• Sonuç bulunamadı

Başlık: ASİSTANLARINDAN ORAL SANDER'EYazar(lar):Cilt: 51 Sayı: 1 DOI: 10.1501/SBFder_0000001892 Yayın Tarihi: 1996 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ASİSTANLARINDAN ORAL SANDER'EYazar(lar):Cilt: 51 Sayı: 1 DOI: 10.1501/SBFder_0000001892 Yayın Tarihi: 1996 PDF"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AsisTANLARıNDAN

ORAL

SANDER'E

Oral Hoca bir dost, bir usta, bir tarihçiydi.

O paylaşımcı, eşitlikçi, sevecen bir dosttu. Üstelik bu dostluğu salt çevresindekilere tanınmış bir ayrıcalık değildi. O "genç insan" kavramına dosttu. Türkiye'de genç insanın ne denli horlandığını ve yalnızlığa itildiğini, bu yüzden ne denli özgüvenden yoksun olduğunu bilir, karşısındakine değer verir,anlar, kendi güven ve inancını ona aktarırdı. Bu nedenlerdir ki öğrenciler onun derslerinde yüksek not almak için, asistanlar onun, yönetiminde en iyi semineri vermek için yarışırlardı. Yıkıcı olmayan rekabetin akademik ya~amın vazgeçilmez koşulu olduğuna inanır ve öğrencilerine aşılardı. Kendi hayatının her alanını açar ve karşısındaki dostuna ait yaşamın her alanında söz sahibi olmak isterdi, çünkü O akademik yaşamın bir bütün olduğuna inanırdı. EşitIikçiydi. Günlük hayatta yaş ve mevki farkı gözetmezdi; sabahları çay ocağında Recep Amca'yla kahvaltı yapar, saat 12'de asistanlarının odalarının önünde belirir "Haydi sefil fareler yemeğe" diyerek yemekhancnin en neşeli masasını oluşturur, öğrencileriyle dansa giderdi. İnsan ilişkilerine yansıtmadığı elitist yaklaşımını düşünceyle sınırlı tutmayı başarmıştı.

Oral Sander sadece iyi bir hoca değil, bir ustaydı. "Kendini değil, işini ciddiye al" düsturunu sonuna dek uyguladı. Dostluk ilişkisinde ne denli hoşgörülü, yumuşak, bağışlayıcı ise, akademik hayatta o denli eleştirici, sert ve zorlayıcıydı. O'nun için bu meslek "düzen ve yöntem"e dayalı bir yaşam biçimiydi ve yazılı olmayan, her akademisyenin kendini uygulamak zorunda hissettiği ahlak kuralları vardı. Bunların başında da saygı gelirdi. İşine saygılı olacaktın, ustalarına ve meslektaşlarına saygılı olacaktın, öğrencilerine saygılı olacaktın, çalıştığın kuruma saygılı olacaktın ... Derslerine asla geç kalmazdı, O'nun için hocalık bir sanattı ve sanatçının seyircisine duyduğu saygıya benzer bir saygı duyardı öğrencisine. Akademik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan rekabeti dürüstlük, açıklık ve yardımlaşma ile yaşatırdı; "Birlikte batar, birlikte çıkarsınız bu meslekte" öğüdüyle, kendi kuşağının eksikliğini çektiği işbirliğine özendirirdi bizleri. Meslektaşlarına karşı asla yıkıcı olmadı, arkadan vurmadı, kendisine karşı davranışları bile görmemeye çalıştı. Asistanlarına saygısı vardı; bir kuyumcu titizliği ile işlerdi onları. Herşeyden önce Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne saygısı vardı. Bu bakış açısıyladır ki hiçbir zaman saIt hocamız, salt bölüm başkanımız olmadı; telefon konuşmalarımızdan özel ilişkilerimize dek izleyen, kızan, seven, eleştiren, öven ustamız oldu. Bizim kuşaktan yetişecek akademisyenler, ne denli farklı yollan seçseler de, O'nun. fırçasının bu izlerini mutlaka taşıyacaklardır.

(2)

16

Oral Sander bir tarihçiydi. Geleceğin köklerinin geçmişte yattığını bilirdi. Bundan dolayıdır ki 12 Eylül darbesine siyasal anlamda değil ama akademik anlamda her zaman karşı çıktı.

ıı

Eylül sonrasında özerk üniversiteyi yok euneyeyönelik girişimiere SBF içinde geleneği sürdürerek karşı koydu. Biz hiç bir zaman araşurma görevlileri değildik, hep O'nun asistanlan olduk; O'nun hiç bir zaman anabilim dalı olmadı, hep kürsüsü vardı. Geleneği yıkmak isteyen zihniyete karşı genç nesile bıkmadan usanmadan yazılı olmayan Mülkiye geleneğini aktardı. Ustalarını ustamlz kıldı. Hiç tanımadığımız Ahmet Şükrü Esmer, Seha L. Meray, Cem Sar'la orıak anıları paylaşuk. Çiftlik'e her köfte yemeye gidişimizde Seha Hoca'nın çevresinde Ömer Madra, Haluk Gerger, Kurthan Fişek'le birlikte oturduk. Usta-çırak ilişkisinin temel ögesinin vefa olduğunu bize gösterdi. Bugün biz geleceğe taşıyacağımız bir geleneğin bilincine sahipsek, bu Oral Sandcr'in köprürolünü biunez bir sabırla ölümüne dek benimsemesinin ürünüdür. Sander ağacının aşısı tuttu. Ölüm O'nu Siyasal'dan uzaklaştırmadı, tam tersine yaşamı O'nu tıpkı kendi ustaları gibi ölümsüz ve unutulmaz hocalar arasına yerleştirdi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Taberi, kıraatın meşhur oluşunu, onun sahihliği için en güçlü delil olarak gördüğü için iki farklı, ama yaygın kıraat söz konusu olduğunda her iki kıraatla da

Rİv AYET METINLERİNDE RA vİLERİN TASARRUFLARI ı

Görülüyor ki, Cahiz'in yaklaşık olarak 1200 yıl önce muhtasar olarak kaleme almış olduğu ve musikinin insan ve hayvanlar üzerindeki etkilerine dair vermiş olduğu bilgiler

66 Iran'ın en eski ve en önemli kentlerinden biridir. Bu kentin Iran'ın mitolojik kraııarından Kuyumers'ten sonra Iktidara gelen Huşenk tarafından kurulduğuna

Sonuç olarak yazarların eserlerine çok iddialı (İslam Kurumları Tarihi) gibi bir isim vermelerine rağmen, eser daha çok, bir giriş olmak üzere Asrı Saadet, Emevller ve

et-T ATA VVURA TU'L-MUT ALUKA

İbn Rüşdçülük, Bau felsefe tarihinde güçlü bir felsefi akımın adıdır; temelde Aristo felsefesinin otantik bir yorumu olma iddiasında olan bu akım, 1200 tarihinden 1600

e) "Kendini çokça kınayan nefse yemin ederim"143.Şems'in yorumu: "Nasıl ki hadiste nefs-i mutmainenin yani hakikate kanmış olan nefsin, nefs-i levvameden daha hayırlı