• Sonuç bulunamadı

Anadolukavağı [Anadolu Kavağı] ve Feneri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anadolukavağı [Anadolu Kavağı] ve Feneri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i l

I o. i l i k

— V A K İ T —

“T- 56| S 2^

İS T A N B U L ’U N

G e z i l e c e k v e

gö rü lecek y e rle ri

AnadolukaYağının tarihi oldukça /.eliğindir. Bu kavağın eski ismi llieron'dıır. Hieron, etm lı duvarla çevrilmiş ımıkad des bir yer demektir. Ortasında mabet bulunur. Kavağın üstünde vaktiyle BizanslIlar ve onlardan sonra da Cenevizliler bir kale inşa etmişlerdir ki harabeleri hâlâ biitün haşmetiyle durmaktadır. Boğazın hâkim yeri olduğu için gelip geçmiş bütün ka­ vimler hura-mıı elde etmek üzere birçok savaşlar yapmışlardır.

Anadohıkavagı

ve

Feneri

22

Anadolu Kavağı Beykoz ilçesine bağla olııp hem Boğaz iskelelerinin hem ue şehir hududunun sonudur . Küçük bir yer olmasına rağmen Bo gaza hakim bir mevkide bulundu _

ğundan gezilmeğe ve görülm->ğe

değer durumdadır. Köy, iki tarafında__ yükselen

ra beleri hâlâ bütün haşmetile dur - maktadır.

Bu kalelere BizanslIlar Hieron is. mini vermişlerdir Sonradan Çene, vizliler yaptıkları için biz de "Ceıye viz kalesi,, diyoruz.

tekrar zaptetmişlerdir, "Hieron,, u 1 bir aralık Ruslar da zaptetmişler ve. i

• la ğ H ’Tr.

arasındaki vadiye kurulmuştur. Pay raza Karşıdır. A

-ma hava.-T şiddetli ol-madığındau ‘.yi bir gezme veridir. Havasının ve su . yunun güzelliği il“ meşhurdur.

Anadolu Kavağının tarihi de ol dukça zengindir. Bu krvağın eski İs mi Hieron’dur. Hieron esasen etrafı dıvara çevrilmiş mukaddes bir yer demektir. Ortasında da nıabed bulu nur.

Kr.ıağın üstünde vaktiyle bizatıa- lılar ve onlardan sonra da

Ceneviz-Y a zan

î

O R H A N Ç İ N İ L İ

liier bir kale inşa etmişlerdir ki ha.

Vaktiyle burada bir de gümrük

varmış. Bunlardan başka biri op iki mabuda diğer; Jüpitere olmak üzere iki mabet varmış. Jiistinyen. Jüpiter mabedini kilise haline koymuştur.

Boğazın hakim yeri olduğu İçin gelip geçen bütün kavimler burasını elde etmek üzere birçok savaşlar yapmışlardır. Milâddan önce 192 yı­ lında Bitinya kralı olan Prosias bu rasını BizanslIların etinden almıştır. Fakat bu, çok sürmemiş, BizanslIlar

İ K T İ B A S L A R

AMERİKANIN ORTA VE YAKIN

DOĞU POLİTİKASI

Bsşltan Truman’ın, Ordu Günü mü nasebetiyle verdiği söylevde (x) Ya­ kın ve Orta Doğuya dair sözlerinin ehemmiyeti üzerinde ne kadar du_ rulsa azdır. Bu bölgede olup biten, lerin Ame likayı doğrudan doğruya alâkadar etmediği şeklindeki iddia­ yı Mr Trunlan tamamiyle reddediyor

ve bunun sebebini açıklıyor.

Bıı başta gelen sebep, dünyanın bu kısmının jktısadt ve sevkülceyşt ba- kımdan haiz olduğu büyük değerleri

Üzerinde rakip emperyalist emeller

birbirivle çarpışmaya girişirse ne;ice_ si harp olabilir. Halbuki, büyük dev Jetlerin giriştiği herhangi bir silâhlı ihtilâfa —oltada Birleşmiş Milletler teşkilâta olmasa bile— Amerika da muhakkak sürüklenecektir. Kaldı ki, böyle bir teşkilât var ve bu teşkilât, «dünyanın neresinde olursa olsun bir taarruz veya taarruz tehlikesi bütün sulhsever milletleri doğrudan doğru, ya alâkadar eder» kaidesine dayan.

maktadır ve bu hüküm tecrübelerle

sabit bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler Anayasası ne Türkiveyi. İram. Irakı, Suudi Arabis­

tan). ne de Yakın ve Orta Doğu çev. resindeki herhangi bir memleketi hü­

kümleri dışında bırakmamakladır.

Bu milletlerin hepsi Anayasayı im_ zalamışlardır ve onup gösterdiği men faatlerden faydalanmak hakkını ha. izdirler.

Mr. Truman’m çizdiği siyaset iki maddede hülâsa edilebilir;

1— Yakın ve Orta Doğu merale . ketlerinden herhangi birinin bağım - sızlığma veya bütünlüğüne, ister kuv vete başvurarak, ister nüfuz voliyle yapılacak müdahaleye müsaade et_ memek;

2— Bu memleketlerin kaynakları­ nın gelişmesine, maarif!.'Tinin inkkşa. fuıa ve hayat seviyelerinin yükseltil­ mesine paraca ve teknikçe yardımda bulunmak.

* ¥ *

Bu. sadece İngiliz İmparatorluğu, nun menfaatlerini korumıya ya riya­ ca k bir siyaset sayılamaz. Bu siya . set bir taraftan eski Batt İmparator­ luk teamülüne zıd bir hareket tarzı

tutarken bir taraftan da HusyantD

bugünkü faal İmparatorluk siyaseti, ne karşı cephe almaktadır. Bu İm .

para torluk aleyhtarı bir siyâsettir

ve Amerikanın Çinde ve dünyanın daha başka yerlerinde büyük devlet, lerin emperyalist ihtiraslarına karsı tatbik ettiği aıı'anevî esasların bu

sefer de Yakın vc OH a Doğuya

tatbikini hedef tutmaktadır.

Bu son harbe gelinceye kadar A-

ınerika Yakın ve Orta Doğuya karşı pek mahdut bir alâka göstermiş'1 ve orala’ da cn fazla Ingiliz nüfuzu ken. .i ¡1 hissettirdi. Harp esnasında ou sabadaki Aemerikan menfaatleri İn

giliz menfaatleri He aynı oldu. Fa. kat Amerikanın buraya karşı glıe. urdigi alâkanın s a d e c e İn gı.'iz menfaaitteriıtl lan uman oirmt . (lığını belirtmek Vr limitten Konrahi Amerikan siyasetinin planını çizmek üzere yavaş yavaş adımlar atıldı.

İmparatorluk aleyhtarı müstakil bir Amerikan siyasetinin lüzumu ge­ rek Mr. RuzveK, gerek daha başka, iarı tarafından görülmüş ve tavsiye edilmişti. < Başkan Ruzvelt’in hususi temsilcisi ¡■ıfs.tiylc Ya km ve Orta Doğu'yu dolaşan Pattick J . Hıırley ile, Kabiledeki Amerikan İaşe Müdii. riı Panes M. Lsııdis bunlar arasında- dır. Vandel Vilki de aynı neticeye varmışır ve bu bölgedeki memleket _ lerin hayat seviyesini yükseltmek i. çin iktisadi ve 4eknik yardımlarda bulunulması iâzımgeldigine Anverika- j'i en fazla o ikna etmiştir.

# * *

Mr. Ruzvelt. müstakil bir Amer), kan siyasetinin, İngiliz ve Rus mu. halefeti karşısında ancak bir derece­ ye kadar muvaffak olabileceğini sn_ laınjşü ve gerek Stalini, gerek Çor. çili ikna ederek Tahranda im zalat- mı ya muvaffak olduğu İran beyan, namesi ile Üç Büyükler harpten son. ra bu memlekete iktisadi yardımda

bulunacaklarına ve bağımsızlığı ile

toprak bütünlüğüne riayet edecekle- j rine dair teminat verdiler. Harpten ! sonra yapılacak işbirliği gayesiyle ı Ruslar da Orta Doğu iaşe işlerinin ] idaresine dâvet edildiler. Fakat Rus. j lar İranda bile işbirliği zihniyeti j göstermediler; o derece ki, kendi böl.

j

gelerinden İngiliz ve Amerikan böl- I gelerine kömür göndermeyi bile red.

j

dettiler.

Başkan Truman şimdi, Yakın ve Orta Doğu memleketlerinin kalkın, maları hususunda Amerikanın «ken­ di hissesine düşeni» yapacağım ilân etti. Ingilizler de bu siyaseti takvi. ye edeceklerini gayri resmi bir şe. kilde bildirmiş bulunuyorlar.

Bunun karşısında Ruslar ne gibi bir aksülâmel gösterecekler? Dünya milletlerinin iktisadi ve içtima! kal kmnıası hususunda Ruslar hararetli bir alâka göstereceklerini daima ilân etmişlerdir. Bu alâkalarında samimi olduklarını ve emperyalist bir sivase. ti örtmekte bir perde olarak kullan, mak niyetinde olmadıklarım göster- (lievamı 5 inci - f.njaı (x) Mr. Truman geçenlerde verdiği lııı söylevinde Yakın vc Orla Doğu' .

dan bahsederken; «ciddi meseleler

ar/edeıı İni bölgenin, iktisadi ve sev. kiilcOyşi lıal,ınidan büyük bir ehem­ miyeti vardır ve orada ynşıyau mil letjrr, ı,<> tek luıslıırina, ne hep bir arada kuvvetli bir mütecavize karşı koyamazlar.» demişti.

yakmışlardır. (942).

Nihayet Cenevizliler 1350 yılında bu kaleyi almışlar ve yeni baştan tahkim etmişlerdir, İşte bugünkü ka la harabelerj onla­ rın cesıidir. Adala rı yazarken bah . «ettiğimiz Istan - bul patrik i Ign ace bir aralık burada bir keçi âhırına hapsedilmiş, aylarca çırıl çıplak bin bir türlil işkence ve tahkir içinde ya şamıştır.

Kalelerin dıvarlarmda Bizans ve Ceneviz armalarına ,da tesadüf edil . inektedir.

Kavakta dalıa bazı mabetlerin in­ şa edilmiş olduğu tarihçiler tarafın­ dan iddia edilmekte ise de henüz ItaVI bir inceleme yapılmamıştır

Kavakta, hicri 1033 yılında Dördün eli Murat da bir kale inşa ettirmiş . tir. Bu kaleye o zaman Kilidiibahr ismi verilmiştir Bunun tçinde de Mah Peyk erin bir mescidi bulunmaktay­ dı. Fvliva Çelebi bu kalenin kare şek İkide olduğunu, demir bir kapısı bu. Umduğunu ve çevresinin 800 adım ol dugımu yazmaktadır.

içinde neferlere mahsus odalar ve yüz top varmış. Bu topların mermi, leri on mil mesafeye gidermiş. O za­ man yani 3 asır evvel Kavak olduk­ ça kalabalıkmış. 800 evi ile milteod dit bağları ve bahçeleri varmış. Köy ! d« n zammı blıvmtiî, yedi - ırmtrtt;“Wt' lıamam, 200 dükkân, mektep ve çeş

meler bulunuyordu. Halkı kâmilen

nıüsliinrap olup hepsi Anadolulu İdi. Yaz ve kış limanından S00 gemi ek. sik olmadığı bir mübalâğa gibi görü niirse tir bunların Boğazdan çıkmak Içiıı müsait hava bekleyen gemiler^ olduğu anlaşılmaktadır.

Kavağın kestanesi ve ahlat arımı. dn o zaman da pek meşhurmuş

Evliya Çelebiye göre Kavağın si. | malindeki kaley» Yıldırım Beyazıt j fethetmiş ve sonra Fatih de bu ka-1 leyi tamir ederek içine asker koy - muştur. Çevresi ki bip adım İmiş. Kalenin içind“ 200 hanelik halk var

mış. Çelebi, bunların odunculukla

meşgul olduklarını, süt ve yoğurtla. Tının pek meşhur bulunduğunu kay.

detmektedir.

Anadolu Kavağı Boğazm sonu sa yılırsa da ondan sonra Anadolu Fe nerftıe kadar daha epeyce devam et. m ektedir.

Kavak, Köprüye 13.70 mil ve 25 kilometre mesafededir. Buraya işle­ yen vapurlar Rumeli cihetinden ge­ lirler. Çünkü Boykozla olan mesa . fesi uzundur. Kavakta 18 metre yük sekliğinde her iiç saniyede bir kır . mızı ışık gösteren bir fener kulesi de vardır.

Bsykozdan sonra Hünkâr iskelesi mevkii, ve Serviburn.una gelinir. Son ra Sütlüce civarında Yuşa dağının eteğinde bulunan Umur yerinde JUs tinye.nden, cüzzam hastalığına tutul­ muş olanlar için bir hastahaııe yap - tırmıştır. Buraya vaktiyle Aryiro . nion denirmiş. Şimdi büyük gaz depo lan vardır. Bundan sonra da Anado lu Kavağına gelmeden evvel 1794 yı lında inşa edilmiş olan tabyaların önünden geçilmektedir.

Anadolu kavağında u sonra Boğaza vapur işlemez. F akat Anadolııfene - rine kadar bazı köyler vardır. Ka - vak burnu ile F il burnu arasında kı yi Keçili koyudur. Bu arada ‘'Kefeîi,, i köyü d > vardır. Bundan sonra Poy­ raz burnuna gelinir. Poyraz köyü de şirin ve mahsuldar bir yerdir.

Buraya Kargalar burnu da derler Sonra Boğazm sonu olan Anadolu feneri köyüne gelinir. Anadolu fene- nnda 20 metre yüksekliğinde taş bir kUleden her iki dakikada bir kırmızı şimşek gösteren sabit beyaz ziyalı bir fener vardır. Fener, deniz sattım dun 85 metre yüksekliktedir. Bunun için Karadenizdep görülmektedir. Ay rica 11 mil uzakta bir de Fener du­ bası vardır,

Burada biten yazımızla Istanbılluıı Anadolu kıyısı tamamlanmış olmak­ tadır

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Eski AnadoluTürkçesi döneminde dini ve edebi konularda yazılmış olan birçok eserin yanı sıra, çeşitli bilim dallarında da çok sayıda eser yazıl­

A m a iskele çevresinde balık yiyecek, midye ile bira yudumlayacak açık bir yer m utlaka bu- lacaksm ızdır.. K aradeniz’le Boğaz’m kesiştiği o lekesiz gü­ neşi altında

Century. Moreover, Creative Problem-Solving Skills Are Basic Skills Which Are Important And Teachers Have To Help Students To Develop As Well As Creative Thinking, Critical

AlıĢ değeri olarak da kullanılan maliyet değeri varlığın edinilmesinde varlıkla ilgili yapılan ödemeler ve borçlanmalardır (Pamukçu, 2011: 79). Vergi Usul Kanunu‟nun

為提升急重症病患醫療品質,萬芳醫院第一步,是於民國 99 年 8 月 1

Pseudolymphoma, also known as Jessner’s lymphocytic infiltration, is a benign but usually chronic, T-cell infiltrating disease with erythematous papules and plaques usually seen on

Satış hasılatında Koç Topluluğu’na bağlı şirketlerin, 500 büyük sanayi kuruluşu arasındaki özel sektör şirketleri içindeki payı yüzde 11.2 olurken, özel

Kuzeyinde Karadeniz, güney batısında Bartın, doğusunda da Kuruçaşile ile sınırlanmıştır (Çizim 1-2). 1 Araştırma alanı olan Amasra, ilçe kent merkezi, ilçeye