11
2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI
I. YARIYIL DEĞERLENDİRMESİ
EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ
EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ
EĞİTİMİN GENEL DURUMU
2017-2018 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 19 Ocak 2018 tarihinde sona ererken, 17,5 milyon öğrenci, 904 bini 679 öğretmen olmak üzere, 1 milyona yakın
eğitim emekçisi yarıyıl tatiline girecektir…
2017-2018 eğitim öğretim yılının ilk yarısı, eğitimde geçmiş yıllardan birikerek
gelen ağır sorunların, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hükümet ve MEB eliyle başlatılan hukuksuz ihraçlar, sendikal eylemler gerekçe gösterilerek yapılan sürgün, soruşturma ve baskıların eksik olmadığı bir dönem olmuştur…
Siyasi iktidar, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, eğitim sistemini kendi
siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak biçimlendirmeye devam etmiştir…
2017-2018 eğitim öğretim yılının birinci yarısında siyasi iktidarın eğitime ve
topluma yönelik dayatmacı ve baskıcı uygulamaları artmıştır. Bu durum, başta öğrencilerimiz, öğretmenler, eğitim emekçileri ve veliler olmak üzere, toplumun geniş kesimlerini her zamankinden daha çok etkilemiştir…
Eğitimde yaşanan ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirmeye yönelik politika ve
uygulamalar artarak devam etmiştir…
Kamu okulları her açıdan kendi kaderi ile baş başa bırakılırken özel okullar kamu
kaynakları ile teşvik edilmiş, imam hatip okullarına yönelik ayrımcı uygulamalar artmıştır…
Türkiye’nin dört bir yanında dini eğitim fiilen okul öncesi eğitime, hatta kreşlere
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerden çok sayıda eğitim ve bilim emekçisinin hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiştir. Kamudan ihraçların yüzde 35’inin eğitim ve yükseköğretim alanında olması düşündürücüdür. Bugüne kadar 31 OHAL KHK’si ile MEB’den 33 bin
735, Yükseköğretim Kurumlarından 7 bin 257 (5 bin 882 akademisyen, 1.375 idari personel) olmak
üzere toplam 40 bin 992 kişi idari ve siyasi tasarruflarla, ihraç edilmiştir…
Kamudan ihraçların yüzde 35’inin eğitim ve yükseköğretim alanında olması düşündürücüdür…
Kamudan ihraç edilen toplam eğitimci sayısının darbeye karışmak iddiasıyla ihraç edilen asker (8 bin
783) ve polis (23 bin 95) sayısından fazla olası, asıl darbenin eğitime ve eğitim emekçilerine
yapıldığını göstermektedir…
OKULLAŞMA
2003-2004 eğitim öğretim yılında açık öğretim lisesi
bünyesinde sadece 267 bin 235 öğrenci bulunuyorken,
2017-2018 eğitim öğretim yılı birinci yarıyılı 1 milyon 554 bin 938
kişiye çıkmıştır…
Son 15 yıl içinde açık öğretime kayıt yaptıranların sayısı 5,8 kat
artmıştır…
Taşımalı Eğitimde Rekor Kırıldı!
Türkiye’de ilk kez 1989-1990 eğitim-öğretim yılında sadece 2
ilde 305 ilkokul öğrencisi ile başlayan taşımalı eğitim
uygulaması, Türkiye’nin çağ atladığı, ekonomik olarak geliştiği
iddialarına rağmen bütün illerde uygulanır hale gelmiştir.
2017-2018 eğitim öğretim yılı ilk yarısında 91 bin 262 özel
eğitim öğrencisi, 757 bin 714 ilkokul ve ortaokul öğrencisi, 472
bin 262 ortaöğretim öğrencisi olmak üzere toplamda 1 milyon
321 bin 238 öğrenci taşımalı eğitim kapsamında taşınarak
‘taşımalı eğitim’de tüm zamanların rekoru kırılmıştır.
SINAV SİSTEMİ
%10’luk dilime giren öğrencilerin yerleştirileceği
okullar içinde yer alan 217 proje okulunun 131’i imam
hatip lisesi!
2017 ortaöğretim kurumları yönetmeliği ile Fen
Liseleri, hazırlık sınıfı olan Anadolu Liseleri, Sosyal
Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar Liselerine kontenjan
sınırı getirildi!
Basit bir matematiksel hesap ile öğrencilerin en az
yarısı imam hatip liselerine zorunlu olarak gitmek
zorunda kalacak!
SINAV SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER ÖĞRENCİ VE VELİLERİ KORKUTUYOR!
Liselere yerleştirmede adrese dayalı
yerleştirme yapılacak; Anadolu, meslek ve imam hatip olmak üzere üç okul türünü kapsayacak şekilde üç çember oluşturulacak.
5 okul tercih etme hakkı olan
öğrenci, evine yakın liseye yerleşemezse, adresine ikinci derecede yakın olan liseleri, sonrasında üçüncü çemberde bulunan liseleri tercih edebilecek.
Çember sistemi ne kadar uygulanabilir?
Üçüncü çemberin sonunda da okulların kontenjanı dolarsa, öğrencilerin imam hatiplere, meslek liselerine, özel liselere ya da açık öğretim lisesine yönelmesi kaçınılmaz.
Eğitim ‘Protokoller’ ile MEB-Diyanet-Dini Vakıf ve Derneklerin
Kuşatması Altında!
Türkiye’deki belli başlı dini cemaatlerce kurulan çeşitli vakıf ve dernekler (TÜRGEV,
ENSAR Vakfı, İHH, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Birlik Vakfı, Su Vakfı vb) son 15 yıl içinde altın çağını yaşamakta, eğitimin ve toplumsal yaşamın biçimlendirilmesinde aktif olarak rol oynamaktadırlar.
MEB, dini vakıf ve derneklerle ortak protokoller imzalamakta, projeler yapmakta ve
uygulamaktadır. Dini vakıf ve derneklerin devlet okullarında başta ‘değerler eğitimi’ olmak üzere, tamamına yakını dini içerikli çeşitli konularda ders ve seminer verebilmesi, kendi yayınlarını dağıtabilmesi ve öğrencileri kurumlarında stajyer olarak eğitebilmesinin yolu açılmıştır.
Geçmişte yapılan yanlış adımlar sürdürülmekte, dini cemaatler eğitim sistemine entegre
edilerek ‘paralel’ eğitim uygulamaları hayata geçirilmekte, cemaatlerin okullar, yurtlar, kreşler ve Kur’an Kursları açmaları teşvik edilmektedir.
Dini vakıf ve cemaatlere ait okullar, yıllar içinde hızla dinselleştirilmiş olan eğitim sistemi
içinde ayrı bir dinsel eğitim sisteminin inşa edilmesini sağlamıştır.
15 Temmuz darbe girişiminden hiçbir ders çıkarmayan iktidar ve MEB, aynı yanlışı
tekrarlamayı sürdürmekte, eğitim kurumları başta olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanları Diyanet’in, dini vakıf ve derneklerin faaliyet alanı haline getirilmektedir.
Eğitimde MEB - Diyanet - Dini Vakıf ve Derneklerle İşbirliği Artıyor!
Eğitimde MEB - Diyanet - Dini Vakıf ve Derneklerle İşbirliği Artıyor!
11
SÜNNET OLMADAN ÜMMET OLMAZ! PROTOKOLÜ
Server
Gençlik
ve
Spor
Kulübü'nün düzenlediği, '5.
Ufka Yolculuk Bilgi ve Kültür
Yarışması' başvuruları devam
ediyor.
Yarışma 'Yola çıkmak isteyene,
yol açık' temasıyla yapılıyor.
100'e yakın ‘Umre ödülü’
verilecek!
A Kategorisi (6-10 YAŞ)/B
Kategorisi(10-14 YAŞ)…..
81
ilde/853
ilçede
sınav
organizasyonu, 2391 okulda
sınav…
12
Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz! Hadislerle Kur’an ve Sünnet (11-14 YAŞ)
Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan
KİTAPTAN ALINTILAR
Suriye'ye bir İslam ülkesi demek zordur! Büyük ölçüde Süryaniler ve Ermeniler
hakimdir.
İnsanların eğitilmesi lazım, medenileştirilmesi lazım. Medenileştirilmek için de
insanların mümin olması...
Tüm Müslümanların hepsinin müşterek tek bir mesleği vardır, o da İslam'ı
anlatmak, İslam'a hizmet etmek mesleği...Bizi Allah doktor olalım diye dünyaya göndermedi. Ziraatçi olalım diye de dünyaya göndermedi. Sen incir
yetiştirmedin, buğday hasat etmedin, diye Allah bize sorgu sual etmez. Allah bizi mühendis olalım diye de mecbur tutmadı. Allah hepimizi kendi dinine hizmet etmekle vazifeli kıldı.
Avrupalı müsteşrikler, Avrupalı şarkiyatçılar, Avrupalı papaz bozuntuları!
Onların işleri güçleri, hadis-i şerifi devreden çıkarmaya çalışmaktır. Hadis-i şerif
olmasa rahat edecekler. O zaman Müslümanların hepsini aldatabilirler. Mesela; 'Kadın-erkek beraber oturabilir ... der.
13
...hasmım, düşmanım Yunanistan'ın her şeyini öğrettin.
Neredeyse Yunanca da öğrenecektik.
Yahudilere ve nasranilere benzemeye çalışmayın. Şimdi sen
kendini bir ölç bakalım, benzemeye çalışıyor musun? Çalışmıyor
musun? Hadi sen benzemeye çalışmıyorsun, hadis-i şerif kültürü
almışsın.
Bir git bakalım Kadıköy tarafına...Bir git bakalım Adalar vapuruna
bin. Bak bakalım kafa yapılarını, zihniyetlerini, giyimlerini,
kuşamlarını incele. Elli yıl, yüz yıl önceki kültürümüzle bir ilgisi
var mı? Kime benzemişiz?
Bid'at ehli insanlar cehennem köpekleridir.
Bid'at ehlinin ölmesi fetihtir.
Bid'at sapıklıktır. Her dalalet ve onu çıkaran cehennemdedir.
Bid'at sahibine hürmet etmek İslam'ın yıkılmasına yardım
14
Bu asırda yapılmayacak her şey yapılıyor. Millet çıplak
geziyor, çıplaklar kulübü var, plajlar var.
Şimdi bizim içimizden al bir İngiliz'i koy karşına, al bir
Fransız'ı koy karşına, bizimkini de koy. Bil bakalım
hangisi Türk, hangisi Fransız, hangisi İngiliz?
Anlamak mümkün değil. Saç aynı, zibidi pantolon aynı,
tavır aynı, yüz aynı, her şey aynı.
Şeriat din demek. Dindar olan bir insan ona karşı
olamaz. Bir Müslüman şeriata karşıyım diyemez. Bir
kısım Aleviler Avustralya'da toplantılar yapmış, şeriatın
aleyhinde konuşmuşlar. Demek ki onlar Alevilik perdesi
altında ateist
.15
Bir sahabe de, 'Ah bizi ibadetten alıkoyanlar, hep kadınlar'
demek istedi galiba. Hiç evlenmeyeceğim, tek başıma
yaşayacağım, dedi.
*Bir insan çölde gidiyor. Çölde su yok ama cünüp oldu.
MEB’in resmi verilerinde 4-6 yaş arasındaki çocuklara “Kur’an Kursu” olarak hizmet sunan 1.552 sıbyan
mektebi bulunmakta, burada 51 bin 327 çocuğa kurs
verilmektedir…
Çocuklar, somut düşünme evresinde somut bilgileri düzenli ve mantıklı olarak işleyebilir. Somut düşünce evresi 11-12 yaşlarında tamamlanır. Yetişkinliğin düşünüş biçimi olan soyut düşünebilme, çocuklar için oldukça önemli bir gelişim aşamasını ifade eder.
Soyut kavramları idrak etme yeteneği gelişmemiş bu çocuklara MEB ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan protokolle verilen bu kurslar çocukların yararına değildir ve çocuk hakları sözleşmesine aykırıdır…
OKUL ÖNCESİNDE ‘DİNİ EĞİTİM’, ÇOCUKLARIN SAĞLIKLI GELİŞİMİ AÇISINDAN SAKINCALIDIR!
Protokolle, anaokullarında eğitim gören 4-5 yaş grubu çocuklara haftada 6 saat ‘dini
eğitim’ verileceği belirtilmektedir. Din eğitimi faaliyetlerinde kullanılacak materyal ve etkinliklerin hazırlanması ve öğretim programlarının uygulanması ve denetiminin Müftülüğe bırakılmaktadır.
İl müftülüğünce görevlendirilecek, sertifikalı okul öncesi lisans mezunu tarafından yoksa ön lisans mezunu diyanet görevlisi tarafından program uygulanır.
10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi…
Son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu ve bu çocukların
büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi…
Avrupa’daki en yüksek çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları
oranına sahip olan ülke Türkiye!...
Son 1 yılda en az 400 çocuk istismara uğradı…
Çocuğa yönelik cinsel saldırıların sadece yüzde 5’i ortaya
çıkıyor, yüzde 95’i ise gizli kalıyor…
Çocuk istismarı vakaları 10 yılda 300 bini geçti.(%700)
Adliyelerdeki 4 tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili. Çocuk
istismarı nedeniyle Adli Tıp Kurumu’na başvuranların sayısı
artıyor...
Okullarda yaşanan çeteleşme ve eğitim kurumlarının benimsenen yanlış politikalar nedeniyle şiddet yuvası haline gelmesinin bedelini bugüne kadar kimi zaman öğrenciler, kimi zaman eğitim emekçileri hayatlarını kaybederek ödüyorlar…
İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, veli toplantısı öncesi iki öğrencisi tarafından silahla vurularak hayatını kaybetti…
Meslektaşımızın ölümüne neden olan, tüm eleştiri ve uyarılarımıza rağmen eğitimde yaşanan sorunlara ve şiddet olaylarına seyirci kalan, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran politikaları oldu…
Okullarımızın birer şiddet yuvası haline gelmesinde, öğretmenlik mesleğini rencide eden yaklaşım ve açıklamaların, her fırsatta şiddet ve nefret dilini kullanan siyasetçilerin ciddi bir katkısı ve sorumluluğu vardır.
Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde sık sık karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da çepeçevre kuşatmış, eğitim emekçilerini şiddetin hedefi haline getirerek, ölümle sonuçlanan ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Öğrenci ve Öğretmenler Eğitimde Şiddetin Merkezinde!
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) ‘okullarda zorbalık’ raporuna
göre Türkiye’de 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin yüzde 19’u ayda en az birkaç kez akranları tarafından fiziksel ya da sözel şiddete maruz kalıyor.
2016’da yayınlanan ‘Çocukların Gözünden Okulda Yaşam Araştırması’na göre
özellikle akran zorbalığı oldukça yaygın. Bu kapsamda 25 ilden 4, 5 ve 7’nci sınıf düzeyinde yaklaşık 2 bin öğrenci ile görüşüldü.
Dezavantajlı durumdaki çocukların, öğretmenlerin ya da çalışanların kötü
davranışlarına daha yüksek oranda maruz kalıyor. Çocukların yüzde 15’i okulda kendilerine kötü davranan öğretmen ya da çalışan olduğunu belirtiyor. Yüzde 58 ise böyle bir durum olmadığını dile getiriyor. Çocukların yüzde 73’ü, okulda ilişkisinin iyi olduğu öğretmenler olduğunu söylüyor. Ancak bu oran 7’nci sınıflarda yüzde 67’ye kadar geriliyor.
Öğretmenlerin yüzde 67.4’ü sözlü, yüzde 19.6’sı fiziksel, 12.9’u psikolojik ve 0.1’i
de cinsel şiddete maruz kaldı.
Öğretmenlerin yüzde 87.'si şiddete maruz kaldığı halde şikayetçi olmadı.
ALO 147 İHBAR HATTI haline geldi. Öğretmenler kimin şikayet ettiğini bilmiyor, hiçbir delil, tutanak vb. süreç yok. Öğretmenler suç ispat edilmeden, kim tarafından şikayet edildiğini bilmeden suçsuzluğunu ispat etmeye çalışıyorlar.
‘ÖĞRETMEN STRATEJİ BELGESİ’ İŞ GÜVENCEMİZE YÖNELİK AÇIK BİR TEHDİTTİR!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmen yetiştirme sistemi ve öğretmen istihdamını esnek ve güvencesiz bir içerikte yeniden yapılandırmak için “Öğretmen Strateji Belgesi” hazırladı ve yayınladı…
2018 yılı sonuna kadar tüm öğretmenler için performans denetiminin getirilmesi, öğretmenlerin her dört yılda bir sınava tabi tutulması, sürgün anlamına gelecek yeni bir rotasyon uygulamasının getirilmesi ve öğretmenlik mesleğinin yeniden kariyer basamakları adı altında hiyerarşik bir yapıya büründürülmesi hedefleniyor.
15 Temmuz sonrasında yapılan 38 bin öğretmen atamasının tamamı mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik şeklinde gerçekleşti.
Bugüne kadar sözleşmeli olarak atanan ve göreve
başlayan 540 öğretmenin sözleşmesi ‘güvenlik soruşturması’ gerekçe gösterilerek iptal edildi.
Strateji Belgesi ile iş güvencesinin altının fiilen boşalması, eğitimde esnek, güvencesiz ve angarya çalışma uygulamalarının belirgin bir şekilde artması kaçınılmaz olacak…
‘Sözleşmeli Öğretmenlik’
OHAL ile olağanlaştırılıyor!
Çankırı valisi eşini bir günde istediği yerde görevlendirilirken
sözleşmeli öğretmenlerin çığlığı her yerde; Sosyal medyadan
örnekler;
«Sözleşmeli öğretmen eşiyim, babalarından ayrı 3 çocuk ve kanser
hastası annem ile bir başıma kaldım»
«6 sene ailesiz bırakılırken bir de idarecilerin tehditlerine maruz
kalıyoruz.»
«3 çocuğum var, biri kas hastası. Çalıştığım şehirde tedavisi yok. Ve
ben ondan ayrı bir şehirde yaşıyorum.»
Sözleşmeli Öğretmenlerin Hak Kayıpları
Sözleşmesi her yıl yenileniyor.
6 yıl boyunca eş ve özür durumundan yararlanamıyor.
Kıdem ve kademe ilerleme 4 yıl sonra hesaplanacak.
Rapor hakkı (40/30 gün), evlilik ve ölüm izni (7/3),
babalık izni (10/2)
Ek ders ücreti hak kaybı…
Resmi Öğretmen Açığı 109 bin, Ataması Yapılmayan Öğretmen Sayısı 438 bin! Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ataması
yapılmayan öğretmen sayısını 438
bin, resmi öğretmen açığını ise 109 bin olarak açıkladı.
Eğitimde ciddi anlamda öğretmen
açığı olmasına rağmen, yeterince atama yapılmaması nedeniyle 2003-2017 yılları arasında KPSS’ye giren her 100 öğretmenden ortalama 17’sinin ataması yapılmış, geriye kalan 83 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakıldı.
Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 37 ilin nüfusundan daha fazla! 2022 ‘de ataması yapılmayan öğretmen sayısı 1 milyona ulaşacak! Okullarda Ücretli Öğretmenler Asgari Ücretin Altında Çalıştırılıyor!
2017 verilerine göre ücretli çalıştırılan öğretmen sayısı; 81 ilde 63 bin 829’dur.
Ücretli öğretmenlerin 27 bin 409’u eğitim fakültesi mezunu, 27 bin 936’sı lisans mezunu (eğitim fakültesi hariç), 8 bin 484’ü ön lisans mezunudur.
Ataması yapılmayan yarım milyona ulaşan eğitim fakültesi mezunu var iken
2017 yılında da, hayvan yetiştiriciliği, bağcılık, ziraat vb. bölüm mezunu kişiler öğretmen olarak çalıştırılıyor.
25