• Sonuç bulunamadı

View of Hedefteki Gençlik: Siyasi ve İdeolojik Hareketler Açısından

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "View of Hedefteki Gençlik: Siyasi ve İdeolojik Hareketler Açısından"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HEDEFTEKø GENÇLøK:

SøYASø VE øDEOLOJøK HAREKETLER AÇISINDAN*

Dr. Bekir KOCADAù**

Özet

Türkiye, tarihi geçmiúi ve jeopolitik konumu nedeniyle dünya güç odaklarının siyasal, kültürel ve sosyo-ekonomik çıkar çatıúmalarının merkezinde bulunan en önemli ülkelerden biridir. Bütün bu sebeplerden dolayı, Türkiye sürekli iç ve dıú tehditlere maruz kalmıútır.

Böyle önemli bir noktada bulunan Türkiye’nin siyasi ve ekonomik olarak güçlü olması, dünyadaki mevcut dengelerin de÷iúmesine sebep olacak bir özelli÷e de sahip oldu÷u bilinen bir gerçektir. Sürekli olarak iç ve dıú tehditlerle u÷raúan bir Türkiye, Türkiye’den baúka herkesin lehine olmuútur.

Anahtar Kelimeler: Gençlik, Gençlik Sorunları,ødeolojik Hareketler

Giriú

Türkiye, belirli zaman dilimleri arasında ideolojik akımların etkisiyle oldukça zor, huzursuz, dehúet ve korku dolu günler yaúamıútır. Ülkemizde úiddet ve terör gerek cumhuriyetten önce, gerekse cumhuriyet döneminde “örgütlü terör” hareketleri olarak “dogmatik ideoloji ve saplantılarla” ortaya çıkmıú ve on binlerce kurban almıú, milyarlarla dahi ifade edilemeyecek kadar büyüklükte milli serveti heba etmiú, hepsinden önemlisi ülkede korkuyu, pani÷i ve huzursuzlu÷u yıllarca egemen kılmıútır1.

Tarihin her döneminde dünya üzerinde ve yakın çevresinde dünyanın güç dengesini etkileyecek úekilde sürekli, çok yönlü çıkar ve güç çatıúmalarına sahne olan, hassas ve

(2)

‘stratejik’ bir konuma sahip olan2 Türkiye’de gençlik, belirli ideolojik çevrelerin güdümünde zaman zaman ülke siyasetini etkileyen hareketler içinde kendini bulmuútur. Gençli÷in kullanılmasında siyasi ve ekonomik çıkar gruplarının yanı sıra aile, sosyal çevre, kitle iletiúim araçları ve dıú faktörlerde etkili olmuútur.

Unutmamak gerekir ki, gençlik dönemi; sıcak yaz günlerinden sonra topra÷ın ya÷mura muhtaç oldu÷u kadar bilgiye, ö÷renmeye istek duydu÷u bir dönemdir. Ya÷an ya÷mur normal ise toprak verimli hale gelir. Ya÷mur dolu gibi, sa÷anak gibi olursa, o zaman topra÷ın en verimli yerlerini sel suları götürür. Ve arkasında bir taú tarlası bırakır3.

I. Genç ve Gençli÷in øzahı

ønsan hayatı farklı farklı dönemlerden oluúur. Bu dönemler, bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaúlılıktan ibarettir. Gençlik dönemi (adolocence), hem birey açısından hem de mevcut toplum açısından oldukça fazla önem taúımaktadır.

O halde, genç ve gençlik karúımıza önemli kavramlar olarak çıkmaktadır. Genç kavramı, ortalama yaúa ve kültürel etkenlere göre ülkeden ülkeye de÷iúmektedir. Bu durumda her toplumun genç olarak kabul etti÷i kiúilerin tümüne gençlik adını vermek gerekecektir. Oysa, gençlik kavramı, sadece toplumdan topluma de÷il, aynı zamanda ça÷dan ça÷a, hatta her toplumdaki çeúitli sınıf, tabaka ve kesitlere göre de de÷iúmektedir4.

Gençlik bir de÷iúim ve arayıú dönemidir. Bu dönem, gencin benli÷ini, kiúili÷ini ve kimli÷ini bulma arayıúlarından dolayı da bunalımlı geçer. Genç, kendi kendini keúfetmenin, kabuk de÷iútirmenin sancılarını da çeker. Ailesine ve çevresine karúı tutarsız davranıúlar içinde de olabilir. Eve diledi÷i gibi girip çıkan, hiçbir úeyi be÷enmeyen, en ılımlı uyarılara sert karúılıklar veren genç, ço÷u zaman ailesi ve sosyal çevresi tarafından problemli biri olarak görülür.

Günümüze kadar genç ve gençlik dönemi ile ilgili pek çok tanım yapılmıú, çeúitli görüúler ileri sürülmüútür. Fakat bu tanım ve görüúlerde tam olarak bir fikir birli÷i de sa÷lanamamıútır. Bununla beraber, bazı tanım ve görüúlerde önem arz etmektedir. UNESCO’nun tanımına göre; “gençlik, yetiúkinlik statüsünün getirece÷i maddi kazanç ve sorumluluklara hazırlanabilmek için gerekli becerilerin ve sosyal yeteneklerin geliútirildi÷i bir

2Avúar, Bokurt Zakir; a.g.e., s.37

3Terör ve Gençlik; “Ana-Babalardan Terör Örgütlerine”, http://www.terör.gen.tr, update:12.07.2001 4Kıúlalı, Ahmet Taner; Ö÷renci Ayaklanmaları, Bilgi Yayınevi, Ank., 1974, s.15

(3)

dönemdir.” Buna göre gençlik, saptanmıú yaú sınırları içinde de÷il de, kendine özel sosyal ve ekonomik, psikolojik ve politik karakteristikleri olan özel bir yaúam dönemi olarak kabul edilebilir5.

Yine UNESCO’ya göre genç; ö÷renim yapan ve hayatını kazanmak için çalıúmayan, kendine ait bir konutu bulunmayan kiúidir. Genç; büyük bir hayal gücüne sahip, cesaretin çekingenli÷e, macera iste÷inin rahata üstün geldi÷i insandır. Aristo ise gençli÷i úu özellikleri ile tanımlamıútı: “ ölçü tanımamak, ihtirasla hareket etmek, her úeyde aúırılı÷a kaçmak.” Aynı úekilde bu tanım Michel de Saint-Pierre’in anlayıúına da uygun düúmektedir. Ona göre; “ gençlik bir yaú de÷il, bir haldir”6.

Birleúmiú Milletler 1985 yılını, alınan bir kararla Dünya Gençlik Yılı olarak kutlanmasını sa÷lamıútır. Amaç, dünyanın her yerinde gençli÷in içinde bulundu÷u e÷itim, çalıúma ve yaúam koúullarının daha iyi anlaúılması, gençlerin ekonomik ve sosyal geliúmeye daha etkin bir biçimde katılmaları için çabaların artırılmasıydı. Dünya Gençlik Yılı için Birleúmiú Milletlerce seçilen temalar, katılma, geliúme ve barıú olarak belirlenmiúti7. Birleúmiú Milletlerin bu kararıyla, gençli÷in önemi uluslar arası düzeyde genel kabul görmüútür.

G.Stanley Hall’ a göre, gençlik bir yeniden do÷uú dönemidir8. Çocukluktan ergenli÷e adım atan gençlerde ilk de÷iúiklikler fizyonomilerinde baúlamaktadır. Fizyonomideki bu ani de÷iúiklikler , ellerin, ayakların büyümesi, burnun ve çenenin büyümesi, vücutta ki kıllanma, sesteki de÷iúiklikler vs. genci tedirgin etmeye baúlar. Özellikle fizyonominin orantısız bir görünüm arz etmesi gencin psikolojik yapısını da etkilemektedir9. Bu de÷iúimler bireyde biyolojik ve duygusal süreçlerle baúlayıp, cinsel ve sosyo-psikolojik olgunlu÷a10 eriúene kadar devam eder.

Bu ça÷daki gençler;

1.Fiziki özelliklerinden meydana gelen ani de÷iúikliklerden dolayı kendilerini de÷ersiz görürler ve güvensizlik duygusu taúırlar.

5

Erkan, Necmettin; Gençlik ve Demokrasi, Güven Yay., Ank., 1985, s.5

6Kıúlalı, Ahmet Taner; a.g.e., s.16

7Yavuzer, Haluk; Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi, øst., 1998, s.324 8Özbay, Haluk-Öztürk, Emine; Gençlik, øletiúim Yay., øst., (tarihsiz), s.14-15

9Terör ve Gençlik;“Hedefteki Gençli÷in Psikolojik Özellikleri”,http://www.terör.gen.tr, update.16.07.2001

10

(4)

2.Duyguları çabuk iniú çıkıú gösterdi÷inden çabuk sevinir, çabuk üzülür, birden sinirlenir, olur olmaz úeyleri sorun yaparlar. Bu nedenle tepkileri önceden kestirilemez.

3.Alıngan davranıp, hiç eleútiriye gelemezken ana-babayı yerli yersiz eleútirmeye baúlarlar.

4.Sürekli bir geliú gidiú içerisinde, maceracı ve kabına sı÷maz bir ruh yapısına sahip olduklarından gelgeç hevesleri ço÷almıútır.

5.Bencilleúirler, istekleri artar, konan yasakları saçma, kendine tanınan hakları yetersiz bulurlar.

6.Ana-babadan devlete varana kadar otoriteyi temsil eden her úeye baúkaldırma e÷ilimi taúırlar.

7.Coúkulu, hayalci, idealisttirler. Duygu ve düúüncelerini inançla savunur, haksızlıklara karúı acımasız bir tutum takınır, yaúanan gerçeklere pek aldırmadan toplum düzeni birden de÷iúsin, eúitsizlikler ortadan kalksın isterler11.

ønsano÷lunun, hayatı boyunca özellikle toplumsal çalkantı ve kargaúadan, de÷er seçiminden en çok etkilendi÷i dönem, gençlik dönemidir. Gençler (adolescence), toplumun en hareketli en dinamik kesimini oluútururlar. Olgunlardan anlayıú, hoúgörü, sevgi, yakınlık ve sevecenlik beklerler12. E÷er gençler en yakınlarından ilgi göremezlerse, hoúgörü ve sevgi görecekleri yerlere ya da kiúilere yöneleceklerdir. øllegal örgütler, gencin bu kritik döneminde içinde bulundu÷u ruh halinden yararlanmak için beklentilerine cevap verecek ortamları en iyi úekilde hazırlamaktadırlar. Bu illegal örgütler, terör örgütleri olabilece÷i gibi, gençleri uyuúturucu müptelası yapmak için bekleyen uyuúturucu tacirleri de olabilir. Bu aúamada aileler kadar e÷itim kurumlarına, kitle iletiúim araçlarına ve gencin sosyal çevresine de görev düúmektedir. Bütün bu kurumlar dayanıúma ve koordinasyon içinde gençlere destek olmalıdır. Zira, ülkemizin geçmiúte yaúadı÷ı acı tecrübelerden ders almak ve bu do÷rultuda gençli÷i gelece÷e hazırlamak gerekmektedir. Gelece÷e hazırlayamadı÷ız her genç, illegal örgütlere do÷ru itilmiú demektedir.

Buna duruma, PKK Diyarbakır genel kurul sekreterli÷ini yapan Hıdır Akbalık’ın itirafları örnek olarak verilebilir: “Çocukluk dönemini geride bırakıp gençli÷e adım attı÷ımız yıllarda, artık toplumsal sorunlara da ilgi duymaya baúladık. Ailemizde ve çevremizde

11Terör ve Gençlik; “Hedefteki Gençli÷in Psikolojik Özellikleri”, http://www.terör.gen.tr, update: 16.07.2001

12

(5)

ö÷rendi÷imiz úeyler bizi tatmin etmiyordu. Okullarda da aradı÷ımızı bulamıyorduk. Gençli÷imizin bu dönemini çok iyi de÷erlendiren komünistler, gençlerin tecrübesizlikleri ve heyecanlarından istifade ederek geliúmelerin önünde engel olarak gördükleri dili ve milli duyguları zayıflatmak ve giderek yok etmek suretiyle düúünce alanında bir boúluk yarattılar. Milliyetçi düúünceler yerine enternasyonalizmi, milli ahlak yerine proleter ahlak dedikleri komünist ahlakı yerleútirmeye çalıútılar. Bütün bunların yanı sıra ekonomik, sosyal ve siyasal sorunları istismar edip, tek çıkar yolun komünist ideoloji oldu÷unu kabul ettirdiler”13 demektedir.

II.Siyasi ve ødeolojik Hareketler

Siyasi ve ideolojik hareketleri sosyal hareketlerle birlikte de÷erlendirmek ve izah etmek, meselenin anlaúılması bakımından önem arz etmektedir. Sosyal hareketlerin toplumda yeni bir hayat tarzını, yeni bir dünya görüúünü oluúturmak için eylemde bulunulan bir davranıú tarzı oldu÷u göz önünde bulundurulursa, temelde fertlerin psikolojik e÷ilimlerinden kaynaklandı÷ı ortaya çıkmaktadır14. Bottomore sosyal hareketi, parçası oldu÷u toplumdaki de÷iúmeyi özendirmeye ya da de÷iúmeye direnme amacına yönelik kolektif bir çaba15 olarak izah etmektedir.

Sosyal hareketlerin benzer toplum olgularından ayırıcı nitelikleri arasında askeri düzeyde de olsa belirli bir örgütlenmenin varolması, toplumu dönüútürmeye yönelik bilinçli bir angajman (sözle ya da yazılı olarak ba÷lanan) bulunması ve bu angajmanın da normatif bir nitelik taúıması yer almaktadır16. Sosyal hareketler, aynı zamanda ideolojik nitelikli eylem biçimleridir. Çünkü, hareket aynı düúünceye sahip olanların bir yaklaúımıdır17. 1960’lardan bu yana –aralarında ö÷renci hareketi, çeúitli ulusal ve etnik hareketler ve kadın hareketlerinin bulundu÷u- çok sayıda yeni sosyal hareket siyasal yaúamda çok etkin hale gelmiútir. Bu eylemler, sadece daha örgütlü siyasal etkinliklerin geliúmesinin temelini veya ba÷lamını

13 Terör ve Gençlik; “E÷itim Sistemi”, http://www.terör.gen.tr, update: 27.07.2001-10-12

14Türkdo÷an, Orhan;Sosyal Hareketler Sosyolojisi, Kültür ve Turizm Bakanlı÷ı Yay., Ank.,1988, s.1 15Bottomore, Tom; Siyaset Sosyolojisi;(çev.Erol Mutlu), Teori Yay., Ank.,1987, s.22

16 Vergin, Nur; Toplumsal Hareketler ve Dinsel Hareketler, øktisat Fakültesi Mecmuası, cilt:37, sayı:1-4,Ekim

1977-1978, s.99

(6)

oluúturan de÷il, yerleúik partilerin ve baskı gruplarının yanı baúında, kimi zaman ise bunlarla çatıúma halinde bulunan, kendi baúlarına siyasal güçler olarak da görülebilirler18.

Sosyal hareketler aynı zamanda, mevcut düzenden duyulan hoúnutsuzlu÷un da bir göstergesidir. Sosyal hareketler kolektif karakterli hareketler olup, kolektif tasavvurlar bu hareketlere zemin oluútururlar. Sosyal de÷iúmelere öncülük etmekle beraber de÷iúmenin de kendisidirler. Amaçları, sosyal düzenden duyulan hoúnutsuzlu÷u bir úekilde bertaraf etmektir.

Kessler’e göre sosyal hareketlerin oluúumunu belirleyen bir takım safhalar vardır ki19, bunlar iki noktada toplanabilir:

1.Her sosyal hareket bir úekle bürünür: Her hareket bir zaman içinde kendisine sabit, sa÷lam bir úekil vermeye e÷ilimlidir. Hareket úekli ne olursa olsun bir dernek, bir parti, bir organizasyon- örgüt haline gelir. Fakat örgütün çekirde÷i içinde daima geniú bir çevre, örgüte dahil olmaksızın sadece fikri(ideal) bir ilgi ile harekete ba÷lıdır. Örgüt çok kabuklu ve sert,çok genel bir hal alınca, hareketi ve cereyanı sertleútirmek tehdidinde bulunur. O zaman sosyal kuvvetinden bir kısmını kaybeder. Mesela, Rusya’da örgüt çekirde÷i, devletin ele geçirilmesinden sonra hemen hemen bir tarikat, bir mezhep halinde küçük kalmıútır. Ülkemizde 1971’lerden önce üniversitelerde Fikir Kulüpleri Federasyonu adı altında kurulan dernekler geniú çapta akademisyenler tarafından desteklenmiútir. Ancak, örgüt belirli merhaleleri gerçekleútirdikten sonra oluúturdu÷u çekirdek güçlenerek Dev-Sol ve Dev-Yol’ a dönüúmüútür.

2.Halkın fikir özgürlü÷ü arttıkça sosyal hareketler ço÷alır ve zenginleúir: Kessler’ e göre, bir halkın fikir hayatı ne kadar serbest ise hareket ve fikir akımları da o kadar zengin olur. Batı Avrupa’da 16-19. yüzyıllar arası fikir akımları ile Rönesans ve hümanizmi, reformasyonu ve asil zadelere karúı köylülerin siyasi hareketleri dikkat çeker. 19. yüzyıl, yalnız romantizm, liberalizm ve sosyalizm akımları ile de÷il, aynı zamanda felsefi alandaki idealizm ve materyalizm, Sen-Simonizm, Marksizm, sanatta realizm ve empresyonizm, ilmi pozitivizm ve historizm gibi akımlar ile doludur. Bunu izleyen 20. yüzyılda sembolizm, ekspresyonizm ve gençlik akımları görülmüútür.

Ayrıca, sosyal hareketleri, kollektif davranıúın her bir tipinin sosyal eylem kalıbının farklı unsurlarına yönelmesi açısından20, (yani amaçlarına göre) ikiye ayrılabilir:

18Bottomore,Tom; a.g.e., s.23

19Türkdo÷an, Orhan; a.g.e., s.30

(7)

1.De÷er yönelimli hareketler: De÷erlerin yeniden teúkilini planlayan, umumileútiren inançlar adına seferber kılınmıú kollektif eylem biçimleridir. De÷er yönelimli hareketler mevcut sistemin önceliklerini sorgular ve sistemi de÷iútirmeye yönelik hareketlerdir. Mesela, radikal hareketler (devrimler), de÷er yönelimli hareketlerdir.

2.Norm yönelimli hareketler: Normların teúkilini planlayan belirlenmiú inanç adına/ u÷runa seferber kılınması anlamını taúır. Mesela, ıslahat hareketleri, norm yönelimli hareketlerdir.

Hareket içindeki zümrenin, problemi tanımlama úekline göre harekete, norm ya da de÷er yönelimli harekettir, diyebiliriz. Ülkemizde 1960’lardan sonra meydana gelen gençlik(ö÷renci) hareketleri, siyasi ve ideolojik hareketler olarak de÷erlendirilebilir. Özellikle, Marksist-Leninist ö÷renci hareketlerinin amaçları göz önünde tutuldu÷unda, toplumun top yekün de÷iútirilmesini ya da sistemin de÷iútirilip yerine Marksist-Leninist bir sistem getirmeyi amaçlamalarından dolayı, de÷er yönelimli(devrimci) bir hareket olmuútur.

Baúlangıçta, ö÷renci hareketleri masum denebilecek hareketlerle baúlamıútır. Bu istekler; ilim, tarafsızlık, samimiyet, iman ve vicdan hürriyeti, hakka saygı, øslam dinini kaynaklarından takip etmek, aleni ve tarafsız imtihan ve iki ö÷renci hakkındaki kararın iptali21, úeklinde sıralanabilir.

1965-1970 döneminde ö÷rencilerin yaptı÷ı 92 yürüyüúten sadece 27 tanesi üniversite ve e÷itim sistemiyle ilgili nedenlerden (bunların içinde üniversiteye giremeyen lise mezunlarının protesto yürüyüúleri de vardır) kaynaklanmıútır. Geri kalan 65 yürüyüú ise, toplumsal düzen veya siyasal rejimle ilgili sorunlardan kaynaklanmıútır. Mesela, 1970 yılındaki 53 ö÷renci boykot ve iúgalinin hemen hepsi siyasal iktidara22 ve düzenin yıkılmasına yönelik hareketlerdir. Kıúlalı gençlik(ö÷renci) hareketlerini, belirgin özelliklerini göz önüne alarak iki kategoride ele almıútır23:

A.ùiddete dayalı, isyan niteli÷indeki ö÷renci hareketleri;

1.Toplumsal düzene karúı, toplumun di÷er kesimlerinden kopuk ö÷renci hareketleri,

21

Saran, Nephan; Üniversite Gençli÷i, Edebiyat Fak. Matbaası, øst., 1975, s.66

22Kıúlalı, Ahmet Taner; a.g.e., s.64

(8)

2.Siyasal rejime karúı, toplumdaki di÷er bazı güçlerle dayanıúma halindeki ö÷renci hareketleri,

3.Üniversiteye ve toplumsal düzene karúı, toplumun di÷er kesimlerinden kopuk ö÷renci hareketleri

B.Rejimle bütünleúmiú, rejimin bir parçası halindeki, isyan niteli÷inde olmayan ö÷renci hareketleri.

Bu tasniften de anlaúılaca÷ı gibi ülkemizde, 12 Eylül 1980 öncesi verilen savaú, aslında bir ideoloji savaúıdır. Bu ideolojik savaúı, komünizm ile milliyetçili÷in çarpıúması biçiminde ifade etmek mümkündür24. Marksist-Leninist gençlik mevcut düzeni yıkmak amacına yönelirken, milliyetçi gençlik savunmaya yani devleti koruma gibi bir misyonu üstlenmiútir.

Nitekim, 1968-1969 yıllarında bütün dünyada baúlayan, ö÷renciler ve üniversitelerde yo÷unlaúan “masum isteklerden” kaynaklanan ö÷renci hareketleri 1970’lerde ‘sa÷’ ve ‘sol’ kamplara ayrılan ö÷rencileri çarpıúma arenalarına götürmüútür. Ülkemizde, ölümlere varan olaylar önce ‘anarúi’ sözcü÷üyle ifade edilen daha sonra ‘terör’ olarak nitelenen ve gençli÷in bir bölümünün kandırılıp, kullanılmasıyla daha kanlı,úiddet dolu günler baúlamıútır ve bir azınlı÷ın uyguladı÷ı úiddet eylemleri, ço÷unlu÷u tahakküm altına almıútır25.

Bu yıllarda ülkemizde,tam manasıyla bir terör havası esmeye baúlamıútır. Ülkeye yönelik sürdürülen terörizmi úu úekilde sınıflandırmak mümkündür26:

1.ødeolojik Terörizm: Ülkemizde Marksist-Leninist ve Maocu olarak tabir edilen yasadıúı örgütler tarafından 1970’lerden itibaren sahneye konmuútur.THKO, THKP/C, TKP-ML, THKP/C (acilciler), TKEP-Leninist gibi örgütleri ideolojik terörizmi uygulayan örgütler olarak sıralamak mümkündür.

2.Bölücü Terörizm: Bölücü terör örgütleri ülkemizde 1970’lerde ön plana çıkmıú ve yakın dönemde kırsal kesime dayalı olarak giderek yo÷unlu÷unu artırmıútır. PKK, KUK ve KAWA örgütleri en etkili bölücü terör örgütleridir.

3.Dinsel Terörizm: Ülkemizde daha çok øran Devriminin bir komplikasyonu biçimde ortaya çıkan dinsel terörizm 1990’larda etkili olmaya baúlamıútır. ølim, Hizbullah-Menzil, øslami Hareket ve øBDA-C isimli gruplar, dinsel terörizmi uygulayan örgütlere en önemli örnekleri teúkil etmektedir.

24Türkdo÷an, Orhan; Sosyal ùiddet ve Türkiye Gerçe÷i, Mayaú Yay., Ank.,1985, s.15 25 Avúar, Bozkurt Zakir; a.g.e.,s.44

(9)

Terör örgütlerinin adları ve amaçları farklı gibi görünüyorsa da ortak bazı vasıflara da sahiptirler. Ülkemizin çıkarlarına hizmet etmeyen bu terör örgütleri, sınırımıza komúu ülkelerden lojistik destek almakta olup, birçok yasadıúı terör örgütünün militan e÷itim kampları da bu ülkelerdedir. Ayrıca, bunlar siyasi, ideolojik e÷itimleri ve ekonomik deste÷i Avrupa ülkelerinden almaktadırlar.

III.Siyasi ve ødeolojik Hareketlerde Gençli÷in Önemi ve Rollü

Özellikle yasadıúı örgütlerin militan kadroları incelendi÷inde, bunların ço÷unlu÷unun – genelliklede örgütün alt kademelerinde yer alan militanların- genç oldu÷u görülecektir. Örgütlerin yönetim düzeyindeki kadroları ise e÷itimli ve alt kademelerdeki militanlara göre daha yaúlılardan oluúmaktadır.

Bu bize, yasadıúı örgütlerin gençli÷e yönelik faaliyetlerinin rast gele ve kendili÷inden ortaya çıkan bir olgu olmadı÷ını göstermektedir. Hem siyasi ve ideolojik hareketlerde hem de yasadıúı örgütlerde, gençli÷e yönelik davranıúlar son derece bilinçli ve stratejik amaçlar taúımaktadır.

Ülkemizde 1970’lerin baúlarında ortaya çıkan terör eylemlerinin hazırlık ve örgütlenme aúamasında gençlik dinamizminin en zirvede bulundu÷u üniversiteler karargah rolü oynamıútır. Bu sebeple, gençleri daha kolay avlamak ve ihtiyacı olan elemanları temin etmek amacıyla okul derneklerine el atmıúlardır. Bununla da yetinmeyerek, üniversite dıúında paravan dernekler kurmuúlar, sözde çeúitli kültürel ve sportif etkinlikler düzenleyerek gençleri saflarına çekmeye çalıúmıúlardır.

Madalyonun bir yüzünü örgüt faaliyetleri oluútururken di÷er yüzünü ise gençli÷in sosyo-psikolojik ve sosyal çevre úartları vb. gibi meseleleri oluúturmaktadır. Zira, gençli÷i izah ederken, gencin sürekli bir de÷iúim yaúadı÷ını, devamlı bir hareketlilik içinde oldu÷unu belirtmiútik. Bu dönemde genç, bir kimlik arayıúı içindedir. Bir taraftan kendine ideal olarak seçti÷i örneklerle “eúleúme” kurmakta, di÷er taraftan da kendi kiúili÷inin, ferdiyetini kazanabilme gayreti içinde kendini çevreden ayırt etmeye çalıúmaktadır27. Di÷er taraftan toplum içinde bir yer edinemeyen ve gelece÷inden de umudunu kesen genç kolayca topluma sırt

27Songar, Ayhan ve di÷erleri; “Gençlerdeki Acil Psikiyatrik Durumlar”, I.Milletlerarası Gençlik Kongresi, Selçuk

(10)

çevirebilir. Çocuklu÷undaki kötü örneklere dönüú yaparak; “ madem ben sizin istedi÷iniz gibi olamıyorum, öyleyse istemedi÷iniz gibi olaca÷ım” diyebilir. Sınıfını, uyru÷unu, dinini, ülkesini, yetiúti÷i ortamın tüm de÷er yargılarını yadsıyabilir28.øúte, o psikoloji içinde genç, kendini kabul edecek bir grup veya kiúiye kolaylıkla ba÷lanabilir.

Gençlik, hayatın gerçeklerine aldırmaksızın toplumda adalet birden sa÷lansın, eúitsizlikler hemen kaldırılsın ister. Gençlerde bu e÷ilimler o kadar güçlüdür ki, amaçlarına ulaúmak için kolay çözümlere hemen bel ba÷larlar, yalancı önderlerin peúlerine çok çabuk takılırlar. Bununla beraber, anne ve babadan geldi÷ine inandı÷ı moral, dini, geleneksel ve politik prensiplerin tümüne tenkitçi bir tutum baúlar. Yani anne ve baba devalüe edilmiú, otoriteleri bilinç dıúı olarak yıkılmıútır. Anne ve babanın otoritesinin yıkılmasını genç fark etmeden genelleútirir ve böylece toplumdaki bütün otorite figürlerine de karúı çıkmıú olur29.

Gençlik, toplumun ahlaki ve siyasi de÷erleriyle temasta bulunurken soyut bir takım ilkeleri ileri sürer ve genellikle kendilerinden yaúlı nesiller tarafından bu soyut ilkenin kaldırıldı÷ı inancı içinde bulunur. Bu tutum iyi kanalize edilmedi÷i taktirde “negatif kimlik” dedi÷imiz topluma karúı yabancılaúma sürecini yaratabilir. Böyle bir yabancılaúma, sosyal de÷erler ile “ kendisi” arasındaki yarılmasının neticesidir. Bu durum her an sosyal patlamalara dönüúebilir. Çünkü, hem genç hem de yüksek ölçüde e÷itim görmüú üniversite ö÷rencileri, kültürel ve siyasi inançlar bakımından geleneksel reçetelerden hoúlanmazlar. Yaúlı kuúaklar ise, aile otoritesi, hakları, otorite, din vb. sosyal denetim kalıplarında gençlerden daha fazla geleneksel normlara ba÷lıdırlar. Tutumlardaki farklar aynı zamanda e÷itim düzeyiyle de ba÷lantılıdır. Genellikle iyi bir e÷itim sistemi gençleri ça÷daú de÷erlere yöneltmede baúarılı olabilmektedir30.

Weiner’e göre de ça÷daú yaúam çok güçleúmiú ve gittikçede güçleúmektedir. Hiçbir ça÷da gençlik bu kadar büyük sorunlarla karúı karúıya gelmemiú, insanlar köylerden úehirlere bu kadar çok göçmemiútir. ùehirleúme artıkça gençler çok daha ergen olgunlaúmakta ve aileden erken yaúta kopmaktadır. Gerek aile ve okul,gerekse çevre ve din gencin karúı karúıya oldu÷u tehlikeleri tanımakta ve yardımcı olmakta yetersiz kalmıútır31. Pek çok problemi bir arada

28 Aktuna, Yıldırım; “Gençlik Döneminde Benlik ve kimlik Geliúimi”, I.Milletlerarası Gençlik Kongresi, Selçuk

Üniv. Basımevi, Konya, 1988, s.69

29Büyükkaragöz, Savaú; “Gençlerde Törel Geliúim ve Bu Geliúimi Etkileyen Sebepler”, Uluslar arası Terörizm ve

Gençlik, M.E.B.Yay., Ank., 1987, s.23

30Türkdo÷an; Orhan; a.g.e., s.254-255

(11)

yaúayan gençlik, dıúarıdan gelecek her tür tehlikeye de açıktır. Yasadıúı örgütler için gencin bu durumu, bir fırsat hatta bir ganimettir.

Yasadıúı örgütlerin gençli÷e yönelme amacını, Marksist düúünür Herbert Marcuse ortaya koydu÷u teorisinde; iúçilerin ihtilal yapamayacak kadar bilinçsiz olduklarını ve belirli refah seviyesine eriútiklerini belirterek, asıl ihtilalci gücün okumuú ve iúsiz olan ö÷renciler oldu÷unu32, ileri sürerek göstermiútir.

Kısacası, her insanın hayatta karúılıksız bir sevgi ve karúılıksız bir ilgiye ve samimiyete ihtiyacı vardır. Yasadıúı örgüt militanları yaptıkları iúi ideolojik amaçlar do÷rultusunda gerçekleútirdikleri için, kazanmayı planladıkları gençlere sözde karúılıksız arkadaúlık ve dostlu÷u, uzun vadede karúılı÷ını almak üzere sunmaktadırlar. Dolayısıyla, bu davranıúları anında muhataplarının kalplerini kazanmalarına vesile olmaktadır. Yasadıúı örgütler, devamlı ve planlı olarak uyguladıkları faaliyetlerle gencin zihnini, kalbini ve ruhunu hedef almaktadır. Sonuç Yerine: Türkiye Açısından Meselenin De÷erlendirilmesi

Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının dü÷üm noktası olarak nitelendirilen Akdeniz ve Ortado÷u’nun, Do÷u-Batı ve Kuzey-Güney istikametinde bir köprü durumunda bulunan Türkiye co÷rafyası, dünya güç merkezlerinin her türlü çatıúmalarda kullanacakları fiziki, siyasi, ekonomik ve kültürel mihverleri(eksenleri) üzerinde bulundurmaktadır33. Bu özellikleriyle Türkiye, her zaman dikkatleri üzerinde toplamıútır. Türkiye üzerinde emelleri olanlar, çeúitli oyun ve tertiplerle (siyasi, ekonomik, ideolojik olarak ülkeyi bölmeyi ve parçalamayı, korku,panik ve kargaúa yaratarak) ülkemizi güçsüz ve biçare bırakma yoluna geçmiúten günümüze kadar devamlı olarak baúvurmuúlardır. Bu oyun ve tertiplerini gerçekleútirmede, ülkelerin en dinamik gücünü oluúturan gençlik, onlar için en ideal vasıtayı teúkil etmiútir.

Di÷er bir gerçek ise, Türkiye’nin tarımsal yapıdan, endüstriyel yapıya geçiú sürecini yaúayan bir toplum özelli÷i taúıyor olmasıdır. Eski tarımsal yapının sosyal kurumları çözülmüú, yeni endüstriyel yapının sosyal kurumları ise oluúumunu tamamlamamıútır. Bu noktada ortaya çıkan anomi mevcut boúlu÷un ürünüdür. Bu durum özellikle gençlerde görülmektedir. Bu

Ank.,1987, s.75

32Köni, Hasan:“Terör ve Gençlik”,Uluslararası Terörizm ve Gençlik, M.E.B. Yay., Ank., 1987,s.164 33Avúar, Bozkurt Zakir; a.g.e., s.37

(12)

özellikler gençlerde esas itibarıyla, çeúitli yozlaúmalar, úahsiyet bozuklukları ve sapmalar úeklinde kendini belli etmektedir34.

Buna ba÷lı olarak, geçiú döneminde anarúi ve terör düzeyine ulaútırılan gençlik hareketlerinin di÷er bir olgusu ve bu olguya kaynak ise sa÷lıksız olarak köyden úehre göçün do÷urdu÷u sorunlar içerisinde, úehirlerin dıú mahallerinde oluúan ço÷u iúsiz bir gecekondu kitlesinin ve içinde bulundukları zor koúulların etkisi ile baúıboú grupların oluúmasıdır. Sa÷da ve solda iki gruba da militan yetiútirmek isteyen çevrelerin (12 Eylül 1980’den sonra da özellikle etnik -sözde- bölücü terör örgütü PKK ile Hizbullah gibi din kaynaklı ideolojik örgütlerin elemanlarının) kayna÷ı olmuútur. Gökdelenlerin yanı baúında türeyen gecekonduda yaúayan gençler, hınçlarını, kendi úartlandıkları ideolojik amaç do÷rultusunda yönlendirmiúlerdir. Bu gençleri kullanmak isteyen çevreler ise, kolayca bu kesimlere el atarak kendi çıkarları do÷rultusunda onları kullanmaya baúlamıúlar; sa÷lık, yerleúim, ulaúım, e÷itim ve yaúam zorlu÷u içindeki kitleleri yandaúları yapmaya çalıúmıúlardır35.

Gençlerin yasadıúı örgütlere kaymasını önleyecek olan, sosyal kurumlardır. Bu kurumlar, aile, e÷itim, akran grubu, medya, siyaset vb. gibi gencin sosyalleúme sürecinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Atatürk Türk gençli÷ini, Türk insanın en dinamik unsuru olarak görmüú ve bu aktif gücün birlik ve bütünlü÷ünü milli birlik ve bütünlük anlamında yorumlamıútır. Atatürk’ün gençli÷e milli bir terbiye verilmesi, en önemli direktiflerinden birisidir36. Atatürk diyor ki: “ Genç beyinlere kültürünü, insanlı÷a, millet ve memleket yararına kullanmayı, hür ve úerefle Egemen yaúamayı, karanlık günleri geri getirmeyecek, yabancı ideolojilere kapılmama bilgisini, benli÷ini yabancılar için kullanmamayı Cumhuriyet Okulları ö÷retir.”

34 Güner, Agah Oktay; “Türkiye’de Gençli÷in Sosyal Atmosferi”, I.Milletlerarası Gençlik Kongresi, Selçuk Üni.

Basımevi, Konya, 1988, s.74

35ønan, A.Mithat; Toplum- ødeoloji-Gençlik, Gündo÷an Yay., Ank.,1989, s.77

36Ateú, Sami; “Türk ønkılabında Gençli÷in Milli Birlik ve Bütünlü÷ü”, Uluslar arası terörizm ve Gençlik, M.E.B.

(13)

Kaynakça

*Türkiye’nin Güvenli÷i Sempozyumu-Tarihten Günümüze øç ve Dıú Tehditler-, Bildiriler, Elazı÷, 2002’de Yayınlanmıútır (Gözden geçirilmiú ve düzenlenmiútir)

**ønönü Üniversitesi Fen-Edeb. Fak. Sosyoloji Böl.

Aktuna, Yıldırım; “Gençlik Döneminde Benlik ve kimlik Geliúimi”, I.Milletlerarası Gençlik Kongresi, Selçuk Üniv. Basımevi, Konya, 1988

Ateú, Sami; “Türk ønkılabında Gençli÷in Milli Birlik ve Bütünlü÷ü”, Uluslar arası terörizm ve Gençlik, M.E.B. Yay., Ank., 1987

Avúar, Bozkut Zakir ; Kitle øletiúim Araçları ve Terör, Kamer Yay., øst., 1992 Bottomore, Tom; Siyaset Sosyolojisi;(çev.Erol Mutlu), Teori Yay., Ank., 1987

Büyükkaragöz, Savaú; “Gençlerde Törel Geliúim ve Bu Geliúimi Etkileyen Sebepler”, Uluslar arası Terörizm ve Gençlik, M.E.B.Yay., Ank., 1987

Çivi, Selma; “Gençlik Olaylarında Kiúilik Özellikleri”, Uluslar arası Terörizm ve Gençlik, M.E.B. Yay., Ank.,1987

Erkan, Necmettin; Gençlik ve Demokrasi, Güven Yay., Ank., 1985

Güner, Agah Oktay; “Türkiye’de Gençli÷in Sosyal Atmosferi”, I.Milletlerarası Gençlik Kongresi, Selçuk Üni. Basımevi, Konya, 1988

ønan, A.Mithat; Toplum- ødeoloji-Gençlik, Gündo÷an Yay., Ank., 1989 Kıúlalı, Ahmet Taner; Ö÷renci Ayaklanmaları, Bilgi Yayınevi, Ank., 1974

Köni, Hasan:“Terör ve Gençlik”,Uluslararası Terörizm ve Gençlik, M.E.B. Yay., Ank., 1987 Küyel-Türker, Mübahat; Erdem, T.T.K.Basımevi, Ank., 1986

Özbay, Haluk-Öztürk, Emine; Gençlik, øletiúim Yay., øst., (tarihsiz) Saran, Nephan; Üniversite Gençli÷i, Edebiyat Fak. Matbaası, øst., 1975

Songar, Ayhan ve di÷erleri; “Gençlerdeki Acil Psikiyatrik Durumlar”, I.Milletlerarası Gençlik Kongresi, Selçuk Üniv. Basımevi, Konya, 1988

(14)

Terör ve Gençlik; “Ana-Babalardan Terör Örgütlerine”, http://www.terör.gen.tr, update:12.07.2001

Terör ve Gençlik; “E÷itim Sistemi”, http://www.terör.gen.tr, update: 27.07.2001-10-12

Terör ve Gençlik; “Hedefteki Gençli÷in Psikolojik Özellikleri”, http://www.terör.gen.tr, update: 16.07.2001

Terörizm; http://www.terör.gen.tr ,update:20.07.2001

Türkdo÷an, Orhan; Sosyal ùiddet ve Türkiye Gerçe÷i, Mayaú Yay., Ank., 1985

Türkdo÷an, Orhan;Sosyal Hareketler Sosyolojisi, Kültür ve Turizm Bakanlı÷ı Yay., Ank.,1988 Vergin, Nur; Toplumsal Hareketler ve Dinsel Hareketler, øktisat Fakültesi Mecmuası, cilt:37,

sayı:1-4,Ekim 1977-1978

Referanslar

Benzer Belgeler

Müslümanlar arasında dahi sorgulanan mürşidin işlevinden hemen hemen hiç farkı olmayan yaşam koçları psikolojik danışmanlık hizmetlerinde nefsani

İş gücünde kadınlar arasındaki eşitsizlik.. Tüm ekonomik ve ırksal/etnik gruplardan kadınlar daha fazla sayıda işgücüne girerken, bu aynı zamanda kolej ve

Bu çalışmada, 1970'lerden günümüze kadar yaşanan toplumda meydana gelen değişimlerin doğrultusunda ve kültürel yapı ile etkileşim içerisinde olan Türk

Baş katsayısı 1 olan, üçüncü dereceden gerçel katsayılı bir P(x) polinom fonksiyonunun köklerinden ikisi 5 ve 2’dir... Aşağıda, gerçel sayılar kümesi üzerinde

Kim  oldukça  uzun  bir  dönem  içerisinde  ve  oldukça  farklı  politik  durumlardaki  gerçekleri  pratikle  tanıtlamamışsa,  onlar,  bütün 

D) En kısa kenarının uzunluğu 7 cm, iki iç açısının ölçü- sü 40° ve 80° olan

Klavyeden okuma ve ekrana yazma için gerekli deyimleri bulundurur.. „ #include deyimi ile compiler’a iostream araçlarının

Bir yaz sabahı 15.000 asker ile Alemdar Mustafa Paşa ve Kocaların Mehmet Topkapı Sarayı’nda kapalı olan Sultan Selim’i kurtarmak için sarayı