• Sonuç bulunamadı

Beden eğitimi ve spor yüksekokulu spor yöneticiliği bölümü öğrencilerinin bireyci-toplulukçu kültür bağlamında girişimcilik özelliklerinin değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beden eğitimi ve spor yüksekokulu spor yöneticiliği bölümü öğrencilerinin bireyci-toplulukçu kültür bağlamında girişimcilik özelliklerinin değerlendirilmesi"

Copied!
126
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 TC

SELÇUK ÜNĠVERSTĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEK OKULU SPOR

YÖNETĠCĠLĠĞĠ BÖLÜM ÖĞRENCĠLERĠNĠN BĠREYCĠLĠK VE

TOPLULUKÇULUK KÜLTÜR BAĞLAMINDA GĠRĠġĠMCĠLĠK

ÖZELLĠKLERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Mehmet ÖZTAġ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

SPOR YÖNETĠCĠLĠĞĠ ANA BĠLĠM DALI

DanıĢman

Doç. Dr. Turgut KAPLAN

(2)

i

ONAY SAYFASI

(3)

ii

ÖNSÖZ

Akademisyenlik mesleğinin öğrenilmesinde ara kademelerden biri olan Yüksek Lisans Eğitiminin sonuna gelmiĢ bulunuyorum. Tüm eğitim ve öğretim hayatım boyunca manevi ve maddi desteklerini benden hiç esirgemeyen babama ve anneme sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

Lisans ve Yüksek Lisans Eğitimi boyunca ilminden faydalandığım, insani ve ahlaki değerleri ile de örnek edindiğim, yanında olmaktan her zaman onur duyduğum ve ayrıca tecrübelerinden yararlanırken göstermiĢ olduğu hoĢgörü ve sabırdan dolayı değerli hocam, sayın Doç. Dr. Turgut KAPLAN‟ a

Yüksek Lisans Eğitimim boyunca tezimin yapım aĢamasında benden desteğini esirgemeyen ve bir abi gibi yol gösteren sayın Doç. Dr. Erkan Faruk ġĠRĠN‟e ve ArĢ. Gör. Ali SEVĠLMĠġ‟ E teĢekkürlerimi bir borç bilirim.

(4)

iii ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ ... ii ĠÇĠNDEKĠLER ... iii 1. GĠRĠġ ... 1 1.1.Örgüt Kültürü ... 2

1.1.1. Örgüt Kültürü Kavramı, Örgüt Kültürünün GeliĢim Süreci Ve Unsurları ... 2

1.2. Kültürü Kavramı, Özellikleri ve ÇeĢitleri ... 4

1.2.1. Örgüt Kültürü Tanımı ... 4

1.2.2. Örgüt Kültürü Kavramının GeliĢimi ... 5

1.2.3. Örgüt Kültürünün Özellikleri ... 8

1.3. Örgüt Kültürü ÇeĢitleri ... 10

1.3.1. Akademi-Kale Kulüp ve Takım Kültürü... 10

1.3.2. Güçlü ve Zayıf Kültür ... 11

1.3.3. ġebekeleĢmiĢ-Çıkarcı-Toplumcu-Parçalı Kültür ... 12

1.3.4. Alt Kültür ... 13

1.4. Örgüt Kültürünün OluĢturulması, Öğrenilmesi ve DeğiĢtirilmesi ... 14

1.4.1. Örgüt Kültürünün OluĢumu ... 14 1.4.2. Örgüt Kültürünü YaĢatma ve Öğrenme ... 16 1.4.3. ĠĢgören Seçimi ... 16 1.4.4. Üst Yönetim ... 17 1.4.5. Örgütsel ToplumsallaĢma ... 17 1.4.6. Örgüt Kültürünün DeğiĢimi ... 18

1.5. Örgüt Kültürünün Diğer Örgütsel Süreçlerle ĠliĢkisi ... 19

1.5.1. Örgüt Kültürü ve Örgüt Ġklimi ... 19 1.5.2. Örgüt Kültürü ve ĠletiĢim ... 20 1.5.3. Örgüt Kültürü ve SosyalleĢme ... 21 1.5.4. Örgüt Kültürü ve Liderlik ... 21 1.6. Örgüt Kültürünün Temel Unsurları ... 22 1.6.1. Normlar ... 23 1.6.2 Ġnançlar ... 24 1.6.3. Değerler ... 24 1.6.4. Kültür TaĢıyıcıları ... 25

1.7. Örgüt Kültürünü Açıklamada Kullanılan Modeller ... 28

(5)

iv

1.7.2. Harrison ve Handy‟nin Örgütsel Kültür Modeli ... 31

1.7.3. Hofstede‟nin Örgütsel Kültür Modeli ... 32

1.7.4. Kets De Vries ve Danny Miller‟ in Örgütsel Kültür Modeli... 35

1.7.5. Kilmann Modeli ... 35

1.7.6. Parsons AGIL Modeli ... 36

1.7.7. Ouchi „Z‟ Teorisi Modeli ... 39

1.8. Örgüt Kültürünün Yönetim Ve GiriĢimcilik Ġle ĠliĢkisi, Kültürel Boyutları ... 41

1.8.1. Yöneticinin Örgüt Kültürü Üzerindeki Etkileri ... 41

1.9. Örgüt Kültürünün Yönetim Literatüründeki Diğer Kavramlarla ĠliĢkisi ... 43

1.9.1. Örgüt Kültürü ve Ġnsan Kaynakları ... 43 1.9.2. Örgüt Kültürü ve Örgütsel Tasarım ... 43 1.9.3. Örgüt Kültürü ve Motivasyon ... 44 1.9.4. Örgüt Kültürü ve Liderlik ... 45 1.9.5. Örgüt Kültürü ve KüreselleĢme ... 45 1.9.6. Örgüt Kültürü ve ĠĢ Ahlakı ... 45 1.9.7. Örgüt Kültürü ve Stratejik Yönetim ... 46 1.10. Kültürel Boyutlar ... 48

1.10.1. Geert Hofstede‟nin Kültürel Boyutları... 49

1.10.2. Güç Mesafesi Özelliği (EĢitsizliğin Benimsenme Düzeyi) ... 49

1.10.3. Belirsizlikten Kaçınma ... 53

1.10.4. Bireycilik Ve Toplulukçuluk ... 57

1.11. Cinsiyet Algısı (Erillik-DiĢilik) ... 59

1.12. Hofstede‟in Toplumsal Değerler AraĢtırması ve Türkiye ... 62

1.12.1. Bireycilik ve Toplulukçuluk Boyutu Açısından Değerlendirmeler ... 62

1.12.2. Kadınsıllık-Erkeksilik Boyutu Açısından Değerlendirmeler ... 64

1.12.3. Güç Mesafesi Boyutu Açısından Değerlendirmeler... 65

1.13. Kültür Bağlamında Bireycilik ve Toplulukçuluk ... 66

1.13.1. Bireycilik-Toplulukçuluğun Tanımı ve GeliĢim ... 66

1.13.2. Bireycilik-Toplulukçuluk Modelleri ... 67

1.13.3. Hofstede Sonrası TartıĢmalar ... 69

1.14. GiriĢimcilik ... 72

1.14.1. Kültürün GiriĢimciliğe Etkisi ... 73

2. GEREÇ ve YÖNTEM ... 74

(6)

v

2.2. Veri Toplama Araçları ... 75

2.2. Veri Toplama Araçları ... 76

2.2.1. KiĢisel Bilgi Formu ... 76

2.3. Verilerin Analizi ... 78 3. BULGULAR ... 80 4. TARTIġMA ... 95 5.SONUÇ ve ÖNERĠLER ... 104 6. ÖZET ... 107 7. SUMMARY ... 108 8. KAYNAKLAR ... 109 9. EKLER ... 114 10.ÖZGEÇMĠġ... 120

(7)

1

1. GĠRĠġ

Örgüt kültürü kavramı yaklaĢık otuz yıl önce yönetim literatüründe yer almaya baĢlamıĢ ve günümüzde oldukça popüler olan ve üzerinde çok fazla araĢtırma yapılan bir kavram haline gelmiĢtir. Örgüt kültürüne gösterilen bu ilginin nedenleri arasında kavramın hem sosyolojik, hem antropolojik hem de psikolojik boyutlarının olması; diğer bir deyiĢle çok yönlü ve karmaĢık bir iliĢkiler bütünü olması sayılabilir. Bunun yanı sıra örgütün amaç, strateji, yapı süreç, iliĢki, uygulama ve hatta performans gibi olgularının üzerinde çok önemli bir etkisinin olduğu günümüzde yadsınamayacak bir gerçektir. Özellikle 1980‟li yıllarda örgüt kültürünü tanımlamaya, özelliklerini veya unsurlarını ortaya çıkarmaya yönelik yapılan çalıĢmalar günümüzde yerini örgüt kültürünün örgüt, iĢ hayatı ve toplum üzerindeki etkilerini ve bunlarla iliĢkilerini saptamaya öncelik veren araĢtırmalara bırakmıĢtır.

Örgütler, bireyler arasında paylaĢılan değer sistemi olan kültür açısından inceleme fikri, oldukça yeni bir kavramdır. Bundan 15-20 yıl önce birçoğumuz için örgütler, mantıksal anlamda bir grup insanın kontrol ve koordine edildikleri yer olarak görülmekteydi. Departmanları, otoriter iliĢkileri ve benzeri dikey yapıları vardı. Ancak günümüzde örgütler, bundan daha fazlasını ifade etmektedir. Örgütlerin de tıpkı bireyler gibi, bir kültürleri ve kiĢilikleri bulunmaktadır. Tıpkı bireyler gibi, örgütler de çalıĢanlarına karĢı katı veya esnek, uzak veya destekleyici, tutucu veya yeniliklere açık olabilmektedir.

Günümüzde artan rekabet koĢulları, sürekli geliĢimi zorunlu kılmakta, yeniliklere uyum sağlamak günlük yaĢamın neredeyse bir parçası haline gelmektedir. Mevcut koĢullar bireyleri, çevrelerine uyum süreçlerini hızlandırmaya yöneltmektedir. Ancak bireyler yeniliklere adapte olma eğilimleri konusunda farklılaĢmaktadır. DeğiĢime istekli olmak, günümüzde olumlu kabul edilen özelliklerden biri haline gelmiĢtir. DeğiĢimin barındırdığı belirsizlik, bireylerin belirsizlik karĢısındaki tutumlarını ya da risk alma yönelimlerini de dikkate almak gerekmektedir. Bireyleri yeniliğe karĢı tutumları açısından beĢ farklı kategoride değerlendirmektedir. Bunlar; yenilikçiler, öncüler, sorguluyucular, kuĢkucular ve gelenekçiler olarak tanımlanmıĢtır. Yenilikçiler risk almaya, bilinmeyeni denemeye en açık grup olarak öne çıkarken, gelenekçiler değiĢime en çok direnen, yeni olanı denemeyi en fazla reddeden grup olarak tanımlanabilmektedir. Bireyci toplulukçu

(8)

2 kültürlere bakıldığında, bireyci topluluklarda bireylerin yalnızca kendilerine ve ailelerine bakmakla yükümlü oldukları, kiĢiler arası iliĢkilerde sıkı bağların olmadığı gözlemlenirken, toplulukçuluğun hakim olduğu yapılarda, bireylerin ait oldukları topluluklarla bütünleĢtikleri, kaynaĢtıkları ve koĢulsuz sadakat göstererek birbirlerini korudukları gözlemlenmektedir. Bireyci topluluklarda bireyler, tek baĢlarına baĢarmaya güdülenirken, toplulukçu bireyler grubun hedeflerini belirlemeye, rekabet ve yenilikleri denemeye yatkın olacakları; toplulukçu grupların ise, yenilikleri denemektense; ait oldukları grubun sunduğu koĢulları kabul etmeye mevcut düzen korumaya eğilimli olacakları düĢünülmektedir, bunun beraberinde giriĢimcilik ise, toplumun ekonomik ve toplumsal kalkınması için gerekli olan, üretim sistem ve mekanizmalarını oluĢturmak için doğal kaynakları, sermaye öğelerini ve insan gücünü planlı bir biçimde bir araya getirme ve birleĢtirme faaliyetleridir (Özmen 2013).

Spor, geliĢmiĢ toplumlarda olduğu gibi Türkiye‟de de ciddi bir giriĢimcilik alanı olmaya baĢlamıĢtır. Türkiye‟de spora olan ilgi hızlı bir Ģekilde yükseliĢtedir. Gerek kamu spotlarıyla obezite ve çeĢitli sağlık sorunlarıyla arttırılan farkındalık, gerek sağlık Bakanlığının „Türkiye‟nin hızla obezite ülkesi olma yolunda ilerlediği konusunda verdiği alarm ve buna iliĢkin önlem alınacağını açıklaması, spora yönelik farkındalığı arttırmaya baĢlamıĢtır. Günümüzde bireylerin hizmet sektörü olan spora talepleri artmaktadır. Artan bu talep karĢısında gereksinimleri karĢılamak için nitelikli arza gerek duyulmaktadır. Bu nitelikli arzın yerine getirilmesi, spor alanında özellikle de spor yöneticiliği alanında eğitim almıĢ giriĢimcilere ya da yatırımcılara ihtiyaç göstermektedir. Ancak spor yöneticiliği eğitimi alanların bu konuda ne düĢündükleri ya da ne kadar giriĢimcilik ruhuna sahip oldukları önem arz etmektedir. Bu bağlamda tez çalıĢmasının bu konudaki boĢluğu doldurmakta bir katkı sağlayacağı düĢünülmektedir.

1.1.Örgüt Kültürü

1.1.1. Örgüt Kültürü Kavramı, Örgüt Kültürünün GeliĢim Süreci Ve Unsurları

Ġlkez Peter ve Waterman tarafından Amerika‟da, Pascale ve Athos tarafından Japonya‟da incelenmiĢ olan ve literatürde Firma Kültürü, Kurumsal Kültür, ĠĢletme

(9)

3 Kültürü olarak da dile getirilen Örgüt Kültürü; „„belli bir grup tarafından kendisinin, gerek çevreye uyum gerekse iç bütünleĢmesi sırasında öğrendiği geçerliliği kanıtlanacak düzeyde olumlu sonuç vermiĢ olan bu nedenle yeni üyelere programları algılamanın, düĢünmenin ve hissetmenin doğru yolu olarak öğretilen bir takım varsayımlardır (ĠĢcan ve Timuroğlu 2007).

Örgüt, iĢ ve iĢlev bölümü sonucu, bir yaptırım gücü ve sorumluluk sıra düzeni içinde ortak ve açık bir amacın gerçekleĢmesi için bir insan topluluğunun etkinliklerinin koordinasyonu olarak tanımlanabilir.

Sözlük anlamı ise; ortak bir amaç veya iĢi gerçekleĢtirmek için bir araya gelmiĢ kurumların veya kiĢilerin oluĢturduğu birlik, teĢekkül, teĢkilat veya bir kuruluĢa bağlı alt bölümlerin bütünü, olarak verilmiĢtir (Koyuncu 2009).

Örgütler çevreleri ile sürekli etkileĢim içerisindedirler. Bu nedenle, örgütlerin içindeki bulundukları çevrelerinin yapısı ve özellikleri önem kazanmaktadır. Çevreleri ile iletiĢim halinde bulunan ve açık birer sistem olarak görülen örgüt, çevresel değiĢikliklere uyabilmek için bünyelerinde değiĢiklikler yapmaları gerekecek, bunu yapamayanlar ise baĢarısız sayılacaktır (Büyükuslu 1998). Diğer taraftan; örgütler birbirleriyle etkileĢim içinde bulunan alt sistemlerden oluĢtukları için, örgütün bir bölümünde meydana gelecek bir değiĢiklik, diğer tüm bölümlerde de değiĢikliğe yol açacaktır. Bu nedenle, önemli olan bir örgütü çevresinden soyutlayıp, amaçlarına ulaĢmak için belirlediği hedefleri doğrultusunda gerekeni yapmak değil, onun ideal bir noktada, sürekli değiĢime ayak uydurarak hedeflerine ulaĢacak biçimde yönetilmesini sağlamaktır.

Günümüzde, örgütle iĢbirliği eĢ anlama gelmiĢtir. Ġnsanlar bireysel güçlerini aĢan amaçlarını gerçekleĢtirebilmek için iĢbirliği yaparlar. ĠĢbirliği olmaksızın toplumsal yaĢamın olmayacağı artık anlaĢılmıĢtır. Ortak bir çabayı gerektiren bir amacın gerçekleĢtirilmesinde, birden fazla bireyin güç ve eylemlerini birleĢtirmesi zorunludur. Örgütler, bireylerin sınırlı, fakat farklı yeteneklerinden yararlanır. Bunun yanında örgütler, bireysel yetenekleri artıran bir araçtır. Bireysel amaçları gerçekleĢtirme aracıdır (Aydın 1991).

(10)

4

1.2. Kültürü Kavramı, Özellikleri ve ÇeĢitleri 1.2.1. Örgüt Kültürü Tanımı

Örgüt kültürü, örgüt üyelerinin paylaĢtığı inanç ve beklenti kapılarıdır. Bu inanç ve beklentiler örgüt içindeki bireylerin ve grupların davranıĢlarını Ģekillendiren normları oluĢturur. Diğer bir örgüt kültürü tanımına göre, örgüt kültürü, organizasyon içinde var olan ortak olarak sahip olunan ve göreceli bir sabitlik gösteren inançlar, tutumlar ve değerlerdir (ġahal 2005).

Bazı yazarlar örgüt kültürünü bir metafor olarak görme eğilimindedirler. Metafor, bir olguyu diğerine benzeterek anlamaya çalıĢmak demektir. Örgüt kültürü bir metafor olarak tanımlandığında, örgütte oluĢturulan metaforlardan bahsediyoruz demektir. Örneğin yönetilenler için öz evlat üvey evlat benzetmeleri birer metafordur. Bu durumda örgüt kültürü, ölçümlenebilen bir konu olmaktan çıkmıĢtır. Örgüt kültürü, örgütü anlamamıza yarayan bir sözlük gibi düĢünülmelidir (Morgan 1997).

Edgar Scheine‟ a göre örgüt kültürü ; Örgütün dıĢ uyumunu ve iç bütünleĢmesini sağlarken geçerli kabul edilecek kadar iyi çalıĢmıĢ, müĢterek olarak paylaĢılan ve öğrenilen temel varsayımlardır ve bu nedenle, yeni iĢletme üyelerine sorunlarla ilgili olarak doğru düĢünme, algılama ve hissetme yolu ile öğretilendir (Schein 1988).

Örgüt kültürü, organizasyonun kendi amaç ve faaliyet yapısından kaynaklanan özellikleri ile toplumsal değerlerin bir bileĢimidir. Genel olarak kültür kavramının ifadesinin zorluğu burada karĢımıza çıkmaktadır. Örgüt kültürü ile ilgili çalıĢmalarda kavramın değiĢik tanım ve açıklamalarla ele alındığı görülmektedir (Kabakçı 2007).

Örgüt kültürü konusunda yapılan tanımların çokluğu, bu konuda antropolojide olduğu gibi bilim adamlarının arasında ortak bir görüĢ birliğinin olmadığının göstergesidir. AĢağıda bu konuda yapılan tanımların bazıları sıralanmıĢtır.

Örgüt kültürünü, Louis; Bir grup insan tarafından paylaĢılan anlamlar demeti, Alvesson; sosyal gerçeklik hakkındaki değerler ve sayıltılar, Deal ve Peterson;

(11)

5 Örgütün tarihsel geliĢimi içerisinde biçimlenmiĢ gelenekler, inançlar, değerler örüntüsü, Schwartz ve Davis; Örgütteki grupların ve bireylerin davranıĢlarını güçlü bir biçimde Ģekillendiren normları yaratan, örgüt üyeleri tarafından paylaĢılmıĢ beklentiler, değerler ve inançlar kalıbı, Wagner ve Hollenbeck; Örgüt içerisinde temel değerler ve normlara dayalı ve örgüt üyelerinin örgütü anlamalarına yardım eden paylaĢılmıĢ algılar ve tutumlar, Armstrong; Örgüt içerisinde eylem ve etkileĢim biçimlerini Ģekillendiren ve iĢlerin nasıl yapıldığını gösteren paylaĢılmıĢ inançlar, beklentiler ve varsayımlar örüntüsü, Hofstede; Bir grubu diğerlerinden ayırt edecek bir biçimde aklın kollektif olarak programlanması olarak tanımlamıĢlardır (Terzi 2000).

Örgüt kültürünün tanımı konusunda görüĢ birliği olmamakla birlikte, bu konuda yapılmıĢ tanımlar; incelendiğinde örgüt kültürünü „paylaĢılmıĢ değerler ve normlar‟ ve bunların taĢıyıcısı olan sembollerin oluĢturduğunu söylemek yanıltıcı olmaz.

1.2.2. Örgüt Kültürü Kavramının GeliĢimi

Örgüt kültürünün oluĢumunda değiĢik faktörlerin etkisi olduğu söylenebilir. Bu oluĢum sürecinde örgüt kurucularının önemli bir rolü vardır. Çünkü kurucular daha önceki felsefeler ve ideolojilerle kısıtlanmadığından sahip oldukları değerler ve inançların yapılandıracakları örgüt üzerinde etkilerinin olması doğaldır (Terzi 2000).

Örgüte kültürel yönde yaklaĢımın temelleri, insan iliĢkileri yaklaĢımına dayanmaktadır. Neo- klasik yaklaĢımı benimseyen örgüt kuramcıları, örgüt içindeki kültüre esas itibariyle davranıĢsal ve psikolojik yönden yaklaĢarak, bu kültürü sağlıklı ve sağlıksız olarak adlandırıp, iklim kavramı yerine kullanmıĢlar ve öncelikle de örgütsel sağlığın önemi üzerinde durmuĢlardır. Örgütsel kültür araĢtırmalarının, insan iliĢkileri yaklaĢımıyla yapılan araĢtırmalarla ortak yönü, her ikisinin de daha çok biçimsel olmayan örgüt ve sosyal yapı üzerinde yoğunlaĢmaları yönündedir. Bu durumda örgütsel kültür üzerinde yapılan bir çalıĢma, bir bakıma örgütsel yaĢamın biçimsel olmayan, sosyal ve sembolik yönü üzerinde yapılan bir çalıĢma olmaktadır (ġiĢman 1994).

Örgüt kültürü kavramını gerçekte ön saflara iten Ģey, Amerikan Ģirketlerinin, özellikle Japonya gibi, diğer toplumlardaki eĢdeğer Ģirketler kadar iyi performans

(12)

6 göstermemelerinin nedeni açıklamaya çalıĢan son zamanlardaki vurgusudur. ABD ve Batı Avrupalı bilim adamları, kendi ülkelerinde ve dünya pazarında gittikçe artan Japon rekabeti ve Japon iĢletmelerinin dinamizmi karĢısında dikkatlerini önce Japonların bu baĢarısının temelleri üzerine çevirmiĢler, elde ettikleri bilgilerden kendi ülkelerine aktarabilecek yönler aramıĢlardır (Alamur 2005).

Örgüt kültürü kavramını taĢıyan araĢtırmalar, her ne kadar 1980‟li yıllardan itibaren yoğunlaĢmaya baĢlamıĢsa da, insan iliĢkileri yaklaĢımını benimseyen araĢtırmacıların 1930‟lu ve 1950‟li yıllarda yaptıkları bazı araĢtırmalar, 1980‟li yıllardan itibaren „örgüt kültürü‟ ya da „ortak kültür‟ biçiminde ifade edilmeye baĢlanan kavramın bazı ögeleriyle yakından ilgilidir.

Kültür terimlerde modern çalıĢma örgütlerini anlamada ilk sistematik teĢebbüsler Illinois Chicago‟daki Western Elektrik ġirketi‟nde 1930‟larda, iyi bilinen Hawthorne çalıĢmalarının son evresi esnasında meydana gelmiĢtir. Bu çalıĢmalar, örgütlerde insan davranıĢlarını anlamada temel olmuĢtur.

Hawthorne araĢtırmaları ilk olarak, fiziksel çalıĢma Ģartları ve verimlilik arasındaki iliĢkileri inceleyen deneylerle baĢlamıĢtır. Bu deneylerin sonuçlarının ĢaĢırtıcı olduğu ve açıklanmasının güç olduğu görüldüğünde, örgütsel davranıĢlarla ilgili araĢtırmalar kaçınılmaz olmuĢtur.

Yönetim ve kültür kavramlarının bir arada düĢünülmesi ABD‟nin dıĢ yatırımları ve daha sonraları da özellikle Japonya‟nın ABD piyasalarına girmesi ile paralellik gösterir. 1950‟ler ve 1960‟larda baĢlatılan bu akımlarla iĢletmecilikte ulusal kültür kavramı ortaya çıkmıĢtır. Bu kavramın tüm dünya literatürün de yerleĢmesinde sonra, iĢletmelerin iç davranıĢ kalıplarını yansıtan örgütsel kültür kavramı geliĢmiĢtir (Berberoğlu 1990).

1950‟ler ve 1960‟larda Amerika‟da antropologlar örgütsel kültür çalıĢmalarında devam etmiĢlerdir. 1952, 1953, 1954, ve 1960‟larda Donal Doy, küçük çalıĢma grupları içinde kültürü araĢtırmak için öğrenci gözlemleri kullandı ve elde edilen sonuçlar, Hawthorne çalıĢmasındaki sonuçlara benzemekteydi. Bu dönemde en iyi bilinen çalıĢma ise Melville Dalton‟un araĢtırmasında elde edilen bilgilerde, alt kültürlerin doğal olarak çalıĢanların bilgilerinden ortaya çıktığını ve bu örgütlerde gayri resmi grupların nasıl yönetildiği belgelendirilmiĢtir (Çetin 2004).

(13)

7 Hawthorne çalıĢmalarından biri olan „Seri Bağlama Gözlem Odası‟ çalıĢmaları antropolojik alanın unsurlarını sunmuĢtur. AraĢtırmacılar; gözlem ve mülakat teknikleriyle test odasında meydana gelen sosyal iliĢkilerin üç çeĢidini tanımlamayı amaçlamıĢtır. Bunlar teknik, sosyal ve ideolojiktir. Teknik iliĢkiler makinelerde materyalin akıĢ, aletler ve onların çıktılarını, sosyal yapı biçimsel olarak tasarlanan özel iliĢkiler ve arkadaĢlar arası biçimsel olmayan iliĢkileri, üçüncü çeĢit ideolojik iliĢkiler de çalıĢanların çalıĢma yeri hakkında paylaĢtıkları anlayıĢ ve inançları, onların kültürlerini içermiĢtir.

Aynı zamanda Ġngiltere‟de Tavisteck Enstitüsünde bir grup sosyal bilim adamı sosyal sistemler gibi örgütler üzerinde de araĢtırma yapmıĢlardır. ÇeĢitli yenilikleri örgütsel kültürlere tanıtmayı denemiĢler, özellikle örgütsel karar vermede çalıĢanların değer ve inançlarının da önemli rol oynadığını belirtmiĢlerdir. Bu gelenekte Amerikalı araĢtırmacı olan F. Richordson dıĢ iliĢkilerin yapılandırılmasında stresin ve anlaĢmazlıkların örgütte verimliliği nasıl etkilediğini göstermiĢtir.

1960‟ların sonlarında Harrison Trice, grubun kiĢisel hareketleri ile kültürel törenler hakkındaki gözlemlerini yorumlamıĢtır. 1971‟de ise Bary Turner örgütsel kültürün formlarını ve özünü araĢtıran analizini Ġngiliz kültürel antropologlarının kavramlarına dayandırmıĢtır (Koyuncu 2009).

1980‟li yıllara kadar çok detaylı incelenmeyen bir kavram olan örgüt kültürü, 1980‟lerin baĢlarında dikkat çekici konular arasına girmiĢtir. Bu konuyla ilgili birçok araĢtırma yapılmıĢ, birçok kitap ve dergi basılmıĢtır. Bu ilgi sadece üniversitelerle de sınırlı kalmamıĢ, birçok iĢletme, konuyla ilgili çalıĢmalar yürütmüĢtür. Amerika‟da Business Week ve Fortune gibi ticarete dönük dergilerde kültürlerle ilgili çeĢitli hikayeler yayımlanmıĢ, hatta çağımızda örgütlerin baĢarısının büyük bir kısmı sahip oldukları baĢarılı kültüre bağlanmıĢtır (Özkalp, Kırel 2001).

1980‟li yıllarda ise; kültür kavramının yerleĢmesi ve kavramın ilgili literatüre girmesinden bu yıllardaki gerçekleĢtirilen iki çalıĢma önemli rol oynamıĢtır. Bunlar; Deal ve Kennedy‟nin „Corporate Culture‟ adlı kitabı ile Peters ve Waterman‟ın „In Search of Excellence‟ adlı eserleridir. Bu eserler kültür kavramının ortaya çıkıĢında ve yaygınlaĢmasında temel oluĢturan çalıĢmalardır. Yine aynı dönemde Ouchi

(14)

8 tarafından ortaya atılan „Theory Z‟ ile Pascale ve Athos‟un „The Art of Japanese Management‟ adlı eserleri örgüt kültürünü ele alan önemli çalıĢmalar olarak belirtilebilir (Unutkan 1995).

1.2.3. Örgüt Kültürünün Özellikleri

Örgüt kültürünü daha birçok tanımlayan olmuĢtur ancak bu tanımların bazı ortak noktalarda birleĢtikleri görülmüĢtür.

Bunlardan birinci ortak özellik örgüt kültürünü oluĢturan değerlerin olduğu gibi kabul edilmesidir. Yani bu değerler herhangi bir kitapta yazılı olmadığı gibi, bunu çalıĢanların kendi geliĢtirdikleri fikir ve inançlarından oluĢmasıdır. Bu nedenle çalıĢanlar tarafından anlaĢılması bazen zor olabilir. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmaya çalıĢan örgütler bazen açıklamaya çalıĢma yoluna da gidebilirler.

Ġkinci ortak özellik; bu değerlerin çalıĢanlar için taĢıdıkları sembolik anlamlardır. Bu anlamlar çalıĢan insanların birbirleriyle kurmuĢ oldukları etkileĢim ile öğrenilirler ve bireyler arası iliĢkileri etkiler. Örneğin örgüt içinde anlatılan hikayeler, masallar nesilden nesle bir efsane olarak geçer (Vural 2003).

Bu ortak noktaları birleĢtirip yapacağımız bir tanım Ģu Ģekilde olacaktır; örgüt kültürü bir takım değerlerden oluĢmuĢ ve bu değerlerin olduğu gibi kabul edildiği, örgüt içinde çalıĢanların tarafından ortaya atılmıĢ bir kavramdır. Bu değerler çalıĢanların istendik ve istenmedik davranıĢlarını belirlerler ve iĢ görenlerin birbirleriyle kurmuĢ oldukları iletiĢim ile kazanılır ve öğrenilir (Alamur 2005).

Tanımlardan yola çıkılarak elde edilen ortak özelliklere ek olarak Ģu örgüt kültürü özelliklerini de verebiliriz;

Örgüt kültürü öğrenilmiĢ veya sonradan kazanılmıĢ bir olgudur: Diğer

bir deyimle kültür örgütün faaliyet konusu ve faaliyet sektörü, toplum içindeki misyonu, geçmiĢ dönemlerde baĢarılı görevler yapmıĢ olan ve halen görevde bulunan üst kademe yönetici ve liderlerinin empoze ettiği norm ve davranıĢlarla ortaya çıkar ve tüm üyeleri (çalıĢan görevlileri) etkiler. Böylece, üyeler bireysel kültürü oluĢturan bilgi, inanç, tutum, norm, değer ve davranıĢları öğrenir ve kazanırlar.

(15)

9

Örgütsel kültür grup üyeleri arasında paylaĢılır olmalıdır: Örgütsel

kültür her örgüt için ayrıca bir nitelik taĢıyan, örgütün kendi özelliklerinin ortak ürünüdür. Örgüte üye olan kimse bu ortak ürüne inanmalı, saygı duymalı, onun yaĢaması ve geliĢtirilmesi için örgütteki üyelere ve özellikle yeni iĢtirak edenlere sözleri ve davranıĢları ile mesajlar iletmeli, hikayeler anlatmalı, geçmiĢ tecrübelerini aktararak, paylaĢmalıdır. Örgütsel kültür böylece yaĢayacak, tüm üyeler tarafından paylaĢılacak ve örgütün tümünde yayılma veya anonim olma özelliğini kazanacaktır. Buna kültürün hikâyelerle, sembollerle, seremonilerle yayılması ve tüm üyeler tarafından aynı Ģekilde algılanıp uygulanması da denilebilir.

Örgüt kültürü yazılı bir metin halinde değildir. Örgüt üyelerinin düĢünce yapılarında, bilinç ve belleklerinde inanç ve değerler olarak yer alır:

Örgüt kültürü E. Schein isimli düĢünüre göre, üç katmana ayrılarak incelenir. Her katman kültürün yansıması ve anlaĢılmasına katkıda bulunur. Birinci katman fiziksel düzen ve sosyal çevredir. Üretimde kullanılan teknoloji, iĢ akıĢı, iĢ düzeni, ofis düzeni, konuĢulan dil, toplantı odası düzeni, toplantıları yapma ve tartıĢma düzenidir. Buna üst katman diyoruz. Orta katmanda ise, davranıĢlara rehber olan ve sorun çözüm yollarını oluĢturan değer yargılarını görmekteyiz. Grup üyeleri yazılı olmayan, bu değer yargılarını birbirleri ile konuĢarak birbirlerine aktarırlar ve aĢılarlar. Alt katmanda ise, örgütte genel kabul görmüĢ varsayımlar vardır. Ġnanç ve değerlerin oluĢmasında bu varsayımların tüm üyelerce bilinmesi ve farkında olunması gerekir. Kilman isimli düĢünürde, örgüt içindeki bir takım varsayımların ve gerçeklerin bilinmesi, kiĢilerin düĢünce yapısı içerisinde yer alarak, davranıĢlar için değer ve inanç sistemi oluĢturulması gereğini savunur. Bunlar yazılı değildir. Ancak üst katmandan alt katmana kadar varsayımların bilinmesi ve kabullenilmesi yani farkında olunması çok güçlü bir iletiĢim paylaĢım ve örgütsel öğrenmeyi zorunlu kılar. Bu yapılmaz ise birey birçok Ģeyi farkında olmadan öğrenir, doğru olarak kabul eder ve basmakalıp Ģekilde uygulamaya koyar. Bilinçliliğin geliĢtirilmesi ve yayılması güçlü inançları, daha bilinçli davranıĢlar olarak ortaya çıkarır. Bu nedenle örgütsel öğrenme ve paylaĢım, yazılı olmayan veya yazılı olarak ifade edilmesi zor olan örgütsel kültürde çok önem taĢımaktadır.

(16)

10

+ Örgütsel kültürün dördüncü özelliği düzenli bir Ģekilde tekrarlanan veya ortaya çıkarılan davranıĢsal kalıplar Ģeklinde olmasıdır: Kültürün

öğrenilmesinde ve yayılmasında birbiri ile iliĢkili, birbirini tamamlayan ve anlamlı hale getiren davranıĢsal kalıplar önemlidir. Çünkü kültür; inanç, sistem ve değerlerin sonucunda ortaya çıkan üyelerce sergilenen, kendi içinde bir bütünleĢik sistem oluĢturan davranıĢ kalıpları sisteminden oluĢmaktadır.

Örgütsel kültürün düzenli ve tekrar edilen, geçmiĢten bugüne, bugünden de geleceğe aktarılan bir yapısı vardır. Örgüt içinde üyelerin gösterdikleri ve diğer üyelere aktardıkları, kullandıkları diller, semboller, seremonik hareketler çoğu zaman üyelerin otomatik olarak ve sorgulamadan aldıkları ve kabullendikleri ortak davranıĢ kalıplarıdır. Bunların nedenleri örgüt üyelerine zamanla, yeri geldikçe ve fırsatlar ortaya çıktıkça verilmeli, örgütsel öğrenme gerçekleĢtirilmeli ve öğrenen organizasyonların yöntem ve teknikleriyle aktarılarak pekiĢtirilmelidir (Eren 1993).

1.3. Örgüt Kültürü ÇeĢitleri

Örgüt kültürü kavramı birçok sınıflamaya tabi tutulmuĢtur. Bunların baĢlıcaları;

1.3.1. Akademi-Kale Kulüp ve Takım Kültürü

Emory Üniversitesi araĢtırmacılarından Jeffrey Sonnenfeld farklı örgütlerde yaptığı araĢtırmalarda örgütlerde dört tür kültürün bulunduğunu vurgulamaktadır. Bazı örgütlerde baskın bir tek kültür bulunurken, liderlik tarzlarına veya liderlik biçimlerinin değiĢmesinden dolayı bir türden bir diğer türe geçen geçici bir kültürde bulunabilir.

Bazı örgütlerde ise her bölümün kendine özgü kültürleri bulunabilmektedir. Jeffrey‟in bahsettiği bu dört kültür;

I.Akademi Kültürü, II.Kale Kültürü, III.Kulüp Kültürü,

(17)

11 Bu ayrımlar sonucu ortaya çıkan en önemli nokta, bu ayrımlar neticesinde kendimize en uygun kültür biçiminin ne olabileceğinin vurgulanmasıdır. Yani en verimli olabileceğimiz yere karar verilebilmesidir. Örneğin güvenli bir ortamı ve kariyer planlaması ile yükselmeyi arzu eden bir birey için „Akademi kültürü‟ uygun iken, risk almayı seven, mücadeleci bir birey için „Futbol Takımı Kültürü‟ daha uygun olabilir (Kabakçı 2007).

Jeffrey‟in yaptığı bu sınıflamadaki kültür türlerine değinecek olursak;

Akademi kültürü; ĠhtisaslaĢmıĢ iĢler, iyi bir biçimde tanımlanmıĢ ilerleme

ve devamlı bir eğitim ile kendini belirgin kılar. Buna uygun örnekler olarak üniversiteler, IBM ve GM verilebilir.

Kale kültürü; Bu kültür türünde ortak bir yaĢam ve birliktelik en önemli

konuyu oluĢturmaktadır. Ġsminin de çağrıĢtırdığı gibi kaleyi korumak için sergilenen birliktelik ve mücadele burada da esastır.

Kulüp kültürü; ġirkette uzun yıllar çalıĢmanın insanların sosyal açıdan

yaptıkları ise uygunluğunun, gruba bağlılığının ve sadakatinin önem taĢıdığı, bu tür kültürel değerlerin öne çıktığı bir yapıdır. Bunlara örnek olarak Japon iĢletmelerini vermemiz mümkün olacaktır. Japonya‟da insanların çalıĢtıkları Ģirkete bağlılığı üst noktadadır ve istihdam tarzı ise ömür boyu olarak uygulanmaktadır.

Takım Kültürü; Yaratıcılık ve riske girmenin desteklendiği, bireylerin

Ģirkete olan katkılarının ödüllendirildiği, yeni buluĢların sergilendiği bir kültür türüdür. Ancak bu kültürde örgüte bağlılık ve sadakat çok önem taĢımaktadır ve ikinci planda kalmıĢtır. Buna örnek olarak Microsoft verilebilir.

1.3.2. Güçlü ve Zayıf Kültür

Örgüt kültüründe çalıĢanlar üzerindeki etkileri açısından güçlü ve zayıf kültürler ayrımı yapılmaktadır.

Güçlü kültür; örgütün değerlerinin ve normlarının bütün örgüt üyeleri tarafından kabul edilmesidir. Birçok araĢtırmacı güçlü kültürleri zayıf kültürlerden ayırmada temel etkenleri incelemiĢlerdir. Sonuçta güçlü kültürlerin yukarıdaki özelliklere sahip olduğu ve zayıf kültürlerin örgüt üyeleri üzerinde fazla etkili

(18)

12 olmadıkları gözlemlenmiĢtir. Örgüt elemanları ortak değerleri normları kabul ederek paylaĢma arzusunda olduğu zaman örgüt kültürü güçlenir. Ancak örgüt kültürünü güçlendirmek iĢletme politikalarının örgüt üyelerine destek olmasında ve iĢletme sahipleri ile üst yöntemlerinin güçlü örgüt kültürü için destek olmalarına bağlıdır (Zeytinoğlu 2009).

BaĢka bir tanımla güçlü kültür; örgütün temel değerlerinin çoğunlukla paylaĢılması ve kabulüdür. Üyeler bu değerleri ne kadar çok benimserler ve onaylarlarsa kültürde buna paralel olarak güçlenecektir. Güçlü kültür örgüt üyelerinin davranıĢlarını etkilemede daha baskın olacaktır.

Güçlü bir örgüt kültürü oluĢturmanın en önemli yollarından birisi, belki de en baĢta geleni, çalıĢanın, örgütte rolünü almadan önce iĢe ve iĢletmeye alıĢtırma programı olan uyum programlarından geçmeleri olacaktır (Berberoğlu ve ark,1990).

Zayıf kültür; bu kültür türünde ise güçlü kültürün aksine, örgütte normların ve değerlerin geniĢ çapta kabul edilmediğinde ortaya çıkmaktadır. Zayıf kültürler örgüt üyelerine olan etkilerinin azlığından dolayı daha yüksek oranda iĢten ayrılma gözlemlenmesi doğal olacaktır.

1.3.3. ġebekeleĢmiĢ-Çıkarcı-Toplumcu-Parçalı Kültür

Bu ayrıma sosyallik ve danıĢma boyutlarından yola çıkılarak ulaĢılmıĢtır. Sosyallik bir toplumun üyeleri arasındaki yakın dostlukların bir ölçütüdür. DayanıĢma ise, kiĢisel bağlardan bağımsız olarak topluluğun ortak hedeflerinin hızlı ve etkin biçimde hayata geçirilme becerisinin bir ölçütüdür.

Sosyallik ve dayanıĢmayı ġekil 1 üzerinde gösterdiğimizde bahsedilen bu dört kültür daha da belirgin olacaktır.

ġekilde de görüldüğü gibi, ĢebekeleĢmiĢ kültürel yapı, yüksek sosyallik ve düĢük dayanıĢma alanı içerisindedir. Bu yapıya sahip organizasyonlarda insanların birbirleriyle iliĢkileri sıkı denecek kadar ileri düzeydedir. Örneğin çalıĢanlar birlikteliklerini sadece iĢle ortamıyla sınırlı tutmayıp dıĢ ortamlarda da bir araya gelirler. Öğle yemekleri, informal toplantılar ve kutlamalar bunlardan bir kaçıdır. Yani burada informal yapı mevcuttur (Berberoğlu ve ark.1990).

(19)

13 Çıkarcı kültürel yapı, düĢük sosyallik ve yüksek dayanıĢma düzeyindedir. ġebekeleĢmiĢ yapının tam tersidir. Ġnsanların birbiriyle iliĢkileri tamamen iĢ ile sınırlıdır ve iĢ dıĢındaki bir birliktelik mevcut değildir. ĠĢ ve sosyal yaĢantı birbirinden kesin olarak ayrılmıĢlardır.

Toplumcu kültürel yapı, yüksek sosyallik ve yüksek dayanıĢma düzeyindedir. Burada ise çalıĢanların kendilerini iĢleri ve iĢletmeleriyle tamamen özdeĢleĢtirdikleri görülmektedir. Bireyler kimliklerini örgütleriyle eĢ tutmaktadırlar.

Parçalı kültürel yapı da ise düĢük sosyallik ve düĢük dayanıĢma düzeyi mevcuttur. Aidiyet duygusu yok denecek kadar azdır. KiĢisel iliĢkiler azdır, dedikodu ve insanların birbirlerini çekemedikleri sıkça görülür.

1.3.4. Alt Kültür

Kültür, küçük iĢletmelerde çok etkin unsurlardandır, hatta bazen iĢletmeyi yönlendiren bir unsurdur. Buna karĢın büyük ve karmaĢık iĢletmelerde ise Ģirketi yönlendiren esas olan ana kültürün yanında bu kültüre yardımcı destek sağlayıcı özelliği olan yardımcı, yani alt kültürler olacaktır (Özkalp ve Kırel 2001).

Alt kültürler küçük gruplardan veya bölüm içindeki üyelerden oluĢabilmektedir. Alt kültürler genelde görülen fonksiyona, çalıĢma yerine ve ünitesine, anahtar kiĢilere veya bireylerin sosyal ilgilerine göre oluĢur. Bunlar iĢletmenin temel görevlerini oluĢturabileceği gibi, oluĢturmayabilir de.

Bu konuda yapılan birkaç tanım Ģu Ģekildedir;

Alt kültür, örgüt çalıĢanları arasında sadece belli bir grup tarafından paylaĢılan değerleri temsil etmektedir (Vural 2003).

Bir örgütte alt kültürler, örgüt içi bölümler, örgüte yeni katılımlar, teknolojik yenilikler, ideolojik ve coğrafi farklılıklar gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Eğer bir örgütün herhangi bir bölümü diğer bölümlerden ayrı tek bir kültüre sahipse dikey alt kültür, belirli bir konuda uzmanlaĢmıĢ kiĢiler, sadece kendi aralarında paylaĢtıkları bir kültüre sahiplerse, yatay alt kültür söz konusudur (Ġpek 1999).

(20)

14 Örgütün kültürü, alt kültürler arası etkileĢimin ürünüdür. Alt kültürlerin benzerlik düzeyi, kültürün homojen ve heterojen oluĢunu belirler. Diğer bir ifadeyle, alt kültürlerin değerleri, tutumları birbirleriyle ne kadar çok örtüĢüyorlarsa, örgüt kültürü o kadar bütünlük gösterir. Ancak alt kültürler arası ara kesitler dar ise bütünlük görüntüsü zayıftır (Erdem, Özen 2001).

Alt kültürlere iliĢkin en önemli sorun alt kültürlerin değer ve normlarının örgütün görevi ile uyumlu olmaması durumunda ortaya çıkar. Eğer bu farklılık büyük oranda ise örgütün büyümesi ve bürokratik örgütler bu tür bir rekabete alıĢkın olmadıklarından, alt grupların geliĢimini engellemek isteyebilirler. Çünkü alt grupların farklı değerleri onların örgütsel amaçlarını ve etkinliğini yıprattığı veya bozduğu için bu tür bir geliĢime izin vermeyebilirler. Bu tür kuramlara örnek olarak, üniversiteler, hastaneler ve kamu kuruluĢları verilebilir (Kabakçı 2007).

Sonuçta; özellikle büyük çaplı iĢletmelerde görülen alt kültürlerin, iĢletme üzerinde baskın olan esas kültüre destek niteliğinde olduğu ve oluĢması bazen kaçınılmaz hale geldiği gibi, her zaman olumlu etki yapması da beklenemez.

1.4. Örgüt Kültürünün OluĢturulması, Öğrenilmesi ve DeğiĢtirilmesi

Örgüt kültürü kısa bir sürede oluĢturulamayacağı gibi, hemen yok edilmesi de zor bir unsurdur. Örgüt kültürü bir süreç sonucu meydana gelmektedir.

1.4.1. Örgüt Kültürünün OluĢumu

Örgüt kültürünün oluĢumunda değiĢik faktörlerin etkisi olduğu söylenebilir. Bu oluĢum sürecinde örgüt kurucularının önemli bir rolü vardır. Çünkü kurucular daha önceki felsefeler ve ideolojilerle kısıtlanmadığından sahip oldukları değerler ve inançlarını yapılandıracakları örgüt üzerinde etkilerinin olması doğaldır (Terzi 2000). Örgüt kültürünün oluĢumu sadece kurucuların rolü ile sınırlı değildir. ÇalıĢanlar da, örgütsel ortamda kendilerine özgü değer ve normlardan oluĢan bir kültür oluĢtururlar. Örgüt kültürünün geliĢmesi çalıĢanların toplu yaĢamasının sonucudur (BaĢaran 1982).

Örgütün faaliyet gösterdiği çevre de örgüt kültürü oluĢumunda etkili olacaktır. ĠĢletmeler dıĢa kapalı birer sistem olmadıklarından ve de devamlı hem iç

(21)

15 hem de dıĢ çevreleriyle bir alıĢ veriĢ içerisinde olduklarından, örgüt kültürü oluĢumunu etkileyen faktörlerden birisi de faaliyet gösterilen çevre olacaktır.

Örgüt kültürü pek çok yolla oluĢturulabilir. Ancak genel olarak Ģu aĢamaları içermektedir.

 Birinci aĢamada, tek bir kiĢi, yani örgütün veya organizasyonun kurucusu, yeni bir giriĢim fikrine sahip olur.

 Ġkinci aĢamada, örgütün kurucusu bir ya da daha çok anahtar kiĢiyi örgüte getirir ve görüĢlerini bu grupla paylaĢır. Bu getirilen kiĢiler, iĢletme kurucusunun bakıĢ açısını taĢırlar. Tüm grup elemanları böle bir fikrin doğru ve iyi, değerli olduğuna, biraz risk taĢıdığını, zaman, para ve enerji harcamaya değeceği inancındadırlar.

 Üçüncü aĢamada ise, kurucunun oluĢturduğu bu grup, örgüt için bina, yer, fon vb. bulmaya çalıĢır.

 Son aĢamada ise, pek çok kiĢi örgüte dahil edilir ve genel örgüt kültürü hikayesi inĢa edilmeye baĢlanmıĢ olur (Doğan 1997).

Görüldüğü gibi, örgütün kurucusunun örgüt kültürünün oluĢturulmasına olan etkisi çok büyüktür. Çünkü o, öncelikle kendisi ile benzer değerlere sahip olanları bir araya getirmek için çaba sarf etmiĢtir. Bu kiĢiler de ona yardımcı olurken kendi benimsedikleri inançlarla onları iĢlemekte ve onları da bu değerleri kabule doğruda veya dolaylı olarak zorlamaktadırlar. Böylece, yeni kurulan bir örgütün kültürü Ģekillenmeye baĢlamakta, örgüte yeni katılan bireyler de farklılaĢmaktadır. Yani örgüte katılan her birey, o örgütte yeni bir değerin oluĢmasına katkıda bulunmaktadır. Bu katkı ise, örgüt kültürünün geleceğine doğrudan ya da dolaylı olarak olumlu ya da olumsuz etkide bulunacaktır.

Örgüt liderinin kültür oluĢturmadaki sorumlulukları bunlarla da sınırlı değildir. Örgütte çalıĢanlar tarafından benimsenebilecek, onlara yol gösterecek, kalıcı ve geçerliliğini kolay kolay yitirmeyecek değerler sistemi oluĢturması bu değerleri somutlaĢtıracak ve çalıĢanlara rol modeli oluĢturacak, onları motive edebilecek kahramanlar yaratması, iĢ görenler arasındaki takım ruhu, birlik, ait olma duygularını oluĢturarak onların yakınlaĢmalarını sağlamak amacıyla da örgütte törenler

(22)

16 düzenlemesi ve örgütün temel değerlerinin nesilden nesle aktarabilmesi için örgüt kahramanlarına iliĢkin efsaneler oluĢturması kurum liderinin örgüt kültürü oluĢturma sürecindeki sorumlulukları kapsamındadır (Alganer 2000).

Örgüt kültürü oluĢturulduktan sonra onun yeni gelenlere aktarılması gerekmektedir. Özellikle bu konuda örgütteki insan kaynakları uygulamaları kültürün hem geliĢtirilmesi hem de pekiĢtirilmesinde büyük önem taĢımaktadır. Örneğin, çalıĢanların seçilmesi, iĢ tanımlarına uygun görevlere yerleĢtirilmesi, performanslarının belli ölçütlere göre değerlendirilmesi, ödüllendirme uygulaması, sürekli eğitim ve mesleki geliĢtirme etkinlikleri, terfi iĢlemleri, iĢe yeni alınanların kültürü uyum göstermelerine, kültürü destekleyenlerin ödüllendirilmelerini, kültüre aykırı davrananların ve zarar verenlerin de cezalandırılmasını sağlar.

Diğer yandan, örgüt kültürü çalıĢanlara sosyalleĢme süreci içinde; hikaye, adet, sembol ve örgüt dili gibi öğeler aracılığı ile aktarılır (Terzi 2000).

1.4.2. Örgüt Kültürünü YaĢatma ve Öğrenme

Kültür yerleĢtikten sonra örgüt içinde olan çeĢitli eylemler ve davranıĢlar onun benimsenmesine, devamına ve geliĢtirilmesine yöneliktir. Ancak üç temel nokta kültürün varlığını sürdürmesinde önemli rol taĢıyacaktır. Bunlar; iĢ gören seçimi, üst yöneticilerin tutumları ve örgütsel toplumsallaĢmadır (Özkalp, Kırel 2001).

1.4.3. ĠĢgören Seçimi

ĠĢgören seçiminin temel amacı, örgütü baĢarıya ulaĢtıracak bilgili, yetenekli insanları istihdam etmektir. Ancak bu iĢgören seçimi sırasında iĢin yapısını ve niteliklerine uygun birden fazla aday çıkacaktır. Bu noktada kimin seçileceği önem kazanacaktır. Burada seçimi etkileyecek olan bireyin bilgi ve becerisinin yanında, örgütün değerlerine uyup uymadığı ölçütü olacaktır. Bu değerlerin hepsinin örgütle tutarlılık göstermesi beklenmez ancak büyük bir kısmının uyması beklenecektir.

BaĢvuru sırasında örgüt tarafından kültürüyle ilgili gerekli bilgi adaya verilerek çift taraflı birbirini anlama süreci içine girilecektir. Bunun sonucu olarak aday kendi değerleriyle örgüt değerleri arasında bir çatıĢma hissederse baĢvurusunun

(23)

17 geri alabileceği gibi, örgüt de bu çatıĢmayı anladığı taktir de seçimini farklı bir yönde kullanabilecektir.

1.4.4. Üst Yönetim

ġüphesiz üst yönetimin örgüt kültürü üzerine çok büyük bir etkisi olmaktadır. Gerek kurucuların iĢletmeyi kurmaları esnasında oluĢturdukları kültür gerekse faaliyetler sırasında iĢletme üst yönetiminin eylemleri, tutumları, davranıĢları ve beklentileri kültürün korunmasında önemli bir rol oynayacaktır.

1.4.5. Örgütsel ToplumsallaĢma

ToplumsallaĢmayı tanımlarsak; bireyin bir toplum içinde geçerli değer ve davranıĢ kalıplarını öğrendiği ve sosyal bir varlık haline geldiği bir süreçtir.

Yöneticiler, iĢ gören seçiminde ne kadar seçici olurlarsa olsunlar iĢe yeni aldıkları çalıĢanla örgüt kültürü arasında bir fark olacaktır. ĠĢte örgütler mevcut çalıĢanların iĢe yeni alınan personele kültürü aktarmaları sürecine veya uyum sağlama sürecine örgütsel toplumsallaĢma adı verilmektedir.

Örgütsel toplumsallaĢma üç aĢamada görülmektedir.  Örgüte girmeden önce,

 Örgütle karĢılaĢma,

 BaĢkalaĢım ve değiĢme (Manen ve Schein 1997).

Ġlk aĢama bireyin iĢe girmeden önceki tutumları, eğitim süreci içinde öğrendiği değerleri kapsar. Ġkinci aĢama ise karĢılama aĢamasıdır. Bu aĢamada birey örgütün değerlerini öğrenmeye çalıĢır, kendi değerleri ile örgütün değerlerini karĢılaĢtırır ve mevcut ikilemleri gidermeye çalıĢır. Son aĢama ise değiĢme aĢamasıdır. Burada birey kendini örgüte uyum sağlama yönünde değiĢtirmeye çalıĢacaktır. Bu değiĢim uzun sürede gerçekleĢebileceği gibi, her zaman sonucunun olumlu olması beklenmemektedir. Olumlu değiĢim, verim artıĢı, iĢten ayrılma oranının düĢmesi ve örgüte bağlanma gibi sonuçlar doğuracaktır.

(24)

18

1.4.6. Örgüt Kültürünün DeğiĢimi

Örgüt kültürü uzun zamanda ve büyük çabalarla sağlanır, ancak değiĢmez bir olgu değildir. Örgüt kültürü dengeli değerler, varsayımlar, inançlar ve normlara dayandığı ve uzun zaman örgüt üyelerine yol gösterici olmasından dolayı örgüt kültürünün değiĢimi zordur.

Örgütün çevresi bunlar arasında da özellikle dıĢ çevresi oldukça dinamiktir. Çevresel değiĢmeler örgüt kültürünün de değiĢimini gerekli kılabilecek ölçüde ise örgüt biçimsel yapıda olduğu kadar örgüt kültüründe de değiĢmeleri sağlamaya çalıĢır. Ancak örgüt kültürünün değiĢimi çok zaman alan finansal açıdan da önemli bir yük getiren ve biçimsel olmayan yapıda ve bireyler üzerinde olumsuzluk meydana getiren bir iĢtir (Özkalp, Kırel 2001).

Çevreden gelen baskının yanı sıra, örgüt kültürü örgütün ana hedeflerini desteklemediğinde, örgütün baĢarısı için itici güç olma özelliğini yitirdiğinde örgütteki çıkar gruplarını, örgütün amaçları doğrultusunda uzlaĢtıramadığında, örgüt üyelerinin katılımını ve desteğinin sağlanmadığında baĢka bir ifadeyle paylaĢılan bir değerler bütünü olmadığında değiĢim zorunludur. Örgüt kültürünü baĢarılı bir Ģekilde değiĢtirmek için önce eski kültürü anlamak gerekir. Örgütsel kültür, örgütün içindeki ve dıĢındaki birey ve grupların iliĢkileri ve etkileĢimleri ile geliĢtiği için üst yönetimin emri ile değiĢtirilemezler. Örgüt içerisindeki iĢ görenlerin ve yöneticilerin etkileĢimi ile oluĢturulan kültür, örgüt dıĢındaki müĢteriler, rakipler ve toplumsal çevrenin beklentilerinden etkilenir. Bu nedenle kültürel değiĢimin uzun bir sürede gerçekleĢebileceğini dikkate almak gerekir.

Birçok baĢarılı organizasyon kültürün değiĢme direnç gösteren bir yapıya sahip olduğunu, değiĢen çevre koĢulları ile hemen uyum sağlamadığını hatta bu konuda önemli engellerin ortaya çıkabileceğini zaman içerisinde öğrenmiĢlerdir. Örgüt kültürünü değiĢtirmeyi amaçlayan organizasyonların, genelde yaptıkları yeni bir reorganizasyondur. Yani bazı anahtar yerlerdeki kiĢileri değiĢtirmek, ödül sistemini geniĢletmek, kültür konusunda yeni hikayeler, semboller ve değerler ileri sürmek, örgüte yeni alınacak personeli yeniden örgütsel toplumsallaĢma sürecinden geçirerek yeni değerler benimseyecek kiĢileri desteklemek gibi iĢler bu sürecin parçalarını oluĢturmaktadır.

(25)

19 ĠĢ görenlerin yeni davranıĢ biçimlerine hazır olmaları eğitim desteğini gerektirecektir. Ġstenilen yönde değiĢim yaratmak için iletiĢim, grup üyeliği, karar verme, liderlik ve rekabet gibi temel örgütsel süreçteki sorunları çözme, potansiyel çalıĢma alanlarını denetim altında tutma ve çözme, insan davranıĢlarını tanımlama ve iyileĢtirme, duyarlılık eğitimleri, kariyer planlama, takım çalıĢması gibi yöntemlerden yararlanmak gereklidir (Akın 2004).

Örgütte kültür değiĢimini iki yolla sağlamak mümkündür. Bunlardan birincisi mevcut örgüt üyelerinin yeni düĢünce ve inançlara ortak olmalarını sağlamak, bir diğeri ise iĢletmeye yeni eleman almak bu esnada da eski personelin azaltılması yoluna gitmek yoluyla yeni düĢünce ve inançları sağlamaktır (Özalp 2001).

Sonuç olarak; örgüt kültürünü oluĢturmak ne denli zor ise mevcut kültürü değiĢtirmek ise ondan daha da zordur. Çünkü yeni bir kültür oluĢturulmasında, yeni kurulan bir iĢletmede yeni çalıĢanlarla bunu baĢarmak diğer duruma göre daha kolaydır (Alamur 2005).

1.5. Örgüt Kültürünün Diğer Örgütsel Süreçlerle ĠliĢkisi

Örgüt kültürü, birçok örgütsel süreçle ilgilidir. AĢağıda bunlardan örgüt kültürü ile örgüt iklimi, iletiĢim, sosyalleĢme ve liderlik iliĢkisi konularına değinilmiĢtir (Koyuncu 2009).

1.5.1. Örgüt Kültürü ve Örgüt Ġklimi

Örgüt iklimi, örgüt kültürü kavramıyla yakından ilgili olarak 1960‟lı yıllardan itibaren örgüt kuramcıları yönetim bilimciler, uygulamacılar ve davranıĢ bilimciler arasında oldukça ilgi görmeye baĢlamıĢ bir araĢtırma konusudur. Oysa örgüt kültürü kavramı nispeten daha yeni bir kavram olarak yönetim biliminde yaygınlaĢmıĢtır.

Örgüt iklimini tanımlarken bir örgütü diğerlerinden ayıran özellikler setini ifade ettiğini ve bu tanımın kiĢilik kavramına benzemekle olup gerçekte örgüt ikliminin sıklıkla örgütün kiĢiliği olarak ima edildiği belirtilmektedir. Biray için kiĢilik neyse örgüt içinde iklim odur. Örgüt iklimi örgütün kiĢiliğini oluĢturan örgütü diğer örgütlerden ayıran, örgüte betimleyen örgüte egemen olan, örgütün iç çevresini oldukça kararlı, değiĢmez, sürekli niteliğe sahip ve örgütte bulunan bireylerin

(26)

20 davranıĢlarını etkileyen ve onlardan etkilenen somut olarak gözle görülüp elle tutulamayan, ancak örgüt içindeki bireylerce hissedilip algılanabilen bir terimdir.

Örgüt iklimi ile örgüt kültürü arasında bazı farklılıklar vardır. Örgüt iklimi örgüt kültürüne göre daha kısa sürelidir. Yani genellikle geçicidir ve nispeten kısa zaman aralıkları içinde farklılıklar gösterebilir. Ancak iĢletme içinde çalıĢanlarına hakim olan hava, onların motivasyonunu, moralini ve dolayısıyla baĢarıyı önemli oranda etkiler. Kötü bir iklimden iĢletme zarar görebilir. Ġklim iĢ görenlerin davranıĢsal ve tutumsal özelliklerini sergilemektedir ve daha çok deneysel ve dıĢ gözlemlere dayanmaktadır. Kültür ise, daha çok örgütün görünen öğelerini ortaya koymaktadır (Çelik 1993). Ġklim örgüt içindeki uygulamalar, süreçler ve teĢvik sistemleri ile ilgili kısa vadede geliĢtirilebilecek yöntemleri, iĢletmenin hedeflerine nasıl ulaĢılacağını gösteren faaliyet planlarını kapsar. Örgüt iklimi tutumlar düzeyinde bir fonksiyona sahipken, örgüt kültürü, inanç, beklentiler ve varsayımlar düzeyindedir.

Örgüt kültürü, temel grupsal değerleri ve mesajları kapsar; grup üyelerine mecaz, ve paylaĢılmıĢ örgütsel düĢüncede ve duyguları sunar. Bu durum örgütün dıĢındakiler tarafından kolayca anlaĢılmaz. Kavram olarak örgütsel kültür ve iklim arasında farklılık olmakla birlikte yakın bir iliĢki de vardır. Kültür ve iklimin örgütün temel değerleri ve normları üzerinde büyük etkisi vardır. Örgüt kültürü, eylemlerde süreklilik, örgütsel davranıĢlarda uyum sağlar, böylece örgüt ikliminin ortaya çıkmasında önemli rol oynar (Aykanat 2010).

1.5.2. Örgüt Kültürü ve ĠletiĢim

Teknolojide yaĢanan geliĢmeler, özellikle iletiĢimde karĢılaĢılan zaman ve uzaklık kısıtlarını ortadan kaldırmıĢtır. ĠletiĢim süreci normatif inançlar, varsayımlar ve otak sembollerle, belirli kültürel yapılar içinde gerçekleĢir.

Örgütsel iletiĢim, kültürel öğelerin çalıĢanlara iletilmesinde ve kültürün benimsetilmesinde önemli bir rol üstlenmektedir. Bu açıdan bakıldığında kültür ve iletiĢim örgütsel performansın asıl göstergeleri olarak tanımlamaktadır. Kültür ve iletiĢim örgütsel davranıĢı etkilemekte, iletiĢim örgüt kültürünün daha derin seviyelerinin anlaĢılmasında bir pencere iĢlevi görmektedir. Örgütsel iletiĢim örgüt üyeleri arasında paylaĢılmıĢ anlam, değer ve inançların geliĢmesinin bir

(27)

21 kolaylaĢtırıcısı olarak görülmektedir. Öte yandan, örgüt üyelerinin sosyalizasyonunu sağlayan, sorumluluklarını hafifleten, statü elde etmelerini sağlayan ve bireysel amaçlarını gerçekleĢtirmeye imkan veren örgütsel iletiĢim örgüt kültürü açısından politik olarak tarafsız değildir. Örgütsel iletiĢim örgüt üyelerini belirli bir Ģekilde davranmaya zorlamaktadır. Bu nedenle, örgüt kültürü bağlamında örgütsel iletiĢimin imkan verme ve zorlama Ģeklinde iki yönü bulunmaktadır. Örgütsel iletiĢimin zorlama yönü, özellikle kültürel farklılıklar ve alt kültürler söz konusu olduğunda belirginlik kazanmaktadır. Çünkü, her birey nüfus, ideoloji, uyruk, statü, yaĢ, cinsiyet gibi birtakım özellikleriyle iletiĢime girmektedir. Bu gibi özellikler, örgüt üyeleri arasında yanlıĢ bir iletiĢim ve engelleme hissi yaratabilmekte ve bu durum örgütsel bütünleĢmeye zarar verebilmektedir (Duruğun 2006).

1.5.3. Örgüt Kültürü ve SosyalleĢme

Örgütsel sosyalleĢme örgüt kültürünü öğrenme ve ona uyum sağlama sürecidir. Örgüt üyelerinin bir bütün olarak örgütte geçerli kurallar, değerler, anlayıĢlar, önyargılar vb. örgüt kültürüne uyum sağlamalarını ifade etmektedir. Örgüte yeni giren üye, örgütün gerekli kıldığı davranıĢ örüntülerini öğrenir. Örgütsel sosyalleĢme, genel anlamda örgüt kurallarını öğrenme, telkin edilme ve eğitilme esaslarını içermektedir. Bu formel eğitim kuramlarında baĢlayabileceği gibi meslek yaĢamının geçtiği örgüt içinde de olabilir. Örgütsel sosyalleĢme devamlılığı olan bir süreçtir.

Örgütsel sosyalleĢme sürecinin en önemli iĢlevlerinden biri de örgüte sadakati ve bağlılığı artırmaktır. Örgüt üyeleri örgütsel amaçlara odaklandıkça, örgüt kültürüyle uyumu arttıkça örgütsel hedeflere de bağlılığı artacaktır (Kaya 2007).

1.5.4. Örgüt Kültürü ve Liderlik

Liderlik kavramı etimolojik anlamda incelendiğinde Anglo-Sakson kökenli olup „„yol‟‟ ya da „„yön‟‟ anlamına gelmektedir. Lider kelimesinin Yunancada karĢılığı „„hegemon‟‟, Romalılarda ise „„dux‟‟ kelimesidir. Bu kelimeler de yol ya da seyahat anlamına gelmektedir. Lider kelimesi ilk olarak Samuel Johnson tarafından 1775 yılında hazırlanan Ġngilizce sözlükte „„kaptan, kumandan, önden giden kimse‟‟ olarak tanımlanmıĢ, liderlik kelimesi ise ilk olarak 1828 yılında Webster Amerikan sözlüğünde yer almıĢ ve „„liderin durumu, koĢulları‟‟ olarak tanımlanmıĢtır. Lider

(28)

22 kelimesinin Türkçe karĢılığı „„önder‟‟ kelimesidir, fakat lider kelimesinin dilimize yerleĢtiği ve yapılan çalıĢmalarda önder kelimesinin pek kullanılmadığı gözlenmektedir (Gül, Aykanat 2012).

Lider kelimesi, Türkçede sözlük anlamı itibariyle; „„bir kurumun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse, önder, Ģef‟‟ anlamlarında kullanılmaktadır. Buna bağlı olarak liderlik ise liderin görevini, lider olma durumunu ifade etmektedir. Gruplar halinde yaĢayan insan toplulukları, kendilerini belli hedeflere götürecek ve bu amaçla yönetecek lidere gereksinim duymaktadır. Toplumların vazgeçilmez bir unsuru olan liderlik konusunda günümüze kadar çok sayıda araĢtırma yapılmıĢ ve yaklaĢım geliĢtirilmiĢtir (Gül, Aykanat 2012).

Liderler, örgüt kültürünü biçimlendirebilme, iletilen değerlerin ve inançların bir güç biçimi olduğunu dikkat etmelidirler. Bununla birlikte liderlerin olayları eleĢtirirken gösterdikleri tepkiler ve kriz durumlarındaki algıları örgüt kültürünün oluĢumunda önem taĢır. Kriz durumlarında coĢkusal bağlılık ve örgütsel değerlerle bütünleĢme görülür. Lider böyle olağanüstü durumlarda sergileyeceği davranıĢlarla örgüt kültürünün güçlenmesini sağlayabilir.

Güçlü örgüt kültürüne sahip örgütlerde liderler, örgüt üyeleri için rol modelliği oluĢturma, performans ölçütlerini gösterme, örgütü iç ve dıĢ çevreye karĢı temsil etme ve örgüt üyelerini güdüleme gibi önemli iĢlevleri yerine getirmektedir.

Lider ve çalıĢanla arasındaki olumlu iletiĢim sayesinde çalıĢanlar kurallara uyacaklar, disiplinli çalıĢmaya özen göstereceklerdir. Liderin veya amirin yaklaĢımı çalıĢanı direkt etkileyecektir. Ona göre bir çalıĢma sergilenecektir. Liderlerde beĢeri iliĢkilerin yüksek olması çalıĢanlarda örgüte bağlılığı ve motivasyonu arttırıcı bir sebeptir (ġahal 2005).

1.6. Örgüt Kültürünün Temel Unsurları

Örgüt kültürünün unsurları ortaya koyarken bunları iki aĢamada ele almak mümkündür. Ġlk aĢamada örgüt kültürünü oluĢturan varsayımlar, değer, inançlar ve normlar gibi temel kültürel unsurlar üzerinde durulabilir. Ġkinci aĢamada ise törenler seremoniler ve benzer kültürel unsurların ifade biçimleri ele alınabilir. Diğer bir

(29)

23 ifade ile örgüt kültürünün unsurları ikiye ayrılarak incelenebilir. Bunlar; Örgütü meydana getiren unsurlardır (Değerler, Normlar, Ġnançlar).

Kültürün taĢıyıcıları, (Törenler, Seremoniler, Gelenekler, AlıĢkanlıklar, Efsaneler, Hikayeler, Masallar, Dil, Söylentiler, Ritüel „„Dini bir inanç gibi benimsenmiĢ alıĢkanlık, kiĢilerce kutsallaĢtırılmıĢ davranıĢlar, biçimler, davranıĢ biçimleri, temalar Ģeklinde tanımlayabiliriz‟‟) (Alamur 2005).

1.6.1. Normlar

Bir örgütte paylaĢılan değerlerin ve inançların, iĢ görenlerin davranıĢlarını etkileyen normları besleyici rolleri bulunmaktadır. Değerler, genellikle grup normlarıyla uyumludur. Yani davranıĢ normları değerleri, değerlerde davranıĢ normlarını yansıtır.

Normlar, davranıĢı doğrudan etkileyen genellikle yazılmamıĢ ve informal beklentilerdir. Normlar, temel varsayımlar ve değerlerden çok daha fazla belirgin olduklarından örgütsel yaĢamın kültürel görünümünün anlaĢılmasında daha somut araçlardır. Normlar, iĢ görenin giyim, konuĢma ve davranıĢ Ģekillerini belirleyerek, iĢgörene örgüt içerisinde neyi ne nicelikte ve ne nitelikte yapması gerektiğini gösterirler (BaĢaran 1982).

Normlar, oyunun yazılı olmayan kurallarıdır. Yazılı olmamalarına rağmen, hikâyelerle, ritüellerle ve özellikle bir norma uyulmadığında uygulanacak yaptırımların belirtilmesiyle iĢ görenler tarafından nesilden nesle aktarılırlar.

Normlar davranıĢın yazılı olmayan kuralları olarak, yönetim biçimini, örgüt iklimini, iĢ görenlerin nasıl birlikte çalıĢacaklarını ve görevlerini ne Ģekilde icra edeceklerini güçlü bir Ģekilde etkileyebilme özellikleri vardır (Tolan 1996).

Normlar, sosyal olarak yaratılmıĢ standartlar olup, olayları yorumlamaya ve değerlendirmeye yardım ederler. Ayrıca normlar; kalite, performans veya çatıĢmalar gibi konular etrafında Ģekillenir. Bu çeĢit normlar „„Örgüt içerisinde iletiĢime açık ol ve bilgiyi paylaĢ‟‟ değiĢim hakkında olumlu tutum takın eleĢtiriyi kabullen Ģeklinde ifade edilebilir.

(30)

24 Bu açıdan bakıldığında bir örgütün içerisinde hangi davranıĢların onay gördüğü hangi davranıĢların onay görmediğinin incelenmesi o örgütün normlarına iliĢkin bilgi sahibi olmamızı sağlar.

Grup, bireye grup normlarına uyması için yaptırım uygular ve bu yaptırımlar sıklıkla davranıĢın kesin bir Ģekilde oluĢmasını sağlar. Yaptırımın anlamı grubun bireyden istediği davranıĢlara verdiği ödüller, aykırı davranıĢlara verdiği cezalardan oluĢan baskı düzenidir. Normlar, amaçların baĢarılmasına yardım edebilir fakat kiĢisel baĢarıların önünde engel olabilirler.

Bir örgüt içerisinde değerleri ve normları teĢvik eden eylemler genellikle bilinç dıĢıdır. Bu nedenle örgüt üyeleri kültürün ya da bu kültürün sürdürülmesini sağlayan kendi rollerinin genellikle farkında olmazlar (Terzi 2000).

1.6.2 Ġnançlar

Gerçeğin Ģimdi ve geçmiĢte nasıl olduğuna iliĢkin bireyin bilgilerinden oluĢur. Ġnançlar bir Ģeyin ifade ettiği anlamların toplamı, bireyin eĢyaya iliĢkin bilgisinin tamamı olarak ifade edilebilir (Erdoğan 1987). Örgütsel açıdan paylaĢılmıĢ inanç kavramını düĢündüğümüz Ģey doğrudur Ģeklinde ifade edilmektedir.

Ġnançlar, dünya hakkında ve dünyanın nasıl iĢlediğine iliĢkin temel varsayımlardır. Ġnsanlar neye inanıp inanmayacaklarının kararını doğru bir Ģekilde verebilmek için diğerlerinden yardım beklerler. Çünkü bir çok sosyal ve fiziksel gerçeğin görünümünü tecrübe ile doğrulamak mümkün değildir (Özkalp, Kırel 2001).

1.6.3. Değerler

Her toplum nasıl ki kendine özgü bir takım değerlere sahipse o toplumda var olan örgütlerinde kendine özgü değerleri vardır. Hangi davranıĢın iyi, doğru, arzulanır nitelikte olduğunu belirleyen ve aynı zamanda kiĢi veya toplum için doğruları ortaya koyan değerlerdir. Değerler kural koyucu nitelik taĢımakta ve örgüt kültürünün temeli oluĢturmaktadır, iyi kötü ayrımıyla ilgili olup birey ya da grupların diğer alternatifler arasında bilinçli olarak seçtikleri ideal ya da arzu edilen davranıĢ kalıplarını belirler (Özkalp 1999).

(31)

25

1.6.4. Kültür TaĢıyıcıları

Kültür taĢıyıcıları baĢlığı altında inceleyebileceğimiz kavramlar, farklı kaynaklarda kültürü ifade biçimleri olarak da geçmektedir.

a)Seremoniler: Seremoniler özel olaylardır. Seremoni faaliyetlerinin esas

anlamı, belli bir mesajı iletmek veya daha özel bir amacı gerçekleĢtirmektir. Bu özel olay sırasında örgüt çalıĢanları örgütsel kültürün bir parçası olan kahramanlara, mitlere ve sembollere ait kutlamalar yaparlar. Bu nedenle seremoniler, önemli kültürel normların ve değerlerin anıldığı ve sağlamlaĢtırıldığı olaylara örnek teĢkil etmektedirler. Seremonilerin bir çoğu, gelenekselleĢmiĢ etkinlikler olarak tanımlanan törenleri kapsamaktadır.

ĠĢletme içinde bir yandan çalıĢanları güdüleme diğer yandan örgüt

kültürünün geliĢimi için belirli zamanlarda seremoniler önemli bir görev yüklenmektedirler.

Ayrıca seremoniler örgüt üyelerini biraraya getirme özelliklerinden dolayı da önemlidirler. Seremonilerin temel amacı örgütte süreklilik sağlamaya dönük olarak örgütteki elemanların ortak amaçları etrafında toplamaktır. Bundan dolayı seremonilere, belli olaylara paralel olarak veya periyodik olarak düzenlenen toplantılar diyebiliriz (Kabakçı 2007).

b) Törenler: Törenler iĢletmelerde kültür oluĢumunda etkili olan ve

çalıĢanlarda iz bırakan unsurlardandır. Örgütsel törenlerin örgüt üyelerini, örgütsel amaçlar etrafında bütünleĢtirmek ve örgütsel sürekliliği sağlamak Ģeklinde iĢlevler icra etmekte olduğu söylenebilir.

Törenler, örgütün temel değerlerini, en önemli amaçlarını, kimin önemli olduğunu ve bunun tam tersini açıklayan ve pekiĢtiren olaylardır (Alamur 2005).

Nelson ve Campbell örgütlerde altı çeĢit tören olduğunu belirlemiĢlerdir, bunlar;

i.Statü Töreni: Bireyin statüsündeki değiĢimi gösterir. Örneğin, emeklilik

yemekleri statü törenlerindendir.

ii.TeĢvik Törenleri: Bireylerin baĢarılarına destek verir. SatıĢ yarıĢmasında

(32)

26

iii.Yenileme Töreni: Örgütteki değiĢime önem verir ve öğrenme ve

baĢarmayı cesaretlendirir. Buna verilecek örnek, yeni bir Ģirket eğitim merkezinin açılması olabilir.

iv.BütünleĢme Törenleri: Örgütteki farklı grupları birleĢtirmeyi ve daha

büyük bir örgüt olma isteğini pekiĢtirir. Geleneksel olarak düzenlenen piknikler bu törenlere örnek olarak verilebilir.

v.ÇatıĢmayı Azaltıcı Törenler: Örgütte doğal olarak ortaya çıkan çatıĢmaları

ve anlaĢmazlıkları gidermeyi amaçlamaktadır. Buna verilecek örnekler, Ģikayetlerin dinlenmesi ve birleĢme sözleĢmelerinin müzakereleri olabilir.

vi.Derece Ġndirme Törenleri: Bazı örgütler tarafından davranıĢ değer ve

normlarını uygulamakta baĢarısız olan kiĢileri cezalandırmak için kullanılır. Örneğin bazı baĢkanlar örgütsel hedefleri baĢaramadıklarında veya etik davranıĢa sığmayan davranıĢta bulunduklarında gürültülü bir Ģekilde değiĢtirilmektedir. Japonya‟ da bazı örgütlerde olumsuz davranıĢlarda bulunan çalıĢanlara ceza olarak kurdele takılmaktadır.

c) Semboller: Örgüt kültürünü pekiĢtirmeye yardımcı olan maddesel

semboller, alanların ve binaların tasarımı ve fiziksel görünümü, mobilyalar, yönetici giysileri, örgüt tarafından kullanılan logolar, ürün tasarımları, ambalajlar vb. sembollerdir. Bu semboller iĢgörenlere kimin önemli olduğunu, üst yönetim tarafından arzulanan eĢitlik derecesini ve uygun olan davranıĢ tarzlarını (risk alan, tutucu, otoriteri öğrenci, bireyci, sosyal vb.) aktarır (TaĢ 1995).

d) Adetler (Ritüeller): Schermerhom‟ e göre ritüeller örgüt üyelerinin

algılarını ve davranıĢlarını etkileyebilmek için bazı zamanlarda tekrarlanmıĢ ve standart haline gelmiĢ eylemlerdir.

Adetler kültürel kalıp ve değerleri güçlendirmek için yapılan törensel eylemlerdir. Örgütün içinde önemli miktarda tekrarlanmıĢ ve alıĢkanlık oluĢturmuĢ eylemlerdir.

Adetler, sürekli tekrarlanan veya günlük örgütsel uygulamalarda görülen davranıĢlardır. Bunlar genellikle yazılı değildir. Ancak „„biz burada iĢleri böyle yaparız‟‟ mesajını açıkça verirler. Bazı Ģirketler çalıĢanların birbirlerine „„Hanım,

Şekil

ġekil 1.2. Parsons AGIL Modeli
Çizelge 1.1. Ouchi‟nin „Z‟ Teorisi
Çizelge 1.5. Yönetsel Açıdan Belirsizlikten Kaçınma.
ġekil 1.3. Türkiye-ABD Kültürel KarĢılaĢtırılması.
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

BSÖ474 BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÖNETİMİ (3-0-3) ECTS 6 Yönetim, organizasyon, yöneticilik, spor yöneticiliği ile ilgili temel kavramlar, yönetim biliminin ilke, teknik

Yüksek Lisans, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Beden Eğitimi Ve Spor Bölümü, Türkiye 1987 - 1991 Lisans, Gazi Üniversitesi, Beden Eğitimi Ve Spor

Mezunlar ayrıca; spor sağlık merkezleri, spor federasyonları, kamu ve özel kuruluşlara ait spor kulüpleri, fitnes merkezleri, büyük turizm kuruluşları, spor

Türkiye Kros Şampiyonası ( Okullar arası Takım veya Ferdi) İlk 5’e Girmek 30 Türkiye Kros Şampiyonası ( Okullar arası, Kulüpler veya Ferdi) İlk 10’a

Tablo 1’ e göre araştırma grubunun cinsiyet değişkenine göre sporda imgeleme ölçeği alt boyutlarından Bilişsel imgeleme (t: 2,271, p<0,05) ve motivasyonel genel ustalık

**** ÇİFTANADAL PROGRAMINA KAYIT YAPAN ÖĞRENCİLERİN DÖNEM İÇERİSİNDE ALMASI ZORUNLU

[r]

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GEOTEKNİK ANABİLİM DALI HİDROLİK ANABİLİM DALI MEKANİK ANABİLİM DALI ULAŞTIRMA ANABİLİM DALI YAPI ANABİLİM DALI