Banalimam sarayı hakkında
Baltalimanı Sarayının denizden görünüşü Baltalimam eski Boğaziçinin
meşhur mesire yerlerinden bi
riydi. Mevkiinin güzelliği bu
raya zamanla rağbeti arttırmış, ve Baltalimanı kıyılarında bazı rical ve ulema sahilhaneleri in
şa olunmuştu. III. Selim İçin
de burada küçük bir biniş kasrı yaptırılmıştı.
Köyün 19. Asırda meşhur bi nası Koca Reşit Paşanın yah şiydi. Büyük siyaset adamımızın Baltalimanmdaki yalısında mü him siyasî müzakerelerler cere yan etmiş, yabancı diplomatla rın da iştirak ettiği parlak res mi kabuller tertip olunmuştu.
Reşit Paşa eski yalısı yanın da kârgir olarak haremli, se- lâmlıklı yeni bir saray da inşa ettirtmiş, bu saray eski yalı ile beraber Reşit Paşanın oğlu Ga lip Paşayla evlendirilen Fatma Sultan için Hazine tarafından 250 bin altına satın alınmıştı.
Sultanın Kırım harbine rastlı yan düğünü Baltalimanmda ya pılmış ve çayıra kurulan büyük çadırlarda vükelâ, rical, ulema ağırlanmışlar, günlerce ziyafet
ler çekilmiş; çengiler, zuhuri
kolları oynatılmış ve türlü eğ lenceler tertip olunmuştu.
Baltalimanı Sarayı somaki
mermerden yapılmış ocakları,
pek itinalı hazırlanmış parke leri ve göz kamaştıran nakışlı
tavanlariyle devrinde, Boğaz
içi binalarının en güzellerinden birisiydi.
Bahçenin ucunda sonradan
selâmlık diye anılmaya başla
nan binanın ismi de (Hünkâr
dairesi) idi.
Fatma Sultan Baltalimanı
Sarayına yerleştikten sonra es
ki Reşit Paşa sahilhanesi de
paşa, bendegân dairesi ve
meşkhane olarak kullanılmıştı. Rumeli tarafında bulunan bu bina Baltalimanı Sarayına uzun bir yolla bağlanmıştı.
Fatma Sultan talihsiz iki iz divaçla bedbaht olmuş, kendi
sini pek sevemediği ilk zevci
Galip Paşa bir gece bir sandal
kazasiyle ölmüş, ikinci zevci
Nuri Paşa da Yıldız mahkemesi
tarafından mahkûm edilerek
geri dönmemek üzere Taife sü rülmüştü.
Fatma Sultan biraderleri ara sında en fazla V. Muradı sev
in i ş, o n u n bu hal’i i 1 e
bu yoldan da talihsizliğe uğra mıştı.
Y azan '
Halûk Y.
Şehsııvaroğlu
Hal’inden sonra da V. Murat
la gizlice mektuplaşan, onun
tekrar tahta çıkmasını bütün
kalbiyle temenni eden sultan,
II. Abdülhanıidin gazabını üze rine çekmiş ve Baltalimanı Sa
rayında ömrünün sonuna ka
dar bir mahpus hayatı yaşamış tı.
Sultan, bu muhteşem mahpe- sinde sert, hırçın bir ömür sür müştü. Bazan küçük bir çocuğu
evlât edinmek üzere sarayına
aldırır. Ona dedesinden baba
sından kalmış kıymetli elmas
ları oyuncak olarak verir, ba
zan saraylılarına en haşin mu amelede bulunur, günü, zamanı birbirine uymazdı.
Bütün dünya zevklerinden e-
linl çekmiş, bir zamanlar gü
zelliğiyle, tuvaletleriyle Osman
l I Sarayının en göz kamaştıran
sultanı iken artık zevcinin ve
büyük biraderinin matemiyle
dağınık ve kıyafetsiz bir hale
gelmişti.
Fatma Sultan 1882 yılında
henüz genç yaşında iken öldü ğü vakit Baltalimanı Sarayının alt katları, birçok daireleri rü-
tubetten, bakımsızlıktan yo
sun tutmuş, ot bağlamış, kapı larının üzerinde yabani ağaçlar bitmiş bir halde bulunuyordu.
O yıllarda Tarlabaşı sarayın da oturan II. Abdülhamidin kü
çük hemşiresi Mediha Sultan
da ilk zevci Necip Paşayı kay betmiş, ve Ferit Paşayla da he nüz evlenmişti.
Mediha Sultan, büyük hemşi resi Fatma Sultandan kalan ve sultan saraylarının en güzeli bulunan Baltalimanmın kendi sine verilmesini padişahtan bir mektupla rica etmişti.
II. Abdülhamit, bu mektuba
karşılık sevgili hemşiresine şu
cevabı göndermişti: (İsmetlû
hemşire! muhteremen hazret
leri; Tarlabaşında mukim ol
dukları sarayın terki ile Balta limanmda kâin sahilsarayda i- kamet etmeleri hakkmdaki ar- zuy-u ismetpenahîleri malûmu
muz olarak mezkûr sahilsaray
kendi kerimelerimize tercihan
zati iffetsimatlarma daha ziya de lâyık görünmesiyle işbu
ar-zuy-u ismetaneîeri nezdimizde J
dahi rehîn-i tensip ve hüsnüka- bul olmuş ve sahilsaray-ı mez- j kürün senedatı namı ismetane- lerine olarak bittebdii kariben tarafı âlîi afifanelerine der- j dest-i irsal bulunmuş olduğun- i
dan, mezkûr sahilsaraya he- j
men şimdiden nakil ile kemal-i ı safay-ı hatır ile ikamet buyuru-! larak bu nakli mekânın hakkı
âlîlerinde müteyemmen ve
mesut olması duasını yâd ve
tekrar eylerim...) (*)
Bu irade üzerine Mediha Sul tan zevci Ferit Paşayla ve dai resi halkı ile beraber Tarlabaşı Sarayından, Baltalimanı sahil- sarayma göçetmiş ve bu saray da bu suretle yeni bir devir baş lamıştı.
Tarihî eserler
Bu yılın iki yeni eseri olarak
kıymetli tarihçimiz Faik Reşit
Onat’m (Tarih Atlası) ile yine Onat’ın Prof. Suut Kemal Yet- kin’le beraber Jean Sauvaget’ den dilimize çevirdikleri (İslâm
Dünyası Kısa Kronolojisi) ni
görmüş bulunuyorum.
Yeni harflerle basılan ilk ta rih atlası olan bu eserin kütüp hanemizde büyük bir boşluğu. doldurduğunda şüphe yoktur.
Eserin ön sözünde gayenin
j
(Çok cepheli olan tarih olayla rını millî hareketler, siyasî ge lişmeler, ekonomik yayılmalar, kültürel tesir ve münasebetler
bakımından mümkün olduğu 1
nispette müşahhas bir hale ge tirerek kolayca ve devamlı ka lacak bir şekilde öğrencinin hâ- fızasına maletmek) olduğu söy lenmektedir.
Ortaokul ihtiyaçları ve sevi
yesine göre hazırlanan, fakat
lise öğretmeni için de kifayetli sayılan (Tarih Atlası) yukarı da işaret edilen gayeyi muvaf fakiyetle başaracak bir mü kemmeliyettedir.
Faik Reşit Onat imzası, şim diye kadar daima pek ciddî tet kik eserlerinin üzerinde görül müştür. Çocuklarımızın kolay lıkla tarihî bilgiler elde edecek
leri ve malûmatlarını arttıra
cakları bu eser de en ince nok talarına kadar titiz bir incele menin ve yorulmaz bir gayretin mahsulüdür.
Tarih sahasında çalışanlar I-
çin yardımcı kitapların lüzum
ve ehemmiyeti pek büyüktür.
Her çalışan zihnin takıldığı
hususlar için emin
kronolojile-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi