• Sonuç bulunamadı

Büyük kaybımız:Zavallı Mahmut

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyük kaybımız:Zavallı Mahmut"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

!2J Ağustos

B yük kay

m

z

Zavallı Mahmut...

Biletim cebimde, İstanbul’dan ha­ rekete hazırlanırken bir gazeteci ar­ kadaşım yorgun yüzünde yeni belir mis birkaç ıstırap çizgisiyle elimi tutarak:

— M a h m u t. . . diye söze başlıyor­ du.

Bunun bir kara haber olduğunu v e kime ait bulunduğunu bu ilk iki he­ ceden anlıyıverdim.

Biliyorum ki Mahmut, yani Türk gazeteciliğinin sevimli ve değerli si­ ması Mahmut Yesari, uzunca bir zamandanberi Y akacık’ta dirimle ölüm arasında haftalarım ve günle - rini sayıyordu .

Onun hayat kandilindeki zeytin - y a ğ ı evvelki gün dinmişti. Gazeteci arkadaşımın verdiği kara haber bu idi.

Mahmut’la mektep arkadaşı idik. Sultanide o bendesi birkaç sınıf bü­ yüktü. Büyük sanatkâr Yesari’nin bu genç torunu o zaman resme me - raklı idi. H attâ rahmetli Ziya beyin tertiplediği ilk Fatih ihtifalinde ta - şıdığım ız Fatih tablosu onun eseri

¡di

Hayatın, askerliğin ve cephenin bizi birbirimizden yıllarca ayırm a - smdan sonra Mahmut Y esari’y i ede­ biyata, romana ve tiyatroya merak sardırmış buldum.

Mahmud’u son yıllarında biraz se­ faletin, biraz perişanlığın ve biraz içkinin kolları arasında görenler o- nun pek yakın yıllarda ne kadar re­ fah ve huzur içinde yaşamağa alış - mış olduğunu belki pilemezler .

Kadı köyündeki evi, güzel yüzlü anneciği, ona az çok ilerlemiş yaşın­ da bile b ir çocuk, bir küçük bey gö- ziyie bakarak ihtimam gösteren da­ dısı, salonlarında büyük annesiyle büyük babasının asılı duran yağlı boya tabloları onun içinde yetiştiği muhit hakkında bir fik ir verebilir - di.

Onunla, birlikte Ahm et Rasim’in cenazesine gidişim izi hatırlarım. O gün, aynı vapurda bulunup da b ir eğlenti âlemine gittiğin i tahmin et - tiğ i bir edibimiz: ne acı, fak at ne içten hicvetmiştd! Dün kalkan cena­ zesinde bulunmıyaiı edebiyatçıları a caba kim hicvetm iştir?

Bir İn giliz sözü “ ihtiyarlar ölüme giderler; fak at ölüm gençleri çeker5 5 diyor. Mahmut, ihtiyar değildi; fakat

m ona gelmedi; o ölüme gitti. Onun son günlerini, hattâ şu ve bu gazetede çalıştığı, bol bol yazı yazdığı son günleri görenler, Mah - mudu tasvir etmeğe çalışırlarken göz yaşlarını zor tutabiliyorlar .

O, sefalete alışmış, derbederliğe kanıksamış bir muhitten, bir ailedeiı gelmiş değildi. Onun için o hayata uzun müddet dayanamamıştır.

Kendisinin bu ölümü muztarip bir tevekkülle beklemekte olduğunu da sanıyorum. Kendi ölümü hakkında bundan kaç ay önce muhakkak, ök­ süre öksüre yazdığı bir yazı - mizah edebiyatımızın zehirli kalemle ya - zilm iş bir örneğidir.

Onun ölümü ile bir neşe, nefes ne­ fes söndü ve bir zekâ, yudum yu - dum tükendi.

Onun basın ve edebiyae alanında boş kalan yerine dolu gözlerle ba -

karken kendisine rahmet düiyelim. Zavallı Mahmut' tTThısl

Nurettin A R T A M

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Değişken kapı ve kontrol kapısı oksit tabakasıyla bağlandığında hücrenin değeri “bir” olarak algılanır..

1979-84 yıllarında Çevre M üsteşarlığında Daire Başkanı olarak çalışan Gürpınar, 1984’te Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü’nde uzman olarak görev

Evvelki yazılarda yeni göçleri doğuran, 1) Siyasi baskı, 2) İk­ tisadi cezp, 3) Milli tecanüs ih­ tiyacı âmillerinin rol oynadığını görmüştük. Bir

Gökalp’ın, Prens Sa- bahaddin’deıı farklı olarak, şöhre­ ti yalnız ilim ve siyaset sahala­ rında doğmamış; aynı zamanda Türk milliyetçiliğine sarih

Sonuç olarak kronik seyirli solunumsal semp- tomlar› olan, periferik yumuflak doku ile bir- likte gö¤üs duvar› invazyonu, kot destrüksi- yonu izlenen diyabetes mellitus,

Ast›ml› hastalarda atak döneminde DLCO% de¤eri; kontrol grubu, stabil dönemdeki orta ve a¤›r persistan ast›ml›lardan yüksek bulundu (p<0.05).. A¤›r

O gün Tarabyada Fransız sefirinin davetlisi bulunan Sadrazam Giritli Mustafa Naili paşa ve diğer vükelâ, Reşit paşa yalısı önünde beyaz bir kayık görüp

Üzerinde taş veya o yerin mezar olduğunu gösteren bir işaret bile yok ama, gömülü ol­ duğu yerin birkaç metre ilerisindeki açık hava kahve­ sinin m üşterileri ve