FERİT ALNARTN 40'INCI
SANAT YILI JÜBİLESİ
CUMA GÜNÜ KUTLANIYOR
ANKARA, (Y.G.) — Klâsik Türk Musikisini ilk defa başa rıyla Batı tarzına adapte etmiş olan kıymetli müzisyen Ferit Al- nar’ın 40’ıncı sanat yılı -jübilesi, Yİ Nisan’da Devlet Konser Salonunda kutlanacaktır. Müziğe olan merakı ve istidadı üe 10 yaşındayken kanun çalmaya başlamıştı. «Kelebek Zabit» adlı operetini ise 16 yaşmdayken bestelemişti.
Halk arasında en çok «Yalova Türküsü» adlı operetiyle isim yapmış olan Ferit Alnar, bir müddet İstanbul Şehir Ti yatrosu müzik yöneticiliğini yaptıktan sonra Ankara’ya dâvet edilmiş, ve 1955 yılında Devlet Operası Genel Müzik Direk- törlüğüne kadar yükselmiştir.
Ferit Alnar, Türk Müziği çalgısı olan kanun’u ilk olarak Batılı tarzda yazdığı bir konçerto’da kullanmıştır. Diğer mo dern eserlerinde de klâsik Türk Müziğine yer vermiştir.
On senedir ecnebi orkestralara misafir yönetmenlik ya pan Ferit Alnar, yabancı devletlerin radyo ve televizyonların da, Viyana Senfoni Orkestrası, Münih Filarmoni Orkestrası gibi ecnebi toplıiluklara da yönetmenlik yapmıştır.
Bugün unutulmuş olduğu için çok üzgün olduğunu belir ten Alnar, «Eğer sahneye çıkıp kanun çalsaydım, bugün mil yoner olurdum» diyor. Sırf maddi menfaat için operayı, kon ser salonunu terkeden ve gazinolarda sahneye çıkan sanatkâr ları tasvib etmiyor.
Bugün 64 yaşında olan Ferit Alnar Atatürk’e ait hâtıra larından bahsederken, Türkiye’de müzik terbiyesi konusunda Ata’nın kendisine söylediklerini harfi harfine hatırlıyor: «Her- şeyden evvel tamamiyle Batılı olmak ve hiç değilse onların seviyesine müziğimizi ulaştırmak lâzımdır,» der ve bunun aksini düşünenleri irtica ile suçlarmış Atatürk.
Ferit Alnar, çok küçük yaştan beri müzikle uğraşan bir sanatçıdır. Daha 1925 yılında, İstanbul Erkek Lisesini bitirir ken kanunla konser verecek kadar bu konuda gelişmiş bulu nuyordu. Şehzadebaşı’ndaki Dârüttalim’de, klâsik Türk müziği alanında genç olmasına rağmen yetkili bir sanatçı, bir otorite olarak kabul edilmişti. Klâsik Batı müziği eğitimi gör müş olması, kendisinin müzik anlayışı ve ifade hassasiyeti üzerinde büyük bir geliştirici tesir bırakmıştır.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi