• Sonuç bulunamadı

Çağdaş sanatımızın temsilcileri/5:Sabri Berkel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çağdaş sanatımızın temsilcileri/5:Sabri Berkel"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çağdaş Sanatım ızın Temsilcileri / 5

Sabri Berkel

Nurullah BERK

Bugün T ürkiye’de, sanat alanındaki aşırı yerm eler, aşırı övmeler, gruplaşm a­ lar, kişisel beğenilere da­ yanan b ir değerlendirm e kargaşalığı hüküm sür­ m ektedir. S anatçının eğili­ mi, yapıtlarının niteliği, katkıları, verim inin pürüz­ süzlüğü geçerli değil artık. D eğerlendirm ede öncelikle ele alm an, ideolojik tu tu ­ mu, toplum içindeki çaba­ sının rengi, sanatını ne

o rand a politikanın hizme­ tine verdiğidir.

Doğal olarak böylesi ölçü­ ler ancak belli sanatçılara vurulabilir. Kimileri, ve bu arada, belki en başta, Sabri Berkel, her türlü ideolojik niyetlerin, sosyal nitelikte eğilim lerin öte­ sinde, ancak ve ancak sa­ natın «bizatihi» —entren- sek— değerlerine in anır­ lar.

Doğduğu Yugoslavya’dan Türkiye'ye geldiği 1935 yı­ lından bugünlere sanat kavram ı karşısındaki tu tu ­ muyla Sabri Berkel bu de­ ğerlere bağlılığından kıl payı ayrılm adı. Ve, denebi­ lir ki, çabaları o rtasın d a b ir çeşit yalnızlığa b ü rü n ­ dü. Bu yalnızlık ün bakı­ m ından ona yaram adıysa bu yılın N isan ayı içinde Güzel S an atlar Akademi- s i’ndeki sergisi gösterdi ki

(2)

sanatına, verim ine çok ya­ radı.

Bu toplu sergi, Belgrat ve F loransa A kadem ilerinde­ ki etü tlerinden günüm üze kadar süren çalışm aları biraraya getiriyordu. Fin d ık lı’daki A kadem i’nin gi­ riş galerisiyle üst katı res­ sam ın değişik çaptaki de­ sen, guaş, suluboya, gra­

vür ve yağlıboylarıyla do­ luydu. Sergiyi kimi gezen­ ler bu yapıt bolluğuna ta ­ kılm akla beraber, sergile­ nen işlerin çokluğu, san at­ çının bunca yıllık a ra ş tır­ m alarını, değişim lerini, vardığı sonuçları belli edi­ yor, açıklıyordu.

Berkel, 1947’lere kadar, doğal görünüşlere bağlı

kalm ıştı. K uşkum yok ki hiçbir ressam ım ız, onun gösterdiği dikkat ve sabır­ la, klasik resim sanatının organik yapısını, tasarla­ nış ve «icra» ediş m eka­ nizmasını, değişik teknik­ lerini böylesine titizlikle incelemiş olsun. Çıplak etütlerinde, figür ve desen, krokilerinde, kalemle, m ü­ rekkepli uçla

(3)

görünümle-rinde Berkel, müze kültü­ rün ü iyice hazm etm iş b ir sanat işçisi olarak kendini empoze ediyordu.

Bu sağlam tem el ressam ın 1947’lerde atlayacağı daha özgür, daha kaygılı, ilkin yarı soyut, sonraları tü­ müyle soyut araştırm ala­ ra emin b ir dayanak ola­ caktı. 1948’in «Taksim

m eydanı »ndan aynı yılın «Odalık»ına Berkel, doğa­ ya bağlılığının ilk denem e­ lerini m eydana getirecekti. Sayfalarım ızdaki yapıtları­ na bakalım : Yine 1948’in bir çalışm ası olan mavi - sarı-kırm ızı ahenkli «Na­ türm ort», bu renkleri b ir­ birinden ayıran siyah bö­ lüm lerle doğal b ir konu­ nun plastik b ir tasarlan ı­

şını kuruyor. Bir m asa üs­ tüne yığılı vazo, y apraklar, yemiş, kimi nesneler ve «N efertiti Başı »ndan olu­ şan 1949 çalışm ası n a tü r­ m o rtta biçim ve renkleri geom etrik bir düzen içine yerleştirm e tasasını görü­ yoruz.

«Yoğurtçu» da aynı tasa­ ya tanıkız. Ama burada,

(4)

öncekilerin aksine, belli b ir üslûplaştırm a lehine, b irbirine bağlanan, kıvrı­ lan, birbiriyle düğümlenen yuvarlaklar, spiraller gö­ rüyoruz. B urada «ara­ besk» eğilimi, düz b ir geo- m etrikleştirm eyi b astırır, egemen olur. Kişi, böylesi b aşarılar karşısında ressa­ m ın neden bu yolu sür­ dürm ediğini, bu «plastik

anahtar»ı neden daha ile­ riye doğru kurcalam adığı­ nı düşünebilir.

Şimdi, daha gerilere gide­ rek, ressam ın hangi yol­ lardan böylesi sonuçlara vardığını inceleyelim. 1946 yapımı olan «Şişeli n a tü r­ m o rt »a, yattığı m ezarın­ dan, büyükbabam ız Cézan­ ne ilgiyle bakabilirdi. Bir

m asa üstüne düzenli ko­ nulm uş, ya. da serpiştiril­ miş elm aları sanat tarih i­ ne getiren Aix’li büyük us­ tadır. Elma, renkli yuvar­ laklığı, ark itek tü ral yapı­ sıyla ressam ları, Cézanne’ dan beri, sürekli ilgilendi­ ren b ir «plastik nesne» ol­ m uştur. Biçimlerin ağır­ lıklarını belli ederek dön­ meleri, hava boşluğu için­ de kapladıkları yeri belirt­ meleri, ışıklı kısım larıyla gölgelilerin renk değişik­ liği, klasik türün tüm is­ teklerine cevap verir Ber- kel'in bu natürm ortu. K urum uş m anolya ve yap­ rakları taşıyan vazo n a tü r­

m ortu, renkli grileriyle da­ ha yum uşak, daha gevşek b ir teknik içinde belirir­ ken 1930’lar yapımı oldu­ ğunu sandığım «Portre», uzun b ir dizinin yeni bir örneği olarak dikkati çe­ kecek başarıda. Ayna k ar­ şısına geçip kendi p o rtre­ sini defalarca yaptığını Berkel'in sergisinde gör­ dük. Sayfalara konulan bu po rtre, dizinin en ba­ şarılı b ir örneğidir. Resim sanatının terim rep ertu a­ rın d a önemi büyük olan «valör» —renk değeri—, daha doğrusu rengin açık­ lı - koyulu ayarlanm asını b u rad a görebiliriz. Renk, asıl değerini kaybetmiş, çeşitli grilere bürünerek sanki hava içinde erim iş­ tir. Berkel, bu portresiyle, klasizmini belirtiyor. Bir sanatçı, kişiliği, eğili­ mi, havası bakım ından se­ vilir ya da sevilmez olabi­ lir. Bu ressam bize sesle­ nir, şunun da tadına vara­ mayız. Ya da öteki, bizim beğenilerimiz dışındadır. En büyükler arasında bile yeğ tu tm ak hakkım ızdır. Ama b ü tü n bu n lar duygu­ sal plânda oluşan şeyler­ dir. Bir de sanatçının öz benliği, çabası, bu çaba içindeki değişimleri, sa­ natla zanaatı kaynaştır­ ması, yüzeylikten, kolay­ lıktan k urtulup, derine in­ mek isteği vardır. Bir sa­ natçıyı tarafsızca değer­ lendirm ek için bu yanları­ nı görmek, katılaşm ış, pe­ şin yargılardan sıyrılarak oturm ası gereken yerine o tu rtm ak gerektir.

Kolaylığın, yapm acık usta­ lığın, ucuz form üllerin, endüstrileşm enin yaygın olduğu çağımızda Sabri B erkel’in verdiği dersi ço­ ğu sanatçım ızın u nutm a­ ması faydalıdır. Göklere çıksa, ya da çıkm asa, ama herhalde yükseklere eriş­ mek özlemi içindeki bir sanatsal çabanın yavaş ya­ vaş, çetin aşam alardan ge çerek, sabırla, kendini sa­ nat için sanata vermesi dersi.

(5)

At a tim e w hen artistic ap­ preciation in Turkey is a turm oil of excessive praise and excessive disparage­ m ent, of exclusive cliques and purely personal pre­ ferences, w hen the va lue of a w ork tends to be judged by its ideological stance and its service to a political cause, there are still a few artists, and the m ost outstanding of these is S abri Berkel, who com pletely avoid all so­ cial and ideological com­ m itm en t and devote them ­ selves entirely to a rt itself. Sabri Berkel was born in Yugoslavia, and since his arrival in Turkey in 1935 he has adhered w ith abso­ lute strictness to this con­ ception of a rt and its in trin sic values. This has b ro ught w ith it a certain loneliness and isolation, b u t although this isola­ tion m ay have m ilitated against his achieving grea­

te r renow n the exhibition of his w orks th a t opened this April in the Academy of Fine Arts shows how greatly it served his art. This retrospective ex­ hibition brought toget­ h er w orks ranging from youthful studies m ade at the Academies of Belgrade and Florence to w orks of the present day. The whole of the entrance gallery and upper floor of the Fındıklı Academy w ere filled w ith the a r tis t’s d e ­ signs, gouaches, w aterco­ lours, engravings and oil- paintings, and, although some visitors may have been ra te r overwhelm ed by the sheer num ber of w orks displayed, the exhi­ bition clearly illustrated the various experim ents and changes m ade over the years.

Representatives of Contemporary Art / 5

Sabri Berkel

By N urullah BERK

Until 1 9 4 7 Berkel rem ained loyal to n a tu ra ­ listic attitu d es. I am sure th a t no o th e r T urkish ar­ tist has studied the

(6)

orga-and techniques of classical paintings w ith so much m eticulous care and thoroughness. In the nude studies Berkel reveals him self as a craftsm an who has thoroughly assi­ m ilated m useum culture. This sound artistic basis was to from a secure foundation for the freer, sem i-abstract form s he was to develop afte r 1947, and w hich w ere, later to

develop into fully ab strac t experim ental w ork. The «Still-life» of 1948 still p re­

serves a naturalistic tre a t­ m ent of the subject w ith areas of black separating the blues, yellows and reds. In the «Still-life» of 1949 the form s and colours of the vases, lea­ ves, fruit, a head of Nefer- titi and various oth er ob­ jects are com bined in a geom etrical com position, while in the «Yoghurt

Seller» simple form alisa­ tion is replaced by an a ra ­ besque of com bined and intervoluted curves and

spirals.

In an age of in d ustrialisa­ tion and artistic facility Sabri Berkel offers the a rtist a useful lesson in his slow, patient, resolute progression, and his com­ plete devotion to his art.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Karayollarında ya da başka ku­ ruluşlarda yetki sahibi olan onun öğren­ cileri bu eksiklerimizi tamamlıyorlar.”.. Ünlü matematikçi .Cahit Arf, Musta­ fa

府以外的單位之效益而言,ERA 系統將 成為刺激各機關在未來創新發展數位資 訊運用的主因之一,更進一步促使數位

記者 周文凱/新店報導

Hüseyin Gazi Topdemir’in son yıllarda yap- mış olduğu bir araştırma bir yana bırakılacak olur- sa, Mîrim Çelebi’nin de diğer birçok Osmanlı bilgi- ni gibi hemen

Sanatçının yapıtlarında, öncelikle al­ gılanan izlenim, gerek teknik, gerek biçim ve içerik olarak bir pastel, yumuşak ve duyarlı yorum ve anlatım.. Bu yorum

Özlem AKAR, Türk Masallarında Kadın Figürü Üzerine Bir İnceleme, Gazi Üniversitesi, 2006, Danışman: Prof.. Semra Bakan SALLABAŞ, Kelile ve Dimne’de Yer Alan Masalların

Bir işletmenin veri işleme işleri, işletme faaliyetleri ile ilgili verileri toplayan, verileri bilgiye dönüştüren ve hem iç hem de dış kullanıcılara bilgi

Kurkuminin metastaz, anjiyogenez ve invazyon gibi karsinogenezin hemen hemen her aşamasını ve karsinogenezde rol alan spesifik sinyal ileti yolaklarını etkili bir şekilde