• Sonuç bulunamadı

Mahmud Şevket Paşa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mahmud Şevket Paşa"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gazi Mulıtar Paşanın halefi Kâmil Paşa Babıâli baskını île is­ tifa mecburiyetinde kalınca sada- ! rete getirilen Mahmut Şevket Pa şayi ise, tamamen çocukluğumda, Paşa Hareket Ordusu kumanda­ nı ve âdeta İstanbulun hâkimi bu lunduğu ve bu hâkimiyet (Birin­ ci, ikinci, üçüncü ordular müfet­ tişliği) ünvanı ile hafifçe perde­ lendiği sırada gördüm. Yeni pa­ dişah Beşinci Mehmet alayla bil­ mem nereye gidiyordu, ve salta­ nat arabasında, karşısında, H ar­ biye nazırı ve kezalik müstakbel sadrazam Salih Paşa ile Mahmut; Şevket Paşa yanyana ve elpeııçe divan, oturmuşlardı. Kırca saçlı, uzun boylu,' gözlüklü ve alt du­ dağı sarkık Salih Paşa hakikaten elpençe idi, pek tazimkârdı. Fa­ kat aynile onun gibi ellerini ka­ vuşturmasına ve fevkalâde zayıf ve nisbeten ufak tefek olmasına rağmen, Mahmut Şevket Paşanın kabarmış gibi, lâpa manzaralı ih-j tiyar hünkârı korur gibi, hattâ onu tehdit eder gibi bir hali v a r­ dı. Bu hal, zayıf yüzünü âdeta kaplayıp simsiyah ve ışıklı gözle­ rine sokulan kara sakalından mı ileri geliyordu, yoksa kendisine o sıralarda Mahmudu salis unva­ nının verilmesini mucip olan - e- sasen de mübalâğa edilen - ikti- 1 darının ilham ettiği bir duygu mu idi, bilmem. Fakat - hiç unut­ mam - tâ yanımda yaşlı bir a- dam: (Sanki padişah kendisi i-, miş gibi oturuyor!) diye homur­ dandı ve bu sözü duymaktan kor kanlar, belki de adamın kapalı dilleri çözmeğe çalışan bir hafiye olmasına ihtimal vererek

(2)

uzakla-şanlar oldu, alayı seyire beni ge­ tirmiş olan emektar uşak da da­ ha fazla kalmamızı münasip bul­ madı, hattâ hatırlıyorum ki, bu hâdiseyi sonra, eve dönüşümüz­ de, büyük anneme lıikâye etti.

Yine bu sıralarda ve sultan Hamidin bazı adamları rütbeleri alınıp hepsi birer yere sürülürler­ ken, tevkif edilmiş ve galiba Fez- zana nefyi kararlaşmış bulunan dayım Rüştü Paşanın hiç değilse daha yakın bir yere yollanmasını rica etmek için zevcesile annem paşanın konağına, haremini ziya­ retle ricada bulunmağa gitmişler ve bu ziyaretten aldıkları intibaı dönüşte hikâye etmişlerdi. Paşa­ nın konağı Usküdarda, eskice, ahşap ve sade bir şekilde mefruş tu. Ve kendisi ne kadar zayıfsa, haremi de o derecede şişmandı. Yaşlıca, pek sade ■ giyinmiş bir hanımefendi. Ricaya gelen iki ha­ nımı büyük bir nezaketle kabul etmiş, (Akabe meselesi) ve (Y e ­ men hatırası) isimli - İkincisi he­ nüz o zaman çıkmamış - iki eser müellifi olan Rüştü Paşanın sürü leceği yeri lâtif Midilli adasına çevirtmekte de galiba tesiri ol­ muştu. Ve kocasının baş döndü­ rücü ikbal ve iktidarının ne kor­ kular, ne İstıraplar gizlediğini an­ latıp madalyanın ters tarafını ken dilerine göstererek ( — Her sa­ bah Paşa gittikçe akşam ezanına dönüşüne kadar titrer,. 'dururum. Her kapı çalmışında sanki kanlı cesedi getiriliyor gibi dehşet için de kalırım. Bu itibar, bu ikbal eksik olsun!) diye de dert yan­ mışta.

Ve yakın zamanlara kadar hayatta bulunduğunu bildiğim bu kadının hakikaten bir gün kork- I tuğu başına gelecek, kocasının vatandaş kurşunu ile şehit edildi ği kendisine haber verilecekti. Bu,

(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

-Her kim iyi bal yer ise, iyi arı var bak der. -Her kim iyi bal yer ise, iyi ayı var bak der. -Her kim iyi hal yer ise, iyi arı var bak der. Sadece bir harf değişikliği

Fotonun enerjisi elektronun bağlanma enerjisinden biraz fazla ise elektron fotonu tamamen soğuruyor; bağlanma için ge- reken enerji kadar enerjiyi sistemden kopup serbest hale geçmek

Karikatürist, filim yıldızı ve tiyatro aktörü olarak tanınan Erbulak Babıâlide ilk karika­ türünü «Vatan’a» yapmış, sahnedeki ilk ro­ lünü Cep

The level of blood uric acid of participants was enhanced by high purine food and the participants were randomly distributed into five groups, regular diet without Chlorella

9 teşrinisani perşembe günü Fran­ sız Reisicümhuru ve Maarif Nazırının huzurunda Paris üniversitesi rektörü yedi yabancı âlime Docteur honoriş causa diplom ve

Bazı bölgeler var ki, burada dükkân sahibi olmak için Türk parası bile yet­ mez.. Ya döviz, ya da kilolarca altın

Birincisi, ulusal egemenliğin kabulü ve bu çıkış nok­ tasından cumhuriyete varış, yani siyasal devrim; İkincisi, yeni yasalarla yönetimde eski teokratik re­ jim yerine

Fakat filmin mu harriri olan Baha Gelenbevi bun­ dan korkmuşsa bile, bu korkusu varit değiL Çünkü, genç kızın bed­ baht olmasını istemiyen Talât, köye şeamet