• Sonuç bulunamadı

İyi ki bir Tevfik Fikret var...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İyi ki bir Tevfik Fikret var..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FART/HAYIR

O K T A Y A K B A L

İyi ki Bir Tevfik Fikret

var...

ı l Ş ' n

“ Bir gün bu memlekette sabah olursa” diye sorar. Yanıtını hemen verir: “ Evet, sabah olacaktır sabah olur, geceler — Tu- lû’ı haşre kadar sürmez, akıbet, bu sema — bu mal gök size bir gün acır, melül olma” ...

Altmış sekiz yıl önce 19 Ağustos 1915 günü Tevfik Fikret öl­ müştü. Kırk sekiz yaşındaydı. Bir düşünce savaşçısı, bir uy­ garlık öncüsü, bir demokrasi tutkunuydu. Herşeyden önce ger­ çek bir 'insan’dı. Haksızlıklar önünde boyun eğmeyen, yenik düşen, o anda bile savaşımını sürdüren örnek bir aydın, bir şair.

Ne zaman şiirlerini okumaya dalsam güc kazandığımı du­ yarım. O dizeler güven verir, inanç verir, direnme, dayanma, yarınlara bağlanma duygusunu uyandırır. Tevfik Fikret ‘büyük’ bir şair midir? Daha doğrusu ‘iyi’ bir şair midir? Bu konu hep tartışılır. Zaman zaman ‘s a f şiir yanlıları Fikret’i bir yana itmek isterler; onlara göre Cenap daha iyi bir ‘şairdir. Bir takım kişi­ ler ve çevreler de Fikret’e ‘insan’cı, ‘ilerici’, ‘toplumcu’ yönle­ rinden ötürü kızarlar, onu çürütmek isterler. Bu yüzden, Fikret üzerine sürdürülen tartışmalar, kimi zaman kavga biçimine gi­ rerek sürer gider. Bütün bunlar, onun ‘yaşayan’ bir ‘şair’ oldu­ ğunu, unutulmadığını, dilinin eskiliğine karşın yine de güncel­ liğini koruduğunu gösterir.

Tevfik Fikret için çelişik düşünceler ileri sürülmüştür, dedim. Bunlardan bir kaç örnek vermek isterim. Prof. Mehmet Kap­ lan, Fikret’in kişisel yaşam deneyimlerini şiirine malzeme yap­ masını yanlış bulur, der ki: “...şahsi hayat tecrübesi veya ‘ya­ şantı’ tek başına bir sanat eserine başarı temin etmez. Duygu ve düşüncelerini orijinal, çarpıcı ve güzel bir şekilde ifade et­ mesini bilmek de lâzımdır” Prof. Kenan Akyüz ise “ Fikret, Av­ rupai Türk şiirinin 1890’dansonra atılmış sağlam temelleri üze­ rinde modern bir yapı kurmayı başarmıştır” der, ve şunları ek­ ler: “ Fikret, temiz ahlâkı, sağlam karakteri, büyük medeni ce­ sareti, yurtseverliği, insan hak ve hürriyetlerini ön planda tu­ tan samimi idealizmi ile kazandığı itibarı bugün de muhafaza etmektedir.”

Sabiha Sertel ise şöyle yazar: “Eserlerinde savaşçı, devrimci, yapıcı ve yaratıcı olduğu halde, özlediği toplumun doğması için teşkilâtlı bir mücadeleye atılmadı. Hiç bir siyasi mücadeleye katılmadı. Aşiyan’ına çekilip, içinde yaşadığı toplumu, devrin pisliklerine, zulmüne, adaletsizliğine karşı kâh yumruklarını sı­ karak en gür sesiyle haykırdı, kâh çok sevdiği memleketinin ışıklarını görüp sevindi, kâh ümitsizliğe düşerek toplumun azap ve ıstıraplarını, sefaletini yüreği titreyerek iniltiler halinde te­ rennüm etti.” Son kuşak şairlerinden Cemal Süreya ise Fik­ ret’i ‘b irşair’den çok ‘bir aktüalite, bir öğretmen, bir ihtifal’ sa­ yar "ve bir aktüaiite, bir öğretmen, bir ihtifal olarak kaldı.Bu­ gün bir malzeme bile değil. Bir ibret belki. Tabii şairler ve şii­ rin soluğunu canında duymak isteyenler için” der.

Görülüyor ki, Tevfik Fikret ölümünden bu yana geçen 68 yıl boyunca hep tartışılmış, o yandan bu yandan saldırılara uğra­ mış, türlü nedenlerle övülmüş, yerilmiş, göklere yüceltilmiş bir kişidir. Bütün bunlar onun ‘yaşayan’ değerini göstermez mi? Hanği şairimiz için bu denli tartışmalar, hatta çatışmalara va­ ran görüşler ileri sürülmüştür? ‘S a f şiir yanlıları bir dereceye kadar haklı görülebilir, ama büyük insan, yurtsever, halkçı ki­ şiliğinden ötürü yapılan saldırılar hiç mi hiç haklı görülemez. Tevfik Fikret’in bir ‘malzeme’ bile olmadığı görüşüne katılmı­ yorum. Fikret’in yapıtı önemli bir ‘malzeme’ yükü taşımakta­ dır. Biçimsel şiirden yana olanlar için değilse de, yaşamla iç içe, güncellikle yanyana, toplumu daha aydınlık bir ortama çı­ kartmak özlemi içindeki kişiler, şairler, sanatçılar, aydınlar için... 1898’de arkadaşı Süleyman Nazif’e yazdığı şu satırlar Tev­ fik Fikret’in iç dünyasını başarıyla yansıtmaktadır: “ Koca bir âlem içinde yalnızım Nazif. En samimi arkadaşlarımın arasın­ da sokağa çıplak çıkmış bir adam hissiyle titriyorum, herkesin vicdanı kapalı, örtülü, yalnız ben çıplak. Herkes hiç olmazsa üniformalarıyla örtünüyor, herkes zamanın aşağılık süslerine bürünebiliyor, herkes bu bayağı ortamda nefes alabilmek için bir kolaylığa, bir çareye, bir büyüye malik. İşte yazarın, bası­ nın, edebiyatın namusu. O da oldu, o da çiğnendi. Gazetesi­ ne bir jurnal sureti basmayanlar artık gazeteci sayılmıyor. Sonra içimizde o edepsizleri, kötülüklerinin üstün gelmesinden do­ layı tebrike koşacak, onların bu danışıklı döğüşlerini, namus­ suzluğun bu vicdan kırıcı zaferini alkışlayacak namuslular da var!”

Evet, Tevfik Fikret ‘çıplak’ bir şairdir. Yani, dürüsttür, açıktır, düşüncelerini saklamamaktadır, inandığı fikirleri belirtmekten çekinmemektedir. Ne ün, ne geçici onurlandırma, ne mevki, ne koltuk!.. Hepsini elinin tersiyle itmiştir. ‘Vicdanı hür’ bir ‘şa­ ir’ olmak hepsinden üstündür. Ne mutlu bize ki yazın tarihi­ mizde Tevfik Fikret gibi bir şair var. Hepimize ‘insanlık’, ‘sanat­ çı dürüstlüğü’, ‘gerçek yurtseverlik’ örneği veren, bugün bile etkisini sürdüren bir büyük şair...

ı--- —

---;---Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

As the meaningful units are taught later on in SBSM, joining up letters (sounds) initially lead pupils to problems with reading skills and mistakes. Therefore the units learned

Preoperatif ve postoperatif trombosit agregasyonu epinefrin testi için grafik Preoperatif dönemdeki ristosetin ile yapılan agregasyon testi sonuçlarında gruplar arasında anlamlı

Ada- daki 13.000 dolayında bitki türünün %90’ının, kuş türlerinin yarısının, am- fibilerle sürüngenlerinse neredeyse ta- mamının endemik olduğunu düşün- mek

Deneyde bu bitkinin başka türlerle ay- nı saksıyı paylaştığında daha rekabetçi olduğu ve topraktan daha çok su ve mi- neral alabilmek üzere daha çok kök ge-

yak, fes ve başka kumaşlar boyama san’atını yapmak üzere şimdi KIrklareli olan (Kırk kilise) den 1805 senesinde (Kafkaryott) na­. mında bir ailenin burada

Çalışma sonucunda, (1) öğretmenlerinin okul müdürlerine güvenmelerinin; öğretmenlerin okul müdürünün, yeterli, etik davranan ve öğretmene destek davranışı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra GÖNENÇ SOLSUN‟un “Aksaray Üniversitesi

[r]