• Sonuç bulunamadı

Hadis usulü kitaplarında (ihtilafu'l-hadis)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hadis usulü kitaplarında (ihtilafu'l-hadis)"

Copied!
42
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MARMARA

ÜNiVERSiTESi

İLAHiYAT FAI(ÜLTESİ

DERGI

SAYI : 4

(2)

HADİS USULÜ KiTAPLARINDA <CİHTİLAFU'L-HADİS)) Y. Doç. Dr. İsmail L~ ÇAKAN

İslam teşriinde ve din iliml3ri araEında müstetna bir yeri ve önemi bulunan «Hadis», Hz. Peygamberin vefatı il~ başlayan siya-~1 ayrılıklardan itikadi ihtilaflara kadar hemen her olayda, he-me:n her grubun Kur'an'dan conraki başlıca dayanağı olagelmiş­ tir.

İslam toplumunc~a kitap ve sünnetin desteğindE:·n mahrum hiç bir fikrin veya grubun g3li~me şansının olmayışı, fırkaları gi-derek bazı tasarruflarla (eksiltmeler, ilaveler, uydurmalar) hadi-sin yüksek yaptırım gücünden yararlanmaya ·yöneltti. Bu yöneliş, çeşitli bahanelerle hadis'e yapılan itii·azları da beraberinde ge-tirdi. Hadisl3r arasında çelişkiler bulunduğu iddiaları bu itirazlar cümlesindendir~·

Pek tabii ola.rak, hadis'e yönelik ·bu olum~uz tutumlar, hadbi koruma ve savunm'l çalı§maJarın1n başlatılmasına, hadis çevresin-de muhtelif bilim dallarJnın geliştirilmer.ine vesile oldu. Hicri III. asrın başlarında, hakkında müstakil eserler yazılmış hadis ilirille-rinden biri de «İhtilafu'l-hadis» V3ya «Te'vilu muhtelifi'l-hadis»·

tir~

İhtilafu'l-hadiJ, eş. değerdeki makbul (r.ahih-hasen) iki hadi-sin aynı konuda bir'birine zıt hükümler taşıması şeklinde tanımla­ nabilir. Bu durumun gerçekte değil, ancak görünürde olabileceği,

konuya ait çalışmaların temel harek3t noktasıdır.

İhtilafu'l-hadis tabiri her ne kadar özellikle iki hadis aramn-daki ihtilafı, zıddıyeti ya da tearuzu ifade ediyorsa da hadisin ki-tapla, akılla tabii gerçeklerle, icma' ve Jnyasla (görünürde)

(3)

ihti-76 İsinail L. Çakan lafım da kapramaktadır1Hatta bir hadisin ba.:ııniİı ronuna ya da

bir b5lümünün bir başka b.Jlümüne muhalif olabileceği ve bunun da İhtila.fu'l-hadis kavramı içind:; değerlendirEeceği kabul edil-mektedir. Tearuz, tekabul ve tenrumz terimleriyle ifadelendirilen il1tilaf bazan da bir grub hadis ile bir ba~ka hadis arazında görüle-bilmektedir.

Bu tür hadisler ileri sürüİerek hadis ve hadirçibr ve dolayı­

sıyla İslam aleyhinde yürütülmek istenen eski ve yeni tenkid~eri

cevaplandırmayı ve çelişkili gözüken hadisiere çözüm g:;tirm3yi ve bu yoiıa sÜnnete hizmet etmeyi gaye edinmiş olan bilim dalı ((İhti­

la.fu'l-hadisııtir.

Çevresinde cem ve te'lif, te'vil, tahsi:ı, takyid, tercih, takviy::ı,

n9r.h ve tevakkuf gibi muhtelif hükü:inıere d~lalet eden ve çeşitli usuiıeri g::ırektiren bir çok terim ve problemi toplamış bulunan bu bilim dalımn, hadis usulü ~itaplannda aldığı yeri tarihi ~ayri için-de tesbit etmek, herhaliçin-de onun tanınması bakımından faydalı oıa.:. caktır. Hiç şüphesiz böyle bir çalı~manın pratik faydası kadar, bi-limsel ve metedik faydası da söz konu::udur. Zira, islami ilimlerde belli merele ya da probleml3r üzerinde araştırma. yapacak olanla-rın, herhalde, ilk yapaca.kları iş, araştırma konularının kaynaklar-daki durumunu ve boyutlannı ter.bit etmek olacaktır. Bu maka-le böymaka-le bir ön tesbit çalı§masının ürünüdür. Başkaca bir iddia ve mahiyete sahip değildir.

Mı:ı.kalenin ikinci bölümünde Türkçe Hadis Neşriyatm­

da İhtilafu'l-hadis'in aldığı yer incelenmiştir. Ar.lmda bu kıs!m, birinci bölümdeki Arapça Hadis U:mlü kitaplanndaki durumdan daha önce tesbit edilmiştir. Zira önce meseleyi, Türkçed~ki kay-naklardan tetkik ve tesbit etmek, belli bir berraklığa kavuştuktan sonra.; onu er.as kaynaklanndan takip etmek daha net n:ıticeler almak bak<m:ndan faydalı olacaktır .. Master ve doktora tezi ha-zırlayac!lk oıan araştırıcılar böyle bir yolla konularını incelemeye ba§larlarsa büyük ölçüde kolaylık Bağlamış olacaklardır.

1 Misail!!ri içfu bk. İbn Kuteybe, Te'vll, s. 87-350; Çakan, Hadislerde Görülen İhtilaflar, s. 148-162.

(4)

Hadis UsUlü Kitaplannda «İhtilafu'l-Hadis,. 77 J, ~APÇA. HADiS USÜLÜ KiTAPLARINDA (cİHTİLAFU'L·

BAD İS»

Hadisler arasında görülen çelişki demek 9lan «ihtilafu'l-ha,. dis» probleminin geli§mesini takip edebilmek için hadb usülü ·

kaynakları, İbn Hacer el-~rkalan1 (852/1448) 'nin «Nüzhetu'n-nn-· zar fi tavzihi Nuhbeti'l-fiker'in mukaddimesinde verdiği liste. ve değerlendirme esas alınarak takib edllecektir. Ancak İbn Hac3r'in listef!inde yer aldığı halde eiimizde bulunmayan Ebu Nuaym'ın eı:ıeri hakkında bir şey söylemek imkanımız yoktur: Ayrıca e:l-Me..; yanci'niri riral3Si de ·konumuz açiJından önem arzetm~mektedir. Bu arada, aslında bir fıkıh usülü kitabı olmasma rağmen, hadis' e. ait verdiği bilgiler yüzünden Şafü'nin Risale'sine hiç değilse, ݧa­

rJt etmemiz yerinde olacaktır. Çünkü Şafii, Risale'de hadise

tah-nin ettiği «bölümlerde, mütenakız hadislerin birbiriyle te'lif edile-bilmelerini mümkün kılacak usülün ana hatlarını izah etmekte-dir.».ı

A. el-MUBADDİSU'L-FASIL BEYNE'R-RAvt VE'L-VAt

cl-Kadı Ebu·Muhamm~d er-Ramehurmuzi (360/970}2 tarafın­

dan kaleme alınmış olan bu ilk hadis usulü kitabı -çok şükür­

müt:ıaddit yazmalarıyla bize kadar ulaşabilmiştir. İki yazması da İstanbul'da3 bulunan eeer, Muhammed Accac el-Hatib tarafından tahkikli olarak neşredilmiştir4

el-Muhaddisu'l-fasıl, had:s ve hadis ehli'ne dürmanlık eden hatta bunda aşırı giden grubların mevcudiyetini bildiren zatırlar­ la başl:?.masma rağmen5, hadis'e ve hadizçilere itiraz v3 töhmet konularımn başında ·görülen mütearız hadi::;lerin rivayeti konu-su'na hiç temas etmemiştir. Müellif'den bir-iki asır önce yaşamış

eş-Şafii ve İbn Kuteybe gibi müelliflerin kcnuya ait müstakil erer-ler ya.rmış oldukları düşünülünce,· Ramehurmuzi;nin sükrit etmi§ olmasım bir kaç ihtimalle izah etmek mümkündür.

1 Goldziher, Muslim Studies, II, 86

2 bk. ez-Zehebi, Tezkiretu'I-huffaz, ÜI, 905-907

3 Köprülü ktb. 397; Şehit Ali Paşa ktb. 531 ·

4 Beyrut, 1391/1971 · ·

(5)

.78 İsmaiJ · L. Çakan ·Akla gelen ilk sebep, eserin eiimizdeki yazmalarının aslını bü-tünüyb ihtiva etmediği ihtimalidir. Değilse, İbn Hacer'in de

be-lirttiği gibi eserin, hadis usulü konularının tümünü konu edinme-miş bir ilk e.::er olmasını düşünmek ve kabullenmek gerekecektir. Nitekim ir-mi de daha çok sened'le ilgili hususları ele alan bir ki-tab olduğunu ortaya koymaktadır. Oysa İhtilafu'l-hadis, hadisin ffi)tniyle ilgili bir ·prcblemdir6

Burada hemen beİirtiİme.si gereken husus şudur: Ramehurmu-zi'nin kitabında konumuzdan söz etmemesi, Iınam Şafi'i : (204/

819) ve ~bn. Kuteybe '(27q/88.9) den noı:ira müellife kadar bu ko-.

nuyla kimsenin ilgilenm~diğini ve· konun-q.n unutulduğunu gö:::ter-mez. Nitekim konuya ait eserleriyle bllinen et-Tahavi (321/933),

Ebu Zekeriyya Yahya es-Saci (280/883) ve «Rasulullah'dan sahih senedie nakledilmiş iki mutearız hadis bilmiyorum. . Kimd3 böyle hadisler varsa, getirsin te'lif edeyim.» 7 sözünün zahibi İbn

Huzey-me (311/923) v.b. alimler hep bu devrede yaşamışlardır. Bu tarihi

gerçek, ihtilafu'l-hadis konusunun ilk hadiJ usulü eserind3 yer

al-mamış olmasına rağmen, daima gündemde kaldığının işaretidir.

B. MA'RİFETU 'ULÜMİ'L-HADİS

el-Hakim Ebu Adillah Muhammed b. Abdilialı el-Hafız en-Neyr.abürL (405/1014)8 tarafından kaleme alınmış bulunan: eser,

hadis usülü kitabiarının ikincizi olarak bilinmektedir. Eser mat.;. bu'dur9

• Hadis İlıninin 52 nev'i'ni için3 alan er.erin, İbn Hacer

«ter-tib. ve tehzib» bakımından mükemmel sayılamıyacağını söylemek~

tedir10

• ·İbn Haldun ise, el-Hakim'in konuyu tehzib ettiği ve hadi.J

ilminin güzelliklerini ortaya koyduğ\1 görüşündedir1ı ..

el-Hakim, 29. Nev'i olatak .§U satırıara yer vermekt3dir: «Bu

nev'i, sıhhat ve za'af bakımından eşit olmalarına rağmen, mezheb

6 İtr Menhecu'n-nakd, 332-343. 7 el-Bağdadi, el-Kifaye, 432.:433~

8 Bilgi için bk. ez-Zehebi; Tezkiretu'lhuffaz III, 1039 9 Medine, 1397/1977 (2. baskı)

10 Nüzhetu'n nazar, mukaddime, 2. ll Mukaddi.me, tre. Z.K. Ugan, II, 476

(6)

Hadis Usulü.Kitaplarında <<İhtiH\fu'l-Hadis» . 79

mensuplarının biriyle amel ettikleri biribirine denk ve mtiarız olan

Rasulullah'ın hadisleri (sünen) nin bilinm:)siyle ilgidir.»12

Bu ba§lık ve devamında misal olarak verilen· hadisi erde, ismi noylenmemedne rağmen «ihtilafu'l-hadiz» veya «Muhtelifu'l-ha-dis»i anlatniaktadır. Ancak konu, hükümlerde değişikliğe ve fark-lılığa sebep o~ması açısından ele alınmış gozükmz:ktedir.

el-:-Hakim, muarazanın nasıl çözün1leneceği konusunda da h:;r-hangi bir prensibe yer vermenıektedir~3

Misal olarak zikrettiği

ha-dislerden hangisini kimin hüccet kabul ettiğini beyan etmekle ye .. tinmektedir. Hatta· bazan ... bu noktaya

da

işaret . etmem-ekte~ dir14

30. nev'i olarak, hiçbir şekilde muarızı bulunmayan haber-ler'i ele alması el-Hakim'in, makbul .hadislerin iki durum

arzetti-ğini belirlem:;~i anlamına gelmektedir: muarızı olan ve olmayan makbul (~ahih-ha.Jen) hadisler... Bu .ikinci kısma daha sonra m u h k e m . adıveril3cektir.15

el-Hakim muarızı olmayan hadisiere bir kaç mkal ·vermekte-dir. O'nun misallerinden biri

~

J

~

va

~~ 'j, ;~, ~ ~)l.., &JJI J.:.~ "J

Allah, abd.estsiz namazı

ve

ğanimetde:p çalınmış malla yapılan iyi·

liği kabul etmez.u16

o

el-Hakim bu balısin sonunda Osman b. Saided-Darimi (280/ 893) niri17 bu nev' i hadisler le ilgili büyük bir ki tab t3'lif etmiş

oldu-ğunu dabelirtir18

• Muhteıneldir ki, el-Hakim verdiği misalleri

ed-Darimi'nin bu bahis konusu <(büyük» eserinden ceçmi§tir.

12 Ma'rife, 122

13 es-Sıbai, es-Sünne \'e mekanetuha, 118-119. 14 bk. el-Hakim, Ma'rife, 127-128, S. misal. lS İbn Hacer, Nüzhetü'n~nazar, 15.

16 Müslim, tahare 1; Ebu Davud, tahare 31; Tirmizi, tahare 1; Nesai, tahare 104, zekat 48; İbn Mace, tahare 3; Darimi, vuzu' 21; Müs• ned, II, 20, 39, sı, S7, 73, 74, 7S.

17 Ömer b. Sa'id b. Halid ed-Darimi es-Sicistani, mühaddis, .hafız ve

mütekelJimdir. Müsnedü1·lcebir'i vardır. (el-A'lam, IV, 366; M. Mü~

ellifin, VI, 2S4) ·

18 Bu da göstermektedir ·ki hadisler arasındaki tearuz · mes'elesi hadisçileri ciddi şekilde ilk devirlerden beri meşgul etmiştir.

(7)

80 İsmail Lo Çakan C . . el-KİFAYE Fİ 'İLMİ'R-RİVAYE

Kendisinden ~onraki hadkçilerin baş vurmaktan . müstağni kalamadıkları, hadis'te kö,Jebaşı şahf:iyetl3rden biri olan el-Hatib

cl-Bağdadi (463/1071), bu es.erinde ~on iki babı konumuzatahsis etmiştir. «Haberlerin tearuzu ve tearuzu rıahih olup olmayan ·ha-berler babı»nda, önce İbn Huzeym3 (311/923) nin «Ra.:::uhıllahdan sa.hih senedie nakledilmi~ muteanz ild sahih hadis bilmiyorum.

Ki-min yanında böyle hadisler varsa, getirsin te'lif edeyim.>> sözünü nakl etmektedir. Daha ~onra haberleri Rasulullah'dan -sadır .. olup olmamak açısından iki ana. bölüme ayırmaktadır:

HABERLER

ı

Razulullah~ın. nöylemiş olduğu zaruri olarak veya bir delille

bilin~nl?r

(Tearuz sahih olmaz)

· Ranulullah'ın söylemiş oldu-.·· ğu · bilinemeyenler

Hatib, Rasulullah'ın ?söylemiş olduğu kesinlikle belli iki ha .. dis arasında -görünürde çelişik de olsalar-· gerçekte bir tearu-zun bulunmasının mümkün olamıyacağı belirtmektedir. Çünkü tearuz, hadislerden birinin <:·mrettiğini ötekinin nehyetmesi

de-m~ktir. Bunun ite, teklif'i hüküm:;üz kılacağı ya

da

eh

azindan_.o hadiderden birinin doğru, ötekinin yalı;;ın olması sonucunu

verece-ğini N ebi (s.a.)iıı böylesi bir durumdan uzak olduğunu. biJdi:r,~~k­

tedir. Bu hur.usun, risalet mües~esesini kabtÜ eden. herk3sin ve ümmetin üzerinde ittifak ettiği bir nokta olduğunu ve

Ra.:;ulul-lah'ın tenakuzlardan, tutarsızlıklardan masun bulunduğunu vur-gulamaktadır.

el-Hatıb el-Bağdadi, daha sonra bu temel te~bitten. harek3t-le, çelişik iki hadis' e raztıandığında yapılması gerekli işlemin, ha-disleri iki ayrı zaman'a, fırk:aya, iki ayrı kişiye veya iki ayrı vasf'a

(duruma) hamletmek (yormak) ,olduğunu belirterek buna misal-br vermektedir.

Hami zarureti'ni de Rasulullah'ın, şer'i takrir ve tebliğle ilgi-li bir konuda çelişkiy~ dü§mesinin muhal olduğurıa dair bilgimize

(8)

Hadis Usulü Kita.plarında «İhtilafu'l·Hadisg,

Bu sozlerindeiı Hat.ib'in, cem'. ve te'lif işlemini hami olarak vaBfettiği .::;onucunu çıkarmak mümkün gözükmektedir. . ..

Hatib daha sonra «Haberlerintercihi b~bu, ~e el-Kifaye)~i

bi-tirmektedir. · · · · · ·· ·

Bu babta da kesin ilim ifade eden· (~üt(}vati~) h.a'berlerde takviye ve tercih'in söz konusu qlamıyacağı~ı, çünkü ilim e.lde edi-len yol' da bir artma ve eksiltm3 yapılamıyacagıiiı sa vunrriakta- . dır.

Ancak böylesi bir kesin ilmi gerektiren· bir yolla gelmemiş ha-berlerin tearuzdan .dolayı. cem' ve .te'lifleri. ;müml.,{ün olmayınca

takviye ve tercih'ine gidil3ceğini, çünkü bütün bu vasıftaki haber-Lerin ilim değil zann -ı galib ifade ettiklerini, zanların da birbirini takviye etmelerinin mümkün olduğunu ifade etmektedir. Peşinden 13 kadar tercih seb:;bi ve yolunu sıralamaktadır.

el-Hatib el-Bağdadi .. (463/1071) ·ihtilafu'l-lıadis veya Muhteli .. fu'l-hadis ı:::>tılahlarını kullanmamaktadır. Ancak problemin tema-· li olan tearuz'u ve ona bağlı olarak hami,. takviye ve ·tercih, tah.. · kim, cem', te'lif ve tercih usüllerine temas etmektedir. Ne varki .· mes'eleye daha çok haberle.rin kaynağı~ yani Rasulullah Efendimi.:. · z!n evsafı ve ondan r.udur edip etmemiş olmaları açısından yaklaş- · makta, neticebri noktasından arzettiği öneme · İmam Şafi'i'den

naklettiği, şer'i delillerin sıralamasıyla ilgili son bir iki paragraf-ta yer vermektedir19

Hatib, tearuzun nasıl ort9.da.n kaİdınlacağı konusunda

söyle-dik~eriy1e el-·Hakim'i aşmı§tır. O, vak'ayı tesbitle yetinmemiş, çö-züm çarelerin3 de işaret etmiş, böylece probleniE~· daha bir derinlik ve aç.ıklik getirmiştir. Ancak yjne de tearuz'dan doğacak husu~ıa- '··

rın çözüm yollarını· tam ve sistematik olarak göstermi§ değildir.·

Netice olarak, ..

Hadis iliml3rinin hemen hemen her dalıpda kıymetli .oir ~s-~:r:

yazdığı bilinen Hatib'in konuyu kendisinden sonb:tkilere-aÇık

·orr··-çalıe:ma sahası olarak devrettiğini söylemek mümkün gözükıneka tedir.

(9)

82 İsmail L. Çakan D. el-İLMA' FİMA'RİFETİ EHLİ'R-RİVAYE VE TAKYİDİ'S­

SEMA'

el-Kadı 'İyaz İbn Musa Ebu'I-Fazı el-Yahsubi (544/1149)20

ta-.rafından kaleme alınmış olan el-İlına'da ihtilafu'l-hadis konUDu ne

·doğrudan ne de dolaylı ciarak yer almamaktadır.

Bu durumun değerlendirmesi olarak zöylenebilecek bir söz ya da· belirtilecek kuvvetli bir kanaat söz konu~m olamamaktadır. İbn Hacer bir çok konunun nokr.an olmasını, eserin «küçük» hacımlı oluşuna bağıa·mıştır21 Zaten i:.mi de bütün mustalahu'l-had.is'i izah i·~in yazılmamış bir ccer olduğunu belirtmektedir.

E. · 'ULUMU'L-HADİS (MUKADDİMETÜ'BNİ'S-SALAH) İbnu's-Salah diye m9şhur Ebu Aınr Ot.m'ln eş-Şehrizuri (643/ 1245) tarafınde.n E§refiyye Daru'l-hadis'indeki hocalık yıllarında, ders notlan §3klinde kaleme alınmış bulunan «'Uluınu'l-hadis» toplam 65_ ncv'i ihtiva etmektedir. 36. nev'i İhtilafu'I-had.iı:;'e tah- . sis edilmiştir. Müellif bu nev'i, <cMa'rifetu muhtelifi'l-hadis, diye takdim ctmektedir2

Hadis ve fıkıh bilgilerini ce: m' etmiş bilginierin V3 ince mana-lara nüfuz edebilen ilim dalgıçlarının bu konuda söz

cöyleyebile-ceğini belirterek konuya gire:,n müellif daha ~onra bu babta r.öyle-necc·klerin iki kırma ayrıldığını bildirm:kte ve bu kıs:mları şöyle ö:etıcmcktedir:

Birinci kısım: Muhtelif iki hadisjn aramnı cem' etmek müm .. küpdür \e aralarındaki zıdlığı ortadan kaldıracak yönün

bulun-ması müteazzir dcğilö.ir. Bu takdirde yapılacak iş, cem' ve te'life gitmek ve h3r iki hadisle birlikte amel etmektir.

İbnu's-Salah, bundan sonra, kendisini takib eden müelliflerin

hemen h~psinin tekrar edecekleri ;~ ~, u,~ ~

20 bk. ez-Zehebi, Tezkiratu1-huffaz, IV, 1304-1307. · 21 İbn Hacer, Nüzbetu'n-nazar, .2.

(10)

Hadis Usulü Kitaplarında <<İhtilafu'l-Hadis»

nirayct ve uğurf:!uzl uk yoktur23 hadisi ile

he,ı::ıta, · mhhatli ile düQüp kalkmatin24 • Ve

83

cüzzama yakalanmış olandan as-landan kaçarc.ar.ına kaç25 hadislerini misal vermskt~dir. Bu

hadis-lerin aralarını ir.e ~öyle cem' ve telif etmektedir:

Har.tal1k1ar haddi zatında bula.şıcı değildirler. Ancak Allah

T:ıiUa, he.r.tale.rın r.ağlJklılarla dü.'}üp kalkmas1nı, hastalıkların bu-la.şma~ına ~ebep kılmı~tır. Buna rağ·men öteki seb~plerd; o~duğu gibi bu konuda da bazan r.ebebG aykırı olarak bula~m'l ve hastalık vakl' olabilir. Birinci he.diste, cahiliyye arablarının, hastalığın ta-biat!nda bu1a.~ma özclliğjnin bulunduğu §eklindeki ine.n:~ları

ncf-yediJmektedir. Bunun için R2sulüllah {s.a.v.) ((Peki ilk hr.r.taya ldm buk.c:tırdı?» buyurmu§tur. İkinci hadiste ise, düşüp-kalkma­

yı, Allah'ın bula~.maya E·eb3p kıldığını bildirmiş ve Allah'ın dlleme-si ile·, h.ar.tayla _c:iü~üp kalkm1.ktan doğacak hastalanına tehlike-ninden ~akındırmı~tır. Hadiste bu tür mir.allerin çek o"duğunu da lı~lirten müeHif, · «ehliyetinjn yeter~izliği r.ebeb~yle, zikredilmesi daim gerekli ol~.nlari bir tare.fa bırakarak ·rlaha az önemli olanlan

IdtabJna alrmştırn diye İbn Kuteybe (276/889) yi tenkit eder. Eu

tenk!dı İbn Kuteyb3'ye yöneitHmiş ilk ve ciddi tenkittir. · Daha r.onraki mü:;llifler İbnu's-Salah'ın bu sözlerini tekrar etmekten· kendilerini alan1ıyacaklardır.

İbnu's-Salah daha sonra İbn Huzeym3 (311/923)nin m·e~hur sö.::;ünc yer vermektedir.

İkinci lo::.Im: Aralarını bulmak mümkün c!may_acak Ş3kildj iki hadisin birbiriyle çatı§masıdır ki bu da iki kısımdn•:·· -· ··· ·

Eil'i; hadi.:lerden birinin· nasih ötekinin mensuh .olduğunun

23 Buhar!, buyu' 36, tıbb 19, 25, 43-45, 54; Müslim, selam 102 109, 111, 114, 116; Ebu Davud, tıb 24; Tirmizi, siyer 46, kader 9; İbn Mace, mukaddime 10, tıb 43; Muvatta', ayn 18; Ah. b. Hanbel, I, 174, 180, 269, 328, 440, II, 24, 153, 507, III, 130, 154, 278, 293, 312o 349, 382, 450.

24 Buhari, tıb 53, 54; Müslim, selam, 104, 105; İbn Mace, tİb 24~ 43; Ah. b. Hanbel, II, 406, 434~

(11)

İsmail L. Çakan ·

ort~ya çıkması ... Bu halde nasih ile amel edilir, m3nsuh

terkolu-n ur. '

İkincisti; . hangisinin r~:~sih ·hang-isinin me~uh olduğuna dair bir delilin ortaya konamamazı halidir. Bu takdirde, ravı adedinin çoklUğti veya sıfatıarinin farklılığı gibi 50 yi aşkın tercih yolların­ dan -ki yeri· burası değild.ir-26 biri ile tercih' e gidilir ve erealı ve

esbet olanla amel edilir. ·

. İbnu's-Salah'ın . verdiği bu bilgileri . ~nun meseleye bakışı olarak- _§öylece §ematize edebiliriz:

Mütearız Sahih iki hadis

1

Aralarını bulm'lk mümkün

(İklsiyle ameı edilir)

Ariarını bulmak mümkün

1 Nesh vardır (Nasih il3 amel)

değil

---,

(Nerıh yoktur) Tercih (Ercah ile am el)

Nesh ve tercih' i daha sonra, tearuz probleminden ayrı· imi§ gibi mutelaa edecekler karşısında İbn'us.,.salah'ın onları Tearuz'-. un çözüm yolları olarak ele almı§ olması ci~at çe~ici ve i3~!)etli bir d:ığerlendirme olarak gözükmektedir.

F. ULpMU'L~HADİS'İ ESAS ALAN.HADİS USÜLÜ KİTABLARI.

İbnu's~Salah (643/l245)dan sonraki hadis usülü çalı~.m.:ıları genellikle İbnu's-Salah'ın 'Ulun1u'l-hadis'ine dayandırılmıştır. Manzum. ve mensur olarak yapılan ihtisar çalı§m~ları uzun yıllar

İ~lfı"m dünyasının çe§itli ilim muhitlerihde itibar görmüş, okutul-ll!U§ ve §erhler yazılmıştır. Bi:z; bu çalı§maların mahsülü olan

bü-26 .'~'ercih _yollanyla ilgili bir açıklama ((Ulumu'l-hadis))te

bulunma-maktadır. Ancak nasih-mensuh ile ilgili bir nevi yer almaktadır.

(12)

Hadis U sulu Kitaplarında «İhtilafu'l-Hadis:. 85

-tün enerleri ele alacak değiliz. Ancak hadis usülü sahasında önem-le üzerind3 durulmuş ve halen durulmakta olan blr kaç tancsin~

den söz tıdecek ve b~ eserlerde ihtilafu'l-hadis'e. ayrılan yeri tes~ bitle yetineceğiz.~

1) -et-Takrib ve't-teysir

NJvevi (676/1277) 'ye ait olan bu· eserde -aslı Ulumu'l-ha~ dis'e ittibaen- 36. nev'i olarak <eMubtelifu'l-Hadis ve hükmünün bilinm·esb yer almaktadır7

. . .

Hadis usulünün meşguliyet sal:uilarınin en önemlilerinden ve her i[m dalı ile me§gul ukmanın bilmed zarüri b:.r nev'i olduğu­ nu belirttikt:;n sonra <eMuhtıelifu'l-badis, za.biren manada birbirine

zıd iki hadisin rivayet edÜm,İş olmasıdır I{i ya ~r~~~~ bulunur veya ikisinden biri. tercih olunun> .d~y~ tarifini yapa!). Müe~lif, konuya ait e.:;er yazmış -ulemaya ve e~erbrine ~~bnu'[l-Salah'ın ten_kitler.i istikametinde-işaret. etmektedir. Muhtelif hadideri cem'i müm• kün, cem'i ğayr-i müml\:ün kıs!m1.a,.rına ayın:ı.n en-Nevevi, hal

çare-si olarak da cem', nesh ve tercih'in bulunduğunu belirtmektedir; Ancak herhangi bir misal vermemektedir~

2. İhtisaru Ulumi'l-had;is

İbn Kesir (774/1372) tarafından yapılmış bulunan bu muhta~ sarda da 36. n3v'i <<Muhtelifu'l-hadis'in bilinm.esi» başlığını·· ta§ı· maktadır29

İbn Kesir, İmam Şafii'nin ... «el-Ümm))'üride bir cilde ·y.a~la§an uzunca bir fasl'da konuyu işlediğini; İbn Kuteybe'niri bir ciltlik bir eBere ·sahip olduğunu belirttikten sonra hadisler arar-ındaki te-aruz'u, .nasih-mensuh gibi herhangi bir şekilde cem'i mümkün oı .. mayan ve ce:m'i mümkün olduğu hald3 bazı müctehidlere telif yönü gizli kalan hadis diye iki gruba ayırmaktadır. Bu son kısım­

da terclh yönlerinden biri beliriıtceye:.kada.r ·tevakküfun ..

gerekece-ğini, ya ikisinden biriyle ve bir ·.zaman biri bir başka zaman da

27 en-Nevevi, et-Takrib, 43

28 A.M. · Şakir, el-BB.isu'l~hasis şerhu İhtisan Ulfuni1-hadis, Kahire, (tarihsiz)

(13)

86 İsmail L. Çakan ötekisiyle fetva veril:ceğini, nitek~m Ahmed b. Hanbd'in, sahabe-den gelen rivayetler hakkında b5yle davrandığını a·;aldamakta-dır.

DC?.ha sonra da İbn Huzeyme (311;'923)in me~hur sözünü

nak-letmektedir. ·

Görüldüğü gibi İbn Ker.ir t.adece bir ihtisar yapmamış,

konu-ya yeni veya en azından değişik bir iki nokta ilave ctmi~tir. E~c­

rin Şarihi Ahmed Muhamms·d Şakir. de İbn K~s.ir'in zöylcdikleri is-tikametinde problemi anlatmaya çalışmıştır30

. 3) Nuhbetu'l-fil\:er f~ mur.t.alahı ehli'l-.er.er

İbn Hacer cl-Askalani (852/1448) tarafından, dostlarının

is-teği üzerine yapılan bu muhtasar, diğerlerind:n farklı bir tertibe r.ahiptir. Ulumu'l-hadisteki tertib kısmen deği~tirilerek ihtisar edi1mi:_;tir. İbn Hacer bu yolu bilhatsa tercih ettiğini belirtmekte-dir31. Müellif, daha ~onra Nuhbe'ye, Nüzhetu'n·nazar fi tavzılıi

Nubbati'l-fiker adıyla kısa ve faydalı bir Qerh de yazmı.ştrı. İbn Ha-cer yazdığı bu şerhte bazı yeni noktalara, doği.şik izahıara da yer vererek adeta kendine has b:r hadb umllü kitabı meydana g3tir-mi~tir. Bu sebeple «Nuhbetu'l-fiker .şerhi, usul-i hadis i~minde, mü-ellifine ait yeni görüşler ortaya koy8.n hacnu küçük, kıymeti bü-yük bir kitabın32 görünümünü haklı olarak kazanmı.}tır.

İhtilafu'l-hadis konusu E::n detaylı açıklamaya bu .ş:;rhte ka-vtı~rı:lt1§ ~bu1tı~rı:ıaktadı:r.~ İ911 H:~çe:r ~o11uya Makbul Hadi.G bölü-münde yer vermekte, makbul hadisi de;

a. Kendisiyle amel olunan, b. Kendisiyle amel olunmayan

kır.:mlarına ayırmaktadır. Muarazadan salim olan makbul hadi~e

MU;HKEM.diyerek onu kendisiyle amel olunan bt:ılüm3 yerleştir­ mektedir.

30 A.)\'1. ·şakirin açıklamasını şekillendirmek mümkündür:

Tearuz

, '

-Cem'i mümkün Cem'i gayr-i mümkün

:1 ı 1

nesh tercih tevakkuf 31 bk. İbn Hacer, Şerhu Nuhbeti'lfiker, mukaddime, 2

(14)

. Hadis . .Usulü. Kitaplarında «İhtilaru·ı-Hadis» .87 Muarızı olan hadi:;Ieri de

a. Muarızı makbul b. Muanzı ğayr-i makbul

o:mak üzere iki ayrı durumda mütalaa etmektedir. Gayr-i makbul olan muarız hadisin varlığı ile yokluğunu eQit kabul eden müellif, böylesi bir muarıza muhatab olan hadisleri d3 kendisiyle amel olunan makbul (Muhkcn1) hadisler gurubuna dahil etm3ktedir.

Muarız hadisin de makbul olması şıkkında ·yine iki ayrı du-rum söz konusudur:

ı. Aralarını cem' mümkündür -ki buna muhtelifu'l-hadis denir-.

2. Aralarını cem' mümkün olmaz.

Birinci şıkka dair İbnu's-Salah'ın verdiği -haztalıkla ilgili-hadir.leri mir.al olarak zikrettiktcn conra i"mam Şafi'i, Ibn Kutey-be, et-Tahavi (321/933) ve ba§kalarının bu konuda eser yazdıkla­ rını ·belirtir.

İkinci şıkta i~e yapılacak işin, nesh'i araştırmak, mümkün ol-mazsa tercih'e yel aramak olduğunu, bu da mümkün olmazsa ar~ tık yapacak bir şeyinkalmadığını belirtmektedir.

En sonunda da tearuz halinin şu sıra ilc i.zalesine çalışılacağı­ nı açıklar: Mümkünse c·em'; değilse, nesh; bilin:;mez.se, tercih; mümkün olmaz:;a, tf;vakkuf ... Ayrıca tevakkuf tabirin~n tesAkut tau:r.inden daha ~ülayim ve yerind,e olduğunu da belirtmektee

dir3:~. · · · ·· · ··

İbn Hacer'in konuya bakışını şöylece şekillendirmek mfun ... kündür:

(15)

'i·88 İsmail L.. :Çakan Makbul Hadis

1 1

Konditıiyle amel edilir. Kendisiyle r.m~l edEmez.

Muarızı yoktur. Muarızı vardır .

. . w . .

-· MUHKEM 1- 1

Muarızı .mak}?ul Muarızı ğa.yr·i mnkbul . bir· hadistir. bir hadisUr.

· (tesiri olnH.l ~-) ,Cem' ve Te'Hfi .. ··mümkündür. · Cem'. ve Te'lifi mümkün değildir. (Muhtelefu'l-hactis)

,---,--r

N onh Tercih

(Nasih ile (Racih ile. am el edilir.) am ei edil1r .) '

1 Tevakkuf .. . .(Hiç biriyle amel

·· edilmez.)'

Görüldüğü gibi İbn Hacer, konuyaoldukca derinlik kazandır~ . mış ve kendisinden önceki müelliflerin söylediklerini -geliştiril­ -miş §e~liyle~b~l~ibir _mantıki ~ıraya_koymuştur. Ancak Muhteli-.fu'l~;tı.a_dis,'e c~m' ve te~li_f ;edilepilir hadiEled konu. o~arak. ~ayin et-mesi; nesh, tercih .ve tevakkufu ayrı ayrı birer ilim dalı olarak

d.e-~:erleıfdirmJsi netic~sini düşündürmektedir. ·oysa çağda§ı

öteki

·hadis usülcüleri bu tahsisi yapmazlar.- ·Kanaat1mızea· bu tahsis, MUHTELEFU'L-HADİS şeklinde hadi[leye bakışa daha uygun

dü§-.nıckteclir. Çünkü bu tarz i:Jimlendirme tearuzun ·mutlak· manada ·zaJ:liri ·olduğu· nokta .. i nazarını tam ifade etmektedir. . .

G) Tedribu'r-Ravi Fi Şerhi Takribi'n-Nevevi

Hadis ilimlerinin h3m-en her dalında er.er vermi.ş Celaleddin Abdurra.hn1e.n b. Ebi Bekr es-Suyuti (911/1505) tarafından, Neve-vi'nin Takr1b'ine ~erh olarak kaleme alınmış olan bu me::;hur eser-de İhtilafu'l-hadis konusu, özellikle misal olarak verilen

( ) ve ( ~~ ü- ıJ

)

hadislerinin cem'

yön-leri ve tercih rebepyön-lerinin 7 ana grubta toplanması gibi ek bilgile-ro kavuşturulmuş bulunmaktadır: .. ·-._ ..

(16)

·;Hadis Usulü Kitaplarında «İhtilafu'l-Hadisli} i'89

Suy(lti,İbn·cerir et-Taberi (310/922)nin de muhtelifu'l-hadis ile ilgili eser yazdığını bildirir34

• ·

.suyut~, c~em' ve te'life .misal olarak alıkarn hadi:::leri'ndsn. «su

iki kuih~'ye ulaşınca pislik tutın:az.n33

hadisi ile <cAUah suyu temiz olaral\: yaratmıştır, binaenaleyh, tadı, ı·engi veya kokusuudan bi-rini değiştirmeyen. hiç bir şey onu kirletmez.n36 hadislerini

zikret-ffi:)kt~ ·ve «birinci hadisin zahidne göre; rengi, kokÜsu veya tadı değişsin veya deği§mesin iki kulle niiktan ·su-:.t:mizdir; ikincisinin zahirine. gör~ ise, bu üç. hasletinden biri. deği§memiş olan .suyun -iki kulledcn az olsun çok olsun-:- temiz olduğu anlaşılmaktadır.

Buna göre bunlardan her bi!i ötekinin umumunu tahsis etmiş·

'tit.>>. (Yani 'iki kulle m~ktarı· su, rengi, kokusu v3ya tadından·birl

değişm8dikce temizdir, pislik tutmaz .. demektir.)

Ahkam. hadisleri dışında kalan hadislere. iniSal ~olarak da (. ·~' V" }· ) ve (.

.

fS.,~ 'j :> hadi.sler:ni vermekte ve bunlarıli cem'i ·konusunda 4 ayrı yoruma i§aret etm.ekt3 ve .sonun-da .sonun-da «.sonun-daha başka yorumların buhınduğti»nu da söylemektedir.37

DJ.ha sonı'a Suyuti, 7 gurub tercih ~ebsblerine temas

etmekte-dirss, .

Suytiti açıkla:nnJarıhı.Feviiid bölümüyle bitirmektedir. Bu bö-. lümd3 4 · faidJye ·dikkat çekmektedir:

. .

1. Bir kı~·ım aUmler, deliller arasında beyyinelere kıyas ede-rok tercih yapmayı. men etmiş, «iki delil tearuz etti· mi tahyir- mu-ha,yyerlik veya vakf (tevakkuf) lazım.gelir» d:mi.ştir. Buna, İmam Malik'in,. b;;yyinenin ·beyyineye tercih ediJebileceği' görü:ıünde ol;;.

duğuyla cevap verilir. Bunu varid görmeyenle~;, «heyyin~

teabbu-34 Tedrib, Il, 196. (Ancak İbn Cerir'in bu eserine rastlanamamıştır). 35 Ebtt Davud, tahare 33; Tirmizi, tahare 50: Nesai, tahare 43.

mi-ya4 ~; İbn, Mac~. ,t~hare 75;. _])ari~, ,:vqzu' .55~ AJ.ı~ ~- _H~nb~l. II, 23, . 27, 107. . . :. ' . . . . .· . '·. ' ' . . . . 36 Ebu Davud, tahare 34; Tinİıizi. tahare · 49; NesaJ, miya:h 1, 2: İbn

Mace, tahare 76; Ah. b~ Hanbel, I, 235, 284, 308, III, 16, 31, 86, VI, 172, 330.

;37 Tedrib, II, 198. 38 a.g.e.

(17)

90 İsmail L. Çakan di t~\ .. kifat'a dayanmaktadır, buı:dan ötürü, ancak şehadet lafzı ile kabul edilebilmektedir» derler.

2. İki hadisten birini tercih için r:eb~p bulunamazsa, bir ter-cih S·~b:;bi zuhur odinceye kadar tevakkuf edilir .

. 3 ... İki ha.ber .ar~sında. tea.ruz, ol.sa. ol.:;a müctehidin zann~na g.:.:,re r.eneddeki bir kopukluk ·(hale!) d:n_ ileri gelebilir, yokr.a; --ger-çekte tcaruz diye. b:r şey söz konusu olamaz.

4. Muarazadan salim olan MUHKEM'dir. Hak'ın Ma'rifetu ülumu'l-hadis'inde, Ş~yhu'l-islam (İbn Hacer) de NUhbetu'l-fiker'-de bunu be-lirtmişlerdir. Hakim, muhkem'e misaller

de

vermiş.;. tir3).

Il. 1\::ava'idu't-Tahdis Min Fünuüi l\{UDtalahı'l-Hadin

es-Seyyjd Ccmileddin cl.:Ka~ımi (1332/1914) tarafından kale• lll:) alınmı_ş bulunan eser, _son :;ağda yazıJmı§ muteber bir hadis usUlü kitabı o~ arak h ür n-i kabul görmüştür.

el-Karan11, kitabında değişik bir usul takib ctmi~.tir. Konumu-za dair 18 ~.ra b:ışlığından hemen ~onra «Muhtelifu'l-hadis hak-kında İmam ~·af ii' nin kiidoleri» kwmında «Baba h nz m azını alaca karanlıkta veya ortalık iyice aydınlanınca mı kılmak gerektiği ko-n~u»nu mizal vererek Şafi'i'nin İhtilafu'l-hadis me.::elesin~eki

gCırüı::.Icrini yanmtmaya çalı§makta, baf]kaca bir açıklama

yapma-maktadır. .

D~.ha r.onra T·~rcih konutıuna g:;ç::m:·kte

ve

vücuhu't-tercih'i, isnad itiba.:riyle 18, n1etn itibariyle 7, mc:d1ul itibariyle 4 harici se-b3pler itibariyle 7 olmak üzere 4 ana bölümde, toplam 36 vecih

ola-rak ö.zetlem8ktedir.

Tercih'den eonra nar.ih ve m:nsuh'a ya.rım t:ayfalık bir yer ayırmakta; nesh'i İbn Hacer'in tarifiyle40 tanıttıktan sonra, ne:.hi

tanıma yollarıyla konuyu bitirmektedir.

39 Misaller için b k. el-Hakim, Ma'rife, 129-130; es-Suyuti, Terlrib, II, 203 40 İbn Hacer'in ta'rifi şöyledir:

~ ı>

h

""r-

~~

c.l'

.r

~

JJ..;

r!ı

P'

«Şer'i bir hiikmün teallukunu, kendisinden sonraki bir şer'i de-lille yürürlükten kaldırmaktır.» (bk. Şerhu Nuhbetil~fiker; 16)

(18)

.Hadis Usulü. Kitaplannda «İhtilafu'l-Hadis>) .91 Müellif, kitab:na aldığı bütün konuları, daha öncekilerden ys,ptığı r.<)]melerle anlatmıijt}r. Krndisin·n fikirleri bu ~e·~m::bri var.ıtamyla okuyucuya r.uriu~muş o,m;ıktadır. Eser, ba~arılı bir an-toloji (müntehabat) görünüınündedir. Müellifin yeni tahlil ve

de-ğerlendirmesine rastlamak pek mümkün değildir.

Tahir b. Salih b. Ahmed el-Ctzairi (1338/1920) tarafından

te-lif edilen eser, muteb3r ha.di.J usulü kitabiarının en ~onuncusu

olarak kabul edilinektedir41

• Hiç şüphesiz Tevcihu'n-naza.r için

ve-rilen bu değer hükmü, kendir.ind::n sonra daha mükemmel ueul

ki-tabı yazıl~imıyacağı veya hatta yazılmamış olduğu .anlamında ka-bul edilemez.

Müellif, İhtilafu'l--hadi~'e, el-Hakim en-Neyr.aburl (405/1014)

nin Ma'rifetu ulumi'l had~s'ini te~his t;derken (183-184. r.ahifeler-de) y:r vormekte, el- Hakim'den farklı-pçk bir ~ey söylememekte-dir. Ancak 77-83. ~ayfalarda t.nhs"s'deri, 224-226 . .::ayfalarda Muh-teliiu'l-had.is'den ve 226-238 .. sayfalarda da tearuz ve tercih'den bahr:cderken fevaid dedlği gerçekten faydalı bir tak:m özlü bilgi-ler sunmaktadır.

Şer'i delilkr arasında c::;reyan eden tahsis'i ve nev'Herini özet-ledikten r.onra, «tenb2h» olarak tahsis'i, «ammı, şamil o· d uğu ına­ nalardan bir kırmı.na (veya birine) ha::.:retmektedir» şeklinde

ta-rif etmektedir. A n1mın tahsillinin yollarını münaka~alı bir §ekilde incelcmekt:dir. Bilharsa amm~n akıl ile tahsis'i üzerind-~ usulcü-lerin görü~lerlne yer vermektedir.

cl-Oozairi, muhtelifu'I-hadrs baht.jne «~az, mahfuz, münker ve ma'ruf» ba§lığı altında yer vermektedir. Burada, muhto~ifu'l-ha­

diZ'3 bazı noktalarda açıkla"yıci bilgiler de ilave etmektedir. Özetle

şöyle demektedir42 •

Makbul hadis amel olunan ve olunmayan diye iki kısma ayrı­ lır. Çünkü makbul hadiz, kendi.:üne ~ad bir ba§ka hadisin

muara-41 bk. Ma'rifet, Musahhihin mukaddimesi; Koçyiğit, «İlmu usuli'l-ba~

dis veya İlmu mustalahı1 hadis,» ilah. Fak. Der. 1969, XVII, 135. İtr'in Tcvcihu'n naz:ır'dan hiç söz etmemesi dikkat çekmektedir. (Menhecu'n-nakd, 70-72)

(19)

İsmail L. Çakan

zamndan ya salim olur veya olmaz. Eğer (böylesi bir) muarızdan callm oluı·sa ona, MUHKEM denir ve tereddütsüz kendwiyle amel edilir. Bunun mir.alleri ç.oktur;

V3 \:..~~ J'---~1 L..;t,. hactkieri gibi. ..

·Eğer m uarazadan salim o!m:tzsa, bu takdi:ı;Q.e muanzı ya~ mak-bul bir hadistir veya değildir. Muai~ızı ğayr-r·makbul bir ·hadis l:;e: hüküm nı~kbul'e göre ve.rUir; çünkü kavi li:arşısında zaifin J:ıükmü yoktur.

Muarızı makbul bir hadis ise, bu takdirde de ya biğayr-i teas-süf (zorlanmaksızın) aralarını bulmak (cem') mümkün olur ve-ya olmaz. Eğer mümkün olursa, her ikisiyle birlikte amel olunur; ·zira aralarİnda·· gerçek bir· t3aruzuri bulunmadığı· ortaya çıkmı.~tır. Tearuzun var r.a;nılman ilk bakıştaki anlayıştan doğmuş olmakta-dır. Bu neviye «Muhtelifu'l-hadis>> denir. Bu iş, alimlerd(::n ·ancak hagis, fıkıh, u::ul ve kela.~ gibi bir çok ilimde sahib-i selflhiyet olanların el atabileceği zorlu bir iştir. imam Şafi'i'nin konuya ait el-Umm müf'.temilatından olmak üzere bir er.er (İhtilafu'l-hadi~)i bulunmaktadır. Şafi'i bu konuda

nk

eseri yazan zattır.

cl-Cezairi daha sonra İbnu's-Salah'ın konuya ait yazdıklarını özetlemekte, onun verdiği misalleri ve tevillerini anlatmaktadır.

İbn Hüzeyme (311/923) ni:p meşhur sözüyle konuya d3vam etmek-tedir.

Aralarını bulmak· (cem') mümkün olmayan hadisler de iki kı· sımdır:

1) Birin:n nar.ih, ötekinin mensuh olduğu. anlaşılır -ki bu halde naeihle amel.edilir, mensuh terkolunur.- ..

2) Nit:ihhangir.i, mensuh hangisi anlaşılamazsa, 50'yi aşkın

t3rcih ~ebeplerinden biriyle tercih'e baş vurluur -ki bu kez de erealı .ve esbet ile am.el olunur:_ ..

· ·Btı özett·en sonra Tahir el-Cezairi, detaylar üzerinde bilgi ver• mektedir. O diycır ki:

<<Muhtelifu'l-hadis» mes'e1eBlnde, bi ğayr-i t3asr.üf (zorbn-me.ksızın) hadislerin arasını bulabilmeyi şart koştular; çünkÜ zor-lr.narak (tea~sufle) cem' yapmak; anc:;ık, beliğ ,kişilerin

usulün-d~n geçtik, :fa~ih kişilerin usulüne bile aykırı dü~ecek bir vecihle ikisini bird:;n veya sadec_e birini hamletmek .suretiyle. mümkün

(20)

Hadis

:usulü

Kitaplarında «İhtilafu'l-Hadisıt>

93-olabilecektir. Bu takdirde yaratıklaiın en beliğ ve en fasihi (Hz. · Peyge.mbcr) e bu hadisler .nasıl nisbet edil0cektir? Bu .sebepten ötürü· zorlaina ile yapılan ceın'i, cem'i nıüml\:ün olmayan muteanz hadisler gurubunda mütalaa ettiler, ha tt. abazı bilginler bu husu-sun çok açık olmasına itimad ed~rek bu teessüf • 1\Jaydını hiç zikret-mediler .. Muhakkık alimlerden bir çoğu teaJsüf olmasa bile uzak

(zayıf) tevilleri d) hoş karşılamadılar ve çoğu haberler konusun-da tevakkuf -etmeyi yeğ tuttular. Bu haberler çoğunlukla, .tevne· muhtaç ?olduğu hıald.e güv·enilir ravilerce te'vilsiz olarak rivayet

ei.ilmiş, tevil · etmiB olmalan balinde tevakltuf sebebinin ortada.n kalkacağı haberlerdir ...

Eğer mutearız iki hadisin aralarını cem' mümkün olmazsa. bu takdirde, mutealla.klan hakkında ner:h vuku' bulmuş veya bul·

mamıştır. Mutea1lakları arasında nesh'in vukuu mümkün.iseı

hangir.inin müteahhir olduğu araştırılır, bulunurra o ~lınır· ve bu nar.ih, ötekisi men~uh olur. MiJali, Malik b. En3s'in, İbn Şihab­ Enes b.· Malik senediyle Rasulullah'ın, · bir ata bindiği, düşüp sağ

yanağını yaraladığı ve oturarak ne.maz kıldığı ve ·cernaatın da ar-kamnda oturarak ns.maz kıldığı ve namazdan . sonra da <dmamı

kendisine uyulm·a.sı için Allah meşru kılmıştır; bin?.enaleyh ayak-ta durduğunda siz de ayakta durunuz, ruku' ettiğinde ruku'

edi-niz, kalktığında ka!kınız, , ... ~ ..UI t::- dediğinde deyiniz. Otuııarax klldırdığında siz ,de oturaa ralt Iobmz.» buyurduğunuhaber veren hadisi He, yine Malik b. · Eno:.'in Hi::;em b. Urve ve babar-ı tarikiyla «RASULULLAH'ın son har-talığında mescid'e ç1ktığı, Ebu · Bekr'in ayakta namaz kıldır­ mcakta olduğu, geri çekilmek istediği fakat Rasulullah'ın yerini. muhafaza etme~i için işaret buyurması ve Ebu Bekr'in yanı başı­

na oturduğu V3 Ebu Bekr'in de namazı böylece ayakta ve cemaat .

ayakta olarak kıldırdığı» ile ilgili haberidi'r. :Bu iki h9.dir:ten ikin- · cidnin 'Rasrilullah'ın son hastalığı sırasında cereyan etmiş o!ma-sından, bunun na.~ih, önceki hadis'in mensuh olduğu aç1kca anla-şılm9.ktadır.-Binaenaleyh ulema da bu nesh gerçeğine göre hüküm

vermişlerdir.

Eğer hadisleriri niuteallaklan arasında n3Eh imkanı buluna-mlyor.sa -sırf haber gibi- veya emir ve nehiy gibi nesh'in vukuu ·· mümkün olmasına rağmen müteahhir olan biline:miyorsa; tercih

(21)

94 ·.İsmail L. Çakan scb3pleri · ara§tınlır. İkisinden birinde rüchanını gerektiren bir

hu-nfu:ly~t bulunur:.a, bu alınır, ötekit.i terkolunur.

I.:ğer. böylesi bir tercih ~e be bi b!llunamazta, tevakkuf vacib olur (ve tabii ikisiyle de an:bl edilmez.)

Nc~h'in vukuu mümkün olmayan .birinci kı~ma dönelim; b:Jy-le iki hadis arasındaki tearuz, tcnakuz ~·eklinde · vakl' olmuş de-mektir. Çünkü iki hab:r ararJndaki tcnakuz, kesin olarak ikisin-den blrin:n yalan olduğuna delalet eder ve binaenaleyh böyle bir şeyin Nebi (r..a.) den radır olmadığını gösterir. Bu da tayin edilc-mcyince, emr-:-i dinde ihtiyata riayet3n her ikizi hakkında da te-vakkuf vacib olur.

Burada tevakkuf, Ebu Bekr b. Keynan el-Esam el-Basri gibi

bazı mutezilelerin yaptığı ~ekilde ifrat'a kaçan bir tevakkuf değil­

dir. İbn Hazm'1n zikrettiğine göre me~hur mut3zil1 zat, hepsinin _ nahih olduğu sabit ıoo haber bir konuda varid olsa, nadece bir ta-nosi tam tayin edilemese, hepsi hakkında tevakkuf gerekir, görü-şündedir.

Nesh'in mümkün olduğu ikinci kı:.ma gelince buradaki tea-ruz; nar.ih'i v:ıya racih'i bilme er.asına dayanan, -tearuzun izale yo-lu'nun tesbit edilem:::mezi halinde söz konw::udur. Bu hald;, ken-dizinden ba§ka yapılacak b:r iQlem olmadığı için tevakkuf etmek . -zaruri olarak- teayyün eder. Çünkü bu halde Gem' teklife, mu-hal olan şeybri karıştıracağı iç.in ğayr-i mümkündür. Ancak tah-yir'den ve başka bazı yollardan söz edilmiştir (a.m:ı hütn ü kabul görmemiştir) .

T€.-aruz ve tercih balıideri usul-ı fıkh'ın en önc·mli ·ve en zor b::thislcrindendir. Bu geni~ meydanda ulema kakm oynatmı§lar-. dır. Kim tam bilgi edinm0k i:.tiyorsa, konuyu enine-boyuna ince-leyen eseriere müracaat etmezi gerekir. Ne var ki, konunun güve-nilir eDerlerini neçmek de bir ba~ka zor i§tir.

Müellif el-Cezairi, bundan sonra «Tearuz ve tercih konularıy­ la ilglli faideler» ba~lığıy:a yeni ve ön:·mll bir bab açmaktadır .

. «Tercih olunan görüş şudur; iki emare (zanni delll)_ tearuz ettiği. zaman:

ı. Fiil aynı olduğu halde iki zıd hüküm'de vaki'dir. Bir fil- · lin, ;ı.tabih, mübah ve vacib olu§uyla. ilgili iki hadisin tearuzu ·bu.;.

na.

örnektir. .

(22)

ga-Hadis Usulü Kitaplarında «İhtilafu'l-Hadis» 95 llb~ne göre kıble ciheti o~duğunu sandığı.iki ayrı cihetle yönelmee nin vacip olması da buna misaldir.

Birinci hal; prensib olarak caiz iee de §eriatta vaki' değildir.

Prcru;ib olarak caizdir, •;ünkü, iki kişi nefy ve is bat ile l:aber vere-bilir. Hatta bu iki kişinin adabt ve ifade doğruluğu konularında

lılrinin öte:klne kar~ı bir üstünlüğü de o!ma.yabilir. ŞeriF:tte vald' dcğ'ildir, çünkü bunun delili şudur;. iki hadb bir fiilin harr.m ve-ya mübah o~ma~:a üzerine tearuz etseler, bu takdirde ya her ikldy-1e .birlikte a.m:.1 etmek v3ya her ikir.ini b:rden terketm::k veya bl-rini bırakıp ötek~siyle amel etm::·k laz1m gelecektir. Bu ize muhal-dir. Çünkü bunların her ikisi kendileriyle amel etm.ek mümkün olmayan bir yapıda is3lcr, bunların vaz'ı abes olur. Ab::s ise Allah için caiz değildir. üçüncü hale -ki birini bırakıp ö~ekisiyle e.mel etmektir- ge[nce·,· ya bunlardan biriyle tayinen amel olunur ve-ya la ale't-ta'yin ... Birindt-i hitıldır, çünkü müreccih o~maksızın yapılan bir tercih tir. Böyle~i, dlni konularda kteğe göre söz r..:Jylc- · m:;k olur ki bu da caiz değildir. İkinci halde b.itıldır, çünkü biz, fiil ile terk arar.ında muhayyer kaldığımız zam:ın, fiili mu:.;ah

görür::ıek, ibaha delilini haram delili uzerine aynen tercih etmiş

oluruz ki bu ·da batıl olan biraz yukarıda geçen kır.ma girer. . Bi-ne.enalc::yh, fiil bir olduğu halde iki ·ayrı (zıd) hükme delalet ed3n hadislerin tearuzu, bu batıl vecihlere götüreceği için bSyle bir ~e­

yin bltıl olması vacibtir.

İldnci hal; ki hüküm aynı olduğu halde, birbirine zıd iki fiil

hakk~nda vaki' olan hadislerin tearuzu, igte tu caizdir V3 mukte-zam da tahyir'dir. Bunun caiz o:duğuna delil; bir kaç şekilde vaki' olmuş olmasıdır.

ı. Devderin z.ekatı konusunda Resıllüllah (s.a.v.) in ka v li dir ki; iki yüz devesi olan 4 adet 50 ve 5 r.det 4.0 amalik dem~ktir. 4 hikka ve-recek olursa z:katını öd:miş o~acaktır. Çünkü

a:..

~

.fi

J

hadilliyle amel etmiştir. Yok eğer 5 tane Bintu lebun verecek olur-na yine zekat borcunu eda etmiş olacaktır; çünkü bu ksz de

o~~ ~JI ~

J

.

hadiDiyle amel otmi~tir va bu

(23)

96_ • . İsmail 'L. ·· Çakan. ·· . 2. K;a'be'riin içi;ne giren 'kişi için dilediği cihete'yöiıelmek ca;;. . izdir. Çünkü ne tarafa dönse Ka'be'nin bir bölüınüne .. tzv.eccüh et~

mi§ tir.

3. Veli, sadece yavrulardan birinin açlığını giderecek kadar süt bulabiise ve eğer yavrular arasında mevcut sütü taksim ede- . cek veya hiç birine verm3yec.ek olsa ikisi . birden ölecek olsalar, bi-rine verince diğeri ölecek olsa, i§te burada veli btediğiiıe sütü ver-· mekte muhayyerdir. · Çünkü muhayyerlikten ba.şka çare yoktur.

(ikisinin ölm:;sindense, birinin ölümünü, ötekinin hayatını tercih edecektir.) .

e e .e.o e.·~

Tahyir'e, ·şari'in kelam,nda _ teldlfu' tariki.yle tearuzun vu~ ku unun mümkün olduğunu· söyleyenler itiraz ettiler ...

el-Cezairi ·daha sonra

ton

Hazm'dan tearuz . bahsini özetle ..

m ektedir.

II. TÜRKÇE HADiS NEŞRİYATINDA <<İHTiLAFU'L-HADİS,,

Bu bölümü iki kısımda el3 alacağız ..

A. ESKİ HARFltİ TÜRKÇE HADİS NEŞRİYATIN'DA «İHTİ­ LAFU'L-HADİS»

ı. Mevzuatu'I-'Ulum

Ta~.köpri-zade Ebu'l-hayr İrameddin Ahmed Efendi'-

(1495-1561) tarafından Arapça olarak kaleme alınan ve müellifin oğlu

Kemaleddin Muhammtd Efendi (1552-1621) tarafından bazı ilave-lerle Tür~çe'ye çevrilen bu şöhr3tli eEerin ((Ulum-ı şer'iyye'nin fü· rft'u beyanı_nda»ki II. cildinde <<türft-'ı 'ilm-i hadis~, bahsnide, C<'İim.;i telfikı'l-ehadisn ba§lığıyla şu satırlara yer· verilmekted~r.

«Bu, bir ilimdir ki onda, zahiren biribirine müt.enafiye olan eha.di~ beynind3 tevfik ve rrıeani ye elfazını 'bi-ha~ebi. kavaidi'l-arabiyye .ve'l~l;lSftl ve'l-nieşru' ve'ı:..ma'ktil tatbik ve talfiktan ·bahs

olunur.» · · · ·

Bu ta'riften ~onra mevzu-ı bahs ilmin; konusunu işleme tarzı

da şöyle tanıtılmaktadır:

(24)

Hadis Usulü Kitaplarında «İhtilafu'l-Hadis» 97 etmekle veyahud ·kahi vakı' olan hadis~nin teaddüdüne hartıl et-mekle. ve bunların ğayrı vücuh-ı te'vil ile ki ekser-i şurrah-ı hadis·

esnayı şerhte onları mufassal ve meşruh irad ederler, lakin bazı

ulema bu hu:msta k~mal-i itina edib bunun için ala-hide kitab tedvin etmişlerdir. Ama bunda vakı' olan tesanif meyan-ı tullabda

kemyabdır. Mücidd olan talib vaml olur»1 •

Konuya ait müstakil eserlerin yazılmış olduğl.l.llU belirten

ya-zarın bu kadarla yetinmeyip isim vermesi elbette pek yararlı .~1~~.

caktı. Yazara gör3 «arayan öğrencinin bulabileceği» bu eserlerin· dilinin de belirtilmemiş olması da ayrıca bir ek.Jikliktir. . · Öte yandan müellifimiz, <<İlın-i te'vil-i akvali'n-Nebiy» başlı~.

ğıyla, «bu ilmin mevzuu ma'lum ve müteayyen ve nef'i ve ğayeti ve

ğarazı zahir ve beyyindir» diye ta'rif ettiği bir ilimden daha bah-S:)tmektedir. Hatta bu konuda «eha.dis-i şerife için Şer'a muvafık

te'vilat-ı latife istihraç eylemi§tirn diye tanımladığı Şemseddin Fe-nari (834/1430)nin bir ri.salesi olduğunu yazmakta ve ·«ol ri:iale-i mezbur yanımda mevcud idi ba'dehu zayi'oldu .. » demekteditı.

2. Usul-i Hadis

İzmir Bidayet Mahkemesi Reis-i evveli Seydişehri Mahmud Es'ad (1857-191 7) tarafından kalemealınınış olan eserin, «Hadis-i

muhkem v·e tearuz bahsi» başlığını taşıyan 6. fasl'ında şu cümlele-re yer verilmektedir:

«Bir habere derece-i kuvvette mürnasil diğer bir haber tekabul ederse, onların beynini cen1' etmek lazım gelir. Bu vecihle cem'i kabil olan nev'a «Muhtelifu'l-hadis» denir.»

«Haberan-ı mutekabilanın te'lifi kabil olmaz ve tarih-i

vürud-ları da bilinmez.:e hadiseyn-i mezkureyn beyninde t.earuz hasıl

olur.»

Burada ihtilaf -müellifjn ifadesiyle tekabül.._ ile tearuz

ara-sında, cem' edilebilirlik ve edi!emıezlil\: gibi bir fark tesbitini gör~

mekteyiz. Bu farkı tearuz'un çözümü ile ilgili şu satırlarında da

bulmaktayız:

1 M.U., II, 15-16; Müellif, mütercim ve Mevzuat hakkında bilgi için bk.: İA. «Taşköpri-zade» Mdd. 12/42-45

(25)

98 İsmail L. Çakan c<Hadi::Jeyn-i mutearızayn'dan birini tercih ettirecek bir .sebep bulunursa, beynlerinde tearuz mündefi' olur,. hadis..,i racih ile am d ve diğeri terk olunur.»

<<Hadiseyn-i mutearızayndan birini tercih etmek kabil olmaz-sa, edille C<tearuz etmiş» demek olmakla hiç biriyle amel olunma.., yıp hakikat-i hal meydana çıkıncaya değin tevakl\:uf edilir;»3

Yine müellife göre tekabul halindeki iİd · hadisin aralarını

te'-lif mümkün oJmaz ve fakat vürud tarihleri belli olursa, «haber-i sani nasih, haber-i evvel m:;nJuhdur».

Böylece müellife göre «muhtelifu'l-hadis)) sadec:; cem'i müm-kün olan, görünürde zıd anlamlı hadisler hakkında kullanılan bir ıstılah olmaktadır. Nesh, tercih, tevakkuf gibi çözüm yolları ir.e gerçekten tearuz ifade eden, yani cem'i mümkün olmayan hadis- · ler hakkJnda. yürütülecek işlemlerdir.

Bu a.nlatım tarzı, hiç şüphesiz, hadisler -genel anlamda şer'i deliller- arasında olması muhtfmel ihtilafın, ancak C<zabiri»

ola-bileceği t€mel görüşün3 uygun düşmektedir.

Müellifin konuya ait eserlerden cöz etmemesi bir eksiklik ola-rak göze çarpmaktadır.

3. Nuhbetu'I-Fiker Tercemelen

İbn Hacer el-'Askalani (1372-1448) tarafınd~n, İbnu's-Salah

(643/1245) ın «'ulumu'l-hadis» adlı er-erinden hulasa edilen

C<Nuh-betu'l-fiker fi mustalahı ehl'il·e~ern, Ormanlı uleması arasında bü-yük bir i'tibar görmüş ve muhtelif alimlerce şerh ve terceme edil-miştir. Bu konudaki Osmanlı ulemasına ait gayretleri bir maka-lede inceleyen Doç. Dr. Sadık Cihan'dan öğrendiğimize göre, Nuh-betu'l-fik:;r'in 5 adet eBki harflerle yapılmış Türkçe terceme.:::i

bu-lunmaktadır4. Biz bunlardan iki tanesini örnek olarak

zikredece-ğiz.

3 Mahmud Es'ad, Usul-i hadis, 66-67

4 Bk. Cihan, Sadık; «Osmanlı Devrinde Türk Hadisçileri tarafından yazılan UsUl-i hadis eserleri ve Nuhbetü'lfiker üzerine yapılan

şerh ve tercümeler,» İslami İlimler Fak.· Der~, sayı, 1, Aralık 1975, sayfa: 127-136

(26)

Hadis Usulü Kitaplarında «İhtiH'tfu'l-Hadis>:ı. 99

.. a) Nuhbetu'l-Fike:r Tercemesi .

Fatih Ahmed diye meşhur el-Hac Ahıned b. es-seyyid 1

Abdul-· lah tarafından yapılan ve iki kez tab' edilmiş olan er.erin Haber-i makbul ile ilgili bölün1ünde konumuzia ilgili şu satırları bulmak-tayız:

« •.• Eğer kendi misunu haber-i makbul ile m uaraza olunur ise, imdi bu iki ııa_berirı medlülleri beynieri min ğayri tekellüf ve min

ğayri te~aDsüf ya cem'i mümkün olur veya c2m'i mümkün olmaz. imdi, hadiseyn-i makbuleyn'in medlülleri beynieri min ğayri te-kellüf ve· teassüf cem'ileri mümkün olurJa, bu nev'a mühaddisin indierinde <<muhtelifu'l~had.is» ıtlak olunur.n5

Nuhbe'del\:i Elraya göre sadece tercen1e yapan müterdm, farklı ya da tamamlayıcı başl\:a bir m.alumat vermem·elde, herhangi bir! ter ki b veya tahlil e gitmemeldediı·. Bu sebeple biz bu Id tab üzerine de fazla durmadan biraz daha açıl{ bulduğumuz ildnci tercemeye

geçeceğiz. ·

b) el-Esıeru'l-mu'teber fi tercemeti Nuhbeti'l-fiker

Elazığ (Ma'muretu'l-'aziz) valisi Abdunnafi' Efendi (1308/

1893) tarafından yapılan. terceme'nin yine Hab3r-i makbul'le

ilgi-li bölümünde .şunları okumaktayız:

« ... Eğer hadis-i makbul, ma'nen munakızı olacak hadis-ı'aha­

rın ınuarazamndan salirtı olursa; işbu makbul zalim, Muhkem'-dir. Yani kendiyle bila-şüphe amel olunur ve bunun içun eın::::ile-i kes!re olup niine'l-cümle, Hakim'in; Mü~ned-i Aişe (r.a~) da irad· eyl:ıdiği;

.ı.Ul ~•:._ _ .. ~ .. ..,.l.H ~UJI ...ftP!. Li..» V""Wl .J...tl ·ı;;:.ıi

~ '-JJ, • • ~· •. 1:1- •

hadis-'i şerifidir ki, munakızı ğayr-i mevcud olara!{ hadis-i m.uh-kemdir .. c;. Eğ(r hadis-i makbule muarız olur, yani hadi~-i ahar

S F. Ahmed, Nuhbetu'l·fiker tcrcemesi, s. 20 (Esedn1261/1845 tarihli baskısında mütercimin ismi bulunmamaktadır. İst. Ünv~ Ktb. No:

71788J

-6 Mü terCim hadis'in manasını da şöyle vermeldedir:. «Ruz- rpahşerq· . de azab cihetinden eşedd-i mis malıluk-ı ilahiye teşebbüh edenler~

dir, murad; suret-i hayvan-ı tamını tasvir edenler olması müte· badirdir, el-ilmu inde'llah ... Hadis için bk., Muslim, III/1667 (Ha-dis no: 91); Ma'rifetu'ulup;ıi~l-had,is, 129; es-Sünne kabl~'t-ted~in 61

(27)

ioo

İsmail L. Çakan ma'nada münakaza iderse, bu surette hal, §ey'eynden, hali

olma-yıp ya muarız olan hadis-i ahar, kendi gibi makbul yani sahih ve-ya har.en veve-yahud merdud olur ve bu kısmeynden sani, yani mer-düd için mukab:;le ve muarazaya salih bir eJer olamaz. Zira, zai-fin muhalefeti kavide 'ademu'-te'sir'dir. Çünki zaif ile amel ancak kavinin ad:;m-i vücudu hıyninde olabilip bu takdirde re'y ile amel üzre takdim olunur. -Nitekim mezhebimizde böyledir. Veyahut ka-vinin adem-i vücudu indind:; amel, fezail-i a'malde olur. Lakin usulden bir asla müdafi' olmasıyla me§ruttur.

Ve eğer muaraza hadis-i kaviyye, yani kendi gibi makbul-ı

Ahar ile olursa, i§bu kısm-ı evvelde emreynden hali olmayıp ya medlülleri yani ma'naları biğayr-i teassüf cem' olunmak mümkün olmaz ve mümkin olmaması dahi ya mutlaka mümkin

olmama-~ayla veyahud mümkin o~sa da t:;as.Jüfle olur ve cem'i mümkin ol-mazı, ya te'vil veya takyid veyahut tahsis ile olur.

İmdi min ğayr-i teassüf cem' mümkin olursa, bu kısım hadis-i muarız «<rnuhtelifu'l-haıdis» ile müzemma olan nev'idir.»

Yazar bundan sonra kelimenin okunu§uyla ilgili bilgi vermek-te; makalemizde yer alacak öteki e.J3rlerde yer verilmeyen bir hususa i§aret etmi§ ve açıklık getirmi§ olmakta ve §öyle demek-tedir:

uMuhtel!f, ı~ın'ın ke~ri ve fetlı'i He ın~rvi)Ty olup k3sri sure-tinde medlui, ha.disey mÜhtelif mufadında olur ve feth suretinde ya m:ı.Edar m:m1 veyahud iEm-i mef'ul olmu§ olur. Ve ihtilaftan murad zahiren medlulün ihtilafıdır.»7

Daha sonra da mütercim; ccBu nev'i, ebernın-i enva' olarak cemi-i ulema bu nev'i tahsile muztardır.» dedikten sonra ilk kez konuya ait kitab telif edenin İmam Şafii olduğunu bildirmekte ve ctla 'adva)) ve ccFirre mine'l-meczft~)) hadislerini misal verm:;kte ve te'liflerlni yapmaktadır.

Açıkça görüldüğü gibi, eserin adı her ne kardar sadece terceme olduğu hissini veriyorsa dıa mütercim, şerhe yaklaşan bir terceme

yapmış bQ.Iunmakta ve konuyu belli ölçüde. de olsa aydınlatmakta­ dır.

(28)

Hadis Usulü Kitaplannda «İhtilafu'l-Hadis» 101 4. Siyer-i Celile-i Nebeviyye

İzmirli İr-mail Hakkı (1868-1946) tarafından kaleme alınan eser'in Mukaddimat bölümünde Siyer'e dair verilen bilgilerden sonra usulü hadis'a geçilmekte ve kısa kısa tanımlamalar yapıl~ maktadır.

ccHadis-i makbftlün hükmü» yan ba§lığıyla §U malumat

veril-mektedir:

«Hadis-i makbul ba'zan ma'mulün-bih, ba'zan ğayr-i ma'mul olur. Hadis muarazadan salim olup ona muarız bir delil-i §er'i

va-rid olmamı§ ise, hadise Muhkem denir. Hadise, diğer muarız bir hadis bulunur da beyinlerini cem' mümkün iee ona ccMuhtelifu'ı ..

hadis» derler. Hadiseyn'in beynierini c3m' mümkün o~maz ise, ta~

rih-i vürud ma'lum olub; hadis-i muteahhir teayyün ederse, mü-t,eahhir nasih, mukaddem mensuh olur; eğer tarih-i vürüd ma'~ lum olmaz i.:;e, vücuh-ı tercih'den biriyle hadisin biri diğerine ter-cih olunur. Eğer tercih mümkin olmazsa, arnelde tevakkuf olunur, her ikisi ile de amel olunmaz.

Bu halde hadis-i makbul'e ahkam (cem', nesh, tercih, te=

vakkuf hükümbri) terettüb etmi§ olur.» (8)

Müellif; ihtilaf, cem', t~rcih, nesh, tevakkuf gibi bir

çokla-nnın ayrı ayrı ilim dalı halinde mutalea ettiği hususları, «hadis-i

makbul» merkezi etrafında, onun çeşitli halleri olarak göstermelt· tedir. Böylece bir terkibi anlayış'a kapı açmaktadır.

B. YENİ HARFLİ TÜRKÇE HADİS NEŞRİYATINDA İHTİLAFU'L-HADİS

1. Sahib-i Buhari Muhtasan Tecrid-i Sarih Tercemesi (Mu-kaddime)

Babanzade Ahmed Naim (1874-1934) tarafından Nuhbetu'l·fi-ker'in tertibi er.as alınarak ve genellikle Tedribu~r-ravi'den terceme edilerek yazılan Mukaddiın3, Türkçeye kazandırılmış en geniş muhtevalı bir hadis u.:n1lü kitabıdır. Eserin ilk baskıt.ı 1928'lerde her ne kadar eski harflerle yapılmı§sa da III. cildden itibaren büo yük bölümü latin harfleriyle ne§redilmiş olduğu için Mukaddi~

(29)

102 İsmail L. Ç(;tkan me'nin ikinci baskısına itibar eder~k bu ikinci bölümde ele alma-yı uygun bulduk.

Eserin 250. sahifesinde «İHTİLAFÜ'L-HADİS» başlığı altında, rnakbul rivayetin tarifi yapıldıktan zonra konumuzia ilgili olarak aynen şu satırıara yer verilmektedir:

(<Ahadis-i makbuleyi (.sıhah i~e hısan'ı) bir de Me'huzün-bih

ve Gayr-i me~huzünmlıih kısımlarına tak~im etmişlerdir. Zira bir

hadill-i makbul ona. zıd. olan diğer hadisin muaraz~sından ya ~a­ lim olur, ya olmaz. Muarazadan salim is3 adı 1\iuhkenı'dir ki hük-mü, bila-tevakkuf ahzolunmak, mucebince ameı· olurii:rüıktır:n

(<Allahu Teala abctestsiz hiçbİr namazı kabul etmez.» hadisi gibi. Kendisine zıd bir muarız hadis olduğu takdirde· de o muarız ya makbuldür, ya değildir. Değil i::e, yine makbul olan Muhkem, öte-ki Gayr-i me'huzün-bih'dir. Zira. ka vi var iken zaifin hükmü yok-tur. Muarız da makbul ise ·artık beyinlerini bila-teassüf cem' ve te'lif etmek imkanı olup olmadığı ciheti ara.nır. Eğer bila-teassüf her ikisi ile amel mümkün olacak gibi is3 beyjnlerinde tezad ol-madığı tebeyyün etnli§ demektir ki her ikisi de Muhkc-m olmuş olur. Böyle olan iki hadise «muhtelifu'I-hadis;> derler. Zahjren mu-t.ezad görünüb de jm'a.n-ı nazarla aralarını cem' etm?k mümkün olan bu gibi hadisler hakkında müstakillen yazılmış kitablar çok-dur. iman1 Şafli'nin Kitabü ihtilafi'l-hadis'i ile İbn·J Kuteybe

(213-276)'nin ve Ebu Yahya Zekeriyya. İbn-i Yahya es-S.aci'nin (307),

Ebu Ca'fer Muhammed b. Cerir et-Taberi'nin (224-301) kitabiarı

ve Ebu Ca'fer Ahm2d b. Muhammed et-Tahavi'nin (235-321) Müş­ kilü'l-aQar'ı bu neyi'dendir . .o~man b. Said eçl-Darimi (? 200-280)

de bu mevzu'da pek büyük bir eser vücuda getirmiştir.»

Konunun ilmi açıdan önem ve mahiyetini ve bu sahada ka-lem aynatmanın pek kolay bir iş olmadığını ifade eden müellifin

§U Datırları dikkatimizi ç3kmektedir:

<CR·Byie mühlnı bir işi h~:şarabilenier e.k~er-i ulumda; bahusus

hıM:l.İS, fıkıh, UZUI ve ke.tamda beritat-i t~~.mmeS! Olan eimm~e-i a'lamG

dır ·ıd· bunlar hadis 'ile fdnh sınaatierini bihaklnn cami', maani-i dakiira ·E.ayyadlan ve ilim dai.gıçlarıdır.;> · ·

Daha sonra problemin çözün1ü yollarının izahına devam eden müellif §Unları yazmaktadır:

«Her iki rivayet-i kaviyyBnin beynini te'lif imkanı bulunmaz-sa ne.::h aranır. Birinin Nanih, diğerinin 1\iensuh olduğu tebeyyün ederse nasih ahzolunur, mensuh terkedilir. Hangisipin nasih oldu~

(30)

H~dis Usulü Kitaplarında «İhtilafu'l-Hadis,. 103 ğuna delil bulunmaz.r.a kavald-i tercih'a ınüracaat olunup ercah ile amel olunur. Adeden elliy3 varan usul-i tercihi öğrenmek iste-yenler usul-i fıkıh kitabiarına müracaat edebilirler. Maahaza İmam Şafii'nin: «Nebiyy-i Ekrem salla'lh?ıhu aleyhi ve serem'den -husus ne umum, icmaı ile tef.:::ir cihetlarind::;n ba§ka bir

cihet-le- birinin ir,bat ettiğini diğeri nefyeder zuretde yekdiğere zıt

iki Hadin-i Sahih'in sübutu vakı' değildir. Meğer ki nesih tarikıyla

ola.)) İmamü'l-eimme Muhamm2d b. İshak b. Huzeyme de: «<İs­

nad-ı sahih Ue .Nelqiyy-i Eltrem salla'llahu aleyhi ve sellem'derı ri· vayet edilmiş mütenakız iki badis-i [iahih bilmiyorum. Her ldınde

böyle iki .hadis .varsa bana getirsin de· beyinlerini te~nf .edeyim.»» demeleri şayan-ı kayıddır.>>1

' . . . . .

Ba.his konusu eEerin Garibu'l-hadis'e ayrılmış ~ahifeleri için~

d3 şu .satırlara rastlaınaktayız:

«Ahadisin müşkil olanlarını beyan için en evvel te'lifatında

b2.his açan İmam Şafi1 (150-204) dir. Mü§arun-ileyh Kitabu'l., ümm'ünde bu bahse İhtilafu'l-hadin namıyla bir cüz tah3is etmiş­ tir. Han:;fiyye'den Ebu Ca'fer Ahmed b. Muhammed et-Tahavi'-nin (238-321) Maani'l-a~ar, yahud Müşkila'l-asar'ı ile Şafiiyye'­

den Ebu'I-Hasen Ali b. Ömer ed-Darekutni (306-385)'nin ve Ebu Bc:kr Ahmed İbni'l-Huseyn el-Beyhaki (384-485) 'nin Sünen'!eri, Ebu Yahya Zekeriyya es-Saci (307) ve Ebu Ca'fer Muhan1m0d b. C;)rir et-Taberi'nin (224-310) birer eserleri bu neviden olduğu gibi Malikiyye'den Hafız Ebu Ömer b. Abdü'l-berri'n (368-463) de bu babda te'lifleri vardır.>>2

İhtilafu'l-hadis v•e C<ahaıdisin. müşk:il olaniann hakkında yazıl­ mış ol·duğu belirtilen eserlerin hem·en aynı müelliflere ait ayın eserler clnıası, .müşkilu'l-hadis ile ihtilafu'l-hadis'in aynı olduğu izlenim!ne delil teşkil etmektedir. Anealt her iki fasılila da sayılan eserlerin bazılarını (Taberi ve narimi'nin eserleri) daha sonra ya-zılmış kitablB~...rda görenıiyeceğiz.

Konuya ait yönlerin bu güzel ldtabta örneldendirilmemiş ol~ ması, önemli bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır.

1 Tecrid Tercemesi (Mu.Imddime), 250-251 2 Tecrid Tercemesi (Mukaddime), 478

(31)

104 İsmail L. Çakan 2. Bazı Hadlis M·eseleleri Üzerinde Tetkikler

Prot Dr. Tayyib Okiç (1902-1977)in kaleme aldığı bu kıymet­

li va bol kaynaklı ilmi e~erde MUHTALİFU'L-HADİS başlığı altın~ da şu satırları okumaktayız:3

«Zahiren birbirine zıd hükümleri ihtiva eden, fakat hakikat-te hakikat-tezad halinde bulunmayan, diğer tabirle, araları telfik ve ce-medilebilen (conciliation, ha.rmonbation) iki hadise «muhtalifu'l-hadis» ismi verilir. Bu gibi hallerde, her· iki hadis muhk:;m sayı­ lır. Fakat bu çetin işe, ancak hem h,adis hem fıkıh salıasaıda de-r,in vukufu olan. bilgjnle( giı;işepil~cek durumdadır lar. Bu «telfik» ameliyesinde bir kaç metod takib edilmiş~ir. Me~ela })unlardan bi-ri umumi olan bir k3yfiyeti tahsis, mutlakı ~e takyid etmek,

ve-ya

bir ·hadisi müteaddid hadiselere hamletmek yollarına. baş vur-mak metodudur. Bu mühim mevzüa ilk defa ehe:mmiyet veren trna_m;·~eş:..Şafii (ö. 204) olmuştur. Kendi:ii «el-Umm» ve «er-Risale» a;dh ·_eserlerinde muhtelifu'l-hadis'e, müteaddid defalar temas et-tiğtgibi' 'J?u. meseleye dair bir eser de yazmıştır (İhtilafu'l-hadis). e6'7l~afj'i'nin vefatından on r.ene r.onra dünyaya gelen İbn Kuteybe Ebu Muhammed Abdullah İbn Müsliın ed-Dineveri (213-276), ha-disteki tezadları ileri süren muhtelif fırka ve mezheb (bilhatsa Mu'tezile, ·ehlu'r-re'y) mümes:ıillerinin iddialarını çürütm.ek mak-sadıyla kaleme aldığı mühim bir eseri de burada zikredebiliriz.

Ki-tabın ismi «Te'vilu muhtelifi'l-haclisndir. Müellif, itiraza uğrayan

ve mutezad olarak ileri sürübn hadisleri telif edip, aralannda ih-tilafın İnevcud olınadığını isbata büyük gayret sarfetmi.~tir. Eserin büyük meziyetlerini belirten İbnu's-Salah, bilhassa daha kuvvet-H, daha inühim misalled terketmekle müellifin hata ettiğini ile-ri sürmuştür.

Bu iki ·mühim eserden ,sonra, aynı mevzua temas eden eser-ler de vardır. Zekeriyya İbn, Yahya es-Saci (ö. 307), Ebu Ca'fer Ahmed İbn Muhammed et-T,ahavi (ö. ·320), Ebu'l-Ferec ibnu'l-Cev-zi (ö. 597), Mahmud İbn Tahir muhtelifu'l-hadis'e dair eserler yazmı~lardır.

· Şi'iler de bu mesele ile eskiden alakadar olmuşlardır. Bunu Muhammed ibn Ebi ~umevr el-Bağdadi (ö. 217)nin «İhtilafu'l-ha­ dic:;n adlı eseri, teyid etmektedir.

(32)

Hadis Usulü Kitaplannda <<İhtilafu'l-Hadis» 105 Muhtelifu'l-hadis'e misal olarak :zı,şağıdaki iki hadisi aialını: e:;-Sa'b İbn Kattame'nin rivayetine gör~ «gece karanlığında yapılan hücumlarda, müşriklerin çocukları da atlarıınızın

ayak-ları altında eziliyorlar» diye Hazreti Peygamber'e anlatıldığı za-ınan, Hazret i Muhammed: «Onlar da babalarına aittide'r» diye ce-vap vermiştir.

Diğer taraftan İbn Ka'b İbn Malik, amcasından rivayet ettiği ba§ka bir hadiste İbn Ebi'l-Hukayk üz3rine asker gönderildiği za-U1an Hazreti Peygamber, kadın ve çocukların öldürülmesini yasak €tmişti.

Bu iki hadis arasında zahiren bir tezad görülebildiği halde, as-lında birbirine muhalif değildir. Çünkü birinci hadiste, çocuk1arın qldürülmer.i, bilmeyerek ve i~ten1iyer2Jk, gece karanlığında vaki olmuştur. Yani ortada öldürme niyeti yoktur. İkinci hadiste ise, Hazreti Peygamber tarafından, kadın ve çocukların öldürülmesi ya:;ak edildiği sarih bir şekilde anlaşılmaktadır.>>4

Burada ltonuya, Şi'i'lerin de ldtab çapında ilgilerinin

belirtil-mesi ve bir tane de olsa örnek verilnıesi suretiyle d.~.ha bir geniş­

lik ve açıklık getirildiğini görmeldeyiz. Aynca dipnotlarda l\:onuya

temas ede!l kaynak Arapça ·eserlerin verilmesi l\:onuyu m,erak

edenlere tetldk l\:olaylığı sa.i,ğlamıştır.

Müellifin Tercih ve Takviye'yi ayrı bir mes' ele olarak mütalea

ettiği ldtabında bu konular ihtilafu'l-hadis't.en önce işlem.esinden anlaşılmakta ise de, Tercih'le ilgili sahlfede ye:r ıalan şu satırlar; konuya ait kesin bir şekil tercihi yapmadığı izlenimini

vermekte-dir:

«Zahiren birbirine zıd olup da te'lif edilebilen iki hadis «ınuh­

telifu'l-hadis)} adını alır. Kronolojik biri önce diğeri sonraları va-rid olursa «en~neshn - abrogation keyfiyeti ile karşılaşmış oluntz. Nihayet iki mutezad hadis arasındaki kronolojik tarafı meçhul ise, yani te.myiz yapılmazsa o zaman tercih ve takviye tarafına

gidi-lir.»5 i

3. Hadise Dair İlimler ve Hadis Usulü

İmam-Hatib Okulları için ders kitabı olarak Hayreddin Kara-man tarafından kaleme alınan eserde konumuza 4 nahifelik bir

4 Bazı Hadis Meslelerl, 116-117 5 a.g.e., 115

(33)

106 İsmail L. Çakan

b::ılüm ayrılmıştır. Bu, makalemize dahil kitabiarda konunıuzun

aldığı en geni.] yer olmaktadır.

«Görünügte birbirine aykırı hadislerin çözüm yolları» bar;Iığı­ nı ta~ıyan h:Jlüinde öne:; konuya ilişkin kanaata yer verilmekte ve ç5yle drnilmektedir:

«İki hadisin gerçekten ihtil8.fı (birbirine aykırı ve. çelişik bu-lunması) düşünülemez. Çünkü RaBulullah (s.a.) tnsanlara yol gös-termek vazifesiyle gönderilmiş, «örnekliği», Allah tarafından tas-dik ve· ilan· edilmi§ tir. Böyb bir k]m~e;n.in birbirini tutmaz r.özler · BöylemeDi «vazife ve kemaline aykırı olduğu. için» mümkün değil­

dir.

o

halde ya böyle görünen iki hadbten bİrisi sahih · değilelir ve-ya bizim bir anlayış hatamız vardır.n6 ·· ··

Bu prensib terbitindeh eonra konu etrafındaki çalışmalara

Qöyle temas edilmektedir:

«İ§te hadis ve fıkıh ilimlerinde en yüksek dereceye varan bil-ginler bu konuyu da ele almış, kıymetli er.erlerle İslam kültür ha-ziner.ini z:;nginleştirmişlerdir. Bu çalıs:.malar «ilmü te'vil-i mü~­ kili'l-hadis» veya (dlmu te'vil-i mubteUfi'l-hadisn adıyla ayrı bir

ilim da.bnın doğmasına sebep c:Iınuştur.» 7

Daha sonra, bu c.eminerde bir kaç kez tekrarlanan konuya ait yazılmış bulunan er:er ve yazarlarından bahseden müellif, bu nok-tada öncekilerden farklı bir şey söybmemektedir. Konuya (<İhti­ lafu'l-hadis'in tarifi»yle devaın eden yazar, şu tarifi

verm::;kte-dir:

«<Görünüşte birbirine zıd iki hadisin ortaya çıkmasıdır.>> Sonucu i~e Nevevi'den naklen şöyle tayin etmekt3dir:

ccB5yle hadiDier iki kır.ma ayrılır:

1. Aralarını bulmak (te'vil, telif) mümkün olanle.r; bunlar te'lif edilir, daha etraflı bir anlayış içinde birleştirilir ve her iki-niyle de a.m::;l gereklidir.

2. Hiç bir şekilde uzlaçtırılmalan mümkün o~mayanlar. Eğer bunlardan birinin diğt:rini nef!hettiğini bilirsek öncelikle buna hükmederiz. Aksi halde birini -çeşitli yollarla- diğerine tercih ederiz.»8

6 Karaman, Hayreddin; Hadis usulü, 149 7 a.g.e.,

Referanslar

Benzer Belgeler

Leung ve ark.nın tıp fakültesi öğrencileri ile yaptıkları benzer bir çalışmada hata sebebi olarak çalışma saatleri, hata kaçınıl- mazlığı ve müfredatta

• Sahabe ve büyük tabiîlerin çoğunlukla hayatta olduğu hicrî birinci asırda tenkide uğrayan râvilerin Haris el-A'ver (ö. 74/693) olmak üzere çok az kimseyle sınırlı

Bu bağlamda hadis usulü edebiyatı üzerinden hadis ilmi içerisinde geliştirilmiş olan ve hem hadisin naklinde, hem de hadisin sahih ve sakim olanını ayırmada

Derste, hadis literatürünün oluşumu tarihi süreç dikkate alınarak incelenmesi, anlaşılması; söz konusu literatürün hadis ilmi ve diğer İslami ilimler içindeki yeri,

Bekir Kuzudişli, Hadis Tarihi (İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2017).. HAFTA DERSİN KONUSU: Kitâbet (Hadislerin Yazılması)  Araplarda

Bekir Kuzudişli, Hadis Tarihi (İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2017)4. Özafşar, Mehmet

2 هفعضو هتوق لىإ ةبسنلبا داحلآا برخ ميسقت لوبقلما برلخا دودرلما برلخا &#34;لوبقلما ماسقأ&#34; لوبقلما برلخا مسقني - هبتارم توافت لىإ ةبسنلبا - يئر ينمسق لىإ

HADİS TARİHİ DERSİN KONUSU  Peygamberlik Müessesesi  Peygamberlerin görevleri  Sünnet ve Hadisin dindeki yeri..