• Sonuç bulunamadı

Seyyit Bozdoğan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Seyyit Bozdoğan"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

T

em

S

anat

G

a l e r

İSİ

Valikonağı Cad. Prof. Dr. Orhan Ersek Sok 44 / 2 Nişantaşı 80200 İstanbul T e l : (212) 247 08 99 - 234 13 46 Faks: 247 97 56

Resim Sergisi

28 Nisan • 1 Haziran 1994

AÇILIŞ

28 Nisan 1994 Perşembe Saat 18.00

"Göbek", 1994, 89x115 cm, tuval üzerine yağlıboya

Ön Kapaktaki Resim: "But", 1993, 100x75 cm, tuval üzerine yağlıboya

(3)
(4)

S E Y Y İ T

B O Z D O Ğ A N ’ I N

R E S İ M L E R İ

Seyyit Bozdoğan için ressamlık b ir tu t k u d u r, b ir a ş k t ır. R e ­ simlerinin bir çoğunda, ifadeyi pekiştirme, güzelleştirme, şekil ve renklerle mesajını daha da be­ lirginleştirme arzusuyla, yakasını b ıra km a ya n , ona ra h a t v e r­ meyen konuların çeşitlemelerini yapar. Resimlerinin bir çoğu Tür­ kiye ve Almanya'da çok kez ser­ gilenmiş, kimileri ödüllendirilmiştir. Berlin kentinin 750. yıldönüm ü nedeniyle, 'Berlin'de Türkler" ko­ nulu bir resim serisi hazırlamakla görevlendirilmiştir, Konularının iki ağırlık noktası vardır; soyut resimlerdeki renk ve yüzey par­ çalarından oluşan büyük gerilim alanlarının İç yapılarını göstermektedir, somut resimlerdeki ise Türkiye'deki yaşam ve iş koşullarını, Berlin'deki Türkleri, çevre sorununun insana verdiği sı­ kıntı ve tehlikeyi resimleştirmektir.

Bence Seyyit Bozdoğan'ın yapıtları için şu üç ana nokta belirleyicidir:

1. Somut ve soyut resmin birleştirilmesi. Beden manzaralarının bir çoğu ilk bakışta soyut bir iz­ lenim bırakıp sonraları nesnenin çıkış noktası olduklarını tanıtlarlar. Doğa ve İnsan bedeni bir olur, ama bu barışık bir kaynaşma değildir, ikisi de çevre yıkımının tehlikesiyle gözgözedirler. 2. Konu seçiminde yaşam koşullarının önemi. İnsan yaşamının sanayii üretim koşulları altında doğadaki yeri araştırılmaktadır.

3. Resimlerin karşılaştırmaya isteklendirmesi.

Seyyit'in resimleri soyut ve somut resim arasına, kültürler arasına, farklı konular arasına köprüler kurar, örneğin çıplak ile çevre kirliliğini birleştirir. Seyyit'in resimleri bizleri provoke eder, dü­ şünmeye zorlar, yakamızı bırakmaz.

Onun sanatı toplumsal, eleştirel bir sanattır. İyi bir izleyiciyseniz gözünüzden kaçmayacaktır: Onun resimlerinin bir çoğu çift çerçevelidir. Yani gördüklerimiz adeta, bize bu bakışı sağ­ ladığı İçin bizi daha da yoğun etkileyen, yabancılaştırılmış bir mekana bakıştır.

Seyyit Bozdoğan'ın sanatının özyapısal bir yönü somut ve soyut ressamlığı birleştirmesidir. Manzaralardan oluşmuş bedenler ile doğa manzaraları birbirine girer resimlerinde. Yalnız ba­ şına ele alındığında ise bedenler, renk ve yüzeyin tırmanmasıyla meydana gelen gerilim alanlarının soyut İç yapılarıdır.

Resimler şekil ve renk karşıtlarını kullanarak, doğa koruması gibi güncel konulara değinirler, ama asla yüzeysel bir şekilde göze girmeye çalışmazlar, provokasyonu aşarak bizi dü­ şünmeye zorlayan bir sanatsal ciddiyetle derinlere giderler.

Resimlerindeki dinginlik - canlılık (ama bu tehlikeyle göz göze olmanın getirdiği canlılıktır) koyu gece renkleri - sıcak renkler, yuvarlak - sivri karşıtlarının yarattığı gerilim alanları blzlere sıçrayıp yakamızı kolay kolay bırakmazlar. Sanatçı için geçici, göz boyayıcı gösterişler değil, kalıcı, derin, yoğun dokunmalar önemlidir. Sanatının anlatım araçlarını kullanmada tutarlılığı ve en ufak süsten dahi kaçınması ile kanıtkandır.

"Karnı Bahar", 1993,45x75 cm, tuval üzerine yağlı boya

(5)
(6)

DIE MALEREI VON

SEYYIT BOZDOĞAN

Seyyit Bozdoğan ist Maler aus L e id e n sc h a ft. B e stim m te Themen lassen ihn nicht los und so hat er viele Bilder als Va­ riationen einzelner Themen gemal, timmer mit dem Ziel, den Ausdruck zu verbessern u n d s e in e A u s s a g e n o c h pregnänter mit Form und Farbe auf den Punkt zu bringen. Viele seiner Bilder sind bereits mehr­ mals in der Türkei und in der B u n d e sre p u b lik a u sg e ste llt worden und einzelne auch prä­ miert worden. Zur 750 jahrfeier in Berlin erhielt er den Auftrag, einen B ild e rzy k lu s "Türken in Berlin" zu malen, der hier auch ausgestellt ist.

Seine Themenschwerpunkte sind zum einen in abstrakten Bildern die Darstellung von Mikro­ strukturen in grossen Spannungsfeldern von farblichen und flächigen Kontrasten; zum an­ deren in gegenständlichen Bildern die Arbeits- und Lebensbedingungen in der Türkei, Türken in Berlin und die Umweltbedrohung für den Menschen. Kennzeichnend für das Werk von Seyyit Bozdoğan sind aus meiner Sicht folgende drei Punkte:

1- Verknüpfung abstrakter und gegenständlicher Malerei. Viele Körperlandschaften er­ scheinen zunächst abstrakt und erschliessen sich erst spater als Ausgangspunkte vom Ge­ genstand. Natur und menschlicher Körper verschmelzen, nicht aber harmonisch, sondern beide in der Bedrohung durch die Umweltzerstörung.

2- Die Bedeutung der jeweiligen Lebensumstände für die Themenwahl: das Thema des menschlichen Lebens in der Natur unter den Bedingungen industrieller Produktion wird ver­ arbeitet;

3- Die Bilder regen zum Vergleich an; die Bilder von Seyyit Bozdoğan sind Brückenschläge: - zwischen abstrakter und gegenständlicher Darstellung

- zwischen verschiedenen Kulturen

- zwischen verschiedenen Themen zum Beispiel Aktmalerei und Umweltbedrohung. Die Bilder von Seyyit stellen damit notwendige Herausforderungen an uns und vermitteln Denkanstösse: Es ist Kunst mit gesellschaftskritischem Hintergrund, Wenn Sie genau hin- sehen, werden Sie bemerken, dass die Bilder oft einen doppelten Rahmen haben :

Es sind gleichsam Ausblicke in eine verfremdete Umwelt, die dann um so intinsivere Wirkung zeigen, indem sie Einblicke gewähren.

Kennzeichnend für die Kunst von Seyyit Bozdoğan ist die Verknüpfung von abstrakter und gegenständlicher Malerei. Körper werden mit Landschaft verwoben, sie bestehen selbst wieder aus Landschaften. Die Körper sind für sich genommen abstrakte Mikrostrukturen in Spannungsfeldern von farblichen und flächigen Zuspitzungen.

Die Bilder greifen mit den Mitteln von Form-und Farbkontrasten aktuelle Themen auf, so das Thema Umweltbedrohung, dies jedoch nicht plakativ vordergründig, sondern mit einem künstlerischen Ernst, der den Betrachter über die Provokation hinaus zur Auseinander Set­ zung und Nachdenklichkeit zwingt.

Die Spannungsfelder seiner Bilder zwischen scheinbarer Ruhe und pulsierendem, aber be­ drohtem Leben, zwischen dunklen, nächstlichen und warmen Farben, zwischen runden und spitzen Formen, übertragen sich auf den Betrachter und lassen ihn nicht mehr los. Es geht dem Künstler nicht um den billigen Effekt, sondern um die nachhaltige Wirkung; er überzeugt durch die Konsequenz seiner malerischen Ausdruckmittel und den Verzicht auf jede Verspieltheit.

"İki Çıplak Erkek". 1994,50x77 cm, kağıt üzerine kömür kalem ve yağlıboya

(7)

"Güneşli Bir Havaya Özlem", 1993, 115x145 cm, tuval üzerine yağlıboya

(8)
(9)
(10)

"Kırmızı Saçlı Çıplak Kadın", 1994, 75x 100 cm, tuval üzerine yağlıboya

(11)

"Yatan Renkli Kadın", 1993. 100x140 cm, tuval üzerine yağlıboya

(12)

"Oturan Genç Kız". 1994,,76x51 cm,

kağıt üzerine akrilik kağıt üzerine akrilik"Narlı Çıplak Kadın", 1994, 76x51 cm.

"İkiz", 1994, 76x54cm, kağıt üzerine akrilik "Turnalı Çıplak Kadın", 1994, 76x51 cm, kağıt üzerine akrilik

(13)

SANATÇININ ÖZGEÇMİŞİ

1941 Kozan'da doğdu. 1962-67 I.D.G.S.A'da öğrenim. 1968-73 Milli Eğitim Bakanlığı burslusu

olarak Berlin Devlet Güzel Sanatlar Akademlsl'nde Resim Eğitimi.

1972-74 Londra, Paris, Amsterdam, İtalya ve Almanya'da sanatsal geziler.

1974 Prof. Hann Trier'in atölyesinden "Meisterschüler" olarak mezun oldu.

1976-85 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Sanat Eğitimi ve Resim Bölümü'nde Asistanlık.

1985-86 Ernst - Strassmann - Stiftung burslusu olarak Almanya’da resim çalışmaları yaptı. Köln’e yerleşti.

KİŞİSEL SERGİLER

1974 Galerie "K", Berlin 1975 I.D.G.S.A., İstanbul

1978 Taksim Sanat Galerisi, İstanbul 1979 Yaprak Sanat Galerisi, Ankara 1983 Güzel Sanatlar Galerisi, İstanbul 1984 Tlglat Sanat Galerisi, İstanbul 1986 Galerie Hansen, Köln 1987 Haus am Lützowplatz, Berlin

Friedrich - Naumann - Stiftung Galerisi, Bonn 1988 Tem Sanat Galerisi, Istanbul 1989 Sohle 1, Bergkamen

Dominik Kilisesi Fuayesi, Osnabrück

1990 Evangelische Akademie, Loccum

Tem Sanat Galerisi, İstanbul Galerie der Alte Weberei, Gütersloh

1992 Versandhalle/Stadtparkinsel, Stadt Grevenbroich

"Vücut Manzaraları",Tem Sanat Galerisi, İstanbul

1994 Tem Sanat Galerisi, İstanbul

TOPLU SERGİLER

1965 4. Uluslararası Paris Gençler Blenall, Paris

1974 Berlin'li Sanatçılar Sergisi, Landesmuseum, Bonn 1976 Almanya'da Eğitim Gören On

Sanatçı sergisi, Ankara 1978 Türk Resmi Sergisi,

Sovyetler Birliği 1979 Grup Sergisi, Eskişehir

1982 Uluslararası Portre Sergisi, Tuzla (Yugoslavya)

1986 Hann Trier ve Öğrencileri Sergisi, Galerie Scheffel, Bad Homburg. 1987 Galerie Colon, Köln

Altı türk Sanatçısı, Museum Abtei, Lisborn

Galerie Scheffel, Bad Homburg Kemnade Internationale, Bochum

"Überall Bahnhof" Akademie der Künste, Berlin

1988 Seidenweberhaus, Essen 1989 Kunstkabinett Köln, Köln 1991 Tem Sanat Galerisi, "Çelebl'den

Gürbüz'e Sanatın Hizmetinde Beş Yıl", Atatürk

Kültür Merkezi, İstanbul

Tem Sanat Galerisi, "Ustalardan Suluboya", İstanbul 1. Sanat Fuarı, Tüyap Sergi Sarayı, İstanbul 1992 Farben in neuem Haus - Bonn,

Düsseldorf, Berlin

ÖDÜLLER

1976 Yarımca Sanat Şenliği Resim Dalında ödül

1978 Kartal Sanat Şenliği Resim Dalında ödül

1979,1983,1984 Devlet Resim ve Heykel Sergisi Resim Dalında ödül

(14)

T

em

S

anat

G

aler

İSİ

Valikonağı Cad. Prof. Dr, Orhan Ersek Sok. 44 / 2 Nişantaşı 80200 İstanbul T e l: (212) 247 08 99 - 234 13 46 Faks: 247 97 56

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

iI

¡ | i | |

Referanslar

Benzer Belgeler

Nuruosmaniye kapısından, Kalpakçılar Caddesi’ne girmeden önce, başınızı kaldırın ve 1894 depreminden sonra kapının üstü­ ne, tuğrakeş İsmail Hakkı Efendi

Güzel resim yapmak, hele ki fotoğraf gerçekliğinde resim- ler yapabilmek özel yetenek gerektiyordu ama yapay zekâ sağolsun bu konuya da el attı.. Nvidia tarafından geliştirilen

Sadullah Ağa gibi pek sevdiği bir insanın, Mihriban gibi gözde bir ca- riyesiyle aşk macerasına girişmesi­ ni bir türlü affedemeyen Sultan Se­ lim Han o

Pektoralis majör miyokütan (PM) flebin baş boyun bölgesinin cerrahisi sonrası rekonstrüksiyo- nunda kullanımı ilk kez 1979 yılında Ariyan (1) tarafından bildirilmiştir ve

Kurucular, listeleri ve belgeleri verdikten sonra Cinnah C add esin ­ deki parti merkezine gelen Arıkan, Vatandaş Partisi’nin bez üzerine ya­ pılmış amblemini (sağ elle

Radionuclides are mainly observed in mucks extracted from layers of different depths during oil-and gas production process which accumulate in several areas while

Core conversion calculations have been carried out for different core loadings of the TR-2 reactor in order to find out the optimum design for the radioisotope production.. Using

Mühendislik Jeolojisinde Ça¤dafl Uygulamalar Sempozyumu, 25-27 May›s tarihleri aras›nda, Denizli’de, Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde