• Sonuç bulunamadı

İzmit tarihte en hüzünlü akşamını geçirdi:Atatürk'ün mukaddes tabutu göz yaşları arasında Yavuzdan hususî trene nakledildi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İzmit tarihte en hüzünlü akşamını geçirdi:Atatürk'ün mukaddes tabutu göz yaşları arasında Yavuzdan hususî trene nakledildi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türkiyenin müessisi ve

banisi Atatürkün vefatile büyük

bir asker, büyük bir devlet adamı|

ve büyük bir lider dünyadan

kaybedilmiştir. İngiliz matbuatıI

A K Ş A M

Atatürkün ölümile yakın şar­

kın tekâmülüne birinci derecede

âmil olan son derece kuvvetli bir

şahsiyet zail olmuştur.

İtalyan matbuatı

Sene 21 — No. 7220 — Fiati her yerde 5 kuruş PAZAR 20 Teşrinisani 1938 Telefon: Başmuharrir: 20565 — Yazı işleri: 20765 — İdare: 20681 — Müdür: 20497

Büyük Şefin aziz naaşı Ankara yolunda

Atatürkün mukaddes tabutu Yavuzun güvertesinde topların önünde

Atatürkün mukaddes tabutunu taşıyan Zafer torpidosu Yavuza yaklaşırken, Yavuz harekete hazırlanırken

Yavuz selâm toplan atarken, Atasının İstanbuldan uzaklaştığını son defa görmek için sahillerde toplanan halk

(2)

Sahile 2

Büyük Şefin aziz naaşı

İzmit yolunda

___________________________ ______L „ 20 Teşrinisani 1938

Yavuz zırhlısında

A ziz ölü büyük bir hürmet

içinde Izm ite nakledildi

İstanbul halkı göz yaşları arasında Yavuzun

arkasından uzun uzun mendil salladı

Sus vapuru 21 (Ebedî Şefin cenaze alayım takib eden muharririmiz­ den) — Moda açıklarında duran Ya­ vuz saat 2,25 de ağır ağır demir al­ maya başladı- İçinden mevkibi takib ettiğimiz Sus vapurile Yavuzun pek yakınından geçiyoruz,

Atatürkün muazzez naaşının etra­ fında büyük üniformayı giymiş yük­ sek rütbeli deniz subaylarımız ihti­ ram nöbeti bekliyorlar. Yavuzun ar­ ka kısmında yapılan katafalkın et­ rafına sıralanmış bulunan yüzlerce çelenk geminin ortasına kâdar de­ vam ediyor, Yavuzun bu kısmı baş­ tan başa bir çiçek bahçesi halinde... Atatürkün muazzez naaşım saran al bayrak bu çiçek bahçesi ortasında muazzam bir çiçek, bir tabiat hari­ kası gibi insanın gözünü alıyor.

Yavuz 2,30 da hareket etti, sancak tarafmdan kısa bir çarhla geri döndü mevkibi teşkil eden Türk ve ecnebi harp gemileri, ebedî Şefi İstanbul denizinden ebediyete uğurlamak üze­ re gelen mümessüleri hamil Deniz- bank ve Şirketi Hahriye vapurları da hareket ettiler. Ayni hat üzerinden Yavuzu takibe başladılar.

Hava filolarımız birbiri arkasın­ dan mevkibin üzerinde çok alçaktan uçuyorlar.

Yavaş yavaş ilerliyen ve her on beş dakikada bir top atarak Büyük Ölü­ yü selâmlayan Yavuz, arkasından üç kol halinde takib ediliyor. Bu üç kol­ dan en sağdakini dost devletlerin gönderdikleri harp gemileri teşkil ediyor. Başta İrîgiliz Malaya zırhlısı, sonra sıra ile Rus, Alman, Fransız, Yunan, Rumen harp gemileri geliyor. Tek sıra halinde güverteye dizilmiş

olan subay ve mürettebat selâm vazi­ yetinde, hepsinde yan çekilmiş Türk bayrakları dalgalanıyor.

Yavuzun dümen suyu üzerinde iki hücum botu ve onun arkasında Ha- midiye mektep gemisi, Zafer, Tmaz- tepe torpitolan, iki denizaltı birbir­ lerini takib ediyorlar.

En soldaki kolda ise askerî erkân, üniversitelüer ve halkı ta ş la n Deniz- bank , Şirketi Hayriye vapurlan biri- biri arkasında.

Mevkib böylece açıkta demirlemiş bulunan Savarona yatma doğru iler­ ledi. Başta ecnebi harp gemileri ol­ mak üzere bir sıra halinde matem geçidi yapüdı. Mevkibi teşkil eden par­ çalar yatm önünden geçerken sürat­ lerini azaltıyor ve selâmlıyorlardı. Bu geçide tayyareler de iştirâk ettiler. Geçid bitince Savarona yatı da alayı en arkadan takib etmeğe başladı.

Sus vapurundan kaptanın dürbü­ nde sahillere bakıyorum: Karınca gi­ bi insan. Ebedî Şef İstanbulun ma­ vi sularında haşmetli bir alayla ebe­ diyete gidiyor.

Onun fanî varlığının söndüğüne bir türlü inanmak istemiyen halk es­ kisi gibi gene sahilden beyaz mendil­ ler sallıyorlar.

Mievkib böylece ağır ağır Büyüka- da açıklarına geldi, Yavuz süratini azalttı. Başta İngüiz Malaya zırhlısı olduğu halde harb gemileri sancak tarafından, halk mümessillerini taşı­ yan vapurlar iskele tarafından veda resmi geçidine başladılar.

Bu geçit bitince Malaya «istikamet değiştir» işaretini çekti ve bir kavis ya­ parak geri döndü. Diğer ecnebi harb gemileri en arkada Hamidiye oldu­ ğu halde onu takip ettiler, iskele ta­ rafından da halk vapurlan geri dö­ nüyordu.

Mevkibden en son aynlan gemi Savarona yatı oldu.

Bütün gemiler döndüğü halde o bir müddet daha Yavuzu takib etti.

Atatürkün mukaddes tabutu Zaferin güvertesinde, mukaddes

güvertesine nakledilirken, Zaferin tabut Yavuza naklediliyor

Sonra ağır ağır dümen kırdığı gö­ rüldü.

Şimdi Yavuzu İzmite götürecek olan Mevkib, Zafer ve Tmaztepe torpito- ları, bir denizaltı ve iki hücum botu ayyıldız şeklinde ilerliyorlar. Bu ayın yıldızı Yavuzdur.

salıveriyor, bu duman ağır ağır ufuk­ lara doğru yayılıyor, hava kararmağa başladı, akşam oluyor, biz îzmite doğ­ ru ilerliyoruz.

Biraz sonra karanlıklara daldık. Yavuzda ve diğer harb gemilerinde ışık yok. Derin bir sükût. Yalnız on Sus vapurile mevkibi takib ediyoruz.

Büyük Şefin aziz naaşım hâmil olan Yavuz bacasından siyah bir duman

beş dakikada bir ufuklarda akisler ya­ pan top sesleri.

Şevket Rado

Yavuz zırhlısı 19 — Atatürkün

mukaddes tabutunu ihtiva eden Za­ fer torpitosu Yavuza yanaştığı za­ man bütün zabitan ve efrad güver­ tede selâm vaziyetinde sıralanmış­ lardı.

Aziz Ölü Yavuza nakledilir edil­ mez 101 pare selâm topu atıldı. Ata­ türkün mukaddes tabutu mor ka­ difelerle örtülü bir sete konmuştu. Bu esnada ecnebi zırhlıları da yirmi birer pare top atıyordu.

Yavuz Ada açıklarına geldiği za­ man program mucibince ecnebi zırh­ lılarının dönmeleri icab ediyordu.

Bütün ecnebi harp gemileri, başta İngiliz Malaya zırhlısı olduğu hal­ de gemiler birer birer Yavuzun sağın­ dan geçtiler ve geri döndüler bu sı­ rada harb gemilerinin zabitan ve ef­ radı selâm vaziyetinde sıralanmış­ lardı.

Yavuzun güvertesinde bulunan Baş­ vekil ve generallerimiz bu ihtiram ifa­ desine mukabele ettüer. Ecnebi ge­ milerin dönüşünden sonra Yavuz hı­ zını arttırdı. Büyük Önderin mukad­ des naaşım hamil olan Yavuz ve bnu

takib eden diğer harb gemileri daki­ kadan dakikaya İzmite yaklaşıyorlar akşamın alaca karanlığı bu matem li kitleyi gittikçe perdeliyor, gemi­ de hep Atatürkten bahsediliyor, meb­ uslar onun Meclis hatıralarını ve in­ kılâp hamlelerini, generaller de harb menkibelerini anlatıyorlar, her anla­ tılan hatıra gözlerde taze bir rutubet bırakıyor.

Amiralin salonunda toplananların ruhu, kalbi, dimağı, hep o arka ta­ retlerin altında şanlı bayrağa bürü­ nen büyük ölünün yanında... Sandu­ kayı bekliyen büyük üniformalı su­ bayların her yarım saatte bir nöbet değiştirmeleri de hüzünlü bir törene vesile oluyor. Nöbetten çıkan subay­ lar, kılıçları ile Atalarını selâmlıyor­ lar, önünde hürmetle eğilerek ayrı­ lıyorlar. ,

Saat 18,30 da Yavuz İzmitin önün­ de demirledi. Büyük ölü eller üstün­ de Zafere oradan da karaya nakle­ dildi.

İzm it tarihte en hüzünlü

akşamını geçirdi

Atatiirkiin mukaddes tabutu göz yaşları

arasında Yavuzdan hususî trene nakledildi

İzmit 18 (Telefonla) — Atamızın

aziz naaşım buraya getirecek olan Yavuz drıtnotuıııuzun bugün saat 18 de İzmite geleceği bilindiği halde saat 14 den itibaren, bütün mağaza­ lar ve her yer kapanmış, akm halinde halk Atamızın aziz tabutunun geçe­ ceği yolları doldurmuştu.

Binlerce mektepli yavru mukaddes naaşın çıkacağı ve bundan tam 11 sene evvel Atatürkün ilk İstanbula giderken Ertuğrul yatma geçtiği Mayin iskelesinin etrafındaki tersa­ ne meydanını doldurmuştu. Bütün civar kazalardan gelen heyetler, teş­ rifata dahil subaylar ve memurin yerlerini almışlardı.

Saat tam on sekizi on geçe Atamızı getiren Yavuz drıtnotumuzun ışıkları gözüktü ve müteakiben diğer gemi­ lerimiz ve gazetecileri hamil Sus va­ puru geldi.

Saat on dokuzu otuzda Atamızın Türk bayrağma sarılı aziz naaşım Yavuzdan alan Zafer gemimiz iske­ leye yanaştı. Başvekil, Büyük Millet Meclisi heyeti azalan, generaller ve diğer zevat iskeleye çıktılar. Her ta­ raf karardığı halde bütün İzmit .yol­ larını ve tepelerini kaplayan on bin­ lerce halkın topluluğu, harp gemile- rnin kuvvetli projektörleri ışığında görünüyordu. İzmit tarihteki en ha­ zin akşamını yaşıyordu.

Yavaş yavaş aziz naaş iskeleye nak­ ledildi ve mütemadiyen atılan top sesleri arasında cenaze alayı program mucibince hareket etti.

Muzika matem havası çalarken ce­ naze alayının da tersane kapısından

dışarı çıktığı vakit insan dimağının tasavvur edemiyeceği manzara göze çarpıyordu. On binlerce vatandaş Ata­ mızın aziz naaşım, kahraman asker­ lerinin ve generallerinin ellerinde gö­ rünce hep birden hıçkırmağa başladı- lar.

Bu hazin manzara gittikçe hazinleş­ ti ve İzmitlilerin her sefer Atalarının İstanbula geliş ve dönüşlerinde gör­ meğe alıştıkları hususî trenlerinin is­ tasyonda çok güzel çiçeklerle ve bay­ raklarla süslenmiş vagonuna Atatür­ kün aziz tabutu saat tam 20,30 da nakledildi.

Vagon defne dalları ve büyük iki Türk bayıağile örtülü idi. Vagonun perdeleri açılmış bulunuyordu. Bu su­ retle bütün İzmit halkı Büyük Şefe son ihtiramı yapmak fırsatını bulmuş oldular. Tabutun etrafında altı me­ şale yanıyordu ve büyük üniformalı üç deniz ve üç kara subayı kılıçları çe­ kilmiş olduğu halde nöbet bekliyor­ lardı.

Yüzlerce çelenk trene getirildi ve en son ihtiram resmi burada yapıla­ rak Atamızın hususî trenleri sel gi­ bi boşanan göz yaşlan arasında ya­ vaş yavaş saat yirmi birde İzmitten hareket etti.

Bütün demiryolunu dolduran halk, mektepliler Atalarının treni son defa önlerinden geçerken çırpmıyorlar, ağ­ lıyorlardı. Bütün İzmit, bütün memle - ket Atalarına ağlıyordu.

Tren yolları güzergâhı binlerce köy­ lü ve halkla ellerinde meşalelerle dolu Atamızın trenini beklemekte olduğu diğer kazalardan haber alınmıştır.

Atatürkün cenaze merasimi dolayısile

Macaristanda milli matem yapılacak

Bütün resmî müesseselere

siyah bayraklar çekilecek

Budapeşte 19 (A.A.) — Macar ajan­ sı tebliğ1 ediyor:

Başvekil İmredi, Atatürkün cenaze merasiminin yapılacağı 21 teşrinisani pazartesi gününün Macaristamn Mil­ lî matem günü telâkki edilerek bütün

memlekette resmî binalara siyah bay­ raklar çekilmesini emretmiştir. Har­ biye Nazırı ve Budapeşte belediye rei­ si de, askerî binalar ve belediye bina-' ları için aynı kararı almışlar ve bele­ diye reisi halkı da ayrıca siyah bay­ rak çekmeğe davet etmiştir.

(3)

20 Teşrinisani 1938 A K Ş A M Sahile- .

I

Dün Creceki ve Bu Sabahki Haberler

Kral Karol Parise

muvasalet etti

Fransız gazeteleri büyük samimiyetle

karşılanacağını yazıyorlar

Paris 19 (A.A.) — Romanya kralı Carol’un yakında Parisi ziyaret ede­ ceğinden bahseden Petit Parisien ga­ zetesi muhabiri ezcümle şöyle yazı­ yor:

«Kral Carol, Pariste Londrada gör­ düğü dostluk ve samimiyetin ayni sa­ mimiyet ve dostlukla karşılanacaktır. Kral Carol’un Londra ziyaretinin ne neticeler verdiği hakkında sarih malû­ mat yoktur. Fakat İngiltere zimam­ darlarının ve Londra piyasasının Ro- manyaya müzaheret edeceklerinde şüphe yoktur.»

Bu gazete, Romanya kralı ile İngi­ liz nazırları arasındaki görüşmelerin

Fransa ile Romanya arasındaki kül­ türel ve ekonomik rabıtaları kuvvet­ lendireceği ümidindedir.

Figaro gazetesi, Romanya sefareti mahafili, kralın Londra ziyaretinden memnundur ve İngiliz - Rumen mü- nasebatmm bu sayede kuvvet bulaca­ ğı ümidinde bulunmaktadır.

Brüksel 19 — Dün Londradan ge­ len Romanya kralı Carol bu akşam buradan ayrılacaktır. Kralın şerefine ziyafetler verümiştir.

Paris 19 (A.A.) — Romanya Kralı

Carol ve Veliahd Mihail saat 12,20 de Brükselden buraya gelmişlerdir.

Yahudller için yurd

Dominiken Cümhuriyetinde ve Kenyada

120 bin kişi iskân edilebilecek

Paris 19 (A.A.) — Gazeteler, Al-

manyadaki yahudi aleyhtarı hareket­ lere ve bunların müstemleke meselesi üzerindeki tesirlerine geniş sütunlar tahsis etmektedir.

Petit Parisien gazetesi diyor ki: «Londra ve Vaşingtonda Alman ya- hudileri için bir yer bulmak meselesi ciddiyetle mevzuubahis edilmekte ve Dominiken cümhuriyeti ile Kenyanm isimleri zikredilmektedir. İklimi iyi olan bu memleketlere Dominikende 100 bin, Kenyada 20,000 olmak üze­

re 120 bin kişi yerleştirilebilir. Bu iki mıntakada yerleşme imkânları var­ dır ve bir kısım malları ile gelecek olan yahudiler, burada Kolon esasları kurabilirler.»

Yahudiler 120 milyon

frank toplamışlar

Paris 19 (A.A.) — Açtion Française gazetesine göre B. Maurras, beynelmi­ lel Alliance İsraelitenin bir kaç gün içinde 120 ilâ 130 milyon toplamış olduğunu cuma günü istihbar edil­ diğini yazmaktadır.

Eğer bu para, başka bir maksad uğrunda sarfedilmiyecek ise iş yo­ lundadır. Fakat Alliance İsraelitenin bu parayı intikam almak maksadile sarfetmesi muhtemel değil midir? Biz, Alliance İsraelitenin Fransa efkârı umumiyesini teşvik için propaganda­ lar yapmakta olduğunu biliyoruz. Alliancenin Almanya ile Fransa ara­ sında daimî bir husumet idame

et-Müstemlekât Nazırı B. Macdonalda vermiş öldüğü bir cevapta Seylân va­ lisi sir Andrew Caldecott, idaresi al­ tındaki adaya ancak şahısları ehem­ miyetli olan Yahudileri kabul edebi­ leceğini beyan etmiştir. Vali, sözleri­ ne şu suretle devam etmiştir.

Seylânm İktisadî vaziyeti. Yahudi- lerin kayıt ve şartsız olarak memle­ kete kabul edilmelerine mânidir.

Seylânın sıhhat işleri nazırı, daha şimdiden ecnebilerin doktorluk etme­ lerini meneden bir kanun lâyihasını

devlet şûrasına tevdi etmiştir.

Macaristanda vaziyet

Budapeşte 19 (A.A.) — Siyasî mah­

filler yahudiler hakkındaki kanunu şiddetlendirmek isteyen hükümetin bu husustaki mesaisini dikkat ve alâka ile takib etmektedirler.

Yahudiler hakkında bir ay evvel çı­ karılan ve halen meriyette olan ka­ nun, yahudilerin ancak yüzde yirmi nisbetinde memleketin hayatına iş­ tirak edebileceklerini tasrih etmekte idi. Şimdi bu nisbetin azaltılması dü­ şünülmektedir.

Hükümetin partisi olan millî par­ tide teşekkül eden hususî komisyon öğleden sonra bu meseleyi tedkike başlıyacak ve noktai nazarını ağlebi ihtimal yarın akşam bildirecektir. Yeni kanun bundan sonra parlâmen­ toya tevdi edilecektir. Yahudiler hak- kmdaki birinci ve ikinci kanun ile milletin müdafaası hakkında

çıkan-Fransa eski Alman müstemlekelerini

geri vermeğe kaliyyen razı olmıyor

Alman gazetelerine göre Fransızlar kan dö­

küldüğünden, fetih hakkından bahsediyorlar

Ankaradaki büyük ve

acıklı hazırlık

Ankara 18 (Telefon) — Ankara Büyük ve Aziz ölüyü karşılamak üze­ re derin bir hüzün içinde günlerden beri hazırlanıyor.

Hükümet Ankaradaki merasimin intizamını temin için fevkalâde ted­ birler almıştır.

Büyük Millet Meclisi önünde ya­ pılmakta olan inşaata devam edil­ mektedir. Burası fevkalâde güzel bir eser haline getirilmektedir.

Atatürkün âziz naaşlarınm kona­ cağı yerin etrafı defne dallarile süs­ lenmiştir.

Katafalkın Meclis karşısına düşen cephesini 20 genç kız sabaha kadar çalışarak çiçeklerle işlemişlerdir.

Ecnebi askerler

Cenaze merasimi için memle­

ketimize gelen ecnebi askerler

Ankarada

Ankara 19 (A.A) — Atatürkün ce­ naze merasimine iştirâk edecek olan Fransız ve Sovyet kıtaları bu akşam saat 22,10 da Toros ekspresine bağ­ lanan hususî vagonlarla şehrimize muvasalat etmişlerdir.

Misafir kıtalar istasyonda garni­ zon komutam general Kemal Gökçe, merkez komutanı, mensup oldukları sefaretler ataşemiliterleri ve erkânı tarafından karşılanmışlar ve bando­ ları olduğu halde istasyonda yer al­ mış bulunan askerî kıtalarımızla se­ lâm resmi teatisinden sonra Fransız kıtası ikametlerine tahsis olunan Si­ yasal bilgiler okuluna, Sovyet kıtası ziraat enstitüsüne gitmişlerdir.

Fransız hava kuvveti

İki sene içinde zabit ve nefer

mikdarı çok arttırılacak

Paris 19 (A.A.) — Figaro gazetesi,

bugünkü yazısında Fransız hava kuv­ vetleri efradı miktarının artırüması meselesile meşgul olmaktadır. Bu ga­ zete diyor ki:

1936 senesinde Fransız hava kuv­ vetleri mensubini iki bin seksen yedi zabit ve 37,700 zabit vekili ve nefer­ den ibaret idi. 1938 haziranına kadar bu rakam 3,065 zabit, 50,510 küçük zabit ve neferden ibaretti.

Hava Nazırının projesine göre, ha­ va kuvvetleri mevcudu 1939 a kadar 4,432 zabit ve 77,700 zabit vekili ve nefere iblâğ olunacaktır. 1940 da kü­ çük zabit ve nefer miktarının 83 bine iblâğı lâzimgelmektedir.

n M ı 1

Berlin 19 (A.A.) — Berliner Boer- sen Zeitung, diyor ki: Zannolundu- ğuna göre, Fransa, Almanya’nın müs­ temlekeler hakkındaki isteklerine ye­ ni bir delil ile cevab vermek istiyor. Fransızlar diyorlar ki:

«Alman müstemlekeleri iade edi­ lemez- Çünkü müstemlekeler çalın­ mamış, belki bir harb esnasında fet­ hedilmişlerdir. Bunlara temellük için Fransız kanı dökülmüştür. Binaena- aleyh Fransa, Almanyanm kanunî noktani nazarına kuvvetli delille mu­ kabele ediyor. Hatırlardadır ki Al­ manya, müstemlekelerin bir harb se­ bebi teşkil etmiyeceğini beyan e t-’ mistir.

Almanya, daima münhasıran hak ve adalet hissiyatına dayanmıştır. Müstemlekelerimizi bugün ellerinde tutanlar, müstemlekelerimizi bizim elimizden almağa kalktıkları zaman, bunlan kendilerine ilhak etmekten utanmışlardır.

Eğer bugün hak ve adalet prensi- pine karşı kuvvet prensipi ortaya atılır ve muahedelerin sulhperver bir surette tadil imkânları bertaraf edi­ lirse, Fransa ve Almanya arasında bu derece arzu edilen yaklaşmaya her halde yardım edilmiş olmıya- caktır.

Ingiliz hava

kuvvetleri

Haziranda memleketin bütün

müdafaasını temine kâfi

gelecek

Londra 19 (A.A.) — Londra mat­ buat kulübünün ziyafetinde bir nu­ tuk söyliyen Hava Nazırı B. Kings­ ley Wood, 1939 senesi haziranında İngilterenin askerî hava kuvvetleri­ nin memleketin bütün müdafaası­ nı temine hazır yüz bin kişiye malik olacağını beyan etmiştir.

Nazır, kendi nezaretinin bütçe tah- minatınm iki yüz milyon İngiliz li­ rasından az bir mikdara baliğ oldu­ ğunu da beyan etmiştir. Tayyarele­ rin teçhizi keyfiyetinin esaslı bir ehemmiyeti haiz olduğu noktasında ısrar eden nazır, tayyare imalâtının artmış olduğunu söylemiş ve önü­ müzdeki aylar zarfında da bu mü­ him bakımdan daha iyi bir vaziyette bulunacağız, demiştir.

Berimdeki konuşmalar

Paris 19 (A.A.) — Oeuvre gazete­ sinde bayan Tabouis diyor ki: «B. Hitler, Göring ve Ribbentrop’un Cenubî Afrika Müdafaa Nazın Pi- rov’dan istiyeceği ilk şey, nasyonal - sosyalist propaganda için tam bir serbestidir ve bu, Alman Afrikası- nın geriye alınması programının ilk kısmını teşkil edecektir.»

Figaro gazetesinde Dormesson di­ yor ki: «Eğer Fransa nihayet salâ- betini, otoritesini ve tam kuvvetini yeniden ele alırsa, hadiseler, müs­ temleke işinde Fransanm aldığı kuv­ vetli hattı hareketin doğruluğunu gösterecektir. Fransanm müstemleke işindeki hattı hareketi, çok ciddîdir. Ve bu sebebden dolayı çok ciddî bir dahilî politikanın tatbikini de icab ettirmektedir.»

Populaire diyor ki:

Dün sabah, müstemleke işinde al­ dığı karar ile, radikal - sosyalist grupu, arada fark gözetmeksizin müstemlekelerin, himaye altındaki arazinin ve yahut mandaların geri verilmesi vakti geçmiştir. Artık bu işte her hangi bir kaçamak yol kal­ mamıştır.

Fransada malî

kararnameler

Başvekilin radikal grupundaki

beyanatı çok hararetli

karşılanmadı

Paris 19 (A.A.) — Başvekil Daladier,

bugün radikal partisinin parlâmen­ to grupu azasına memleketin İktisa­ dî ve malî kalkınması için hazırlanan kararnamelerin ruhu ve tatbik sureti hakkında izahat vermiştir.

Şiddetli bir münakaşadan sonra grup dokuz muhalif ve 15 müstenkif reyle Başveküe itimad beyan etmiş­ tir. Siyasî mahfiller, bu reyler hak­ kında endişeli bir hüküm vermekte, çünkü radikal mebusların hüküme­ tin tedbirlerini reislerinin belki ken­ dilerinden beklediği heyecan, itimad ve teşriki mesai arzusu ile karşılama­ dıklarını kaydeylemektedir.

İspanyadaki ecnebi gönüllüler

dönüyorlar

Paris 19 (A.A.) — Bugün

Cümhu-T ---U.— J _ 1---1---i i o tij

(4)

Sahife 8 A K Ş A M 20 Teşrinisani 1938

Kanserle

mücadele haftası

--- «I,™" ^ ■■■■■■" ... *... ...—

Bir İspanyol gazetesi

diyor ki:

“ Atatürk, askerî deha ile devlet

ada-mı ve filo zo f dehasını cem etm işti,,

Barselon 19 (A.A.) — Barselona’­ nın en ehemmiyetli gazetesi olan Vanşuarda, 11 ikinci teşrin tarihli nüshasının birinci sahifesinde Büyük Türkün vefatı hakkındaki elemli ha­ beri vermekte ve Büyük ölünün bir fotografisini neşretmektedir.

Vefat haberine dair olan telgrafna- meyi uzun bir makale takib et­

mektedir. Bu makalede yeni Türki- yenin uful eden şefinin yapıcı ve sulhçu eseri çok büyük bir hayran­ lığı ifade eden tabirlerle sena edil­ miştir.

Ecnebi misafirler

Büyük Kahramanın cenaze­

sine iştirak edecek olan

ecnebi misafirler Ankarada

Ankara 19 (A A .) — Atatürkün cenaze merasiminde memleketleri or­ dularım temsü edecek olan askerî kıtalar, bu sabahtan itibaren şehri­ mize muvasalata başlamışlardır.

İran kıtası sabah saat 8 de, Bulgar ve Yugoslav kıtaları 8,40 da, Emden kruvazörüne mensup Alman kıtaatı saat 14,10 da Ankara garına muvasa­ lat etmişler ve Ankara garnizon ko­ mutam general Kemal Gökçe, mer­ kez komutam, her kıtanın mensub olduğu sefaret ataşemiliterleri ve se­ faretler erkâm tarafından karşılan­ mışlardır.

İstasyon dışında başlarında mu« zika olduğu halde yer alan bir aske­ rî kıtamız misafir kıtalara selâm res­ mi teati etmiş ve m isafir kıtalar bun­

dan sonra mihmandarlarile birlikte ikametlerine tahsis olunan mahallere gitmişlerdir.

İran ve Yugoslav kıtaları Harp oku­ luna, Bulgar kıtası Polis okuluna, Alman kıtası Gazi terbiye enstitüsü­ ne misafir edilmişlerdir.

Bulgar, Irak ve Fransız mandası altındaki memleketler heyetleri de bu sabah şehrimize muvasalat etmiş­ ler ve İstasyonda Hariciye Vekâleti protokol şefi ve askerî ve mülkî zevat tarafından merasimle karşılanmışlar ve haklarında askerî ihtiramat ifa edilmiştir.

Misafir heyetler Ankarapalas ote­ linde misafir edilmişlerdir.

İspanya cümhuriyetini Nafîa ve Münakalât Nazın B. Bemardo Giner de Las Riosun riyaseti altında ve Barselon garnizonu kumandanı ge­ neral Riquelme ile sahil bataryalan başkumandanı general Matz, vis

ami-Bu makalelerin fıkralanndan biri: «İnkisama uğramış, tezlil edilmiş, ihtizar haline getirilmiş olan Türki- yeyi kuvvetli, ileri ve mütecanis bir millet haline getiren adam ölmüş­ tür. Sakaryanın gazisi, müstevlile­ rin galibi ve İzmirin fatihi, tarihte en ziyade hayranlığa lâyik nümune- lerden biri olarak kendini göstere­ cektir. Müşarünileyh, nefsinde as­ kerî dehâ ile devlet adamı ve filozof dehâsını cemetmiş idi.»

Izmirde bir yangın

İzmir Halkevi bahçesindeki

açık hava sahnesi yandı

İzmir (Akşam) — İzmir Halke- vinin bahçe kısmındaki açık hava sahnesinde geceleyin yangın çıkmış, rüzgârın tesirile genişlemiştir. Yan­ gın, Halkevi binasma da sirayet teh­ likesi arzetmişse de itfaiyenin fev­ kalâde gayret ve. fedakârlığı sayesin­ de derhal söndürülmüştür. Yapılan tahkikatta civardaki evlerde oturan üç küçük çocuğun geceleyin sahne kenarında ateş yaktıkları, oynadıkla­ rı ve yangının bundan ileri geldiği anlaşılmıştır.

İzmir Emniyet müdürü terfi

etti

İzmir (Akşam) — İzmir emniyet müdürü B. Salâhaddin Aslankorkud, 1 birinci kânun 937 den muteber ol­ mak kaydile üçüncü sınıf emniyet

müdürlüğünden ikinci sınıfa terfi et­ tirilmiş, emri vilâyete gelmiştir. B. Salâhaddin Aslankorkud, İzmirde vazife gördüğü kısa bir zamanda za­ bıtayı tensik ve ıslah etmiş ve İzmir zabıtasını diğer vilâyetler için örnek olabilecek bir dereceye yükseltmiş­ tir. Kendisini tebrik ederiz.

rai Tutentes ve protokol şefi B. Core- agadan mürekkeb bulunan bir heyet temsil edecektir.

Barselondan tayyare ile hareket etmiş olan heyet, pazar günü öğleden sonra Ankaraya varacaktır.

Bir çok vilâyetlerden

gelen heyetler

Ankara 19 (A A.) — Atatürkün ce­ naze merasimine iştirak etmek üze­ re vilâytlerden gelen heyetler muh­ telif istikametlerden trenlerle pey­ derpey şehrimize gelmekte ve kendi­ lerine tahsis edüen ikametgâhların­ da misafir edilmektedirler.

Yapılacak toplantılar ve kan­

ser hakkında bir tebliğ

23 sonteşrin çarşamba gününden itibaren kanserle mücadele haftası başlıyacaktır. O gün Radyum ve Rönt­ gen kâşiflerinin hayatları hakkında gündelik gazetelerde ve radyoda neş­ riyat yapılacaktır. 28 sonteşrin pazar­ tesi günü saat 15 te Üniversite kon­ ferans salonunda umuma mahsus toplantı vardır. Programı şudur: (Açı­ lış nutku, Röntgen ve Curie’lerin ha­ yatı hakkında bir musahabe ve kan­ sere dair halka mahsus konferans).

30 sonteşrin çarşamba günü saat 18 de Etibba odasmda hekimlere mah­ sus toplantı vardır. Programı şudur: (Kansere dair iki konferans ve bir füim gösterilmesi).

Bu münasebetle Türkiye Kansero­ loji enstitüsü şu tebliğde bulunmak­ tadır:

Kanser halkın hayatı için tehlikeli bir düşmandır. Orta ve ileri yaşlardaki ölüm­ lerin bir çoğu bu hastalıktandır. Bundan de anlaşılıyor ki kanser herkes için tehli­ keli bir hastalıktır.

Tehlikeyi belirten işaretler — Kanser vücudde ya ur veya açık yara halinde bir taşkınlıktır. Fakat her ur ve açık yara kanser değildir.

Kanserin tehlikelerinden biri de çok defa başlangıçta ne ağrı ve ne de ehem­ miyetli bir hastalık alâmeti göstermeme­ sidir. Bundan dolayı şu tehlike işaretle­ rine dikkat etmelidir.

Haricî kanserler — Derinin içinde ve altodaki, alelhusus memedeki her türlü kabarcıklar, düğümler meme başının bü­ zülmesi ve bozulması; muannit ve günün birinde büyümeye veya şeklini değiştirme­ ğe başlıyan siğiller, benler ve cild leke­ leri, bir türlü kapanmak bilmiyen çıban yaraları ekseriya kanser şüphesi verir. Kanser eski bir açık yara veya onun ka­ panmış nedbesi üstünde de çıkabilir. Bu şeyleri görür görmez size rahatsızlık ver­ mesini beklemeden hemen hekime gi­ diniz.

Ağrısız da olsa vücudünüzde bir deği­ şiklik olunca kayıdsız kalmayınız ve ona dikkat ediniz.

Bu işin erbabı olmıyan şarlatan müte- tabbiblerden, ve tekliheli koca karı ilâç­ larından sakınınız ve hekime gidiniz.

İç âzâ kanserleri: — İç âzâdaki kanser­ ler gözle görülür, el ile hissedilir bir ur olmadığı halde de gösterdikleri bazı alâ­ metler sayesihde erkenden farkedilebilir. Hazımda ve defi tabiîde intizamsızlıklar, kazuratta, idrarda, kusmukta kan, kadın­ ların gayri muayyen zamanda kan za­ yi etmesi ve kanlı ifrazat, cinsî münase­ betlerden sonra kanamalar, hayızdan ke­ silen kadınlarda yeniden hayızın zuhuru ile beraber vücudün zayıflamıya başla­ ması gibi hâller daima kanser için şüphe vermelidir. Bu haller bilhassa «35» yaşını geçmiş kadınlarda tehlike işaretidir.

Kanser iyi edilmez bir hastalık değil­ dir. Bu hastalık vaktinde farkına varıl­ mak ve maksada uygun bir tedavi tatbik edilmek şartile ekseriya katî ve devamlı surette iyi edilebilir.

Kanseri iri etmenin tek yolu vaktinde ameliyata teslim etmek veya röntken, radium tatbik etmektir.

Tedavi vasıtalarından hangisinin mü­ essir olacağını tayin etmek yalnız heki­ min işidir. Bu sayılan alâmetleri farkeder etmez vakit kaybetmeden hattâ bir gün geçirmeden kendini derhal bîr hekime muayene ettir. Ve unutma ki: Kanser vücude çabuk yaydır bir derttir.

Her şüpheli alâmet karşısında hekime mücaraat et ve esaslı muayene ve ted- kik ettir!.

Eğede tütün piyasası

açıldı, satış başladı

İlk gün içinde dokuz milyon

kilodan fazla tütün satıldı

İzmir (Akşam) — Ege mıntaka- smda tütün piyasası ayın 14 ünde açılmış, bütün Amerikan tütün kum­ panyaları, Herman Spirer ve Fele­ menk kumpanyaları, Türk Tütün Limited ve yer ürünleri Türk Anonim şirketleri ile tüccarlar, inhisar ida­ resi de dahil olduğu halde piyasa­ dan pek çok tütün satın almışlardır.

İlk gün içinde Ege mıntakasında satılan tütün mikdan dokuz müyon küodan fazladır. Bu suretle bir gün­ de fevkalâde mühim bir mikdara ba­ liğ olan tütün satışı, Ege mıntaka- smda ilk defa görülmüş oluyor. Bir günde dokuz buçuk müyon kilo tü­ tün satışı, büyük bir rekordur. Fiat- ler fevkalâde kalitelerde 100 - 110 kuruştur. Daha aşağı kalite fiatleri ise 75 - 90 kuruş arasındadır. İkinci ve üçüncü günler, piyasadaki satış­ lar, ayni harareti muhafaza etmiş, rekolteden 14 milyon kilo tamamen satümıştır.

Yalnız Amerikan tütün kumpan­ yalarının mübayaa edecekleri mik- dar, bu jul yirmi müyon küoyu bu­

lacaktır. Rekolte otuz müyon kilo olduğuna göre bu sene tütün mahsu­ lünün satılmaması ve elde kalması gibi bir tehlike mevcud değildir. Di­ ğer mahsullerimizde olduğu gibi tü­ tün mahsulünde de satışların bu ha­ rareti sebebile müstahsilin eline mü­ him mikdarda para geçecektir. Baş- vekü B. Celâl Bayann, fuarı açma­ ğa geldikleri vakit İzmir tüccarlarda hasbihallerinde söyledikleri söz, ta­ mamen tahakkuk etmiştir. Bu yıl, bir refah ve bolluk yılı olmuştur.

Her mmtakanın tütünlerine veri­ len satış fiatlerini yazıyorum:

72 köyü ihtiva eden Gâvurköy mıntakasında 95 - 105 kuruş, Akhi- sarda 80 - 100 kuruş, Somada 85 - 95 kuruş, Ödemiş ve Tirede 70 kuruş, Milâsta 80, Muğlada 75 kuruş, Çeş me, Karaburun, Urlada 70 kuruştur.

Bazı yerlerde zamanında tamamen kurutulmıyarak yeşil vaziyette denk haline getirilen tütünlere de 65 ku­ ruş üzerinden fiat verilmektedir.

Bu fiatler, geçen seneki tütün fia- tinin aynidir.

Pazarlıksız satış

Izmirde bir heyet fiatleri

kontrol edecek

İzmir (Akşam) —< İzmirde pa­ zarlıksız satış kanununun tatbikatı üzerinde tedkikler yapan İktisad Ve­ kâleti iç ticaret umum müdürü B. Mümtaz Rek üe Vekâlet hayat paha­ lılığı şubesi müdürü B. Şevket Sürey­ ya Ankaraya gitmişlerdir.

İzmirdeki tedkikleri esnasında ti­ caret odasmda esnaf ve mağaza sa­ hihleri ve tüccarla görüşen, onların dilekleri üzerinde duran B. Mümtaz Rek, bazı satıcıların ihtikâra sapa­ rak etiketlere yüksek fiat koymaları yüzünden etiketlerdeki fiatleri kon­ trol için bir teşekkül vücude getirme­ ği kararlaştırmışlardır.

Bu teşekkül, ticaret odası ile bele­ diye memurlarından mürekkeb ola­ cak, toptan satışlara nazaran satıcı­ ların kazançlarını tayin ederek eti­ ketlere yazacakları nisbet dahilinde­ ki fazlalık üzerinde çalışacak, ihti­ kâra sapanlan tesbit ederek hakla­ rında kanunî takibat yapacaktır. Hayat ucuzluğunu temin için faali­ yet gösterecek bu teşekkülün mesai­ sinden iyi ve halkın menfaatine ne­ ticeler beklenmektedir.

Yarış yüzünden

Bir otomobil bir köylüye çar­

parak hem köylüyü, hem eşe-

gını oldurdu

İzmir (Akşam) — Ödemiş - Ada- gide yolu üzerinde feci bir otomobil kazası olmuştur. Şoför Mecid idare­ sindeki otomobille Ödemişe giderken arkadan şoför Muhsin idaresindeki otomobil gelmiş, korne çalarak yol istemiştir. Mecid, yol vermemiş, bu Sebeble iki otomobil arasında müt­ hiş bir yarış başlamıştır.

Eşeğine binerek tarlasından köyü­ ne dönmekte olan 18 yaşında Meh- med adında bir genç, karşıdan oto­ mobilleri görünce şosenin kenarına çekilmek istemiş, fakat hareketinde geç kalmıştır.

Mecidin otomobili müthiş bir sü­ ratle yol alırken eşeğe ve üzerinde bulunan Mehmede çarpmış, hayvan ve sahibini sürükliyerek öldürmüş­ tür.

K Ü Ç Ü K İLÂN

okuyucularımız arasında

EN SERÎ

,

E N E M İN

EN U C U Z

vasıtadır. Alım satım, kira işlerin­ de iş ve işçi bulmak için istifade ediniz! *

M. ...

Referanslar

Benzer Belgeler

Taç yaprakları çanak yaprakların iki katı kadar, çiçek rengi pembe veya kırmızı, taç yaprakların ucu sivridir.. Çiçekleri zayıf gelişmekte ve toplu olarak

Boyutları 1.2 x 12 m olan bu yastıklara tohum ekildikten sonra, yastıkların üzeri kamış veya sazlardan yapılmış bir kapak ile kapatılır. Bu yastıklar, soğuk

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu ile ilgili ikincil düzenlemelere uygun olarak

düzenlemesine veya standardına uygun olarak ambalajlanan, etiketi üzerinde garanti edilen kimyasal spesifikasyonları, kullanım amacı ve üreticisi belirtilen bu alkoller, yetkili

Gördüm, sızma girişimin vardı bu şehre Ölü bir kızı delil gösteriyordun ha bire İnandığın güzel günlerin geleceğine. Oysa aydınlığın en kötü tanımıydın

Mekân nasıl araştırılmalıdır sorusu ile yola çıkan Castells’e göre mekân yalnızca toplumsal yapının açılımının sonucu olmayıp, üzerinde bir toplumun

Tütün ile seçilen diğer üç ürün arasında karlılık karĢılaĢtırması yapmadan önce tütün, buğday, aspir ve kanola ürünlerinde son yıllara ait üretim ve

Mars: Ayın başında gün batımından yaklaşık bir saat sonra doğacak gezegen tüm gece oldukça parlak bir şekilde gökyüzünde kalacak.. Ayın 29’unda neredeyse