• Sonuç bulunamadı

Başlık: KİTAP TANITIMIYazar(lar):TÜMER, GünayCilt: 21 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000553 Yayın Tarihi: 1973 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KİTAP TANITIMIYazar(lar):TÜMER, GünayCilt: 21 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000553 Yayın Tarihi: 1973 PDF"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bcyruni'ye Armağan, Tiirk Tarih Kurumu Ya-yınlarından VII.Dizi-Sa.68, Türk Tarih

Kuru-mu Basımevi-Ankara

1974, 301

ShI,

65

Lr.

Türk Tarih Kurumu tarafından doğumunun

1000.

yılı dolayısiyle büyük bilgin Bin"ıni

(973-1061/362-453)1

adına içinde kıymetli ilmi yazılar bulunan bir armağan kitap çıkarılması, toplumumuz için çok önemli bir şahsiyete sahip böyle bir bilginin hatırasına kadirbilirlik teş-kil etmiştir. İranlıların 1951 de Kalkütta'daki İran Cemiyeti vasıtasiy-le Biruni için "al.Biruni Commemoration Volume" adh içinde

15-20

ka-dar batılı ve doğulu bilginin ilmı yazıları bulunan bir hatıra kitabı neş-retmiş olduklarını hatırlarsak2, Arapça ve Farsça'yı sonradan öğrendi-ğini zikreden3 hir bilgine sahip çıkma hakımından ne kadar geciktiğimizi kabul etmek zorunda kalırız.

Asrının cebir, geometri, tarih, coğrafya, astronomi, astroloji, jeo. loji, geodezi, mineroloji, meteoroloji, fizik, kimya, tıp, eczacılık, edebi-yat, filoloji, etnoloji, folklor, mitoloji, ahlak, din, mukayeseli dinler ta-rihi, sosyoloji, iktisat, pedogoji, felsefe, arkeoloji, zooloji, botanik vb. ilim alanlarında başarılı çalışmalar, inceleme ve araştırmalar, buluşlar yapmış, yenilikler getirmiş olan Biruni; doktor, mühendis, bilgin, edip,

1 mrüni'nin doğum tarihi kenrli ifarlbiyle sabittir. Ölüm tarihinde kaynaklar arasında ihtiliif vardır. H.403, 430, 440 gibi birbirinden farkh tarihlerden asrımızın kaynakları genellikle H.440 tarihini kesinliğe yakın bir ~üvenle kullanmaktayken, Rahmetli Zeki Velidi Toğan'ın Bur-sa'da hulduğıı bir eserinde Biriıni'nin 80 yaşını geçmiş olmasından hahsetmesi konuya yeni izah tarzlan getirmiştir. Yakut'uu, "il1ıı'cemıı'[-Udebu" adh eserinde Binini'nin hem ç-ok yaşlı öldü-ğünden bahsedip hem de HA03 tarihini vermesinden bu büyük bilginin H.443 de ölmüş olabi-leceğini ileri sürenler Imlunmaktapa da biz Arap rakamlarİyle sıfır ile diirt arasındaki bir ilgi-basuan sıfır ile heş arasındakini daha imkan çerçevesinde hularak hu tarilıin 11.453 olabileceği kanaatine ulaştık. Tartışması ;,;in hkz. Beyrüni'yc Armağan, 6; Günay Tümer, Birüni'ye Göre Dinler ye lsliim Dini, 15-7, Ankara 1975.

2 Tanıtması için bkz. Hüseyin Gazi Yurdaydın, el-Hiruni Hatıra Kitabı, Vakıflar Dergi-si

ı

II /283, Ankara 1956.

3 Bkz. Ebu'r-Re)'hiin Muhammed lı.Ahmcd el.Hirüni, KiLiibu'ô-Saydala Mukaddenıe.i (Çev.Şerafeddin Yaltkaya), 31 İstanbul 1937.

(2)

430 GÜNAY Tl:MER

şair, filolog, filozof, hakim, hümanist, eğitimci, seyyah, mucit, ansik-lopedist vb. sıfatları nefsinde toplamış bir dahi idi. Özellikle İslam, Yu-nan, Eski İran, Hint ve Orta Asya Türk kültürünü çok iyi bilen Birilni, gününe kadarki ilmi ve felsefi çalışmalara vakıf olma imkanı da bulmuş-tu. Arapça'dan başka Türkçe ve Farsça'yı diyalektlerine kadar bilen Birilni, öte yandan İbranca, Süryanca, Sanskritçe, Yunanea, Harizm-ce, Soğdca da öğrenmişti. Eserleri ilmi tenkit, araştırma ve karşılaş-tırmalarla dolu olması yanmda bir filoloji hazinesi halindedir. İlim ta-rihçisi G.Sarton, İbn Sina

(Ö.428/1036)

da dahil hirçok meşhur bilgi-nin yaşadığı asrı ona izafe ederek" Birımi Asrı" diye

vasıflandırmakta-dır3• çağının ilim ve düşünce seviyesini temsil etmesinin üzerinde Birımi, tanıtaeağımız "Beyruni'ye Armağan" kitabının Önsöz'ünde Ord.Prof. Dr. Aydın Sayılı'nın büyük bir isabetle teşhis ettiği gibi "orta çağda

ya-şamış bir modern çağ düşünürü ve araştırıcısı"dır.

Geçen asrın sonlarında E.Sachau (Zaho v) tarafıııdan en önemli iki büyük kitabı olan "cl-Asaru'l-Biikiye (ani'l-Kuruni'l-Hiiliye" ve

"Ki-tiibu't- Tahkik Ma li'l-Hind" adlı Arapça eserlerinin neşredilip yine ayııı bilgin tarafından İngilizce'ye çevrilmesinden sonra hu büyük bilginin daha önceki biyografi, ansiklopedi yazarlarının bahsetmedikleri hazı eserleri bulundu ve eski kaynaklarda riyaziyeci, astronom gihi ifadc-lerle zikredilen hu sihirli ada keşfolundu. Doğuda ve hatıda eserleri ncş-redilmeye ve üzerinde ciddi çalışmalar yapılmaya başlandı. lVIeselaHay-darıibad-Deken Osmaniye Üniversitesi müelIifin eserlerini bir epeyi zamandır neşretmektedir.

Unesco tarafından 15 dilde çıkarılmakta olan aylık dergi 1974 Ha-ziran sayısını" Bin Yıl Önce Orta Asya'da Yaşayan Evrensel Bir Deha"

başlığiyle Birilni'ye hasretmiştir. Ülkemizde her ikisi de rahmetli Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan ve Prof.M.Tavit Tanci, Birımi üzerinde ça-lışmış ve bazı c3erIerini neşretmişlerdir. Ord.Prof.Şerafeddin Yalıka-ya, Binıni'nin "Kitiibu's-Saydala" adlı eserinin mukaddemesini tcrcü-meS, "Kitabu'l.Cemiihir fi Ma(r~feti'l-Ceviilıir"ini de özetleıniştir6• Türk Tarih Kurumunea müeııifin en hüyük eserlerinden biri olan

"Kitabu't-Tahkik Ala Li'l-Hind" neşre hazırlanmaktadır.

4 Bkz. G.Sarton, Introduction to the History of Science, 1/ II 7, BalLimorc 1953. 5 Gülhane Tıp Akademisi profesörlerinden Dr. General Kemal Plevnclioğlu, Max :lfeyer-hof"un bu konudaki araştırmasııu dilimizc kazandırmıştır.

(3)

4~ı

Birtmi'nin hayatı, milliycti, ilmi v(~ dini kişiliği gibi hususları bu konuları da içine alan doktora tezimizde incelediğiınizden hurada ko-nu edinmiyoruz7• Zaten tanıtımına geçeceğim i:/: armağan kitabmda Im hususların üzerinde de durulduğunu bira:/: sonra hdirteceğiz.

Kitap, Ord.Prof.Dr.Aydırı Sayılı'nın "Doğumunun lOOO'inci

Yı-lında Beynıni" makalesiyle başlamaktadır. Bu makalesinde A.Say.ılı; Mısır-Mezopotamya, Yunan, İslam, Orta çağ, Yeni çağ devrelerinde tam bir tarihi devamlılık halinde bilimin geliştiğini, eo~rafi bölge V(~ çağ bakımıanndan kesintiler ve yer değiştirmcler olsa da tereümclcr ve diğer tema51ar yoluyla geçi:;; ve intikal devrelerinin tarihi sürekliliği sağladığını helirterek Biruni'nin bilim tarihi içersineIcki yerini şöyl(~ te~hit ediyor: "Tarih boyunca bilimin gelişme seyrine kuş hakışı bakacak olursak günümüz biliminin gerilere izlendiğinde Mısırlılarla 1'1'. özelliklı~

AfezopJtamya'da Sümerlilerle başladığını görilrüz... Bu uygarlıklann bilimde ulaştıklan aşamadan hız alan ve onlardan faydalanan Yunanlı-lar, bilim tarihinin bunu takibeden devresinin en önemli temsilcisini teş-kil ederler .... Fakat zamanla ve üzellilde dinsel dünya güriişii karşısında iiz-gür düşüncenin geri plana itilmesi sonucıında, Yunan bilim ve fcls'!fesi bi,. duraklama ve gerileme devresine girdi. Böylece, bilim ve felsefi düşiiııce iirünleri, zamanla, Hıristiyan dini karşısında geri koşunlara itilmiş, iti-barlarım iyiden iyiye yitirmişlerdi. Bu sı.ralarda islam dini dünya saJ,-nesinde belirdi. Kısa süre içinde oluşup ortaya çıkan ve geniş bir coğrafi sahaya yayılan yeni islam dünyası temasa geldiği eski medımiyet kalın-tılarından faydalanmrıya büyük önem verdi ve iizellikle Yunan bilim ve düşiincesiyle tamşıklık kurma çalmsına girişıi ... islam diinyası yeryii-zünün bilim bakımından en iistiin topluluğu haline geldi ... Avrupa, On ikinci Yüzyıldan aldığı bu hızla bilimsel çalışmalarını Ortaçağın daha sonraki asır/arında siirdürmüş ve islam dünyası bilimsel çalışmalarının devamını teşkil eden bu çabalar sonucundrı On altıncı Yüzyılda.n itiba.ren Batı Avrupa'da Kopernik, Vesalius, Kepler ve Harl'e)' ile'Galile ve lVml'-ton gibi bilim ndamlarının günilmüze kadar devam eden modern bilim akı-mını oluştlu'up geliştirmeleri mümldln olmuştur. Ortaçağın bilim tarihin-deki önemi biiyüktiir. Ama buna rağmen gerek eskiçağa ve gerekse yeni-çni!a kıyasla orta.ça,~ bilimi daha duragan bir nitelik ve mahiyet taşır ... islam dünyasıyla Batı Avrupa Hıristiyan alemi birbirleriyle dolaylı yn da dolaysız olarak işbirliği yapmışlar, modern bilim aşamasına

(4)

432 Ci'!',A Y Ti.hIER

bilmesi hirbirlerine eklenen Tm ortak gayretler sayesinde gerçekleştirilebil-miştir. Başka bir deyimle, Ba.tı Avrupa'nın bu yönde gösterdiği gayret İslam diinyasındaki benzer çabaJann hir devamını teşkil etmiş ve İsıa.m diinyasındnki .felsefi ve bilimsel düşii.nceye dayu.nmış, ondan /ıız ve kuv-vet almıştır ... Ortaçağ devrimsel sonuçların kısa siireler içinde alınması.-na elverişli bir devre değildi. Fakat bu ağır tempodaki çalışmnlar modern bilim devrinin yolunu açmak için şnrttı. Böyle hir UZlln süre boyunca yer alan sa.[nrlı çalışma ve araştırmalar olmaksızı.n modern hilimin doğuşu lwşullarının hazırlanma.sına imkan yoktu. İşte Beyruni böyle bir devre-nin temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor. Oysa, yine bu yıl doğumumm beş yüzüncü yıldönii.miinii kutladığımız Kopernik, modı!rn bilimin doğması

şartlarının artık !ınzırlanıp kotarılmış olduğu bir çağın insanıydı ... Neıc-ton, bütün ımgin bilimsel başarılarına rağmen, kendisini bir devin omuz-ları iizerinde duran bir ciiceye benzetmiş, ancak bu .~uretle kendisinin o

devden daha. ilerilerini görebildiğini söylemiştir. Burada, omuzlarına, Neıı:-ton'un bastığı dev, kendisinden önce gelen bilim adamlarının başarılan-nın tii.mii.dür. İşte, ortaçağın en kalburiistii bilim adamlarının arasında Beyruniyi görüyoruz. Beyrııni, ortaçağ başlarında içine düştüğü clvı!riş-siz şartlardan bilimi kurtarmakta büyük emeği geçen, ona yeni bir canlı-lık gelmesi ve hayııı hakkı tanınması yolunda önemli başarılar kazanan j sliim dünyası bilim adamlarının en kalburiistii temsilcilerinden biridir". B

A.Sayı1l, hu büyük hilginin ismini tdaffuzda niçin" Beyrud" şt~k-linin tercih edildiğini Z.Vclidi Togan tarafından Fatih Kütüphanesin-de hulunup tek nüsha olarak ilim alemine tanıtılan "Tahdidl/. Nih6yfı-ti'l-Emakin Litashilıi Mesiifati'l-Mesiikin" adlı Birüni'ye ait hir eserin haş sayfasında bu şekilde hareketendirilmiş olmasına bağlaınaktadır9• Sem (ani (562 [1166)'nin "el-Ensiib"ının hir nüshasında "Beyruni" şek" linin alındığı, "Burhan Katı '''da her iki şeklin de kullanılmakta oldu-ğu belirtildiğinden, hemekadar diğer bütün kaynaklarda" Biruni" şek-li kuııanılmaktaysa da hiz her iki şeklin de kullanılahileceği kanaatin-deyiz.

Bu geniş makalesinde A.Sayılı, Biruni'nin çeşitli bilimlerdeki in-celeme ve araştırmalarını anlatırken. onun hayatını, hüyük eserlerini, milliyetini ve ilmi kişiliği ile metodunu da ele aldığını görüyoruz. Onun trigonometride yançapın hir birim uzunlukta kabul edilmesi

gerektiği-H Beyrunt'ye Arınağan, 1-5.

(5)

BEYRUNI'YE ARlIIAGAN

433

ni ileri sürmesi, kronolojide İslam dünyasında cn kapsamlı esen yaz-ması, astronomide rasat için batıda verniye prensibini hazırlayan çap-raz çizgilerle taksimadandırılmış hir alet icat etmesi, hoylam tesbiti için yeni bir metot geliştirmesi, yerkürenin yan çapının ölçülmesi ko-nusundaki metodu, coğrafya tarihine yeni bir merhale getiren küresi, Ümit Burnu'nu bilmesi, İndus Vadisi ve Ceyhun'un yatağı ilc ilgili jeo-lojik izahıarı, denel fizik alanında "konik iilet" diye adlandırdığı hir alet yardımiyle 23 katı, 6 sıvı maddenin özgül ağırlıklarını belirlemesi, sı-caklık-soğukluk dereeesi kavramlarını ortaya çıkarması, çiçeklerde geo-metri kanunlarının yürürlükte olduğu kanaatında olması gihi hirçok başarılı çalışmalarını matematikten haşlayarak sırayla açıklayan A. Sayılı, "Beyruni için bir uzmanlık a1a.nı seçmek gerekirse onun her şey-den önce bir ma.tematikçi, astronom ve matematiksel coğrafyncı olduğunu söylemek icabeder" demektedir LO.

A.Sayılı, Biruni'nin kronoloji ve eoğrafya çalışmalarında hütün kavimlerin yaşayışları, dilleri, kültür ve medeniyetlerini, dinleri Ye tö-relerini ilgiyle araştırmakta hemen hemen tck istisna olduğunu helirtir. Onun çağını çok aşan çalışmalar yaptığını, trigonometride, astronomik rasatlarda, dencl fizikte Avrupa'yı etkileyip Rönesans ve modern hi-lim çağının oluşumunda büyük roloynadığını zikreder. Özgül ağırlık, sıcaklık-soğukluğu konu alan denel fizik alanındaki çalışmalarının ne kadar haşarılı olduğunu şöyle anlatıyor: "Beyruninin bu çalışma.ları ağırlık kavramının niceselleştirilnwsinde iinemli bir ön adım niteliğinde olmaktan başka onun bu araştırmaları ve düşünce tarzı çeşitli maddeler-de görülen ağırlık farklarını özgürlük ağırlık kavramı aracılığiyle bilim-sel bir inceleme konusu haline getirmek ve bu yoldan günlük işler ve tek-noloji ile fizik arasında yeni bir bağ kurmak demektir. Avrupa'da Riine-sans sıralarından itibaren belirmeye başlayan modern bilim akımının do-ğup gelişmesinin bilimle teknoloji arasındaki karşıhlclı yardımlaşmadan büyük çapta hız ve kuvvet almış olduğu düşüniili;'rse, Bf~yruni'nin bu ba.-şarılarını daha etraflı ve geniş bir kavrayış çerçevesi içinde de manalan-dırmak mümkiin olur."!!

Birılni'nin ilmi metotlarına yer yer değinen A.Sayılı, onun a5tro-lojiye karşı tavrını yine bu çerçevede ele alıp konuyu tartışıyor, onun

"simya, sihir, büyü, efsun gibi temelsiz düşüncelere ina.nmadığı gibi

holc-10 A.g.e., 36. II A.g.e., 21.

(6)

434 GÜ:"AY TÖrER

kabazlık, gözbu.ğcılık ve hipnotizma /jibi şeyleri de belli izah şekillı~rine bağladığı"nı helirtiyor'2•

"Beyruni, bir felsefeei olmaktan fazla bir bilim adamıdır. Bilim nda-mı olarak da yapıcı ve kritik zihniyetiyle, bilgisinde ve u.ruştırdığı konu-lara. yaklaşımlarında sığ ve yüzeyselolma va.sıflarından her zaman uzak kalmış bulunmasıyla, ele aldığı l;onularda daima derinlemesine bir nii-fuz ve kavrayış sağlamasıyla vI' konusunu geniş bir çerçeı;e içinde

müta-laa edebilmiş olmasıyla dikkati çe~mektedir"lJ diyen A.Sayılı, Biruni'nin tecessüs ve merakı, ilmi ihtiyatlılığı, objektifliği, ayrıntılara incbilme yeteneği, insanclUığl, metodolojisi vh.yönlerini büyük bir vukufla or-taya koymuştur.

Bu geniş kapsamlı makalenin sonlarındaki şu cümlcler yazarın hu konudaki samimi duygularını pek güzel belirtmektedir: "Uzun yıllar ötesinden kendisine baktığımız zaman Beyruni'yi durmadan akan feyizli bir bilim çeşmesine benzetebiliriz ... Be.yrııni, insanı insan olarak yücd-ten ve onıın en soylu, en kutsal yönünü bütün parlakfığı ile yansıtıp dile getiren örnek düşünür, iizgür kafalı araştırıcı ı:t~insanın en güzel u.nlamıy-la yapıcı yönünü anıtsallaştır'an bir bilim adamıdır ... Tarih çapında bir bilim adamı olan Beyrıınfnin bilimiyle, erdemiyle ve l.işiliğinin tii-müyle saygımızın ve hayranlığımızın her zerresine hak kazandığı gün ka-dar açık. Onu yakumnız sayabildiğimiz, "o bizden" diyı!bildiğimiz için ne mutlu bizlere."t4

"Beyruni'ye Arınağan"lIl ikinci makalesi, Ord.Prof.Jh.A.Süheyl Ünver'in "Ebıı R'~yhiin el-Beyruni'nin Farmakııloji ile ilgili Göriişleri"

adlı makalesidir.

S.Ünver, Birııni'nin tıp ve eczacıhk yönü üzerinde durarak

"Ka-nunu'd-Dünya" adlı Şeyh Ahmed Mahalli-i Jiısri'nin ansiklopedik ki-tabında hu büyük bilginin bir resmi ilc tıbba ait eserlerinin bir listesi bulunduğunu, ancak bu eserlerin günümüze ulaşmadığını anlatıyor. Biruni'nin "Kitiibu's-Saydele fi't- 1'ıb" adlı kitabının önsözünden onun t.ıp ve eczacılıkla ilgili. görüşlerini yansıtan bölümler veriyor.

Y ukarıdaki makalenin İngilizeı~ çevirisinden sonra İbrahim 01-gnn'un "Beyrııni'nin Kişiye ve TııplııllllL Bakı.şı" haşlıklı makalesi gel-mektedir.

12 A.g.e., 32.

13 A.g.c., :H).

(7)

1.0Igun, ilirııııi'yi "ça,4ına kendi damgasını vumbilım dünya tari-hinin müstesna diişiiniirlerindım ve bilim adamlarından biri" diye tavsif

etmektedirIS.

ilinın)' ye gül'l~ "bilim, insanın :yaşııma ihtiyacından dop,duğu içiıı, iince insanın psikolojik, sosyolojik yapısını ele almay" gerekli görmiiş, ha.şıa. insan topluluklarının zammı içindeki gelişimlı~rini inceleyen WI'i!, olmak iizere, yaşadığı çevrenin insana. etkisini belirlemek bakımından co/!,-mf ya, Iıaııil ma'rifetül'iimem adını verdiği etno,ğmfya konularına dek eğil-meyi zorunlu s(ıymıştır"16. İnsan, beş duyusu aracılığiyle, özellikle gör-me ve duyma sayesinde yaradılışmdaki schepleri anlar ve huradan AI-lah'ın varlığına erişehilir. İnsanın fizyolojik yapısıyle ruhi yapısı ara-sında ilişkiler bulunur. Vücutta çeşitli salgılar vardır. Bunların deği-şikliği ve dengesizliği, hirtakım mizaç ayrılıklarına sebep olur. Tıp ve ilaç hu dengeyi sağlamak amacına yönelmiştir. Birııni, toplumların do-ğıışunu insanların kendini koruma, varlığıııı sürdürme içgüuüsüne da-yandırır. Bunun için meslekler, sanatlar çıkmış; emek esas olmuş, deği-şim haşlamıştır. Altın ve gümüş, tabiatta az bulunduğunuan, değişim aracı olarak kullanılmaya haşlanmış; ancak, bunlara heslenen ihtiras t.oplum hayatında smıfları doğurmuştur. Altın ve giimüş, mutlaka te-da viile konulmalıdır; Tanrı'nııı yasakladığı gibi bunları tedaviilden alı-koyacak davranışlar, çocuğu ana rahmine tekrar koymak gihi tahiat dışı hir işlemdir. Birııni, toplumun temelinue iktisadi ilişkiler bulduğu i'yin maddeci, ekonomik dengeyi dini-alılaki birtakım miieyyidelerle <liizenlemeye çalışması hakımından idealisttir. Ahlak giizelliği bizim elimizde olduğundan bu ruhi tıp ile manevi hastalıklardan kurtulahili-riz. İnsan, kendisi için arzu ettiğini başkaları için de arzu edecek ve ken-dini başkalarına Ye toplııına adayacaktır. İnsanı mutlu eden gerçek zevklerdir.

Birımi, madde tutkusunun yeryiiziinde fesat çıkaran esas etmen olduğunu; toplum düzenini, barış ve adaleti devlet otoritesi ve hüküm-dann sağlayacağını; hükümdarın güçlü, otoriter, ekonomik yönden ihtiyaçsız olması, ayııı zamanda dine dayanınası gerektiğini belirtir.

İ.OIgun'un makalesinin İngilizcı~ çevirisinden sonra Ord. Prof. Ur. A.Sayılı'nın "Beyrzuıi Ve Bilim Tarihi" başlıklı diğer hir makalesi ycr almaktadır.

15 A.g.c., 55. 16 A.g.e., 5S.

(8)

43()

GÜNAY TD~IEH

Bu makalesinde A.Sayılı, Biri'ıni'nin çok ve çeşitli bilim alanların-da derinlemesine incelemeler yapıp o alanın gerektirdiği metotları kul-lanabilmiş olmasını "bilim tarihi" açısından ele almakta ve şöyle de-mektedir: "Beyrun/' herhangi bir bilim dalının ya. da genelolarak bilimin ta.rihi üzerine özel hir kitap yazmış değildir. Ancak, gerek bilimin özel ba-zı dalla.rında belirli birtakım konulardaki bilginin gelişimiyle ve gerekse genel hir anlamda bilimsel hilginin tarihiyle ve bu tarihe ilişkin bazı so-runlarla ilgilımmiştir. Dar kapsamlı özel konularda monografik araştır-malar yapmış hir kişi olarak da, Beyruni, ayrıca, bilim tarihi için de.~er-li hir kaynak vazifesini görmektedir".17

Biruni, hilimin tarih içindeki gelişmeleriyle ilgilenmiş ,'e bu tür-dc:n somut konular üzerinde durmuş olduğundan onun bu alanda ya-zılmış eserlerden faydalandığı muhakkaktır. Kendisi bir bilim tarihçi-sinin sahip olması gerekli karakteristik vasıf ve zihniyetiere sahiptir. 0, ilmi bilginin zamanla bir gelişme sürecinden geçtiğine inanmaktaydı. Zaten kendisini yüksek düzeyde ilmi araştırmaya adamış, ilmi bilgiyi geliştirmeye çalışmıştı.

A.Sayılı, Biri'ıni'den bu konuda iktibaslarla onun bu alandaki ba-şarısını belgelendirmektedir. Biruni, düşünce hürriyetine inanmış bir kimseydi. Bu maksatla müsbet bilimin geliştirilmesi, bilimin mahiye-tinin incelenip araştırma metotlarının tesbiti gerektiğine inanıyordu. Bilimin ilerleyip gelişebilmesinin elverişli bir ortam istediğini belirti-yordu. Öte yandan bu alanda milletlerarası işbirliği ve kültür temasları olması gerektiğini ileri sürüyordu. İçinde yaşadığı devirde, daha önceleri şikayet ettiğinin tersine, ilim yapmak için artık emniyetli bir ortamın ortaya çıkmış olduğunu, İslam dünyasının insanlığın büyük bir kısmı-m bağrında birleştirebilmiş ve bu yoldan insanlığın büyük bir kesiti için kültürel ve fikri alanda işbirliği imktmlarım sağlamış bulunduğunu söyleyen Biruni, eskilerden ıniras kalmış bilgi dağarcığının kendi ça-ğında yeni katkılarla zenginleştirilcbilmesi için ömrü hoyunca zihnini bu amaea yöneltmiş, ilmi araştırma ve incelemelerindc bunu gaye edin-mişti. Onun bilim tarihi için değerli bir kaynak vazifesini görebilmektc olması da işte hundan ileri gelmektedir. Ebu bekr Muhammed İbn Ze-keriyya er-Razi ve escrleri, trigonometri, rasat-rasathane tarihi ile il-gili olarak verdiği bazı bilgiler bizim için yegane kaynak durumunda-dır.

(9)

437 A.Sayılı, makalesini 'ill eümlelcrle hit.iriyor: "Böylece, Beyrııııi'ııin bilim tarihi konusuyla geııellikle ilgilenmiş olmaktan başka., bu konuda kısa monografik çalışma ve araştırmalar yaptığı ve bilimi, iincelikle, kU-meleşerek gelişme kabiliyeti gösteren bir bilgi türii olarak değerlendirdi!?i güriilmektedir. Ayrıca, Beyrııni'nin çeşitli iillf!mli bilimsel çalışmalann mahiyeti ve başarı ölçülerini dakik bir biçimde tesbit etnwye önem vf!rmiş olduğunu miişahede ediyoruz. Bunlar dışında, Bf!yruni'nin bilimin dil ile din Vf~özel insan toplululukları sınırlarını aşan bir insan çabası. oldu-,4u kabul ettiğini ve bilimin terakki ve inkişafında toplumlararası kiiltiir milnasebetlerinin olumlu bir rol oynadığına inandığını güsteren sihlerine de işaret etmiş bulunuyoruz. Bunlara ilavf! olarak, Beyruni'nin bilimin gelişme temposundaki hızla.nma. 1;1' ağırlaşmaları etkileyen dmenler

ko-nusuyla ilgilendiğini göriiyoruz. Bütün bunlardan, Beyruni'nin sade!"e bilim tarihinin bazı özel konıılarıyla. ilgilenmiş olmakla kalmayıp bir bi-lim tarihçisinde karşıla.şılan zihniyetIere de sahip olduğu sonuCllnıı çı-karabiliriz" ı~.

"İlm Sinrl On Sorunun Karşı.lıklarını Re)"rııni İçin mi Yazmıştır"

haşlıklı makalesi ve aynı makalenin Fransızcası,

"lım

Siııa'nın On So-runun Karşılıkları" (Türkçe çeviri ve Arapça met.in), "Beynıni'nin İbn Sina'ya Sormuş Olduğu On Soru Ve Almış Olduğu Karşıhklar" haşlıklı makale ve aynı makalenin Fransızcasınıla Prof.Dr.Miihahat Türker Kiiyel, "on soru" konusunu ele alıp tartı'iIY0r.

J.Clıristoph Biirgel'jn "Some !Yew 2W~aterial Perwining To The

Quo-tations From Plato's Phaido In B,.runı's Book On Indıa" başlıklı İngi-lizee makalesinden sonra hunun ProL}!. Türker tarafından Türkçe'ye

"8eyruni'nin Mrl Li'l-Hind ildlıKitabındaki Platon'un Phaidon'undan Alıntılarla İlgili Birka.ç Yeni Malzeme" ha'ilığiyle çevirisi yer almakta-dır. Bu makalede Bürgel, her ikisi de şimdiye kadar hemen hemen hi-linmcden gelmiş hir Arapça iktihas ile Phaidon'dan yapılmış Farsça hir çeviriyi bildirip bu ikisi arasıııdaki ili'iki ile daha öncedcn bilinen hazı belgeler, özellikle Biruni'nin "Mil Li'l-Hind"indeki iktihaslar ara-sındaki ilişkileri göstermektedir.

Franz Rosenthal'in "On SomeJ<7pistemological A nd M~ethodological Presuppositions Of AI-Biruni" haşlıklı İngilizce makalesini yine M.T.

(10)

438

Küyd "Beyrımi'nin Bilgi Kavramı Ve Yöntemiyle İlgili Bazı Önvar-sayımları Üzerine" başlığiyle Türkçe'ye çevirmiştir.

Rosent1ıal'e göre, Bırılni'nin bilgi problemi ve ilmı metot mesele-lerindeki tutumunun günümüz bilginlerinde nc kadar büyüleyiei ol-duğu, onun hazırlanlış olduğu malzemeyle konuya nasıl açıklık getirdi-ği ve ilnıi faaliyete temelolan ön dayanaklarmı nasıl anlattığından an-laşılabilnıcktedir. Bınlnı, mahsusaıla yetinmeyip ma'kulatı inceleyen bir bilim adamıdır. Ancak o, fizikötc3inin insan hayatındaki önemini anlamışsa da, onu, karanlık görünüşü yönünden geri çevirmiştir. Bu yönüyle o, İhn Sına ve İbn Heysem'den ayrılır. Biri'ını, hilgi ve bilgin ilişkisini şöyle helirtiyor: "Bilgi hizmetçisi, bilginin bütün dallarını kav-rayacak kadar yeterli güçte olmasa bile, bilginin çeşitleriyle ilgili hiç bir nyrım yapmnmak zorundadır. Gerçekten, o, hem bilginin özü bakımından bilgi olarak iyi olduğunu, hem de bilginin konuları bakımından iyi oldu-l?unu, bilgi tadının sürekli ve aralıksız olduğunu, bilgi tadına bilgi konu-larını inceleme süreci boyunca varıldığını, amaca erişince Im tadın orta-dnn kalktığını bilmelidir. Dahası vnr: bilgi hizmetçisi, bilgi çeşitlerinde, onların içini ciddi olarak araştırmaya girişenlere, onların çnbaları, çaba-da zafere ulaşmak isteği olmaksızın, onlardan gelen tadıara yönelmiş olsa bile teşekkiir etmdidir. Onların gerçekleştirmiş oldukları çalışmalara yük-sekten bakmamalıdır. Tam tersine, onların yaptıklarına bakarak onlar-dan öğrenmeyi, onları yol gösterici olarak saymayı kendine amaç edinme-lidir. Böylece insan en iyi ve en doğru olanı alır, olaylara aykırı olanı bı-rakır"19. Onun hu anlatımı içinde bilgini "bilgi hizmetçisi" diye vasıf-landırınasındaki alçakgönüllülüğü bütün hayatı boyunca y~şadığlllı görüyoruz. O, bilgiyi ilahi bir ışık olarak görmekteydi. Biri'ını, bilgi için çok çaba, namus ve çıkar gözetmemek gerektiğini ileri sürmekteydi. Bilginin tadını alabilmek ancak bu şekilde mümkün olabilirdi. Öte yan-dan bilgi, yararlı bir şeyolarak, gerçekten yararlı denebilecek biricik ~eydir. İnsan çabaları kısa ömürlü ve yetersiz olduğu halde bilgi tadı süreklidir ve hiç bitmez. O, bilginin özüdür, gerçek insan mutluluğudur. Biri'ını, bilgiyi saygı gösterdiği üstatların da üzerinde bir konu olarak ele aldığından eleştirileri kişilere karşı değil, konu ve olaylara karşıdır.

O, "kendi kültür çevresi içinde yaşamakta ola.n bütün akımlara açıktı, kendi deyimiyle en iyi ve (!lı doğru olan herhangi bir şeyi alıp benimseme-ye hazırdı. Kendi zamanında ve mekanında, kendinden önce ve sonra,

(11)

BEYRUNI'YE ARMAGAl'i

439

çok bilim adamı arkadaşlarının görmekte ve yararlanmakta başarı göstere-medikleri birçok şeylerin o.farkına varmıştı. Felsefi konularda eklektizm bilgiçler için saldıracak bir şeyolduğu halde, Beyrunı' de bir tutarlı yapıya döniişmeyi başarmıştır ve bugiin gaçeklik alanında eyleme geçiren akıl-sal araştırmanın !raps(ıyıcı bir göriişil şekline son bulmuştur"2o.

Rosenthal'in bu makale ve çevirisinden sonra OnL.Prof.Dr.A.Sayılı'-nın "Ebu Nasr Mansur'un Siniis Kanununun Ta.nıtı Üzerine Beyrııni'-nin ilfektubu" ba~lıklı makalesi ve bunun aynı yazarca İngilizce'ye çc-virisi gelmekteılir. Bİrııni'nin bu konudaki mektubunun metni, Türkçe ve İngili7.ce'ye çevirileri ile daha sonra yer almaktadır. Yazıda Bİnıni'-nin bu mektubunun islam dünyasında trİgonometri tarihi bakımından önemi üzerinde durulmaktadır.

Bundan sonra "Beyruni'nin Karşılaştırmalı Dinler Tarihi Çalış-maları" başlığiyle yer alan makalede tarafımızdan Lu büyük bilginin bu alandaki çalışmaları, metodu anlatılıp karşılaştırmalarından misal-ler verilmektedir.

Kitabın sonunda rahmetli Prof.}ı' Tavit Tanei, "Beyruni'nin ıbn Sinuya Yönelttiiti Bazı Sorular, İbn SiniJ'nın Cevapları Ve Bu Cevapları Beyrzıni'nin İtirazları" başlığı altında önee kısa bir Önsöz'le soru-cevap tarzında Türkçe ç(wiri (Dr.E.lhıhi Fığıalı ve Dr.Ahdulkadir Şener ta-rafından) sonra da Arapça metni sunuyor.

301 sayfalık bu kitahın başında Birııni'nin Topkapı Sarayı Müzesi Revan Odası 1638 numarada kayıtlı" Kununu'd-])iinya" adlı eserden alınmış hir minyatiirü de buhınmaktadır.

Dr. Günay TÜMER

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu yazının gayesi, statik olmaktan ziyade gelişen bir ekonomi­ de, kârın azamileştirilmesi ve kısa - devre marjinal masrafları hak­ kındaki klâsik faraziyelerimizi muhafaza

Bunun için kitabın Amerikalı (Henry P. de Vries) ve Fransız (Rene David) yazarlan hukuk sistemlerindeki an'ane, bünye ve karar verme metod ve tekni­ ğini mukayeseli

Alman Cumhuriyeti şüphesiz ki bu dolayısiyle vâki desteklemeden ve isten­ memiş olduğu halde hasbî olarak Roma Hükûrnetinin kendine verdiği kuvvetten faydalanarak,

sair vükelânın tasdiki memuriyetleri dahi ha iradei şahane icra olunur.. zam da ancak Meclisi Mebusanda itimada mazhar olacak zevatı vekil tayin ede­ rek Padişahın tasdikine

(79) Esener, Türk hususi hukukunda muvazaalı muameleler, 1956, s.. Objektif bakımdan tahvilde âtıl olan muamelenin yerine başka bir mua­ mele geçtiği halde teyitte hükümsüz

ralarını banka ve polise ihmal veya vergi sebebiyle bildirmemiştir. Bir sene son­ ra bir şahıs sahte hüviyetle kendisini takdim ederek mezkûr senetleri rehin ve­ rerek

Bu telâkkiye gö­ re, tarafların ilk müzakereler safhasında akdin meydana gelmesi için lüzumlu addettiği (condictio sine qua non) ve o nokta üzerinde anlaşmaya varılmadıkça

6 ENGİZİSYON MUHAKEME USULÜNÜN TEDVİN DEVRİ avukatının (savcının) (3) veya şahsî tarafın haklarını suçlunun ik­ rar ve ittirafma istinad ettirmek istediklerini