• Sonuç bulunamadı

Anadolu Devriminin Anıt İsimlerinden Mahmut Esat Bozkurt Asla Unutulamaz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anadolu Devriminin Anıt İsimlerinden Mahmut Esat Bozkurt Asla Unutulamaz"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

25

başkandan

Özdemir ÖZOK

TBB Dergisi, Sayı 57, 2005

ANADOLU DEVRİMİNİN

ANIT İSİMLERİNDEN

MAHMUT ESAT BOZKURT

ASLA UNUTULAMAZ

Av. Özdemir ÖZOK*

“Gerçekleri, bunlar aleyhimizde de olsa olduğu gibi ortaya koymak bizim belli başlı gücümüzdür. Saklamak, korkmak yalnız zayıfın huyudur.”

Mahmut Esat Bozkurt

Atatürk ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen devrimlerin önde gelen isimlerinden ve çağdaş Türk yargı sisteminin kurucularından, bü-yük hukukçu Mahmut Esat Bozkurt hakkında Yargıtay Ceza Genel Kuru-lu Başkanı Osman Şirin’in ileri sürdüğü görüş ve düşüncelere katılmaya olanak yoktur. Şirin, basına yansıyan açıklamalarında, “Bozkurt döneminin

kapandığını, değişen ve gelişen koşullara uygun olarak yeni bir dönemin açıldığını”

ileri sürmüştür.

Kuşkusuz, 1920’lerin hukuki norm ve değerlerinin aynı şekilde korun-masına gerek de yoktur olanak da… Bizler bu konuda Büyük Atatürk’ün

“Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” sözünü içtenlikle benimsemekteyiz. Bu

sözler bize ileriye, çağdaşlığa doğru bir gelişmenin anahtarını vermektedir. Geriye doğru gidişlere gelişim ve değişim demek olanağı bulunmadığı için “ilim ve akıl” ile bir ilişkisi de yoktur. Bu bağlamda çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini, varoluş mantığını unutmak, onu yok saymak, kendi varoluş nedenini reddetmek anlamına gelmektedir.

Türk Hukuk Devrimi’nin mimarı olarak, çağdaş Türk yargısıyla özdeşleşen Mahmut Esat Bozkurt’un “devrinin kapandığını” iddia etmek,

(2)

26

Özdemir ÖZOK

başkandan

TBB Dergisi, Sayı 57, 2005

onun şahsında “Çağdaş ve Laik Türk Hukuk Devrimi”ni ve Cumhuriyeti inkar etmek anlamına gelecektir. Bu inkardan sonra söz konusu olan başka bir Cumhuriyet’tir.

1892 yılında Kuşadası’nda dünyaya gelen ve 21 Aralık 1943 yılında 51 yaşında yaşama gözlerini yuman bu büyük insanın kısa süren ömrü başarılı çalışmalarla geçmiştir.

İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra, İsviçre’ye giderek Fri-borg Üniversitesi’nde hukuk dalında lisans eğitimi görmüş ve “Osmanlı

Kapitülasyonları” üzerine hukuk doktorası yapmıştır.

Ülkenin düşman saldırısına uğraması üzerine yurda dönerek, Aydın ve çevresinde ulusal kuvvetleri örgütlemiş; savaş sonrası, 1920 yılında İzmir milletvekili olarak Birinci BMM’ye girmiştir. Milletvekilliği yanında yerel ve ulusal gazetelerde yazılar yazarak, Türk devriminin geniş kitlelere ulaşmasına ve ülke geneline yayılmasına çalışmıştır. Bu çalışmaları yanında 1939 yılında “Türk İhtilalinde Vatan Müdafaası”, 1940 yılında “Atatürk İhtilali”, yine aynı yılda “Devletlerarası Hukuk”, “Devletler Hukuku” ve “Aksak Demir’

in Devlet Politikası” kitaplarını yazmıştır.

Çok başarılı ve parlak kişiliği yanında, iyi bir hatip olan Mahmut Esat Bozkurt’a 1920 yılında Milli Eğitim ve Adalet bakanlıkları önerildiğinde; Adalet Bakanlığı’nı “Ülkedeki yasalarda ve adliyede radikal değişiklikler yapılması

gerektiğini” ancak “dönemin Bakanlar Kurulu ile bu işin gerçekleştirilemeyeceğini, bu nedenle adaylığı kabul edemeyeceği” gerekçesini öne sürerek; Milli Eğitim

Bakanlığı önerisini de “Milli eğitim işlerinin yabancısı olduğu için bakanlığın

uzman bir kişiye verilmesi” gerekçesiyle geri çevirmiştir.

Mahmut Esat Bozkurt kısa bir süre sonra 1922-24 yıllarında İktisat, 1924-30 tarihleri arasında ise Adalet Bakanlığı yapmıştır. Bu görevleri sırasında, unutulmaz başarılara imza atmış, İktisat Bakanı iken 1923 yı-lında İzmir’de Birinci İktisat Kongresi’ni düzenlemiştir. Bir devrimci olan Bozkurt “Devrimin yasasının bütün yasaların üstünde” olduğuna inanmış ve bu inançla “Türk Hukuk Devrimi”ni gerçekleştirmiştir. Adalet Bakanlığı sırasında Medeni, Borçlar, Ceza, İcra İflas, Mahkemelerin Kuruluş, Hukuk ve Ceza Muhakemeleri yasaları çıkarılarak yürürlüğe konulmuştur. Nasıl Roma hukukundan söz edildiğinde Justinianus, Fransız Medeni Kanunu denildiğinde Napolyon akla gelirse, Türk Medeni Yasası’ndan söz edildi-ği zaman da ise, kimileri ne kadar unutmak ya da unutturmak istese de Mahmut Esat Bozkurt bir anıt isim olarak hatırlanmaktadır. Mahmut Esat Bozkurt, çağdaş yasaların yürürlüğe girmesi yanında, onları uygulayacak

(3)

27

başkandan

Özdemir ÖZOK

TBB Dergisi, Sayı 57, 2005

genç bir hukukçu kuşağının yetiştirilmesi için Ankara Hukuk Fakültesi’nin1

açılmasına öncülük etmiştir. Bir gün Mustafa Kemal kendisine “bir çok yasa

tasarısı hazırlıyorsun, onları uygulayacak yargıçların var mı?” diye sorunca,

ön-derine “onları da yetiştireceğim” yanıtını vererek 1925 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’nin açılışını gerçekleştirmiştir. Böylece, şimdilerde onun devrinin kapandığını söyleyebilen hukukçuların yetişmesine de katkı sunmuş olsa da, Türk Hukuk Devrimi’nin gerçekleşmesinde Mahmut Esat Bozkurt’un aklının, alın terinin ve emeğinin yadsınması olanaksızdır.

Bu konuda Yargıtay başkanlarından rahmetli İmran Öktem 5 Eylül 1967 günlü konuşmasında net mesajlar vererek “Her kanun bir gün değişme

ihtiyacını gösterecektir. Elbette Medeni Kanun da zamanı geldiğinde değişecektir. İleride daha iyi daha yetkin bir kanuna yerini bırakacaktır. Fakat Medeni Kanun’un Türk sosyal hayatına getirdiği devrim kuralları hiçbir zaman eski şekline dön-meyecektir. Onun devrimci niteliği değişdön-meyecektir. Değişme, art düşüncelere, hurafelere, teokratik devlet esaslarına dayanmayacaktır,” demek suretiyle Türk

hukuk devriminin ilkelerini belirlemiştir.

Yine Yargıtay başkanları arasında anıt isimlerden olan rahmetli Recai Seçkin de her konuşmasında Türk aydınlanmasından ve onun ürünü olan

“Laik Hukuk Devrimi”nden söz ederken, devrimlerin baş mimarı Mahmut

Esat Bozkurt hakkında hayranlık ve takdir duygularını gizlememiştir. 6 Mart 1868 günlü Padişah iradesi ve 1 Nisan 1868 günlü Nizamname-i Esasi (Tüzük) ile kurulmuş bulunan Divanı Ahkam-ı Adliye, bugünkü Yargıtay’ın temelini oluşturmaktaydı. Cumhuriyet dönemindeki Yar-gıtay başkanları her adli yıl açılışında “laik hukuk”a vurgu yapmışlar ve bu kazanımlara emeği geçenlere başta Mahmut Esat Bozkurt olmak üzere bağlılıklarını yinelemişlerdir. Çünkü Mahmut Esat Bozkurt, büyük Atatürk’ün çok yakınında, uluslararası eğitimi, birikimi, kişisel becerileri yanında, yüreği ve sarsılmaz inancıyla, onunla birlikte, gericilik, yobazlık ve karşı devrimcilerle yılmadan mücadele etmiştir.

Önemli bir devlet ve siyaset adamı olma yanında, iyi bir hukukçu olan Mahmut Esat Bozkurt, Bozkurt-Lotus davasında da Türkiye’yi Fransa’ya karşı Lahey Adalet Divanı’nda büyük bir yetenekle savunmuş ve davayı Türkiye’nin kazanmasına en büyük katkıyı sunmuştur. Bu başarısından dolayı, Atatürk tarafından kendisine Bozkurt soyadı verilmiştir.

1 Ankara Hukuk Fakültesi hakkında Mahmut Esat Bozkurt’un çabaları için Turan

Tanyer’in “Ankara Hukuk Fakültesi’nin Kuruluşu ve Eski Binaları” makalesine bkz., TBB Dergisi, S. 51, s.153 ve devamı; Ali Cengizkan, Ankara Hukuk Mektebi, İstanbul 2004.

(4)

28

Özdemir ÖZOK

başkandan

TBB Dergisi, Sayı 57, 2005

Dini eğitimle yetişmiş ve engin din bilgisine sahip olan Mahmut Esat Bozkurt, bu bilgi ve birikimi yanında, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti için son derece önemli olduğunu da özümseyerek bu yolda durmadan sava-şım vermiştir. Dinin siyasal yaşamdan çıkarılması uğruna önemli uğraşlar vererek, dinin softaların ve bilgisizlerin elinden kurtarılması ve “makamların

en yükseği olan vicdanlarda yer alması” gereğini yüksek sesle haykırmıştır.

Bizler, Cumhuriyet döneminin aydınları olarak, halkımıza olan bor-cumuzu yerine getirmek için, tarihin derinliklerinden gelen bu ve benzeri seslere hep kulak veriyor ona uygun davranmaya çalışıyoruz. Çünkü, geçmişle ilgili çok şey biliyor olabilirsiniz. Ancak, önemli olan, bütün bildiklerimizi sık sık yeniden gözden geçirmemiz gerektiğidir. Tarih, çok önemlidir. Sadece geçmişten bir şeyler öğrenebileceğimiz için değil onlar-dan ders almamız, ders çıkarmamız ve ona uygun gelecek kurgulamamız için önemlidir. Bu günün ve yarının tercihlerini sağlıklı yapabilmek için dünün acı ve tatlı deneyimlerini asla unutmamak gerekmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle büyük hukukçu, bilim ve siyaset adamı Mahmut Esat Bozkurt’un aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor, ilkelerinin ilkemiz olduğunu yineliyor ve ışık saçan aydınlık yolunda yürüdüğümüzü, kendisini asla unutmadığımızı tüm dünyaya haykırıyoruz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ki ş ilik ölçme teknikle- rinin azl ığı sebebiyle genelde klinik olan bu gözlem yeni ölçme tekniklerinin geli ş tirilmesiyle daha siste- matik olabilmektedir.. DENEKLER ve

1960’lı yıllarda bir 27 Mayıs gecesi canlandı gö­ zümde, bir bayram gecesi, Ankara’da coşkulu bir toplantı, sahnede Ruhi Su, pistte Yargıtay, Danıştay, Anayasa

The Study of the Patient Safety Enhancement and Relative Issues of Privacy by Applying RFID Technologies. 王岳川,張鈞皓 a ,劉立 a

Araştırma, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi kurumlarda okul yöneticiliğinin meslekleşmesi konusunda, okul müdürlerinin bir meslek olarak mevcut durumunu,

(2) Patients perceived relatively low level of pain control belief during 5 days after having surgery; (3) Patients used relatively more non-pharmacological pain coping

Since the discovery by Bromley (1960) [1] of narrow resonances in the 12C+12C system near the Coulomb barrier, the concept of molecular resonances has become an

Orhan Veliyi, Said Faikı, Cahidi hemen hemen aynı zamanlarda, aynı dost yüzler,, aynı dost çevrelerde ta­ nıdım.. Üçü de birbirlerini hem sever, hem

Müverrih Herdotun bildir­ diğine göre, (Burma direk) sütunu, Delfi’nin son zaman­ larında hatiflerin kürsüsü ol­ muştu- Palata muharebesini kazanan Yunanlılar,