• Sonuç bulunamadı

Başlık: TÜRKİYE'DE KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMUYazar(lar):ÖZERKMEN, Necmettin Cilt: 15 Sayı: 0 Sayfa: 275-292 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000133 Yayın Tarihi: 1994 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: TÜRKİYE'DE KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMUYazar(lar):ÖZERKMEN, Necmettin Cilt: 15 Sayı: 0 Sayfa: 275-292 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000133 Yayın Tarihi: 1994 PDF"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE'DE KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU

A>aşttima Görevlisi: Necmettin ÖZERKMEN GIRIŞ

Bu araştırmamada önce küçük sanayinin tanımı, ve donanım özellikleri verilecektir. Donanım özellikleri olarak da sermaye yapısı, teknik yapı, iş bölümü, bilgi düzeyi, personel durumu ve alt yapı du rumları açıklanacaktır. Ikinci olarak küçük sanayinin bugünkü duru-mu kapsamında küçük sanayii yaratan koşullar, diğer iş alanlarından ayrılığı gösterilecek vebu bağlamda küçük sanayinin büyük sanayiden farkı ve ev sanayinden farkı belirtilecektir. Ayrıca küçük sanayinin faaliyet alanları ve haksız rekabet konularına değinilecektir.

I- Küçük Sanayinin Yapısı

Ülkemizdeki geleneksel küçük sanayi dışındaki küçük sanayi i ş-yerleri, giderek gelişmekte olan bir teknoloji düzeyinde nispeten dü-şük maliyetle ucuza, sinirli imalât yapan ve tutunmaya çalışan iş yer-leridir. Bir kısmında aile işletmesi olmak inıkânı yanında atıl kapasite .de vardır. Küçük sanayi giderek gelişen teknoloji düzeyinde emek yo-ğun olarak varlığını sürdüren ve bazan garaj ve tamir, bakım yerlerin-de olduğu gibi, sanayinin bir tamamlayıcısı olarak faaliyet gösteren., bazan da teknolojisini geliştirmek olanağını bulan bir kuruluş türüdür (Arlı, 1978, s. 23).

Küçük sanayi teşebbüsleri orta ve büyük sanayi işletmelerine ben-zerler. Küçük sanat teşebbüslerinden farkı, işletmede iş bölümünün gerçekleşmesi ve imalâtta makina ve teçhizatın payının mesleki maha-ret ve kabiliyetin, şahsi mesainin payını geçmesidir. Küçük sanayi teşebbüslerinde büyük sanayi teşebbüslerindeki kadar olmasa bile, büyük sanayidekine benzer bir teknik iş bölümü vardır. Küçük sanat teşebbüslerinde de imzan iş bölümüne rastlansada bu daha ziyade "mesleki bir iş bölümü"dür. Küçük sanayide, üretim faaliyetinin sa-

(2)

276 NECMETTİN ÖZERKMEN

nat niteliği yoktur. Üretim harcı alemdir. Mamuller için bir örneklik ve kalitenin önemi büyüktür. Seri imalât tekniği, ;şletme faaliyetinin esasını teşkil eder. Üretim faaliyeti ücretle tutulmuş işçiler tarafından yürütülür. Patron usta olmaktan, işçi çırak olmaktan çıkmıştır. Sürek-li çalışma sözkonusudur. İşfaaliyeti sermayenin süratle devri ve müm-kün mertebe az masrafla imkân nisbetinde fazla hasıla elde edilmesi amacını güder (Küçük Sanayi ve El sanatları, 1969, s. 12)..

Küçük sanayi sektörünün dahil olduğu bütün faaliyet alanlarında orta ve büyük sanayi işletmelerine nazaran işgücü yoğunluğu sermaye yoğunluğundan çok yüksektir. Kuruluş yerleri rastgele dağılmış ve yaygın olan küçük işletmelerin iş yerleri de çok küçüktür, üretim ara-cı olarak 1-2 tezgah bulunur. Üretim daha çok el emeğine dayanır. İşletme sahibi bütün sorumluluğu üzerine almıştır. Yanında bir veya birkaç usta 2-3 çırak çalıştırın İş yerleri ve işçi sayısı bakımından sana-yi içinde geniş yer tutmalarına rağmen toplam üretimleri bu ölçüde ge-niş değildir. Sermayeleri sınırlı, teknik bilgi ve teşkilattan yoksundurlar. Teknik iş bölümü yapabildiklerinden harcıalem mal üretir ve bu yön-leri ile de büyük sanayinin rekabetine maruz kalırlar. Özellikleri bu durumda olan küçük sanayi işletmelerini iki gruba ayırmak mümkün-dür (M.P.M. Endüstri Şubesi, 1969, s. 12).

1. Bir büyük sanayi tesisinin bazı mamül, yarı mamül inputlarını, ara mallarını üretmek için sanayi merkezlerinin etrafında yer alan kü-çük sanayi. Bu durumda kükü-çük sanayinin müşterisi büyük sanayidir. Çünkü büyük sanayi için bazı ara malların ve imputlarm hepsinin üretimi her zaman ekonomik olmadığından, bunların satın alınması üretilmek için yardımcı tesis kurmaktan daha ucuz olur.

2. Bu gruptakiler, küçük kapasitedeki tesisler ile üretim yaparlar, nüfus yoğunluğunun ve nüfus başına üretim seviyesinin az olduğu böl-gelerde yer alırlar. Bu tip küçük sanayide bir baraka içinde imalât yapıldığı görülür. Bu duruma göre küçük sanayi sermayeden çok iş gücü yoğunluğu olan ve coğrafi bakımdan yaygın küçük çapta sanayi, ev sanayi ve küçük sanat faaliyetini kapsayan bir sektördür.

1. Küçük Sanayinin Tanımı

Ülkemizde "Küçük Sanayi" deyimi, sadece küçük sanayi tesis-lerini değil, ayni zamanda 'Küçük Sanatları ve El Sanatları"nı da ifade etmek için k ullamlagelmektedir. Diğer ülkelerde de küçük sanayinin

(3)

KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU 277 belli bir tanımını ortaya koymak yerine, özelliklerini belirterek ve sı -nırlarını çizerek büyük sanayi ve el sanatlarından ayrılmasına çalışıldı -ğı bilinmektedir. Üstte büyük sanayi ve altta küçük sanayi için belli bir tanım vermeyi ve sınırlarını çizmeyi güçleştirınektedir (Küçük Sa-nayi ve El Sanatları, 1969, s. 1).

Birleşmiş Milletler tarafından 1958 yılında yayınlanan (The deve-lopment of manufaçturing industry in Egypt, Israel and Turkey) ba ş -lıklı raporda 10'dari fazla işçi kullanan bütün işletmeler "orta ve bü-yük çapta" işletme olarak tammland~a göre, "10'dan az işçi kulla-nan" sanayi işletmeleri, "Küçük Sanayi" teşebbüsü olarak kabul edil-miştir.

Küçük sanayi için belli kıstaslarla bir "tavan" tespit etmek, bü-yük sanayi ile küçük sanayii ayırmak nispeten kolay isede, "taban" tespiti oldukça güçtür. Küçük sanayinin alt simi -ini tespit için kullanı -lan en uygun metod, bu güne kadar küçük sanayi ile birlikte mütale olunan küçük sanatlar, el sanatları gibi sektörleri küçük sanayiden a-yırmak, bir arklaına yapmak en uygun olanıdır (Küçük Sanayi ve El Sanatları, 1969, ss, 11-12). Küçük Sanayi sektörünün kapsamı de-ğişik görüşlere göre farklı şekillerde açıklanmıştır. En geniş, şekli ile şu grupları ihtiva etmektedir (Kurtkan, 1962, s. 5).

a) Küçük Çaptaki Sanayi b) Ev Sanayi

c) Küçük El Sanatları

Küçük sanayi sektörü çeşitli yardımcı faaliyet dallarına yapısında yer verdiğinden, küçük sanayinin genel bir tarifi bu yardımcı faaliyet-lerin ancak ortak taraflarını aksettirecektir. Fakat bütün özelliklerini tanıtacak etraflı bir bilgi vermeyecektir.

Halk Bankasının tanımı: "Küçük Sanayi işletmeleri, kendi el eme-ğini ve gücünü ortaya koyarak, tezgâhı başında fiilen çalışan, berabe-rinde çırak ve kalfa bulunan, işçi sayısı tezgâhsız atelyelerde 10 kişiyi bulabilen, tezgahh atelyelerde ise 5 kişi civarında olan, imalâttan ziya-de tamire önem veren, tezgah gücü çok sınırlı olup, prodüktif bir imalata henüz geçmemiş atelyelerdir (Küçük Sanayi ve El Sanatları,

1969, s. 13).

Küçük sanayi kavramının tanımlanmasının güçlüğü iki alanda kendini gösterir. Birinci olarak ılygulayıcılar tarafından kolaylıkla öl-

(4)

278 NECMETTIN ÖZERKMEN

çülebilecek göstergelerin (işçi sayısı, sermaye miktarı, ciro vb.) belir lenmesiyle ilgili güçlüktür. İkinci olarak sanayi politikasının genel amaç ları ve sektörel politikalar açısından ölçek göstergeleri üzerindeki kü-çük-büyük sınırlarının sektörler arasında farkhlaştırılması ve gerekti-ğinde ek sektöre! göstergelerle desteklenmeleriyle ilgili güçlüktür. Ül-kemizde kamu kesiminde iki ayrı küçük sanayi tanımı kullanı lmakta-dır. Bunlardan Türkiye Halk Bankasına tahsis edilen küçük sanayi tesis ve işletme kerdilerinin uygulanmasında kullanılan tanım; diğeri ise D.I.E'nde yapılan sanayi anket ve saynnlarında kullanılan tanı m-dır. Türkiye Halk Bankası, küçük sanayi tesis ve, işletme kredilerinden yararlanacak girişimcilerde 1981 yılı sonuna kadar şu özellikleri ara-ma,ktadır : Çalıştırılan ücretli işçi sayısının en çok dört olması, arsa ve bina dışında sabit sermaye değerinin belirli bir düzeyin altında olması, işletmenin şahıs firması şeklinde kurulmuş olması gerekmektedir. (Bul-dam, 1981, ss. 3-4).

Küçük sanayi tarifinin yeniden yapılması konusunda Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı ile 1979 ve 1980 yılı programlarında yer almıştır. Başlangıçta D.P.T. sonra da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Koordinatörlüğünde konuyla ilgili kamu kurumlarının da katılması y-la yapılan çalışmalar sonunda şu tanım benimsenmiştir: En çok 25 kişi çaliştırarak bilanço değeri 20 milyon liraya kadar makina parkına sa-hip, üretim yöntemleri kısmen deneye dayanah işletmeler, küçük sa-nayi işletmeleridir (13uldam, 1982, s. 5).

Türkiye Halk Bankası, Küçük Sanayi Tesis ve işletme Kredileri-nin tahsisinde 1982 yılı başından itibaren bu tarifi kullanmaya baş la-mıştır. Böylece bu kredilerin tahsisinde kullanılan küçük sanayi tari-finde.işçı sayısı 4'den 25'c, makina parkı bilanço değeri 15 milyondan 20 milyon TL. na yükseltilmiş olmaktadır. Daha önce kredi alamayan Komandit, Kollektif, Limited ve Anonim şirketler de kredi alabilir duruma gelmektedir. Devlet Istatistik Enstitüsü Tarifi 1950,1963,1970 ve 1980 yıllarında yapılan sanayi sayımlarında ayrı sayım teknikleri uygulamak üzere sanayi iş yerleri küçük ve büyük olarak ikiye ayrı l-mıştır. Her dört sayımda da 10'dan az işçi çalıştıran işletıneler, küçük sanayi işletmesi olarak alınmıştır. Bu ayrımda çevirici güç kullanıp kul-lanılmamasma bakılmamış, ancak kullanılan çevirici güç 1950'de 10 beygir gücü, 1970'de ise 50 beygir gücünü aşan iş yerleri çalıştırılan işçi sayısı 10'dan az da olsa küçük sanayi kesimi dışında bırakılmıştır (13uldam, 1982, ss. s. 6).

(5)

KÜÇÜK SANAYININ YAPIS1 VE BUGÜNKÜ DURUMU 279 2. Küçük Sanayinin Donanım Özellikleri

Küçük sanayi teşebbüsünün üretim yapabilmesi için, işletmeyi ku-rabilmek ve yürütebilmek için gereken elemanlara ve bu elemanların niteliklerine, donanım özellikleri denir. Bu elemanlar şunlardır: ser-maye, makina donanımı, iş bölümii, bilgi düzeyi, personel durumu ve iş yerinin alt yapısından ibarettir. Şimdi bu elamanlann durumlarını tek tek belirlemeye çalışacağız.

2.1. Sermaye yainyı: Küçük sanayinin sermaye yapısını tespit edebilmek ve konuya açıklık kazandırabilmek için örneklemimiz olan 260 küçük sanayiciye anketimizde şu sorular yöneltilmiştir: "İşinizi kurarken hangi kaynakları kullandmız ? İş yeri kendinizinmi yoksa kiramı? Işiniz için imkânlannız yeterlimi ?" Alınan cevap yüzdeleri her soruya ayrı ayrı şöyle bir dağılım göstermektedir: İş yerini kurar-ken kullanılan kaynak bakımından % 20, O'si 52 kişi kredi kullandığını,

% 80, O'ni 208 kişi ise kredi kullanmadiğını belirtmiş, buna karşılık yakın akraba, eş-dost ve kendi kaynaklarını birleştirerek borç-harç iş yerlerini açtıklarını söylemişlerdir (Özerkmen, 1985, s. 58). İş yeri sahipliği açısından % 20,0'si 52 kişi iş yerinin kendisine, ait ol-duğunu, % 80'unin ise 208 kişi iş yerinde kiracı olarak bulunduğunu söylemişlerdir. İş için imkânlarmın durumu bakımından ise % 66,2'si 172 kişi yetersiz, % 30,0'u 78 kişi yeterli ve % 4,0'ü 10 kişi ise kısmen yeterli cevabını vermiştir. Çizelge l'de alınan cevaplann dağılımı gö-rülmektedir. (Özerkmen, 1985, s. 59).

Çizelge 1. Küçük Sanayicilerin Kullandıkları Kaynaklar, İş Yeri Sahipliği ve İş İçin Imkan Durumları.

Verilen j Cevaplat ıf Kredi % Kullandım Sayı Iş Yeri % Kendimin Sayı Imkanlarım % Yeterli Sayı Evet 20.0 52 20.0 52 34.0 88 Hayır 80.0 208 80.0 208 66.0 172 Toplam 100.0 260 100.0 260 100.0 260

Bu üç soruya karşılık verilen cevaplara dayanarak "Küçük Sa-nayi" de sermaye durumunun yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü, iş yerlerini kurarken çoğunluğun kendi kaynaklarına dayandığını, kira ödediklerini ve iş için imkânlarının yetersiz olduğunu görmekteyiz.

(6)

280 NECMETTIN ÖZERKMEN

2.2. Teknik Yap ı: Yaptığımız gözlemlere göre iş için imkanlarm

sınırlı ve iş yerlerinin dar olduğu küçük sanayi işletmelerinde teknik donanım da düşük ve kısıtlıdır. Genellikle 3-5 tezgah, 1-3 mekanik makina ve beygir gücü düşük elektrik ve patlarlı makina donanımına sahiptir. Tamir ve bakım niteliği taşıyan iş yerlerinde ise bu durum bir takım tezgahı ve bir-iki mekanik kaldıraç makinasını geçmez. Ancak imalat nitelikli küçük sanayi işletmelerinde teknik donanım (makina donanımı) sayı olarak daha fazla olduğu gibi üretimde makina ağı r-Umm fazlalığı görülmektedir (Özerkmen, 1985, s. 59).

2.3. Iy Bölümü: Küçük sanayi işletmelerinde teknik ve idari bir iş bölümünün olup olmadığını ortaya çıkarmak için şu iki soru yönel-tilmiştir: "Iş yerinizde iş bölümü varmı? Teknik ve idari iş bölümü gerek duyuyormusunuz?" Alınan cevap yüzdeleri şöyledir: % 41,2' si 107 kişi iş bölümünün var olduğunu ve % 58,8'zi 153 kişi ise iş bö-lümünün olmadığını belirtmiştir. Teknik ve idari - iş bölümüne gerek duyulup duyulmadığı konusunda da aynı sonuçlar alınmıştır. Sonuç-ların dağılımı çizelge 2'de görülmektedir.

Çizelge 2. Küçük Sanayi Işletmelerinde İş Bölümü. Varmıdır- Teknik ve idari Iş Bölümüne Gerek Varmıdır?

Verilen Cevaplar

ı İş Bölümü Vardır Gerek Vardır

Sayı % Sayı Evet Hayır 41.2 58.8 107 153 41.2 58.8 107 153 Toplam 100.0 260 100.0 260

Alınan bu sonuçlara göre küçük sanayi işletmelerinde yüzdesi oldukça yüksek bir iş bölümü, teknik ve idari bir ayrılma olduğu söy-lenebilir. Ancak daha henüz büyük çoğunluk iş bölümüne, teknik ve idari aynlmaya gerek duymamaktadır. İşletme sahibi, işletmenin bir-çok meselesini kendisi çözmek ve uğraşmak durumundadır. Teknik ve idari iş bölümünün olmadığı işletmeler, tamir ve bakım türünden iş yerleri iken, teknik ve idari iş bölümüne gitmiş ve bu durumun gereğ i-ni kabul eden işletmeler imalat yapan ve makina donanımı fazla olan iş yerleridir (Özerkmen, 1985, s. 60).

2.4. Bilgi Düzeyi: Küçük sanayicilefin bilgi düzeylerini kendi bil-gi seviyelerini yeterli bulup bulmadıklarını ve bilgi edinme karşısın-

(7)

KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU 281 daki tutumlarını açıklayabilmek için kendilerine şu sorular yöneltil-miştir: "Tahsiliniz nedir? Kendi işinizde, kendinizin bilgi seviyesini yeterli buluyor musunuz? Başkasından teknik bilgi talep etmek zoru-nuza gidermi? "Alınan cevapların yüzde durumları sırasıyla şöyle da-ğılmaktadır: 1,2'si 3 kişi tahsilsiz, % 67,3'ü 175 kişi ilkokulu bitir-diğini, % 12,7'si 33 kişi ortaokul, % 8,0^i 21 kişi lise, %10,8'i meslek lisesi ve % 3,9'unun yüksek okul mezunu olduklarını söylemişlerdir. Tahsil durumlarına göre küçük sanayicilerin büyük çoğunluğunun "Ilkokul tahsili"ne sahip olduğunu görmekteyiz. Çizelge 3'te küçük sanayicilerin tahsil durumlarını daha açık görebiliriz (Özerkmen, 1985, s. 60).

Çizelge 3. Küçük Sanayicilerin Tahsil Seviyeleri Verilen Cevaplar Sayı

Tabsilsiz 1.2 3 Ilkokul 67.3 175 Ortaokul 12. 7 33 Lise 8.0 21 Meslek Lisesi 10.8 28 Yüksekokul 4.0 10 Toplam 100.0 260

Küçük sanayicilerin kendi alanlarında kendilerinin bilgi seviye-lerini yeterli bulup bulmama konusunda ise % 35,4'ü 92 kişi yeterli bulduklarını, % 62,3'ü 162 kişi yetersiz ve % 6,2'si 16 kişi de kısmen yeterli bulduklarını söylemişlerdir. Başkasından teknik bilgi talebi ko-nusunda, % 64,6'sı 168 kişi "komplexlerinin olmadığını, rahatlıkla başkalarının bilgisine başvurduklarını belirtirken, % 35,4'ü 92 kişi başkalarından bilgi talep etmediklerini, etmeyeceklerini söylemiş ler-dir. Bu rakam sonuçlarına göre küçük sanayicilerin bilgi seviyelerinin düşük olduğunu, çoğunluğun kendilerini kendi alanlarında yetersiz oldUunun farkında olduğunu ve bilgi edinme konustındaki tutumları -nm olumlu ve her türlü bilgi alışverişine açık olduklarını göstermekte-dir. Özellikle görüşmelerimizcle kendilerinin de ifade ettikleri gibi

"Teorik (Teknik alanda) bilgi danışmanlığına (mühendislik) ihtiyaç dudyuklannı" belirtmişlerdir. Diğer oranlar da küçümsenecek ra-kamlar değildir. Gerek kendi alanlarmdaki bilgileri "meslek sırrı" gizlemek gerekse de kendilerinin iş piyasasında olumsuz reklammın yapılmasını engellemek için baş vurmadıklarını söylernişlerdir. Bu açıdan tipik "Lonca" meslek erbapları gibi kapalı bir geleneği sür-

(8)

282 NECMETTİN ÖZERKMEN

dürdükleri söylenebilir. "Kazanç da sanat da sırdır". gibi bir yakla-şımları vardır (Özerkmen, 1985, s. 61).

2 . 5 . Personel Durumu

Küçük sanayide çalışan personel sayısını tespit etmek için şu soru sorulmuştur: "Işinizde kaç kişi çalışıyor?" Alınan cevapların grup-lanmış yüzde dağılımı çizelge 4'te gösterilmiştir.

Çizelge 5. İş Yerinde Çalışanların Sayıları ve Dağılımı

işyerinde Çalışan Kişi işyeri Sayısı % 1-2 88 34.0 3-4 112 43.0 7-10 42 16.2 10 18 6.8 Toplam 260 100.0

Çizelgede de görüldüğü gibi küçük sanayide iş yerlerinin çalıştır dığı personele sayısı 3-5 kişi arasında daha fazla bir yığılmanın var ol-duğunu göstermektedir. Küçük sanayi sektörünün fazla personele da-yanmadığını, çok az bir personelle işlerin döndürülebildiğini söyleye-biliriz. On ve üzerinde personel çalıştıran iş yerlerinin sayısı 18'dir Bu işyerlerinin makina donanımları fazla ve iş bölümünün de gerçek-leşmiş olduğu iş yerleridir.

İş yerlerinde çalışan personelin niteliğini sorduğumuzda örnek-lemimizdeki 260 işyerlerinde çalışan 980 kişinin % 72,6'sı 706 kişinin vasıfsız, % 28,4'ünün 274 kişinin ise vasıflı olduğunu görüyoruz. Vasıfsız iş gücünü talep edişlerinin sebebi sorulduğunda, "teminin ko-laylığı ve ucus oluşu"nu söylüyorlar. Esasen vasıflı iş gücüne ihtiyaç-larının olduğunu, fakat bu iş gücünün maliyetini kaldıracak imkanlara sahip olmadıklarını belirtmektedirler. Sanat okulu ve teknik yüksek okul mezunlarının da sadece teorik bilgiye sahip olduklarını, işe yarar duruma gelebilmeleri için zaman ve deneye ihtiyaçlarının olduğunu be-lirtmişlerdir. Yine bu okullardan mezun olanların ne ucuza çalışmaya .ne de kendilerinden pratik bilgi almaya yanaşmadıklarmı söylemiş

ler-dir. Bu tespitlere göre mesele hem bir ekonomik iınkân meselesi hem de eğitim meselesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Okullar deney ek-sikliği içinde, iş yerleri teorik bilgi eksikliği içinde birbirlerini tamam-

(9)

KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU 283 layamamakta ve sanayide üretim bakımından beklenen ileri adımları atamamaktadır (Özerkmen, 1985, s. 62).

Küçük sanayi sektöründe özellikle tamir ve bakım işyeri sahip-leri, çekirdekten işgücünü kendileri yetiştirmek ve eğitmek teorik bil-gi eksikliği ile beraber gerçekleşmektedir. Bu bakımdan küçük sanayi-nin en örteıı-ili problemi yetişmiş insan meselesidir.

2.6. Alt Yap ı: Küçük sanayi iş yerlerinin bulunduğu yerler, ve iş yerinin kendisinin kuruluş açısmdan birçok noksanlığı ve yetersizliği vardir. Ankara'da Ostim sanayi merkezinde kışın yağmur-çamur, ya-zın toz-toprak içinde bulundukları, yolların yetersiz ve bakımsızlığı yanında iş yerine gidiş gelişlerde güçlükler çekildiği belirtilmiştir. Yine iş yerlerinin soğuğa ve sıcağa karşı korunmasının yetersizliği yanında, temizlik ihtiyaçlarının karşılayacak sularının olmadığı, bu ihtiyaçlarını ama kendilerinin ama başkalarının taşıdıkları su ile karşıladıklarını

.

söylemislerdir. Aynı durum Iskitlerdeki sanayi iş yerlerinde çok daha bakımsız, derme-çatma, dar ve yetersiz iş yerlerinde yaşanmaktadır. Yaptığımız gözlem, inceleme ve görüşmelerde küçük sanayi iş yerlerin-de alt yapmın olmadığını ve olsada çok yetersiz şartlar içinde çalışan bir sektör olduğunu söyleyebiliriz (özerkmen, 1985, s. 63).

II- Küçük Sarıayrnin Bugünkü Durumu

Ülkemizde küçük sanayinin büyük bir yaygnılık gösterdiği, sana-yi içinde önemli bir yeri olduğu ve günden güne sayılarında bir artış meydana geldiği gözlenmektedir. Bugün ülkemizde tüm işyerlefinin % 93'ü küçük işletme, % 7'si büyük işletme durumundadır. 1980 sana-yi saynnına göre de 177000 küçük sanayi işletmesinin varlığı tespit edilmiştir. Bu iki rakam bile ülkemizde küçük sanayinin durumu hak-kında bize bir fikir verebilir (İstanbul Küçük Sanayi Kapasite Kulla-nım Araştırması, 1983, s.1). Elimizde bugün yeterli istatistiki veri bu-lunmamakla beraber, küçük işletme sayısının "esnaf, sanatkâr ve kü-çük sanayici" ile birlikte 2,5 milyonu astığı tahmin edilmektedir. 1981' de 50 milyona varan nüfusumuz içinde aileleri ile birlikte 15 milyonu bulan sayılanyla tarımdan sonra ikinci en büyük kesimi meydana ge-tirmektedirler (Ulusoy, 1981, s. 242).

1. Küçük Sanayii Yaşatan Koşullar

Büyük sanayie engel olan bazı faktörler küçük sanayinin kurul-masına engel olmamaktadır. Örneğin sermaye kıtlığı ' küçük sanayide

(10)

284 NECMETTIN ÖZERK MEN

bir rol oynamaz, çünkü küçük sanayi tesisi nispeten ucuzdur. Bunun yanında küçük sanayide büyük çapta makina kullanılmadığı için ener ji fiyatlarının yüksekliği sanayi mamülleri yalnızca yerel mahaldeki müşterilere satıldığı için, ulaşım masraflarınm mamullerdeki maliyeti yükseltmesi de sözkonusu olamaz. Ancak küçük sanayide, teknik bilgi-lere olan ihtiyacın sinirliliği ve kredi ihtiyaçları gelişmeye engel olacak sebeplerdir. Hükümetlerin fiyat siyaseti, küçük sanayinin yaş ama-sını mümkün kılmıştır. Hükümetlerin ötedenberi çok ağır gümrük himayesi sayesinde bütün sanayi mamullerinin fiyatını yüksek tutmuş -tur. Dış rekabete karşı korunan sanayi mamulleri fiyatları yüksek se-viyede kalmış, maliyeti yüksek olan küçük sanayi müesseselerinin ya-şamalarına da imkân vermiştir (Cillov, 1962, s. 285).

Vergiler ve sosyal mevzuat da ülkemizde küçük işletmeyi teşvik eder bir mahiyet taşımaktadır. 1957 yılında yürürlükten kalkan mua-mele vergisi küçük işletmelerden alnımamaktadır. Öte yandan sanayi müesseselerini birçok sosyal tedbirler almaya sevk eden iş kanunu:da çalıştırılan işçi sayısı 5'den aşağı durumda olan müesseselere uygulan-mıştır. İşte bu iki kanun kapsamı içine girmemek için ve bazı sorum-luluklara muhatap olmamak için birçok mai müesseseler büyümekten adeta kaçmmışlardır. Zevklerin ve ihtiyaçlarm standardize edilmemiş olması da küçük ve çeşitli prodüksüyonla çalışan küçük sanayinin ya-şamasını mümkün kılmıştır. Örneğin A.B.D'de (6-10) tipten ibaret olan erkek ayakkabısmın Türkiye'de yüzlerce çeşidi vardır, giyimde de aynı durum sözkonusudur. Durum böyle olunca her çeşitten az miktarda üretmek gerekiyor ve bu üretim şekli de küçük sanayii teş -vik etmektedir (Cillov, 1962, s. 286).

a) Ortadan kalkmaya mahkum küçük sanayi b Tehlikeyle yaşayan küçük sanayi

c. Tehlike dışında kalan küçük sanayi

Açıklamak gerekirse örneğin; tekstil küçük sanayi büyük sanayi karşı -sında kaybolmaya mahkumdur. Ağaç işleri ve ayakkabı imalatı küçük sanayii aynı konuda büyük sanayi ile rekabet halindedir. Büyük sana-yinin hammaddesi veya ara malı üreticisi karakterinde olan küçük sana-yi ise tehlikesizce yaşayabilecek bir durum göstermektedir.

Büyük ölçekteki işletmelerin çoğalması, teknolojik gelişmelerin hızlanması ve hatta sermaye birikiminin artık göstererek çok üyeli ş ir-ketlerin kurulması v.b. sebeplerden dolayı küçük sanayinin ekonomik

(11)

KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU 285 büyüme içindeki katkı oranı gittikçe düşme eğilimi gösterecektir. An-cak bu gelişmelere rağmen küçük sanayinin yapısal değişiklik göster-mesi sayesinde, ekonomik anlamda yaşaması ve etkili bir rol oynaması da mümkündür. Bilhassa kırsal alanlarda küçük sanayinin üretim im-kanlarıyla, önemli ölçüde bölgesel talebi karşılayabilecek yapı ve faa-liyet içinde gelişmesi ve ihtisaslaşması lazımdır. Tehlike dışında kalan küçük sanayi daha çok el emeğinin, artistik sanat ve kabiliyetin hakim olduğu ve bu karakterin kolayca değişme ihtimalinin bulunduğu faa-liyet alanlarıdır (Keten, 1971, s. 67).

Toplumun mevcut ihtiyaçları ile gelişmeye paralele olarak ortaya çıkan yeni ihtiyaçlardan büyük çapta üretime uygun ve karl ı olmayan-ların küçük sanayi tarafından karşılanması, yeni iş imkanları yarat-maktadır. Bu ise özellikle konu değiştirme elastkikiyeti olan işletmeler açısından oldukça büyük önem taşımakta olup tali mütahitlik anlaş -maları gerçekleştirilmektedir (Keten, 1971, s. 68).

Ülkemizdeki geleneksel küçük sanayi dışındaki küçük sanayi iş -yerleri, giderek gelişmekte olan bir teknoloji düzeyinde nisbeten düşük maliyetle, ucuza, sınırlı imalat yapan ve tutunmaya çalışan işyerleridir (Arı, 1978, s. 23).

Küçük sanayi halinde çalışmak ülkenin sosyal yapısına daha uy-gun gelmektedir. Fabrika işçisi, genellikle küçük sanayi işçisinden daha fazla ücret alır. Buna rağmen birçok küçük sanat Mensupları düşük gelire kanaat ederek ücretli işçi olarak çalışmayı kabul etmez. Bu dü-şünce ve davranış ülkemizde küçük sanatların yaşamasını mümkün kılmaktadır (Cillov, 1962, s. 286).

Büyük şehirler, süratli, ucuz ve yoğun ulaşım araçları fabrika ile ev sanayiini, yani büyük üretimi, büyük sürümü teşvik ediyorsa, bu-nun aksine olarak köy, kasaba ve küçük şehir hayatı da küçük sana-yiin gelişmesine yardım etmektedir. Balkan memleketleri ve ülkemizde küçük sanatlar, nüfus yoğunluğunun aşırı derecelere vardığı ülkelere göre çok fazla gelişmeye imkan bulmuşlardır. Büyük sanayiin kendisi bazı küçük sanat alanlarının doğmasına yol açmıştır. Örneğin, tamirat, tesisat işleri, elektirikçilik ve montaj işleri, karasöri imalatı v.b. göste-rilebilir. Buna karşılık bisiklet, otomobil, telefon, sabun, iğne v.b. gi-bi harcıalem standart eşya ve mamuller yalnız büyük işletmelerin konusuna girebilir. Mamullerini yeni ihtiyaçlara uyum sağlatarak ve fabrikalar tarafından açık bırakılan alanları doldurmak suretiyle de küçük sanayi varlığını sürdürebilir (Tuna, 1950, s. 25).

(12)

286 NECMETTIN ÖZERKMEN

Bu gün küçük sanayinin bazı türleri büyük sanayi karşısında ya-şama şansını sürdürebiliyorsa, sipariş yerine hazır mal imalkına geç-miş olmasmdandır. Yine bazı küçük sanayi, büyük sanayinin hem müş -terisi hem de mütahidi şeklinde çalışma gösterdiğinden varlığını koru maktadır. Modern hayatın ihtiyaçlarının değişmesi karşısında bazı kü-çük sanayi kollarının fonksiyonlarını ortadan kaldırmaktadır (Ke ten, 1971, s. 66).

Ekonomik gelişme sonucunda küçük sanayiin sadece büyük sa-nayi ile müşteri ve mütahit fonksiyonu görenleri varlığını sürdürecek-tir. Küçük sanayiinin çökme kanunlarını araştıran bilim adamlarına göre şu tasnif verilmektedir (Sav, 1950, s. 58).

Küçük sanayinin şu an yada gelecekte iş piyasasında tutunma du-rumlarına açıklık kazandırmak için kendilerine yönelttiğimiz sorulara şu cevaplar alınmıştır. "İş payasasmda rekabet içindemisiniz?" soru-suna % 80,0'ni 208 kişi evet, % 20,0'si 52 kişi hayır cevabını vermiştir. "Rakipleriniz büyük sanayimi yokSa aynı işi yapan küçük sanayici-lermi T" sorusuna %93,0'ü 242 kişi "aynı işi yapanlar" cevabını verir-ken, % 6,9'u 18 ikisi ise "büyük sanayi olarak cevaplarrnşlardır. Yine bu, konuda bir başka soru "Sizin için şu an yada gelecekte piyasadan silinmek tehlikesi varmı? sorusuna % 42,0'si 112 kişi evet, % 47,3'ü 123 kişi hayır ve '% 11,7'si 29 kişi ise kısmen şeklinde cevap vermiştir (Özerkmen, 1985, s. 67).

Alınan bu sonuçlara göre küçük sanayi iş piyasasında rekabetin olduğunu, ancak bu rekabetin kendi aralarında aynı işi yapanlar ara-sında bulunduğunu görüyoruz. Büyük sanayi ile rekabet durumunun çok düşük bir oranda olması, küçük sanayinin konularını büyük sana-yinin konuları dışından seçmeye özen gösterdiğini söyleyebiliriz. Tabii ki seçimin de akıllıca yapıldığı söylenebilir. Ancak küçük sanayi iş let-melerinden % 42,0'sinin gelecekte piyasadan silinmek tehlikesi içinde olması, oldukça büyük bir rakamdır, azımsanacak bir oran değildir. Fakat bu durumun aynı işi yapanların çokluğundan, bir başka deyişle piyasaya fazla iş yada hizmet sunulmakta fakat buna karşılık iş ve hiz-met talep edenin az olması ve piyasanın bu fazla yükü kaldı ramamasm-dan kaynaklanmaktadır. Buna göre iyi işçilik yapan, ucuza maleden, faaliyet alanı seçimini doğru yapan, büyük sanayii bütünleyecek ko-numda olan ve imkânlarını yerinde kullananlar ayakta kalacak ve di ğerleri piyasa kanunlarma göre silineceklerdir. Küçük sanayide şu an-% 47,0'sinin piyasadan silinme tehlikesinin olmaması da bu alanda

(13)

KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU 287 seçimini iyi yapmış işletmelerin çoğunluğu meydana getirdiği söylene-bilir (Öıerkmen , 1985, s . 67).

2. Küçük Sanayinin Diğer iş Alanlarından Ayrılığı:

— Küçük sanayide işçi sayısı, fabrika sanayine göre smırlıdır. — Küçük sanayide makina ve motordan istifade, fabrika sanayii-yiine göre smırlıdır.

--- Küçük sanayide teknik iş bölümünün fabrika sanayiine göre sınırlı olmasına karşı, bu sanayi şeklinde ekonomik iş bölümü yoktur. - Küçük sanayide sermaye, fabrika sanayine göre sınırlıdır -- Küçük sanayide ekonomik hürriyet var olmasına karşı, ev sanayiinde bu serbesti yoktur.

Bunun yanında küçük sanayide fabrika sanayiinin tersine olarak, bir işçi sınıfının bulunmaması; sınıf çelişkisinin ve dolayısıyla smıf mücadelesinin olmayışı, birincisinde yalnız nitelikli işçilerin (kalfala-rın), diğerinde ise nitelikli, yarı nitelikli ve niteliksiz işçilerden meydana gelen bir sınıfın varlığı iki sanayi sistemini ayırmak bakımından yar-dımcı unsurlar olarak dikkate alınmalıdır. Küçük sanayi usta, kalfa ve çıraktan meydana gelen bir meslek sınıfı ve bir sınal teşkilât şekli olup, kural olarak küçük işletme esasına dayanan ve sermayeden ibaret sana-yi sistemine zıt olan organik bir sanat şeklidir. Küçük sanayide duruma göre bazı makinaların kullanılmasına rağmen, insan çalışmasının özel karakteri ön safta yer alır. İşletme idarecisi olan usta kendi mesleğinin bütün teknik-ticari ve tecrübesine hakimdir ve bütün smai faaliyetleri sürdürecek durumdadır. Fabrika sanayive küçük sanayii birbirinden ayırmada sadece rakamlar yeterli değildir. Makina kullanılıp kullanı l-maması keyfiyeti de bir ölçü olmaktah uzaktır (Tuna, 1950, ss. 54-55). İş bölümü, işletme sahibinin bizzat çalışıp çalışmaması, sipariş veya piyasa için irnalattâ bulunup bulunmaması, stok üzerine çalış -ma meselesi, ticari defter tut-manın varlığı veya yokluğu, çıraklarm ye-tiştirilmesi işinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesi, küçük sanayiin bilhassa vasıflı işçiler yetiştirmesi noktası tek başına zorunlu, bir ölçü olarak göz önünde tutulmas ve özellikle el işinin imalatta temel bir rolü olduğunun kabul edilmesidir (Tuna, 1950, ss. 61).

2.1. Küçük sanayinin büyük sanayiden farkı:

— Ustanın meslekten yetişmesi ve küçük sanayie has eğitim gör-müş bir sanatkâr olmasına karşılık, fabrika müteşebbisi genellikle bir

(14)

288 NECMETTİN öZERKMEN

tacirdir. 13irincisinde başarı ustanın kabiliyetine, ikincisinde ticari bil-gi ve piyasayı yakından takibine bağlıdır.

— Küçük sanayide, usta-kalfa-çırak smai faaliyette aynı iş ş art-ları altında katıldığı halde, fabrika sanayiinde girişimcinin idari faa-liyeti ile işçinin icrai faaliyeti birbirinden aynlmıştır.

— Küçük sanayide ustalar ya yalnız yada aile fertleri ve baş kala-nyla sınırlı sayıda kimse ile çalışırken; fabrika sanayiinde ne yalnız çalışma ne de sınırlı sayıda işçi ile çalışma durumu vardır.

— Küçük sanayide belli bir dalda usta, çırak ve kalfa yetiştirip, bütün işlerin ayrım gözetilmeksizin herkezce yapılabilmesi sözkonusu iken; fabrika sanayinde idari teknik ve icrai ayrım ve uzmanlıklar söz-konusudur.

— Küçük sanatları seyyar bir şekilde dahi icra etmek mümkün iken, fabrika sanayiini sabit tutmak zorunluluğu vardır.

— Küçük sanayi sınırlı miktarda beygir gücüne ihtiyaç gösterir-ken, fabrika sanayii çok miktarda beygir gücüne sahip makina ve mo-torlara ihtiyaç gösterir.

2.2. Küçük sanayiin ev sanayiinden farkı:

— Küçük sanayide ustalar ekonomik olarak tamamen serbest ve bağımsız oldukları, istedikleri ile anlaşma yaptıkları, gerek sipariş gerekse piyasa için imalat yapmakta bağımsız uldukları halde; ev sa-nayiinde sırf sipariş üzerine çalışılır ve ev çalışanlarının piyasa ile ala-kalan yoktur.

— Küçük sanayi ustası meslekten yetişmiş bir sanatkar olduğu halde, ev sanayii müteşebbisi kesin olarak bir tacirdir.

— Ev sanayii genellikle küçük sanayiin teknik bünyesine bağlı kalmış fakat sürüm sahası geniştir.

— Küçük sanayiin ev işinden farkı ise ev imalâtı aile ihtiyacının karşılamak için ailecek yapılan imalattır. Küçük sanayi ise geçimini temin için başkalarına üretimde bulunmak sorundadır (Tuna, 1950 s. 62).

3. Küçük Sanayi'nin Faaliyet Alanları ve Haksız Rekabet: Küçük sanayi ülkemizde oldukça yaygın ve sanayiin büyük bir kısmı küçük sanayi mahiyetindedir. 1950 sanayi ve işyerleri sayımına

(15)

KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU 289 göre nüfusu 2000'den fa7la olan yerlerdeki küçük sanayi i şyerlerinin sayısı 80 bine yaklaşmakta ve bu imalâthanelerde çal=şanların sayısı 312 bin kişiyi aşmaktadır. Çalışanların 187 bini yani ortalama olarak % 55'i motor gücü 10 beygir gücünü aşmayan ve 10'dan az işçi çalış -tıran küçük müesseselere düşmektedir. Bu nisbet bazı sanayi dallarında daha da yükselmektedir. Nitekim küçük madeni eşya sanayiinde istih-dam edilen işçilerin sayısı o dalda çalışanlar toplummın % 80'ini, ma-kina sanayiinde % 83'ünü, deri sanayiinde % 88'ini, mobilya sanayiin-de % 92'sini ve giyim eşyası sanayiinde ise % 96'smı kapsamaktadır (Istatistik Yıllığı, 1954, s. 283).

Tamircilik, bütün ileri sanayi ülkelerinde bile yine küçük müesse-seler tarafından icra edilmektedir. Bizde dikkat çekici olan şudur: Başka ülkelerde büyük sanayiin rekabeti karşısında küçük sanayi yı -kılmış bulunduğu halde biz de çeşitli işler hala küçük sanayi

yapılmakta devam etmektedir. Bu işler şunlardır: Kunduracılık, ek-mekçilik, giyim eşyası ve madeni eşya imalatı, hatta dokumacılık bile yaygın şekilde el tezgahlarında ve küçük sanayi halinde yapı lmakta-dır. Yine ileri sanayi ülkelerinde, yerini çoktan büyük sanayie terk etmiş olan trikotaj işleri, bizde küçük sanayi tarafından yapı lmakta-dır (Cillov, 1962, s. 283).

Bugün küçük sanayi, büyük sanayinin karlı bulmadığı standart eşya üretiminin olmadığı alanlarda faaliyetini sürdürmektedir. Bu alanlar da kişisel isteği tatmin edici bölgesel özelliği taşıyan bir talebi göstermektedir, yada büyük sanayinin tamamlayıcısı olarak tamirat, bakım elektrikçilik, montaj işleri, karasörü imalatı gibi işlerdir. Bir de büyük sanayie ara malı üreterek bir mütahitlik hizmeti şeklinde büyük sanayii tamamlayan ve varlığını sürdüren küçük sanayi faaliyet alanı vardır (Tuna, 1950, s. 26).

Yaptığımız anket soruşturmasına göre tespit edilen 44 tür küçük sanayi faaliyet şeklinen % 46'sı 119 iş yeri sadece tamir, bakım ve onarım hizmeti gören iş yerleriyken. diğer 54'dü 141 iş yeri ise bü-yük sanayiin alanına girmeyen ufak çapta imalat yada büyük sanayinin ara malı üretimini yapan işyerleri durumundadır. Bkz., s. 122 Küçük sanayi meslek dağılımı (Özerkmen, 1985, s. 71).

Küçük sanayi iş piyasasında haksız rekabet ve kazancın olup ol-madığını tespit etmek için kendilerine şu sorular yöneltilmiştir: "Hak-sız kazanç ve rekabet kendi iş piyasanızda varmı? Bu duruma karşı alınmış mesleki tedbirler varmı? Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

(16)

290 NECMETTİN ÖZERKMEN

Alınan cevap yüzdeleri şöyle bir dağılım göstermektedir: % 58,5'i 150 kişinin haksız kazanç ve rekabetin var olduğunu, % 42,2'si 110 kişinin hayır, yok diye cevapladığun tespit ediyoruz. % 100'lik bir ka-tılımla da bu duruma karşı alınmış bir tedbirin olmadığını belirtmiş -lerdir. Kendilerinin bu durumu düzeltmek için ne düşündükleri konu-sunda % 65,2'si 169 kişi kanun yoluyla bir çözümü isterken, % 24,4'ü 62 kişi örgütlenme yolunu, % 4,0'dü 10 kişi kalitenin artırılmasını, % 6,4'dii 16 kişi hiçbir şey derken, % 1,0'i 3 kişi eğitim yolunu öner-miştir (Özerkmen, 1985, s. 71).

Alman bu sonuçlara göre küçük sanayi iş piyasasında aşırı bir yığılmanın olduğunu ve bu yüzden de haksız kazanç ve rekabetin orta-ya çıktığını söyleye iliriz. Müşteri çekebilmek için kaliteyi düşürerek, ucuz malzeme, kot işçilik ve az zaman ayırarak ınaliyetleri düş ür-meye çalışarak piyasada tutunmaya çalıştıkları ortaya çıkmaktadır. Burada önen-ıli olan, bu duruma karşı hiçbir tedbir alınmamış olması yanında çözüme yönelik girişimlerinin de dağınıklık göstermesi ve çözümü devletten beklemeleridir. Problemin farkında olmalarına ve kendilerine ait bir problem olduğunu görmelerine rağmen, kendilerinin katılımı ile ilgili gerçekçi bir çözüm yolunun tutulrnaması, gereken girişimlerde bulımmamaları teşkilatlanma durumlarının zayıflığın' gös-termektedir. Bu duruma göre küçük sanayi iş piyasasında, bu alanın kaldıramayacağı oranda aynı türden iş yapan küçük sanayicinin faa-liyet gösterdiği, faaliyetin marjinalleştiği "Esnaflaşma" durumu söz konusudur (Özerkmen, 1985, s. 71).

SONUÇ.

Küçük sanayi sektörü çeşitli yardımcı faaliyet. dallarının yapısı n-da yer verdiğinden tanım yapmada güçlükler vardır. Küçük sanayiin genel birtanımı bu yardımcı faaliyetlerin ancak ortak taraflarmı yan-sıtabilir. ama bütün özellikleri tanıtarak ayrıntılı bir, bilgi veremez. Küçük sanayinin donanım özelliklerinden sermaye yapısı bakımından yetersiz olduğu tespit edilmiştir Teknik yapı (donanımı) düşük ve kı

-sıtlıdır. İş bölümü açısından oldukça yüksek bir iş bölümü, teknik ve idari ayı-lin-la gözlenirken henüz büyük çoğunluk iş bölümüne, teknik ve idari ayrılmaya gerek duynıamaktadır. Bilgi düzeyleri açısından teo-rik bilgi daruşmanlığına ihtiyaç duyduklarını belirledik. Bu bakımdan pratik olarak mesleki bilgilerin olduğunu ama teorik açıdan yetersiz olduklarını söyleyebiliriz. Personel durumu bakımından, çok persinele

(17)

KÜÇÜK SANAYININ YAPISI VE BUGÜNKÜ DURUMU 291 ihtiyaç duymadan işlerin döndürülebildiğini söyleyebiliriz. Son olarak alt yapı bakımından alt yapının olmadığını, ve olsada yetersiz oldu-ğunu söyleyebiliriz.

Küçük sanayinin bugünkü durumuna gelince tarımdan sonra ikinci en büyük kesim olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca değişen koşullara kendisini kolayca uyarlaması ve büyük sanayii tamamlayan alanlarda faaliyet göstermesi yaşama şansını artırmaktadır. Bu bakımdan piya-sadan silimnek şöyle dursun gün geçtikçe değişen koşullara göre fark-hlaşmakta ve sayıları artmaktadır. Küçük sanayi birçok bakımdan büyük sanayiiden ve ev sanayiinden farklı olduğu belirlenmiş ve ampi-rik verilerin sonuçlarma göre küçük sanayii iş piyasasında aşırı bir rğılmanın olduğunu ve bu nedenle de haksız rekabet ve haksız kazanç ortaya çıktığım söyleyebiliriz. Sonuç olarak küçük sanayi alanında bu piyasanın kaldıramayacağı oranda aynı türden iş yapan küçük sanayi-cinin faaliyet gösterdiği bir "Esnaflaşma" durumu vardır.

Kaynakça

An. Oğuz (1978). Ankara ve İstanbul Imalat Sanayi işçilerinin Uyumu ve Sanayi ile Bütünleşmesi, Boğaziçi Üniversitesi yayını, Istanbul. Buldum. Ahmet. Sabahattin Afacan ve Aydın Baştan (1982). Türkiye'de

Küçük Sanayi Siteleri, Sosyal Planlama Başkanlığı, Planlama Da-iresi, Ankara.

Cillov. Haluk (1962). Türkiye Ekonomisi, İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi Yayını, Sermet Matbaası, İstanbul.

İstanbul Küçük Sanayi Kapasite Kullanım Araştırması (1983) İstanbul. Ticaret Odası Yayın, İstanbul.

Istatistik Yıllığı. (1954). D.I.E. Yayını, Ankara.

Keten. Mustafa (1971). So-syo-Ekonomik Bünyesinde Küçük Sanayinin

Yeri ve Önemi, D.P.T. Sosyal Planlama Dairesi-Planlama Şubesi, Ankara.

Kurtkan. Amiran. (1962). Küçük Sanayi Tarifi ve iktisadi Ehe ınmoyeti Iktisat Fakültesi Mecınuası, Cilt XXI-No: 1-4. İstanbul. Küçük Sanayi ve El Sanatları (1969). D.P.T. Yayın, Ankara.

M.P.M. Endüstri Şubesi (1969). Küçük ve Orta Sanayi _işletmelerinin Kredi Problemi, Baylan Basım ve Ciltevi, M.P.M. Yayını, Ankara.

(18)

292 NECMETTİN ÖZERKMEN

üzerkmen. Necmettin (1985). Ülkemizde Küçük sanayinin Orta

Taba-kalaymadaki Rolü: Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniver-sitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Say. Nizamettin Ali (1950). Sınai Iktisat ve Türk Sanayii, Izmit.

Tuna. Orhan (1950). İstanbul Küçük Sanayii ve Bugünkü Mesleleri,

İktisat Fakültesi Yayını, İstanbul.

Ulusoy, A, Şahin (1981). Türkiye'de Esnaf Sanatkâr ve Küçük

Sana-yicilerin Sorunları ve Çözümü İçin Öneriler, (II. Türkiye iktisat

Kongresi, 7 Kasım 1981 İzmir, Sosyal Gelişme ve istihdam Komisyonu Tebliği), D.P.T., Ankara.

Şekil

Çizelge 2. Küçük Sanayi I ş letmelerinde  İş   Bölümü. Varm ı d ı r-  Teknik ve idari I ş   Bölümüne Gerek Varm ı d ı r?
Çizelge 5.  İş   Yerinde Çal ış anlar ı n Say ı lar ı   ve Da ğı l ı m ı

Referanslar

Benzer Belgeler

Osteoartiküler tutulumu olan olgularda bel ağrısı ve sakroiliak eklem ağrısı, tutulum olmayan olgulara göre istatistiksel olarak daha belirgin bir

But based on the references (Man et al., 1994, 1995), we can see that the error convergence in linear sliding mode control (LSMC) systems is faster if the absolute values of

In this paper, our attention is focus on applying backstepping design with adaptive sliding mode control to address the queue regulation of premium and ordinary buffers in

f 33 : Word Sentence Score: This sentence feature is used by [6] and depends on the term frequency and inverse sentence frequency (TF s -ISF) of t k in S i (i=1,...,N) where N

In the next part of the article the instagram accounts and instagram stories of 5 private theatre, account of State Theater and Istanbul City Theater in Turkey will be analyzed

According to our results, there is enough evidence to conclude that there is long run negative relationship between inflation and unemployment; unemployment and economic growth

25 Physics Department, Brookhaven National Laboratory, Upton NY, United States of America 26 (a) National Institute of Physics and Nuclear Engineering, Bucharest; (b) National

Mülakatlar esnasında kadın araştırma öznelerinin nasıl konuştukları sorusunu saha ve sözlü tarih çalışması tecrübelerimden yola çıkarak takip etmek