• Sonuç bulunamadı

Rahmi Saltuk'u dinlerken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rahmi Saltuk'u dinlerken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

13 HAZİRAN 1983 #

ANKARA NOTLARI

EKMEKÇİ

Rahmi Saltuk’u

Dinlerken...

Seçim yasa tasarısı Konsey’den çıktı. Yasanm en önemli yanlarından biri, milletvekili adaylarına «veto» gelmesi. Yüksek Seçim Kurulu’nun aday listelerini ge­ çici olarak açıklamasından sonra, on iki gün içinde M GK adayların durumlarını inceleyecek, «veto» edebi­ lecek...

Bazen, yazdıklarımın doğru çıkmasından öyle sevi­ niyorum ki! Yeni bir «Ankara NotIan»m hevesle çatma­ ya başlıyorum. Bazen de yazarken kendi kendime gül­ düğüm olur. Yaşar Çallı da, çalışırken şarkı söyleyip, gülüyor:

— Ha ha ha, ho ho ho!

Anlaşılıyor ki, Çallı resmi yerine oturtmuş... İsmail Gülgeç de, çizerken gülermiş...

İsmail Gülgeç diin çizdi, birlikte Barbakan Ulusu’- ya gitmiştik; özel Kalem Müdürü Teviik Bey’in odası­ na girerken baktım, Gülgeç yanımda yok! geri döndüm, bir görevli Gülgeç’in kravatını düzeltmekle uğraşıyor!.

★ ★ ★

Cuma akşamı Rahmi Saltuk’u, sazını dinledik. Gece, basma, çağrılılara'ydı çokluk. «Ses» sinemasındaydı;

«A n » sinemasındaki gibi değildi kalabalık. Arka sıralar boştu. Demek, iyi duyurulup düzenlenememiş...

Rahmi Saltuk’u yıllar öncesinden tanırım. Bir arka­ daş evinde dinlemiştim ilk. Sanırım, Ruhi Su tuttu Rah. m i Saltuk’u, yüreklendirdi. Dinletisinde, Ruhi Su’dan

«Büyük ustamız» diye söz etti...

Nâzım’dan, Ahmet Ariften, Haşan Hüseyin’den tür­ küler söylerken de «Büyük ozanamız» diyordu.

Yunus Emre’ye başladı; Pir Sultan’a geçti. Yemen türküleri, Berange’den «Tanrı Baba», müziği Zülfü’ntln olan, Nâzım’m «K arlı Kayın Ormanında» türküsü, ikinci bölümde: Karafcaoğlan, Aşık Veysel...

Güzeldi izlencesi Rahmi Saltuk’un. Biraz tutuk gi­ bi geldi. Sordum:

— Evet, dedi, sahnenin arkasından korkunç bir so­ ğuk geliyordu; üşüdüm. Belki ondandır...

O gece, çağrılılar arasında, Ahmet Yıldız, Hikmet Çetin, Cemil Eren, Ertuğrul Gûnay Atilla Sav, Yunan­ lı gazeteci Kalerina’da vardı...

Basma ayrılan yerlerin çoğu boş kalmıştı. Neden gelmiyorlardı? Gelemeyenler, hiç değilse gelemeyecek­ lerini bildirmeliydiler. Sanatçılarımıza yeterince önem vermiyoruz gibi geliyor bana...

Rahmi Saltuk, Aşık Veysel’le ilgili büyük bir çalış­ maya giriyor bir «Ankara Notlan»nda değinmiş miydim? Atatürk’ün Veysel’i, radyoda ilk sesini, sazmı dinlediği zamaiı arattığını, ancak Veysel’in bir türlü görüşemedi- ğini yazmış mıydım?

İ930’lu yıllar, bundan elli yıl önce diyelim; Veysel İstanbul radyosunda ilk kez kamuoyu önüne çıkacak. Mikrofon hazır; Veysel, sesini olabildiğince yükseltip söylüyor:

— Ben, diyor, herkes duysun diye alabildiğine bağı­ rıyorum!

Radyo Müdürü uyarıyor:

— O kadar bağırmana gerek yok! Sen, doğal biçim­

de söyle, o duyulur.

Veysel’in dinletisi daha bitmeden, radyoevine çiçek, ler geliyor, «Ay bu ne güzel söylüyor» diyenden geçilmi­ yor. O sırada Veysel, çiçekleri Radyo Müdürü’ne verip, hemşehrisi bir kapıcının evine yatmaya gidiyor. Orada da çalıp söylüyorlar. Sabah radyoevine geliyor ki, Mü­ dür:

— Neredesin Veysel, Mustafa Kemal »eni arıyor. Gece geç saatlere dek seni arattık, bulamadık!

Mustafa Kemal, Dolmabahçe’de kalmakta. Müdür:

— Dur, ben sana bir mektup vereyim, yavere götür seni görüştürür belki..

Dolmabahçe’ye varıyorlar; mektubu veriyorlar ya­ vere. Yaver:

— O bir andı, seni istetmişti. Ama, şimdi çalışıyor. Siz adresinizi bırakın. Biz sizi buluruz... diyor.

Veysel bu olayı içi yanarak anlatmıştı.

Sivas dolaylan, bol ozan yetiştirmiştir. Aşık Serdar! de Şarkışlalıdır. 1835 -1922 yılları arasında yaşadı; «Kısa

çöp, uzundan haklan alacak» diyen ozan. Köyünde «Ço­ lak Hacı» olarak bilinir. Serdar! ’nin kızı Ayşe de ozan.

Şarkışla’ya trenin gelişi Ayşe’yi çok etkilemiş. 1930’larda Mustafa Kem al’e şu dizeleri yazmış.

«Ben bir kolsuz Serdarl’nin kızıyım / Ak kâğıt üs­ tünde kara yazıyım / Yokluğun elinden nasıl edeyim / Böylece malûmun olsun Atatürk.

Trenin ’aleti hep bütün demir / İçinde yanıyor bir kara kömür / Mevlâm sana versin çok uzun ömür / Böylece malûmun olsun Atatürk.

Mevlâm nasibetse binsem trene / Şu kahpe dünya­ da bir dem sürene / Müjde olsun bu günleri görene / Böylece malûmun olsun Atatürk

Hele has ki bu dünyaya gelmişsin / Ortalığın hal­ lerini bilmişsin / Duydum, çok sevindim reis olmuşsun / Böylece malûmun olsun Atatürk.

İk’oğul yanımda boşta geziyor / Namuslu erkânlı yazı yazıyor / Her taraftan umudunu kesiyor / Arka yok ki yardım ede Atatürk

Mevlâm nasibetse buraya gelsen / Lisanımca desem, halimi bilsen / tki torunum var mektebe alsan / Böyle, ce malûmun olsun Atatürk.»

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak parçal› tutulma bafllang›c›ndan sonra, Dünya’n›n gölgesi Ay’›n üzerine düflmeye bafllayacak ve ay bir kenar›n- dan bafllayarak gölgede kalacak.. Tam

Büyük Ata’nın isteği üzerine “ilk Türk kadın oyuncu" olarak Çeşitli ressamlara sık sık poz veren ünlü kadın sanatçımı- sahneye 1922 yılında çıkan

Çalışmamızda, AKH olan hastalarda OTH değerini, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulduk.. Nazal obstrüksiyonun en yaygın sebeplerinden biri

Enerji analizinin uygulanmasıyla efektif güç, yakıt enerjisi, ısıl kayıp, ısıl verim ve özgül yakıt tüketimi hesap edilirken ekserji analizinde, yakıt

Dolm abahçe Sarayı’nm an a giriş kapısı­ nın önünde, Timur Selçuk yönetimindeki orkestra ve ko­ ro eşliğinde Safiye A y la ’dan sonra, Erol Evgin, Hazal ve

1868 senesinde de (Boğaziçinde y a ­ lısı olmıyan bazı kesanm sefahet i- çin gece ve gündüz sandallar ile do­ laştıkları ve edebe m ugayir bazı h

1980'li yıllardan sonra kendi özgün çalışmaları olan resim ve batikleri üretmeye başlamıştır. ilk sergisini 1986 yılında

•Türkiye'nin kesin nüfusu 56 milyon 473 bin 35 kişi DİE Başkanı Prof, Güvenen, sayım so­ nuçlarını kontrol ettiklerini söyledi, "Adını vermek istemediğim