Yap ı K re d i K ü lt ü r S an at Y ay ın c ılı k i S e rm e t Ç if te r S a lo nu
Selçuk Demirel
ABİDİN DİNO
• >Özel Koleksiyon
GC30
-T7^b/SVS?_
Selçuk Demirel
ABİDİN DÍNO
Özel Koleksiyon
Yapı Kredi Yayınları-1956 Sergi Kitabı ISBN 975-08-0718-9 Selçuk Demirel ABİDİN DİNO özel Koleksiyon (1 9 7 8 - 1993)
Sergi O rganizasyonu: Selçuk Demirel, Cem İleri, Veysel Uğurlu Editör: Cem İleri
M etinler: Selçuk Demirel, Güzin Dino, John Berger, Alain Bosquet, Michael Conil Lacoste, Ignacio Ramonet, Haşan Cemal, Zeynep Oral
Fotoğraflar: Selçuk Demirel, Régis Cario, Coşkun Aral, Haldun Togay, Bennu Gerede, Güzin Dino, İbrahim öğretm en T ablo ve O bjelerin D iapozitifleri: İbrahim öğretm en D üzelti: Fahri Güllüoğlu
Ç eviri: Ayça Sezen
Renk A yrım ı: 7 Renk Bu serf>* kitabı. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş tarafından, 12 Aralık 2003-10 Ocak 2004 tarihleri arasında Yapı Kredi Sermet B askı: Promat Çifter Salonu’nda açılan “Selçuk Demirel: Abidin Dino, özel
Koleksiyon (1978-1993)" sergisi dolayısıyla, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş için hazırlanmıştır.
© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş., 2003 © Selçuk Demirel, Paris, 2003
Selçuk Demirel
ABİDİN DİNO
Özel Koleksiyon
(1978
-1993
)0130
İ S T A N B U Lİ Ç İ N D E K İ L E R
“Selçuk’un Abidin Koleksiyonu, üçümüzün mutlu beraberliğinin tanığıdır.”
GÜZİN DİNO...7
“Özel Koleksiyon” SELÇUK DEMİREL...9
RESİMLER: Desen, Tablo, Kolaj... n OBJELER...123
DAVETİYELER, AFİŞLER, KİTAP KAPAKLARI ... 151
ABİDİN DİNO İLE BAŞBAŞA K O N U ŞM A L A R ... 201
ABİDİN DİNO’NUN SELÇUK DEMİREL ÜZERİNE YAZDIĞI YAZILARI VE ELYAZMALARI ...251
SON ÇİZGİLER... 267
FOTOĞRAFLAR ...297
YAŞAMÖYKÜSÜ ...323
Selçuk’un Abidin Koleksiyonu, üçümüzün
mutlu beraberliğinin tanığıdır.
Güzin Dino
Çizgi bir güldürü, şaka, hınzırlık olayı, insafsız bir eleştiri aracı olabilir mi? Olay ların bütün derinliğini bir iki çizgi ile överek ama daha çok söverek ortaya koyabı- len bir davranış.
Çizgi sahibi, bütün bu yeteneklere sahip çılgın ve zengin mizaçlı bir kişi.
Selçuk bu konuda en soyut konuları en usta çizgilerle canlandırmasını bilen ina nılmaz bir yeteneğe sahip.
Ama bu şaşırtıcı tarafı değildi sadece Abidin i cezbeden.
Kardeşçe bir sevgi ile bulmuşlardı birbirlerini ve sonra herbıri ötekinin yaptığının tiryakisi olmuştu.
Yaş farkı söz konusu olmamıştı Abidin için, çünkü Abidin bir türlü ihtiyarlamamıştı. Bu kitapta Selçuk’a verdiği kimi oyuncaklardan anlaşılıyor ki onun da bilinçaltın da afacan bir çocuğun yaramazlıkları kıpırdanmaktadır. Boş bir kibrit kutusu, ilaç ya da yumurta kutusu, hele plastikten ve şeffaf olunca, hemen eline geçirip her bi rine süslü hem de şaşırtıcı bir anlam kazandırıyor, o çöpe atılacak şeylere.
Selçuk da Abidin’in bu hünerlerinin meraklısı...
O kadar ki son zamanlarda, oyuncakları özel olarak Selçuk için işlemiştir.
Abidin bir masa başında oturup dururken ele geçirdiği ıvır zıvırı çizmeye, boya maya, kesip yapıştırmaya, süslemeye, akıllı kılmaya, dikkate değer kılmaya uğra şırdı. Bilinçdışı bir çaba ile küçük parmak boyunda ve eninde bir kâğıt parçası üzerine koskocaman geniş, ferah dağ ve tepelerle çevrili deniz koyları, adalar ve kı yı manzaraları da vardır Abidin in... Şaşırmazsınız da nasıl sığdırmış koca manzarayı küçük parmağın üzerine diye...
Selçuk’un Abidin koleksiyonu onların dostluklarının, zengin, sıcak ve sevinçli be raberliklerinin göstergesi, tanığıdır.
Üçümüzün mutlu beraberliğinin simgesi... Sağol Selçuk Demirel.
Abidin Dino,
Selçuk Dem ¡reí, 1985,
10 X 22.5 cm.
“ Özel Koleksiyon”
Selçuk Demirel
Yıllardır yolda, izde, yolculuklarımda, bit pazarlarında bulduğum zaman dışı na çıkmış, hiçleşmiş, objeleşmiş “şey”leri yaşadığım mekâna taşıma, onlarla bir sü re birlikte yaşama isteği... Açıklanması zor bir durum, belki de aramadan bulma eyleminin verdiği heyecan olsa gerek. Bu yeniden kazanım’ın (recuperation) içine her türlü basılı kâğıt, bilet, etiket, menü, kasa fişi, fatura, eski fotoğraflar, kimlik kâğıtları, fişler... Bütününden kopup ayrılmış kendi başına bir anlam ifade etme yen metal parçacıkları; yarım makas, kafası kopmuş bir kurşun asker, küpe (tek), düğme (her türlü), vida, çakmayan çakmaklar, anahtar, parfüm ya da ilaç şişecikle- ri, işlemeyen saatler, metal erotik heykelcikler (kitsch), her türlü mekanik oyun cak, kaybolmuş ya da kaybolmakta olan mesleklerin el aletleri... Bu listeyi uzat mak çok mümkün.
Benim bu toplamalarım biraz da kuşların yuvalarını yapmak için topladıkları çalı-çırpıya benziyor. Yine de bu toplama-biriktirme konusunda kendimi “obsesif’ anlamda bir k o l e k s i y o n c u gibi görmedim hiçbir zaman, kolayca atabilir, verebilir, hatta bu yığılmalardan sıkılabilirim de...
Arada tek tük de olsa resim ve desen satın aldığım da oldu. Büyük hayranlık duyduğum İlhan Berk’in resimlerinden oluşan koleksiyonumun oldukça göz doyu rucu olduğunu söyleyebilirim. Ressam, yazar-çizer, fotoğrafçı dostlarımın verdik lerini de ekleyebilirim bu biriktirmelerime...
Bütün bunlarla birlikte Abidin Dino’nun resim, desen ve objelerinden oluşan koleksiyonumun hem oluşumu, hem de gelişimi açısından çok “özel” bir yeri ve önemi oldu benim için.
Abidin Dino ile tanıştığım günlerde, 1978 yılının sonlarına doğru olsa gerek, Nâzım Hikmet’in Jokond ile Si-Ya-U kitabı Abidin’in önsözü, çevirisi ve desenleri de birlikte yeni yayımlanmıştı. Abidin bu kitaptan bir tane de bana verirken ilk iki sayfaya yayılan bir de desen çizmişti benim için. Bu küçük siyah kapaklı kitap çıkla eve döndüğümde sevincimden ne yapacağımı şaşırmıştım. Evimin bütün dengesi bozulmuştu. Sanırım bendeki ilk Abidin Dino orijinali idi.
Daha sonraki günlerde, aylarda her buluşmamız, her görüşmemiz sonrası eve baş ka bir Abidin’le döndüm. Bana geldiğinde çizip bıraktıkları da cabası...
Bu böylece yıllarca sürdü, işin giderek çığırından çıktığı anlar da oldu. Sıklaşa rak hem de.
“Selçuk buna bayılır”, “Bu tam Selçuk’a göre” deyip sırf benim için çizip boya yıp, kesip yapıştırdığı birçok deseni, kutu’ları da eklemeliyim bu diziye.
1984 yılında Türkiye’ye askerlik için gelirken satayım ve “cep harçlığı” yapa yım “parasızlık çekmeyeyim askerlik ocağında” diye verdiği iki büyük resimden birini bütün ısrarlarına rağmen satmadım.
Bu aramızdaki alış-veriş sadece resim ve desen düzeyinde kalmadı; bir sanatçı olarak, düşünmeye çalışan biri olarak, kısacası insan olarak birçok şey öğrendiğimi sanıyorum bu dostluktan.
Şimdi düşündüğümde “Ne şans!” diyorum. Doğru bir zamanda, doğru bir yer de rastlamışım Abidin Dino’ya.
Dostluğunu, dostlarını, zamanını, düşüncelerini, düşüncelerimi paylaştı be nimle, yaptıklarıma, çizdiklerime büyük ilgi duydu. Basılıp yayımlanmaları için çabalar sarfetti. Özgürce çizip, boyayabileceğinin akım, takım, üslup takıntıları olmadan da bir şeyler yapılabileceğinin en iyi örneği idi benim için.
Aramızdaki yarım yüzyıla yakın yaş farkına aldırmadan bana adam gibi bir yer verdi dostlarının arasında.
Bu Abidin Dino dostluk trafiği onun ölüm döşeğine kadar sürdü.
Çeyrek yüzyıllık Paris yaşamımda bu bana verdikleri taşındığım evlerin duvar larından duvarlarına taşındılar benimle birlikte. Bir kısmı dosyalarda kaldı hep yersizlikten.
Boyadığı, kesip yapıştırdığı kutu ve objeleri korumak, sergilemek için satın al dığım vitrine “AD Müzesi” dediğimde çok gülmüştü bu “müze” sözcüğüne.
Abidin Dino’nun öldüğü 7 Aralık 1993 tarihinden bugüne kadar geçen bu 10 yılda eş ve dostlarımın dışında da bu koleksiyonumu başkaları ile paylaşmak, gös termek, sergilemek düşüncesi epeyce yol katetti. Geçen yıl bu düşüncemden Enis Batur’a söz ettiğimde sevinçle karşılamıştı.
Bu sergi, kitap belki Güzin Dino’nun da dediği gibidir: “Selçuk’un Abidin koleksiyonu onların dostluklarının, zengin, sıcak ve sevinçli beraberliklerinin gös tergesi, tanığıdır.”
Varolasın Abidin Dino.
22 Eylül 2003, Paris
10