PIERRE LOTI’YI IYI TANIYIN
P. LOTİ, TÜRK HALKINI BAZEN ÖV
MÜŞ, BAZEN «ZAVALLI» DİYE SA
VUNMUŞTUR. GERÇEKTEYSE HALİ-
F E ’N İN
(S U L T A N İN )
VARLIĞINI
SÜRDÜRMEK İSTEYEN BİR YAZARDI.
Doç. Dr. Sırrı AKINCI
«Efendiler! E hl-I İslâm î bir H alife heyiilâsıyla hâlâ işgal ve İğfal gayretinde bulunanlar, y aln ız ve ancak eh l-i İslâm m ve bilhassa T ü rk iy e’nin d ü ş m an larıd ır.»
Gazi M. KEMAL
6
ercek adı Ju lie n V iaud olan P ie rre L oti’yi yalnız F ra n s î değil d ünya ta n ır. Ç ünkü ya p ıtla rı çeşitli dillere çevrilm iş tir. T ü rk aydınlarıysa onu yal nız tanım a değil, h erkesten da ha iyi bilm elidirler. Öyle ya! B alkan Savaşı sırasında, 1918’in ateşkes dönem inde «Zavallı T ü rk ler!» diye, bizim için B atılıları acım aya (m erh am et) çağıran, İsta n b u l’da ara sıra onu ru n a düzenlenen şölenlerde, toplantı lard a kendisinden «Mûhibb-i Hâs» imiz diye söz edilen, bir caddeye adı verilen , o turduğu eve b ir yazıt konulan, onursal hem şeri yapılan, son H alife Ab- dülm ecit Efendice «T ürklerin yâr-ı m uazzam ve vefakârı» diye nitelenen, C. F a ra r re ’nin satır larında «Türkiye’nin, digğeiU sa vunucusu» o larak gösterilen, A- ta tü rk 'ü n ölüm ünden sonraki yılların, yerli basınında da za m an zaman övülen, böyle b ir kişiyi bilm ek gerekm ez mi?Y ukarıda b elirttik lerim in etk i siyle sanatçı yazarı oldukça a- ra ş tırıp inceledim . Bazı kanıla ra vardım . Özet o larak açıklı- yacağım.
P ierre Loti bezgin b ir ru h ta şım aktaydı. H er insan için do ğal b ir son olan ölüm, onun ru hunda derin b ir tasa y aratm ak taydı. Bu nedenle kendisini Epi- kürizm e k ap tırm ak ta, başlıca a- vunm a kaynağını ed eb iy atta bulm aktaydı.
P ie rre Loti’nin kişiliğini iyi anlayabilm ek için, XIX. yüzyıl ikinci yarısındaki Osmanlı îm- p a ra to rlu ğ u ’nun ne olduğuna biraz değinm ek gerekir Bu dpv- le t hastaydı. B atıklarca ona «Hasta Adam» denm esi yersiz değildi Yasaması anam alcı em peryalist devletler arasındaki çekişm elerin y arattığ ı b ir den geye dayanıyordu. T anrı gölge si, peygam ber temsilcisi S ultan A b d ü lh sm id ’in siyasal b ü tü n ca bası, dengeyi h e r gün biraz da ha ayarlam ak, her gün biraz da ha sü rdürm ekti. Bunu ancak ö- dünlem elerle (tav iz) sağlayabi liyordu. Başka b ir anlatım la ü l kesini B atıklara açık pazar ya pıyor. 1854’ten beri süregelen dış b o rçlanm aların denetlenm esini, gene onların b ir örg ü tü olan «Düyunu Umumiye» konsorsiyu m una b ırakıyordu. B atılı ana m alcılar böylece padişahın v ar lığında, onun dört elle sarıldığı îslâm sal kökenli siyasal rejim de, kendileri için, en y ararlı ko ruyucuyu bulm uşlardı. Ama söz konusu statükonun T ü rk halkı bakım ından değeri neydi? N. Berkes yapıtında bunu «Batılı laşm a ve kalkınm a çabasının birinci ra u n d u n u n T anzim at’ta kaybedilişinden sonraki devrim - lerde işler öyle gitm işti ki, ar tık Osmanlı İm p arato rlu ğ u m u n ıslah edilebilir hali, T ü rk hal kının bunun içinden kalkınm a im kânı ortad an kalkm ıştı. T ürk halkı açısından bu im p arato r lu k kaldıkça o halk kalkınam az, hiç b ir reform da yapılam azdı. Ya biri gidecekti ya öteki. Ka- nun-u Esasi yani halk egem en liği davasının gerek birinci, ge rek ikinci denem elerinin başa rılı olm ayışının sebebi bu di lem m adır» sa tırla n y le belirtm ek te d ir.
Usta Oyuncu
işte P ierre Loti bu «dilemma» nın (ikilem ), görünüşte Türkse- v e rlik m askesini taşıy an usta b ir oyuncusudur. O. yüzünden bu m askeyi hiç çıkarm ayarak, üstelik b ir de «Âşık-ı Şeyda» kim liğini tak ın arak , T ü rk halkı nı bazen övm üş, bazen de «za vallı» diye savunm uştur. G er çekteyse H alife • S u ltan ’m v a r lığını, egemenliğini, sürekliliği ni, saltan ata candan bağlı b ir O sm anlIdan fazla isteyen, onun la ilgili övgüleri sürdüren, b ir y azarıdır. Böylece T ü rk halkı için gerçekten dost m udur? so rusu n u n karşılığı kendiliğinden ortaya çıkm aktadır.
P ierre Loti’nin bu iki yüzlülü
ğü, b ir yandan kendisine ucuzca sevgi kazandırm ış, b ir yandan da X IX . yüzyıl sonu Fransız b u r juvazisinin çıkar hesaplarına çok güzel yaram ıştır. Çünkü «XIX. asırdaki Avrupa cem iyetlerinin inkişaf tarih i tetkik olunursa görülür ki, bu cem iyetlerde en- tellektüel tam am iyle taazzuv eden burjuvazinin b ir tâ b i ve em irb er u nsuru vaziyetindeodir, Yine güvenilir b ir kaynağa da yanarak bildirelim ki, «1914’e ge linceye k ad ar A vrupa'nın bütün büyük m illetlerinde edebiyat, ta- m am en b u rju v alar tarafından ve burju v alar için vücuda getirilm ek tedir.», P ierre Loti de bu sını fın O smanlı ülkesiyle ilgili istek lerinin, edebiyatla karışık b ir çeşit kuram cılığını yapm ıştır. Doğu peyzajlarını çok güzel an latan kalem i, batılılaşm aya tüm olarak kapalı kalm ış b ir Türk toplum u görm ek tutkusunu sık sık dile getirm ekteydi. Örneğin «Türkiye parlam entolu rejim i ka bul ederse özgünlüğünü - o riji nalliğini - yitirecektir» diyerek, I. M eşrutiyet için kıvanç duy m adığım açıkça belirtm ekteydi. P ierre Loti bu kanısında kendi Fransası bakım ından kuşkusuz haklıydı. N asıl olm asm ki? Tan zim at’tan bu yana Batılı anam al cılar eliyle soyulup soğana çev rilen, en yüksek dozda îslâm sal narkozla uyutulan Osmanlı İm paratorluğu, «Regime Parlem an- taire» aracılığiyle belki kendine gelirdi.
P ierre L oti’nin yapıtları Türkçe olm adığından Türk halk yığınla rına doğrudan doğruya etkili ola m am ıştır. Ama pek çoğunun Fransız diliyle, kültürüyle yakın dan ilişkisi bulunan, X X . yüzyıl başındaki Osmanlı aydınlarına etkileri olm uştur; «Üç atlı yaylı sının İçinden sağır, burunsuz, kör, frengili köylülere Pierre Lo ti ahi çekip geçen, ağzı gemli eli kalem li efendilerin» türem esinde ki payı küçümsenemez. Fransız yazarının gerçek anlam da ekono m ik tem ellere dayanan reform la ra karşıt, bir sözcükle «Gerici» diyebileceğimiz düşünceleri, Os manlI başkentindeki siyasal top luluklar tarafından içtenlikle des teklenm ekteydi. Örneğin II. Mes- rutiyet’in düşüncesine yön veren görüşlerin en etkini olan «İslam cılık Akımı» öncülerini bu arada sayabiliriz. O nların kanılarım , d aha sonraları yukarda da değin diğimiz gibi, Halife Abdülmecit Efendi tecvitli anlatım iyle dile getirecektir.
İncelem elerim den çıkan sonuç lara göre. P ierre Loti için Os
m anlı topraklarının bütünlüğü, T ü rk halkına karşı İçten sevgi am aç değil, sadece b ire r araç ni teliğinde edebiyat kavram larıdır. Onun «Kutsal» diye bağlanarak sevdiği b ir tek yer «Le Tombeau» dur.
Bu da kendisine Aziyade rom anı m esinleyen genç Çerkez kızı Ha tice’nin m ezarıdır. Yazarın Fan- tom e d ’O rient adlı yapıtı söyle diklerim in kesin belgesidir. Pier re Loti bu kıza olan aşkında aşı r ı duygusaldır. H attâ biraz sapıt m ış olduğunu bile söyleyebiliriz. Çünkü kızın m ezar taşının b ir eşi ni kendi yatak odasına koydur
m uştur.
«Türk Yurdu»nda
Değişik Bir Ses
P ierre Loti’den söz ederken, onun kadar ün lü olm ayan, am a O smanlı yakın tarihine adım gerçekçiliğiyle yazdıran, b ir ya bancı yazara değinm eden geço- miyeceğim. Bu «Parvus» takm a adını kullanan Alexander Help- h an d ’dır. O nun Balkan Savaşı sırasında «Türk Yurdu» dergi sinde çıkan b ir yazısı, h er za m an için anlam taşır. Y eter ki anlıyabilenler olsun. Bunu akta racağım:
«Türk M ünevverleri I Devrimi zin talep ettiği b ir İktisadî kuv vet vücuda getirem iyecek olursa nız helak olm anız m uhakkaktır. Balkan M uharebesi’nden sonra da Türkiye m alî ve sınaî bakım dan eskisinden fazla soyulmaya devam edecektir. Z ira bu m em lekette asıl hükm edenler ne hü küm et ne T ürk halkı ne de müs- lüm anlardır. B urada hakikatta hükm eden Avrupa m âliyesidir. Siz alacaklılarınızın hizm etçileri vaziyetine düştüğünüz gibi, dev letiniz de onların m enfaatlarına hizm et etm ektedir. En m ühim mesele, bütün hezim etlerinizin
Avrupa diplom asisi ve yüksek m alî m ehafili tarafın d an hazır landığını a rtık anlam anızdır. Türkiye için k u rtu lu ş yolu de m okrasidir. Fakat bu dem okrasi sizin m uarefe kesbettiğiniz dip lom atlar ve bankerler Avrupası- nın dem okrasisi değil, Avrupa- nm hakikî dem okrasisidir. Siz m ünevverler halktan uzaklaşm ış sınız. Kendi milletinizi tanım ı yorsunuz,»
Evet, Alexander H elphand (Parvus) o günlerin İslam cı, hi lafetçi, saltanatçı, Ademi M er keziyetçi, ittih a tç ı, Turancı o- larak toplum un ü st yapı kavram larını, sanki b ir işm iş gibi, d u r m adan araların d a ta rtışıp çeki şen sözde aydınlarına, gerçek derdin gerçek çözüm ünü acı acı böyle haykırm aktaydı. Dostumu! P ierre Loti cenapları da o sıra larda «K ubbeler ve m inareler şehrinin sihrinden», «Aziyade' nin m ezarına kapanıp göz yaşı döktüğünden», «Bursa’daki Yeşil Cam i’i’in çinilerinden», «Mevle vi dervişlerinin dönmelerinden», «Amberbû pilâvının lezzetinden», «V ezirparmağı’yla kaym aklı don durm anın nefasetinden» söz e t m ede ya da kulak asarlarm ış gi bi B atılılara «B ulgarlar çok can yakıcılığı yaptılar. Aman zavallı T ürklere bari siz ilişmeyiniz» bi çim inde boş sızlanm alarda bu lunm aktaydı.
P ierre Loti’nin gerçek öyküsü budur. A tatürk’ün de, kendisini sevmediği Y.K. Karaosmanoğlu- nun kitabında belirtilm ektedir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi