• Sonuç bulunamadı

Ayasofya Müzesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ayasofya Müzesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/maze£en*?>uau

•íhtutiyP^wx-ülınnıuiiiııı

E U C it lN A R P A Ç A V Ayasofya’nm uzaktan görünüşü

A y a so fya

M üzesi

Uzun, sarı saçlarını omuzlarına dökmüş, mini etekli turist kız yanındaki arkadaşına biraz daha sokuldu. Manikürlü par­ mağını boşlukta bir noktaya doğru uzattı. Koluna girdiği er­ keğin kulağına birşeyler fısıldadı. Bu sırada önlerinde duran Tercüman konuşmağa başladı:

«Burası II. Jüstinyenin emrile kilise olarak yapılmıştır. Daha sonra Türklerin İstanbulu alması üzerine Fatih Sultan Mehmet tarafından camie çevrilmiştir. Duvarlarda gördüğünüz mozaikler...

Güzel Istanbulumuzun tarihi yönden en ilginç köşelerin­ den biri de Ayasofya Müzesidir. Her yıl onbinlerce yerli, ya­ bancı turistin uğrak yeri olan Ayasofya Müzesinin tarihçesi aslında biraz önce tercümanın mini etekli turiste verdiği bil­ gi kadar basit değildir. Binanın temelinin atılışından bugüne kadar geçen olaylar incelendiği takdirde ortaya ilgi çekici bir grafik çıkmaktadır.

ÜÇ DEFA YAPILDI

Halen müze olarak kullanılan yapıttn inşaatına M. S. 532 yılında II. Jüstinyen tarafından başlanmıştır. Ancak bu dev­ reye kadar Ayasofta iki defa inşa edilmişdir. ikinci defa Bi­ nanın ilk inşaat tarihi 18 Ekim 360 dır. İkinci defa inşaatına 415 yılında başlanmış ve 532 yılma kadar şehrin en büyük kilisesi ünvanmı muhafaza etmiştir. Fakat 14 Ocak 532 de Nica ihtilâli olunca koskoca bina cayır, cayır yakılmıştır. Böy- lece 23 Şubat 532 yılında II. Jüstinyenin verdiği bir emir üze­ rine üçüncü defa olarak Ayasofyanın yapılmasına başlanılmış­ tır. Son inşaat tam 5 yıl 11 ay devam etmiştir. Kudüsteki Haz- ret-i Süleyman’ın Sarayından daha büyük ve muhteşem ya­ pılmasını istiyen II. Jüstinyen burada günde on bin işçi ve bin usta çalıştırmıştı, Son inşaatından İstanbulun fethedili" şine kadar kilise olarak kalan Ayasofya 1453 yılında tama­ men başka bir hüviyete bürünmüştür.

FATİH İSTANBULU ALINCA..

Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında İstanbula girince ilk işi kiliseyi camie çevirmek olmuştur. Jüstinyen devrinin kili­ sesi, Fatih Sultan Mehmet zamanının camii olan Ayasofya, 1934 yılında Büyük Kurtarıcı Atatürkün emri ile gerekli de­ ğişikliklerden sonra müze olarak hizmete açılmıştır.

Asırlar öncesinin inanışına göre camide resim bulunması günah sayıldığından bütün figürlü mozaiklerin üstü sıva ile kapatılmıştır. Ancak bu sıvaların ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Fatih Sultan Mehmetin ileri görüşlü olduğunu tarih kitaplarına dayanarak belirtenler bu işin da­ ha sonraları yapıldığım iddia etmektedirler. 1934 yılında cami müzeye çevrilince içerdeki mozaiklerin meydana çıkarılması için geniş çapta bir faaliyet gösterilmiş ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Halen bazı bölümleri görülmeyen X., XI. ve

XII. asırlara ait mozaik örnekleri çalışmalar sonunda meydana çıkarılabilmiştir.

MÜZEDEN ÇİZGİLER

Ayasofya Müzesinin turistler tarafından en ilgi çeken kö­ şelerinden biri niyet taşıdır. Üzeri prinç plâka ile kaplı mer­ mer sütunun bir noktası içeriye doğru 5 — 6 santim uzunlu­ ğunda oyulmuştur. İnanışa göre, bu deliğe parmağını sokan kimsenin her isteği bir süre sonra olmaktadır. Kadın olsun, erkek olsun müzeyi ziyaret eden turistlerin çoğu parmaklarını bu deliğe sokarlar.

Jüstinyenin yaptırdığı bugünkü Ayasofya Müzesinin yediyüz elli milyon liraya mal olduğu sanılmaktadır. Bazı bölümleri gümüş v e altın mozaiklerle süslü olan yapıt Haçlı seferleri sırasında yağma edilmiş, ne kadar kıymetli eşya var­ sa kayıplara karışmıştır.

1840 yılında I. Mahmut Ayasofya Kütüphanesini ilâve et­ miştir. Bu da inşaatının tamamlanmasından çok sonra bile bazı ilâvelerin yapıldığını göstermektedir.

III. Murat tarafından getirtilen iki küp hâlen Ayasofya Müzesinde turistlerin ilgi ile izledikleri bir köşeyi teşkil et­ mektedir.

Yapıt, Fatih Sultan Mehmedin İstanbulu alması sonunda cami olunca büyük değişikliklere uğramış bu arada mihrab minber ve müezzinlerin okumaları için özel bölmeler ilâve edilmiştir.

Ayasofya önce kilise olarak inşa edildiği için yönü Ku- düse doğru yapılmıştır. Daha sonra camie çevrilince namaz kılman yerin Mekke istikametine dönmesi gerekmiş ve bu da ilâve edilen mihraba 15 — 20 derecelik bir açı vermekle sağlanmıştır.

Ayasofya Müzesinin dört duvarı hariç içinde görülen bü­ tün ilâveler Türkler tarafından yapılmıştır. Başka bir deyiş­ le II. Jüstinyenden bu yana sadece dört duvar bir kubbe kalmıştır.

Müzede dikkati çeken sütunlardan yeşil olanları Efesten, Kırmızıları ise Mışırdan getirtilmiştir.

Müzenin galerisinde dünyanın en güzel mozaiği olarak kabul edilen Deisis örneklerine rastlanmaktadır.

Kubbe dört ana ayak üzerine oturtulmuştur. Kubbenin yerden yüksekliği 56 metre, çapı ise 31 metre 21 santimdir.

Ayasofya Müzesinin girişinde X. Asır mozaiklerinden bir örnek yer almaktadır. Koyu renklerin hakim olduğu bu figü­ ratif mozaikte imparator Constantin ile Jüstinvene şehrin ve mabedin maketlerinin takdim edilişi canlandırılmaktadır.

Galeride bulunan başka bir mozaikte ise XII. asrın sanat anlayışı şekillenmektedir. Meryen, İsa, ve vaftizci Yahya gö­ rülmektedir.

KAÇ KİŞİ GEZDİ?

Diğer tarihî yerlerde olduğu gibi Ayasofya Müzesi de en çok yaz aylarında turistler tarafından ziyaret edilmektedir. 1967 yılında Üçyüz otuz sekiz bin turist müzeyi gezmiş ve 1 milyona yakın hâsılat elde edilmiştir. En çok turist geldiği ay ise Ağustostur. Çeşitli ülkelere mensup yetmiş iki bin dört yüz ellibeş turist Ayasofya Müzesini1 ziyaret etmiş, buna kar­ şılık Ocak ayında yedibin kırksekiz turist duhuliye ödemiştir.

-

14

_

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Terminolojiyi oluşturmadaki ilk çaba, 1933 yılında Londra’daki Uluslar arası Fauna ve Flora Koruma Konferansında ortaya konmuş ve burada dört tür korunan alan

Millî devletlerin yönetiminin bile ne kadar zor olduğunun anlaşıldığı bu günler­ de, Balkanlar ve Ortadoğu gibi patlamaya hazır kazanlar üzerinde oturarak geçirilen bir

latifolius, Alnus glutinosa (L.) Gaertner subsp. minor Miller subsp. minor, Salix caucasica Andersson, Frangula alnus Miller subsp. alnus, Fraxinus angustifolia Vahl. ex Willd.)

Bakıya göre; araştırma alanı topraklarının üst katmanındaki ortalama ateşte kayıp miktarı kuzey bakıda % 17.93, güney bakıda % 15.31; ortalama pH değerleri

işte bu yeni dönemle birlmıv, ev­ rensel olduğu kadar ulusal yapıya ve ögeiere de saygılı ve bağlı bir müzis­ yen olan Ferdi Ştatzer'in İstanbul

Bu amaçla Muğla ilinin çeşitli ilçelerinden elde edilen balların renk, nem, briks, kül, elektriksel iletkenlik, serbest asitlik, pH, diastaz aktivitesi, HMF, prolin,

萬芳醫院指出熟女出現失眠、心悸、盜汗等症狀,可能是更年期惹的禍!

Tufts-TMU