• Sonuç bulunamadı

Demokrasi ve meratip

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Demokrasi ve meratip"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S A B A H

//

ö -

*7- 9fo

~r?

(¿t.Qh%3

*Sos,yo/og Gözile i

Demokrasi ve meratip

D

emokrasi halk hâkimiyeti, ve bundan dolayı da halkın hukukça miisaviliği demek tir. Fakat bu mii-

r

Y A Z A N

Prof. Hilmi Ziya ULKEN

D

lavilik insanların her bakımdan mü savi olmaları demek değildir. Tam tersine, insanların bir çok yetiler ve kuvvetleri bakımından mertebe- ieştirilmesi esasına dayanır. Şu şart­ la ki demokrat bir cemiyet türlü yetilere ait mertebeler içerisinde va­ tandaşların en kolay, en verimli su­ rette gelişme imkânlarını araştırır. Bir kısım eski cemiyetler gibi, on­ lardan bazılarını bir mertebe içeri­ sinde mutlak olarak mıhlanıp kal­ maya mahkûm etmez. İnsanları teo­ rik ve pratik türlü kabiliyetler ba­ kımından mertebelendirirken, bir birine sağlam bir yetişme yolile bağlanmalarını temine çalışır. Genç­ lerin bir gün gelip kendi meslekle­ rinde en verimli insanlar olmaları­ nı sağlıyacak şartlan araştırır. Bu suretle askerlik, memurluk, ilim, sa nat, ahlâk mertebeleri kurulur. Her biri ayrı ayrı kendi sahasında mü­ kemmel vazife ve meslek adamları­ nın cemiyeti doldurmasını kolaylaş tırır.

Fakat bu meslek mertebeleri de­ mokratik cemiyetler içerisinde doğ mııs değildir. Mühim bir kısmı ona eski cemiyetlerden miras kalmıştır; ve demokratik cemiyetlerin bünyesi içinde yeni şekillerde devam etmiş­ tir. Sanat ve ilim mertebeleri orta çağ loncalarının hediyesidir. Usta, kalfa ve çırak münasebetleri insan­ ların yetişmesi için en verimli sa­ halardı. Bu yolların verimli olma­ dığını iddia etmek için sanat, felse­ fe, ve ilim tarihinin bütün âbidele­ rini inkâr etmek lâzımdır. Bn gün­ kü ilim ve sanat müesseseleri de bütiin hür görüşlülükleri ve demok­ ratik ruhları içinde bu müessesele- rln tekâmülüne dayanmaktadırlar. Hakikî bir ressam ve heykeltraşm yetişmesi için uzun müddet bir us­ tanın atölyesinde çalışması lâzım­ dır. tüm ve fikirde inkişaf da — ay­ nı suretle — lâboratuvarlar, semi­ nerler ve kürsülerin iyi işleyen mer- tebevî çalışmalarına bağlıdır.

Bu hususta demokrasiyi en ileri götürmüş olan cemiyetlerin meslek «meratib» ine en çok ehemmiyet verdiklerini, yetişmeyi 6ağlam gele­ neklere bağladıklarını görüyoruz. Yalnız Fransa, Almanya gibi Avru- panın ilimde gelenekçi memleketle­ rinde değil, Amerikanın yeni cum­ huriyetlerinde de ilim, fikir, sanat işlerinin bu sürekli yetişme yeluna, usta - çırak münasebetine bağlı ol­ duğunu görüyoruz. Bizzat nkademik mesleklerin hususî İlmî kisvelerine varıncaya kadar bu geleneği devam ettirmeleri onun delilidir.

Garp medeniyetine sonradan giren bazı cemiyetler «demokrasi» yi me­ denî tekâmülün son halkası gibi görecek yerde, eski çağlarla bağları kesilmiş büsbütün yeni bir devir, bir ihtilâl neticesi gibi saymaya meyletmektedirler. Onları böyle dü­ şünmeye sevkeden daha ziyade «Fran sız ihtilâli» ni örnek olarak almala­ rıdır. Halbuki garp medeniyeti İn­ giltere, Hollânda, Almanya, Ameri­ ka ve diğer milletler de, komünle­ rin birleşmesinden doğmuş cumhu­ riyetler de tabiî tekâmül yolunu ta­ kip ettiği için bize daha geniş, da­ ha esaslı örnek olmalıdır. Fransız ihtilâli de geçmişten gelen her şeyi inkâr ederek başlamış olmakla bera her 19 uncu asır içerisinde uzun bocalamlardan sonra tarihî gelişme­ nin büyük bir kısmına dayandığını nihayet anlamıştır. 18 ve 19 uncu asırların bütün garpta yayılan en­ düstri inldşarfı, bundan doğan reka bet ve sendika müesseseleri orta çağın korporatif teşekküllerini orta­ dan kaldırır gibi göründü. Fakat de mokrasinin bu İktisadî manzarası bütün demokrasiyi ifade etmediği gî

bi, kendi başına da demokratik İk­ tisadî hayatı ifadeden âcizdir. Çün­ kü şehirlerin temerküzü, sermaye bi rikmesi ve onun doğurduğu patron- işçi gerginliği endüstri tekâmülü i- çinde ne kadar gerçek bir vakıa ise, şehirlerin yeniden dağılmaya başla­ ması, birikmiş sermayeye karşı koo­ peratifler anonim şirketlerin mu­ kavemeti,' işçinin satınalma gücünii arttırmak için patronun onu serma­ yeye iştirak ettirmesi de o kadar ger­ çek bir vakıadır. Şu halde geniş mâ- nasile demokraside değil, yalnızca İktisadî demokraside bile «rekabet» in yegâne temel olduğunu söylemek kabil değildir. Bilâkis modern de­ mokrasilerde rekabet tesanütle ta­ mamlanmakta ve yalnız küçük millet lerde değil, geniş konfederatif millet lerde dahi rekabet ve tesanüt mües­ seseleri demokratik iktisadın iki te­ melini teşkil etmektedir.

Geniş mânasile alınca, fikir, ilim, sanat, ahlâk, ilâh... sahalarında de,- mokrasi, ferdin kabiliyetlerini en tam ve en hür bir şekilde geliştire cek bir terbiye sistemi vermek de­ mektir. Böyle bir terbiye ise fertle­ rin ve zümrelerin birbirlerini imha etmelerile değil tamamlamalarile, es­ ki mahsullere yenilerini katmalari- le temin edilebilir. Her ilim eseri eski eserleri yıkarak değil, onlara bir şeyler katarak teşekkül eder. Terbiyenin rolü bütün İçtimaî değer ler sahasında köklü birer gelenek kurmaktır. Eskiden çırakla kalfa ve usta arasında büyük bir tesanüt (da yanışma) vardı. Bu tesanüt baba - oğul münasebeti kadar sıkıydı. Usta

bütün bildiklerin; çırağa öğretir; ( da bundan dolay ustaya baba sevg siyle bağlanır 1>

yerini al yeni şe; onun

dığı zaman bildiklerine

ler katarak kendi çıraklarını kendi den daha mükemmel yetiştirme) çalışırdı. Denenkratik terbiye bu g leneği kaldırnnış değildir. Ancı baba - oğul münasebeti pederşahî korkulu bir münasebet olacak y de oğulun da hür bir terbiyeye < yanarak erken yaşğâ müteşebbis faal bir hale gelmesi demek oldı gibi; bütün demoferatik değerler ki yetişme de aynı .suretle usta çırağı en kolay ve ,en verimli tarzda yetiştirmesi, iş bölümüı derinliği nisbetinde birbirini tab etmeyen derin kabiliyetler hal

getirmesi demektir.

Şu halde demokratik cemiyette kikî meslek hayatı bilgi .hürriyet dayanan kuvvetli bir meratip hs tidir. Bu meratip hayatının- ker ne mahsus ahlâkı vardır: Yetişen kendilerini yetiştirenleri sayaı ve bütün meslekî hürlükleri, içiı yetişmenin fikrî ve ahlâki inzibat uyarlar. Yetiştirenler de yetişenle mevcut ve mümkün bütün kuvtvel ni geliştirmeye çalışırlar. Onlara gi ile gelecek neslin değerlerimi manet ederler. Demokratik cemi rekabeti bir tahrip ve düşmanlık lâhı olarak kullanmaz. Bilâkis k vetleri en iyi geliştiren vasıta hal koyar. Gayesi nesilleri birbir: düşman etmek değil, nesillerin r samahalı, fakat mertebeli yetişme lâkı sayesinde birbirine ve geleceğe daima daha mahsuller

mektir.

hazırlamalım temin

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

-5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu -6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu. -5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine ait Islahçı Haklarının Korunmasına

Peki hayatta hiçbir şeye bağımlı olmamış ve olmayacak bir insan olabilir mi?- Bu hayatta hiçbir şeyi önce alışkanlık haline getirmemiş sonra da onun bağım- lısı

Sevdik sevdalandık kördüğümle bağlandık böyle ayrı gayrı olmaz ol- maz.Dilimde bu şarkı sözleri ve yine bir ayrılık vakti. Her güzel şeyin sonu geliyor. Zaman, için

GATA Askeri Tıp Fakültesini tercih edecek sivil lise kaynaklı öğrenciler, nüfus müdürlüğünden alacakları üç suret vukuatlı nüfus kayıt örneğini (Kendisi, annesi

şekil derecesi tek sayı olan 2 köşesi olduğu için el kaldırmadan çizilebilir, ancak nasıl çizilirse çizilsin illaki derecesi 5 köşenin birinden başlanacak ve

.Onlar İran Şâiri Enverî’nin dediği gibi kadirşinas insanların daima kalblerinde yaşarlar... Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Yine aynı gün Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında imzalanan ama devletin ilânı henüz gerçekleşmediği için Kıbrıs Türk ve Rum toplulukları

(a) Başvuru Ücreti (750 CHF/�) (b) Üniversite Yerleştirme Ücreti (450 CHF/�) (c) İade edilmeyen herhangi Sigorta Ücreti (d) İdare ücreti (150 CHF veya 100 �) (e)