K ültür
2~
' "T .t> t?
tNâzım tartışm ası
İngiliz basınında
S o n
günlerde
yaşanan
Nâzım
Hikmet'e
vatandaşlığı
nın verilmesi
yönündeki
tartışma
yabancı
basının da
ilgisini çekti,
¡ngilizler'in
ciddi
gazetesi
The
Guardian,
Nâzım
Hikmet için
yarım sayfa
ayırdı.
• NG ÎLİZLER’in I ciddi gazetesi TheGuardian, şair Nâzım Hikmet için, ‘20’nci yüzyılın en büyük Türk şairi ölümünden 38 yıl sonra bile ateşli tartışmalara neden oluyor' derken, ünlü şaire dünkü sayısmda yarım sayfa yer ayırdı. Kültür Bakanlığı'nm şairin yeniden vatandaşlığa alınması yönünde kararname hazırladığını hatırlatan The Guardian, Nâzım H ikm etin geçmişi ve sanatı hakkında bilgi verdi.
Nâzım Hikm etin renkli, dev portresini yayınlayan The
Guardian, ‘Türkiye’nin sağ kanat politikacıları ülkenin yarattığı 20'nci yüzyılın en büyük şairi Nâzım Hikmetin vatandaşlık kampanyasını engellemek için savaşıyorlar. Kültür Bakanlığı ise gelecek yıl doğumunun yüzüncü yılını UNESCO'yla birlikte kutlamak istediği büyük şairin vatandaşlığının geri verilmesini istiyor. Çoğu Türk yüzyılın en büyük şairinin hâlâ bir yabancı gibi muamele
görmesinden utanç duyacaktır. Hikmet 1930'lu yıllarda Osmanlı dilinde yazılmış şiir ve dialektiği tamamıyla değiştirip halk dili kullanmasıyla devrimci çizgisini göstermiş ve sosyalist damgasını yemişti. Ülkedeki solcu gruplar yanm milyon imzayla, kendisi de şair
ve tercüman olan Başbakan Bülent Ecevit'ten destek istediler. Ama şu anki koalisyon hükümetinin ortağı M H P içindeki bazı bakanlar vatandaşlığın geri verilmesini engellemek istiyorlar. Bunun için çıkması gereken kanun tasarısının karar aşamasında her bakan tarafından onaylanması gerekiyor' dedi.
V A S İYE Tİ YAYIMLANDI
Gazete, ünlü şairin vatan ve ülke sevgisini dile getiren şiirlerinden mısralara yer verirken, dev bir fotoğrafım ve 27 Nisan
1953'te Moskova'da yazarak im zaladığı, içinde ‘Beni Anadolu’daki bir köy mezarlığına gömün' tümcesinin yer aldığı vasiyetnameyi tam metin olarak yayımladı. Nâzım Hikmet'in hayatına da geniş yer veren The Guardian, Bakan Enis Öksüz'ün, ‘Nâzım Hikmet, Atatürk ve devlet düşmanıydı. Bir vatan hainine vatandaşlığım geri veremeyiz’ sözlerine değinirken yazıyı şöyle bitiriyor: ‘Nâzım Hikmet bir şiirine- Ben ülkemi seviyorum - diye başlar. Ünlü şairin tüm edebiyat yaşamı ya hapishane odalarında geçti ya da sürgünde. 1938 yılında ikinci kez hapse
giren şair, 11 yıl sonra Jean Paul Sartre ve Pablo Picasso’nun da aralarında
bulunduğu uluslararası bir komitenin uzun süren mücadelesi sonucu insan haklarından yararlanarak 1950'de serbest bırakıldı. Hayatı tehlike içinde olan şair ailesini çok sevdiği ülkesinde bırakarak önce Romanya'ya oradan da Sovyetler Birliği'ne geçti. Şiirleri 50 dile çevrilen bu büyük şairin ne yazik ki kendi ülkesinde şiirlerinin 27 yıl basılıp satılmasına izin verilmemişti. Şair Moskova'da bir hastane odasında 1963 yılında öldü.'
■ Ayşegül EKİNCİ/LONDRA
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi