Barış Manço ile 30 yıl sonra:Eski anılar tek tek canlanıyor...

İzmit'te bir

“ Pişmaniye

Gecesi":

Belçika’dan biranı: Lou va in ’de düzenlenen bir

Yıllar ne çabuk geçmiş: İstanbul’da yapılan

yoklar.

G Ü N EŞ ’ in EK İD İR . P A R A Y L A S A T ILM A Z

Son filmi için dublaja girdi

Tarık Akan ve Oya Aydoğan kulaklıklarını takmışlar, ro l arkadaşları tiyatro sanat­ çısı Erdal Özyağcıtar ile kendilerini seslendiriyorlar. Tank Akan, "A rtık benim yeri­ me kimse konuşmayacak'' dedi.

Tarık Akan ilk defa

kendi sesiyle

oynayacak

O

Şerif Gören’in yönettiği “ Beyoğlu’nun Arka Yolları" adlı film­

de Akan’dan başka kendi sesini kullanan bir başka sanatçı da

Oya Aydoğan...

Filmin yönetmeni Şerif Gören, bir sarhoşa sesini veren Tarık

Akan’dan oldukça ümitli görünüyor. Ve yaptıkları ilk denemenin,

çok başarılı olduğunu da sözlerine ekliyor.

TURAN AKSOY

yönetiminde çevrilen

f

eyoğlu’nun Arka Yollan” adlı film­ de, Tarık Akan ilk kez kendi sesiyle oy­ nuyor. Filmin başroldeki kadın oyuncu­ su Oya Aydoğan da, Akan gibi ilk kez seyircinin karşısına kendi sesiyle çıka­ cak.

Eyüp Hafit Tokyazıcı ve Hüseyin Ku­

zu İkilisinin yazdıkları “ Beyoğlu’nun

Arka Yolları” filminin büyük bölümünü gece sahneleri oluşturuyor. Lale Film Stüdyo'sunda yeni filmiyle ilgili olarak ünlü aktör şunları söyledi:

“ Bu filmde sarhoş bir adamı oynu­ yorum. Sadece senaryoya bağlı kala­ rak çalışmadık. Çekimlerde sürekli kendimden birşeyler kattım. O atmos­ ferde içimden nasıl geldiyse öyle ko­ nuştum. Bu nedenle bir başkasının bunları seslendirmesi zordu. Seslen­ dirmeler yanlış ve yapay olacaktı. Çe- ...- ...- v

kimlerdeki doğallığı seslendirmede de korumak için kendim konuşmayı kabul ettim. Bundan sonra da filmle­ rimde kendim konuşacağım.

Erdal Kahraman’ın görüntü yönet­ menliğini yaptığı ‘'Beyoğlu’nun Arka Yollar "nda Erdal Özyağcılar, Nalan

Türkoğlu, Gökhan Mete ve Selahattln

Fırat da diğer rolleri paylaşıyorlar. Ta­ rık Akan ve Oya Aydoğan’ın ilk kez ses­ lendirme yapmaları konusunda yönet­ men Şerif Gören ise şunları söyledi:

“ Seslendirme Konusunda çok çe­ kimser olan ve şimdiye kadar hiç ce­ saret edemeyen Tarık Akan’ı dublaj için stüdyoya çağırdım. Projeksiyona birkaç parça film taktırıp prova yap­ tık. Tarık çok iyiydi. Oya Aydoğan da seslendirmede iyi sonuç verince, iki başrol oyuncumuz kendi sesleriyle seyircilerinin karşısına çıkabilecekle­ rini kanıtladılar.

□

İzmir Televizyonu

tarafından hazırlanan

"Gösteri" programına

katılan Barış Manço,

30 yıllık müzik yaşa­

mını anlatırken, ilk

kurduğu "Grup Kafa­

darlar"ı da ekrana ge­

tirdi...

□

Programın çekimi

için TRT’nin elindeki

malzemeyi yeterli bul­

mayan sanatçı, kendi

girişimleri sonucu Hol­

landa, Belçika ve Al­

manya ’dan eski bant­

larını getirtti...

İLYAS HIZLI

H azırladığı her plağıyla, konserleriyle, televizyon programlarıyla yenilikler ge­ tiren ve olay yaratan Barış Manço, bu defa da ilk çalış­ tığı grup olan “ Kafadarlar” ı biraraya getirdi. Televizyon­ da ayda bir yayınlanan ve bir sanatçının müzik yaşa­ mını anlatan “ Gösteri” programının İkincisi için yıl­ lar sonra biraraya gelen es­ ki arkadaşlar, bu sayede anılarını da tazeleme fırsa­ tını buldular.

Bu programın çekimi için İzmir’e giden Banş Manço, dekoru beğenmediğini söy­ leyerek değiştirilmesini iste­ diği halde bu isteği yerine getirilmedi. Böyle bir prog­ ramın “ 30 yılın bilançosu­ nun çıkarılması açısından son derece olumlu" olduğu­ nu söyleyen Manço, eski parçaları için, geçmiş yıllar­ da yapılan çekimlerin arşiv bantlarından yararlanmak istiyordu. Ancak TRT yetki­ lileri, bu bantları bulamadık­ larını söyleyince Barış Man­ ço, uçağa atladığı gibi doğ­ ru Ankara’ya gitti ve bantları kendisi bulmaya çalıştı. Hol­ landa, Belçika ve Alman Te­ levizyonlarına da başvuran Barış'm istediği bantlar kısa sürede eline geçmişti oy­ sa...

İki eksiğiyle

Kafadarlar birarada

Programın en ilginç bö­ lümlerinden biri, Barış’m 1950 yılında Galatasaray Li- sesi’nde okurken kurduğu ilk grup olan " Kafadarların yıllar sonra bir araya gelme­ si oldu. Barış Manço, bu grup İçinde şu anda müzi­ ğe devam eden tek kişi. Di­ ğer altı "Kafadar" başka mesleklerin içinde yaşamla­ rını sürdürüyorlar. Grubun ritm gitarcısı Şanal Pınar, bugün hediyelik eşya üreti­ cisi, davulcu Batur Dere bil­

Eskisiyle yenisiyle Barış Manço: Barış M anço,

B elgesel yapım

gisayar uzmanı, solo gitarist

Ender Enön yüksek maki­ ne mühendisi, saksafonist

Asaf Sr faş Akat iktisat profesörü, piyanist Tuncay

Taneri ise yüksek mimar... O yıllarda grubun koordina­ törü olan Erkmen Sağlam ise reklamcılık ve matbaacı­ lık yapıyor ve bugün de Ba- rış’ın başdanışmanı.

Tüm kadroyu biraraya ge­ tirmek istediği halde Barış Manço, ancak dört arkada­ şını toplayabildi çekimler için, ikinci evliliğini yapan Asaf, Amerika'da balayında olduğu, Tuncay da Ortado­

ğu'da inşaatının başında ol­ duğu için çekime katılama­ dı.

Son rakıdan sonra

24 yıT

Gerçi "Kafadarlar"dan ikisi yoktu aralarında ama, Barış’la birlikte beş kafada­ rın biraraya gelmesi, eski günlerin anılması için yet­ miş de artmıştı bile. Yıllar öncesinin resimleri ortaya çıkarıldı; hiçbir zaman unu­ tulmayacak eski günler bir kez daha anıldı. Ve Barış, 1950 yılına dönerek başla­ dı anlatmaya:

“ Grubumuzu ilk olarak Ender, Asaf ve Tuncay’la kurmuştuk. Hepimiz de Galatasaray’daydık. Bir yıl sonra Maarif Koleji’nden Şanal ve Erkmen’le, High School’dan Batur aramıza katılınca grubumuzun adı­ nı değiştirerek Barış Man­ ço ve Harmoniler olduk. Böylece okullar arası bir uyumu da geçekleştirmiş oluyorduk. Birlikte üç plak yaptık. 1963 yılına kadar birlikte çalıştık. O yıl ben yüksek öğrenim için Bel­ çika’ya gidince grubumuz dağıldı. Biliyor musunuz

ben o zamanlar epeyce şişmandım. Şöyle 90 kilo kadar vardım. Belçika’da özel bir rejim uygulayarak kısa sürede zayıfladım. Örneğin bifteğin bir tara­ fını üç dakika pişirirken, öteki tarafını yarım daki­ kada pişiriyorum. İçkiyi de bıraktım tabii. Çok iyi ha­ tırlıyorum, 20 Eylül Cu­ martesi akşamıydı, Kızıl- toprak’ta Derya diye bir yer vardır. Orada son bir rakı içerek vedalaştık. İş­ te o rakı, hayatımın son rakısı oldu. Bir daha da iç­ medim. O yıldan beri ilk defa bu çekim için birara­ ya geliyoruz. Bunca yıl içinde sadece Erkm enle görüştüm. Bizim organi­ zasyonlarımızı düzenlerdi o zamanlar. Ondan da öte başdanışmanımızdı. Şim­ di de öyle. 24 yıl sonra bi­ raraya gelmek gerçekten çok güzel bir şey. Keşke Asaf’la Tuncay’da şu an­ da aramızda olabilseydi.”

Giysilerin sırrı

45 dakikalık programın bir başka bölümünde de Barış Manço’nun giysilerini diken stilisti Ertan Kayıtken ekra­ na geliyor. Müziğe başladı­ ğı ilk yıllardan beri gerek sahnelerde gerekse konser­ lerde giydiği giysileriyle olumlu olumsuz sürekli eleştiriler alan Barış’m 14 yıldır birlikte çalıştığı stilist de bu giysileri nasıl hazırla­ dığını anlatıyor.

t

Taha Toros Arşivi