• Sonuç bulunamadı

Üç ünlü ressamın fotoğraflarını çekmek için Ara Güler'in başına gelmeyen kalmadı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üç ünlü ressamın fotoğraflarını çekmek için Ara Güler'in başına gelmeyen kalmadı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Picasso'nun Cannes yakınla­ rındaki evine ise Skira yayınevi­ nin sahibi ile gitmiş Ara Güler. Evin yakınındaki bir otelde Pi- casso’nun kabul etmesi için on- beş gün beklemişler. Yayınevi, Picasso’nun 15 ekimde kutlana­ cak 90. doğum günü dolayısıyie bir albüm hazırlıyormuş. Fotoğ­ raflar Ara’dan. Picasso bir süre sonra ondan hoşlanmış. «Türbo, Türko,.» demeye başlamış. Güler «Türkiye’ye gelir misiniz?» diye sormuş, Picasso «Bir daha dün­ yaya geldiğimde Türkiye’ye gel­ me sırası gelir.» demiş. Bir oaf- ta kadar çalışıldıktan sonra Pi­ casso. Ara’ya «Sen arkadaşım Ce. zanne’a benziyorsun. O da böyle saçlıydı. Bu ne göbek böyle? Bende hiç göbek var mı?» demiş. Sonra Ara'ya armağan olarak bir desen vermek istemiş. Ama odada kâğıt yok. Kâğıt bulama­ yınca çok değerli bir kitabın be­ yaz kapağına bir desen çizmiş. Desen Cezanne’l gösteriyor ama Ara «Bu ben inişim meğer.» di­ yor. Skira yayınevinin basacağı albümün kapağında Ara Güler’in çektiği fotoğraf ver alacak.

MARC CHAGALL

Ara Güler Chagall’m fotoğ­ raflarını nasıl çektiğini şöyle an­ latıyor:

«Chagall’ın fotoğraflarını önce Paris’teki evinde çektim. Cote d’Azur’dald evine gitmemi ve or. da da fotoğraflarım çekmemi is­ tedi. Oraya gittim. Bir şatosu var. Eve girerken, o da şatonun bahçesinde gezmeye çıkıyordu. Yüz vermedi. Bayan Ciıagail’ı gördükten sonra makineleri ha­ zırlayıp bahçeye çıktım. Babçe değil orman Chagall ortada vok Başladım bağırmaya «Mösyö Chagall! Mösyö Chagall!» diye. Uzun süre sağa sola koştuktan sonra uzakta oııu gördüm Koş­ maya başladım Kan ter İçinde vamna vanastım. (N e diye benim resmimi çekmek istiyorsun) de­ di. (Ünlü bir ressamsınız ontm için.) dedim. Bir yandan da hız lı hızlı viirüvordu Uzun uzun dil döktükten sonra, resimlerini çe. kehildim.»

mama

r

Marti ChagaU’ ın Arar Güler’ ln fotoğrafı üzerine ithaflı olarak çizdiği desenler.

Picasso, Güler'în «Türkiye'ye g e lir misiniz?»

sorusuna, «Bîr daha dünyaya gelişte» ceva­

bını verdi.

boşuna gitmedi Güler’in. Picasso ona bir desen verdi. Chagall ile Dali, Güler’in fotoğrafları üzeri­ ne desenler çizdiler.

BİR FOTOĞRAFÇININ

DÜŞÜ

Ara Güler on yıldan beri çağı­ mızın ünlü kişilerinin fotoğraf, larım çekip bunlardan bir al­ büm yapmak düşünü kuruyor. Şimdiye kadar pek çok ünlü’nün fotoğraflarını, bu arada İngiliz filozofu Russel’in, Sophia Lo- ren’in, ozan Jacques Prevert’in, heykeltraş Guiacometti’nin fotoğ­ raflarını çekmiş. Fotoğrafını çe­ kemedikleri arasında Şario, Sart­ re^ Greta Garbo var. Güler «Fo. toğrafçı kendi devrini yazan adam dır.» diyor.

DALİ'NİN YAPTIKLARI

Dali ile başından geçenleri şöy­ le anlatıyor:

«L ife dergisi adına Dali’ye başvurdum. Maurice otelinde 109 noltı daireye gittim. Dali be­ ni görünce (Hah! Life magazin!) dedi. Layf diyemiyor. Life diyor. Hemen yanıma geldi, burnumun dibine kadar sokuldu. (Ben kıy­ metli bir adamını. On dakikam 25 bin dolardır.) dedi ve avucu­ na açtı. Birgün önce televizyona (Ben deliyim) demiş ve 20 bin dolar almış. Odada kalabalık var. Kıpkırımızı oldum. (Ben on da. kikada fotoğraf çekemem. En az kırk dakika lâzım. 100 bin dolar bulayım, geleyim.) dedim. Kapı­ yı gösterdi. Ensemden tutup be­ ni dışarı çıkardı. Kovulduk yani. Birgün sonra başka bir arkadaş aracılığıyla gittim. (Sizi bir yer­ de gördüm) dedi. (Belki New York’taki basın toplantısından hatırlıyorsunuzdur.) dedim. Oy­ sa New York’a hayatımda gitme­ dim. Sonra çalışmaya başladım. Ortada iki kaplan dolaşıyor, diş. leri çıkarıldığı için ısırmıyor- muş. Etrafta Dali’den geçinen bir yığın adam ve kadın. Dali’- nîn karısı Gala, arada bir iç dai­ renin kapısını açıyor. (Bu deli­ ler burda mı gene!) deyip kapıyı kapatıyor. Ben de on gün kadar kaldım. Bol bol fotoğraf çekip, Daii’nin hesabına yemek yeyip içtim.»

PİCASSO

£ Matkap kolonunun dönüş hızını (27,40 veya 80 d/d). i delme gücünü (0 ilâ 1340 kg) ve beher vuruş kuv- ' velini (9,2 ilâ 12 kgm) kolaylıkla ayarlayabilirsiniz.

BELLİBAŞLI ÖZELLİKLER:

— Dayanıklı, su içinde çalışabilen, pnömatik dar- beli âletleri haizdir.

j —■ Emniyetli toz toplama sistemi mevcuttur. Çubuk ikmal mekanizmasını havi matkap çubu­ ğu kasası bulunur.

.'»«■ Ana ve yardımcı mekanizmalar hidrolik sistemle çalışır.

Merkezi kontrol panosunu havi operatör kabini mükemmelen ısıtılabilir.

ğ«“ Tek bir operatörle çalıştırılabilir.

Yatay satıhtan itibaren delme açısı 14» ilâ 104“ Ağırlık 4600 kg. MADENCİLİKTE (demir ve demir ihtiva etmeyen cevherler, kimya ve inşaat sanayiine mahsus ham maddeler) ve her çeşit iklimde İNŞAAT İŞLERİNDE f ) S B U » - 1 2 5 » Model MATKAP çalışmalarınızda yardımcınızda.

DEĞİŞİK YAPI VE SERTLİKTEKİ KA- YALARIN DELİNMESİ İŞLERİNDE AZAMİ VERİMLİLİK « İŞBU - 125 » MODEL PNÖMATİK-ROTATİF DARBELI MATKAPLAR ile mümkündür. 105 mm ilâ 125 mm çapında, 22 m derinliğinde dikey ve meyilli infilâk deliklerinin (açılması snasında rastlanan

SALVATORE D A LI (A ra Güler’in objektifinden)

F

OTOĞRAFÇI Ara Güler, son Avrupa gezisinde ünlü üç ressamın, Picasso, Daii ve Chagall’m fotoğraflarını çekti ama bunları çekebilmek için başına gelmeyen kalmadı. Dali on dakika poz vermek için 25 bin dolar istedi. Picasso’nun ya. nına girebilmek için onbeş gün bir otelde beklemek zorunda kal­ dı. Mare Chagall’ı yakalayabil­ mek için uzun mesafe mukave­ met koşusu yaptı. Bu çabalan

Picasso desen çizerken Ara Güler nn*

DÜNYA SİNEMASI

GANGSTER FİLMLERİ HAFTASI

«Pay Or D ie» 23 AĞUSTOS PA ZAR TE Sİ 24 AĞUSTOS SALI 25 AĞUSTOS ÇARŞAMBA 28 AĞUSTOS PERŞEM BE 27 AĞUSTOS CUMA 28 AĞUSTOS CUM ARTESİ

SAYILI FIRTINA

Y ön etm en : Richard Wilson

Oyuncular: Ernest Borgnine — Zolıra Lambert

YERALTI GANGSTERLERİ

«Under W orld U .S.A.» Y ön etm en : Samuel Fuller

O yuncular: C liff Robertson — Dolores Dork

F.B.I. AJANI

«F .B .I. Story» Yönetm em : Mervyn Le Roy

O yuncular: James Stewart — Vera Mills.

ALKAPON

«Alcapone» Y ön etm en : Richard Wilson Oyuncular : Rod Steiger

ÇILGIN GANGSTER

Y ön etm en : Burt Balaban

Oyuncular: Kay Doubleday — Brooke Hayward.

CADDELERDE CİNAYET

«Panik İn

«John Chandler» Yönetmen : Oyuncular : The Street»1 29 AĞUSTOS PAZAR Feza: 643 — 11476

John Cassavetes — Sal Mineo

GANGSTERLER SAVAŞI

«johnny cooi»

Yönetmen : W illiam Asher

Oyuncular : Henry Silva — Elizabeth Montgomervı Tel: 49 93 61 A V H V U U U H H V V V U V V H V W ::

ELEMAN A

S A I t e

:

FRI

• PL^ alınacaktır. Bu işlerde t mış olanların aşağıdaki rica olunur.

KAMYON VE OT

Topkapı Çırı IST.t İ W » V \ \ W Ş V W \ W A Ş \ V Ş » W W W £ * * * * * * * * * * * * * * * * * *tHH

buğun

İ S T A N R I I I

M A G H I M D E X P D R T

Moscow

USSR

Matkap teçhizatı hakkında fazla bilgi almak için müracaat :

Türkiye Mümessili :

TRANSMAKSAN

Ahen ve Münih Han Kat 4 Karaköy - İstanbul Tel : 49 85 71 İzmir Fuarındaki Sovyet pavyonunda MACHINOEXPORT standını ziyaret ediniz.

(Basın: 41399) U446

O R H A N D U R U

3 UNLU RESSAMIN FOTOĞRAFLARINI ÇEKMEK İÇİN

BOMB

CHAGALL İLE DALI,

GÜLERİN

FOTOĞRAFLARI

ÜSTÜNE

'"U E E în

BAŞIMA

DELMEYEN

KALMADI...

maaaaaiKmmıamamaamaaammmm

. - O '-Mp.

Ara Güler’in çektiği ve Picasso’nun 90. yaş günü İçin yayınlanacak albümün kapağında yayınlanacak resim (sol* da) ve Picasso’nun Türk fotoğrafçısı için çizdiği desen (sağda).

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Burhan, akşam evine gi­ dince : «Baba, demiş, ben Konser­ vatuvar Türk Musikisi İcra Heyeti sanatkârlarından bir genç kızla evlenmek istiyorum».. Babası biraz

Naim Gören (1904-1977) Ferit İbrahim Bey’in ilk çocuğudur. Ferit İbrahim, Ankaradaki çalışmaları sıra­ sında, oğlu Naim’i yanına getirtti. Naim Bey, Ulus

[6] Bu olgumuzda, pinch-off sendromu nedeniyle port haznesi ucundan kopan ve pulmoner artere embolize olarak ventriküler aritmilere neden olan kateter parçasının,

Türkier’den başka Osmanlı imparator- lüğünü teşkil eden bütün unsurlar, Os­ manlI imparatorluğumu yıkmak isteyen­ lerin teşvikiyle galeyanda iken

Daha sonraları sırasiyle Diyanet İşleri Müşavere Heyeti âzası, ikinci reisi, ve nihayet Diyanet İşleri reisi olan Akseki 10 ocak 1951 de bu vazifede iken

İlk zamanlar Murat Bey de Paris komistesinin, dolayısiyle Ahmet Rıza Beyin direktiflerine muti görünmüş, sonra bazı an- laşamamazlıklar ve

Bu CD ’leri Saygun’un derin müziği, öz­ gün armonisi ve uluslararası çok yüksek dü­ zeydeki besteciliği beni çok etkilediği için hazırladım.. Böylesine

Bu yazıda Say­ gun’un bir Türk sanatçısı olarak kendi ül­ kesinin geleneksel sanatına tarafsız, içten bir görüşle yaklaştığını, ancak vermiş oldu­ ğu