• Sonuç bulunamadı

Bir mektup

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir mektup"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET/2

B ir M ektup

MELİH CEVDET AND AY

Şeyh-ül Muharririn Burhan Felek öleli iki yıl olmuş... Gaze­ teciler Cemiyeti anma töreni dü­ zenlemese bilmeyecektik. Toplu­ mun belleği zayıftır. Bu tür tö­ renler sadece geçmişi değerlen­ dirmekle kalmaz, gençlerde iyi bir ad bırakma hevesi uyandıra­ rak geleceği da hazırlar. Ayrıca Burhan Felek’in ölüm yıldö­ nümlerinde meslek hizmet ödül­ leri dağıtılması ile iyi bir gelenek kurulmuş oldu. Bu ödüle bu yıl lâyık görülen üç değerli meslek­ taşımızı yürekten kutlarım.

Burhan Felek’le tanışırdık el­ bet, ama konuşmamız çok az ol­ muştu. Yıllar önce Ankara’da­ ki evimize gelmişti bir kez. Bir iki kez de Cumhuriyet gazetesin­ de başyazarımız Nadir Nadi’nin odasında karşılaştık, o kadar. Kimden duydum, şimdi bulama­

yacağım, rahmetli, bir sözcüğün Türkçe mi, Arapça mı olduğu­ nu sorup öğrenmek için benim kendisini ziyaret ettiğimi söyle­ miş birine. Bir yanlışlık olacak, ben değilim o giden. Üstada da­ nışmanın yersizliğini söylemek değil niyetim, haşa, ancak ben bu gibi durumlarda kitap karış­ tırma yolunu yeğlerim.

Burhan Felek, tatlı dilli bir Osmanlı efendisi idi; görmüş ge- çirmişliği de gördüğü saygının nedenlerinden bîridir. Kendi kendine öğrendiği Fransızcasınm çok güçlü olduğunu söylerler. Yazarlığına gelince, bunca ünlü bir yazarımızı okura yeniden ta­ nıtmağa kalkmak gereksizdir sa­ nırım. Günlük yazılarından baş­ ka çevirileri de vardır. Gülmece- yi denedi bütün yazarlığı boyun­ ca. Nasrettin Hoca onun başlı­

ca kaynaklarındandı. iki de hi­ kâye kitabı varmış... Bu yazım­ da size bu kitaplarla ilgili bir anı­ mı anlatacağım.

Bundan altı yıl önce görevli olarak Paris’te bulunduğum sı­ rada, İstanbul’dan bir arkada­ şım bana Burhan Felek’in Mil­ liyet gazetesinde çıkmış bir yazı­ sını yolladı. İçinde benim de adım geçtiği için büsbütün me­ rakla okudum. Üstat o yazısın­ da, iki hikâye kitabı bastırdığı­ nı, fakat bu kitapların edebiyat çevrelerinde hiçbir ilgi uyandır­ madığını söylüyor, bu ilgisizlik­ ten yakınıyor ve “ Melih Cevdet bey de sözetmedi o kitapların­ dan” deyiveriyordu.

Gerçekten de haberim olma­ mıştı o kitaplardan; görseydim okurdum. Ama yazar mıydım? Ben eleştirmen değilim, benden önce başkalarına düşerdi bu iş.

OLAYLAR

v e g ö r ü ş l e r

Demek istediğim, Burhan Felek benden değil, eleştirmenlerimiz­ den yakınmalı idi. Öylesi daha doğru olurdu.

Oturdum, kendisine bir mek­ tup yazdım, ama yukarda söyle­ diklerimi değil. Mektubumun kopyesini çıkarmadım elbet, öy­ le bir alışkanlığım yoktur. Ne de­ diğimi tam olarak yazamayaca­ ğım şimdi. Aklımda kaldığı ka­ darı ile şöyle dedim:

“ Muhterem üstadım, Milliyet gezetesinde çıkan ya­ zınızı okudum. Adımı geçirme­ niz beni hem sevindirdi, hem üz­ dü. İtiraf edeyim, o iki kitabınızı görmedim. Buna ne kadar üzül- sem yeridir. Ama onların hiçbir eleştirmenimizce ele alınmamış olması daha da üzücüdür.

Fakat üstat, benim bu konu­ daki asıl düşüncem, edebiyat çevrelerinin ilgisine sizin hiç de muhtaç olmadığınızdır. Halkça sizin kadar sevilmiş yazanmız ne azdır! Bırakın edebiyat çevrele­ ri size uzak düşmüş olsunlar...’’

Daha buna benzer birtakım söz­

ler. Amacım yaşlı bir meslekta­ şımızın gönlünü almaktı. Bu ni­ yetimi gerçekleştirmiş olduğumu kısa bir zaman sonra anladım. Burhan Felek’ten, tümünü aşa­ ğıya alacağım şu mektup geldi. Bir anı o larak dosyam da saklıyorum.

“Aziz Melih Cevdet Beyefendi, 6 Mart tarihli mektubunuzu aldım. Bana okurlarımdan bu mektubunuz manasında birçok mektup gelir. Ama sizin edebî ve kültürel kıymetinizi bildiğim için, yazınız beni çok mütehas­ sis etti. İnsan ne kadar yaşlanır­ sa yaşlansın, takdir sahibi kıy­ metlerin kendisine aferin deme­ sinden bir çocuk gibi hoşlanıyor. Ben de sizin mektubunuzdan bu şekilde duygulandım. Basındaki naçiz hizmetime gelince, bunu sokak köşesinde herkesin alıştı­ ğı bir küçük köfteciye benzeti­ rim. Yaptığı köfteler hiçbir za­ man en iyi olmadığı gibi, çok de­ fa tatsızdır da; ama çoluk çocuk, genç ihtiyar ona alışmış olanlar

müşteri olmakta devam ederler. İşte aziz Melih Cevdet Beye­ fendi, ben bu yaşlı köfteciyim. Ondan dolayı takdiriniz beni çok sevindirdi. Şükür ki hâlâ mem­ leketimiz sîzler gibi değerlere sa­ hiptir, bilmem genç nesilde size benzer kıymetler mevcut mu­ dur? Ve önümüzdeki zaman tar­ lası sizler gibi semereli bitkilerin yetişmesine müsait olacak mıdır, bunda endişeliyim. Müsaadeniz­ le sizden çok yaşlı olduğum için ellerinizden öpmeğe müsaade et­ meyeceğinizi bilerek gözleriniz­ den öperim, kalın sağlıcakla, aziz Melih Cevdet beyefendi.”

Ne iyi etmişim sakladığıma bu mektubu. O zaman “ İşte aziz Melih Cevdet Beyefendi, ben bu yaşlı köfteciyim .” sözleri beni güldürmüştü. Şimdi nerdeyse ağlatacak oldu. Demek mektup­ ların da etkisi zamanla değişiyor, bir yaşamları var onların. Hiç­ bir mektubu atmamalı; bırak­ malı yaşasın. Oysa ben ne kadar çok mektup atmışımdır. Sakla­ mayı öğrensek ve öğretsek...

Referanslar

Benzer Belgeler

本篇論文利用,人類臍靜脈內皮細胞 (HUVEC) 之 capillary tube formation assay、migration assay 和 rat aorta tube formation assay 等方法,結果 顯示肥胖相關之  

Üç etap halinde ve toplamda 140.000 metrekare alanda uygulanan ve proje sonucunda Hacı Fettah Mahallesi olarak adlandırılan Çaybaşı Kentsel Dönüşüm

rs7498665 için tüm bireyler dahil edildiğinde elde edilen genotipler ile ölçülen değişkenler arasında kilo, VKİ ve oksijen değişkenleri istatistiksel olarak

İstanbulun cami, han, çarşı, medrese ve çeşme gibi tarihî kıymeti haiz mimarî eserlerini tetkik ederek bunların resimlerini yapmıştır.. Galatasaray,

J*ai trouvé à'mon retour des Etats-Unis où je m'étais rendu pour des raisons de santé le livre que vous avez eu 1*amabilité de m'envoyer* Ayant moment nément égaré

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ida­ mı gibi, Mahir Çayan’ın, İbrahim Kay- pakkaya’nın öldürülm eleri içim izde bir yaradır.. Sevgili arkadaşım Koray Do-

Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB BBC Derneği) bu konuda bir çalışma yaparak, olası/kesin COVID-19 olgularında, orofa- ringeal

These two micro-level perspectives differ from each other— the network perspective on migra- tion stresses migrants’ specific mechanisms to facilitate the development of