S l F I R NOKTASI
/ O R A L Ç A L I Ş L A R oralcalislar@yahoo.com • •Nâzım, Bu Ülkeye Nasıl Gelecek?
İstanbul Devlet Opera ve Balesi olağanüstü bir bale gösterisine imza atıyor. Nâ zım Hikmet’in Ferhad ile Şi- rin’i ünlü Rus koreograf Yuri Grigoroviç’in koreografisiyle sahneleniyor. Besteci Arif Melikov’un da katıldığı gala gecesinde Bolşoy balesinin başdansçıları Yuri Klevzov
ve Elina Palşina, Ferhad ile Şirin’i oynadılar. Mehmene Banu rolünde ise Hülya Ak sular vardı.
Bir Doğu masalı, Nâzım’ın kalemiyle bir evrensel desta na, Rus müzikçileri ve koreog raflarının katkılarıyla bir sanat şölenine dönüşmüştü. Ferhad ile Şirin balesi yıllardır dünya nın dört bir yanında gösterili yordu. Nâzım bu gösteriler sı rasında duygularını şöyle dile getirmişti: “Ferhad He Ş irin’i
Paris’te, Yeni Delhi’de, Lond ra'da, Kah ire'de, Viyana'da, Pekin'de, New York'ta herke sin izlemesini isterim. Ama be ni en çok m utlu edecek olay, bu balenin b ir gün Yuri Grigo roviç’in koreografisiyle
Istan-b u l’da sahnelendiğini görmek olacaktır. ”
Nâzım’ın bu vasiyeti onun ölümünün üzerinden 37 yıl geçtikten sonra İstanbul’da gerçeğe dönüştü. Bale göste risi dansçılanyla, dekoruyla, şi irsel içeriğiyle muhteşemdi. Bolşoy balesinin iki başdançı- sının yanında Mehmene Ba- nu’yu oynayan Hülya Aksular da onlarla yarışan bir estetik zenginlik sergiliyordu.
Bale, Ferhad’ın aşkı için dağları delmesi, Ferhad’aâşık Mehmene Banu’nun, onu kar deşi Şirin’e yâr etmek isteme mesi üzerine kuruluydu. Bü yük aşk yarışının sonunda ne Mehmene Banu kalır ne de Ferhad. Hepsi aşkın gelgitleri arasında ölüme doğru yol alır lar.
İşte bu evrensel aşk hikâye si, artık Nâzım yaşamıyor da olsa, onun yüreğinin bir par çası olarak Türkiye’de, İstan bul’da. İstanbul Devlet Opera
ve Balesi, bu büyük oyunla Nâzım’ın da vasiyetini yerine getirmiş oluyor. Oyunu heye can ve hayranlıkla izlerken ga zeteci arkadaşım Nilgün Cer- rahoğlu kulağıma fısıldadı:
“Artık Nâzım ’ın mezannı Tür kiye’ye getirmeliyiz. ”
★★★
Oyunu seyirciler ayakta al kışlarken Nâzım’ı düşündüm. Onun hayallerini ve düşlerini. Elimde eski bir fotoğraf duru yor. Yıl 1961. Nâzım, dört Sov yet sanatçısının ortasında, bü tün yakışıklılığı ve karizmasıy la objektife bakıyor. Bir yanın da Ferhad ile Şirin’in koreog rafı Yuri Grigoroviç, bir yanın da bestecisi Arif Melikov.
Nâzım, bu fotoğrafa bakar ken eminim İstanbul’u düşü nüyordu. Gençliğinin, orta yaşlılığının, İstanbul’unu. Hep eziyet çektiği, hapishanelere atıldığı rüyalarının İstan bul’unu. Kendisini sorgulayıp haksız suçlar yükleyen polisle
ri, uzun mahkûmiyetler veren yargıçlan düşünüyordu. Aley hinde gösteri yaptınlan üniver site gençliğini.
Nâzım’ı yargılayanlar, mah kûm ettirenler ve aleyhinde gösteri yaptıranlar daha sonra bu ülkenin “büyük adamian” oldular. Tıpkı 12 M art’ta De-
niz’leri idamayollayan yargıç- lann, askerlerin, siyaset adam- lannın yükseldiği gibi.
Nâzım’ın mezarını Türki ye’ye taşısak, acaba o bunu nasıl karşılardı? Evet o, Ana dolu’da bir çınar ağacının di binde yatmak istediğini söyle mişti. Ama onun yatmak iste diği ülke bu muydu? Karakol larında işkencelerden geçil meyen, yargısız infazlann, faili meçhullerin hesabının sorul madığı, ırkçıların ve dincilerin siyasi hayatımızın temel ağırlı ğı haline geldiği bir ülke miydi? Aşırı milliyetçilik Nâzım yaşar ken ve cezaevlerine atılırken de geçer akçeydi, bugün de.
Acaba Nâzım böyle bir ülkede yatmak ister miydi?
Nâzım gibi büyük bir yaratı cının, bir özgürlük âşığının yü reği, ülkenin bu halini kaldınr mıydı?
Oyunun bitiminde bu büyük destanı ayakta alkışlayanlar dan acaba kaçı Nâzım’ın düş lerini paylaşabilirdi? Unutma yalım ki ülkemizde komünizm le mücadelenin büyük önder lerinden Süleyman Demirel
hâlâ cumhurbaşkanı, böyle gi derse daha çok uzun yıllar ba şımızda kalmaya devam ede cek?
Nâzım’ın devrimci yaratıcı lığıyla, Demirel’in cumhurbaş kanı olduğu bir ülkenin hayal leri ne kadar birbirine uyabilir?
★ ★ ★
Mehmene Banu’nun ihtiras dolu danslarıyla, Ferhad’ın dağları delen azmiyle ve Şi rin’in ölümüne aşkıyla ateşle nen bu büyük bale gösterisinin yaratıcısı Nâzım, hâlâ bu ülke ye birkaç gömlek fazla gelmez mi? Baleyi izleyip öyle karar verin isterseniz.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi