PERŞEMBE, 1 Şubat 2001
CNN Türk'te yayınlanan
"M anşet” programının
yapımcısı Mehmet Ali
Birand, uzun süredir
konuşmayan Ermenistan
Cumhurbaşkanı Robert
Koçaryan ile görüştü.
Koçaryan, sözde
soykırım yasası nedeniyle
Fransa'yı kutladığını
söyledi. Koçaryan
Türkiye'den toprak ve
tazminat istemediklerini,
bundan böyle de
istemeyeceklerini açıkladı.
E
RMENİSTAN Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan, sözde soykırımyasasının Fransa'da kabul
edilmesini ilk kez değeriendirdi. CNN Türk'te dün yayınlanan Manşet programında
Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan Koçaryan şu mesajı verdi: “Türkiye'den toprak ve tazminat talebimiz olamaz. Çünkü hukuki temeli yok. Bizim sorunumuz manevidir, tek hedefimiz Türkiye'nin özür dilemesidir. Bu bir onur meselesidir.”
Koçaryan, soykırım iddialarıyla ilgili
faaliyetlerin de Ermenistan ve Ermeni diasporasınm paralel çabalarıyla yürütüldüğünü itiraf etti.
Koçaryan, soykırım iddialarının
parlamentolarda gündeme getirilmesinde kimin sorumluluk taşıdığı, diasporanın rolü ve Türkiye'ye yönelik talepler konusundaki sorulara karşılık şu yanıtları verdi:
F
r a n s a
m em n u n
ettî
Bu öncelikle Fransa'daki Ermenilerin amacıydı. Fransa'daki Ermeniler, Ermeni soykırımının kabul edilmesini istedi. Ben de kendi adıma Fransa'nın bu asrın başmda gerçekleşen bu olayı teyit etmiş olmasını kutluyorum. Memnunum.S
o r u m lu s u
d ia s p o r a
Sanırım diaspora, soykırım yasatasarısının ABD Kongresi'nde kabul edilmesi için çaba gösterecek. ABD'deki Ermenilerin Amerikan vatandaşı olarak bu hakkıdır.
\
Sovyetler Birliği zamanından beri Ermenis tan bu sorunlarla uğraşmadı. Soykırım iddi aları Ermeni diasporası tarafından sürdü rüldü. Ermeni diasporası soykırımda ölenlerin torunlarıdır. Ermenistan bağımsızlığına ka vuştuktan sonra bu konudaki tutumunu be lirgin kılmaya ve açıklamaya mecburdu. Bu benim tarafımdan Birleşmiş Milletler kürsüsünde ve AGİT Konferansı için İstanbul'a geldiğimde yapıldı.
NASIL BASKI KURARIM
Bu problem hem Ermenistan, hem diaspora hem de uluslararası kamuoyunun malı olabilecek kadar derinliği olan bir sorundur ve önemlidir. Dolayısıyla bunu bir kişinin tutumu ya da inisiyatifiymiş gibi görmek yanlıştır. Şu anda olan biten de birbirine paralel olarak yürüyor. Dolayısıyla o noktada benim payım da, olabilecek kadardır. Ben ne Amerikan Ermeni cemaatini yönetiyorum ne de Fransız Ermeni cemaatini. Ben nasıl Amerikan Kongresi üzerinde baskı kurabilirim?
TALEBİMİZ YOK
Türkiye'nin soykırımı tanımasının ardından Ermenistan tarafından herhangi bir hukuksal sonuç ortaya
çıkmayacaktır. Bu daha ziyade hakkın yerini bulmasıdır. Ermenistan'ın zaten böyle hukuk sal zemini de yok. Soykırımın tanınması hiçbir zaman Ermenistan'ın ortaya toprak talebiyle çıkması sonucunu doğurmaz. Türkiye'deki hu kukçuların bunu hükümete anlatmamasına şa şırıyorum. Bu hukuki gerçek böyle anlaşılırsa, Türkiye konuya daha rahat bakabilir.
B
ir e y s e l
d a va la r
Soykırımdan zarar görmüş kişilerin torunlarının teker teker belli sorunlarla mah kemeye gitmeleri mümkündür. Mahkemede çözüm arayabilirler. Bunun soykırımın tanın ması ile yakından bir ilişkisi yok. örneğin her hangi bir diaspora Ermenisi mahkemeye başvursa ve belgelerle o tarihte bankada para sı olduğunu kamtlasa o zaten yasal mirasçı kabul edilir. Diyelim ki Türk mahkemesine gitti. Mahkeme bu konuda ne karar verecek? Bunun soykırımın tanınması ile ilgisi yok.T
ek
TALEBİMİZ ÖZÜR
Tek hedefimiz Türkiye'nin özür dilemesidir. Bu manevi bir sorundur.
* * Ama en önemlisi bu bir onur mesele
sidir. Bana göre en doğru çözüm bu ve benzeri bütün sorunlar için Tür kiye'nin bütün arşivleri ortaya çı
karması ve doğrudan bir özür dilemesi yeterlidir.
:
M
ANŞET programında yayınlanan söyleşide‘Türkiye’den toprak ve tazminat talep etmeyeceğiz, sadece özür bekliyoruz' diyen Ermenistan
Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan kendi ülkesinin medyasında farklı konuşuyor.
Koçaryan geçen 3 Kasım'da Ermeni
Ulusal Televizyonumda yayınlanan demecinde gelecekte Türkiye'den toprak ve maddi tazminat talep edilebileceği işaretini verdi.
Koçaryan'a şu soru yöneltildi: “Ermeni soykırımının tanınması, Ermenistan için sadece manevi bir önem mi taşımaktadır yoksa toprak talebi de dahil olmak üzere yeni adımlar atılacak mı?”
Koçaryan'ın yanıtı ise şöyle oldu: “Bütün suçlar, maddi tazminatla telafi edilemez, örneğin tecavüz ya da cinayet suçunun maddi telafisi düşünülemez. Ama bir insan ya da bir halk kendi hakları ve onuru için savaşıyorsa bu, onlara (haklarına) saygı duyulmasını sağlar. Ermenistan bu saygıyı değerlen dirmelidir. Bu konunun bir bedeli var dır, bir hayli yüksek bir bedeli.”
Koçaryan kendi
medyasına farklı
konuşuyor
J
Kendi adım a,
Fransa'nın bu asrın başında
gerçekleşen bu olayı teyit
etm iş olmasını kutluyorum .
M em nunum .
Robert Koçaryan
‘Mehmet Sili ‘Birandın
ERİVAN İZLENİMLERİ
Ermeniler
memnun ancak...
E
RFVAN'a iner inmez Fransız Pariamentosu'nun aldığı kararın topluma son derece olumlu bir moral verdiği hemen gözleniyor. U zun yıllardanberi itilip kakılmış, fakir bırakılmış bir Erm enistan'ın ilk defa Batılı güçler tarafından farkına varıldığını söylüyorlar.
Aslında yabancı parlamentolardaki bu kararlar Erm eni halkı için moral bir takviyeden öteye anlam taşımıyor. Konuştuğum Erm enilerin büyük bir bölümü
“Türkiye ne para verir, ne de toprak. Biz gerçekleri görmekte zorlanıyoruz. Ama hiç değilse bu şekilde bizim de haklı bir davamız olduğunu dünya kamuoyu kabul ediyor bu da hoşumuza gidiyor” diyor.
Sokakta dolaşırken, çarşı pazarı gezerken Türkçe konuştuğumuzu duyanların içinden kimse karşımıza çıkıp kötü muamelede bulunmadı. Suratlarında hafif bir “Yavaş
yavaş sıkışmaya başladınız” anlamına gelecek gülücükler ve m anidar sözler de yok değildi.
Yine çarşı pazarı dolaştığınız zaman Ermenilerin moral açıdan tatmin olduklarını görüyorsunuz, ancak fakirlikleri de apaçık ortaya çıkıyor. Zaten bu işlerle uğraşmak yerine ekonomik ilişkileri artırsak daha iyi olmaz mı diye sorduğunuzda çoğundan “Aah ah” diye yanıt geliyor.
Ermenilerin tamamı soykırım iddialarına kalpten inanmış dürümdalar. Onlaria tartışmanın hiçbir anlamı yek. Adeta geçmişe kendilerini kilitlemişler ve Türkiye soykırımı kabul ederse herşey düzelecekmiş inancı içindeler. Bunun doğru olmadığmı anlatmaya kalktığımda da karşımda boş gözlerle bakan insanlar buldum.
Bütün bunlara rağmen ne orada çalışan Türkler ne de bizim gibi Ermenistan’ı ziyaret eden Türk gazetecileri kötü bir muameleyle karşılaşıyodar.
Ermeniler Türklerle asırlar boyunca haşır neşir m
olmanın, zaman zaman kanlı olaylar yaşamanın adeta bir rahatlığı içindeler. Oradan baktığınız zaman
Türkiye'nin yıllar boyunca nasıl uyuduğunu, yanlış politikalar izlediğini çok daha iyi anlıyorsunuz.
Köpek sorunu
için bile bilimsel
görüş istediler
-P
A R İS Belediye Meclisi, tarihçilerin görüşüne bile gerek duymadan Ermeni soykırım anıtı dikme kararı alırken, Paris Senatosu, başkentin en önemli problemlerinden biri olan köpek sorununu çözmek için sosyal bilimcilere başvurdu.Fransa, m art ayındaki yerel seçimler için geri sayıyor. Paris
Belediyesi de başkentlilerin sorunlarına acil çözüm
arayışına girdi. Paris Belediye Meclisi
geçtiğimiz günlerde başkente Erm eni
soykırımı anıtı dikme kararı alarak Ermeni seçmenleri hoşnut ettikten sonra şimdi de başkentin en önemli sorunlarından biri olan köpeklere yöneldi.
Çünkü, Fransa, Avrupa'nın neredeyse
en çok hayvan
bulunan ülkesi. Ülkede yaklaşık 8 milyon evcil köpek yaşıyor,
sokaklardaki köpek pislikleri ise en büyük yerel sorunların başında geliyor. Başkent Paris de köpek pisliği soru nundan en çok etkilenen kent. Paris'te yılda 16 ton köpek pisliğinin temizlen mesi için 6 trilyon lira harcanıyor. Üs tüne üstlük köpeklerin arsız
davranışları da halkı rahatsız ediyor. Köpek sorununun tartışılması için önceki gün Fransız Senato'su bir konferans düzenledi. Konferansın konusu ‘Köpek ve Yatandaş’tı. Fransız bilimadamları, Fransızlar'ın sadık dostlarıyla ilişkilerini ve köpek sorunun nasıl aşabileceğini tartıştılar.
Konferansa Tarım Bakam Jean
Glavany’nin yanı sıra çok sayıda
belediye başkanı katıldı. Toplum bilimciler, felsefeciler, sosyologlar bu konuyla ilgili araştırm a sonuçlarını ve düşüncelerini anlattılar.
Sonuçta köpek sahiplerinin, köpeklerini fazla şım artm adan bir hayvan gibi algılaması gerektiği görüşü savunuldu. Hayvanlar üzerinde
araştırm a yapan toplumbilimci
Elisabeth de Fonteney, ‘Köpek sahipleri, hayvanlarını
şımartmaktan vazgeçmeli’ dedi.
Düşünürler, Fransızlar'ın gerçek hayatta duygusal boşluk yaşadıkları için köpeklerini fazlaca şım artarak diğer insanları rahatsız edici arsızlıklarına göz yumduklarına karar verdiler.
+
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi