• Sonuç bulunamadı

Üniversite yerleşke alanlarının kentsel tasarım bağlamında değerlendirilmesi, Yeditepe Üniversitesi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite yerleşke alanlarının kentsel tasarım bağlamında değerlendirilmesi, Yeditepe Üniversitesi örneği"

Copied!
125
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÜNĠVERSĠTE YERLEġKE ALANLARININ KENTSEL TASARIM BAĞLAMINDA

DEĞERLENDĠRĠLMESĠ, YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRNEĞĠ

ġura GÜVEN Yüksek Lisans Tezi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı DanıĢman: Prof. Dr. Murat ÖZYAVUZ

(2)

T.C.

TEKĠRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ÜNĠVERSĠTE YERLEġKE ALANLARININ KENTSEL TASARIN

BAĞLAMINDA DEĞERLENDĠRĠLMESĠ,

YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRNEĞĠ

ġura GÜVEN

PEYZAJ MĠMARLIĞI ANABĠLĠM DALI

DANIġMAN: PROF. DR. MURAT ÖZYAVUZ

TEKĠRDAĞ - 2019

(3)

Prof. Dr. Murat ÖZYAVUZ danıĢmanlığında, ġura GÜVEN tarafından hazırlanan “Üniversite YerleĢke Alanlarının Kentsel Tasarım Bağlamında Değerlendirilmesi, Yeditepe Üniversitesi Örneği” isimli bu çalıĢma aĢağıdaki jüri tarafından Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı‟nda Yüksek Lisans olarak oy birliği ile kabul edilmiĢtir.

Jüri BaĢkanı: Prof. Dr. Murat ÖZYAVUZ Ġmza:

Üye: Prof. Dr. Tuğba KĠPER Ġmza:

Üye: Doç. Dr. Yasin DÖNMEZ Ġmza:

Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu adına

Doç. Dr. Bahar UYMAZ Enstitü Müdürü

(4)

i ÖZET Yüksek Lisans Tezi

ÜNĠVERSĠTE YERLEġKE ALANLARININ KENTSEL TASARIM BAĞLAMINDA DEĞERLENDĠRĠLMESĠ, YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ ÖRNEĞĠ

ġura GÜVEN

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı DanıĢman: Prof. Dr. Murat ÖZYAVUZ

Dünya genelinde eğitimli ve kültürlü bireyler yetiĢtirme görevini üstlenen kurumlar, üniversitelerdir. Bilginin üretildiği ve üretilen bu bilgilerin toplumla açık ve anlaĢılır bir Ģekilde paylaĢıldığı eğitim ve öğretim mekânlarıdır. Üniversite yerleĢkeleri eğitim görevini üstlenmenin yanı sıra gerek fiziksel büyüklükleri, gerekse kamusal ve sosyal görevleri ile kent içinde en etkili ve özel iĢlevleri olan kurumlardır. Türkiye‟de 2006 yılından sonra üniversite kurumlarının inĢası hızlanmıĢ ve bu kurumların sayısı giderek artmıĢtır. Fakat kent içinde hızla sayısı artan üniversiteler için yeterli alan sağlanamamıĢtır ve üniversitelerin kurulmasında kent dıĢı alanlar ve kent dıĢı yerleĢke modeli ortaya çıkmıĢtır. Kent içinde veya kent dıĢında bulunan üniversiteler eğitim-öğretim ve bilimsel faaliyetleri, sosyal ve kültürel yaĢamı, alıĢveriĢ ve barınma gibi birçok iĢlevi bir arada bulundurmasıyla bu alanlarının planlanması ve tasarımı mimari ve kentsel çevre açısından çok önemlidir. Dünyadaki örnekler incelendiğinde üniversite yerleĢkeleri farklı planlama modellerine sahiptir. Fakat morfolojik yapısı ne olursa olsun yerleĢke alanları, binalar ve binaları çevreleyen açık alanlar ile bir bütünü ifade etmektedir. Bu etkin ve bütüncül yapının oluĢturulmasında mimari ve kentsel tasarım ilkelerinin kullanılması mevcut durumun kalitesi ve sürdürülebilirlik açısından oldukça önemlidir. Bu çalıĢmanın konusu; üniversite yerleĢke alanlarının planlama ve tasarım kriterlerini araĢtırıp, Ġstanbul‟da bulunan Yeditepe Üniversitesi yerleĢkesinin planlama ve kentsel tasarım ilkeleri bakımından içeriğini kapsamaktadır.

Anahtar kelimeler: Üniversite YerleĢkesi, YerleĢke Planlama Ġlkeleri, YerleĢke Tasarım Ġlkeleri, Yeditepe Üniversitesi

(5)

ii ABSTRACT

M.Sc. Thesis

EVALUATION OF UNIVERSITY CAMPUS AREAS IN THE CONTEXT OF URBAN DESIGN, YEDITEPE UNIVERSITY CASE STUDY

ġura GÜVEN

Tekirdağ Namık Kemal University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Landscape Architecture

Supervisor: Prof. Dr. Murat ÖZYAVUZ

Universities are institutions that undertake to raise educated and cultured individuals around the world. These are educational and instructional venues where information is produced and produced and shared with the community in a clear and understandable way. In addition to undertaking educational duties, university settlements are the most effective and special functions in the city with both physical magnitudes and public and social duties. After 2006 in Turkey, the construction of university institutions accelerated and the number of these institutions increased. However, not enough space has been provided for the rapidly increasing number of universities in the city, and in the establishment of universities, the urban areas and the non-urban settlement model emerged. The planning and design of these areas by combining many functions such as education and scientific activities, social and cultural life, shopping and housing in the city or other universities in the city are in terms of architectural and urban environment is very important. When examining the examples in the world, university settlements have different planning models. However, regardless of the morphological structure, the area of the campus expresses a whole with open spaces surrounding buildings and buildings. The use of architectural and urban design principles in the creation of this effective and holistic structure is very important in terms of the quality of the current situation and sustainability. The subject of this study; It covers the planning and design criteria of the university campus areas and its contents in terms of planning and urban design principles of the campus of Yeditepe University in Istanbul.

Keywords: University Campus, Campus Planning Principles, Campus Design Principles, Yeditepe University

(6)

iii ÖNSÖZ

Bu tez çalıĢmasında, üniversite yerleĢke alanlarının kentsel peyzaj planlama ve kentsel peyzaj tasarım ilkeleri ıĢığında incelemesi yapılmıĢtır.

Tez çalıĢmamın planlanmasında, araĢtırılmasında, yürütülmesinde ve oluĢumunda ilgi ve desteğini esirgemeyen, engin bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım, yönlendirme ve bilgilendirmeleriyle çalıĢmamı bilimsel temeller ıĢığında Ģekillendiren değerli tez danıĢman hocam Sayın Prof. Dr. Murat ÖZYAVUZ‟a teĢekkürlerimi sunarım.

Bu çalıĢmanın gerçekleĢtirilmesinde, değerli bilgilerini benimle paylaĢan, kendisine ne zaman danıĢsam bana kıymetli zamanını ayırıp sabırla ve büyük bir ilgiyle bana faydalı olabilmek için elinden gelenden fazlasını sunan, kaynak bulmamı sağlayan, güler yüzünü ve samimiyetini benden esirgemeyen, Yeditepe Üniversitesi Öğr. Gör. Lütfiye KOZLAN hocama ayrıca teĢekkür ediyorum.

Hayatımın her aĢamasında yanımda olan, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen ve sonsuz sabır gösteren aileme teĢekkürü bir borç bilirim

Tez çalıĢmamın ilk aĢamasından son aĢamaya kadar her türlü bilgi, beceri, destek ve yardımları ile yanımda olan sevgili eĢim Ahmet ġENEL‟ e teĢekkür ederim.

ġura GÜVEN Mayıs 2019

(7)

iv ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖNSÖZ ... iii ĠÇĠNDEKĠLER ... iv ġEKĠL DĠZĠNĠ ... vii ÇĠZELGE DĠZĠNĠ ... x 1. GĠRĠġ ... 1

2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK TARAMALARI ... 3

2.1 YerleĢke (Kampüs) Kavramı ... 3

2.2 YerleĢke Planlaması ... 5

2.2.1 YerleĢke planlamasının tarihsel geliĢimi ... 7

2.2.2 Türklerde yerleĢke planlaması tarihsel geliĢimi ... 12

2.2.3 YerleĢke yerleĢim modelleri ... 18

2.2.3.1 Yaygın tip yerleĢim modeli ... 18

2.2.3.2 Merkezi tip yerleĢim modeli ... 19

2.2.3.3 Moleküler tip yerleĢim modeli ... 20

2.2.3.4 ġebeke yerleĢim modeli ... 21

2.2.3.5 Haç tipi yerleĢim modeli ... 22

2.2.3.6 Lineer tip yerleĢim modeli ... 23

2.3 Üniversite YerleĢkesi Planlamada Temel YaklaĢımlar ... 24

2.4 Üniversite YerleĢkelerinde Kentsel Planlama Ġlkeleri... 27

2.4.1 Üniversite kapasitesinin belirlenmesi ... 29

2.4.2 Enerji tasarrufu. ... 30

2.4.3 Topoğrafya ve arazi yapısı ... 31

2.4.4 Fonksiyonel bitkilendirme ... 32

2.4.5 YeĢil üniversite binaları ve yeĢil çatılar ... 34

2.4.6 Su varlığı ... 36

(8)

v

2.4.8 Atık yönetimi ... 42

2.4.9 Sürdürülebilir peyzaj sistemleri ... 44

2.4.10 Yaban hayatı (Habitat) koruma alanı... 46

2.4.11 Zararlı yönetimi ... 47

2.4.12 Peyzaj bakım ... 48

2.4.13 UlaĢım ve otopark ... 49

2.5 Üniversite YerleĢkelerinde Kentsel Peyzaj Tasarım Ġlkeleri ... 51

2.5.1 Fiziksel ve ekolojik Nitelik ... 53

2.5.2 Fonksiyonel nitelik ... 54

2.5.3 Estetik ve görsel nitelik ... 56

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 59

3.1 Materyal ... 59

3.2 Yöntem ... 61

4. ARAġTIRMA BULGULARI ... 64

4.1 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos YerleĢkesi Genel Özellikleri ... 64

4.2 Yeditepe Üniversitesi'nin Kentsel Planlama Ġlkeleri Yönünden Ġrdelenmesi ... 68

4.2.1 Üniversite yerleĢimi ve altyapı ... 68

4.2.2 Enerji tasarrufu ... 73 4.2.3 Fonksiyonel bitkilendirme ... 74 4.2.4 YeĢil çatılar ... 80 4.2.5 Su varlığı ... 80 4.2.6 Atık yönetimi ... 82 4.2.7 Sürdürülebilirlik ... 84 4.2.8 Peyzaj bakım ... 85 4.2.9 UlaĢım ve otopark ... 87 4.2.10 Eğitim ... 89

4.3 Yeditepe Üniversitesi'nin Kentsel Peyzaj Tasarım Ġlkeleri Yönünden Ġrdelenmesi ... 90

4.3.1 Yeditepe Üniversitesi'nin fiziksel nitelik açısından değerlendirilmesi ... 94

(9)

vi

4.3.3 Yeditepe Üniversitesi'nin estetik ve görsel nitelik açısından değerlendirilmesi ... 101

5. SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 104

6. KAYNAKLAR ... 108

(10)

vii ġEKĠL DĠZĠNĠ

ġekil 2.1 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs YerleĢkesi ... 4

ġekil 2.2 Hacettepe Üniversitesi Beytepe YerleĢkesi ... 6

ġekil 2.3 Hacettepe Üniversitesi Beytepe YerleĢkesi peyzaj düzenlemesinden bir görünüm .... 7

ġekil 2.4 Bologna Üniversitesi yerleĢke planı ... 8

ġekil 2.5 Paris Üniversitesi yerleĢke planı ... 10

ġekil 2.6 Oxford Üniversitesi yerleĢke planı ... 10

ġekil 2.7 Semerkant medresesi ... 12

ġekil 2.8 Beyazıt II. Külliyesi vaziyet planı ... 13

ġekil 2.9 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi ... 13

ġekil 2.10 Mühendishane-i Bahri-i Hümayun ... 14

ġekil 2.11 1846 yılında kurulan Darülfünun ... 15

ġekil 2.12 Yaygın tip yerleĢim modeli ... 19

ġekil 2.13 Merkezi tip yerleĢim modeli ... 20

ġekil 2.14 Moleküler tip yerleĢim modeli ... 21

ġekil 2.15 ġebeke yerleĢim modeli ... 22

ġekil 2.16 Haç tipi yerleĢim modeli ... 23

ġekil 2.17 Lineer tip yerleĢim modeli ... 24

ġekil 2.18 Lineer tip yerleĢim modeli 2 ... 24

ġekil 2.19 Singapur Nanyang Teknik Üniversitesi YerleĢkesinden bir görünüm ... 35

ġekil 2.20 Sabancı Üniversitesi YerleĢkesinden bir görünüm ... 38

ġekil 2.21 Dünyanın en büyük güneĢle elektrik sağlayan binası ... 39

ġekil 2.22 Çin‟de bulunan güneĢ-ay konağından bir görünüm ... 39

ġekil 2.23 Organik maddelerin sentezleĢmesi ... 42

ġekil 2.24 Her türlü organik materyalden organik yapımı sağlanması ... 43

ġekil 2.25 Polonezköy klon jawor garden otel çocuk oyun parkından bir görünüm ... 55

(11)

viii

ġekil 3.1 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos YerleĢkesinden bir görünüm ... 59

ġekil 3.2 ÇalıĢma alanının konumu ... 60

ġekil 4.1 Yeditepe Üniversitesi uydu resmi ve giriĢler ... 64

ġekil 4.2 Yeditepe Üniversitesinin üst giriĢ kapısı ... 65

ġekil 4.3 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos yerleĢkesinin genel görünümü ... 65

ġekil 4.4 Yeditepe Üniversitesinde bulunan eğitim binaları ... 66

ġekil 4.5 Yeditepe Üniversitesinde bulunan Arboretum alanının uydu görüntüsü ... 66

ġekil 4.6 Yeditepe Üniversitesinin Atatürk Tepesinden Görünümü ... 67

ġekil 4.7 Arboretum alanında yapılan 2018 yılı fidan dikim töreni ... 68

ġekil 4.8 Yeditepe Üniversitesi YerleĢkesi ... 69

ġekil 4.9 Binaların dıĢ cephesinden bir görünüm ... 70

ġekil 4.10 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos YerleĢkesi bina ve refüjler ... 70

ġekil 4.11 26 Ağustos YerleĢkesinde bulunan yurt binaları ve geniĢ çim alanlar ... 71

ġekil 4.12 Yeditepe Üniversitesi YerleĢke Krokisi ... 72

ġekil 4.13 Yeditepe Üniversitesi YerleĢkesine üst giriĢ kapısından bir görünüm... 73

ġekil 4.14 Yeditepe Üniversitesi güneĢ panelleri ... 74

ġekil 4.15 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos YerleĢkesi peyzaj planı ... 75

ġekil 4.16 Yeditepe Üniversitesi bitkilendirme çalıĢmaları ... 76

ġekil 4.17 Eğitim binalarının kapı giriĢleri ... 79

ġekil 4.18 YerleĢke bünyesinde bulunan süs havuzu ... 80

ġekil 4.19 Arboretum sahası yağmur suyu deposu ... 81

ġekil 4.20 Yeditepe Üniversitesi biyolojik atık su artıma tesisi ... 81

ġekil 4.21 Yeditepe Üniversitesi kompost çalıĢmaları ... 83

ġekil 4.22 Elde edilen kompost ... 83

ġekil 4.23 Yeditepe Üniversitesi toksik atıkların bertarafı ... 84

ġekil 4.24 Yeditepe Üniversitesi dinlenme alanları ... 85

(12)

ix

ġekil 4.26 Akademik personel otoparkına giriĢ kapısı ... 87

ġekil 4.27 ÇalıĢma alanında bulunan servis otobüsleri ... 88

ġekil 4.28 YerleĢke bünyesinde bulunan yaya yolları ... 89

ġekil 4.29 YerleĢke içinde yapılan çevre ve sürdürülebilirlik ile ilgili etkinlikler ... 90

ġekil 4.30 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos YerleĢkesi yapısal tasarım projesi ... 91

ġekil 4.31 Yeditepe Üniversitesi YerleĢim Planı ... 92

ġekil 4.32 YerleĢkede bulunan yönlendirme tabelalarından bir görünüm ... 92

ġekil 4.33 Doğal küp taĢlar ile kaplı olan yollar ... 93

ġekil 4.34 YerleĢke içinde bulunan toplanma alanları ve sosyal alanlar... 94

ġekil 4.35 Alana üst giriĢ kapısından bir görünüm ... 95

ġekil 4.36 YerleĢke içerisinde bulunan sosyal aktivite ve toplanma alanları ... 96

ġekil 4.37 YerleĢke içerisinde bulunan sosyal yaĢam alanları ... 97

ġekil 4.38 ÇalıĢma alanında uygulaması gerçekleĢtirilen rampa uygulamaları ... 98

ġekil 4.39 26 Ağustos YerleĢkesi Serender Kafe ... 99

ġekil 4.40 Trabzon yöresine göre uygulaması yapılan Serender Kafe ... 100

ġekil 4.41 YerleĢkede bulunan Otağ Kafe‟den bir görünüm... 100

ġekil 4.42 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos yerleĢkesinde bulunan tenis kortları ve basketbol sahaları ... 101

ġekil 4.43 26 Ağustos YerleĢkesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi aydınlatma birimleri ve peyzaj düzenlemesi ... 102

ġekil 4.44 Hukuk Fakültesi önünde bulunan süs havuzu ... 103

ġekil 4.45 Serender Kafe ... 103

ġekil 4.46 Kıl Çadırı ... 103

(13)

x ÇĠZELGE DĠZĠNĠ

Çizelge 2.1 Tarihsel süreçte örnek gösterilebilecek üniversite yerleĢkeleri ... 17 Çizelge 4.1 Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos YerleĢkesi peyzaj projesi tasarımında

(14)

1 1. GĠRĠġ

YaĢadığımız kent içinde bulunan üniversiteler, geçmiĢten bu yana sosyal, ekonomik ve politik yaĢamdaki kriterler üzerinde önemli etkiye sahip kurumlardır. Üniversitelerin ulusal ve küresel boyuttaki bu önemli konumları, sürdürülebilir geliĢmeyi farklı ölçeklerde ve tüm boyutları ile baĢarıya ulaĢtıran anahtar kuruluĢlardan biri yapmaktadır. Bu durum, yerleĢke içinde ve dıĢında çevresel ve toplumsal sorumlulukları arttırmaktadır. Eğitim ve öğretim bu kapsamlı sorumlulukların yerine getirilmesinde ki en kapsamlı araçtır (Anonim 2018).

Hızla geliĢen teknoloji ile birlikte eğitimli ve donanımlı insan yetiĢtirme politikaları, içinde bulunduğumuz zaman sürecinde önemini giderek arttırmaktadır. Toplumun geleceğine örnek teĢkil edebilecek nitelikli insan gücünün yetiĢtirildiği eğitim kurumlarının baĢında üniversiteler gelmektedir. Üniversitelerin, temel iĢlevleri eğitim ve araĢtırma alanlarıdır ancak, günümüz eğitim sisteminin gerektirdiği; çalıĢma, dinlenme, alıĢveriĢ, eğlence, spor, rekreasyon, sağlık, vb. iĢlevlere zemin oluĢturacak fiziksel özellikleri de bünyesinde bulundurması gerekmektedir. Özellikle büyük peyzaj alanlarına sahip olduklarından, kullanıcıların bu ihtiyaçlarını karĢılaması, doğru peyzaj planlama ve tasarımı ile kolayca sağlanabilmektedir. Bu nedenle fiziksel iĢlevleri sağlayan yerleĢkelerin farklı birimlerden oluĢması, bu iĢlev ve birimlerin iliĢkilendirilmesi ve bir bütün olarak çalıĢabilmesinin sağlanması, planlamayı ve bu planlamanın belirli ilkeler doğrultusunda yapılmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu gereklilik sonucunda birbirinden farklı tasarım ilkelerinin oluĢturduğu üniversite yerleĢim sistemleri meydana gelmiĢ ve üniversite yerleĢkeleri için sistematik bir düzen oluĢturulmuĢtur (Eminağaoğlu ve Muhacir 2018).

Bu tez çalıĢmasının temel amacı, kent içerisinde makro ölçeklerde yer kaplayan üniversite yerleĢkelerinin, öğretim elemanları, idari personel, öğrencilerin ve diğer kullanıcıların birlikte sosyal etkileĢimde bulunacakları mekânların planlanmasıdır. Kendi baĢına küçük bir kent olarak değerlendirilen üniversite yerleĢke alanları, bir kentin ihtiyaç duyduğu mekânsal düzenlemeleri bünyesinde bulundurmalıdır. Öncelikli hedefinin eğitim olması yanı sıra, doğru planlanan ve tasarlanan yerleĢkelerde sosyal ve kültürel iliĢkilerin geliĢeceği ortak kullanım mekânlarının oluĢturulması gerekmektedir (Sıramkaya ve Çınar 2012).

(15)

2

Bir üniversite yerleĢkesinin kentsel planlama ve kentsel tasarımının nasıl olması gerektiğinin anlatıldığı bu tezde öncelikle kentsel peyzaj planlama ilkeleri açıklanmıĢtır. Bu ilkeler; doğal verilerin değerlendirmesinin yapılması, yerleĢke kapasitesinin belirlenmesi, yerleĢke bünyesinde bulunması gereken birimlerin yerleĢim (konum) sisteminin belirlenmesi, enerji tasarrufu, atık yönetimi, sürdürülebilirlik, su varlığı, habitat alanları koruma, zararlı yönetimi, peyzaj bakım, ulaĢım ve otopark gibi planlama ilkeleri açıklanmıĢtır. Ġkinci aĢamada ise, kentsel peyzaj tasarım ilkeleri açıklanarak, yerleĢke planlama ve tasarımının sürekliliğinin korunması için öneriler geliĢtirilmiĢtir.

ÇalıĢma sonunda elde edilen veriler, Türkiye‟de konumlanan üniversitelerin tasarım süreçlerinde sosyal ve kültürel etkinlik alanlarının oluĢturulmasında doğrudan kentsel tasarım girdisi olarak kullanılabilir. Üniversite öğrencilerine ait mekân değerlendirmeleri, doğru ve kullanıĢlı sosyal mekân tasarımı ve üniversite tasarım sürecinin hızlanması için faydalı olacaktır.

Üniversite yerleĢke alanlarının tasarımlarında büyük bir görev ve sorumluluk sahibi olan peyzaj mimarlarına düĢen görev; ülke gerçeklerini ve gereklerini de göz önünde bulundurarak üniversite yerleĢke alanlarının kalitesini geliĢtirmek, tasarımın sanatsal ve insan odaklı olmasını sağlamak, yapısal ve fiziksel yapıların ekolojik yaklaĢımları göz önünde bulundurarak tasarlamak, kentlerde planlama ve tasarım sorununu analiz etmek ve kaynağında çözmek ve sürekliliği sağlamaktır. Buda tasarımları doğal öğelerle desteklemekle mümkün olabilmektedir.

Bu çalıĢmada bu kapsamda önemli bir tasarım alanı olan üniversite yerleĢke alanlarında planlama ve tasarım üzerine odaklanarak, üniversite yerleĢke alanları kentsel tasarımın mutlak kriterleri olan kentsel planlama ve kentsel tasarım açısından değerlendirilecektir. Materyal olarak, Yeditepe Üniversitesi yerleĢkesinin peyzaj planı baz alınmıĢ olup, peyzaj uygulamaları ve yapısal unsurlar araĢtırılıp, öneriler geliĢtirilmiĢtir. Bu çalıĢmanın en önemli katkısı üniversite yerleĢkelerinin peyzaj alanlarında sürdürülebilir geliĢme için yeĢil tasarım uygulamalarında yararlanılan araçların ve yöntemlerin anlaĢılmasını sağlamaktır.

(16)

3

2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERĠ

2.1. YerleĢke (Kampüs) Kavramı

Üniversite kelimesinin temeli, Ġtalyan öğrencilerin M.S. 1000 yılında kendilerine öğretmen tutabilmek için kurdukları öğrenci loncası olan “universitas” sözcüğüne dayanmaktadır. Kelimenin karĢılığı olarak, Araplar “külliye” ve “camia”, Osmanlılar ise “darülfünun” ismini kullanmıĢlardır. Bugün tüm dünyada benzer ses bilgisi ile kullanılan sözcüğün, Fransızcada “universel” olarak kullanılan “evrensel” sözcüğünden alıntı olduğu bilinmektedir (Anonim 2017).

Üniversiteler; çağdaĢ eğitim-öğretim temeline dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiĢtirmek amacı ile ortaöğretime dayalı çeĢitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araĢtırma, yayın ve danıĢmanlık yapmak, bulunduğu ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere kurulmuĢlardır. Bu bilgilere dayalı olarak; üniversitelerin asıl amacının bilgiyi araĢtırmak, üretmek, aktarmak ve yenilemek olduğu söylenebilmektedir (Anonim 2017).

Kampüs sözcüğü ise “bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kiĢiliğine sahip, yüksek düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araĢtırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul vb. kuruluĢ ve birimlerden oluĢan öğretim kurumu” olarak tanımlanmaktadır, (TDK).

Günümüzde ise „‟kampüs‟‟ kelimesinin Türkçe karĢılığı olan „‟yerleĢke‟‟ kelimesi kullanılmaktadır.

GeçmiĢten bu güne üniversite yerleĢkeleri temel amacı eğitim öğretim olmanın yanı sıra, bu görevinin ötesine geçmiĢ, öğrenci ve akademik kadrosuyla bilim üretme, yönetici ve destek personeliyle hizmet verme faaliyetlerinin yanında sosyalleĢme, kültürel ve spor aktiviteleri gibi diğer yaĢamsal faaliyetlerin gerçekleĢtirildiği bir yaĢam merkezi haline dönüĢmüĢlerdir. Günümüzde ise yerleĢke kelimesi, üniversite sınırlarındaki bütün yapıları ve yapılar arası boĢlukların ve açık yeĢil alanların da dahil edildiği bütünü kapsayacak Ģekilde tanımlanmaktadır (Açıkay 2015).

(17)

4

Tüm bu bilgilere dayanarak üniversite yerleĢkeleri, temel fonksiyonları eğitim öğretim, araĢtırma ve uygulama olan, kullanıcıları için gerekli yaĢam koĢullarını (barınma, eğlence, alıĢveriĢ, spor, sağlık, ve rekreasyon) sağlayan, kendi kendine iĢlevini devam ettirebilen üniversite kentleridir. Yakın tarihlerde yapılan bu özellikteki yapılaĢma Ģekline yerleĢke adı verilmiĢ birçok örnek vardır. Bunlara Orta Doğu Teknik Üniversitesi YerleĢkesi, Hacettepe Üniversitesi Beytepe YerleĢkesi, Ankara Koleji YerleĢkesi örnek olarak verilebilir (Anonim 2018).

ġekil 2.1. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs YerleĢkesi, Ankara (Anonim 2016)

Üniversite yerleĢkelerini meydana getiren dört temel husus vardır. Bunlar;

a. Üniversitelerin akademik fonksiyonlarının çoğalmasıyla beraber bu kurumları meydana getiren birimlerin kapasitelerinin geniĢlemesi ve büyümesi,

b. Disiplinler arası iliĢkilerin artması ve yerleĢkeyi oluĢturan birimlerin birbirine yakın mesafede yer almasının zorunluluğu,

c. Tüm kullanıcıların, çalıĢma alanlarına uzak konumlardan ulaĢım sağlamaları yerine bu alanlara yakın yaĢam ortamı sağlanarak performanslarını arttırma zorunlulukları,

(18)

5

d. Kentsel alanlarda bu tarz tesislerin kurulmasına uygun geniĢ arsaların bulunmamasıdır (Açıkay 2015).

Üniversite yerleĢkelerinin kent merkezine yakın veya yakın çevresinde kurulması gerekmektedir. Tüm kullanıcılar için sosyal, kültürel ve rekreasyonel aktivite mekanları yaratmak için kentte bulunan önemli bir kurum haline gelmiĢtir. Aynı zamanda kültürel, sosyal ve sağlık aktivitelerinde halkın kullanımının mecburiyeti düĢünüldüğünde, yerleĢkelerin kurulduğu kent içinde ne kadar önemli katkılarının bulunduğu bakidir. Bunun dıĢında, Hem yerli turistlerin hem yabancı turistlerin gezmek, görmek ve bilgi edinmek istediği alanların arasında önemli kurumlar arasındadır.

Üniversite yerleĢkelerinin iĢlevlerini sağlıklı bir Ģekilde yerine getirebilmeleri için uzun vadeli akademik planlar doğrultusunda çözümlenmeli ve bu çalıĢmalar göz önünde tutularak yerleĢkelerin geliĢimleri sağlanmalıdır.

2.2. YerleĢke Planlaması

Peyzaj planlama ve tasarımının konusu çok kapsamlıdır. Toplu konut bölgeleri, üniversite yerleĢkeleri, ticaret ve sanayi alanları çevresi, mahalle, semt, kent ve bölge parkı, milli park, karayolu, sahil Ģeridi vb. değiĢik boyutlu rekreasyon alanları vb. çevresel yeĢil alan düzenlemeleri bu kapsam içinde yer almaktadır. Basit bir ev bahçesi peyzajı, mikro ölçek olmasının ötesinde, aile bireylerinin birbirleriyle, akraba, komĢu ve arkadaĢları ile birlikte toplanıp, güzel vakit geçirdikleri, bahçıvanlık hobilerini keyifle uyguladıkları dıĢ mekan yerleĢimleridir. Bunun yanı sıra düzenli planlanan bu peyzaj alanları, yaban hayatı habitatlarını ve yaĢam kalitesini etkileyen, doğayla etkileĢim yerleri ve imar alanlarının değerini % 10-15 civarında artırabilen unsurların baĢında gelmektedir (Seçkin 2011).

Ülke planlamasında ayrıcalıklı ve detaylı olarak ele alınması gereken konulardan biri olan yerleĢke planlaması, uzun süreçli ve yüksek maliyetli olan bir konudur. Üniversite yerleĢkelerinin kuruluĢ aĢamasında; ilk olarak amacın belirlenmesi gerekmektedir. Daha sonra makro ölçekten mikro ölçeğe doğru, yer seçimine karar verilmesi, arazinin saptanması ve değerlendirilmesi, üniversitenin genel karakterine karar verilmesi, organizasyon el Ģemasının oluĢturulması, büyüyebilir ve sürdürülebilir geliĢim planlarının hazırlanması gerekmektedir.

(19)

6

Üniversiteler sürekli geliĢim gösteren bir yapıya sahip oldukları için kuruluĢu ve devamlılığı uzun yıllar alan bir kurum ve kuruluĢtur (Yıldızoğlu 2006).

ġekil 2.2. Hacettepe Üniversitesi Beytepe YerleĢkesi, Ankara (Büyükurvay 2018)

Orta büyüklükteki kentlerde büyük bir gereksinim ve büyük bir fırsat haline gelen üniversite yerleĢke alanları, yıl boyunca bir etkinlik merkezi ve yaĢam alanı olma olanağına dönüĢebilmektedir. YerleĢke alanlarının tasarımının planlanması ve uygulamasıyla, açık ve kapalı rekreasyon alan düzenlemeleri ile baĢarılı bir üniversite yerleĢkesi, kentsel değiĢime ve geliĢime örnek oluĢturabilecek bir fiziksel çevre oluĢturulabilir (Yıldızoğlu 2006).

Ülkemizde imar alanlarının artmasıyla beraber açık yeĢil alanların önemi her geçen gün daha da artmakta ve ihtiyaç olan yeĢil alan miktarı günden güne azalmaktadır. Dolayısıyla yeĢil alanlar, dinlenme ve spor alanları yaratma çalıĢmaları kentsel peyzajın bir parçası olarak değerlendirildiğinde, kentsel mekanlar da yeĢil alanların varlığı yerleĢimlere üniversal kent özelliği katmaktadır. YerleĢke planlamasında açık yeĢil alanlar; ekolojik, ekonomik, estetik, rekreasyonel ve psikolojik bir çok fonksiyonel ihtiyaçları yerine getirirler (Aksu ve Yılmaz 2018).

(20)

7

ġekil 2.3. Hacettepe Üniversitesi Beytepe YerleĢkesi peyzaj düzenlemesinden bir görünüm, Ankara (Büyükurvay 2018)

Kentsel ve kırsal alanlarda üniversite yerleĢkeleri sahip oldukları yüzölçümü bakımından kent ekolojisini önemli ölçüde etkilemektedir ve kendi baĢına küçük bir iklim alanı oluĢturma açısından önem taĢımaktadır. Bu sebeple yapısal ve bitkisel tasarım çalıĢmaları planlı yapılmalı ve özen gösterilmelidir (Aksu ve Yılmaz 2018).

Üniversite yerleĢkelerinin kurulması esnasında yerleĢim kararlarının alınmasında, üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri de, arazinin ve bölgenin iyi analiz edilmesidir. Arazinin Ģekli, geniĢliği, yer alacağı bölgenin iklim koĢulları, ulaĢım durumu, su kaynakları, alt yapısı, toprak özellikleri ve bulunacağı çevrenin özellikleri çok iyi araĢtırılmalı ve değerlendirilmelidir. Mevcut yerleĢkelerde bu unsurların dıĢında yaya ve araç trafiği, aydınlatma, yerleĢkenin öne çıkan yapıları, manzara değeri olan yerler ve çekici alanlara olanak sağlayan mekanlar dikkate alınmalıdır (KarakaĢ 1999).

2.2.1. YerleĢke planlamasının tarihsel geliĢimi

Yüksek eğitim, eski zamanlarda var olsa da, kurumsallaĢması Orta Çağ dönemlerine dayanır. Üniversiteler ilk olarak Paris'teki kurumlar olarak ortaya çıkmıĢtır (Tuna 2006).

(21)

8

Batılı ülkelerde üniversite kavramının ortaya çıkıĢı ile kent yaĢamı oluĢma süreci birlikte geliĢmiĢtir. Özellikle sekizinci yüzyıldan sonra Orta Çağ Avrupa‟sı Ġslam medeniyeti ile ciddi etkileĢimlerde bulunmuĢ, hızlı bir kentleĢme sürecine girmiĢ ve din adamlarının bilgi düzeyinde artıĢ meydana gelmiĢtir. Kentte yaĢamın artması ve geliĢmesi ile birlikte ortaya çıkan kurumsal birlik düĢüncesi, kiliseler, manastırlar ve diğer dini kurumların bir hiyerarĢi içerisinde bulunup, araĢtırmalar yaparak, bilgi üreten kurumlara dönüĢmesini sağlamıĢtır (Antalyalı 2007).

Orta Çağ Avrupa döneminde kurulan Bologna, Paris ve Oxford Üniversiteleri ilk üniversite örneğini oluĢturmaktadır. Bu üniversitelerin kuruldukları tarihleri üzerinde net bilgiler olmamakla beraber, yaygın görüĢ Bologna Üniversitesi‟nin ilk üniversite olduğunu ifade etmektedir.

ġekil 2.4. Bologna Üniversitesi yerleĢke planı (Özipek 2018)

Orta Çağ Avrupa‟sında üniversitelerin meydana gelmesinde süreci etkileyen iki temel faktörden bir tanesi Orta Çağ Avrupa‟sının, Antik Dönemden itibaren taĢıdığı tarihi mirasıdır.

Günümüz üniversitelerinin temelini Orta Çağ Avrupa‟sı atmıĢ olsa da Ģuan yer alan fonksiyonları Orta Çağ döneminden oldukça farklıdır. Orta Çağ üniversitelerinin temel misyonunun sadece eğitim olduğu söylenebilir. Hedef olarak Yunan ve Ġslam bilgi mirası oluĢturulmaya çalıĢılmıĢ ve bunların eğitiminin verilmesi sağlanmıĢtır.

(22)

9

Avrupa‟da üniversitelerinin çağdaĢ öğrenme ve araĢtırma kurumları haline gelebilmesi 18. ve en erken 19. yüzyıla kadar sürmüĢtür. Bu zamana kadar ise Orta Çağ döneminden nispeten değiĢmeden varlığını sürdürmüĢtür.

Ġlk üniversitelerin kuruldukları dönemde önemsedikleri konulardan biri olan Greco-Romen fikri, özgür bir insanın öğrenmesinin zorunlu olarak görüldüğü, yedi edebi ve beĢeri bilimden (Gramer, Hitabet, Mantık, Geometri, Aritmetik, Astronomi, Müzik) bahsetmiĢ ve bu fikrin temeli Antik Çağ dönemine dayanmaktadır.

Greko-Romen dünyada egemen dilin Latince olması, daha sonra Avrupa‟da bilim, teknik, din ve felsefe gibi konularda Latincenin kullanılmasına neden olmuĢtur. Romalıların kendilerini evrenin merkezine koyması, kendi tarihlerini dünya tarihi olarak benimsemeleri ve barbar diye niteledikleri diğer halkları dıĢlamaları da Avrupa‟nın ilerdeki düĢünce yapısının özünü oluĢturmuĢtur (Anonim 2018).

Üniversitelerin kurulma dönemlerini etkileyen diğer bir unsur ise Orta Çağ Avrupa‟sının komĢu medeniyetlerle içinde bulunduğu sosyal ve kültürel etkileĢimdir. Avrupa‟da üniversiteler henüz kurulmamıĢken, Ġspanya‟daki Hıristiyan öğrenciler Ġslam uygarlığı tarafından iĢletilmekte olan eğitim kurumlarına devam etmekteydiler. Özellikle Ġtalya, Fransa ve Ġngiltere‟deki ilk üniversitelerin kurulması sürecinde, Ġslam uygarlığı tarafından eğitim verilmekte olan kurumlardan birçok yönde etkilenildiği düĢünülmektedir (Antalyalı 2007).

(23)

10

ġekil 2.5. Paris Üniversitesi yerleĢke planı (Özipek 2018)

(24)

11

Reform hareketinden kaynaklanan Ģiddetli dinsel tartıĢmalar ve savaĢlar 17. yüzyıla değin sürmüĢtür. 18. Ve 19. yüzyılda dinsel tartıĢma savaĢların yavaĢ yavaĢ sona ermesiyle üniversiteler yeniden bilim yuvasına dönüĢmüĢler ve yeni bilimler, sanayi devrimi ve bundan köklü bir biçimde etkilenen toplumun düĢünce yapısı üniversitelerin daha modern birer eğitim ve araĢtırma kurumuna dönüĢmelerini sağlamıĢtır. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ise bilim, teknoloji ve üniversite eğitiminde batı dünyası baĢı çekmiĢ, diğer geliĢmekte olan ülkeler tarafından örnek alınmıĢtır (KarakaĢ 1999).

20. yüzyılın baĢında üniversitelerin dünya çapında artmasıyla beraber, organizasyon yapıları değiĢti, ek bilgi olarak üniversiteler faklı fakülte ve bölümler olarak ayrıldı (Tuna 2006).

Günümüz üniversiteleriyle benzer özellikler taĢıyan ilk yapılara Yunan Dönemi‟nde rastlanılmaktadır. Devlete ait olan “gymnasyon” adı verilen kurumlar, bir avlu çevresinde dersliklerin ve ortada spor alanlarının yer aldığı halka açık merkez konumundadır (Tetik 2013).

Antik Yunanlıların eğitim modelinin en önemli unsurları spor ve müzik olmuĢtur. Bu Spor alanları, sınıflar tarafından çevrelenmiĢ atriyumlardan oluĢur. Spor alanları merkezde bulunur ve açık alan oluĢturmak için çimlerden yararlanılmıĢtır. Onlar, müzik ve sporun çocuk üzerinde beraber iĢlenmesi sonucunda, en iyiye ve mükemmele ulaĢılacağını düĢünmüĢlerdir. Bu yüzden MÖ 5. yüzyıldan sonra gerçekleĢen ve eğitim sistemini geliĢtiren eğitim reformları bu düĢünceye bağlı kalmıĢtır.

1746 yılında Amerika‟da kurulan Princeton Üniversitesi ile kampüs tanımı ilk kez kullanılmıĢ, üniversite binalarının etrafında ki geniĢ yeĢil alanlarla yeĢil açık alanlar yaratma eğilimi artmıĢtır. 1809 yılında Almanya‟da kurulan Humboldt Üniversitesi modern eğitim ve öğretim alanında özgürlükçü bir anlayıĢ benimseyen bir alman modeli oluĢturmuĢtur. Bununla birlikte, geliĢmiĢ araĢtırma ve deneyler yapan lisansüstü okulları ile üniversitenin toplumdaki yerini tanımlamıĢ, yeni ve yenilikçi bir tasarımları ile dünya çapında önemli bir yere sahip olmuĢtur (Tuna 2006).

(25)

12

2.2.2. Türklerde yerleĢke planlaması tarihsel geliĢimi

Ġlmi ve öğrenmeyi amaçlayan bir toplum olan Ġslam medeniyeti; eğitimi, haktan, hukuktan ayırmayan, evrensel bir toplum düzeninin oluĢturulmasını temel hedef olarak benimseyen bir medeniyettir. Bu nedenle yüksek seviyede eğitim veren kurumlar hızlı bir Ģekilde yaygın hale gelmiĢtir. Selçuklu ve Osmanlı tarihinden Ġslam medeniyeti dönemine bakılırsa, yükseköğrenim kurumlarının baĢlangıcı 10‟uncu yüzyılda Karahanlılar döneminde kurulan Semerkant, Buhara, TaĢkent, Balasagun, Yarkent ve KaĢgar medreseleri kabul edilir.

ġekil 2.7. Semerkant medresesi, Özbekistan (Anonim 2019)

Ġlk medrese Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey tarafından NiĢapur‟da kurulmuĢtur. Daha sonra kurulan bu medreseler ile Anadolu‟da yüksek eğitim kurumları yaygın hale gelmiĢ ve Osmanlı döneminde 1330 yılında Orhan Gazi tarafından Ġznik‟in fethedilmesiyle ilk yükseköğretim kurumu kiliselerden birinin medreseye çevrilmesi ile yapılmıĢtır (Develi 2015). Daha sonra Bursa, Edirne ve Ġstanbul‟da medreseler açılmaya baĢlanmıĢtır. Edirne‟de 1400‟lerde Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde kurulan Beyazıt II. Külliyesi kendi içinde yeterli bir kuruluĢ oluĢturmuĢtur. BaĢlıca öğeleri; cami, hastane, tıp okulu, yemekhane, mutfak vb. olan bu kurum çağdaĢ bir üniversite yerleĢkesinin baĢlangıç planı olarak görülmektedir (Sıramkaya ve Çınar 2012).

(26)

13

ġekil 2.8. Beyazıt II. külliyesi vaziyet planı, Edirne (Sıramkaya ve Çınar 2012)

Selçuklu ve Osmanlı döneminde kurulan medreseler benzer özellik taĢımaktadır. Ġstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi (Ģuan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi) 1903 yılında kurulmuĢ olup sınıflar açık bir iç avluya bakan konumda tasarlanmıĢtır (Tuna 2006).

(27)

14

Üniversite yerleĢkelerinin Türkiye‟de tarihine bakıldığında, Beyazıt Külliyesi vb. külliyelerin taĢıdığı yapısal ve fiziksel fonksiyonları ile kent içinde yer alması ile benzer fonksiyonlar taĢıdıkları belirlenmiĢtir (Irgatoğlu 2011).

18. yüzyıldan itibaren Osmanlı döneminde askeri baĢarısızlıklar baĢlayınca, üzerine mali gerilemenin meydana gelmesi ve bu sıkıntılara yönetim sisteminin çözüm bulamaması karĢısında batıya dönük reformlar gündeme gelmiĢtir. Modern ve etkin bir merkez ve taĢra bürokrasisi kurmak için yeni eğitim düzenine ve kurumlarına gereksinim doğmuĢtur. 1770‟de Ruslar tarafından ÇeĢme‟de bulunan donanmanın yakılması sonucu teknik ve bilim alanındaki yetersizlik ortaya çıkmıĢtır. Bunun üzerine III. Mustafa tarafından 1773‟de gemi inĢaatı, haritacılık ve donanmanın ihtiyacı olan teknik elemanları yetiĢtirmek üzere Batı anlayıĢında ilk yüksekokul olan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun kurulmuĢtur (Develi 2015).

ġekil 2.10. Mühendishane-i Bahri-i Hümayun (Halıcıoğlu 2018)

Zamanla medreselerdeki eğitimin yetersiz olduğu anlaĢılması üzerine 1846 yılında Mustafa ReĢit PaĢa tarafından batılı anlamda ilk üniversite olan Darülfünun kurulmuĢtur (Develi 2015).

(28)

15

ġekil 2.11. 1846 yılında kurulan Darülfünun (Anonim 2014)

Defalarca açılıp kapanan Darülfünun 1923‟ten 1932‟ye kadar geçen süre içinde de varlığını sürdürmüĢ, daha sonra Cumhuriyet yönetim ve ilkelerine uyum sağlayamadığı belirtilerek 1933‟de 2252 sayılı yasa ile kapatılmıĢ ve yerine Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı Ġstanbul Üniversitesi kurulmuĢtur. Cumhuriyet öncesi dönemde Fransız etkisinin zamanla yerini Alman etkisine bırakmıĢtır. 19. yüzyıldan 20. Yüzyılın ortalarına kadar Fransız kültürünün etkili olduğu belirtilmektedir. Birinci Dünya SavaĢı sonrasında Fransız öğretmenlerin darülfünunda eğitime devam ettiği belirtilmektedir. Bu dönemde tıp okullarının geliĢmesinde ise Avusturya ve Almanya etkisi görülmektedir (Kavili Arap 2005).

Ülkemizde üniversite kelimesi ilk kez 1933 yılında yapılan hukuksal düzenleme ile birlikte kullanılmıĢtır. Bu dönemde üniversite özerk değildir. Bu reform ile Humboldt modeli bir üniversite kurulmak istenmiĢtir. Bu nedenle 1933 yılı baĢlarda Nazi baskısı nedeniyle Almanya‟dan gelen bilim adamlarının Ġstanbul Üniversitesi‟nde göreve baĢlatılmıĢtır (Kavili Arap 2005).

1946 tarihli 4936 sayılı „‟Üniversiteler Kanunu‟‟ ile üniversitelere iliĢkin ikinci köklü değiĢiklik yapılmıĢtır. Bu yasa ile üniversitelerin bilimsel ve yönetsel anlamda özerkliği

(29)

16

yeniden getirilmiĢ, tüzel kiĢiliği tanınmıĢtır. Ancak tam olarak yönetsel özerklik sağlanamamıĢtır.

Üniversiteler ile ilgili diğer bir değiĢiklik ise, 1981 tarihli 2547 sayılı Üniversiteler Kanunu‟dur. Bu yasa ile birlikte bu kurumlar YÖK‟ün merkezi otoritesine bağlanmıĢtır (Develi 2015).

Türkiye'deki üniversite yerleĢke tasarımının ilk örneği 1950'lerde idi. Erzurum Atatürk Üniversitesi (1957), o dönemde yapılan bir yarıĢma tarafından yerleĢke planının seçildiği ilk üniversite idi ve yerleĢke planları kente uyum sağlayamıyordu. YerleĢke planlamasının ikinci örneği 1963 yılında inĢa edilen Karadeniz Teknik Üniversitesi yerleĢkesidir (Tuna 2006).

Cumhuriyet‟in kuruluĢundan, özellikle de üniversite sayısının çoğalmaya baĢladığı 1950‟li yıllardan bu yana, yeni üniversitelerin kurulmasına iliĢkin önemli hedeflerden birisi; ülkedeki bölgesel eĢitsizlikleri gidermeye yönelik olarak üniversitelerin yurt sathına eĢit yayılmasının sağlanması çabası olmuĢtur. Buradaki temel yaklaĢım bir yandan hemen her bölgeye eğitimin götürülebilmesi, diğer yandan ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan bölgenin hareketlenmesini sağlamak ve böylece ülkedeki bölgesel eĢitsizlikleri gidermeye katkı yapmaktır (Kavili Arap 2005).

1970 yılında Ġstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa yerleĢkesi kent ile sıkı bağlantısı olan bir yerleĢim yeri olarak tasarlandı. Fakültelerin çoğu, öğrenci yurdu salonları, eğlence alanları ve kütüphane, yerleĢke alanı boyunca dağılmıĢtır. YerleĢke içinde tüm binalar ve rekreasyon alanları birbirinden kopuk ve uzak konumda bulunmaktaydı. YerleĢke alanı dağınık bir alana yayılmıĢ olmasına rağmen yerleĢke içinde toplu taĢıma yoktu. 1973 yılında baĢka bir yerleĢke planlaması olarak Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi yerleĢkesi kurulmuĢtur.

Yükseköğrenime yatırım kararı sonrasında çeĢitli projeler tamamlanmıĢ olup, 1946'dan 1973'e ve 1973'ten 1981'e kadar bu yeni vizyonla üniversiteler, Ģehirlerin dıĢında inĢa edilmeli ve bu nedenle kendi kendine yeten olmalıdır düĢüncesiyle planlar yapılmıĢtır.

(30)

17

Bilimsel ve kültürel geliĢmeyi teĢvik eden fiziksel ve sosyal çevre ile uyumlu üniversite ihtiyacı günden güne artarken bu özellikleri gösteren ilk üniversite, 1984 yılında kurulan Bilkent Üniversitesi‟dir.

Son olarak, tarihsel süreçte Türkiye'de kronolojik olarak kurulan ve diğer üniversitelerin kurulma aĢamasında örnek konum teĢkil eden üniversiteler Çizelge 2.2.2.1.‟de gösterilmiĢtir.

Çizelge 2.1. Tarihsel süreçte örnek gösterilebilecek üniversite yerleĢkeleri (YÖK ve Tuna 2006)

KuruluĢ Yılı Üniversite Yer

1957 Erzurum Atatürk Üniversitesi Erzurum

1963 Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon

1970 Ġstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa yerleĢkesi Ġstanbul

1971 Boğaziçi Üniversitesi Ġstanbul

1973 Orta Doğu Teknik Üniversitesi yerleĢkesi Ankara

1973 Çukurova Üniversitesi Adana

1973 Anadolu Üniversitesi EskiĢehir

1975 19 Mayıs Üniversitesi Samsun

1982 Yıldız Teknik Üniversitesi Ġstanbul

1984 Bilkent Üniversitesi Ankara

1992 Koç Üniversitesi Ġstanbul

1996 Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Ġstanbul

(31)

18 2.2.3. YerleĢke yerleĢim modelleri

Kentlerde olduğu gibi üniversite yerleĢkelerinin de zaman içerisinde geliĢimine ve değiĢimine olumlu veya olumsuz etkide bulunan faktörler bulunmaktadır. Üniversitelerin kendine özgü eğitim amaçları, yerleĢke tasarımcılarının farklı fikir sunmaları, mikroiklimde meydana gelen değiĢken durumlar, ülkelerin kültürel geliĢmesine bağlı olarak oluĢan mimari tasarımlar, yapı teknolojisinde kaydedilen geliĢmeler, kullanıcıların beklentileri, yerleĢke alanının fiziksel özellikleri arasında ki farklılıklar ve daha birçok etmen bu etkilerden bazılarıdır. Bu denli sayısız faktörün etkisiyle oluĢmuĢ durumlara rağmen, üniversite yerleĢkeleri geliĢme, değiĢme ve biçimlenme yönünden belli sınıflar çatısı altında toplanmaya çalıĢılmıĢtır (Erçevik 2008).

Bütün yerleĢke planlama evrelerinde, yerleĢkenin fonksiyonelliğinin korunup geliĢtirilebilmesi için, yerleĢim modelleri meydana getirilmiĢtir. Bu modellerin hepsinde temel amaç yerleĢkenin büyüme biçimi ve büyüme yönlerini belirlemek olmuĢtur. Bütün yerleĢkelerin kendine has bir yapısı olduğu gibi, olumlu ve olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Bu nedenle tüm yerleĢke modellerinin sahip olduğu kriterler birbirinden farklı yerleĢim modelini oluĢturmuĢtur (Yıldızoğlu 2006).

Linde (1971)‟e göre:

 Yaygın tip yerleĢim modeli  Merkezi tip yerleĢim modeli  Moleküler tip yerleĢim modeli  ġebeke yerleĢim modeli  Haç tipi yerleĢim modeli

 Lineer yerleĢim modeli olmak üzere 6 tip yerleĢke modeli bulunmaktadır (Yıldızoğlu 2006).

2.2.3.1. Yaygın tip yerleĢim modeli

Yaygın tip yerleĢim sisteminin en belirgin özelliği seyrek binalar kütlesinin olması ve doğal arazi içerisinde tek olan binaların dağınık biçimde yerleĢim göstermesidir (ġekil 2.12), (Polat 2015).

(32)

19 ġekil 2.12. Yaygın tip yerleĢim modeli (Polat 2015)

Bu yerleĢim modelinde alan sınırlarının büyüklüğüne göre ortak kulanım mekanları oluĢturulmaktadır. Dağınık kurulan binalar yerleĢke için daha geniĢ bir alana ihtiyaç duyulmasına neden olmaktadır ve yerleĢkenin diğer birimleriyle mutlak bir bağ kurması zaman alabilmektedir. Bu yerleĢim modelinde, yaygın yerleĢim söz konusu olduğundan alt yapı maliyeti de yüksek olmaktadır ve 5.000 öğrenci kapasiteni aĢmaması önerilmektedir. O.D.T.Ü, Sabancı Üniversitesi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi bu yerleĢim biçimine örnek olarak verilebilir (Yıldızoğlu 2006).

2.2.3.2. Merkezi tip yerleĢim modeli

Bu tip yerleĢim modelinde, yönetim alanları, sosyal alanlar ve ortak tesislerin toplandığı bir merkez (çekirdek) bulunur ve yapı yoğunluğu bu merkez etrafında radyal olarak konumlandırılır (ġekil 2.13), (Sıramkaya ve Çınar 2012).

(33)

20 ġekil 2.13. Merkezi tip yerleĢim modeli (Polat 2015)

Merkezi tip yerleĢim modelinde ortak kullanım alanları bir merkez oluĢturacak Ģekilde yerleĢtirilmiĢtir. Yoğunluğun fazla olduğu bu yerleĢim modeli, merkezi geliĢimi kısmen engellemektedir. Merkezden dıĢa doğru fiziksel büyüme olduğu için, merkezde bırakılan boĢ alanlarda geliĢme olabilir. Sınırlı büyüme olanaklarına sahip olması nedeniyle öğrenci kapasitesinin 5.000‟i aĢmaması tavsiye edilmektedir. Ġlk aĢamada merkezin oluĢturulması gereği, maliyetin de yüksek olmasına neden olmaktadır. Sık ve merkezi sistem düzeni ile birimler arası eriĢebilirlik kolay olmaktadır. Örnek olarak; Koç Üniversitesi, Adnan Menderes Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi ve Harran Üniversitesi verilebilir (Yıldızoğlu 2006).

2.2.3.3. Moleküler tip yerleĢim modeli

Moleküler tip yerleĢim modeli, kendi içinde iĢlevsel bütünlüğü tamamlayan birimlerin aynı alana konumlandırılmasıyla oluĢmaktadır. Genellikle, büyük çaplı üniversiteler için önerilen bu yerleĢim sisteminde, birden çok merkezin dağınık Ģekilde yerleĢtirilmesinden dolayı, kullanıcı yoğunluğu düĢüktür (ġekil 2.14), (Polat 2015).

(34)

21 ġekil 2.14. Moleküler tip yerleĢim modeli (Polat 2015)

Binaların dağınık yerleĢtirilmesi sonucunda, büyüme merkez içinde bulunan boĢ kısımlar ile ve yeni merkezlerin oluĢmasıyla gerçekleĢmektedir. Genellikle büyük çaplı üniversiteler için tavsiye edilen bu yerleĢim modelinde öğrenci kapasitesi 10.000‟i aĢmaması önerilmektedir. Birden fazla merkezin dağınık bir Ģekilde konumlandırılması nedeniyle, ulaĢım sisteminin iĢlevselliği düĢünülerek tasarım yapılması gerekmektedir. Moleküler tip yerleĢke modeli maliyeti oldukça yüksek bir yerleĢim sistemidir. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi bu tip yerleĢim modeline örnek olarak verilebilir (Yıldızoğlu 2006).

2.2.3.4. ġebeke yerleĢim modeli

ġebeke tipi yerleĢim modelinde; genel ihtiyaç donanımlarının veya konut donanımının ilgili bölümlerini ağ gibi sarmasının yanında, tüm üniversite fonksiyonlarının yapılaĢma bölgesindeki yoğunluğuyla tanımlanabilir. Bu tip sistemde tüm ortak kullanım birimleri ve diğer yardımcı mekânlar, akademik birimleri bir ağ gibi sarmaktadır ve birbirlerini dik açılarla kesen bantlar oluĢturmaktadırlar (ġekil 2.15), (Sıramkaya ve Çınar 2012).

(35)

22 ġekil 2.15. ġebeke yerleĢim modeli (Polat 2015)

Üniversite yerleĢkesini oluĢturan bütün birimler, ızgara Ģeklinde konumlandırılmıĢlardır. Sistemin birbiriyle bağlantılı alanlardan yapılandırılması, arazinin düz ve engebesiz olmasını gerektirir. Mikro büyümeler ızgara sisteminin etrafında olabilir. Yoğunluk nedeniyle yerleĢke içi yaya ulaĢımı kolay sağlanırken, otoparklardan iç kısımlara yürüme mesafeleri artmaktadır. Bu yerleĢim sisteminde öğrenci sayısı arazi durumlarına göre artıĢ gösterebilir. ĠTÜ Ayazağa YerleĢkesi ve Dicle Üniversitesi örnek gösterilebilir (Yıldızoğlu 2006).

2.2.3.5. Haç tipi yerleĢim modeli

Bu yerleĢim modelinde, akademik alanları kapsayan binalarla, ortak kullanım binaları birbirlerini dik açılarla kesen iki ayrı bant oluĢturmaktadır. Genel ihtiyaç bölümlerinin merkezi bir organizasyon formu bulunması bu yerleĢim modelinin kuralıdır. YerleĢkenin kent ile bağ kurması, bu bantların biri aracılığıyla sağlanmaktadır. Bundan dolayı yerleĢkeler kentsel mekânlara yakından temas halindedir. YerleĢke kent merkezine kolaylıkla ulaĢım sağlanabilen bir konumdadır (Sıramkaya ve Çınar 2012).

(36)

23 ġekil 2.16. Haç tipi yerleĢim modeli (Polat 2015)

Bu modelde yoğunluk yüksek olup, önerilen öğrenci kapasitesi 10.000- 12.000 arasıdır. Ortak kullanım alanları bantların kesiĢimlerinde merkezi olarak konumlanır ve bu noktadan dıĢa doğru büyüme gösterirler. Akademik alanların mikro büyümesi ana bantlar boyunca Ģekillenmektedir (ġekil 2.16). Diğer birimlerdeki geliĢme ise bantlar arasında kalan boĢ kısımlarda ve bantın devamında ortak kullanımlarla birlikte devam ederek sağlanmaktadır. Bu modelde yerleĢke tasarımının tamamlanması uzun süreç alabilmektedir. Bu nedenle önceliğin ortak kullanım alanlarına verilmesi, maliyeti yüksek olmasına neden olmaktadır. Haç tipi yerleĢim modeline Kocaeli Üniversitesi YerleĢkesi örnek olarak gösterilebilir (Yıldızoğlu 2006).

2.2.3.6. Lineer tip yerleĢim modeli

Lineer tip yerleĢim modelinin en belirleyici özelliği, tüm sistem bir çizgi üzerinde yapılandırılmasıdır. Bu sistem uygulamalarının çoğunda bu çizgi ana ulaĢım aks yönünü oluĢturmakta, iki ucu gelecekteki olası eklentiler için açık bırakılmakta ve yerleĢke aktiviteleri bu aksa dik açılarla bağlanmaktadır (Sıramkaya ve Çınar 2012).

(37)

24 ġekil 2.17. Lineer tip yerleĢim modeli (Polat 2015)

ġekil 2.18. Lineer tip yerleĢim modeli (Polat 2015)

Tüm ticari ve sosyal aktivitelerin doğrusal uzanan bir bant üzerinde yer alması küçük çaplı bir kentin ana caddesi ile kıyaslanabilmektedir. Bu düzen kent ile bütünlüğünü bu bant aracılığı ile sağlamaktadır. Büyüme bandın her iki tarafından da gerçekleĢtiği için yoğunluk fazladır. Orta bant ana ulaĢım ağı ve yaya ulaĢımı için idealdir. Sistem sürekli olarak bir doğru üzerinde geliĢme gösterdiğinden birimler arasında kopukluk olmamaktadır. Bu sistem içinde önerilen öğrenci sayısı 10.000-12.000 arasındadır. Ġngiltere‟deki Bath Üniversitesi bu modele örnek olarak verilebilir (Yıldızoğlu 2006).

(38)

25

Hızla nüfus artıĢının meydana geldiği günümüz koĢullarında sosyal, ekonomik ve ekolojik boyutu ile sürdürülebilir özelliğini kaybeden yaĢanabilir kentler giderek azalmaktadır. Kentlerde toplu taĢıma yerine bireysel motorlu araçların tercih edilmesi, ergonomik ve fizyolojik ölçüleri aĢan bir konut sisteminin artması, giderek azalan kamusal açık alanlar ve yeĢil alanlar ile insan faktörünü devre dıĢı bırakan bir planlama çalıĢması benimsenmekte ve hızla ilerlemektedir. Bu olumsuz ilerleyiĢ, günümüz kentlerinde bir takım önlemlerin alınması ve tasarım çalıĢmalarında insan ihtiyaçlarını temel faktör olacak Ģekilde düzenlenmesi gereğini meydana getirmektedir (Korkut ve Kiper 2016).

Tüm bu olumsuzluklar içinde kentte önemli bir mimari yapı olan üniversiteler, ülkeler için toplumsal geliĢme ve kalkınma bakımından en ehemmiyetli ve en umut verici kamusal alanlardır. Eğitimli ve donanımlı bireyler yetiĢtirme de, en etkin yöntemin, nitelikli bir yükseköğrenim olduğu bir gerçektir. Ülkemizde yükseköğrenime büyük yatırımlar yapılmaktadır. Vakıf ve devlet üniversitelerinin sayısı giderek artmakta, ancak bu hızlı artıĢ özgün yerleĢke planlama ve özgün mimari özelliklerini yansıtmamaktadır. Kültürel değerlerin göz ardı edildiği sönük yaĢam alanları olarak geliĢme göstermektedir (Yılmaz ve Mimar 2016).

YerleĢke planlama ilkeleri ve tasarım ilkeleri, pek çok araĢtırmanın konusu olmuĢtur. Yapılan araĢtırmalar, tasarlanan yerleĢkenin öncelikle iĢlevsel olmasının önemli olduğunu vurgulamaktadır. Planlama anlaĢılır bir düzen içinde olmalıdır ve binalar basitçe inĢa edilebilmelidir. Binalar arasındaki mekânların, düzgün, estetik, okunaklı ve ihtiyacı karĢılar nitelikte olmalıdır (Anonim 2017).

Bir diğer araĢtırma konusu ise, üniversite yerleĢkelerinde sürdürülebilirlik kriterlerinin uygulanması konudur. Örneğin, yağmur suyu ve atık suların tekrar kullanım alanı bulması ve enerji tasarrufunun sağlanabilmesi, su ve enerji etkin plan ve tasarımların yapılması, yeĢil binalar ve yenilenebilir enerji odaklı binaların inĢa edilmesi, yerleĢke içi ve çevresinde hava kalitesinin ve konfor özelliklerinin arttırılması, çevre kirliliğinin önlenmesi, iklim değiĢikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması gibi toplum odaklı tasarımlar ile sürdürülebilirlik sağlanılmalıdır. Bu süreçte baĢarılı bir yerleĢke geliĢimi, birbiriyle bağlantılı yaklaĢımlar ile mümkün olmaktadır (Oktay ve Küçükyağcı 2015).

(39)

26

Yükseköğrenim kurumlarında fiziksel çevre ve mekânsal kalite, öğrencilerin hayata bakıĢ ve davranıĢını etkileyen temel unsurlardır. Üniversitelerin baĢarı oranı, akademik- idari personele ve öğrencilerine olanak sağladığı mekanların iĢlevselliğine ve kalitesine bağlıdır. Üniversite yerleĢkeleri, belli planlama ilkeleri ıĢığında kurulmalı, geliĢme stratejileri doğrultusunda büyümelidir.

Üniversite yerleĢkeleri birçok iĢlevin bir arada bulunduğu yaĢam merkezleridir. Bu iĢlevler arası iliĢkinin aksamadan yürümesi üniversite yerleĢkelerinin sistematik bir düzen ile sağlanmasını, programlanmasını, planlanmasını ve projelendirilmesini gerektirmektedir.

Bir yerleĢke planlamasında kullanıcı ve mekan iliĢkisinde optimum konfor koĢulları sağlanmalıdır (Yılmaz ve Mimar 2016). Yılmaz ve Mimar (2016)‟ya göre, YerleĢke planlama ve tasarımında temel esaslar Ģunlardır:

YerleĢkenin dahil olduğu kültürel değerler,

 Öğrencinin 5 yıl boyunca sıkılmadan vakit geçirebilmesi,  Üniversite ihtiyaç programı (Fakülteler, kontenjan vb.),  YerleĢke içi ulaĢım,

 YerleĢkenin bulunduğu arazi yapısı ve çevre iliĢkisi,  YerleĢkeyi oluĢturan birimler arası iliĢkiler,

 Esneklik ve büyüyebilirlik,

 Doğa ile doğa aktivitelerinden faydalanma,  Sosyal ve kültürel çevre,

 Güncel ihtiyaçlara göre dinamik yapıdır.

YerleĢke içinde bulunan eğitim birimleri, yayaların ortalama yürüme hızı ve mesafe ölçütleri göz önünde bulundurularak yerleĢtirilmelidir.

Ülkemizde üniversite yerleĢkeleri ve kent arasındaki ulaĢım yayaları rahatlatacak düzeyde olmamakla beraber engelli yayalara yeteri kadar hizmet verecek kadar kaliteli ve planlı bir yerleĢke sistemi oluĢturmaya daha çok özen gösterilmelidir. Üniversite yerleĢkelerinin eğitici ve bilinçlendirici görevi düĢünülecek olursa, kent ile iliĢkisinin daha etkin ve belirgin hale getirilmesi önemsenmesi gereken önemli bir konudur.

(40)

27

2.4. Üniversite YerleĢkelerinde Kentsel Planlama Ġlkeleri

Üniversite yerleĢkesi tasarlamak aynı zamanda küçük bir kent tasarlamaya benzemektedir. Yani, nasıl ki bir kent barınma, çalıĢma, dinlenme ve ulaĢım gibi yapısal ve fiziksel temel yaĢam mekanlarını kapsıyorsa üniversite yerleĢkesinde de aynı fonksiyonel mekanlar bir sistem ve düzen içerisinde oluĢturulmaktadır (Kuyrukçu 2012).

Bir yerleĢkenin planlama ve tasarımını etkileyen en önemli unsur kullanıcı gruplarının içerden ve dıĢardan, hangi alanlarda, nasıl bilgi ve donanımın içerisine gireceğinin belirlenmesidir. Bu iliĢkiler arasında meydana gelen her türlü değiĢiklik fiziksel çevreyi etkilemektedir (Tetik 2013).

Bazı üniversite yerleĢkeleri fiziksel açıdan büyüme eğiliminde olduklarından dolayı, çeĢitli alan kullanımlarını bir arada bulunduran eğitim kurumlarıdır. Temel ihtiyaç unsurları olan ulaĢım, çalıĢma, barınma, dinlenme ve eğlenme gibi faktörleri bünyelerinde bulundururlar. Fiziksel, demografik, sosyal, ekonomik ve ekolojik yapıları ile kentlerde çevrelerinden farklılık gösteren mekanlardır. Bu takım benzer fonksiyonlar düĢünüldüğünde kent ve üniversite yerleĢkesi arasındaki temel iliĢki ortaya çıkmakta ve kent ile yerleĢke arasındaki iliĢkilerin planlanması ihtiyacı önem kazanmaktadır (Yıldızoğlu 2006).

Bu etkenlere bağlı olarak sosyalleĢme, sosyal ve kültürel iliĢkiler kurma gençlerin geliĢiminde çok önemlidir ve psiko-sosyal yapılarının sağlıklı bir biçimde geliĢebilmesi için olumlu sosyal iliĢkiler kurma, yaĢadığı ortama uyum sağlama gibi sosyalleĢmeye yönelik kazanımlar elde etmeleri gerekir. Üniversite gençliğinin fizyolojik ihtiyaçları dıĢında hayatları boyunca kiĢiliklerini etkileyecek olan olumlu sosyal iliĢkiler kurma, bağımsızlık elde etme, güven kazanma gibi ihtiyaçlarının neler olduğunun, bunların yerleĢkelerin açık mekanlarına nasıl yansıtılması gerektiğinin belirlenmesi önemli bir husustur (Düzenli ve ark. 2016).

Eğitim ve öğretim yapılarının günümüz koĢullarına uygun, teknolojik geliĢmelere açık, gerektiği durumlarda farklı kullanımlara olanak verecek Ģekilde esnek yapıda ve hangi disiplin için tasarlanıyorsa bina, disiplinin ihtiyaç duyacağı mekânlara ( atölye, derslik, büyük ve küçük amfiler, bilgisayarlı salonlar, seminer odaları gibi) uygun projelendirilmelidir (Tetik 2013).

(41)

28

Bütün bunlara bağlı olarak kullanım Ģartları ve rahatlığını konu edinen ergonomi ve peyzaj mimarlığının ortak noktası insandır. Ergonomi; insan-makine-iĢ çalıĢma çevresi uyumunu sağlayarak, insanın yıpranma ve hata payını en aza indirerek, maximum verim için temel kuralları ve tasarım ilkelerini belirler. Peyzaj Mimarlığı da insanın aktivitelerini ve ihtiyaçlarını gerçekleĢtireceği fiziki mekanları, antropometrik veriler doğrultusunda tasarlamaktadır (Yörük ve ark. 2006).

Söz konusu kentin fiziksel, ekonomik ve sosyal bakımdan geliĢmiĢlik düzeyi Kent ile yerleĢke arasındaki mekansal iliĢkide dikkate alınması gereken en önemli noktadır. Yeni kurulan üniversite yerleĢkeleri bulunduğu kentin geliĢmiĢlik düzeyini etkileyen önemli bir faktördür. Bu nedenle, kent ve yerleĢke iliĢkilerinin mekansal organizasyonunda, kentin genel yapısı ve ihtiyaçlarının analiz edilmesi zorunlu hale gelmekte ve yerleĢke yerinin seçiminde standart yaklaĢımların dıĢına çıkılması gerekmektedir (Yıldızoğlu 2006).

Tasarımcılar mekanları tasarlarken potansiyel kullanıcı ihtiyaçlarını anlamayı amaçlarlar. Tasarımların baĢarıya ulaĢması, yaĢanabilir mekanlar yaratılabilmesi için kullanıcı ihtiyaçlarının bilinmesi gerekir. Kullanıcı olarak insan, mekânın kendi ihtiyaçlarını karĢılamak ve amaçlarını tatmin etmek üzere tasarlanması gerektiği beklentisi içindedir (Günal ve Esin, 2007). Peyzaj mimarları da öncelikle çevreyi kullanıcısıyla bir bütün olarak algılamalı, analiz etmeli ve sorunlara bütüncül bir bakıĢ açısıyla çözümler üretmeye çalıĢmalıdır (Korkut ve Topal, 2015). Bu nedenle peyzaj tasarımcıları pek çok farklı kullanıcı grubunun ihtiyacını belirlemelidir. Gençlerin ihtiyaçları önemlidir çünkü hayatın bu aĢamasında kimlik geliĢimi ön plandadır ve bu dönemde yaĢananlar genci kalıcı olarak etkiler (Düzenli ve ark. 2016).

Bu sebeple bir üniversite yerleĢkesi sosyal ve kültürel faaliyetlere elveriĢli, sürdürülebilir ulaĢımın ön planda olduğu, topografyanın avantaja dönüĢtürüldüğü, fakülte birimlerinin birbiriyle bağlantısının kurulabildiği, çevreyle etkileĢim içinde olan bir yerleĢke kavramı, planlama yaklaĢımında temel ilkeyi ifade etmektedir (Bayhan 2015).

Bir üniversite yerleĢke tasarımı genel olarak, tüm akademik birimlerin bir arada bulunduğu ve her yaĢ grubu kullanıcılarının tüm ihtiyaçlarını karĢılayacak Ģekilde, kendi kendine yeterli bir yapıya sahip olmalıdır. Bunun içinde çeĢitli tasarım kriterlerini göz önünde bulundurması ve uygulaması gereklidir.

(42)

29 2.4.1. Üniversite Kapasitesinin Belirlenmesi

Gençlik çocuklukla eriĢkinlik arasında yer alan büyüme, geliĢme, ruhsal dengenin sağlanması ve yaĢama hazırlık dönemidir. Üniversite gençliği genel olarak 17-25 yaĢları arasındaki öğrencileri ve kendine özgü sosyal aktiviteleri olan bir toplumsal kesim olarak tanımlanır. Üniversite gençliği toplumun en duyarlı ve en dinamik kesimi olduğundan içinde bulunduğu toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik etkilerinden oldukça etkilenmektedir. Üniversite öğrencileri üzerinde çalıĢma yapmak ve onların sorunlarını, düĢünce ve ihtiyaçlarını belirlemek, içinde bulunulan toplumun hem mevcut durumunun hem de geleceğinin daha iyi anlaĢılması açısından da büyük önem taĢımaktadır (Düzenli ve ark. 2016).

Bir üniversite yerleĢkesinin iĢlevini yeterli düzeyde yerine getirebileceği büyüklükler belirli sınırlar içindedir. Ancak, yerleĢkelerin büyüklükleri ve nüfusları konusunda kesin ölçütler verilememektedir. YerleĢkenin büyüklüğü her Ģeyden önce üzerinde yer alacak akademik birimlere ve bunların her birinin bulunduracağı bölümlere ve bu bölümlerin barındıracağı öğrenci ve diğer personel kapasitelerine bağlıdır. YerleĢkenin büyüklüğünü belirleyen diğer faktörler ise, eğitim amaçları doğrultusunda ihtiyaç duyulacak mekânların sayıları ve alanlarının yeterliliğidir (Kuyrukçu 2012).

Devlet Planlama TeĢkilatı, Türkiye‟ de yeni açılacak üniversiteler için optimum kapasiteyi 14000 öğrenci olarak hesaplamıĢtır. Bu kapasitedeki üniversitelerin etkin bir araĢtırma fonksiyonu görebilmeleri için 20 öğrenciye bir öğretim üyesi düĢecek Ģekilde düzenlenmeleri önerilmiĢtir (Tolon 2006).

YerleĢke içinde bulunan nüfus büyüklüğü ve yoğunluğu dikkate alınacak olursa, üniversite yerleĢkesinde yer alacak disiplinlerin ve buna bağlı olarak yerleĢke nüfusunun planlama açısından önemi açıktır. Ancak bu kararlar doğaldır ki plancı tarafından değil, daha çok yönetim ve organizasyon tarafından alınmaktadır. Yalnız, bu nüfusun üniversite yerleĢkesi sınırları içinde yaĢama yoğunluğu önerilecek yerleĢme sistemi ile yakın iliĢkili olup, plancının bu kararda katkıları kaçınılmazdır (Öztürk 2009).

(43)

30

Üniversite yerleĢkeleri küçük birer kent birimleri olarak değerlendirilecek olursa, üniversite yerleĢkelerinin optimum ölçüleri ve nüfusu hakkında, bu benzetmeden yararlanılarak belli sonuçlara varmak mümkündür.

Günümüzde birçok üniversitede eksikliği görülen, üniversitelerin en gerekli fiziksel elemanlarından birisi olan üniversite içerisinde bulunan tüm birim personelleri ile öğrencilerin bir araya gelip fikir alıĢveriĢinde bulunacakları açık ve kapalı mekanların ihtiyaç duyulandan daha az bulunmasıdır (Sıramkaya ve Çınar 2012). Bunun dıĢında kentin fiziki planı olarak belirlenen kriterde, doğaya kolayca çıkmak ve iĢe gitmek için makul mesafeler arası yolculuk yapmak mümkün olmalıdır (Kuyrukçu 2012).

Üniversite kenti olgusu açısından yaya ulaĢımı, yerleĢkenin bir uçtan bir uca, makul zaman süresi içinde, rahat, kolay ve yorulmadan yürünebilmesi özelliği ile saptanır. YerleĢkenin nüfusu ise yerleĢke içinde yaĢayan bireyler arasında olması gereken olumlu psikososyolojik etmenlere göre saptanmalıdır (KarakaĢ, 1999).

2.4.2. Enerji Tasarrufu

Dünyadaki enerjinin %40‟ını yapısal unsurlar tüketmektedir. Yapılarda enerji kullanımı, yaĢam döngüsünde tasarım ve uygulama süreçlerinde gerçekleĢmektedir. Binalarda harcanan enerji yüzdesini, enerji etkin tasarım parametrelerinin doğru uygulanması ile düĢürmek mümkündür. Özürer (2012) ise, benzer bir Ģekilde ölçütleri sıralayarak bunları „Yapma Çevreyi OluĢtururken Enerji Korunumunu Sağlayan Fiziksel Çevre Ölçütleri‟ olarak isimlendirmektedir. Tasarım sürecinde ölçütlerin dikkate alınması ile yapı ve peyzajın çevre ile uyumunu arttıracak ve iç mekan konforuna ulaĢılmasını sağlayacaktır (Yüksek ve Ġplikçi 2016).

Her alan farklı iklimsel ve doğal özelliklere sahiptir. Enerji tüketimi, çevresel etki üzerinde oldukça önemli bir konudur. Enerji verimliliğinde üniversite yerleĢkelerine ihtiyaç ise kaçınılmazdır. Mümkün olan her yerde enerji koruma politikalarını uygulamak ve uygulatmak gerekir. Üniversite yerleĢke alanının seçimi ve yerleĢke binaları için seçilen ekipman enerji tasarrufu ve peyzajda sürdürülebilirlik açısından dikkat edilmesi gereken bir husustur. Peyzaj tasarım uygulamaları ile enerji tasarrufu sağlanabilir. Bir yerin mikroikliminin doğrudan veya dolaylı değiĢiminde peyzajın önemli bir yeri vardır. YerleĢke

(44)

31

alanlarında doğal elementlerin yönlendirilmesi ile güneĢ ve rüzgarın sert etkisi en aza indirgenebilir ve böylece, enerji tasarrufu sağlanmıĢ olur (Tuna 2006).

Doğru peyzaj uygulamaları ile hem yaz hem de kıĢ mevsiminde, bitkisel elemanların yardımı ile ısıl konforu yakalamak mümkündür. Enerji etkin uygulamalarla peyzaj çalıĢmalarının yapılması halinde yapılarda ısıtma ve soğutma giderlerinde değiĢimlerde gözlenmiĢtir. Enerji tasarrufunun sağlamanın yanında kentsel bölgelerde yeĢil alanların ve bitkisel materyalin arttırılması ile hava sirkülasyonu arttırılabilmektedir. Dolayısıyla, bu çalıĢmalar ile yapı çevresinde sıcaklık kontrolü sağlanmakta ve rüzgarın etkileri kontrol altına alınabilmektedir. Ayıca bitkilerin havaya saldığı oksijen sayesinde sera gazlarının etkilerinin ve hava kirliliğinin azaltılması sağlanabilir (Yüksek ve Ġplikçi 2016).

Sonuç olarak enerji tasarrufunun sağlanabilmesi için, arazi yapısı, toprak tipi, güneĢ ve rüzgar maruziyeti, fonksiyonel yeĢil alan düzenlemeleri gereklidir. Çevre düzenlemesi ile enerji korunumunun amacı, önümüzdeki enerji akıĢlarını düzenlemektir.

2.4.3. Topoğrafya ve arazi yapısı

Peyzaj tasarımı aĢaması sırasında bu konu öncelikle dikkate alınmalı; yerleĢke içerisinde yer verilmesi istenen kullanımlara uygun alanlar oluĢturulmalıdır. Arazi durumu buna uygun değilse arazi üzerinde değiĢiklikler yapılmalıdır.

Alexander (1977)‟e göre, tarım uygulamalarına olanak sağlayan araziler inĢaat içinde en uygun arazilerdir. Fakat bu alanlar kısıtlı oldukları gibi, bu arazilerin özellikleri bir kere bozulduğunda düzeltilmesi mümkün olmayabilir. Yapısal mimariler genellikle arazinin en kötü olan kısmında inĢa edilmelidir (Açıkay 2015).

Üniversite yerleĢke alanının yer aldığı topografyanın niteliği, yerleĢkenin içinde bulunduracağı birimleri ve bu birimlerin birbiriyle bağlantısını etkileyen en önemli faktördür. Örneğin, arazi eğimi baz alınarak yapılar inĢa edilmelidir. Yapılacak kazı iĢlerinde ortaya çıkan moloz yığınları dolgu yapılacak alanlara sevk edilmelidir. Yapı yerleĢimlerinin dıĢında araç ve yaya yolları da uygun eğimli alanlardan geçirilmelidir (Tolon 2006).

Seçilecek arsanın, üniversite yerine baĢka bir amaçla kullanılmasının, ülke, bölge ve kent yararları bakımından daha doğru olup olmayacağı araĢtırılmalı ve irdelenmelidir. Alanın,

Şekil

ġekil 2.1. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs YerleĢkesi, Ankara (Anonim 2016)
ġekil 2.2.  Hacettepe Üniversitesi Beytepe YerleĢkesi, Ankara (Büyükurvay 2018)
ġekil  2.3.  Hacettepe  Üniversitesi  Beytepe  YerleĢkesi  peyzaj  düzenlemesinden  bir  görünüm,                    Ankara (Büyükurvay 2018)
ġekil 2.21. Dünyanın en büyük güneĢle elektrik sağlayan binası, Çin (Anonim 2019)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Tasarım Studyosu 1 ve 2 derslerinde edinilen temel bilgiler doğrultusunda ve seçilen bir alan üzerinde kentel peyzaj tasarıma yönelik beceriler kazandırmak, form ve..

Boğaziçi kıyı alanında yer alan İstinye yerleşmesinde bulunan eski tersane alanında da, dünya üzerindeki liman kentlerinde olduğu gibi kıyı alanlarında kentsel

Araştırma evreni, 2015-2016 yılında Ankara’daki çocuk gelişimci ve tasarımcılar oyun mekânlarını çocuk gelişimi açısından uzman görüşü olarak

Seçilen kentsel boşluk alanlarına yapılan swot analizi sonuçlarına göre alanların her biri için uygun bitkilendirme tasarım kriteri (armoni ve kontrast, denge,

Seçilen kentsel boşluk alanlarına yapılan swot analizi sonuçlarına göre alanların her biri için uygun bitkilendirme tasarım kriteri (armoni ve kontrast, denge,

Kampuslerin işlev ve biçim gibi temel özelliklerini muhafaza edebilmek için gelişiminin bina ölçeğinde, dolaşım, ulaşım, alt yapı ve hatta yapım sistemi kararlarıyla

Fergana ve Mısır nüshalarında yer alan örneklerin tamamı Eski Türkçedeki biçimlerini korunduğu için bu nüshalar, Herat nüshasına göre daha eskicil bir

Özellikle çalışmada incelenen dünya örnekleri, sonuçları genel kabul görmüş olumlu örnekler olarak, çalışmanın temel varsayımı olan “sanayi mirası alanlarında yaşanmış