• Sonuç bulunamadı

Cenap Şahabettin:Lisanın sadeleşmesi bahsindeki düşünceleri - Tünel, otobüs, elektrikli tramvaya hücum

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cenap Şahabettin:Lisanın sadeleşmesi bahsindeki düşünceleri - Tünel, otobüs, elektrikli tramvaya hücum"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

[~ Gazeteler, Gazeteciler ~]

Cenap Şahabettin

\

Lisanın sadeleşmesi bahsindeki

düşünceleri — Tünel, otobüs,

hücum

Bu münasebetle Ali Canip Beyle aralarında hararetli mü­ nakaşalar oldu. Ali Canip; Ka­ sım Nami, Ömer Seyfeddin’Ie birlikte «yeni lisan» m en ha­ raretli müdaiilerinden idi. Se­ lanik te «Genç Kalemler» adiyle bir mecmua neşrediyorlardı. Ce­ nap Şahabeddin yazdığı birkaç yazıda «yeni lisan» cereyaniyle âdeta alay etü. Ali Canip bundan çok müteessir oldu ve eert bir mukabelede bulundu. Üstat, bu mukabeleye «Aziz yav­ rum» diye başiıyan bir' yazı ile cevap verdL Ali Canip, Cenap Şahabeddin’in oğlu olamazdı, aralarında bu kadar büyük yaş farkı yoktu. Üstat, böyle oldu­ ğu halde, «Aziz yavrum» de­ mekle Ali Canibi çoluk çocuk

jaydığını göstermek istiyordu!

Cenap Şahabeddinin

sen resimlerinden biri .

atanlar kolay şöhret kazanmak isiiyenlerdir.

Cenap Şahabeddin, lisan bah­ si baklandaki yazısını şu suret­ le bitiriyor: «Yalılar argosu­ nun (Yalılar Selâniğin belli baş­ lı bir semtidir) hamileri ara­ sında Vardar yelinden büyük ikramiye umanlarla dün Rusya- dan gelmiş, minimini bir saksı içinde bir avuç Osmanh topra­ ğına bir damla su vermemiş i- ken bugün bize hamiyeti Osma­ niye dersi verenler var. İstîyen

dinlesin, benden paso!»

elektrikli tramvaya

Bir zamanlar «nesir üstadı» olan Cenap Şahabeddin üslûbu bugün okuyanlara pek garip geliyor. Birbirini takib e- den terkipler, lüzumsuz yere kullanılan Arapça, Farsça keli­ meler bir huzursuzluk veriyor... Denilebilir ki: «O vakitler böyle yazılırdı, lisanda sadelik cere­ yanı başlamamıştı.» Bu müta­ lâa bir müddet için doğrudur. Meşrutiyetten evvel filhakika herkes böyle yazıyordu. ! Fakat üstat, sade lisan fikri ortaya a- tıldıktan, bu cereyan kuvvetlen­ meğe başladıktan sonra da eski görüşünde, yani terkipli, ağdalı yazmakta ısrar etti. Hattâ yal­ nız’ ısrar etmekle kalmadı, «ye­ ni lisan» denilen sade ve güzel Türkçe taraftarlarına şiddetli hücumlarda bulundu. ! İ I I i i

İ

1

Yeni lisana hücum

Cenap Şahabeddin, makale­ sinde yeni lisana, yani sade Türkçeye bir nevi argo diyor, . bu fikri müdafaa edenleri ko­ lay şöhret kazanmak istemekle itham ediyor, diyor ki:

«Yeni lisan çıkmış dedikleri • zaman yemin ederim ki hiç hayret etmedim. «Yeni lisan ve­ fat etmiş!» haberini aldığım gün de şaşacak değilim! Siz İse

o

yevmi vefatta alıklaşacaksı­ nız, zira hissolunuyor, yeni li­ san dediğiniz mahlûku tülü ha­ yata namzet görüyorsunuz. Bu münasebetle hatırıma gelen fıkracığı hikâye edeyim: Mas-lüp Cevher Ağa 31 Mart hâdise­ sinden birkaç hafta evvel bir rüya görmüş, tâbir ettirmiş; muabbir demiş ki:

— Ömrünüzün sonunda yük­ sek bir makamda bulunacaksı­ nız! ■

İşte, zalim olsam, sizin hül­ yanızı da böyle tefsir eder­ dim!... Aziz yavru, bilirsiniz ki her desise muzırdır; fakat bil­ miş olunuz ki desiselerin en mu- zırrı kendi nefsimizi iğfaldir. Şöhreti sehle saydi için ortaya çıkardığım «yeni lisan» elbette ancak şöhreti sehle kadar ya­ şar. «Genç Kalemler» risalesi olmasa «lisani nev» çoktan beri matmurei nisyana göçmüştü bile; o mecmuai mevkutenin i- lâncılığı sayesindedir ki bugün hâlâ biraz nefes alabiliyor. Kırmızı'Horoz, Tiring, Karlman ▼e emsali bütün. İstanbul du­ varlarında ve her ceridenin son sütunlarında davul çalarak temdidi hayat ettikleri gibi...» X ' Cenap Şahabeddin Bey gibi

derin kültürlü, çok zeki bir za­ tın «yeni lisan» cereyanını bu kadar yanlış tefsir etmesi şaşı­ lacak şeydir. Bu münakaşa Meş­ rutiyeti takib eden senelerde o- luyordu. Halbuki bundan on üç, on dört sene evvel, 1896 da Mehmet Emin Bey Türkçe şiir­ lerini bir kitap halinde neşretti­ ği zaman, içlerinde Abdülhak Hâmit, Reeaîzade Ekrem Bey d(? bulunan, zamanın bellibaşlı e- diblerinin mütalâasını sormuş­ tu. Bunların hepsi kendisini teşvik etmiş, lisanda sadeleşme­ nin lüzumundan bahseylemiş: «Başladığınız tarzda yazmakta devam ediniz, az zaman zarfın­ da sizi takib edenlerin pek zi­ yade çoğaldığım göreceksiniz» demişlerdi. Cenap Şahabeddin Bey bunların aksine olarak şu hükmü veriyordu: Sade lisan yaşayamaz, bu cereyanı ortaya

Elektrikli

tramvay,

tünel

Îstanbulun imarı, eski tâbiri ile «tezyini belde» kırk seneden beri üzerinde durulan ve bir türlü halledilemiyen bir mese­ ledir. Meşrutiyetin ilânından sonra ilk Şehir Meclisi toplan­ dığı , zaman imar işini ve şeh­ rin ihtiyaçlarını düşünmüş, bu mesele ile meşgul olmak üzere bir komisyon kurmuştu. Komis­ yon İstanbulda elektrikli tram­ vay, yeraltı şimendifer hattı tesisatı yapılmasın: otobüs se­ ferleri tesisini tetkik ediyordu. Cenap Şahabeddin «Tezyini belde» başlıklı yazıda bu fikre itirazla diyor ki:

«Şehremaneti Meclisi Umumî­ sinin tünel, feniktiler, otobüs, tram elektrik (Cenap Şahabed-! din Bey gihi eski lisana sıkı su­ rette bağlı bir zatın Arapça bir kelime uyduracak, yahut elek­ trikli tramvay diyecek yerde tram elektrik demesi pek garip geliyor) gibi vesaiti cedidei nakliye imtiyazı taleb edenlerin istidanamelerini (Tezyinatı bel­ de) ıkomisyonuna havale ettiği­ ni okuyor, işitiyoruz. Acajpa Meclisi Umumî güzel İstanbulu bunlarla mı tezyin etmek ta- savvurundadır? Bu ihtimal bi­ raz baît olmakla beraber maili bedayl bir ruha İrası ra’şei is­ yan etmekten geri kalmıyor.

. - i

Yer altında kazılmış geniş kös­ tebek yollan, bir yokuşta biri! inerek, öteki çıkan yekdiğerini cerreden vagönlar, saklında bir maşa ile elektrik tellerine tu ­ tunarak caddelerde dolaşan tramlar ile İstanbul gibi nazirsiz bir beldenin hayatı cemali na­ sıl temin olunur?»

.

Cenap Şahabeddin’in bu >ıa- i tırian Pierre Loti’nin tesiri al­ tında kalarak yazdığına hük­ metmek lâzımdır. Mamafih üs­ tat bundan sonra şehrin im an- na dair iyi fikirler ileri sürüyor. Bu işi yalnız belediyenin yapa- mıyacağını, halkın da himmeti lâzım geldiğini anlatıyor ki, pek doğrudur.

Zaviyei felâsefe

Cenap Şahabeddin Beyin ga­ zetelerde çıkan haftalık musa­ habelerinde ilişilecek noktalar çok olmakla beraber, bunların içinde çok doğru mütalâalar, ince ve zarif fikirler de vardır. «Zaviyei felâsefe» başlığı altın­ da yazdığı yazılarla, oğluna mektupları bir zamanlar büyük alâka uyandırmıştı.

Enis Tahsin TİL ı

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Timpanoplasti veya timpanotomi sırasında yuvarlak pencerenin görülebil- mesi için posterior dış kulak yolundaki kemik doku- nun kaldırılması gerekmezken oval pencere ve stapese

Topografya ve resim sanatı konularını içeren kitapları arasında, 1948’de Ankara’da basılan Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devirlerinde Türk

Bulanık esnek a¸cık k¨ ume, bulanık esnek kapalı k¨ ume, bulanık esnek clopen k¨ ume, bulanık esnek proper k¨ ume, bulanık esnek k¨ umenin i¸ci, bulanık esnek k¨

Eğilme test sonuçlarına göre 7 günlük değerler, kontrol harcı 4.13 MPa iken %10 beyaz çimento ikameli Barit karışımına ait eğilme deney sonucu 5.95 MPa’a kadar

(F,A) G grubu üzerinde boştan farklı bir esnek küme olsun. G üzerindeki bütün esnek gruplar için aşağıdaki kümeleri verebiliriz.. “≅ G ” bağıntısı esnek

Şekil 9b’den yatay ve düşey deprem bileşeninin birlikte etkimesi durumunda sert zeminden yumuşak zemine doğru minare tepe noktasında meydana gelen maksimum

In addition, a user-friendly Matlab toolbox where SMDO algorithm can be tested over different benchmark problems according to different distribution functions has

Gerçi, öykülerinin büyük bir bölümü ölümünden sonra, yakm zamanlarda, ki­ tap olarak okura sunulmuştur. Kişiliği ve sanatı konusunda çeşitli tezler de ya-