Haftanın Düşüncesi
Ik Mukayese
Nihad Sami B A N A R L I
Bahis konusu ettiğim kitap, ön ce program zarureti gibi masum bir sebeple “Edebî Bilgiler,, e benzemektedir. Bu arada, bazı edebiyat bahislerinin tanıtılışında mümkün olduğu kadar ondan ay rı görünmek çareleri aranmıştır. Bu arayışın bir “bulma,, devrine girmesini candan temenni eder dim. Şu şartla ki kitabın yazan bizzat okul çocuklarının karşısın da bulunan bir kimse olsaydı. Çünkü her meslek gibi, büyük öğretmenlik san’atmın da birta kım sırları, meslek incelikleri ve meslek bağlılıkları vardır. Mek tep kitaplarının yazarları da oku tanlar gibi "meslekten,, olsun demek, bu aziz mesleğin yücel mesi için gereken tesanüdiin sart- larmdandır.
Bahis konusu ettiğim kitabın "edebî bilgiler,, den sıyrılmaya çalıştığı yerlerde ne gibi fahiş hatalara düştüğünü şimdilik yaz- mıyacağım. Ayni kitabın edebî bilgilerden alınmış taraflarını -la bir bir sıralayacak değilim. Buna sütunlarım yetişmez.
Nitekim ayni yazarın lise II. sınıflar için kaleme aldığı diğer bir kitap da birçok bahisleri hat tâ cümle ve paragraflarivle, bu sınıflar için evvelce Agâh Sırrı Levend imzasıyla yayınlanmış bir kitabın tamamiyle benzeri hattâ tıpkısıdır. Bu cesur Ve pervasız benzerliğin ölçüsü ve sebebi de şimdilik benim yazımın dışında kalacaktır.
k
Evvelâ şu lıakiykati açıklaya yım ki okul kitabı yazmak, her ciddî eserin tertibinde olduğu gi bi, önce bir plân ve kompozisyon işidir. Bu plân ve kompozisyon, her yazarın ancak kendi çalışma sı, kendi araştırması, kendi görüş, buluş ve tertipleyiş kabiliyetinin eseri olabildikçe bir şahsiyet ve kıymet ifade eder. Bir insan böy le bir terkibi meydana koyduk tan sonra, bir başkasının onun bir benzerini yazması hayli kolay görünür. Fakat bu kolaylık ancak o araştırma ve kompozisyondaki mimârînin sırlarını anlamakla
mümkündür. Bunun dışında in sanı taklitte bile muvaffak ola mamak gibi acı bir hüsran karşı lar.
k
Meselâ filân edebiyat nev’ini veya filân edebiyat bilgisini ta nıtmak, önce niçin lâzımdır? Sonra bu yolda Türk ve Batı dil lerinden hangi parçaları seçmek güzel ve yerinde olur? Öğrenci lerin bu metinleri ve bu bahisleri daha iyi kavramalarına yarava- cak, bütünleyici parçaların en güzel ve faydalı olanları hangile ridir? Nihayet bu parçalar üze rinde ne gibi açıklayıcı ve bütün leyici bilgiler Veya sorular veri lirse yapılan terkip daha noksan sız bir mahivet ahir?
k
Edebî bilgiler’i hazırlarken, yıl larca bu imkânları araştırmıştım. Bu eserin 12 yıllık intişar tari hinde her yıl biraz daha hedefe yaklaşması hep bu araştırmanın neticesidir. Meselâ Türk liseleri ne Deneme adlı edebiyat nev’ini, müstakil bir bahis halinde, ilk defa bu kitap getirmişti. Lise edebiyat programında deneme nev'inin adı yoktur. Fakat "de neme,, nin türlü "mektebi,, mezi yetleri yanında, çocuklarımızın bilgi, görgü ve düşünce unsurla- nyle örülmüş samimî ve başarılı kompozisyonlar yazabilmelerinde büyük faydası olacaktır. Ben böy le düşünerek deneme’nin bir lise kitabı için en faydalı örneğini aradım. Bacon’m "okumaya da ir,, denemesini seçtim. Bu parça okumanın bütün fayda ve ince liklerini zeki ve usta çizgilerle belirtiyordu. Sonra denemenin nasıl bir edebiyat nev’i olduğuna dair, türkçede salâhiyetti bir ka lemden çıkmış, güzel bir yazı bulmak istedim. Suud Kemal Yet- kin’in bu konuda bir “deneme,, yazdığını biliyordum. Fakat mu harririn "Edebiyat Üzerine,, adlı kitabı henüz neşredilmemişti. Bu
parçayı evine giderek bizzat ken disinden aldım. Bu yazı, deneme’ nin hem tarihini, hem özellikleri ni zevkle ve vukufla belirtiyordu. Nihayet deneme hakkında gere ken bilgileri vererek bu bahsi bütünledim.
k
Şimdi görüyorum ki yeni kita bın sayın müellifi de ayni şeyi yapmış. Deneme bahsine Mon- taigne’nin "Ölüm,, adlı yazısıyla başladıktan scnra, Bacon’ın san ki “okumaya dair,, den başka hiçbir denemesi yokmuş gibi, ki tabına bu parçayı yerleştirmiş. Arkasından, Türk dilinde Suud Kemal’in yazısından başka, dene meye dair hiçbir yazı yokmuş gi bi. onu da almış. Sonunda dene meye dair Edebî Bilgilerde mev cut malûmatı zayıf b ir' üslûpla kısaltarak bahsini tamamlamış..
- - ¡¡fi,'”
Bu parlak tabloya ilâve edile cek başka sözüm olmaması ta biîdir. Ayni edebiyat kitabtnın daha başka bahislerde “Edebî Bilgiler,, in sahifelerine nasıl ve ne ölçüde izinsiz girip çıktığını gelecek hafta yazacağım. Burada ufak bir hâtıradan bahsetmeği lüzumlu görüyorum:
Liselerimizin birinci sınıfları için Ediskun Dürder imzalarıyla yazılmış bir edebiyat kitabı daha vardır. “Edebî Örnekler,, adlı bu kitabın yazarları hocadır. Eser lerini kendi özel metodları, özel çalışma ve araştırmalarıyla hazır lamışlardır. Kitaplarına seçtikleri metinlerin "Edebî Bilgiler., deki metinler olmamasına fedakârhk derecesine varan bir hassasiyetle dikkat etmişlerdir. (Halbuki bu yeni kitapta, değiştirilmiş ve bu yüzden bozulmuş, müşterek bi'gi cümlelerinden başka, okuma par çası ve bilgi örneği olarak edebî bilgilerle müşterek, küçüklü bü yüklü, tam *İ9 parça vardır.)
Edebî Örneklerim yazarları, eserlerinin ilk basımına deneme nev’ini almış değillerdi. Fakat bu nev’in mektebi önemini bildikleri için kitaplarının ikinci basımına, bu sefer Maarif Vekâletinin de lü zum göstermesiyle, bu bahsi de aldılar. Tabiî, hem seçtikleri par çalar, hem bahis tertipleri ve me tin işleyişleri Edebî Bilgiler in ayni değildi. Onlar bu bahsi de kendi özel metodlerıyle yazmış, bunun için bilhassa "Lucien Ges- lin„ in “Manuel Pratique de Lit térature,, adlı kitabından fayda lanmışlardı.
Ben bu eserin intişarını mem nuniyetle karşılamıştım. Hattâ o kitap mekteplere arzedilince, Hiirriyet’te bir makale neşrede rek bu kitabın metod ve meziyet lerini göstermiş, eserin tanınma sını istemiştim.
Demek istiyorum ki burada yazdığım ve yazacağım satırlar hasis ve iptidaî bir kitap rekabeti için değildir. Maksadım o kadar güç elde edilen bir kitap yazma ve kitap seçme hürriyetinin bir takım uygunsuz hareketler, aykı rı hedefler ve hasis menfaatlerle ziyan edilmemesini işaret etmek tir.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi