• Sonuç bulunamadı

Obezitede Ras ile ilişkili nükleer protein geni anlatımının adipogenez ile ilişkisinin araştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Obezitede Ras ile ilişkili nükleer protein geni anlatımının adipogenez ile ilişkisinin araştırılması"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Özgün Makale / Original Article

Obezitede Ras ile ilişkili nükleer protein geni anlatımının

adipogenez ile ilişkisinin araştırılması

Sinem Banu Demir,1 Meliha Koldemir Gündüz,1 Mehtap Çevik,1

Çavlan Çiftçi,2 Belgin Süsleyici1

1Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 2İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye

Geliş tarihi: 12 Mayıs 2016 Kabul tarihi: 29 Temmuz 2016

İletişim adresi: Dr. Belgin Süsleyici. Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı, 34722 Kadıköy, İstanbul, Türkiye.

Tel: 0216 - 346 45 53 e-posta: belgin.susleyici@marmara.edu.tr

ABSTRACT

Objectives: This study aims to investigate how the gene expression of Ras-related nuclear protein (RAN) will change as a response to the adipocytes in

different stages of development, oxidative stress markers (stearic acid, linoleic acid, ethanol and hydrogen peroxide) to be applied in different dosages and also its effects on the proliferation ability of cells.

Materials and methods: In our study, to determine the role of the RAN gene in obesity, we differentiated mouse-derived 3T3-L1 fibroblast cells into

preadipocytes and mature adipocytes by observing with iCELLigence system in real-time. These cells were exposed to cytotoxic markers at different concentrations and cell proliferations were monitored with iCELLgence system. The messenger RNA isolation from the obtained cells, complementary DNA synthesis from messenger RNA and the changes of RAN gene expression in response to cytotoxic markers obtained from the genetic material were identified by TaqMan real-time polimerase chain reaction.

Results: Implementation periods of oxidative stress markers were found to be IC50 value by using real-time cell monitoring, which was obtained by

applying various concentrations. After 24 hours application of hydrogen peroxide (H2O2), IC50 value was found as 807 μM. While 24 hours application of 1

mM H2O2 had lethal effect on adipocytes 3T3-L1 cells, we did not observe any significant effect of H2O2 applications in the concentration range of 50-250

μM on proliferation of adipocytes. While RAN gene expression increased after four and five hours of exposure to 600 μM H2O2 application, it decreased after

application of stearic acid, ethanol and 24 hours of H2O2. As a result of application of linoleic acid, RAN gene expression was completely silenced.

Conclusion: The observation of RAN gene expression having increased twice in adipocytes that were exposed to 600 μM H2O2 for four hours compared to

control cells while five hours of exposure to the same dosage to increase nearly six times suggests the deterioration of glucose homeostasis in differentiated adipocyte cells. We think the fact of ethanol decreasing RAN gene expression contributes to the increase of insulin resistance.

Keywords: Adipocytes; gene expression; iCELLigence; obesity; Ras-related nuclear protein.

Investigation of Ras-related nuclear protein gene expression in

obesity in relation with adipogenesis

ÖZ

Amaç: Bu çalışmada Ras ile ilişkili nükleer protein (RAN)’in; farklı gelişim evrelerindeki adipositlere, farklı dozlarda uygulanacak olan oksidatif stres faktörlerine

(stearik asit, linoleik asit, etanol ve hidrojen peroksit) karşı yanıt olarak gen anlatımının ne yönde değişim göstereceği ile birlikte hücrelerin proliferasyon yeteneklerine olan etkileri araştırıldı.

Gereç ve yöntemler: Çalışmada RAN geninin obezitedeki rolünü belirlemek amacıyla fare kökenli 3T3-L1 fibroblast hücreleri, iCELLigence sistemi ile gerçek

zamanlı olarak gözlemlenerek, preadiposit ve olgun adipositlere farklılaştırıldı. Bu hücreler farklı konsantrasyonlarda sitotoksik ajanlara maruz bırakıldı ve hücre proliferasyonları yine iCELLigence sistemi ile izlendi. Elde edilen hücrelerden haberci RNA izolasyonu, haberci RNA’dan tamamlayıcı DNA sentezi ve elde edilen genetik materyalde sitotoksik ajanlara yanıt olarak, RAN geninin ekspresyonundaki değişimler TaqMan gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu ile tespit edildi.

Bulgular: Oksidatif stres ajanlarının uygulama süreleri, gerçek zamanlı hücre monitörizasyonu ile çeşitli konsantrasyonların uygulanması sonrası IC50 değeri

elde edilerek saptandı. 24 saat hidrojen peroksit (H2O2) uygulaması sonucu IC50 değeri 807 μM olarak saptandı. 24 saat 1 mM H2O2 uygulaması 3T3-L1 adiposit

hücrelerinde letal etkiye sahipken 50-250 μM konsantrasyon aralığındaki H2O2 uygulamalarının adiposit proliferasyonunun üzerine anlamlı bir etkisi olmadığı

gözlendi. RAN gen anlatımı dört ve beş saat 600 μM H2O2 uygulaması sonrası artarken; stearik asit, etanol ve 24 saat H2O2 uygulaması sonrası azaldı. Linoleik

asit uygulaması sonucunda ise RAN geni ekspresyonu tamamen susturuldu.

Sonuç: 600 μM H2O2’ye dört saat maruz kalan adipositlerde RAN geni anlatımı kontrol hücrelere kıyasla iki kat artarken, aynı dozda beş saat muamelenin gen

anlatımını altı kata yakın artırdığının gözlenmesi farklılaşmış adiposit hücrelerinde glikoz homeostazının bozulduğunu düşündürmektedir. Etanolün RAN geni ifadesini azaltmasının ise insülin direncinin artmasına katkıda bulunduğu düşüncesindeyiz.

(2)

Obezite, vücuda besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanan ve vücut ya¤ kütlesinin, ya¤sız vücut kütlesine oranla artması ile karakterize olan kronik bir has-talıktır. Vücut kütle indeksi (VK‹) 30 veya daha fazla olan hastalar obez olarak nitelendirilirken 25 veya üzeri olan hastalar fazla kilolu olarak sınıflandırılmaktadır. Obezite, bata kardiovaskü-ler ve endokrin sistem olmak üzere vücudun tüm organ ve sistemlerini etkileyerek çeitli bozuk-luklara ve hatta ölümlere yol açabilen önemli bir sa¤lık sorunudur. Dünya Sa¤lık Örgütü (DSÖ) tarafından en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul edilen obezitenin, yine aynı örgüt tarafından yürütülen son aratırmalarda kanserle yakın ilgisi oldu¤u da belirlenmitir.[1]

Obezite; beyaz adipoz dokusunun (BAD) aırı derecede genilemesi ve büyümesi ile açıkla-nan epidemik boyutlara ulaan bir hastalıktır. Obezite, BAD’deki adipositlerin hipertrofisi ve hiperplazisi ile geliir. Gelime gösteren BAD’nin geliti¤i yeri ve hücresel mekanizması obezite patolojisini büyük ölçüde etkiler. Beyaz adipoz dokusu vücutta farklı alanlarda bulunabilece¤i gibi ço¤unlukla derialtı dokularda iç organların çevre-sinde konumlanır.[2] ‹nsanlarda derialtı dokularda BAD birikimi ve abdominal, derin iç organların çevresinde BAD yerleimi ile diyabet, kardiyova-küler hastalıklar ve ölüm oranı artar.[3]

Obeziteye neden olarak görülen bazı faktörler; patolojik olarak regülasyon bozuklu¤u, psikojenik kaynaklı obezite, nörojenik bozukluklara ba¤lı obezite ve genetik kaynaklı obezite olarak dört grupta tanımlanmıtır.[4]

Obezitenin geneti¤i ile ilgili çalımalar genel-likle ikizler üzerinde yapılmı ve VK‹’nin genetik geçile aktarılabilece¤i düünülmütür.[5,6]

Adipoz doku, adiposit adı verilen ve %95’i ya damlacı¤ıyla kaplı hücrelerce oluturulan bir dokudur. Di¤er organlardan farklı olarak, vücut boyunca da¤ılım gösteren adipoz doku oldukça dinamiktir. Vücut yerleimlerine göre adipoz doku hücrelerinin gen ifadelenme kalıplarında küçük farklılıklar görülebilir. Ya¤ dokusu sadece ya¤ depolamadan sorumlu olmayıp aynı zamanda polipeptidik sitokinler ve hormon benzeri mole-küller salgılama yetene¤ine sahip hücrelerden oluan organize bir endokrin dokudur.[7]

Adipoz dokunun salgıları arasında leptin, adi-ponektin, rezistin, visfatin, insülin benzeri büyüme

faktörü (IGF)-7, Nükleer faktör kappa-beta (NF-kb) gibi biyomoleküller gösterilebilir.[8-10]

Ras-ilikili nükleer protein (RAN) veya GTP-ba¤layıcı nükleer protein olarak bilinen protein RAN geni tarafından kodlanır. Ras üst familya-sının bir üyesi olan bu protein 25 kDa moleküler a¤ırlı¤ı gösteren küçük bir proteindir.[11,12]

RAN proteini RNA ve proteinlerin translo-kasyonunda bu moleküllerin, nükleer porlardan geçirilmesinde büyük rol oynar. Çekirdek-sitozol arasında makromoleküllerin geçiinde rol alan mikrotübül a¤ının organizasyonunu ve formasyo-nunu ayarlar.[13,14] Guanozin trifosfat (GTP) veya guanozin difosfat (GDP)’ye ba¤lanarak çekirdek zarından molekül geçiine aracılık eder.

‹nterfaz esnasında çekirdek ve sitoplazma ara-sındaki orantısız Ran-GTP ve Ran-GDP da¤ılımını nüklear RCC1 (guanin-nucleotide exchange factor for Ran)[15] ve sitoplazmik RanGTPaz aktive pro-teininin (RanGAP)[16] Ran-ba¤layıcı proteinlere (RanBP1 ve RanBP2) ba¤lanmasıyla düzenler.[17,18]

RAN proteini aynı zamanda DNA sentezi-nin kontrolünde ve mitotik hücre döngüsünün ileyiinde görev görür.[19]

RAN mitoz esnasında, mikrotübül poli-merizasyonunda moleküllerin düzenlenmesi sinyalizasyonunun anahtarı olabilir. RCC1 kro-matin etrafında yüksek konsantrasyonlu RAN-GTP üretir. Bu da çekirde¤in mikrotübüllerini indükler.[20]

‹mportin a/b heterodimeri ve GTPaz RAN nük-leer protein taınımında anahtar rol oynar. ‹mpor-tin nükleer lokalizasyon sinyaline (NLS) ba¤lanır. Digitonin permeabiliteli hücrelerin çekirdeklerine sitosol veya sitosolik fraksiyonların eklenmesiyle yapılan çalımada protein taınımıyla ilikili dört adet gen yapısı tanımlanmıtır: GTPaz Ran/TC4, importin-a, importin-b ve pp15. Ayrıca importin, karyoferin; ppl15 ise NTF2 veya plO olarak da bilinir.[21,22]

RAN’ın birçok ilevinin yanında di¤er pro-teinlerle interaksiyona giriyor olması nedeniyle RAN’da oluacak bir mutasyon DNA sentezini sekteye u¤ratır. RAN mitoz esnasında hücre döngüsüne katılır ve kromozomlar ayrıldık-tan sonra tekrar çekirdek oluumunda rol alır. Profaz esnasında nükleer porlardaki Ran-GDP ve Ran-GTP oranı azalarak nükleer zar, akıcı

(3)

ve kararsız bir hale dönüür. Ran-GPT kon-santrasyonu kromozomların etrafında RCC1 indüklenmi halde yüksek oranda bulunur. RanBP2 (Nup358) ve RanGAP kromozomların i¤ iplikleri ile balanmalarını kolaylatırmak için kinetokorlara giderler. Ayrıca Ran-GTP; NuMA ve TPX2 gibi inhibe edilmi faktörlerin importinlere balanmasını sa¤lar. ‹mportinlerin salınmasıyla Ran-GTP bu faktörleri aktive eder ve mitotik döngüye katılan moleküllere tutunma-larını sa¤lar. Telofazda ise Ran-GTP hidrolizi ve nükleotid de¤iimi yeni oluan hücre tarafından hücre geliiminde kullanılır.[23]

RAN çeitli uzunluklardaki poliglutamini and-rojen reseptörüne (AR) balayan andand-rojen resep-törü koaktivaresep-törüdür (ARA24). Poliglutaminin AR’de yayılma tekrarı, Bulber-spinal kas atrofisi (Kennedy hastalı¤ı) ile ilikilendirilmitir. RAN’ın androjen reseptörüne koaktivasyonun, poligluta-minin AR’de yayılımını azaltır. Bu durumda zayıf koaktivasyon, spinal ve bulbar kas geliimi atrofisi ile kısmi adrojen hassasiyetine neden olabilir.[24]

Metabolik sendromun birçok komponenti özellikle obezite ve diyabet bazı kanser tiplerinin geliiminde rol alır.[25,26] Obezitenin endoplazmik retikulum (ER) stresini uyardı¤ı ve ER stresinin de özellikle obezite, tip 2 diyabet ve insülin direnci arasında anahtar rol oynadı¤ı bilinse de[27] adipoz dokuda obezitenin uyardı¤ı ER stresine yanıt olarak RAN gen anlatımının ne ekilde gerçekleti¤i ile ilgili bir çalımaya litera-türde rastlanmamıtır.

GEREÇ VE YÖNTEMLER

3T3-L1 Fibroblast Hücre kültürü

Çalımada kullanılan 3T3L-1 fibroblast hücre soyu American Type Culture Collection (ATCC) (University Boulevard, Manassas, Virginia, USA) ticari olarak temin edildi ve hücreler -1960 OC’de saklandı. Hücre kültürü çalımasına balamadan önce DMEM medyumu + %10 FBS+ penisilin (100 U/mL) ve streptomisin (100 µg/mL) içeren besi yeri steril artlarda ultraviole (UV) kabin içe-risinde hazırlandı.

3T3-L1 Fibroblast Hücrelerinin Adiposit Hücrelerine Dönüümü

3T3-L1 fibroblast hücreleri DMEM

medyumu + %10 FBS içinde %5’lik karbondioksit etüvde 370 °C’de dört gün inkübe edildi. Flaskların

%75’inin hücreler tarafından doldurulması ile hücrelere DMEM-FBS içine 10 µg/mL insülin + 1 µM dexametazone + 0.5 mM 3-isobutyl-1-methylxanthine eklenmi besi yeri ilave edildi. Farklılamanın balatılması amacıyla inkübasyon üç gün sürdürüldü. Daha sonra ikier gün ara-lıklarla DMEM-FBS + 10 µ/mL insülin içeren besi yeri ile hücrelerin üç kez besi yeri yenilemesi yapıldı. Adiposit farklılaması hücre içi lipid dam-lacıklarının birikimi ile saptandı.

Adipositlerin oil red O boyama ile tespiti 3T3-L1 fibroblast hücrelerinin olgun adiposit hücrelerine dönütü¤ü OilRed O boyama yöntemi ile tespit edildi. Hücreler %10’luk formalin solüs-yonunda bir saat bekletildi. Oilred o stok çözelti-sinden %60’lık Oilred O çalıma çözeltisi hazır-landı. Hücreler be dakika oda sıcaklı¤ında Oilred O çalıma çözeltisi ile inkübasyona bırakıldı. Ya¤ damlacıkları kırmızı renkle boyandıktan sonra inverted mikroskopta gözlemlendi.

iCELLigence sistemi ile 3T3-L1 adiposit hücre sayısının optimizasyonu

Hücre kültürü çalımalarında kullanılan 3T3-L1 adiposit hücre sayısı iCELLingence sistemi kulla-nılarak tespit edildi. Hücre sayısının belirlenmesi-nin ardından, hücrelerin ekiminden sonra etanol, stearik asit, hidrojen peroksit, linoleik asitin mole-küler ve kimyasal etkilerini aratırdı¤ımız madde için muamele saati ve en uygun yanıt alınacak hücre indeksi zamanı belirlendi.

3T3-L1 adipositleri flask içinde kültüre edil-di. Flask yüzeyinin %75’i kaplayınca hücreler PBS ile yıkandıktan sonra tripsinize edilerek zeminden kaldırıldı. Hemositometre ile hücreler sayıldı. Sayılan hücreler sırasıyla kuyucuklarda 100.000, 50.000, 25.000, 12.500, 6.300, 3.100 ve 1.600 hücre/mL olacak ekilde besi yeri ile süspanse edilerek, hücre ekimi gerçekletirildi. Sistem çalıtırıldıktan sonra 15 dk’lık ölçüm alındı ve çalıma için en uygun hücre sayısına ve madde uygulama saatine karar verildi. Deneyde kullanılan hücrelerin sayısı optimizasyon deneyi sonucunda IC50 (half maximum inhibitory concentrations) de¤erleri Sigmoidal dose-response (Variableslope) formülü ile hesaplandı.

iCELLigence sisteminde 3T3-L1

adiposit hücrelerine madde uygulanması Hücreler iCELLigence plakalara ekilerek orta-ma farklı konsantrasyonlarda etanol, hidrojen

(4)

peroksit (H2O2), linoleik asit ve stearik asit eklen-di. Farklı dozlarda ajanlara maruz bırakılan hüc-relerin yaam döngüleri belirlenerek maddelerin hangi konsantrasyonda, kaçıncı saatten itibaren, hangi zaman aralı¤ında etkili oldu¤u tespit edildi.

Gen anlatım düzeylerinin belirlenmesi 3T3-L1 fibroblastları (preadipositler), adiposit hücre soylarının yer aldı¤ı hücre kültürlerindeki hücrelerden total RNA izole edilerek, izolasyonu yapılan total RNA’dan tamamlayıcı DNA sentez edilerek RAN gen ürününü ço¤altmak amacıyla RT-PCR uygulandı.

BULGULAR

Oksidatif stres ajanlarının uygulama süreleri, optimizasyon deneyi sonucunda 50000 Cell/well olmasına karar verildi. Yapılan deneyde kontroller tekrarsız çalııldı. Bu deney analizlerinde hesap-lanan IC50 de¤erleri sigmoidal dose-response (Variable slope) formülü ile hesaplandı. Elli bin adiposit hücresi kültüre alınarak H2O2 maddeleri-nin farklı dozlarının hücre yaamsallı¤ı üzerindeki etkileri kontrol edildi.

Yirmi dört saat 1 mM H2O2 uygulaması 3T3-L1 adiposit hücrelerinde letal etkiye sahipken 50-250 mM konsantrasyon aralı¤ındaki H2O2 uygulamalarının adiposit proliferasyonunun üze-rine anlamlı bir etkisi olmadı¤ı gözlendi (ekil 1).

Sitotoksisite sınır de¤erini bulabilmek için 1 mM ve 250 mM aralı¤ındaki dozlar denendi¤inde kul-lanılan en yüksek doz olan 800 mM’nin tamamen ekil 1. Kontrol hücrelerine (hidrojen peroksit ile muamele

edilmemi hücreler) kıyasla 1 mM H2O2 konsantrasyonu

letal etki göstermitir. Kullanılan di¤er dozlar hücrelerin yaamsallı¤ını etkilememitir. 6.105 5.410 4.020 2.631 1.241 -0.148 4.715 3.326 1.938 0.547 H üc re in de ks i -0.843 02:07:30 34:08:31 66:09:32 98:10:34 130:11:35 162:12:37 1.0 mM 250.0 mM 100.0 mM H2O2 H2O2 Kontrol H2O2 H2O2 50.0 mM 0 mM Zaman

ekil 2. (a) Normalize edilmi hücre indeksi-zaman grafi¤i. 1 mM ve 250 mM aralık denendi¤inde kullanılan en yüksek doz olan 800 mM’ın tamamen letal etki göstermedi¤ini fakat ciddi bir sitotoksik etki meydana getirdi¤ini ve 600 mM konsantrasyonunun kontrol hücresine kıyasla proliferasyonu 59-118 zaman aralı¤ında inhibe etti¤ini görmekteyiz. Bu etki di¤er dozlarda da görünmektedir, fakat 300 mM ve 400 mM konsantrasyonlarının etkileri aynıdır. (b) H2O2 (madde

eklendikten sonra) 24. saat IC50 de¤eri (noktalar kullandı¤ımız konsantrasyon). Yirmi dört saat H2O2 uygulaması sonucu

IC50 de¤eri 108 mM olarak saptandı.

Log konsantrasyonu (M) -1.700 -1.300 -0.000 -0.500 -0.100 0.300 0.700 1.100 1.500 1.900 2.300 -4.561 -4.197 -3.833 N or m ali ze e di lmi  hüc re i nd ek si -3.468 -3.104 -2.740 3.813 H2O2 H2O2 H2O2 H2O2 Kontrol 400.0 mM 600.0 mM 300.0 mM 800.0 mM 0 mM 3.424 3.035 2.647 2.258 1.869 1.480 1.091 0.703 0.314 -0.075 00:00:00 29:37:59 59:15:59 88:53:58 118:31:58 148:09:58 H üc re in de ks i (a) (b) Zaman

(5)

letal etki göstermedi¤ini fakat ciddi bir sitotoksik etki meydana getirdi¤ini ve 600 mM konsantras-yonunun kontrol hücresine kıyasla proliferasyonu 59-118 zaman aralı¤ında inhibe etti¤ini görmekte-yiz. Bu etki di¤er dozlarda da görülmektedir, fakat 300 mM ve 400 mM konsantrasyonlarının etkileri aynıdır (ekil 2a). Yirmi dört saat H2O2 uygulama-sı sonucu IC50 de¤eri 108 mM (ekil 2b), 48 saat uygulaması sonucu ise 807 mM (ekil 3) olarak saptandı.

Linoleik asitin 600 mM dozajının hücreler üzerinde letal, 400 ve 200 mM dozajlarının antip-roliferatif etki yaptıkları izlenmitir (ekil 4a). Kırk sekiz saatlik Linoleik asit uygulamasına ait IC50 de¤eri 476 mM olarak belirlendi (ekil 4b).

ekil 3. H2O2’nin 48. saat IC50 de¤eri 807 mM olarak

saptandı. 4.500 3.460 2.420 1.380 H üc re in de ks i 0.340 3.980 2.940 1.900 0.860 -0.180 -0.700 Log of concentration (M) -4.561 -4.197 -3.833 -3.468 -3.104 -2.740

ekil 4. (a) Linoleik asit dozlarının, hücreler üzerinde letal etki (600 mM) ve doza ba¤lı antiproliferatif etkileri (400, 200 mM) görülmekte. (b) Linoleik asit dozlarının 48. saat IC50 de¤eri.

-0.372 04:14:35 28:13:00 52:11:25 76:09:50 100:08:15 124:06:41 4.843 3.800 2.757 1.714 0.671 4.321 3.278 2.235 1.192 0.150 -3.794 -0.200 1.700 1.320 0.940 0.560 0.180 1.510 1.130 0.750 0.370 -0.010 -3.661 -3.527 -3.394 -3260 -3.126 Log konsantrasyonu (M) H üc re in de ks i Linoleikasit Linoleikasit Control 600.0 mM 400.0 mM 200.0 mM 0 mM H üc re in de ks i (a) (b) Zaman

ekil 5. (a) Etanol konsantrasyonlarının etkisi grafikteki gibi görülmektedir. Fakat bu maddenin etkisi hakkında yorum yapmak anlamlı olmayabilir. Çünkü bu grafikte normalize edilmi ekli ile dozların proliferasyonu inhibe etti¤i gözlemlenmitir. (b) Etanol dozlarının 48. saat IC50 de¤eri.

-0.200 3.600 2.840 2.080 1.320 0.560 3.220 2.460 1.700 0.940 0.180 H üc re in de ks i 00:00:00 38:32:58 77:05:57 115:38:55 154:11:54 192:44:53 Etanol Etanol Etanol Etanol Kontrol 250.0 mM 150.0 mM 100.0 mM 50.0 mM 0 mM 2.200 1.900 1.700 2.000 2.100 1.800 -1.441 -1.245 -1.049 -0.854 -0.658 -0.462 Log konsantrasyonu (M) N or m ali ze e di lmi  hüc re i nd ek si (a) (b) Zaman

(6)

Etanolün hücre proliferasyonu üzerine anlamlı bir etkisi izlenmemitir (ekil 5a). Kırk sekiz saatlik uygulaması sonucu IC50 de¤eri ise 905 mM ola-rak belirlendi (ekil 5b).

Stearik asit uygulaması hücre proliferasyonu üzerinde herhangi bir etki göstermemitir (ekil 6).

TARTIMA

Senesense u¤ratılmı, adipositlerde (olgun adipositler) RAN gen anlatımının azalması yalanmı hücrelerde glikoz homeostazına ba¤lı insülin direnci gelimesinin daha az olabilece¤ini veya insülin direncine karı hücrenin savun-ma mekanizsavun-masının yeterince ileyemedi¤ini düündürmektedir.

Be saat 600 mM H2O2 uygulamasının hücre-de glikoz homeostazını bozarak insülin direncini artırdı¤ı ve RAN geni ekspresyonunu yaklaık altı katına kadar artırarak hücrenin bunu dengeledi¤i düünüldü.

Dört saat 600 mM ve be saat 800 mM H2O2

uygulanmı hücrelerde RAN ekspresyonunun artmı olması glikoz homeostazının düzenlenmesi gereklili¤ini ortaya koymutur.

Yirmi dört saat 600 mM H2O2, 90 mM etonol ve 50 mM stearik asit uygulanması hücrelerde glikoz homeostazını dengeleyici olarak etki ede-rek RAN gen ekspresyonunun dümesine neden olmutur.

ekil 7. Ras-ilikili nükleer protein (RAN) gen anlatımı 4 ve 5 saat hidrojen peroksit uygulaması sonrası artarken; stearik asit, etanol ve 24 saat hidrojen peroksit uygulaması sonrası azalmıtır. Linoleik asit deneylerinde üç kez tekrarlanan çalımalarda RAN geni ekspresyonun izlenmemi olması sonucu Linoleik asitin RAN gen anlatımı üzerinde susturucu etki gösterdi¤i sonucuna varılmıtır. 600 mM H2O2’e dört saat

maruz kalan adipositlerde RAN geni ekspresyonu kontrol hücrelere kıyasla iki kat artarken, aynı dozda be saat muamelenin ekspresyonu altı kata yakın artırdı¤ı ve farklılamı adiposit hücrelerin de etanolün RAN geni ekspresyonunu azalttı¤ı izlenmitir.

1 0 1 2 3 4 5 6 7 0.41 0.057

Ras-ilikili nükleer protein

Adiposit kontrol Cq Olgun adiposit 4 saat H2O2 600 mM 5 saat H2O2 800 mM 24 saat etanol 90 mM Preadiposit 4 saat H2O2 400 mM 5 saat H2O2 600 mM 24 saat H2O2 600 mM

24 saat stearik asit 50 mM

0.99 1.737 5.925 1.138 0.746 0.62 0.114 ekil 6. Kullanılan stearik asit dozları kontrol hücre

grubuna kıyasla herhangi bir etki meydana getirmemitir.

H üc re in de ks i Zaman 00:00:00 23:22:57 46:45:54 70:08:52 93:31:49 116:54:47 -0.300 4.400 3.460 2.520 2.990 1.580 0.640 3.930 2.050 1.110 0.170 Stearikasit Kontrol 1.5 mM 1.0 mM 750 mM 500 mM 0 mM

(7)

Linoleik asit uygulanmı hücrelerde RAN gen ifadesinin gözlenmemi olması, farklı deneylerle bu sitotoksik ajanın hangi evrede gen ekspresyonunu susturdu¤unun ve hangi nedenlerle susturdu¤unun ortaya konması gereklili¤ini oluturmutur.

Çıkar çakıması beyanı

Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aamasında herhangi bir çıkar çakıması olmadı¤ını beyan etmilerdir.

Finansman

Bu çalıma Marmara Üniversitesi Bilimsel Aratırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmitir. (Proje No: FEN-C-YLP-080415-0126)

KAYNAKLAR

1. World Health Organization (WHO). Eriim adresi: http://www.who.int/topics/obesity/en/ [Eriim tarihi: 04.01.2016]

2. Ozcan U, Yilmaz E, Ozcan L, Furuhashi M, Vaillancourt E, Smith RO, et al. Chemical chaperones reduce ER stress and restore glucose homeostasis in a mouse model of type 2 diabetes. Science 2006;313:1137-40. 3. Cinti S, Cigolini M, Bosello O, Björntorp P. A

morphological study of the adipocyte precursor. J Submicrosc Cytol 1984;16:243-51.

4. Guyton AC, Hall JE. Textbook of Medical Physiology. ‹stanbul: Nobel Kitapevi; 2001.

5. Sengier A. Multifactorial etiology of obesity: nutritional and central aspects. Rev Med Brux 2005;26:211-4. [Abstract]

6. Wangensteen T, Undlien D, Tonstad S, Retterstøl L. Genetic causes of obesity. Tidsskr Nor Laegeforen 2005;125:3090-3. [Abstract]

7. Irigaray P, Newby JA, Lacomme S, Belpomme D. Overweight/obesity and cancer genesis: more than a biological link. Biomed Pharmacother 2007;61:665-78.

8. Koerner A, Kratzsch J, Kiess W. Adipocytokines: leptin--the classical, resistin--the controversical, adiponectin--the promising, and more to come. Best Pract Res Clin Endocrinol Metab 2005;19:525-46. 9. Harvey AE, Lashinger LM, Hursting SD. The growing

challenge of obesity and cancer: an inflammatory issue. Ann N Y Acad Sci 2011;1229:45-52.

10. Trujillo ME, Scherer PE. Adipose tissue-derived factors: impact on health and disease. Endocr Rev 2006;27:762-78.

11. Drivas GT, Shih A, Coutavas E, Rush MG, D'Eustachio P. Characterization of four novel ras-like genes expressed in a human teratocarcinoma cell line. Mol Cell Biol 1990;10:1793-8.

12. Ren M, Drivas G, D’Eustachio P, Rush MG. Ran/TC4: a small nuclear GTP-binding protein that regulates DNA synthesis. J Cell Biol 1993;120:313-23.

13. Clarke PR, Zhang C. Spatial and temporal coordination of mitosis by Ran GTPase. Nat Rev Mol Cell Biol 2008;9:464-77.

14. Nagai M, Yoneda Y. Small GTPase Ran and Ran-binding proteins. Biomol Concepts 2012;3:307-18. 15. Bischoff FR, Ponstingl H. Catalysis of guanine

nucleotide exchange on Ran by the mitotic regulator RCC1. Nature 1991;354:80-2.

16. Bischoff FR, Krebber H, Kempf T, Hermes I, Ponstingl H. Human RanGTPase-activating protein RanGAP1 is a homologue of yeast Rna1p involved in mRNA processing and transport. Proc Natl Acad Sci U S A 1995;92:1749-53.

17. Coutavas E, Ren M, Oppenheim JD, D'Eustachio P, Rush MG. Characterization of proteins that interact with the cell-cycle regulatory protein Ran/TC4. Nature 1993;366:585-7.

18. Yokoyama N, Hayashi N, Seki T, Panté N, Ohba T, Nishii K, et al. A giant nucleopore protein that binds Ran/TC4. Nature 1995;376:184-8.

19. Sazer S, Dasso M. The ran decathlon: multiple roles of Ran. J Cell Sci 2000;113:1111-8.

20. Nemergut ME, Lindsay ME, Brownawell AM, Macara IG. Ran-binding protein 3 links Crm1 to the Ran guanine nucleotide exchange factor. J Biol Chem 2002;277:17385-8.

21. Moore MS, Blobel G. The two steps of nuclear import, targeting to the nuclear envelope and translocation through the nuclear pore, require different cytosolic factors. Cell 1992;69:939-50.

22. Moore MS, Blobel G. The GTP-binding protein Ran/ TC4 is required for protein import into the nucleus. Nature 1993;365:661-3.

23. Ye F, Zhang H, Yang YX, Hu HD, Sze SK, Meng W, et al. Comparative proteome analysis of 3T3-L1 adipocyte differentiation using iTRAQ-coupled 2D LC-MS/MS. J Cell Biochem 2011;112:3002-14. 24. Kanno Y, Miyazaki Y, Inouye Y. The nuclear

import of the constitutive androstane receptor by importin/Ran-GTP systems. Biochim Biophys Acta 2010;1803:968-74.

25. Renehan AG, Tyson M, Egger M, Heller RF, Zwahlen M. Body-mass index and incidence of cancer: a systematic review and meta-analysis of prospective observational studies. Lancet 2008;371:569-78. 26. Cowey S, Hardy RW. The metabolic syndrome: A

high-risk state for cancer? Am J Pathol 2006;169:1505-22. 27. Back SH, Scheuner D, Han J, Song B, Ribick M,

Wang J, et al. Translation attenuation through eIF2alpha phosphorylation prevents oxidative stress and maintains the differentiated state in beta cells. Cell Metab 2009;10:13-26.

Referanslar

Benzer Belgeler

Elinizdeki konsantre hidrojen peroksit çözeltisi hidrojen peroksit miktarına göre orantı kurarak hazırlamanız istenen miktardaki çözelti için perhidrolden

Siyanür, hepsi çok şiddetli zehirli olan hidrosiyanik asit ve bu asitten türeyebilen metal tuzlarının genel adı olarak biliniyor.. Sodyum siyanür ve potasyum siyanür

Bu çalışmada, ortam koşulları (25 o C), artan sonikasyon süresi, sonikasyon sıcaklığı, demir (II) (Fe +2 ), demir (III) (Fe +3 ) ve hidrojen peroksit (H 2 O 2

Ayrıca Gossypin dozlarının H 2 O 2 ’nin ne- den olduğu hasarı azaltıp azaltamadığını değerlendirmek için, gerçek zamanlı PCR kullanarak L929 hücrelerinde IL-1β ve

Tuz stresi uygulamasından 14 gün sonra morfolojik ve fizyolojik özelliklerin durumu Tuz stresi uygulamasından 14 gün sonra ele alınan çeşitlerin ortalama değerleri

Sonuç: Hastalarımızda düşük konsantrasyondaki hidrojen peroksitin oral alımı ciddi bir hasara yol açmamışsa da, hidrojen peroksitin olası etkileri göz önüne alınarak, bu

Elde edilen verilerin analizinde istatistik paket programının kullanıldığı araĢtırmanın sonucunda Türkçe öğretmeni adaylarının yabancı uyruklu öğrenci

takio ediyor., üstadının, ferdî yaratıcılığı telkin eden nrensioleri- ni bizzat hayatında tatûik ederek hayranlık telkin eden çalışma ile edindiği servetle