• Sonuç bulunamadı

Dede Efendi konseri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dede Efendi konseri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

' •^<7Cr; 7.

Dede Efendi Konseri

Yazan: Osman Cemal KAYGILI Konserin ne kadar güzel oldu­

ğunu ve dinliyenleri nasıl ken­ dilerinden » geçirdiğini bütün gazeteler ve bir çok muharrir­

ler ayrı ayrı yazdılar. Ben bu­ rada ayrıca ondan, yani bu kon­ serin güzellik ve kıymetinden bahsedecek değilim.

Bu konser dolayısile ben şim­ di burada büsbütün başka şey­ lerden bahsedeceğim. Bazıları, bu konserin daha hoş kaçması, zeminin konsere daha uygun oL ması için bunun, Taksim Gazi­ nosu yerine mevzua, yani çalı, nan eserlerin ruhuna daha uy­ gun bir yerde verilmesini ileri sürdüler. Ben o kadar ileriye gitmiyeceğim, zaten buna ta­ raftar da değilim. Çünkü o za­ man işin içine dekor meselesi ve o zamanın hususiyetleri gi­ rer ki bu, hem çok külfetli, hem de vaktile yapılan «Sâdâ- bâd» ve «Aynalıkavak» geceleri gibi fazla yapmacıklı olur, hat­ tâ bir bakıma iş ciddiliğini kay­ beder. Onun için, bu gibi kon­ serler kışın verildiğine göre Taksim Gazinosu, Şehir Tiyat­ rosu bu konserlere pekâlâ me- kâniık edebilirler.

Gelelim Dede efendi konseri dolayısile asıl benim söylemek istediğim şeye:

Alaturka bir çok konserlerde olduğu gibi bu tarihî ve gerçek­ ten bediî konserde de yaylı saz­ lar, mızraplı ve nefesli sazları boğuyor, onların seslerini, hele biraz arkada oturanlar için işi­ tilmez bir hale getiriyordu- Ve bu elbette böyle olacaktı. Çür> kü yaylı sazlar, ses verme' iti- barile mızraplı sazlardan üstün olduğu için bir santur, bir tam­ bur ve bir kanuna karşılık iki kemanla bir kemençe çok geli­ yordu. Hattâ bu üç yaylı saz yalnız mızrapiıları değil, fasılda nasılsa tek olarak bulundurul, ■muş olan neyi de birçok yerler­ de bastırıyor, onun nağmeleri­ ni de kendi nağmeleri içinde hal ve hamur ediyorlardı.

Bir kere Dede efendi konse­ rinde üç yaya, üç mızrash ve üç okuyucuya karşı tek ney bu­ lundurmak pek doğru değildi. Çünkü Dede demek, ney de­ mekti. Burada hiç değilse, iki ney bulundurulsaydı konser bir kat daha mevzua uygun, bir kat daha parlak, bir kat daha lâtif, bîr kat daha Dedenin ru­ huna yakın olurdu. Hattâ işin daha dört bası -mamur olması

için, iki, yahut üç neyin yanı, na bir de kudüm oturtulabihr» di. Hani, bundan bir kaç j ıl ön­ ce yine Beyoğlunda on yedi vs on sekizinci asır sanatkârların­ dan bazıları için verilmiş olan konserlerde olduğu gibi... O konserleri görmüş ve dinlemiş olanlar, pekâlâ bilirler ki o za­ man Mes’ut Cemil’in idare et. tiği bu konserlerde Nuri Halil n çaldığı bu kudüm, o konserlere nasıl bir başkalık vermiş, tarihi olduğu gibi, nasıl canlandır: -ıs­ tı. Umarız ki Bundan sonır De­ de efendi ve emsali için verile­ cek konserlerde hiç olmazsa ney ikileştirilmiş ve yaylı sazlar ta­ rafından bastırılan, boğulan mız raplılar da biaz arttırılmam-, ka­ nun, haydi neyse, santura, tam­ bura nisbetle o. yine istediği za­ man, sesini biraz duyurabiliyor, hattâ bazan tek olduğu halde, ses bakımından yaylılara -mey­ dan okuduğu görülüyor. Fakat bir santurla bir tambur üç yay­

lı, üç okuyucu arasında ses iD- barile pek zayıf kalıyor. Bu konserde bana kalırsa ufak b ü eksiklik daha vardı, O da ko- çekcelerde hafif bir çalpara is­ temez miydi acaba? Eğer böyle olsaydı, o güzelim, o cânım kö- çekceier çalınırken, onların u. sulü ile hop hop çarpan yürek­ ler bir kat daha coşar, kendin­ den geçerdi.

Bir de şunu söyliyeceğim: Okuyanlar, ne için ayakta o- kuyor ve niçin önde durarak sazlardan bir kısmım tamamiıe paravana! arkasında bırakıyor­ lar? Vâkıa musiki gözden ziyade kulak işidir. Fakat o, radyoya göredir. Böyle fevkalâde -musiki âlemlerinde insan çalman şey­ lere yalnız kulakla doyamıyor, sazlarından gönüllere güzellik iksirleri akıtan san’atkârların yüzlerini, yay çekişlerini, nefes üfleyişîerini, mızrap vuruşları­ nı da görmek istiyor- Gönül is­ tiyor ki bu konserde Dedenin eserlerini, tıpkı kendi dedeleri kadar hoş ve cana yakın oku­ muş olan bu genç okuyucular gelecek konserde tıpkı sazende­ ler ve tıpkı Dedenin zamanında olduğu gibi o’ufduklârı yerde, yahut ta sazendelerin arkasında ve yine ayakta okusunlar. Bir mesele daha var, fasıl arasında, Kemani Sadinin o günkü ha­ rikulade taksimi gibi, gelecek konserlerde bize birer de san­ tur. tambur, ney. kemence, ka­ nun taksimi dinîetilemez mi?

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mu ğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun “turizm tesisi yapılabilir” kararına karşın Bakan Günay, “Kisebük’le ilgili tüm çal

Örne¤in, sigara içmek yerine sürekli olarak salatal›k yemek. Önerilerinin son basama¤›nda kendimize verdi¤imiz ge- ri

6 Eylül günü akşamı Sem iner’- in yap ıld ığı Şehir Tiyatrosu’nda Resim ve Heykel M üzesi ve Sanat­ severler Derneği'nin işbirliği ile düzenlenen

►Türk öykü, tiyatro, gülmece edebiyatının say­ gın isimlerinden, gazetemiz köşe yazarı Hal­ dun Taner, yarın Teşvikiye cam ii nde kılınacak öğle namazından

Tzu-Hua WANG National Hsinchu University of Education Taiwan Assoc.. Wellington Didibhuku THWALA University of Johannesburg South Africa

Bu sebeple fotovoltaik kontrol hacmi içerisine 108 adet sık ve 54 adet seyrek dizilime sahip silindirik alüminyum ve bakır kanatçıklar yerleştirilmiş ve 3 farklı

Bu çalışmada İnek Dışkısı (İD) ve Yemek Atığı (YA) karışımının metan ve hidrojen üretimini sağlayacak iki kademeli anaerobik sistemde, biyoenerji

Çalışmasında fotovoltaik (PV) ilkeye bağlı olarak güneş enerjisinden üretilen elektrik enerjisi ile dalgıç pompaların çalıştırılması için gerekli mekanik