e r g i " t T
-€ d ra â Kİ M ¥
ra (HJ
u t j«* M
r aC A M
H E Y K E L L E R İ
Canı heykel sanatçısı Cenan Uyanusta, 1953 yılında İstan bul'da doğdu. Sanat eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Anasanat Dalı'nda yaptı. Diploma tezi araştırmasında da özgün cam heykel konusunu inceledi. 1988 yılında eğitimini tamamlayarak özgün çalışmalar yapmak üzere Şişe Cam Sanayii A.Ş. Kristal Bölümüne katıldı. Mart 1988'de Serpo-Cam Özgün Heykel Yarışması'nda üçüncülük ödülü kazandı. Heykel lerini yurt içinde (İstanbul) ve yurtdışında (Japonya'da Kamakura ve Fransa’da Malakoff) sergiledi.
Sanatçı, son dönem çalışmalarını periyo dik olarak Çırağan Sarayı Otel Kem- pinski'de kendi mekanında sergili yor. Uyanusta’nın sergisi Ekim ayına kadar sürüyor. Sanatçı kesebildi-ği, işleyebildiği her çeşit camdan öz gün heykeller gerçekleştiriyor. Çalışmalarında doğayı ve teme lindeki geometriyi konu alıyor. Uyanusta, doğanın analitik yapısını yorumlarken so yutlama figüratif ve non- figüratif bir anlatım tarzını yeğliyor.
Sanatçı, başından sonuna kadar güçlükler ve sürpriz lerle dolu bir yolda bilinçli bir kararlılıkla ilerliyor. Ça lışmaların tümünün ilk basa mağını etkilenme ve duygu lanma oluşturuyor. Son basa mağında ise bu etkilenme ve duy
gulanmanın yorumu olan, sabır ve ustalık ürünü bir çalış ma ortaya çıkıyor. Örneğin; Uyanusta çok sevdiği kuş fi gürlerini yorumlarken onun havada süzülüşünü değil, çok etkilendiği bir hareketini biçimlendiriyor. Bu çalışmaların temelinde duygulanma ve etkilenme yattığı için de, sanat çı her heykelinden bir tek üretiyor. O da ünlü filozof He- rakleitos gibi düşünüyor: "Aynı derede iki kez yüzemezsi- niz." Aynı duygular iki kez yaşanamayacağından, Uya- nusta tasarımı ve işçiliği kendine ait olan heykellerini ço ğaltmadığı gibi, kopyasını ya da repliğini de yapmıyor.
Cam ile seramiğin birçok benzerliği var. Aralarındaki en önemli fark ise camın önce fırına girmesi, sonra biçim ve rilmesi. Oysa seramikte, tam tersi. Önce biçim veriliyor sonra fırınlanıyor. Cam aslında biçim verilip soğutulduk tan sonra bile hareketli bir akışkan. Sıcak ve soğuk kesme yöntemleri ile biçim verilen, hükmedilebilen bir malzeme. Cenan Uyanusta, ülkemizde denenmemiş bir yöntemin, soğuk kesme yönteminin ilk ve tek uygulayıcısı. Bu, sıcak kesme ile karşılaştırıldığında daha zahmetli, daha çok zaman ve emek isteyen bir yöntem. Sanatçı, bu yöntemde soğu tulmuş ve tansiyonu alınmış cam kütleyi çeşitli elmas taş ların ve suyun yardımı ile yontuyor. İstediği pürüzsüz yü zeyi elde etmek için yaptığı işlemleri en başa dönerek yeniden ele alıyor. Aside verdiği anda iş bitmiş sayıl mıyor. Çünkü asit hatası meydana geldiğinde, pürüz süz yüzey elde etme çalış malarına yeniden, sıfırdan
başlıyor. Sonuç olarak soğuk kesme yöntemi ülke-mizde yapılmayaft birçok aleti ve insan gücünü gerek-tiriyor. Cenan Uyanusta, Türkiye'de genellikle endüstriyel amaçla kulla-nılan cama sanatsal bir bakış ile yeniden yaklaşmak ve ona yeni bir boyut kazandırmak istediğini belirtiyor. Camın saydamlığını, do layısıyla rengi yansıt-masını ve homojen duruluğunu çekici bulduğunu söylü-yor. Sanatçı, "Cam, bir sanat malzemesi neden olmasın? Ben bir sanatçıyım ve malzemem neden cam olmasın?" diyor ve hemen ekliyor: "Cam ile ça lışmanın yöntemleri çok zorlu, ama bir de gönül yanı var bu işin. Zorluklar ile savaştaki gücümü cama olan sev gimden alıyorum. Ben camı seviyorum ve onunla ya şamaktan mutluyum."
Taha Toros Arşivi