• Sonuç bulunamadı

OLGU SUNUMU : SPİNAL MÜSKÜLER ATROFİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "OLGU SUNUMU : SPİNAL MÜSKÜLER ATROFİ"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OLGU SUNUMU : SP‹NAL MÜSKÜLER ATROF‹

CASE REPORT : SPINAL MUSCULAR ATROPHY

Nurgül Ar›nc› ‹NCEL MD*, Meryem SARAÇO⁄LU MD*, H. Rana ERDEM MD*, Uzm. Psk. Dilek GÜREL* *S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi II. Fizik Tedavi ve Rehabilitayon Klini¤i

ÖZET

Spinal müsküler atrofi (SMA), ön boynuz motor hücrelerinin kayb› ve kaslarda güçsüzlük ile karakterize genetik geçiflli heterojen bir hastal›k grubudur. Fonksiyonel kas liflerinin kayb› sonucu, progressif güçsüzlük, enduransta azalma, vücut yap›s›nda de¤ifliklik, mobilitede ve pulmoner fonksiyonlarda azalma görülür. SMA tip III (Kugelberg Welander Sendromu), 18. ay ve geç ergenlik dönemleri aras›nda bafllay›p yavafl progresyon gösterir ve genellikle normal yaflam süresini etkilemez.

Bu yaz› ile Tip III SMA tan›s› olan ve rehabilitasyon amac› ile klini¤imize baflvuran bir hastan›n bulgular› eflli¤inde bu hastal›¤›n tan› ve tedavisini, son geliflmeleri de araflt›rarak derlemeyi amaçlad›k.

Anahtar Kelimeler: Spinal müsküler atrofi, Kugelberg-Welander sendromu SUMMARY

Spinal muscular atrophies (SMA), are a group of mostly inherited disorders selectively affecting the lower motor neuron resulting in progressive muscle atro-phy. Loss of functional muscle fiber leads to progressive weakness, decreased endurance, limb contractures, spinal deformity, decrease in mobility and decreased pulmonary function. In type III SMA (Kugelberg Welander Syndrome), the onset is usually late as 18 months - 30 years, with a slower rate of progression. We aimed here to review the latest literature about spinal muscular atrophies in the light of our patients findings.

Key Words: Spinal muscular atrophy, Kugelberg Welander syndrome

Fiziksel T›p 2001; 4(2-3): 145-148

F‹Z‹KSEL TIP

Spinal müsküler atrofi (SMA), ön boynuz motor hücrelerinin kayb› ve kaslarda güçsüzlük ile karakterize genetik geçiflli he-terojen bir hastal›k grubudur (1). Fonksiyonel kas liflerinin kayb› sonucu, progressif güçsüzlük, enduransta azalma, vücut yap›s›nda de¤ifliklik, mobilitede ve pulmoner fonksiyonlarda azalma görülür (2). Hastal›¤›n bafllang›ç yafl› ve klini¤inin cid-diyeti gözönüne al›narak bu güne kadar SMA’lerin üç tipi ta-n›mlanm›flt›r. Tip I Werdnig Hoffman hastal›¤› olarak da bilinir ve özellikle yaflam›n ilk y›l›nda erken bafllang›ç ve ölümle ka-rakterizedir. Kugelberg Welander Sendromu olarak adland›r›-lan Tip III SMA, 18. ay ve geç ergenlik dönemleri aras›nda bafl-lay›p yavafl progresyon gösterir ve genellikle normal yaflam süresini etkilemez (3). Tip II SMA’li çocuklarda klinik Tip I’e benzer ancak daha hafif olup, yine de 1. ve 2. dekadlarda ölümle sonuçlanmaktad›r.

Tip III SMA tan›s› olan ve rehabilitasyon amac› ile klini¤imi-ze baflvuran bir hastan›n bulgular› eflli¤inde bu hastal›¤›n ta-n› ve tedavisini, son geliflmeleri de araflt›rarak derlemeyi amaç-lad›k.

OLGU

22 yafl›nda kad›n hasta, S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Has-tanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon poliklini¤ine kaslarda ilerleyen güçsüzlük, yürümede ve merdiven inip ç›kmada zor-luk nedeni ile baflvurdu. Hastan›n kendisinden ve ailesinden al›nan öyküde iki yafl›na kadar gelifliminin normal olarak iz-lendi¤i, ilk bulgusunun 2-3 yafllar› aras›nda farkedilen kas güç-süzlü¤ü oldu¤u ö¤renildi. Hasta bu dönemden sonra Hacet-tepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Nörolojisi klini¤i taraf›n-dan takip edilmifl. ‹lk kez 1986 y›l›nda yap›lan elektromiyog-rafik (EMG) incelemede yayg›n ön boynuz motor tutulumu le-hine bulgular (belirgin seyrelme gösteren polifazik dev motor ünit potansiyelleri) görüldü¤ü rapor edilen ve SMA tip III ta-n›s› alan hastan›n 1993 ve 1996 y›llar›nda da çeflitli merkezler-de yap›lan i¤ne EMG’lerinmerkezler-de SMA tip III tan›s›n›n do¤rulan-d›¤› ö¤renildi. Herhangi bir rehabilitasyon program› almayan hasta son 2-3 y›ld›r kaslar›nda güçsüzlü¤ün ilerledi¤ini, ba¤›m-s›z yürümekte, oturup kalkmakta ve merdiven inip ç›kmada

(2)

Ar›nc› ‹ncel ve Ark.

zorlu¤un artt›¤›n› ve s›k s›k düflmeye bafllad›¤›n› ifade ediyordu. Öyküsünden ailede benzer hastal›k olmad›¤› ö¤renilen hasta-n›n yüz kaslar› hariç tüm kaslar›nda belirgin atrofik görünüm mevcuttu. Bilateral gastroknemius kaslar›nda psödohipertrofi-ye ba¤l› oldu¤u düflünülen rölatif olarak belirgin kas kitlesi dikkati çekiyordu. Ba¤›ms›z ve desteksiz ambule olabiliyordu. Yürüme muayenesinde bilateral Trendelenburg yürüyüflü ile genu rekurvatum ve yetersiz ayakbile¤i dorsifleksiyonu mev-cuttu. Yap›lan fizik muayenesinde bilateral alt ekstremitelerin-de proksimalekstremitelerin-de 3+/5, distalekstremitelerin-de 3+ - 4/5 aras› kas kuvveti sap-tand›. Üst ekstremitede bilateral proksimal kaslarda 3/5, sol distal kaslarda 4/5, sa¤da distalde 3+/5 kas kuvveti mevcuttu. Derin ve yüzeyel duyu muayeneleri normaldi. Alt ve üst ekst-remite derin tendon refleksleri al›namad›. Patolojik refleks saptanmad›. Fasikülasyon gösterilemedi. Kavrama gücü Jamar el dinamometresi ile de¤erlendirildi ve sa¤da 15 kg, solda 10 kg olarak ölçüldü.

Laboratuar tetkiklerinde tam kan say›m›, sedimentasyon h›z›, idrar tetkiki, serolojik ve hormonal profili normal s›n›rlar için-deydi. Biyokimyasal tetkiklerinden sadece kreatinkinaz (CK) yüksek (282 U/L [N:38-174]) olarak bulundu. Akci¤er grafisi, EKG normal olarak de¤erlendirildi. Baryumlu yap›lan faringo-ösofageal grafi, pasaj›n normalden bir miktar yavafl izlendi¤i fleklinde rapor edildi. Solunum fonksiyon testlerinde, minimal restriktif de¤ifliklikler ile solunum kas kuvvetlerinde azalma ile uyumlu bulgular mevcuttu.

Hastaya bir ay süresince yo¤un flekilde tüm eklemlere eklem hareket aç›kl›¤› egzersizleri, omuz, diz ve kalça çevresi kasla-ra kas güçlendirme egzersizleri uyguland›. Denge e¤itimi ile birlikte merdiven inip ç›kmaya yönelik çal›flmalar yap›ld›. So-lunum egzersizleri ö¤retildi. Birinci ay›n sonunda hastan›n özellikle alt ekstremite kas kuvvetlerinde iyileflme saptand›. Bilateral alt ekstremite proksimalinde kas kuvveti 3+/5 kal-makla birlikte, distal kaslarda 4-4+/5 olarak de¤ifliklik gözlen-di. Ayr›ca hastan›n kendi ifadesi de oturup kalkmakta ve mer-diven ç›kmakta daha az zorluk çekti¤i yönünde idi.

Hastam›z ayr›ca klinik psikolog taraf›ndan da de¤erlendirilip desteklendi. Psikolojik de¤erlendirmede öncelikle depresyon, anksiyete ve kiflilik yönünden ayr›nt›l› görüflme ve testler uy-guland›. Hastan›n umutsuz, isteksiz ve gelece¤e karfl› beklen-tisiz oldu¤u ayr›ca aile deste¤inin olmad›¤› görüldü. Hastan›n

anksiyete ve depresyonu ile daha tepkisel düzeyde olan dav-ran›fllar›n› azaltmak üzere psikiyatristin de önerisi ile farmako-lojik deste¤e karar verildi ve ilaç tedavisine baflland›. Aileden hastan›n kendisine en yak›n oldu¤unu ifade etti¤i kiflilerle gö-rüflülerek hastaya destek olma yollar› anlat›ld›. Hastan›n, teda-vide yanl›fl bilgilerinin y›k›ld›¤›n› görmesi ve psikolojik yeni-den yap›land›rma ile tedavisi sonras›nda anksiyete ve depres-yonunda azalma gözlenmifltir. Kendisiyle daha bar›fl›k ve gü-venli olarak taburcu edilen hastan›n 1. ve 2. aydaki kontrolle-rinde iyilik durumunun devam etmekte oldu¤u gösterilmifltir. TARTIfiMA

SMA hastal›¤›na, SMA defektif geninin tan›mlanmas› ile son birkaç y›lda ilgi artm›flt›r (4). SMA’nin Duchenne müsküler distrofisinden sonra en s›k görülen pediatrik nöromüsküler hastal›k oldu¤u ve kistik fibrozisten sonra en s›k ikinci fatal otozomal ressesif hastal›k oldu¤u bildirilmektedir (1). Progres-sif SMA ilk kez 1890’l› y›llarda Werdnig ve Hoffman taraf›ndan infantlarda tan›mlanm›fl olup, bu çocuklar›n spinal kordlar›n-da özellikle servikal ve lomber seviyelerde ön boynuz hücre-lerinin kayb› gösterilmifltir. Hastal›¤›n Werdnig Hoffman ad› ile an›lmas› 1940 ve 50’lerde bafllam›flt›r. Yine 1950’lerde Kugel-berg ve Welander taraf›ndan 17 yafl›ndan önce bafllay›p, ya-vafl ilerleme gösteren SMA tipi tan›mlanm›fl olup, flu anda Ku-gelberg Welander Sendromu (SMA tip III) olarak adland›r›lan bu hastal›kt›r. ‹nfantil formdan geç bafllama yafl›, yavafl prog-resyon h›z›, bulbar semptomlar›n yoklu¤u ile ayr›lmaktad›r. Bu iki tan›mlama aras›nda bulgular ile baflvuran çocuklar ise tip II SMA olarak s›n›fland›r›lm›flt›r (5). Kullan›lan klasifikasyon sistemleri yeterince aç›klay›c› olmad›¤›ndan 1992’de Uluslara-ras› SMA Konsorsiyum’u (International SMA Consortium), has-tal›¤› bafllang›ç yafl›, ölüm yafl› ve hastal›k ciddiyeti, ulafl›lan maksimum fonksiyon gibi objektif verileri gözönüne alarak sistematik bir yaklafl›m ile s›n›fland›rmaya çal›flm›flt›r (6). SMA, otozomal ressesif paternde kal›t›msal olup, 6000-24100 canl› do¤umda bir görülmektedir. 1/40 oran›nda tafl›y›c›l›k ol-du¤u tahmin edilmektedir. Tip II ve III hastal›klar›n oran› er-keklerde k›zlara göre biraz daha fazlad›r. SMA gelifliminde so-rumlu gen 5. kromozomun uzun kolu üzerinde yerleflmekte-dir (5q13). Fonksiyonu tam bilinmeyen “survival motor ne-uron” (SMN) geni hastalar›n %98’inden fazlas›nda delesyon göstermektedir (7). Henüz delesyonlar›n derecesi ve fenotip aras›ndaki iliflki hakk›ndan kesin kan›tlar yoktur (6). Ancak

(3)

147 Spinal Müsküler Atrofi

genin tan›mlanm›fl olmas› , prenatal tan› aç›s›ndan önemli bir basamakt›r. SMA n›n görüldü¤ü aileler bu y›prat›c› ve tedavi-si mümkün olmayan hastal›¤›nn tekrar› ile %25 oran›nda kar-fl›laflabilmektedir (3). Bu nedenle prenatal tan› ve genetik da-n›flmal›k çok önemlidir.

Kronik SMA genellikle 18 ay-3.dekadlar aras›nda bafllar. Lite-ratürde 1-46 yafllar aras›nda bafllang›ç bildirilmifl olup, bu has-talarda tan› 3- 66 yafl aras›nda konulmufltur (8). Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde motor geliflimin önemli basamaklar› gecikebilir Bizim hastam›zda da tan› bu gecikmenin aile tara-f›ndan farkedilmesi sonras›nda konulmufltur. Tip III SMA’li hastalar di¤erlerinden farkl› olarak yard›ms›z yürüyebilirler. SMA’lerin baz› karakteristik özellikleri tip III için de geçerlidir. Güçsüzlük mutlaka simetrik olup, hipotoni, derin tendon ref-lekslerinde azalma ve kas fasikülasyonlar› ile birliktedir (2). Fasikülasyonlar ekstremiteler ve toraks duvar›nda görülebilir-se de, biz hastam›zda fasikülasyon saptayamad›k. Tip III SMA li hastalarda zay›fl›k genel olarak proksimal kaslarda distalden daha belirgin olup, alt ekstremite, üst ekstremiteye göre daha ciddi etkilenir (9). Bu patern bizim hastam›zda da görülmek-tedir. Lomber lordoz abart›l› olup, kalça ekstansiyon zay›fl›¤›-na ba¤l› olarak anterior pelvik tilt görülür. Skolyoz SMA III de daha seyrek ve hafif olarak görülse de özellikle tekerlekli san-dalye kullanan hastalarda dikkatli olunmal›d›r (6). Kalça ab-duktor zay›fl›¤›na ba¤l› yürüme paterni pelvik düflme ve late-ral gövde e¤ilimi ile tipiktir. Gowers bulgusu pozitif olabilir. Bald›rda psödohipertrofi geliflebilir, özellikle bizim hastam›z gibi kaslar›n ileri derecede atrofik oldu¤u vakalarda bu daha çok göze çarpabilir. SMA’ yi di¤er nöromüsküler hastal›klardan ay›ran baz› karakteristik özellikler de vard›r. Yüz kaslar› ve di-afram genellikle korunmufltur. Duysal fonksiyonlar normaldir (1). Öksürük yolu ile sekresyonlar›n temizlenmesi de interkos-tal ve abdominal kaslar›n aktivitesini gerektirdi¤inden, SMA’li hastalarda ventilasyon bozukluklar› da görülür.

Zerres ve Rudnik Schoneborn tip III SMA hastal›¤› olan has-talar› da iki alt gruba ay›rm›fllard›r. 3 yafl›ndan önce bafllayan ve desteksiz yürüyebilen hastalar Tip III a, 3-30 yafllar› aras›n-da bafllayan ve ba¤›ms›z yürüyebilen hastalar Tip III b olarak s›n›fland›r›lm›flt›r (2). Öyküsünü gözönüne ald›¤›m›zda 2 -3 yafllar› aras›nda tan› alan hastam›z› tip IIIa olarak de¤erlendir-dik.

Russman ve arkadafllar› izledikleri 159 hastada SMA tip II ve

III’de fonksiyonel kay›p için geçen zaman›n, hastalar›n erifltik-leri maksimum fonksiyon ile ters orant›l› oldu¤unu fark etmifl-lerdir (10).

Kesin tan› elektrodiagnostik yöntemler ve histolojik inceleme ile konulabilir. Histolojik incelemede özellikle servikal ve lom-ber bölgede spinal kordda ön boynuz hücre harabiyeti sapta-n›r. Kas biyopsisi ile lif çaplar›n›n atrofiden hipertrofiye kadar de¤iflen bir yelpaze içinde olduklar› gösterilmifltir. Elektron mikroskopta sarkomerlerin organizasyon bozukluklar›, triadla-r›n say›s›nda art›fl ve filaman demetleri saptanm›flt›r (5). SMA erken dönemlerinde motor sinir iletim h›z› normal olabi-lir ancak ön boynuz hücreleri kaybedildi¤inde h›zl› iletim lif-lerinin kayb›na ba¤l› olarak azal›r. Duysal sinir iletim h›z› ge-nellikle normal kal›r. Kollateral oluflumu ön boynuz hücre kayb›na yetiflemedi¤inden motor aksiyon potansiyelleri prog-resif olarak azal›r (5). ‹¤ne EMG’sinde akut denervasyon bul-gular› olan fibrilasyon ve keskin pozitif dalgalar görülebilir. Ancak özellikle Kugelberg varyant›nda kollateraller kas› inner-ve eder inner-ve sadece ciddi etkilenen hastalarda, ortalama %60 hastada anormal spontan potansiyeller görülür. Girifl aktivite-si, kas›n yerini ya¤ ve fibröz dokunun almas› ile azal›r. Motor ünit potansiyellerinin say›s› da azal›r.

SMA için günümüzde etkin bir tedavi yöntemi bilinmemekte-dir. fiu an için deneysel bazdaki tedavi yaklafl›mlar› mevcuttur. Chang ve arkadafllar›n›n çal›flmas›nda Na- Bütirat ile farelerde spinal kord motor nöronlar›nda SMN proteininde art›fl ve kli-nik semptomlarda belirgin düzelme sa¤lanm›flt›r (11). TRH te-davisi yap›lan tip I hastal›kl› 3 infantta TRH etkinli¤i gösteri-lememifl ancak, tip II ve III lü çocuklarda motor fonksiyon ve EMG bulgular›nda düzelme olmufltur. TRH’n›n spinal ön boy-nuz motor hücrelerinde nörotropik etkili oldu¤u düflünülmek-tedir (12). Yine gelecek vaad eden tedavi yaklafl›mlar›ndan bi-ri çeflitli büyüme faktörlebi-rinin (growth factor-GF) kullan›m›d›r. Nöronal ve nonnöronal GF tipleri dejeneratif nöromüsküler hastal›klar›n tedavisi için umut vermektedir. “Nerve growth factor” ve “brain derived neuronotropic factor” gibi nörotropin ailesinden olan faktörlerin nöronlar› destekledi¤i gösterilmifltir (5). Glutamat›n nöronal hasardan sorumlu oldu¤u düflünül-mekte ve motor nöron hastal›¤› olan kiflilerde fazla bulun-maktad›r. Glutamik asidin presinaptik inhibitörü olan riluzol de öncelikle ALS olmak üzere bu tip hastal›klarda kullan›lma-ya bafllanm›flt›r.

(4)

Ar›nc› ‹ncel ve Ark.

Tüm bu geliflmelere ra¤men kesin tedavisi bilinmeyen bu has-tal›¤›n izleminde hastalarda geliflen komplikasyonlar›n iyi de-¤erlendirilmesi ve mümkün olan en fazla yard›m›n sa¤lanma-s› esas olmal›d›r. Bu hastalarda disabiliteyi en aza indirecek re-habilitasyon yaklafl›mlar›, yaflam kalitesini ve toplumla enteg-rasyonu art›rabilir.

Tip III SMA’li hastalar için özel bir bir egzersiz program› mev-cut de¤ildir, ancak nöromüsküler hastal›klarda uygulanan ba-z› temel prensipler geçerlidir. Egzersiz planlanmas›nda hasta-l›¤›n tipinin yan›s›ra çocu¤un geliflimsel durumu da gözönüne al›nmal›d›r. Tip III SMA’li hastalar genellikle mobilize oldukla-r›ndan güçlendirme egzersizlerini içeren ev program› verilebi-lir. Son zamanlarda gözetim alt›nda ve yüksek dirençle uygu-lanan egzersizlerin kas zay›fl›¤›n› art›rd›¤›, evde daha ›l›ml› submaksimal egzersiz program› uygulaman›n baflar›l› sonuç-lar verdi¤i gösterilmifltir. Yine evde aerobik egzersiz uygul-amalar› da önerilebilir (5). Yap›lan bir çal›flmada 50 SMA’li has-tada (tip II ve III) konvansiyonel tedavilere eklenen hidrotera-pinin hastan›n günlük yaflam aktivitelerinde büyük geliflme sa¤lad›¤› gösterilmifltir (13). Kontraktürlerin önlenmesi, erken tan› ve pasif eklem hareket aç›kl›¤› egzersizleri ve splintleme gibi yaklafl›mlar›n erken bafllat›lmas›na ba¤l›d›r.

SMA’li hastalarda skolyoz geliflebilir. Tip III’de nadir olmakla birlikte özellikle tekerlekli sandalyeye ba¤›ml› hastalarda görü-lür ve hem estetik hem de respiratuvar problemlere yol açar. Bu durumda korseleme ve egzersiz tedavisi ile birlikte multi-disipliner bir yaklafl›m ile ortopedik giriflim önerilebilir (2,5). Obezite rölatif olarak sedanter yaflam flekline sekonder olarak görülmektedir (2). Beslenmeye dikkat edilmesi yeterli vitamin ve mineral al›nmas› aç›s›ndan da önemlidir. Bu hastalarda os-teoporoz da görülebilir. ‹leri evrelerde immobil olan hastalar-da ayr›ca tromboflebit, pulmoner emboli, konstipasyon gibi komplikasyonlar geliflebilir. Respiratuvar komplikasyonlar di-¤er SMA tiplerinde ön planda iken tip II de daha hafif prob-lemler ortaya ç›kar. Baseline pulmoner fonksiyon testi sa¤la-n›p, y›ll›k kontroller yap›lmal›d›r.

SMA, bir as›rdan uzun zamand›r tan›mlanm›fl bir hastal›k ol-makla birlikte, hastal›k patogenezi ve tedavi konusunda bilgi-lerimiz çok yetersizdir. Bu hastalar›n tan› ve tedavisindeki ge-liflmeler devam etmektedir. Sonuçta geleneksel rehabilitasyon yaklafl›mlar›, yeni geliflmeler ile kombine edildi¤inde çok da-ha baflar›l› sonuçlar›n ortaya ç›kaca¤›n› düflünmekteyiz

KAYNAKLAR:

1. Talbot K. Progressive Spinal Muscular Atrophy. J Inher Metab Dis 1999; 22: 545-554.

2. McDonald CM. Neuromuscular diseases. In: Molnar GE; Alexander MA. eds. Pediatric Rehabilitation, Philadelphia, Hanley & Belfus, 1999: 289-330.

3. Raymond FL. Spinal muscular atrophy of childhood:genetics. Dev Med Child Neurol 1997; 39: 419-20.

4. Willig TN, Bach JR, Rouffet MJ et al. Correlation of flexion contractures with upper extremity function and pain for spinal muscular atrophy and congenital myopathy patients. Am J Phys Med Rehabil 1995; 74(1): 33-8.

5. Strober JB, Tennekoon GI. Progressive muscular atrophies. J Child Neurol 1999; 14(11): 691-5.

6. Zerres K, Rudnik-Schoneborn S, Forresy E, et al. A colloborative study on the natural hsitory of childhood and juvenile onset proximal spinal muscular atrophy:569 patients. J Neurol Sci 1997; 146(1): 67-72. 7. Talbot K, Davies KE. Spinal muscular atrophy. Semin Neurol 2001;

21(2): 189-97.

8. Dorsher PT, Sinaki M, Mulder DW, Litchy WJ, Ilstrup DM. Wohlfart-Kugelberg-Welander syndrome: serum creatine kinase and functinal outcome Arch Phys Med Rehabil 1991; 72(8): 587-91. 9. Kroksmark AK, Beckung E, T›ulinius M. Muscle strength and motor

function in children and adolescents with spinal muscular atrophy II and III. European J Paediatr Neurol 2001; 5(5): 191-8.

10. Russmann BS, Buncher CR, White MS. Function changes in spinal muscular atrophy II and III. Neurology 1996; 47: 973-76.

11. Chang JG, Hsieh-Li HM, Jong YJ, Wang NM, Tsai CH, Li H. Treatment of spinal muscular atrophy by sodium butyrate. Natl Acad Sci USA 2001; 14-98(17): 9808-13.

12. Takeuchi Y, Miyanomae Y, Komatsu H, Oomizono Y, Nishimura A, Okano S, Nishiki T, Sawada T. Efficacy of thytotropin releasing hormone in the treatment of spinal muscular atrophy. J Child neurol 1994; 9(3): 287-9.

13. Cunha MC, Oliveira AS, Labronici RH, Gabbai AA. Spinal muscular atrophy II and III. Evaluation of 150 patients with physiotherapy and hydrotherapy in a swimming pool. Arq Neuropsiquiatr 1996; 54(3): 402-6.

Referanslar

Benzer Belgeler

CMT1 - HMSN TİP 1 (Peroneal Musküler Atrofinin [Charcot-Marie- Tooth] Hipertrofik Formu)... • Peroneal ve anterior tibial kasların zayıflığı ile birlikte düşük ayak ve

Spinal musküler atrofi ön boynuz hücrelerinde deje- nerasyona neden olan ve periferal motor nöronları etkileyen nadir görülen nörolojik hastalıklar grubudur.. [1] SMA

Schilder Hastal›¤› (SH), serebral hemisferlerde genifl asimetrik demiyelinizasyon alanlar› ile karakterize, klinik olarak ilerleyici bir mental y›k›m, görme ve

Tam-alan ERG ve PVEP sonuçlar› birlikte de¤erlendirildi¤inde hastan›n bir simü- lasyon ve fonksiyonel görme kayb› olgusu olabilece¤i düflünülerek Humphrey görme

bağl ı olarak, s inüs bradikardis i, atriyal ve ventriküler aritmiler de gözlenebilmektedir C3J.. Literatürde MMD ve atrial fi atter (AFL)

Musküler VSD tipine göre kapanma yaşı midtrabe- küler defektierde biraz daha küçük olmakla beraber aradaki fark anlamlı değildi. Kapanma oranları da her iki grupta

Bizim çalışmamızda ise, DMD tanısı alan hastalarda uykunun makro yapısı incelendiğinde, aynı yaş grubundan oluşan sağlıklı kontrol grubuna kıyasla, REML uzun ve toplam

[19] Her iki olgunun EEG’sinde 4-6 c/s frekans›nda, teta dalgalar›ndan oluflan yavafl bir zemin üzerinde s›k s›k jeneralize, dü- zensiz, yüksek amplitüdlü 0.5-2 sn