırmacıların, özellik le de R.H.Ünal'ın yaptığı değerlendir meler dikkate alındığında daha sağlıklı bir y a k ı ş t ı r m a olduğu görülmektedir (33) . Ayrıca, B. Konyar t a r a f ı n d a n ve V a k ı f l a r Genel M ü d ü r l ü ğ ü ' n d e k i anıt fişinde belirtilen 1292 t a r i h l i kayıtta. H a n i k a s a b a s ı n ı n Hatuniye Medresesi'-ne bağlı Hasankeyf deki ZeyMedresesi'-nebiye Zaviyesi'nden söz edilmesi ve K.Bay-k a l ' ı n , K.Bay-kaynaK.Bay-k göstermeK.Bay-ksizin yapıyı Zeynebiye Medresesi olarak isimlendir mesi de bu görüşü d o ğ r u l a r niteliktedir (34) .
T a r i h k a y n a k l a r ı ve y a y ı n l a r ı ,
Ha-ni'deki medrese h a k k ı n d a hiç bir b i l g i vermezler. Yalnızca bir y a y ı n d a , vakıf larından söz edilmeksizin Zeynep Ha tun'un adı geçmektedir. Bu y a y ı n d a n Zeynep Hatun'un, A r t u k l u e m i r i Ncc-meddin Alpî'nin karısı o l d u ğ u n u \c
117] yılı Temmuz'unda Mardin'de ve fat ederek oraya g ö m ü l d ü ğ ü n ü ö ğ r e n i yoruz (35). 1292 t a r i h l i k a y ı t l a V a kıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü ' n d e k i a n ı t fişi ve yukarıda belirtilen y a y ı n d a k i b i l giler bir bütün olarak ele a l ı n d ı ğ ı n d a , medresenin ölümünden önce Zeynep Hatun t a r a f ı n d a n veya belki de ölü münden kısa bir süre sonra, 1176 yı lında ölen eşi Necmeddin Alpî t a r a f ı n dan yaptırılmış olabileceği d ü ş ü n ü l e bilir.Nitekim R.H. Ü n a l da. m î m â r t \ e süsleme özelliklerini d e ğ e r l e n d i r e r e k yapıyı 12.yüzyıl sonu 13. yüzyıl baş larına yerleştirmektedir (36).Bu yak laşım, yapının t a r a f ı m ı z d a n bir varsa yım olarak öne sürülen inşa t a r i h i n i n , mîmarî ve süsleme ö z e l l i k l e r i y l e dc belirli bir boyutta d e s t e k l e n d i ğ i n i gös termektedir. Ancak, medresenin inşa ta rihi ve bântsi h a k k ı n d a daha kesin bir yargıya varabilmek için, d ö n e m i n t a r i h kaynaklarının ve vakıf k a y ı t l a r ı n ı n Hani'deki medrese a ç ı s ı n d a n t i t i z l i k l e incelenmesi gerekmektedir.
8. Değerlendirme
Hani'deki yapı, revaksız açık a v l u l u ve üç eyvanlı bir medresedir. K a r c \ c yakın dikdörtgen planlı avlusunda ha vuz bulunduğu a r a ş t ı r m a c ı l a r c a bciir-tilmiştir. Kuzeydeki, selsebiUi olarak düzenlendiği sanılan eyvandan havuza suyun aktarıldığı d ü ş ü n ü l e n medresede.
(29) M.Sözen, a.g.e. , s. 153, 155. (30) A.Gabriel, a.g.e., s. 205.
(31) Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü Y a p ı ve Abide İ ş leri Dairesi Arşivi, Hani-Hatuniye Medresesi .Anıt Fi.-i 1974 yılında, yapının temizlenerek ortaya ç ı k a r ı l masından üç yıl önce Zafer B a y b u r t l u o ğ l u tar-ifind.-.i! hazırlanmıştır. (32) B.Konyar, a.g.e., s. 365. (33) R . H . Ünal, a.g.e.,s. 65-66. (34) K.Baykal, a.g.m., s. 15. (35) O. T u r a n , D o ğ u Anadolu Türk Devletleri T a rihi, İstanbul 1973,s.l65. (36) R.H.Ünal, a.g.e, s. 66.
H A N İ . H A T U N İ ^ E MEDRESESİ 141 doğu ve batı k a n a t l a r ı n ö n ü n d e yer
a-lan merdiven k a l ı n t ı l a r ı n ı n , hiç değilse bu kanatlardaki m e k â n l a r ı n i k i katlı olduğuna işaret ettiği kanısındayız. Kuzey eyvanla yaklaşık eş boyutlarda ve beşik tonozla örtülü olduğu anlaşı lan ana e y v a n ı n i k i y a n ı n d a k i kareye yakın d i k d ö r t g e n planlı mek^lnların. a r a ş t ı r m a c ı l a r ı n görüşlerine k a t ı l a r a k pandantiflerle geçilen birer kubbeyle örtülü o l d u k l a r ı n ı d ü ş ü n ü y o r u z . Doğu da eksenin kuzeyindeki giriş c y \ a n ı \c batı kanattaki m e k a n l a r ı n önlerinde yer alan eyvanlar da dahil olmak üze re, yapının diğer m e k â n l a r ı n ı n beşik tonozla örtülü oldukları k a l ı n t ı l a r d a n a n l a ş ı l m a k t a d ı r . A r t u k l u yapısı oldu ğunu sandığımız Mani'deki medresenin, sözü edilen mîm^lrî özellikleri açısın dan .Anadolu'daki Selçuklu \e Beylikler dönemi açık avlulu medrcselcriyle kar şılaştırmalı değerlendirmesi yapıla caktır.
.Anadolu'daki Selçuklu ve Beylikler dönemi medreselerinde a \ i u . yapının en önemli öğesidir. .A.Kuran'ın da belir tildiği gibi a \ l u . medresenin çeşitli b i r i m l e r i n i bir araya toplayan bir odak noktasıdır (37). Söz konusu d ö n e m d e yapıldığını s a p t a y a b i l d i ğ i m i z alt-mışsekiz açık avlulu medreseden. Ma ni'deki örneğimiz dışında yalnızca onu nun avlusu kareye yakın d i k d ö r t g e n planlıdır. Bu ö r n e k l e r d e n D i \ a r b a k ı r " -daki 1193 t a r i h l i Mesudi\e \e 1198 ta rihli Zinciriye Medreseleri .Artuklu ya pısıdır. Üç yapı Selçuklu, diğer beş yapı ise Beylikler dönemine aittir (38).
.Avlusu rcvaksız olan medreseler sa yıca daha da sınırlıdır. Mani'deki \"apı dışında altı medresenin daha r e \ a k s ı z avlusu olduğu s a n ı l m a k t a d ı r . Bu örnek lerden ikisi -Artuklu. diğerleri Bc>lik!cr dönemi yapısıdır (39). .Ancak. .Artuklu yapısı olan 1211 t a r i h l i Harzem Taccd-din Mesud Medrcsesi'ni bazı a r a ş t ı r m a cılar a\lusu re\"aklı örnekler arasında d e ğ e r l e n d i r i r l e r (40). Gerçekten de. ya pının aNİusunun doğusunda, orijinalde re\'3klı olduğunu d ü ş ü n d ü r e c e k kemer k a l ı n t ı l a r ı me\cuttur. Diğer Artuklu örneği, bugün kısmen a\akta olan \c
13. yüzyılın i l k çeyreğine
tarihlendi-rilen Mardin'deki Marufiye Medresesi'-dir. Söz konusu yapıların a v l u l a r ı n d a re\ak kullanımının ortadan kalkması, revaklı olup olmadıkları tartışmalı Harzem Taceddin Mesud ve 14. yüzyı lın ikinci çeyreğine tarihlenen Peçin-Kcpez Yelli medreseler dışında, ûv'lu b o y u t l a r ı n ı n küçülmesiyle açıklanabilir kanısındayız.
Mani'deki medrese dışında. Anado lu'daki açık avlulu Selçuklu ve Bey likler dönemi medreselerinden doku zunda havuz bulunur (41). A.Kuran,
üs-(37) A.Kuran,.Anadolu Medreseleri, I , Anicara 1969, s. 132.
(38) Diyarbalcır Mesudiye ( A . .A.Itun, a.g.e., s. 130-142, plar\ 14),Z inciriye ( A . A l t u n , a.g.e., s. 12212S) 13. yüzyılın ille çeyreğine yerleştirilen Alaca K a -rahisar (.A..Kuran, a.g.e, s.63-65, Ş e k . 3 1 ) . 1271 t a r i h l i Sivas Buruciye (.A..Kuran, a.g.e., s. 90-92, Şek.49), 13. y ü z y ı l ı n ikinci y a r ı s ı n a yerleştirilen Afyon H i s a r a r d ı
( M . S ö z e n , a.g.e., I , İ s t a n b u l 1970, s. 127-130, Şek.22), 1319-20 t a r i h l i K o r k u t e l i E m i r Sinaneddin ( M . S ö z e n , a.g.e., I , s. 173-178, Şek.31), H . y ü z y ı l m ikinci ç e y r e ğ i n e yerleştirilen P e ç i n - K e p e z Yelli ( M . Sözen, a.g.e., I , s. 75 79, Şek.12), 1373 t a r i h l i O b a k ö y ( M . S ö z e n , a.g.e., I . s.135139, Şek. 24), 1378 t a r i h l i M a -.-.isa İshak Bey (M.Sözen, a.g.e., I . s.183-187, Şek. 33) ve 13S1-82 t a r i h l i Karaman Hatuniye {M.Sözen, a.g.e-, I . s.140-144, Şek.25) Medreseleridir.
(39) Harzem Taceddin Mesud ( A . K u r a n , a.g.e., s. 30-33. şek. 13-14), M a r d i n Marufiye (.A.-Altun, a.g.e., I , s. 143-151. plan 15), P e ç i n - K e p e z Yelli ( M . S ö z e n , a.g.e., I , s. 75-79, Şek-12; A..Arel, " M e n t e ş e Beyliği Devrinde Fecin Şehri", .Anadolu S a n a t ı .Araştırmaları, 1 (1968), s. 69-98, bil.s, 93-94, şek. 13), O b a k ö y , 1375 t a r i h l i P e ç i n A h m e d Gazi (M.Sözen, a.g.e., I. s, 179-182, şek 32) ve Manisa Ishak Bey Medreseleridir.
( 4 : ) Kşi-A. Gabriel, a-g-e-, s. 53-54,bil-S.53, Şek-43: -A .Aluın, a.g.e., s. 166, bil-S-
161-(41) 1205 t a r i h l i Kayseri Çifte (.A.Kuran, a.g.e., s. 65-07, Şek.32), 1242-43 t a r i h l i K o n y a Sırçalı ( M . S ö zen, a-g.e-, I , s. 160-165, b i l . s. 163, Sek.37), 1262-63 Tariiıiı Sinop .Alâiye (F. A y d ı n , " S i n o p .Alâiye ( S ü l e y m a n Pervane) Medresesi", Vakıflar Dergisi, 10 (1973), s. 251-272, b i l . s, 261. Şek.2, 9-10, Res.7),1271 t a r i h l i Sivas G ö k (.A.Kuran, a.g.e., 5.92-96, Ş e k . 5 1 ; M . Sözen, a.g.e.. I s. 40-48, b i l . s. 46, Şek.8), 1301-2 tari!;ii E ğ r i d i r D ü n d a r Bey ( M . S ö z e n , a.g.e., I , s. 166-172. b i l . s, 17..V Şek 30),Karaman Hatuniye ( M . S ö z e n , a.g.e.. I.S.142, Şek,25), 1385 t a r i h l i M a r d i n Zinciriye ( M - Sözen, a.g.e.. 1, s. 188-193, b i l . s. 190, Şek. 34),
142 Doç. Dr. AYNTTR D U R U K A N tü açık veya kapalı olsun, Anadolu
medreselerinin avluları ortasında bir havuz y a p ı l m a s ı n ı n âdet olduğunu, an cak b u n l a r ı n bir çoğunun zamanla orta dan k a l k t ı ğ ı n ı belirtir (42). Örnekler den tek A r t u k l u yapısı olan Mardin' deki 1385 t a r i h l i Zinciriye (Sultan İsa), A k k o y u n l u eseri olan ve 15. yüzyılın i -k i n c i yarıs.ına yerleştirilen Kasımiye (Sultan Kasım) medreselerinde selsebilli bir eyvandan havuza su aktarılır. Buna karşılık, avlusunda havuz bulunup bu l u n m a d ı ğ ı n ı kesin olarak belirleneme yen ve A r t u k l u yapısı olan Mardin'deki Marufiye, 13. yüzyılın ilk yarısına yerleştirilen Şehidiye medreselerinin kuzey evyanları selsebillidir (43). Bu yapılardaki selsebilli eyvanın özellik leri ve A r t u k l u medreselerinde selse b i l l i eyvan kullanımının oldukça yay gın olması da, Mani'deki medresenin kuzey eyvanının selsebilli olduğu yo lundaki düşüncemizi desteklemektedir. Anadolu'daki Selçuklu ve Beylikler dö nemi açık avlulu medreselerinde genel likle i k i veya dört eyvan şeması uygu lanmıştır (44). İki A r t u k l u , i k i Selçuklu ve i k i Beylikler dönemi medresesi de, Mani'deki medresede olduğu gibi üç ey-vanlıdır (45). Ancak, A r t u k l u yapısı o-lan Mardin' deki Şehidiye ve Marzem' deki Taceddin Mesud medreseleri, örne ğimizden farklı olarak cami ile medre senin kaynaştırıldığı yapılardır.
Selçuklu ve Beylikler dönemi med reselerinde öğrenci hücreleri genellikle avlunun i k i yanına yerleştirilmiştir, kışlık dershane/dershaneler ana eyva nın bir veya i k i y a n ı n d a d ı r (46). Türbe, cami ile b i r l i k t e inşa edilmiş A r t u k l u y a p ı l a r ı n d a n Harzem Taceddin Mesud ve Mardin Şehidiye Medreselerinde av lunun bir y a n ı n d a yer alan caminin do ğ u s u n a , diğer ö r n e k l e r d e ise genellikle bir eyvana bitişiktir (47). Mani'deki medresede avlunun, giriş e y v a n ı n ı n bu l u n d u ğ u doğu kanat da dahil olmak ü-zere, i k i yandan k ü ç ü k boyutlu öğrenci h ü c r e l e r i y l e kuşatıldığı görülür. Buna k a r ş ı l ı k kuzey ve güney de, eksendeki e y v a n l a r ı n i k i y a n ı n d a yer alan mekân l a r ı n t ü r b e , k ü t ü p h a n e , kışlık dershane vb. işlevler ile kullanılmış o l d u k l a r ı d ü ş ü n ü l e b i l i r . Ancak y a p ı n ı n b u g ü n k ü
durumunda, eyvanlara simetrik m e k â n ların işlevleri s a p t a n a m a m a k t a d ı r . Y i n e de, ana eyvanın i k i y a n ı n d a k i m e k â n lardan birinin farklı bir işleve sahip olduğunu, güney cephe d ü z e n l e m e s i de düşündürmektedir. Ancak, birçok Sel çuklu ve Beylikler dönemi medresesin den farklı olarak bu y a p ı d a ana eyva nın bir y a n ı n d a k i m e k â n ı n kışlık ders hane veya k ü t ü p h a n e , d i ğ e r i n i n t ü r b e olduğunu saptayacak verilere sahip değiliz.
Mani'deki Medresede, avlunun k u zey ve güneyinde oldukça simetrik ola rak kapalı m e k â n e y v a n m e k â n d ü z c n l c -mesi görülür. Buna karşılık b a t ı d a i k i kapalı mekân, doğuda ise giriş e y v a n ı ve bir kapalı mekân yer alır. Gerek ku zey ve güneydeki simetrik d ü z e n l e m e nin, gerekse doğu ve b a t ı d a k i f a r k l ı düzenlemenin benzerini A n a d o l u ' d a k i Selçuklu ve Beylikler d ö n e m i açık av lulu medreselerinde g ö r e m i y o r u z . A n cak, genellikle güneyde yer alan beşik tonozla örtülü ana eyvan ile i k i ya n ı n d a k i kubbeyle örtülü m e k â n l a r A n a dolu'daki sekiz açık avlulu medresede
1409-10 tarihli Niğde Ak ( M . S ö z e n , a.g.e., I , s. 194-201, bil. 3. 199, Şek. 35) ve I S . y ü z y ı l ı n ikinci y a r ı s ı n a yerleştirilen Mardin Kasımiye ( M . S ö z e n , a.g. e., I . s. 202-206, bil. s. 204, Şek.36) medreseleridir. Ö r n e k l e r den Niğde Ak medresenin avlusunda havuz yerine k u yu bulunur.
(42) A . K u r a n , a.g.e., s. 141.
(43) Şehidiye medresesi için b k z . A . A l t u n a.g.e., s. 152-160, bil.s.l52, plan 17.
(44) A . K u r a n , a.g.e., bil. s. 133-134.
(45) Harzem Taceddin Mesud, Mardin Ş e h i d i y e , 1207-8 tarihli Seyitgazi Ü m m ü h a n Hatun ( A . K u r a n , a.g.e., s. 69-70, Şek.34), 1250 tarihli A k ş e h i r T a ş (M.Sözen, a.g. e., I, s. 2228,bil.s.23, Ş e k . 5 ) , P e ç i n -Kepez Yelli ve Obaköy medreseleri sayılabilir. A . K u ran, a.g.e., s. 80, Şek.42 de, Akşehir T a ş Medrese'yi dört evvanh olarak restitüe eder. A y r ı c a A . K u r a n , a. g.e., s. 133 de, açık avlulu Selçuklu medreselerinden Ü m m ü h a n Hatun Medresesi ile Kayseri'deki 1 3 . Y ü z y ı l başlarına tarihlenen Afgunu ve 1238 tarihli Seraceddin Medresesi'ni üç eyvanlı medreseler arasında d e ğ e r lendirir.
(46) A . K u r a n , a.g.e., s. 134-140. (47) Ay.es, s.l38.
H A N İ . H A T U N İ Y E MEDRESESİ 143 karşımıza ç ı k a r (48). Bu şemayı yan
sıtan en erken örnek Konya' daki 1242-43 t a r i h l i Sırçalı Medrese'dir. Daha er ken ö r n e k l e r d e , ana e y v a n ı n i k i y a n ı n da yine tonozla ö r t ü l ü m e k â n l a r görü lür. Yalnız 1267-68 t a r i h l i Kayseri Sa-hibiye Medresesi'nde, kuzeyde yer alan ana e y v a n ı n batısında kubbeyle, doğu sunda ise beşik tonozla örtülü birer me kân bulunur (49). Bu a ç ı d a n örneğimiz, söz konusu d ü z e n l e m e y i y a n s ı t a n en er ken t a r i h l i ve tek A r t u k l u medresesi o-larak değerlendirilebilir. Ayrıca, gü neyde eksende yer alan ve mescit ola rak da kullanılmış o l d u ğ u n u güney du varı eksenindeki mihrap nişi ve karşı laştırma örnekleri dolayısıyla d ü ş ü n d ü ğümüz ana e y v a n ı n güney d u v a r ı n d a , eksende mihrap nişi ve i k i y a n ı n d a birer pencereden oluşan üçlü düzen lemenin benzerleri yalnızca üç yapıda karşımıza çıkar. Bunlardan Seyitga zi'deki 1207-8 yıllarına tarihlencn Battalgazi Medresesi' ndc. ö r n e ğ i m i z d e n farklı olarak beden d u v a r ı n d a n t ü m ü y le dışa taşkın olan ana eyvan mescit değil t ü r b e d i r (50). Diğer i k i y a p ı d a n b i r i Sivas'taki, açık avlulu medrese şe ması yansıtan 1217-18 t a r i h l i Kcykavus Darüşşifası, diğeri Niğde'deki 1409-10 tarihli Ak Medrese' dir (51). O n ü ç Sel çuklu ve Beylikler dönemi açık a \ l u l u medresesinde ve bir d a r ü ş ş i f a d a . ör neğimizden farklı olarak ana c y \ a n ı n güney d u v a r ı n d a eksende dışa açılan bir pencere yer alır (52). Diğer yapı larda ana e y v a n ı n d u v a r ı ya nişlerle h a r e k e t l e n d i r i l m i ş t i r . ya da sağır bırakılmıştır.
Hani Medresesi'nde avlunun kuze yinde görülen d ü z e n l e m e başka hiç bir yapıda karşımıza çıkmaz. Genellikle Selçuklu ve Beylikler d ö n e m i medre selerinde, giriş e y v a n ı n ı n b u l u n d u ğ u kuzey kanatta veya yan kanatlarda i k i den fazla m e k â n görülür. Dolayısıyla bu m e k â n l a r ı n , Hani'deki medreseden farklı olarak güney kanatla simetrik özellikler göstermediği d i k k a t i çeker. Halbuki ö r n e ğ i m i z d e , avlunun kuzey ve g ü n e y i n d e k i m e k â n l a r ı n yaklaşık eş bo yutlarda o l d u k l a r ı görülür. En önemli f a r k l ı l ı k l a r ı örtü sisteminde ve açıklık larında k a r ş ı m ı z a çıkar.
Hani'deki medresede, ana eyvanın i k i y a n ı n d a k i mekânlar, güney duvar l a r ı n d a eksendeki birer pencere ile dışa, karşılıklı d u v a r l a r ı n d a eksendeki birer pencere ile ise ana eyvana açı lırlar. Buna karşılık, kuzeydeki mekân lardan yalnızca doğudakinin doğu du v a r ı n d a eksende dışa açılan bir pencere v a r d ı r . Bu düzenlemenin benzeri hiç bir Selçuklu ve Beylikler dönemi med resesinde karşımıza çıkmaz. Yalnız Niğde'deki Ak Medrese'de, Hani Med-resesi'nin güney k a n a d ı n d a k i düzen lemenin t e k r a r l a n d ı ğ ı görülür (53). Bu düzenlemenin başka yapılarda görülme mesinin belki de en önemli i k i nedeni, birçok Selçuklu ve Beylikler dönemi medresesinde giriş eyvanının Hani'deki medreseden farklı olarak doğuda değil kuzeyde yer alması ve birkaç örnek dışında selsebilli eyvanın bulunmama sıdır. Bununla birlikte, bazı medre selerde giriş eyvanının i k i yanında birer kapalı mekân görülür (54).
(48) K o n y a Sırçah, Akşehir Taş, Sivas Buruciye, 1336-37 tarihli Aksaray Zinciriye (M.Sözen, a.g.e., I, s. 34-39, bil. s.37-38, Şek. 7), 1339 tarihli Ernnenek T o l ( M . S ö z e n , a.g.e., I, s.131-134, bil. s.133, Şek.23), K a r a m a n H a t u n i y e , N i ğ d e Ak ve 1431-32 tarihli K a y seri Hatuniye (M. Sözen, a.g.e., I , s. 149-152, bil. s. 152, Şek. 27) Medreseleridir.
(49) M . S ö z e n , a.g.e., I, s. 29-33, bil. s. 32, Şek.6. (50) Kşl.A.Kuran, a.g.e., s. 69-70, Şek.34; M . S ö zen, a.g.e., I, s.94-101, Şek.16.
(51) Sivas Keykavus Darüşşifası için bkz. A . K u ran, a. g.e., s. 104, Şek.55; M. Sözen, a.g.e., I. s. 94-101, Şek.:16.
(52) Diyarbakır Zinciriye, Kayseri'deki 1237-38 tarihli Huand Hatun (M.Sözen, a.g.e., I, s.109-113, bil. s. 111, Şek. 35) ile Afgunu (M.Sözen, a.g.e., I, s.18-21, bil. s.21, Şek.4), Antalya'daki 13. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen İmaret (M.Sözen, a.g.e., I, 5.14-17, bil. s.16, Şek.3), Sinop Alâiye, Sivas Buruciye, Eğridir D ü n d a r Bey, Korkuteli Emir Sinaneddin, Aksaray Zinciriye, Ermenek Tol, P e ç i n - K e p e z Yelli, Obaköy ve Karaman Hatuniye Medreseleri ile 13089 tarihli Amasya D a -ruşşifasında (.M.Sözen, a.g.e., 1, s.207-212, Şek.37) görülür.
(53) Kşl. A . K u r a n , "Karamanlı Medreseleri", V a kıflar Dergisi, 8 (1969), s.209-223, bil. s.217-219, Şek.7; M . Sözen, a.g.e., I, s.194-201, Şek.35).
(54) Afyon Hisarardı, Antalya İmaret, Sivas Gök, Korkuteli E m i r Sinaneddin, P e ç i n - K e p e z Yelli,
Oba-144 D.1Ç. Dr./^YNTTR D U R U K A N Mani'deki medresenin batı kanadı,
ö n ü n d e bulunan i k i eyvanla da alışıl mamış özellikler gösterir. Hiç bir açık avlulu medresede bu tür bir düzenleme karşımıza çıkmaz. Bu uygulamanın ka nımızca en önemli nedeni, i k i mekân arasında yer alan ve simetriği doğuda da bulunan merdivendir. Doğudaki merdiven, giriş eyvanıyla kapalı mekâ nın oldukça kalın tutulmuş ortak duva rına yerleştirilebilmiştir. Mekân ların küçük boyutlu olduğu batı kanatta ay nı düzenleme tekrarlanamadığından, önlerine birer eyvan getirilmiştir. Bu uygulamanın benzer örneği hiç bir medresede karşımıza çıkmaz. Aynı b i çimde, doğuda giriş eyvanı ve bir kapa lı mekân, batıda i k i kapalı m e k â n d a n oluşan düzenleme de görülmez.
Hani'deki medresede görülen üç ey-vanU, revaksız açık avlulu plan şeması, avluda yer aldığı düşünülen havuzu ve selsebilli eyvanıyla, daha Önce de be lirttiğimiz gibi az da olsa A r t u k l u , Selçuklu ve Beylikler dönemi açık av lulu medreselerinde karşımıza çıkar. Ayrıca, eksende beşik tonozla örtülü ana eyvan ve i k i yanında kubbeli kare mekânlardan oluşan düzenleme de bazı medreselerde görülür. Buna karşılık, avlunun diğer üç k a n a d ı n d a k i düzen leme, hiç bir açık avlulu medresede saptayamadığımız bir özelliktir. Ayrıca, revaksız olduğu halde avlunun doğu ve batısındaki ikinci kat düzenlemesi de değişik bir uygulamadır. Bunlara ek olarak, güney cephede görülen kademe l i , silmeli bordürlij ve dört pencereli d ü z e n l e m e de başka hiç bir yapıda kar şımıza çıkmaz. Hani'deki medrese, bir çok özelliğiyle Anadolu T ü r k mtmârt-sinde ü n i k kalan açık avlulu bir Artuk l u Medresesidir.
Medresenin güney cephesinde, ana eyvan d u v a r l a r ı n d a , güney-doğu mekâ n ı n batı d u v a r ı n d a , pencereleri ve mih r a b ı k u ş a t a n b o r d ü r l e r d e , d u v a r l a r ı ka-teden ş e r i t l e r d e ve panolarda geomet r i k , yazı ve bitkisel bezeme örnekleri g ö r ü l ü r (Şekil. 6-8). Avluda bulunan ve portale ait o l d u ğ u n u sandığımız bir b o r d ü r p a r ç a s ı n d a da geometrik bezeme k a r ş ı m ı z a çıkar. Medresenin süsle melerinin yoğunluğu dikkate a l ı n a r a k
geometrik bezemelerden b a ş l a m a k ü z e r e Anadolu Selçuklu ve Beylikler d ö n e m i yapıları ile k a r ş ı l a ş t ı r m a l ı d e ğ e r lendirmesi yapılacaktır.
Medresede, ana e y v a n ı n g ü n e y du varındaki mihrap nişini d ı ş t a n k u ş a t a n bordürde üç sıra, üstteki d i k d ö r t g e n panoyu sınırlayan b o r d ü r d e i k i sıra halinde mukarnaslar yer alır (Res.25). Bordürlerdeki mukarnas dolgunun ben zer örnekleri, üçü açık avlulu ve b i r i kapalı avlulu medrese olmak ü z e r e yedi yapıda karşımıza çıkar (55). Bu ö r n e k lerden yalnızca Mardin'deki 14.yüzyılın üçüncü çeyreğine yerleştirilen B â b es-Sur (Melik Mahmud) Camii ve 1385 ta r i h l i Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi A r t u k l u yapısıdır.
Medresedeki süsleme b o r d ü r l e r i n d e i k i tür zencirek m o t i f i u y g u l a m a s ı y l a karşılaşılır. Ana e y v a n ı n d u v a r l a r ı n d a , pencere kemerleri ü s t ü n d e k i yatay bor dürde, basık altıgenlerin içiçe g e ç m e sinden oluşan zencirek m o t i f i dizisi yer alır (Res. 24-25). Bu b o r d ü r ü n benzer leri üçü açık avlulu A r t u k l u Medresesi olmak üzere altı yapıda g ö r ü l ü r (56).
köy ve Karaman Hatuniye Medreseleri ile A m a s y a ' d a -ki Darüşşifa örnekler arasında sayılabilir.
(55) 1224 tarihli Malatya Ulu Camii'nde d o ğ u portalin kuzey nişi üstündeki yatay panoda, K a y s e r i Sahibiye Medresesi portalinin dış b o r d ü r ü n d e (S. Ögel.Anadolu Selçuklulan'nın T a ş T e z y i n a t ı , A n k a r a 1966, Res. 79/a), 1308-9 tarihli E r a u r u m Y a k u t i y e Medresesi portalinin dış b o r d ü r ü n d e ( R . H . Ü n a l , L e s Monuments islamiques Anciens de la ViUe d ' E r z u r u m et de sa Rigion, Paris 1968,Res. 27), M a r d i n B â b esSur Camii portalini k u ş a t a n b o r d ü r d e ( A . G a b r i e l , a . -g.e., I I , Paris 1940, lev. X , 1), M a r d i n Zinciriye Medresesi portalinin dış b o r d ü r ü n d e ( A . G a b r i e l , a.g.e., II, Paris 1940, lev.X, 1), Mardin Zinciriye Medresesi portalinin dış bordüründe (A.Gabriel, a.g.e., I I , lev. X V I I I , 1), 1481 tarihli Ahlat E m i r B a y ı n d ı r T ü r b e s i saçak fririnde (N.Tabak, Ahlat T ü r k M i m a r i s i , İ s t a n bul 1972, R.55) ve Mardin K a s ı m i y e Medresesi p o r t a linin dış bordüründe (A. Gabriel, a.g.e., I I , lev. X V I I I , 2) görülür.
(56) 1192 öncesine yerleştirilen K o n y a I I . Kılıç Arslan Türbesi portalinin dış b o r d ü r ü ( S . Ö g e l , a.g.e., Res.10), 1229 tarihli Aksaray Sultan H a n ı iç portalinin dış bordürü (S.Ögel, a.g.e., Res.16), M a r d i n Ş e h i d i y e Medresesi'nde avlunun kuzey d u v a r ı n d a k i kemer k a lıntısı (A.AItun, a.g.e., Res. 210), B â b e s - S u r C a m i i