İLKE KAMAR
/lkkamar@hotmail.comNaif ressam Fahir Aksoy'un bir resmine de adını veren
'Kürdün Meyhanesi'' adlı kitabı Can Yayınları ndan çıktı
O’larda Ankara’da bir lokanta. Aydınların ve sanatçıların bu luşma yeri ve gazetecilerin sü rekli uğrak yeri: Yeni Hayat Lo kantası ya da daha çok bilinen
adıyla Kürdün Meyhanesi. Fahir Aksoy’un Can Yayın larından çıkan “Kürdün
Meyhanesi” adlı kitabın da Orhan Veli, Cahit
Sıtkı, Çetin Altan, Mehmet Kemal, Cihat Burak, Fikret Otyam, Cüneyt Arcayürek gi
bi pek çok aydının meyhanede geçen a- nıları yer alıyor. A- yın ilk günleri, kü
çük maaşlı memur ların “Bir günlük saltanat saltanattır” diyerek gittiği Kür dün Meyhanesi’ne aydınların dışında, davetsiz misafirler (sivil polisler) de uğrarmış. Kitapta, bu mekandan ve o dönemden kesitler Fahir Aks oy KÜRDÜN MEYHANESİ bulmak mümkün.
40’lı yılların düşünce ve sanat ha yatı nasıldı?
özellikle sol kanattan düşünürler ve sanatçılar, ağır baskılar altındaydı. Nihal Atsız gibi fanatikler, başta “Or hun” dergisi, öteki dergi ve gazetelerle çatışma içindeydi. Ünlü Sabahattin Ali - Nihal Atsız davası An
kara’da görüldüğü sırada birçok olay çıkmıştı. Aziz Nesin ile Mehmet Ali Aybar’ın yayımladıkları “Marko Paşa” dergisi ka patılmış, sonra başka ad larla çıkan dergi sustu rulmuş ve yazarları mah kemeye verilmişti. Rıfat İlgaz, Haşan izzettin Di namo gibi değerli şairler hapse mahkum edilmiş ler, sol eğilimli Tan gaze tesi saldırıya uğramıştı.
■ Bohem hayatına
toplumcu yazarların tepkisi neydi? Sa natçıların meyhanelere yaklaşımından söz eder misiniz?
Toplumcu yazar - çizerlerin bohem hayatına olumlu ya da olumsuz tepkile ri yoktu. Onların içinde bulundukları şartlardan dolayı yaşam biçimleri bo hemdi. 1940’ların yüksek siyasetçileri
böylesine yaşamayı adeta zorunlu kıl mıştı... Meyhane ise geçici de olsa, kısa vadeli bir mutluluktan tad almak için sığındıkları bir otağ gibiydi.
■ Resmi çevreler sanatçıları nasıl değerlendiriyordu?
Bazı aklıbaşında kişileri bir yana bı rakırsak genel olarak “serseri”, “bir
baltaya sap olmamış” gibi küçültücü sıfatlarla anar lar ve “bunların hepsi ko münist” derlerdi.
■ Anılarınıza yansıyan
çevreyle günümüzün benze yen yanları, sizce neler?
Olumlu yönde küçük çapta değişmeler olsa bile kökten değişmeler olma dı. Telif hakları biraz yük seldi. Yayın çoğaldı. Ama kitap okuma azaldı.
Bütün olumsuzluklar karşısında “düzelecek in şallah” diyerek işi Allah’a havale ede ede, bilinçten yoksun bir millet olduk. Olumlu yönde etkinlikle rini sürdüren, çağdaş kafalı, bilim, kül tür ve siyaset adamları ve kurumlan yok değil ama seslerini duyuramıyor lar. Yakında mı, uzakta mı bilmem ama belki bir gün bu ülkede de bilgelik, er dendik sevgisi yarışına tanık olunur...
+
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi