í 5.J.
KÜLTÜF
I i
CAMİ KAPISI — Sınırlı sayıda resmi olduğu bilinen Abdülmecit Efendi'nin özellikle “Cami İçi", “Cami Kapısı” gibi yapıtlarında Osman Hamdi etkisi belirginleşiyor.A bdühnecit
resimleri ilk kez
toplu sergileniyor
B ey men’de açılan sergide, son halife Abdülmecit
Efendi’nin çeşitli koleksiyonlardan derlenen 12 tablosu
yer alıyor. Ressam Abdülmecit’in bazı resimlerinde
Osman Hamdi etkisi görülürken, portre çalışmasında
günün çağdaş akımlarına uyma çabası seziliyor.
EMİN ÇETİN GİRGİN
Türk resminin ilk kuşak sa natçılarının ikinci grubunda yer alan son Halife, Veliaht Abdül
mecit Efendi, saraydan gelmesi
ne rağmen zamanının aydın ve sanat çevresiyle yakın ilişkiler ge liştirmiştir. Bulunduğu dönem de ekonomik ve siyasal olanak larım kullanarak, çevresine aldı ğı ressam ve yazarlara maddi olanaklar sağlamış, yeniye açık tavrıyla bir “hami” olarak gö rülmüştür.
Aynı zamanda ressam olarak da mütevazı bir resim dili geliş tiren Veliaht Abdülmecit, Cum huriyet’in ilanıyla birlikte hane danın yurtdışma çıkartılmasıyla Paris’e yerleşmiş, ölüm tarihi olan 1944’e kadar çalışmalarını aralıksız sürdürmüştür.
İki değişik kültür
Abdülmecit’in Türk resmi içe risinde yerini belirlerken, onun figüre ağırlık veren yaklaşımla rında Batılılaşma sürecini sürdü ren aristokrasinin yaşamına yö nelik gözlemlerini ön plana çı kartmak gerekir. Doğum tarihi nin 1868 olduğunu göz önüne alırsak, Tanzimat sonrası gelişen ilişkiler temelinde kültürel ola rak Batılı kavramlara yönelme sinin nedenini anlamak güç de ğildir. Bugün Resim ve Heykel Müzesi’nde bulunan “ Haremde
Beethoven” , “ Haremde Goet- he” gibi çalışmaları, o dönem
resminde pek görülmeyen figü rün ön plana çıkartılması dışın da “ harem” ve “Beethoven” gi bi iki değişik kültürü birleştirme ye yönelik ilginç adımlardır. Gerçi olayın bir diğer özelliği de, o dönem resminde Osman Ham
di ve diğer figür ressamlarında
da olmayan, belki tek örneği Ömer Adil’in Sanayi-i Nefise resminde görülen çok figürlü kompozisyon endişelerini Ab- dülmecit’in resminde bulmamız- dır. Yıldız Grubu diye bilinen, aralarında Darüşşafakalı Şevki,
Hilmi Kasımpaşalı gibi isimlerin
yer aldığı bir grubun yaklaşık olarak aynı tarihlerde insan figü rünü çeşitli dini nedenler dolayı sıyla ısrarla kullanmaktan kaç tıkları düşünülürse, Abdülme cit’in bu konudaki çabaları ayrı anlam kazanır.
Desen sorunu
Konuların seçimindeki özgün ve yorumcu yaklaşımından yer yer boyayı kullanmasındaki us talığına kadar bir dizi olumlu vasfının yanı sıra “desen” prob lemi ressam Abdülmecit’in en hassas noktasını oluşturur. Asıl olarak çok resminde görülen de sen hatalarının nedeni, Abdül mecit’in klasik bir akademik eği timden geçmemiş olmasından kaynaklanır. Genel olarak mo del (belki de diğer çağdaşlan gi bi fotoğraf) kullandığı ürünler de bu aksamayı asgari ölçülere indirse de, her resimde “ desen”
bir sorun olarak kendini hisset tirir. Aşiyan Müzesi’ndeki Reca- izade Ekrem portresi gibi ressam
Osman Hamdi Bey’in ağabeyi Halil Edhem’in portresi de mo
delden gerçekleştirilmiş, aslına sadık, genel olarak kusursuz ça lışmalardır. Ama bunlar Abdül mecit’in diğer çalışmaları içeri sinde öne çıkan sayılı ürünlerdir.
Derlenen 12 tablo
Beymen Mağazası Sanat Ga- lerisi’nde açılan sergide Halife Abdülmecit’in bazı koleksiyon lardan derlenen 12 tablosu yer alıyor. Çeşitli konularda değişik ürünler veren sanatçımn, tüm çalışmalarında belirgin bir üslup sentezine ulaştığım söylemek ol dukça güç. “ Cami İçi” , “ Cami
Kapısı” gibi resimlerde zaman
zaman Osman Hamdi etkisi be lirginleşirken, özellikle Halil Ed- hem Bey’in portre çalışmasında günün çağdaş akımlarıyla bera berlik geliştirme çabalarına tanık oluyoruz.
Sınırlı sayıda resmi olduğu bi linen Halife Abdülmecit Efen di’nin “ilk” toplu sunusu olarak nitelendirilen sergi, 18 eylül ta rihine kadar Şişli’deki Beymen Sanat Galerisi’nde açık kalacak.