• Sonuç bulunamadı

Demokrasiye

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Demokrasiye"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İLK YILLAR — Bütün Kurtuluş Savaşı boyunca İlk Meclis bina­

sının önü, AnkaralIların bir gezi, umut ve kuvvet bulma yeri idi.

Demokrasiye...

E

LLİ yıl geçti... Elli yıl bir millet tarihinde nedir ki? Ama, yoktan var olan bir millet için bu elli yılda ulaşılan sonuç önemlidir.

ilk Meclis, bozkır Ankara'nın içinde sonsuz bir iman ve inanç kaynağı ola­ rak İşe başlamıştı. Kuruluşuyle dikta­ tör bir Meclisti bu... Bütün kuvvetler elindeydi. Kanun yapıyor, hükümet ku­

ruyor, savaş açıyor ve olağanüstü

mahkemeler (istiklâl Mahkemeleri) ku­ rarak ülkeyi yönetiyordu. Kuruluşu İca­ bı yumuşak duygulara yer vermiyordu. Bakanları sıygaya çekiyor, baş kaldıran­ ları eziyordu. Ona tezatlar M eclisi de denebilirdi. Bir tarafta sarıklı tutucular, öte yanda kalpaklı İlericiler vardı. Tu­ tucuların arasında hllâfetçiler, salta­ natçılar ve ümmetçiler vardı. İlericiler de karışıktı: içlerinde demokratlar, devletçiler ve komünistler vardı... Fa­ kat bu tezatlarla dolu ateşli M eclis bir noktada tek vücut oluyordu: Bağımsız ve hür Türkiye.

Bu ilk M eclisin tutanakları ilgi çeki­ ci konuşmalarla doluydu. Para az oldu­ ğu için milletvekilleri tahsisatlarını ala­ mıyordu. Yüz liralık bir tahsisatın he­ sabı on parasına kadar soruluyordu. Tu­ tanaklar, kâğıtsızlıktan kese kâğıtları üzerine tutuluyor, bazen odun yerine tezek kullanıldığı oluyordu. Bu sert Meclis, yetkilerini vermekte kıskançtı ama. gerekince bütün yetkiyi Başkomu­ tan seçtiği «Başkanı* Mustafa Kemal Paşaya devretmekten çekinmiyordu.

Cesur ve atak bir Meclisti. Padişahçı bir üyenin, Mustafa Kemal'in muhafızı Topal Osman tarafından öldürülmesi üzerine dikleşiyor, hesap soruyordu.

Evet, ilk M e clis bir tezatlar M eclisiy­ di. Yaşlı üye Şerif Bey. Mehmet Hanı Sadls Hazretlerine (Vahdettin'e) bağlı­ lıktan bahsederek M eclisi açmıştı. A y ­ nı Meclis, 1 kasım 1922'de saltanatı

• İ n » O fl o H m l O O 'l 't a H a P ı ı m k ı ı e l u a t l İ l * - »

MUSTAFA KEMAL KÜRSÜDE Bir ölüm-kalım savaşının verildiği o sıkıntılı günlerde Mustafa Kemal, Meclis'te daima son dayanak olur, kürsüden onun azim dolu tok sesi milletvekillerine, orduya ve millete güç verirdi. Üstteki resimde Yüce Önder, Başkumandanlık Savaşının karar altına alındığı tarihi Meclis celsesinde heyecan uyandıran konuşmasını yapıyor. ATATÜRK MECLİSE GİDİYOR — Millî Mücadele yıllarının Ankarasında zar zor çalışan tek otomobil, Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya aitti. Resimde Atatürk, bu köhne araba ile Meclis'e gidiyor. Yanında yaverleri Salih ve Rusuhi Beyler...

ıvıuuııuı ııııı

T

ÜRK Milli Devletini kuran, Türk istiklâl Savasım başaran ve Türk devrim tarihinin yaratıcısı olan Birinci Büyük Millet M eclisin­ de bulunan milletvekillerinin adları aşağıda gös­ terilmiştir:

Adana: Abdullah Faik, Dr. Eşref Mehmet Hamdl, Zamir (Damar Arıkoğlu), Zekâi (Apay­ dın). Amasya: Ali. Ali Rıza, Bekir Sami, Dr. Asım . Hamdi, Mehmet Ragıp, Ömer Lütfl. An­ kara: Ali Fuat (Cebesoy),' Hacı Atıf, Hacı M u s ­ tafa, Hilmi, Mustafa Kemal (Atatürk), Ömer Mümtpz, ROstem, Şakir, Şemsettin. Antalya: Ali Vefa, Halil İbrahim, Hamdullah Suphi (Tan- rıöver). Haşan Tahsin, Mustafa. Rasih (Kap­ lan). Ardahan: Hilmi, Osman Server. Aydın: Ahmet Şükrü, Cami, Dr. Mazhar (Germen), Emin, Esat, Sadık, Tahsin. Batum: Akif, Ah­ met Fevzi, Ahmet Nuri, Ali Rıza. Edip, Beya­ zıt: Atıf, Dr. Refik (Saydam), Hacı Mehmet, Süleyman Sudl, Şevket. Biga: Hafız Hamdl, Ha- mlt, Mehmet. Bitlis: Arif, Derviş, Hüseyin Hüs­ nü, Resul, Sadullah, Vehbi, Yusuf Ziya. Bolu: Abdullah Sabri, Cevat Abbas (Gürer), Dr. Fu­ at (Umay), Hacı Abdülvahap, Nuri, Şükrü, Tunalı Hilmi, Yusuf İzzet. Burdur: Ali Ulvi, Fah­ rettin, Halil Hulûsi, İsmail Hakkı, İsmail Sup­ hi, Mehmet Akif, Şevket, Veli. Bursa: Haşan Fehmi, Muhittin Baha (Pars), Mustafa Fehmi (Gerçeker), Necati, Operatör Emin, Osman Nu­ ri, Şeyh Servet. Canik: Emin, Hamdi (Yalman), Haşan Fehmi, Nafiz, Süleyman, Şükrü. Cebeli­ bereket: Ihsan, Fayık (Öztrak), Rasim. Çankı­ rı: Behçet, Müştak, Neşet, Salt, Tahlr, Tevflk, Ziya. Çorum: Dursun, Ferit, Fuat, Haşlm, İsmet (Eker), Sıddık. Denizli: Hakkı Behiç, Haşan, Mazlum Baba, Mustafa, Necip, Yusuf (Başka­ ya). Dersim: Abdülhak Tevflk, Dlyap, Haşan Hayri, Mustafa, M. Zeki, Ramlz. Diyarbakır: Fey­ zi, Hacı Şükrü, Hamdi, Kadri Ahmet, Mustafa Akif, Zülfü. Edime: Cafer Tayyar, Faik, ismet (İnönü), Kâzım Karabeklr, Mehmet Şeref. Ela­ zığ: Hacı Feyzi, Hüseyin, Muhittin, Mustafa Şükrü, Naci, Rasim, Tahsin. Ergani: İbrahim Hakkı, Kadri, Mahmut, Mehmet Emin, Nüzhet, Rüştü, Sırrı. Ertuğrul: Ahmet, Halil, Mustafa Kemal, Necip, Osmanzade Hamdl. Erzincan: Emin, Hüseyin, Osman Fevzi, Şeyh Hacı

Fev-T İ T o v / il \f E m ı n ı n f A o ı m W n e < l ^ ' e l A I » * * l - â . U

ııı\

Hüseyin Avnl, Is Durak, Nusret, ! hon). Eskişehir: t

Eyüp Sabri (Akg< Hüsrev Sami, Me durrahman Lâmi, Kılıç Ali, Ragıp, Gene: Ali Vasıf, Faik. Hamdl, Şeyh mi (Ataç), Mehı Veysel Rıza, Ziya, su), Tufan. İçel: dar Lüfti, Nalm, Hacı Tahlr, Hafız damar, İsmail R bul: Ahmet Ferit, tar, Ahmet ŞükrC za, Dr. Adnan ( Hüsnü. Neşet, Nı Dr. Mustafa, Env Esat (Bozkurt), I Yunus Nadi (Ab Abdullah, Halil il Tahlr. Karahisarı Hilmi, Hulûsi, Is Mustafa Hulûsi, I rı Şarki: Ali Sür Necdet, Mesut, I Hacim Muhittin ı him. Kâzım (özal Rıza, Cavlt, Fahri Kemali, Besim, D tü, Sabri, Yusuf I Ahmet Hilmi, Âlin zi, Rifat, Sabit. Kı lebi, Cevdet, Mül Konya: Abdülhallî Hulûsi, Kâzım Hı Kâzım, Ömer Ve Kozan: Dr. Fikre Fevzi (Çakm ak), sim Atalay, Cen Şeyh Seyfl. Lazist İbrahim Şevki, f Malatya: Fevzi, f Reşit, Sıtkı, Tahs şe Yakup Hamdl j i n . r v — c ~ —

(2)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Therefore, the authors’ main purpose in this paper is to detect SNS use patterns and to propose new ones that Gen Y com- monly uses in Turkey; SNSs include Facebook,

ABD tarafından ülkeye önerilen 'şartlı yardım' (Küba hükümetinin ABD'den bir grup uzmana adada hasar tespiti yapmas ı için izin vermesi) Küba tarafından sert bir

Hâlbuki biz, burada, Türk Düşüncesi tabirini, birçok alanı kuşatıcı ve geniş anlamının yanında; sistemli, özgün bir Türk Felsefesi/Türk İslam Felsefesi’nin tarihsel

İlk sistemli Türk Düşünce Tarihi kitaplarını ortaya koyan Hilmi Ziya Ülken’in, tek başına hiçbir karakter ifade etmediği halde, “modern” kelimesini

felsefeleri tamamen İslam kültürüne mal ettikleri halde ortaya bir Türk ve İslam Felsefi düşüncesi koydukları, keza aynı şekilde, Türk ve İslam Felsefesi’nin, bugünkü

Hâlbuki, bu ve benzeri düşünürlerin, dönemin en güçlü ve hâkim unsuru Osmanlı Devleti’nin ilim ve kültür merkezi olan İstanbul’un dışındaki önemli merkezlerde ilmî

On sekiz yıl İstanbul’un dışında ol­ manın getirdiği bir özlem vardı, ö z le ­ min sona erişinin belirtileri olarak gör­ düm o ışıkları.. Bir büyük

Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya