• Sonuç bulunamadı

Çölleşme, kuraklık ve iklim değişikliği etkileşimlerine zirai meteorolojik yaklaşımlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çölleşme, kuraklık ve iklim değişikliği etkileşimlerine zirai meteorolojik yaklaşımlar"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

49

ÇÖLLEŞME, KURAKLIK VE İKLİM

DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLEŞİMLERİNE

ZİRAİ METEOROLOJİK YAKLAŞIMLAR

Mücahit KARAOĞLU

Iğdır Üniversitesi, Iğdır Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü, 76000, Iğdır mucahit.karaoglu@igdir.edu.tr

ÖZET

Bu çalışmada, Türkiye’de DMİ Genel Müdürlüğü bünyesinde meteorolojik rasat yapan istasyonlardan 20

tanesi rastgele seçilerek sıcaklık, yağış, buharlaşma ve nem değerleri incelenmiştir. İstasyonlar, Türkiye’nin

üzerinde bulunduğu 5 enlem (37-41) derecesinden dörder tane olarak kuraklık riskinin fazla olduğu, deniz

etkisinden uzak karasal iklim bölgelerinden seçilmiştir.

Çalışmanın amacı ciddi bir kuraklık tehdidi altında bulunan Türkiye’de olayın meteorolojik boyutlarını

farklı parametrelerle ortaya koymak, kuraklığın zirai meteorolojik etkilerini tespit etmek ve çözüm

önerilerini sunmaktır.

Seçilen istasyonlara ait 30 yıllık (1976-2005) sıcaklık, yağış, buharlaşma ve nem değerleri incelenmiş ve

genel olarak sıcaklıklarda artma, yağışlarda ve özellikle kış yağışlarında azalma, buharlaşma değerlerinde

artma ve nem değerlerinde azalma eğilimleri gözlenmiştir. Yağışların buharlaşmayı karşılama oranları

oldukça düşük bulunmuştur. Bu sonuçlar kuraklık göstergesi olarak değerlendirilmiştir. Sıcaklık ve yağış

değerlerine tesadüf blokları deneme deseninde varyans analizi uygulanmış ve yıllar itibariyle ortaya çıkan

farklılıkların önemli olduğu belirlenmiştir.

Sonuç olarak kuraklığın ve neden olduğu arazi bozulumunun önlenebilmesi için, yeşil örtünün

kuvvetlendirilmesi, ormanlaştırma ile birlikte iklim etkilerinin dolaylı olarak değiştirilmesi önerilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kuraklık, arazi bozulumu, zirai meteoroloji, zirai meteorolojik faktörler

ABSTRACT

In this study, data on temperature, precipitation, evaporation and relative humidity parameters from 20

meteorological stations randomly selected from all the stations of Turkish State Meteorology Service were

investigated. Four stations on each of five latitudes (37-41

o

) in Turkey were determined according to

continental climate regions that are away from maritime effect and high drought risk.

The aims of this study are to provide meteorological aspects of Turkey which are under serious drought

threat using these parameters and to determine the effects of drought on agricultural meteorology, and to

present solution proposals.

The 30 years data belonging to the selected station were evaluated. In general, increases in temperature

and evaporation values and decreases in relative humidity as well as precipitation values especially in

winter precipitation were observed. The P/E ratios were very low. These results can be commented as a

marker of drought. An analysis of variance in randomized block design was applied for temperature and

precipitation values and it was determined that differences over years were significant.

As a result, it could be suggested that climate effects can be changed with strong vegetation and

afforestation in order to prevent land degradation caused by drought.

(2)

50

1. GİRİŞ

Atmosferdeki sera gazlarında meydana gelen artış sera etkisini kuvvetlendirerek Yerkürenin radyasyon dengesini bozmakta ve dünyanın daha fazla ısınmasına neden olmaktadır. 1906 ile 2005 yılları arasında küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 0.74 °C olarak tespit edilmiştir. 1850 yılından beri kaydedilen en yüksek sıcaklığa sahip 12 yılın 11'i son 12 yılda gerçekleşmiştir. 1998 yılı 0.58 °C'lik anomali ile en sıcak yıl, 2005 yılı 0.48°C'lik anomali ile en sıcak ikinci yıl olmuştur. Son elli yıldaki lineere yakın ısınma eğilimi ise son yüz yıldakinin yaklaşık iki katıdır (Demir vd., 2008).

Demir vd. (2008), Türkiye'nin ortalama, maksimum ve minimum hava sıcaklıkları ve yağış dizileri, uzun süreli değişikliklerin ve eğilimlerin belirlenmesi amacıyla yaptıkları çalışmada; Türkiye’nin ortalama hava sıcaklıklarında güney ve güney batıda yer alan bölgelerde anlamlı artma eğilimleri gözlemlemişlerdir. Araştırmacılar, kış yağışlarında azalma eğilimi gösteren 78 istasyondan 24 tanesini istatistiksel açıdan anlamlı bulmuşlardır.

Türkeş vd. (2002), Türkiye’nin 70 istasyonunda 1929-1999 döneminde kaydedilen ortalama, maksimum ve minimum hava sıcaklıkları ile günlük sıcaklık genişlikleri (GSGler), uzun süreli değişimler ve eğilimler, değişiklik noktaları, anlamlı artma (ya da azalma) dönemleri ve eğilim oranları açısından incelemişler ve yıllık, kış ve ilkbahar ortalama sıcaklıkları, özellikle Türkiye’nin güney bölgelerinde artma eğilimi göstermesine karşın, yaz ve özellikle sonbahar ortalama sıcaklıkları, kuzeyde ve karasal iç bölgelerde azalma belirlemişlerdir.

Artan sera etkisine ve küresel ısınmanın olası etkilerine gösterilen yaygın ilginin doğal bir sonucu olarak, uzun süreli sıcaklık ve yağış verilerinde gözlenen değişiklikleri ve eğilimleri saptamaya yönelik çok sayıda araştırma yapılmıştır. Türkiye için yapılan önceki çalışmalarda (Türkeş, 1996; Türkeş vd.,1996; Kadıoğlu, 1997; Tayanç vd., 1997) Türkiye’nin büyük bölümünde yıllık ve mevsimlik ortalama yüzey hava sıcaklıklarında, özellikle yaz mevsiminde, genel bir azalma eğilimi (soğuma) egemen olmuştur. Fakat 1990’lı yıllardan sonra özellikle 1992 yılında yaşanan soğuk yıldan sonra başlayan genel bir ısınma eğilimi kendini göstermektedir.

Bugünkü bilgilerimiz doğrultusunda 4.5 milyar yıllık evrenimizin jeolojik tarihi boyunca iklim sisteminde milyonlarca yıldan on yıllık periyotlara kadar değişen aralıklarla değişiklikler olmuştur (Türkeş, 2003). Fakat sanayi devriminden itibaren iklimin doğal değişkenliğine ek olarak insan kaynaklı etkilerin de yer aldığı yeni bir döneme girilmiştir. Fosil yakıtlarının kullanımı, ormansızlaştırma, kentleşme ve hızlı nüfus artışı gibi çeşitli insan etkinlikleri sonucunda atmosfere salınan sera gazlarındaki artış sanayi devriminden beri artarak devam etmektedir.

Hava olayları ve bunların birikimi olan iklime insanın doğrudan müdahalesi mümkün değildir. Ancak yukarıda verilen araştırma sonuçlarına göre, iklim insan eli ile dolaylı olarak olumsuz olarak değiştirilmektedir. Bu ifade, aynı zamanda iklimin insan eli ile dolaylı olarak mutedil bir hale getirilebileceği anlamını taşımaktadır.

Türkiye'nin İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi'ndeki yer alan ve 1951-2004 dönemini kapsayan değerlendirmelerde sıcaklıklarda en belirgin sonuç, yaz sıcaklıklarında meydana gelen yaygın artıştır. Yaz sıcaklıkları, Türkiye’nin çoğunlukla batı ve güney batı kısımlarında yükselme eğilimindedir. Kentsel ısı adası çalışmaları (Ezber vd., 2006; ve Karaca vd., 1995), kentleşmeye bağlı sıcaklık artışının en çok Akdeniz şehirlerinde, bölge yüksek basınç etkisi altına girdiğinde, egemen olduğunu ortaya koymaktadır. Yağışta önemli değişiklikler ve tutarlılık gösteren alanlar, hem kış hem de sonbaharda gözlenmektedir. Türkiye’nin batı illerindeki kış yağışları son elli yılda önemli ölçüde azalmıştır.

Bilimsel boyutuyla çölleşme, kutup ve kutup altı bölgeler dışında kalan ve yıllık yağışın, potansiyel evapotranspirasyona oranının 0,05 ile 0,65 arasında değiştiği yöreleri kapsayan kurak, yarı kurak ve kuru alt nemli alanlarda iklim değişiklikleri ve anızın yakılması, arazileri çoraklaştırma, organik ve inorganik atıklarla toksin elementlerin birikimi, radyoaktif bulaşmalar, aşırı gübre kullanımı, yanlış sürüm ve işleme teknikleri ile toprakların kompaksiyonu, yüzeyde kabuk oluşumu, ormansızlaşma, yanlış mera yönetimi, yanlış ve amaç dışı arazi kullanımı gibi bir çok yanlış eylemler ile insan aktivitelerinin de dahil olduğu çeşitli etmenlerin sonucunda ortaya çıkan “arazi bozulumu”dur (Cangir ve Boyraz, 2008).

Her şeyde olduğu gibi, iklim ve insan eliyle olan arazi bozulumunun azaltılması ve önlenmesi birçok kültürel işlemler yanında, sürekli ve bilinçli bir eğitim ile mümkündür. Bu eğitimin bir kısmı üniversiteler bünyesinde gerçekleştirilirken, diğer kısmı da arazide çiftçilerle yüz yüze olmalıdır.

(3)

51

2.1. Veri

Çalışmada, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde gözlem yapan istasyonlardan 20 tanesinin 30 yıllık (1976-2005) sıcaklık, yağış, nem ve buharlaşma değerleri kullanılmıştır. İstasyonlar, 5 farklı enlem derecesinden dörder tane olmak üzere rastgele seçilmiştir. İstasyonların tek benzer yönü; deniz etkisinden uzak, karasal iklim özelliklerine sahip olmalarıdır. Kullanılan rasat verileri DMİ Genel Müdürlüğü veri bankasından alınmış olup kalite kontrolü yapılmış değerlerdir.

Şekil 1. 20 istasyonun Türkiye’deki coğrafi dağılışı

2.2. Yöntem

İklim elemanları oldukça dinamiktir. Bu durum iklimin kaynağı olan atmosferin çok karmaşık ve hareketli olması ile ilgilidir. İklim elemanlarındaki mevsimlik ve yıllık değişimler, uzun yıllar ortalamalarını etkilemektedir. Bir sahada uzun yıllar boyunca hüküm süren hava olaylarının ortalama sonucu o sahanın iklim özelliklerini belirlemektedir (Özçağlar, 2000). Oldukça geniş bir bölge içinde, uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava şartlarına iklim denir (Erol, 1993). İklim elemanlarının belli bir dönemdeki seyrini ortaya koyabilmek için sadece dönemin başlangıcına ve sonuna bakmak veya bunların ortalamasını almak doğru olamaz.

Bir bölgenin iklimi, birkaç saniyeden (şimşek, gök gürültüsü, sağanak yağış, vb.) birkaç haftaya (yüksek basınç kuşakları) uzanan bir zaman ölçeğine sahip olan havadan farklıdır. Diğer bir ifade ile hava ve iklim arasında en önemli ayrım, “zaman”dır. Kısa süreli atmosfer koşulları ve süreçleri, hava olarak nitelendirilirken, bunların uzun süreli olanları, iklimdeki gibi dönemsel bir doğaya sahiptir (Türkeş, 2001a).

Bu bilgiler ışığında, seçilen istasyonlara ait sıcaklık, yağış, buharlaşma ve nem değerlerinin 30 yıllık seyrini ortaya koyabilmek için; yıllık ortalama veya toplam değerlerin belli dönemlere ait ortalamaları alınarak normalleştirilmiştir. Buna ait bir örnek, Islahiye istasyonu sıcaklık değerleri için Şekil 2’de, Kulu istasyonu için yağış değerleri Şekil 3’de verilmiştir.

(4)

52

2.2.1. Sıcaklık ve yağış verilerinin değerlendirilmesi

Seçilen istasyonlara ait sıcaklık ve yağış değerlerinin 30 yıllık seyrini ortaya koyabilmek; yani yıllar itibariyle ortaya çıkan artış veya azalışlar farklı ve önemli midir sorusuna cevap verebilmek için istatistiksel analiz yapılmıştır.

(5)

53

(6)

54

2.2.1.1. İstatistik analiz

Her bir enlem için 1976-2005 yılları arasında elde edilen sıcaklık ve yağış miktarı verilerine “Tesadüf blokları deneme deseninde varyans analizi (Randomized Block Design) uygulanmıştır. Bu deneme desenine ilişkin doğrusal model aşağıdaki gibi yazılabilir:

Yij = µ + ai+bj+eij (Her bir enlem için)

Burada;

Yij : i. istasyondan j. yılda alınan gözlem değeri (sıcaklık ve yağış miktarları için)

µ : genel ortalama ai : i. istasyonun etkisi

bj : j. yılın etkisi

eij : Şansa bağlı hatayı ifade etmektedir (Efe vd., 2000).

Sıcaklık ve yağış faktörlerinin sadece aylık ve yıllık dağılımları değil, aynı zamanda mevsimlik dağılımları da değerlendirilerek farklı bir seyir olup olmadığı araştırılmıştır. Özellikle zirai meteorolojik açıdan kış ve ilkbahar yağışlarının seyri çok önemlidir.

2.2.2. Buharlaşma verilerinin değerlendirilmesi

Bitki örtüsünün sıklığı toprak yüzeyinden olan buharlaşmayı azaltır. Bitki örtüsünün zayıf olduğu yerlerde buharlaşma daha fazladır. Buharlaşma ile coğrafi enlem arasındaki ilişki, ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe buharlaşmanın azalması şeklindedir.

Buharlaşma, sıcaklık ile doğru orantılıdır. Buharlaşmanın günlük ve yıllık değişmeleri, sıcaklığın günlük ve yıllık değişmelerine çok benzer. Günün en sıcak saatlerinde buharlaşma değerleri yüksektir. Sıcak mevsimlerde de buharlaşma değerleri yüksektir.

Buharlaşma, özellikle bitki örtüsünün zayıf olduğu ülkemizde açık su yüzeylerinden olan buharlaşma değerleri, yağışların bu değerleri karşılama oranları, kuraklığın izlenmesi açısından önemli bir iklim elemanıdır. Bu nedenle seçilen istasyonların buharlaşma değerleri mevsimlik ve yıllık olarak incelenmiştir. Kuraklığın bir göstergesi olarak, yağışların buharlaşma değerlerini karşılama oranları yüzde olarak hesaplanmıştır.

2.2.3. Nem verilerinin değerlendirilmesi

Atmosferde bulunan nem miktarı, havanın potansiyel yağışlılık durumunun bir göstergesidir. Havada bol miktarda nem bulunduğu ortamlarda, yağışların oluşması için gerekli diğer faktörler de uygun olduğunda, yağışlar daha kolay ve bol meydana gelebilecektir. Su buharı ısı enerjisini emme etme özelliği sebebiyle, yeryüzünün çabuk soğumasına engel olarak, ısı dengesi üzerinde önemli bir rol oynar. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere hava nemi dengeleyici bir faktördür. Don ve kuraklık gibi zararlı zirai meteorolojik olaylar, yeterli hava nemine sahip bölgelerde oldukça seyrek görülürler.

Havanın nemli olması buharlaşmayı azaltır. Buharlaşma kuru havada nemli havaya nazaran daha fazladır. Toprağın nemli olması ise buharlaşmanın fazla olmasına neden olur.

Seçilen istasyonların aynı dönemdeki nem değerleri uzun yıllar ortalamaları ve dönemsel ortalamalar olarak hesaplanmıştır. Bu değerler diğer iklim elemanları ile karşılaştırılarak sonuç ve yorumlar ortaya konmuştur.

3. BULGULAR

3.1. Sıcaklık Bulguları

Seçilen istasyonların uzun yıllar yıllık ortalama sıcaklık değerleri, çalışma döneminin ortalarında biraz düşüş ve dönem sonlarına doğru gözle görülür bir artış göstermiştir. Uygulanan varyans analizi sonucu, yıllar itibariyle sıcaklık değerlerinde görülen artış veya azalışlar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (Çizelge 1).

(7)

55

Çizelge 1. Sıcaklık değerleri varyans analizi

YILLAR 37. E 38. E 39. E 40. E 41. E 1976 15.7 7.4 13.8 12.9 13.0 1977 16.6 8.3 14.4 13.4 13.5 1978 16.6 7.9 13.7 13.4 12.8 1979 17.1 8.8 14.1 13.9 14.1 1980 15.2 7.8 14.4 13.5 13.5 1981 16.7 7.8 13.5 13.1 12.8 1982 15.7 9.2 14.5 13.0 13.7 1983 15.8 8.6 14.4 13.4 13.7 1984 16.1 7.0 13.9 12.9 13.2 1985 16.3 9.7 15.7 14.2 14.9 1986 16.8 10.3 14.2 13.2 13.8 1987 16.3 6.7 14.1 13.1 12.7 1988 16.2 8.1 14.2 13.3 13.3 1989 16.8 13.0 16.4 15.1 14.9 1990 16.7 8.0 13.9 13.0 13.4 1991 16.4 9.0 14.1 13.4 13.4 1992 15.2 8.0 13.7 12.8 12.8 1993 15.9 8.4 13.5 12.5 13.0 1994 17.1 10.9 15.7 14.6 14.9 1995 16.5 7.2 14.8 14.0 14.5 1996 16.7 6.8 14.3 13.7 14.0 1997 15.8 5.2 14.2 13.2 13.5 1998 17.3 9.7 15.5 14.6 14.9 1999 17.4 9.2 15.9 14.4 14.4 2000 16.8 10.2 15.6 14.1 14.2 2001 17.3 9.8 15.4 14.5 14.2 2002 16.8 7.8 14.4 13.8 13.7 2003 16.8 8.0 15.0 14.5 14.4 2004 16.7 8.3 14.4 13.7 13.4 2005 16.9 9.4 14.6 13.9 13.9 YIL SEM 0.23 0.31 0.31 0.26 0.23 LSD 0,644 0,689 0,884 0,740 1,161 İST. 1 12.5 15.4 15.9 14.3 17.5 2 16.7 15.1 14.3 15.6 13.7 3 17.6 12.9 15.6 12.5 14.9 4 18.9 9.6 12.5 12.1 8.8 İST. SEM 0.08 0.13 0.15 0.09 0.08 YILLAR 6.38*** 8.66*** 5.93*** 6.01*** 8.54*** İST. 1105.9*** 803.0*** 173.9*** 286.1*** 1826.1*** R2 0.97 0.96 0.88 0.92 0.98 CV (%) 2.78 3.65 4.32 3.85 3.39

Sıcaklık değerlerindeki mevsimlik dağılım incelendiğinde, kış aylarında dönem ortalarındaki azalış veya farksızlıktan sonra, dönem sonuna doğru önemli artışlar görülmüştür. Bahar aylarında dört istasyon dönem boyunca farksız olurken diğer istasyonlarda dönem sonuna doğru önemli artışlar görülmüştür. Yaz aylarında bütün istasyonlarda belirgin bir şekilde dönem boyunca önemli artışlar kaydedilmiştir. Sadece üç istasyonda dönem ortasına kadar farksızlık ve dönem sonuna doğru önemli artış görülmüştür. Sonbahar aylarında ise üç istasyonda farksızlık ve dönem sonunda önemsiz bir azalış görülürken, diğer istasyonlarda dönem sonuna doğru önemli artışlar kaydedilmiştir.

(8)

56

3.2. Yağış Bulguları

Seçilen istasyonların uzun yıllar yıllık yağış ortalamaları, Türkiye ortalaması olan 650 mm değerinin altındadır. Sadece iki istasyon değeri ortalamanın biraz üzerindedir. Yağışlarda yıllar itibariyle bir eğilim belirlemek, diğer faktörlerdeki gibi kolay değildir. Normalleştirilmiş yağış değerleri incelendiğinde, 14 istasyonda dönem sonuna doğru yağışlarda azalma, 6 istasyonda biraz artma görülmüştür. Uygulanan varyans analizi sonucu, yıllar itibariyle yağış değerlerinde görülen artış veya azalışlar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (Çizelge 2).

Çizelge 2. Yağış değerleri varyans analizi

YILLAR 37. E 38. E 39. E 40. E 41. E 1976 694,4 522,5 685,6 402,2 414,0 1977 424,7 467,9 564,8 335,7 469,3 1978 526,9 548,1 667,1 450,9 472,2 1979 506,8 577,6 648,1 389,1 567,2 1980 595,9 534,9 598,4 393,1 466,3 1981 630,1 586,1 695,5 468,1 516,8 1982 417,4 449,5 468,8 394,8 448,0 1983 477,5 510,8 662,1 458,1 539,7 1984 429,6 412,9 487,4 355,1 463,5 1985 496,1 433,3 627,4 420,4 423,7 1986 493,3 475,7 534,5 395,7 473,0 1987 596,0 629,8 661,7 461,5 593,1 1988 683,3 588,1 773,4 480,0 584,8 1989 308,0 358,4 416,9 370,2 459,4 1990 334,8 350,0 449,4 375,0 440,8 1991 557,6 561,4 573,2 411,5 512,0 1992 365,8 499,9 529,2 403,2 445,4 1993 395,8 470,3 578,8 358,9 421,1 1994 579,0 558,2 572,5 362,4 430,2 1995 405,5 551,4 545,0 479,8 574,1 1996 708,8 598,2 656,0 473,6 512,4 1997 462,5 465,2 616,4 472,3 567,0 1998 482,1 521,4 630,4 482,2 591,4 1999 311,9 393,8 482,9 414,4 576,3 2000 461,9 464,8 436,7 460,3 447,9 2001 618,7 493,7 564,5 428,3 513,3 2002 478,2 501,1 526,2 451,3 530,1 2003 622,8 590,8 592,7 425,0 535,9 2004 598,3 435,5 504,4 368,8 515,9 2005 409,0 434,7 564,1 441,1 631,0 LSD 152,14 122,032 151,515 96,966 131,37 YIL SEM 54,126027 43,414146 53,903763 34,495487 46,734679 İST. 1 379,49 601,22 568,87 486,72 594,65 2 828,75 332,52 391,85 399,44 439,33 3 362,95 626,16 754,27 536,49 441,18 4 438,59 438,34 593,70 255,20 543,05 İST. SEM 19,76 15,85 19,68 12,59 17,06 YILLAR 4,31*** 2,78*** 2,49*** 1,60* 1,68* İST. 123,85*** 76,95*** 56,83*** 95,80*** 19,63*** R2 0,85 0,78 0,73 0,79 0,56 CV (%) 21,54 17,38 18,67 16,44 18,54

(9)

57

Bitki gelişimi yönünden çok önemli olan bahar yağışları ve havzalarda toplanan kış yağışlarının seyri daha önemlidir. Kış mevsimi yağışlarında dönem boyunca 13 istasyonda azalma, 4 istasyonda artma ve 3 istasyonda ise farksızlık görülmüştür. İlkbahar yağışlarında dönem boyunca 8 istasyonda artış, 5 istasyonda azalış ve 7 istasyonda ise farksızlık belirlenmiştir. Yaz aylarında dönem boyunca 9 istasyonda artış, 5 istasyonda azalış ve 6 istasyonda ise farksızlık gözlenmiştir. Sonbaharda dönem boyunca 12 istasyonda farksızlık, 5 istasyonda artış ve 3 istasyonda azalış meydana gelmiştir.

Bitkilerin ihtiyacı olan suyu karşılamak için önemli olan kış ve ilkbahar yağışlarındaki bazı istasyonlarda görülen artışlar yeterli midir sorusu akla gelmektedir. Bu soruya sadece yağış değerleriyle cevap vermek mümkün ve doğru değildir. Ancak, bir yaklaşım olarak buharlaşma değerlerine bakılabilir.

3.3. Buharlaşma Bulguları

Açık su yüzeylerinde meydana gelen uzun yıllar yıllık ortalama buharlaşma değerleri 4-10. aylar arasında ölçüm yapılmakla birlikte, uzun yıllar yıllık ortalama yağış değerlerinden yüksektir. Dönem boyunda buharlaşma değerlerinde önemli değişiklikler görülmemektedir. Yağışların buharlaşmayı karşılama oranları % 20-58 arasında değişmektedir. Sadece 2 istasyonda bu değerler % 75 ve 95 olarak yüksek bulunmuştur. Bu istasyonlar da, Türkiye ortalamasının üzerinde yağış değerlerine sahip istasyonlardır.

3.4. Bağıl Nem Bulguları

Bağıl nem değerleri, 4 istasyonda artma, 8 istasyonda azalma ve 7 istasyonda farksız olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak ortalama nem değerleri % 47-75 arasında değişmektedir ve oldukça düşük değerlerdir. Bağıl nem değerlerinin mevsimlik dağılımlarında da aynı durum gözlenmiştir.

4. TARTIŞMA VE SONUÇ

1. Sıcaklık değerlerinde, önceki kapsamlı çalışmalara paralel olarak, seçilen dönemin sonlarına doğru anlamlı ve belirgin artış ve buna paralel olarak buharlaşma değerlerindeki artış,

2. Yıllık ortalamalarda görülen bu artışların, mevsimlik dağılışlarda ve özellikle kış ayları sıcaklıklarında da dönem sonuna doğru görülmesi,

3. Buharlaşma ile kaybolan suyu karşılamaktan çok uzak olan yetersiz yağışlardaki dönem sonuna doğru görülen anlamlı azalma ve mevsimlik dağılımlarda ve özellikle kış ayları yağışlarındaki dönem sonuna doğru görülen azalma,

4. Yağışların yeterli olduğu varsayılsa dahi yağışlardaki düzensizliğin, eğimli arazilerdeki yeşil örtü yetersizliği, ağır bünye, drenaj problemi ve hızlı bozulma süreci yaşayan topraklar nedeniyle faydadan çok zarar vermesi,

5. Topografya, mikroklima sahaları, yetersiz yeşil örtü nedeniyle iklim elemanlarında özellikle bağıl nem değerlerinde düşüş, buharlaşmada artış olarak görülen düzensizlik,

6. İklim elemanlarındaki kurak sürecin asıl nedeni, sera gazları etkisiyle küresel ısınma olduğu çalışmalarla ortaya konmuştur. Gerçeğin böyle olmadığını ve kurak dönemin iklimdeki dalgalanmaların bir sonucu olduğunu iddia etsek bile, kuraklık ve etkileri ciddi bir problem olarak karşımızdadır.

Sonuç olarak çözüm önerileri:

1. İklim faktörlerine doğrudan müdahale etmek mevcut teknoloji ve bilgi birikimi ile mümkün değildir. Ancak dolaylı olarak müdahale etmek mümkündür. Bunun için;

a) İncelemeye aldığımız karasal iklim bölgelerinde, özellikle geniş su yüzeylerine uzak yerlerin düz ve az eğimli arazilerinde kuvvetli yeşil örtü tesisi ile toprak koruma ve buna bağlı olarak toprak neminin korunması, düzenli buharlaşma ile hava neminin dengelenmesi ve uzun süreli, hafif, düzenli yağışların oluşumuna zemin hazırlamak,

b) Eğimi, ziraat yapılamayacak derece fazla olan arazilerde, ormanlaştırma ile toprağı ve yaban hayatını korumak; bölgeye serin, yağışlı hava kütlelerini çekmek,

2. Özellikle ziraat fakültelerinden başlamak üzere ilgili diğer eğitim birimlerinde de zirai meteoroloji eğitimine önem vermek, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine uygulamalı zirai meteoroloji dersleri vermek,

3. DMİ Genel Müdürlüğü bünyesinde ve/veya kontrolünde başka hizmet birimlerinde zirai meteorolojik istasyon şebekesi kurmak ve özellikle henüz ölçümü genel olarak yapılmayan önemli bir zirai meteorolojik faktör olan toprak nemi ölçümlerine başlamaktır.

(10)

58

5. KAYNAKLAR

Cangir, C., ve Boyraz, D. 2008. İklim Değişikliği ve Çölleşme veya Toprak /Arazi Bozulumunun Türkiye’deki Boyutları ve Çölleşme İle Mücadele. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi., 2008 Cilt: 5 Sayı:2. Sayfa:169-186.

Demir, İ., Kılıç, G., Coşkun, M., Sümer, U.M. 2008. Türkiye’de maksimum, minimum ve ortalama hava sıcaklıkları ile yağış dizilerinde gözlenen değişiklikler ve eğilimler. TMMOB İklim Değişimi Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, 69-84. TMMOB adına TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası, 13-14 Mart 2008, Ankara. Efe, E., Bek,Y., Şahin, M. 2000. SPSS’te Çözümleri ile İstatistik Yöntemler II. Kahramanmaraş Sütçü İmam

Üniversitesi Rektörlüğü, BAUM. Yayın no:10. Kahramanmaraş. Erol, O., 1993. Genel Klimatoloji. Gazi Büro Kitabevi. Ankara.

Ezber, Y., Sen, O.L., Kindap, T., and Karaca, M. (2006). “Climatic Effects of Urbanization in Istanbul: A Statistical and Modelling Analysis”, International Journal of Climatology.

First National Communication of Turkey on Climate Change., http://www.meteor.gov.tr.

Kadıoğlu M. (1997). "Trends in surface air temperature data over Turkey". International Journal of Climatology 17: 511-520.

Karaca, M., Tayanç, M. and Toros, H. (1995)., “Effects of Urbanization on Climate of Istanbul and Ankara : A First Study”, Atmospheric Environment, Part B: Urban Athmosphere, 29, No:23.

Özçağlar, A., 2003. Coğrafyaya Giriş-Sistematik, Kavramlar Yöntemler. Hilmi Usta Matbaacılık ISBN 975-93704-2-5, Ankara.

Tayanç M., Karaca M. and Yenigün, O. (1997). "Annual and seasonal air temperature trend patterns of climate change and urbanization effects in relation to air pollutants in Turkey". Journal of Geophysical Research 102: 1909-1919.

Türkeş, M., 2001a. Hava, İklim, Şiddetli Hava Olayları ve Küresel Isınma, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Seminerler Dizisi, Teknik Sunumlar, Ankara.

Türkeş M (1996) "Spatial and temporal analysis of annual rainfall variations in Turkey". Int J. Climatology, 16:1057-1076.

Türkeş M. (2003). 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü Kutlaması: Gelecekteki İklimimiz Paneli, Bildiriler Kitabı, 12-37, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

Türkeş, M., Sümer, U. M. ve Demir, İ. 2002. Türkiye’nin günlük ortalama, maksimum ve minimum hava sıcakları ile sıcaklık genişliğindeki eğilimler ve değişiklikler. Prof. Dr. Sırrı Erinç Anısına Klimatoloji Çalıştayı 2002, Bildiriler Kitabı, 89-106. Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü, 11-13 Nisan 2002, İzmir. Türkeş M., Sümer U.M. and Demir İ. (2002a). "Reevaluation of trends and changes in mean, maximum and

minimum temperatures of Turkey for the period 1929-1999". International Journal of Climatology, 22: 947-977.

Türkeş M., Sümer U.M., and Kılıç G. (2002b). "Persistence and periodicity in the precipitation series of Turkey and associations with 500 hPa geopotential heights". Climate Research, 21:59-81.

Türkeş M., Sümer U.M. and Kılıç G. (1996). "Observed changes in maximum and minimum temperatures in Turkey". International Journal of Climatology, 16: 463-477.

Şekil

Şekil 1. 20 istasyonun Türkiye’deki coğrafi dağılışı  2.2. Yöntem
Şekil 2. Islahiye için uzun yıllar sıcaklık ortalamaları ve normalleştirilmiş değerleri
Şekil 3. Kulu için uzun yıllar yağış toplamları ve normalleştirilmiş değerleri
Çizelge 1. Sıcaklık değerleri varyans analizi
+2

Referanslar

Benzer Belgeler

senin elinde gül olmak isterdim suskunluğun sen aşkı ince ince yaşarsın bıldırcınlardan alınıp verilen bir eşya mıydın ki kanadın bana ünledin durmadan bir

Yurdumuzda Anadolu Kardiyoloji Dergisi kadar yoğun bir üst düzey bilimsel içerikli yazı akışlı ciddi bir derginin olduğunu pek zannetmiyorum.. Yine aşağıdaki grafiklerden

Dürbünle bakıldığında, bulutsu çok daha belirgin ve parlak görünür.. M41: Küme, gökyüzünün en

İkizler (Geminid) göktaşı yağmuru 18 Aralık Merkür en büyük uzanımda (akşam, 20°) 21 Aralık Ay ve Merkür yakın görünümde (akşam) 21 Aralık Kış gündönümü - en

Üst solunum yolun- da hastalığa yol açan mikroplar, küçük çocuklarda, ba- ğışıklık sistemi zayıf olanlarda veya şeker, kalp, akciğer hastalığı olan kişilerde

Kış uykusuna yatan canlıların çoğu kış bittiğinde kas ve kemik erimesi sorunu yaşamadan yuvalarından ya da inlerinden çıkar.. Colorado Üniversitesi’nden

Bir çift yıldız sistemi olan Sirius, A0 tayf tü- ründe bir yıldız ile ölmüş bir yıldız çe- kirdeği olan bir beyaz cüceden olu- şur ve Dünya’ya uzaklığı 8,6

87 Nisan’da Gezegenler ve Ay 1 Nisan 23:00 15 Nisan 22:00 30 Nisan 21:00 Kraliçe Kral Aldebaran Kapella Büyük Ayı Çoban Yılan Terazi Herkül Lir Berenices’in Saçı