• Sonuç bulunamadı

Balıkçı'nın güzel dünyası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Balıkçı'nın güzel dünyası"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bahkçı’nm

Güzel

Dünyası

OKTAY AKBAL

• I

A

kşam dır, güneş b atm ak tad ır N işantaşı arkasında. K üçük Cevat tek başına bahçededir. Yapayalnız .. N işantaşından Ih la m u r’a inen yokuşta iki sıra lâm b alar v ard ır. «Ben bahçede yalnız o tururken lâm baları yakan adam —uzaktan k a ra b ir nokta, elinde uzun b ir künder, künderin ucunda yan­ m ak ta olan yağlı b ir paçavra— N işantaşından başlayıp kıvra­ n arak inen yolun iki tarafındaki lâm baları yakıyordu.» Uzun yıllar sonra bu anıyı can lan d ırır Balıkçı. B ir İstan b u l akşam ı­ nın başlangıç anı... Tek başına doğayı, kendini, yaşam ı duy­ m ak tad ır. Öyle b ir an ki silinmez, unutulm az! B irden ışıklar y an ar «bir ışık patlam ası». O lağanüstü b ir şey olur birden. K üçük Cevat kendine seslenir: «Bak Cevat sen şim di küçük b ir çocuksun, am a büyüyeceksin, bak ne güzel b ir dünyaya ğeldin, kim bilir ne k ad ar büyük ve ne k adar İyi b ir adam olacaksın, kim bilir seni ne saadetler, ne sevinçler bekliyor.»

«M ektuplarıyle H alikam as Babkçı»sm ı okuyorum günler­ dir. B ir günde bitirilecek k itap lar vard ır, okursun yıldırım gi­ bi, biter, a tılır b ir yana, ö ylesi değii bu kitap. B ir insan yaşı­

y o r yapraklarında. Sürekli «patlam a» halinde b ir insan. H iç b ir zam an ölemeyecek tü rd en b ir insan. Sanatçı, dü şü n ü r, ta ­ rih çi, yazar, öykücü, rom ancı b ir insan... O insanın gerçek yanı, içtenliği, sevgisi, yalnızlığı, arayışları, çırpınışları, bağla­ nışları... Bu yüzden herhangi b ir k itap değil «H alikam as Ba­ lıkçısının M ektupları»...

O turm uş kendisiyle konuşm uş o uzak akşam üstü , tü m ışık lar yanınca Ih lam u rd a. U nutulm az b ir an olacağım , ilerde bu anı hep anım sayacağını bilerek. «Bana bağıran b ir ses» di­ y o r kendi içindeki o ikinci kişinin seslenişine.. «O anda gör­ düğüm m anzara, yanım daki to p rak küm elerinin şekli, rengi, ağaçlar, d a llan , Ihlam ur, bahçeler, yol ışık la n , N işantaşı grup eden güneş sanki başım renkli b ir film alan b ir fotoğraf ma. kinesi gibi hepsini aldı. Bugün ağacın dalını, hepsinin resm i­ n i yapabilirim .» A rada b ir anım sam ış bu çocukluk akşam ını, so n ra h iç b ir şey kalm am ış aklında, ö y le yazmış, am a nasıl kalm am ış, bunca yıl so n ra yetm işine gelm iş b ir insan o larak b ir b ir nasıl canlandırm ış hepsini b ir m ektup yaprağında? So­ ra rm ış tu tu k la r evinde kendine «Saadetler, sevinçler b u n lar mıydı?»

Azra E rh a t I957’den ölünceye dek H alik am as Balıkçısı di­ ye anılan Cevat Ş akır K abaağaçiı’nın kendisine yazdığı m ek­ tu p ları elden geçirm iş. B ir bölüm ünü, açıklam alar ekleyerek yayınlam ayı y ararlı görm üş... İyi de etm iş... Niçin bir tek in­ sanın m alı olsun büyük b ir sanatçının m ektupları? B unlar Ba- lık çı’nın güncesi gibi. Ne düşünm üş, ne duym uş, ne özlemiş, hepsi var. Coşkuyla, tutkuyla anlatıyor bunları. Azra E rh a t’ı b ir kadın, b ir dost, b ir yakın, b ir öğrenci, daha çok «anlayan» b ir insan olarak benim sem iş, evrenine sokm uş, «M ektuplar yıllara göre sıralanm ış kocam an b ir bavul içinde duruyordu» diyor E rh at. «Çok u zaktılar bana, H alik am as Balıkçısının ölü­ m ünden sonra bile bavulu açıp b ir m ektubunu ele alm ak geç­ m edi aklım dan. U nutm uştum varlıklarını, hele b ir gün onları yayım lam aya söz verdiğim i de unutm uştum .» S onra b ir gün ba­ vulu açar E rh a t, yeniden o kur bu m ektupları, ilk kez okuyor­ m u ş gibi olur, başlar daktilo etm eye. «Sesi vardı, sözü vardı, devinimi vardı bunlarda. B ütün ro m an ları, öyküleri, bütün sözleri yazılarıyle ve asıl günlük yaşam ı ile tü m H alikam as Balıkçısı vardı, doğanın kırk bin yıida b ir yetiştirdiği, ulus­ lararası, evrensel değerde bir insan, hele T ürkiyem iz için ge­ leceğe aydınlık saçacak, düşüncesi b ir ok gibi fırlayıp kim bi­ lir kaçıncı yüzyılda hedefine v u racak b ir ulu. Sonra da b ir in­ san ki iyiliği, güzelliği ve sevecenliğiyle M erhaba’sı gibi yürek­ leri çınlatıp insanları sevgi cüm büşüne çağıran b ir ses.»

B alıkçı’yı b ir iki kez görebildim ben. En az tanıdığım ya- zarlaı-ım ızdandır. İstan b u l’u hiç sevm ezmiş, geldiği gibi gider­ di hem en... A yrı b ir çevrenin, daha doğrusu kendi çevresinin insanı, yaratıcısı. K endine yeten b ir yaratılış. «Mavi Sürgün», «A ganta B urina B urinata», «Eğenin Dibi» vb. tüm kitap ların ­ da hepimizi etkileyen b ir yazar. Düşünce enginliği, bilgisinin derinliğiyle, hele hele o b itip tükenm ez coşkusu ile b ir eşi benzeri olm ayan insanlardan...

«H alikam as Balıkçısının M ektupları» onun kitaplarını ye­ niden okum ak İsteğini uyandırdı bende. Bu, b ir «doğa p at­ lam ası» saydığım yazar, kendini o doğanın b ir p arçası saym ış lıep. B aşarısı bu içtenlikten, bu doğasal güzellikten. K endin­ de yaşam ayan biri. K endinde evreni duyan biri...

«Bence yaşantının en çekilmezi kendim izde yaşam aktır, m utluluk, esenlik çevrenin b ir parçası o lm aktır, yani kendi —olm ayanla birleşm ektir. Ne derin nefes a lır insan o zaman» diyor b ir yerde... B aşka b ir yerde de —son m ek tu b u d u r bu— şu unutulm az, hepim izin kulağına küpe olm ası gereken söz­ leri yazmış: «Doğduğumuz dünyanın hepim izin dünyası oldu­ ğunu anlam alıyız, onun şu u ru n a varm alıyız. Dünya daralm ış­ tı r artık . Bu dünyam ızı kirletm ekten, bozm aktan sakınm alı­ yız.»

*5ir dünya erm işi gibi yaşadı, yazdı, y arattı, ard ın d a da böyle an ılar b ırak tı B alıkçı... Cevat Ş ak ir’in, o ufacık çocu­ ğun, Ih la m u r’daki güneşin batışını, ışıkların yanışım seyreder­ ken kendine söylediği söz, b ir gerçek oldu: «Bak Cevat sen şim di küçük b ir çocuksun, am m a büyüyeceksin, bak ne kadar güzel b ir dünyaya geldin, kim bilir ne k ad ar büyük ve ne ka­ d a r iyi b ir adam olacaksın.»

«H alikam as B alıkçısının M ektupları» bir gömü; b tr dü­ şünce, edebiyat, san at, insanlık göm üsü...

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Giriş, rüzgârlık, vestiyer. Evin mahremiyetini temin edecek, gelen misafir elbisesini asabilecek rüzgârdan içerisini muha- faza edecek, kapıdan bir yabancı ile görüşmek

Mektebin plânı L şeklinde olup esas kısımda bir antre, kat merdiveni ve arkada toplantı ve spor salonu vardır.. Diğer kola,

Bina iki kattan ibaret olup zemin katı şömineli bir ka- bul salonu, oturma köşesi ve çalışma odasile yemek salonu ve servisi ihtiva etmekte, birinci katta ise yatak odaları

Zemin katında plânından anlaşılacağı veçhile kabul dai- resi ve servis kısmı vardır, üst kat doğrudan doğruya yatak odalarını ve banyoyu ihtiva edip ailenin hususî

Kış bahçesini teşkil eden kısma bütün evin cephesi imtida- dınca demir sürme pencere yapılmıştır.. Bu

Böyle dü¸sün- memizin sebebi, denklem sisteminde verilen ifadelerin kökler toplamı kökler çarpımı ve kökler kareleri toplamları gibi ifadelere benzer olmasıdır2. Buna

Her bakımdan kıymeti çok yüksek olan Ege bölgesinde Arsıulusal İzmir Panayırı ekonomik kazançlarla bugün Avrupalıların endüstri ola- rak kabul ettikleri turizm için de

Her ne kadar astrobiyoloji iki bilim dalının ortak çalışmalar yürüttüğü bir alan gibi algılansa da uzaklarda yaşamın izlerini aramak için çok daha fazla sayıda