H ES A PLA ŞM A
6
BURHAN ARPAD_______________
Anadoluhisarı Üzerine...
1987’de kurulmuş olan Anadoluhisarı Turizm Kalkınma Der neği 1 kasımda bir toplantı yaparak çalışmalarını açıkladı. Yurt- dışında bulunduğum için katılamadığım o toplantıda, ev pansi yonculuğu kurslarında başarı kazanmış olanlara belgeler veril di.
Anadoluhisarı’nı tam yetmiş beş yıldır oldukça yakından tanı rım ve çok severim.
Anadoluhisarı sınırları Kanlıca körfezinde başlar ve Kandilli ya lılarında biter. Yalılarla körfez arasında oluşan yumuşak bir kıyı şeridi, Küçüksu ve Göksu derelerinin denizle kucaklaştığı nok ta, Hisar’ın en güzel köşelerinden biridir. Küçüksu Çayırı içeri lere Göksu D e re si’nin bitim inde Baruthane Ç ayırı ve 'Dörtkardeşler’ birleşince Anadoluhisarı'nın kabartma bir tablo görünümü ortaya çıkar.
Anadoluhisarı Turizm Kalkındırma Derneği’nin bülteninde şun lar yazılı:
“ Ev pansiyonculuğu kursu, İstanbul Boğazı'nda Anadolu ya kasında üzerinde yer alan, gerek coğrafya konumu, gerekse bitki örtüsü, barındırdığı tarihi eserler ve kültür zenginlikleri bakımın dan müstesna özelliklere sahip olan Anadoluhisarı yöresinde açılmıştır. Bu yörenin yirmi yıl öncelerine kadar yazlıkçı olarak tanımlanan iç turizme zemin teşkil eden yakın geçmişi bulun maktadır. İstanbul’un fethinden önceki dönemlere ait ilk yerle şim merkezlerinden biri oluşu, bu yöreye istikrarlı bir karakter kazandırmıştır. Bu bakımlardan iç ve dış turizme elverişli olanak lara sahiptir.”
Bu güzel sözleri okurken biraz düşünmeliyiz.
Yarım yüzyıl öncelere kadar Anadoluhisarı’nda pek çok ilginç şey vardı. Şimdi hiçbiri yok. Hepsi yok edildi. Oysa bir yörede turizmin kımıldanması, kımıldanabilmesi için güze! doğa, ilginç bir çevre ve oraya özgü bir geçmiş gereklidir. Pek gereklidir
Kâmil Usta’nın ünlü kazanlarında pişirilen mısırlar gibi. Gök su Deresi boyunca Elmalı bentlerine uzanan verimli topraklar da yetiştirilip odun ateşinde pişirilen Göksu mısırları gibi. Tarla dan koparılıp kamyonla taşınan kurumuş taşra mısırları değil!
Anadoluhisarı’nı Anadoluhisarı yapan hisarın (kale) yarısı, yıl larca önce yok edildi. Bilgisizliğe kurban verildi. G eçiş yolu bi raz genişlesin diye! Akıl alır şey değil! Küçüksu Kasrı’yla Hisar iskelesi arasında yemyeşil uzanan bostanlar, doğayı boğarcası- na sökülüp atıldı, boş kalan topraklarda çirkin beton yapılar yük seltildi. Küçüksu plajı yurttaşa kapatıldı ve kotralara barınak ya pıldı. Küçüksu iskelesi kapatıldı, vapur pervanelerinin denizde yol açtığı titreşimler, kasrın temellerini zamanla sarsar diye! Böyle düşünen teknik adamlarımız az aşağıda Beylerbeyi Sarayı’nın ense kökünde asma köprü yükseltildiğini görmezlikten geldiler. Bütün bu yok etmeler; ikinci savaş yıllarında o güzelim Göksu kıyılarına hantal bir halat fabrikası oturtmakla başladı. Genç ka dın kahkahalarının yükseldiği derede süzülen kayıklardan halat fabrikasında çalışmağa gelenlerin konut gereksinmesi gerekçe siyle boşaltılan ‘gecekonduculuk’ kısa sürede mafya ağalarının yeni bir çıkar yolu oldu. Elmalı betlerine giden yolla içerlere uza narak bostanları yuttu. O güzelim doğa yolunda şimdi beş altı katlı apartmanlar yükseliyor. Kaçak apartmanların lağımları Gök su Deresi’ni her gün biraz daha kirletiyor ve dolduruyor.
Oysa Anadoluhisarı demek Kâmil Usta’nın sütlü mısırlarını ka zandan seçtirip sıcak sıcak yiyebilmek demektir. Anadoluhisarı demek; Göksu Deresi, ‘Dörtkardeşler’, Küçüksu Çayırı demek tir!
Anadoluhisarı Turizm ve Kalkındırma Derneği’nin girişimini desteklerken kimi acı gerçekleri görmezlikten gelemeyiz.
Turizm olayının gerçekleşebilmesi için turisti çekebilecek bir şeyler bulmak gerekir. Oysa Anadoluhisarı’nda hiçbir şey kal mamıştır. Şu da var: Anadoluhisarı ulaşımı kapkaççı minibüs lerle değil, mavili yeşilli Boğaz sularında beyaz kuğular gibi sü zülen beyaz vapurla yaraşır.
Dernek konuyu yanlış ele almıştır, ilginç her şeyini yitirmiş bir yere turist neden gelsin? Bu gerçeği görmeden başlatılan ça lışmalar, turizmi desteklemek için verilen düşük faizli kredilerin çarçur edilmesine yol açar, İstanbul’u azgınca tahrip eden arsa vurguncularının ekmeğine yağ sürer!
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi