• Sonuç bulunamadı

Ne şairler sevdim, iyi ki varlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ne şairler sevdim, iyi ki varlar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-T T -

^

5

^ °]

A ttila îlh an ’m 70. yaş kitabı

ki va rla r...

açık tuttu. Bizlere eğilimlerimizi de gözönü- ne alarak okuma ufkumuzu, edebiyat görgü­ müzü arttırmamız için yol gösterdi, vakit ve sabır konusunda asla cimrilik etmeden adeta bir okul oldu. Şimdi artık rahatlıkla görebil­ diğim, o çok gen olmamızın getirdiği toyluk ve çiğliklerimize katlandı, özel sorunlarımıza bile göğüs gerdi, bir kez bile surat asıp, kap­ ris yapmadı.

Attila İlhan bir melek değildir. O, ‘rakı be­ yazı’ gecelerin ‘bela çiçeği’, ‘bıçağın ağzında’ yürüyen dik kafalı ‘sokaktaki adam’ı, ‘yasak sevişmek’in asi ‘yağmur kaçağı’ ve hem siya­ si, hem de edebi tartışmaların güçlü, yer yer hırçın kalemidir ki, asla yumuşak başlı, sakin tabiatlı biri olduğu söylenemez.

Geleceğin edebiyatçıları

Attila İlhan edebiyatı, Türkçeyi, bu ülkeyi, kültürü ve bu dünyayı çok sever. Sanıyorum bizlere gösterdiği o peygamber sabrı, ağabey sevgisi ve saygılı yetişkin ciddiyetinin altında bu nedenler yatıyordu. Geleceğin edebiyat­ çılarına, o el yordamıyla tutunacak yer ara­ yan çocuklara bu nedenle yardımcı olduğu­ na inanıyorum. Yine aynı nedenle bizlere hep ışık tutmuş, birçoğumuzun hâlâ işine ya­ rayan çok önemli öğretiler aktarmıştır.

Attila Ilhan, genç edebiyatçının disiplinli ve kültürlü olması gerektiğini sık sık kulağı­ mıza küpe ederdi. Bohemlikle sanatın ilgisi olmadığını, sanatçının toplumda gözleri üze­ rinde toplayacak kişi olarak öncelikle kendi­ ne saygılı olma zorunluluğunu anlatırdı, içki ve sigaraya erken orta yaşlarında bizzat veda ederek zaten sağlıklı bir örnek oluşturur(du) bizler için, fakat asla tutucu, asla ahlakçı ol­ madı. Daima yeniye, serüvene ve akıllı olma­ ya tahrik etti bizleri. (Ne zor bir üçlü!)

Bugün hâlâ aynı beyefendi tavrıyla yineler; “Size kıskançlık ya da yetersizlikleri nede­ niyle çamur atanlara vereceğiniz en iyi ders daha iyi kitaplar yazmak ve halkla ilişkinizi geniş tabana yaymaktır.”

Müthiş zerafeti, şık jestleri ve engin kültü­ rüne gelince; Attila Ilhan hem kendi kuşağı­ na hem bizimkine, hem de şimdiki gençlere parmak ısırttıracak zenginlikte bir yaşamın hâzinelerinden yararlanacak donanımda kentli bir aydındır. Yaşadıklarını hazmetmiş, dünya görmüş büyük aşklar yaşa­ mış, (hâlâ yaşamakta olduğunun keyifli dedikodularıyla mutlanıyo- ruz), bu nedenle yazarlığı yalnızca kitaplardan, yaşamı düşlerden ku­ rulmamıştır. Yaşayamaaan yetmiş­ lerine gelenlerden bu yüzden çok farklıdır. Ha, şu büyük aşklar ko­ nusu ise çok basittir. Çünkü bir aş­ kı ancak onu yaşayanlar büyük ya da küçücük kılarlar...

Ve tabii en önemlisi Attila İlhan, -bence dünya çapında meydan oku­ yabilecek- büyük bir şairdir. Büyük şairler zor yetişir ve onların hikme­ tinden pek sual olunmaz.

Bana ve aynı yıllarda Attila Ilhan okuluna yolu düşmek şansına sahip olan on on-oniki çocuğa gelince... iyi ya da kötü hepimiz şimdi Türk Edebiyatı’nın değişik dallarında ak­ tif olarak varız ve yazıyoruz. Peki, Attila Ilhan’a rastlamasaydık yazar olamaz mıydık? Olurduk tabii, ama bir şeyler eksik kalır, çok yazık olur ve belki de yazdıklarımız öksüzle- nirdi derinden derine...

Türk Edebiyatı’ndaki kocaman yeri kadar bizim yazarlık serüveni­ miz ve yüreklerimizdeki yeri de asla başka biriyle değiş tokuş edileme­ yecek büyük şair, iyi ki varsınız!

im kânsız sevgilim, ustam, ho­ cam, yakın dostum ve birazcık da ağabeyim...

Sevgili Attila İlhan! ■

Yalnız Şövalye Attila Ilhan/Ha­ zı r la ya n: Z e y n e p Ankara/Bilgi Yayınevi/296 s.

Me şairler

Attila İlhan,bu yıl 70. yaşını

kutluyor. Bilgi Yayınevi Attila

İlhan için bir 70. yaş kitabı

hazırladı. Kendisi de dahil 39

yazarımızın Attila Ilhan’a ilişkin

yazılarını biraraya getiriyor

kitap. Kitabı hazırlayan ise

Zeynep Ankara. Attila Ilhan’ın

çok uzun yıllar yaşaması ve yeni

yeni yapıtlar üretmesi en büyük

dileğimiz

İ

mkânsız sevgilim, ustam, hocam ve azı­ cık da ağabeyim... Bundan tam yirmiiki yıl önce, o soğuk Ankara öğle sonrasın­ da Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki Bilgi Yayıne­ vi editör odasında onunla tanıştığımdan beri bu müthiş formüllü ilişki benden yana bo­ zulmadan sürüyor. Ve üstüne üstlük şimdi Attila Ilhan gururla yüreğimde taşıdığım, bazan telefon, bazan sabah kahvesi sohbet­ lerini paylaştığım çok değerli bir dostum be­ nim.

Sigmund Freud’ün o vakitler hazine bul­ muş gibi üzerine atlayacağı bu karmaşık ve şahane formülün içinde hiç de mucizevi sır­ lar gizli değil. Çünkü Attila Ilhan’ı benzer duygularla seven her yaştan pek çok başka (nej kadınlar olduğunu da biliyorum. (Tanı­ yanlar da iyi bilirler.)

Attila Hlıan'ın şiirleri

Yazarların, şairlerin sevilmesi, beğenilme­ si, onlara derin hayranlık duyulması dünya­ nın her yerinde doğaldır; onlar içimizdeki gizleri bizim yerimize açar, ortaya çıkarır, bi­ zim yerimize de bunalır, yorulur, terler, ağ­ lar, hatta ölürler... Onlar kendimizle yüzleş­ memizde, kendimizi affetmemizde ve kendi­ mizi yeniden kafamızdan yoğurmamızda bi­ ze anne ve babalarımızdan daha çok yardım ederler. Okuyarak büyüyen her insan dili, ulusu ve/ya cinsiyeti ne olursa olsun, kendi­ ne yakın bulduğu yazar/şairlerin eğitiminden mutlaka geçmiştir.

iyi de, neden bazı yazar/şairler öbürlerinden daha iyi yapar bunu ve bazıları neden çok daha derin iz­ ler bırakır yaşantımızda? Bu yalnız­ ca yetenek ve kişilikle açıklanacak bir sihir midir de adı pek kona­ maz?

Örneğin neden şiirin çok satma­ dığından yakınılır (her) dönemde Attila Ilhan’ın şiirleri üst üste bas­ kılar yapar ve hatta güzel yetmiş ya­ şında yazdığı aşk şiirleri (Ayrılık Sevdaya Dahil) gençlerin elinden düşmez de, ‘şiir okunmuyor!’ diye kendi dizelerine küsen bazı şairler başka alanlarda öfkeli, mutsuz in­ sanlar olarak yaşlanırlar?

Bu konuda uzun ve kuramsal bir yazı yerine Attila Ilhan’ın bir şair ve yazar olarak gençlerle ilişkisine, on­ lara yaklaşımına dair bundan yirmi­ iki yıl öncesinin o gençlerinden biri olarak yaşadığım örneklerden bir­ kaçını aktarmanın daha uygun ola­ cağını düşünüyorum. Çünkü Attila Ilhan yalnızca yazdıklarıyla değil, karizmatik kişiliği ve çok renkli ya­ şanmış (hâlâ da yaşanmaktadır) ha­ yatının izleriyle de kendinin ve okurlarının canlı kahramanı olmayı başaran ülkemizin ender edebiyat sanatçılarmdandır.

Kim ciddiye alınmak istemez ki? Kimin hayatı roman değildir? Kim beğenilmek, takdir edilmek gerek­ sinimi olmadan doğduğunu iddia edebilir? Az ya da çok herkes, he­ pimiz, ama en çok gençler!

Yaşa-sevdim, ivi

mın önünde, yolun ba­ şında dikildiklerinde ki­ mileri yalnız, kararsız, bunalm ış, kim ileri de fazla kararlı ve aşırı gü­ venli ilkgençlik dönem­ lerinde bütün gençler karşılarına çıkacak iyi bir model karaktere karşı zayıftırlar. Hangi­ miz değildik? Modelin- ‘iyiliği konusunda yapı­ lan yorumun doğruluğuysa en az on yıl son­ ra anlaşılacaktır.

Bunları anlatmanın nedeni bilmediğinizi düşünmem falan değil, şimdi bilgisayar ba­ şında bu yazıyı yazarken kendimi yıllar ön­ cesinin o onsekiz yaşında üniversite öğrenci­ si, aşırı kararlı ve abartılmış özgüvenli genç kızı olarak görüyor olmam. Elimde bir öykü dosyası -daktilo bile edilmemiş, el yazısı say­ falar- Attila Ilhan’ın odasından içeri girip, “Ben yazar olacağım, bu öyküleri okuyup, fikrinizi söyler misiniz diye sormaya gel­ dim!” diyorum.

Karşımda tüvit ceketli, kravatlı, gözlüklü, saçlarına usul usul kırlar düşmüş, yakışıklı bir adam var. Masanın üzeri çok düzenli, bir iki kitap, bir bardak çay ve basıma hazırla­ nan, o sırada okuduğu yazılar... Parlak, can­ lı, çok genç, şakacı ama hınzır ve zeki bakış­ lar... Bu bakışlar, hiç değişmedi, Attila İlhan hâlâ.böyle bakar dünaya.

“Ümit!” diyor tanıdık birine gülümser gi­ bi bana.

Bu Ümit’in ‘Kurtlar Sofrası’ adlı romanın­ daki gazeteci kız olduğunu beni oturtup, ha­ limi hatırımı sorduktan sonra anlatıyor. Ümit’e benzeyen kızlardan biriyim ben de... Romanı okumadığımı söylemeye utanıyo­ rum, o da daha sonra hepimize hep yapacağı jestlerden biri olarak hiç yüzlemiyor, o zarif anlayışlılığıyla konuyu geçiştiriveriyor. O ak- ^am romanı alıp, bir solukta bitiriyorum

ta-Attila Ilhan o günden sonra bana ve Tür­ kiye’nin her yanından yazarak veya bizzat gelerek yazmak istediğini söyleyen pek çok gence hep sabırla, anlayış ve umutla kapısını

BUKET UZUNER

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

K ü ltü r Servisi- Yazar Yaşar Ke­ m al’in eşi Thilda Kemal Göğceli, bugün öğleyin Teşvikiye Cam ii’nde kılınacak cenaze namazının ardın­ dan

B ehçet NeeotlgllTe öç radyo oyununun görsel uygula­ ma türleri üstünde çalış­ tığımız günlerde, Boğaziçi Üni­ versitesi tiyatro salonundan

Disc-jokey ve şarkı sözü yaza­ rı Fecri Ebcioğlu ile Etiler’deki evinde “ Türkçe sözlü hafif mü- zik” irı dününü ve bugününü ko­ nuştuk..

Üç kez ardarda kadın öykücülerimizin kazandığı Sait Faik Öykü Ya­ rışmasında Seçiciler Kurulu'nu Oktay Akbal, Tahsin Yücel, Sabahattin Kudret Aksal, Haldun

Özet: Ülkemiz ormancılığında ilgi gruplarının orman kaynaklarına ve bu kaynakların yönetimine ilişkin görüş ve bakış açılarının belirlenmesi amacıyla

1924’te hâkimliğe başla­ yan Onar, daha sonra Mülkiye Mektebi ile Yüksek İktisat ve Ticaret Okulunda öğretmenlik yapmış, 1933’te İstanbul Üniver­ sitesi

Asteriou and Kovetsos (2006) examine the January effect in eight transition economies.Georgantopoulos at al.(2011) investigate calendar anomalies for four emerging