“ Biliniz ki İskenderun
benim şahsi dâvamdır !„
A ta tü rk , S u r iy e F e v k a lâ d e K o m is e r in e :
11
H a ta y iş i benim
ş a h s î d â v a m d ır.
S e n i ü z ü y o rs u n u z . K o rk a rım ki b en i,
m e s e le y i b a ş k a türlü halle m e c bur b ıra k a ca k sa n ız „ d e ii
[8 u ya zıla n a iktibas iukki Uunamea mahfuzdurJı ,
Atatürk muayyen bir hedefi işaret ederken (Sayın Kılıç Alinin koleksiyonundan)
1 7 5 _ --- '
Atatürk Adana istasyonun da etrafını çevirerek kendisin den kurtarılacakları müjdesini alan İskenderun heyetinin, İs kenderun heyeti içinde matem kıyafetlerine, siyaha bürünen kızların tezahüratı arasında tekrar, yeniden «Mustafa Ke mali- olarak muazzam bir te sir yaratmakta idi. Halkı coş turan da O'nda Kurtarıcı Mus tafa Kemalin bu vesile ile de tekrar canlandığının görülmesi olmakta idi. aHlk ile Kurtarıcı yı saran bu karşılıklı heye can içinde istasyondan ayrıla rak kendilerine tahsis edilen Suphi Paşa konağına, ikamet gâhlarına geldiğimiz zaman A- tatürk hâlâ «Bizi de kurtarın!» diyen kızın sözleri ve İskende run heyetinin hazin hallerinin tesiri altında bulunuyordu.
— «Kıza verdiğim cevap bel ki dc iınpoîitique oldu. Fakat hakikat budur!»
Diyorlardı. Bir hakikati a- çıklamış olduklarından dolayı vicdanen huzur duydukları her halinden besbelli idi. Hattâ bir gün bu hakikati Fransız sefirine de açıklamaktan çe kinmemiş ve :
— «Biliniz ki İskenderun be n in şahsi dâvamdır!»
(Bas tarecfı birincide) Demişlerdi.
Bu münasebetle _ Atatürkün bir kere benimsediği bir dâva y ı nasıl kopardığım, ona nasıl sarıldığını gösteren şu çok dik kate değer vakayı da naklet meyi faydalı bulurum :
Bir akşam sofradan ânî ola rak Ankara Pal asm altındaki pavyona gitmiye karar verdi ler. Ekseriyetle Atatürk kera met ııev ’inden böyle ânî karar lar verirlerdi. Pavyona gittiği miz vakit, Atatürk, tesadüfen,
orada, o günlerde Ankaraya
gelmiş olan Fransanın Suriye Fevkalâde Komiseri Ponçet’nin de ¡hazır bulunduğunu haber addı. Bu haberi alınca kendile ri İçin hazırlanan sofraya otur m adı, salonun ortasına doğru yeni bir masa hazırlanmasını emretti ve bu masaya Fevka lâde Komiser Ponçet’yi de da vet ederek beni, Nuri Conkeri, mebuslardan Diyarıbekirli Ka sım Paşayı da alarak hepimi- si Komisere ayrı ayrı takdim ederek sofraya oturuldu. O günlerde Hatay meselesinde Fransa hükümetinin bazı zor luklar çıkardığı Atatürkü mü teessir etmekte olduğu için, bililtizam sofraya davet ettiği Fevkalâde Komisere içlerini döktüler ve ona da aynen:
— «Hatay işi, benim şahsî dâvamdır».
Dedikten sonra biraz şiddet fice bir tavırla :
— «Beni üzüyorsunuz. K or karım ki beni, meseleyi başka türlü halle mecbur bırakacak sınız!»
Diye de ilâve ettiler.
Atatürk bu sözleri yüksek sesie, türkçe söylüyor ve et rafta herkes dinliyordu. Hazır bulunan arkadaşlardan - zan nederim Kâzım Paşa - A ta türkün sözlerini fransızeaya tercüme ediyordu. Atatürkün Fransız Fevkalâde Komiserine vâki olan bu coşkun hitabesin deki «beni üzüyorsunuz!» sözü salona akseder etmez hazır bu lunanlardan bir genç ayağa kalkarak müteheyyiç ve gür bir se sle :
«— Atatürk! Üzülme! Arkan da biz varız!»
Diye bağırdı.
Atatürk birdenbire başını se sin geldiği tarafa doğru çevir di, kaşları kalkmış, mehip bir çehre almıştı. Salon bir anda derin bir sessizlik içinde kaldı. Eerkes Atatürkün bu genç ta rafından yapılan müdahaleye sinirlendiğini sanıyordu. Halbu ki tanı bu esnada gözlerini gen ce dinen Atatürk, onun :
«— üzülme! Arkanda biz va n z !»
Sözüne cevap vererek : — «Biliyorum çocuğum! O- nu bildiğim içindir ki böyle ko »uşuyorum !»
Demişler ve bütün salonun heycanîı tezahürleriyle karşı lanmışlardı.
Atatürk, H atay işini hakika ten şahsî dâva halinde ele al mışlardı. Hükümet bu mevzu üzerinde kendisi kadar hassa siyet gösteremediğinden dai ma üzüntü duyuyorlardı. «Bir İskenderun için devleti bir har be sürükleyenleyiz!» zihniyeti » i hâkim kılmak isteynler var dı.
Vaziyet bu merkezde olduğu için Atatürkün Fransız K o miserine halk içinde yaptığı bu hitap bilhassa ehemmiyet
taşımakta idi. Devleti temsil
eden Atatürk çapında bir şah
siyetin her sözünün değeri ve ehemmiyeti Fevkalâde Komi serce elbet ki fazlasiyie takdir olunmakta idi. Nitekim Ataiür kün bu sözleri üzerine Fevka lâde Komiser her iki memleket arasındaki iyi münasebetleri kuvvetlendirmek için şahsen elinden gelen her hizmeti ya pacağını va’dettiği gibi Fran- sanuı Türkiye dostluğuna ver diği ehemmiyeti ve bunun her hangi suretle ihlâline sebebi yet verecek hareketlerden m,ut laka tevakki edeceğini teininde gecikmedi ve hakikaten sonra dan aynı zatın Hatay dâvasın da dostane bir tarzda hizmet leri de haber alınmakta idi.
(Devamı yarın)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi