• Sonuç bulunamadı

Kişilik sinizminin örgütsel sinizm üzerinde etkisi: Antalya’daki A grubu seyahat acentalarında bir uygulama

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kişilik sinizminin örgütsel sinizm üzerinde etkisi: Antalya’daki A grubu seyahat acentalarında bir uygulama"

Copied!
132
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Sündüs GEDİK

KİŞİLİK SİNİZMİNİN ÖRGÜTSEL SİNİZM ÜZERİNDE ETKİSİ: ANTALYA’DAKİ A GRUBU SEYAHAT ACENTALARINDA BİR UYGULAMA

Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi

(2)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Sündüs GEDİK

KİŞİLİK SİNİZMİNİN ÖRGÜTSEL SİNİZM ÜZERİNDE ETKİSİ: ANTALYA’DAKİ A GRUBU SEYAHAT ACENTALARINDA BİR UYGULAMA

Danışman

Doç. Dr. V. Rüya EHTİYAR

Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi

(3)

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,

Sündüs GEDİK’in bu çalışması, jürimiz tarafından Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programı tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan : Yrd. Doç. Dr.: Engin ÜNGÜREN (İmza)

Üye (Danışmanı) : Doç. Dr. V. Rüya EHTİYAR (İmza)

Üye : Yrd. Doç. Dr. Ece ÖMÜRİŞ (İmza)

Tez Başlığı: : Kişilik Sinizminin Örgütsel Sinizm Üzerinde Etkisi: Antalya’daki A Grubu Seyahat Acentalarında Bir Uygulama

Onay: Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

Tez Savunma Tarihi : 09/11/2015 Mezuniyet Tarihi : 12/11/2015

Prof. Dr. Zekeriya KARADAVUT Müdür

(4)

İ Ç İ N D E K İ L E R

ŞEKİLLER LİSTESİ ... iv

TABLOLAR LİSTESİ ... v

KISALTMALAR LİSTESİ ... vii

ÖZET ... viii

SUMMARY ... ix

ÖNSÖZ ... x

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM SİNİZM VE ÖRGÜTSEL SİNİZM KAVRAMINA GENEL BAKIŞ 1.1. Sinizm Kavramının Kökeni ... 3

1.2. Örgütsel Sinizm Kavramı ... 6

1.2.1. Sinizm Kavramının Tanımlanması ... 6

1.2.2.Örgütsel Sinizm Kavramının Tanımlanması ... 9

1.2.3. Örgütsel Sinizmin Önemi... 14

1.3. Örgütsel Sinizm Boyutları, Çeşitleri, Kuramsal Temeleri ... 18

1.3.1. Örgütsel Sinizmin Boyutları ... 18

1.3.1.1. Bilişsel (İnanç) Boyutu ... 20

1.3.1.2. Duyuşsal (Duygu) Boyutu ... 22

1.3.1.3. Davranışsal Boyutu ... 24

1.3.2. Örgütsel Sinizmin Çeşitleri ... 25

1.3.2.1. Kişilik Sinizmi ... 26

1.3.2.2.Toplumsal/Kurumsal Sinizm ... 28

1.3.2.3. İş (Meslek) Sinizmi ... 29

1.3.2.4. Çalışan (İşgören) Sinizmi... 31

(5)

1.3.3. Örgütsel Sinizmin Kuramsal Temelleri ... 37

1.3.3.1. Beklenti Kuramı ... 37

1.3.3.2. Atfetme Kuramı ... 38

1.3.3.3. Tutum Kuramı ... 39

1.3.3.4. Sosyal Değişim Kuramı ... 39

1.3.3.5. Duygusal Olaylar Kuramı ... 40

1.3.3.6. Sosyal Güdülenme Kuramı ... 40

İKİNCİ BÖLÜM ÖRGÜTSEL SİNİZMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER, ÖRGÜTSEL SİNİZM NEDENLERİ VE SONUÇLARI 2.1. Örgütsel Sinizmi Etkileyen Demoğrafik Faktörler ... 44

2.1.1. Yaş ... 45

2.1.2. Cinsiyet ... 45

2.1.3. Eğitim Durumu ... 46

2.1.4. Medeni Durum ... 47

2.1.5. Gelir ... 47

2.1.6. Hizmet Süresi ve Hiyerarşi ... 47

2.2. Örgütsel Sinizmi Etkileyen Örgütsel Faktörler ... 48

2.2.1. Örgütsel Adalet ... 48

2.2.2. Örgütsel Politika ... 50

2.2.3. Psikolojik Sözleşme İhlali ... 51

2.3. Örgütsel Sinizmin Sonuçları ... 52

2.3.1. Örgütsel Sinizmin Bireysel Sonuçları ... 52

2.3.1.1. Örgütsel Sinizm ve Psikolojik- Fizyolojik Sonuçlar (Duygusal Tükenme) ... 52

2.3.1.2. Örgütsel Sinizm ve Davranışsal Sonuçlar (Duyarsızlaşma- İşten Ayrılma) ... 53

2.3.2. Örgütsel Sinizmin Örgütsel Sonuçları ... 54

2.3.2.1. Örgütsel Sinizm ve İş Doyumu (Tatmini)... 55

(6)

2.3.2.3. Örgütsel Sinizm ve Örgütsel Vatandaşlık ... 57

2.3.2.4. Örgütsel Sinizm ve Tükenmişlik... 58

2.3.2.5. Örgütsel Sinizm ve Güven ... 59

2.3.2.6. Örgütsel Sinizm ve Yabancılaşma ... 60

2.4. Sinizm ve Örgütsel Sinizm İle İlgili Yapılan Çalışmalar ... 60

2.4.1. Yurtdışında Yapılan Araştırmalar ... 60

2.4.2. Türkiye’de Yapılan Araştırmalar ... 64

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KİŞİLİK SİNİZMİNİN ÖRGÜTSEL SİNİZM ÜZERİNDE ETKİSİ: ANTALYA’DAKİ A GRUBU SEYAHAT ACENTALARINDA BİR UYGULAMA 3.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi ... 71

3.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırları ... 71

3.3. Araştırmanın Yöntemi ... 72

3.4. Araştirmanin Modeli ve Hipotezleri ... 73

3.5. Güvenilirlik Analizi ... 75

3.6. Faktör Analizi ... 75

3.7. Normal Dağılım Analizi ... 78

3.8. Araştırmadan Elde Edilen Bulgular ... 78

3.9. Kişilik Sinizmi ve Örgütsel Sinizm Ölçeklerinin Tanımlayıcı İstatistikleri ... 81

3.10. Korelasyon Analizi ... 82 3.11. Regresyon Analizi ... 83 3.12. Farklılık Analizleri ... 86 3.13. Hipotez Testi ... 94 SONUÇ ... 96 KAYNAKÇA ... 1034 EK 1- Anket Formu ... 116 ÖZGEÇMİŞ ... 119

(7)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1.1. Tutum Süreçleri 18

Şekil 1.2. Tutum Ögeleri 19

Şekil 1.3. Beklenti Kuramında Temel İlişkiler 37

Şekil 1.4. Weiner (1985)‟ın Sosyal Güdülenme Kuramı Doğrultusunda Geliştirilen

Örgütsel Sinizm Modeli 41

(8)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1.1 Örgütsel Sinizm Kavramının Tanımları 11

Tablo 1.2 Örgütsel Sinizmin Türleri 26

Tablo 3.1 Kişilik Sinizmi Ölçeğinin Faktör Yükleri 76

Tablo 3.2 Örgütsel Sinizm Ölçeğinin Faktör Yükleri 77

Tablo 3.3 Verilerin Normal Dağılım Analizi 78

Tablo 3.4 Veri Sağlayıcıların Temel Bilgileri 80

Tablo 3.5 Kişilik Sinizmi Ölçeğinin Tanımlayıcı İstatistikleri 81 Tablo 3.6 Örgütsel Sinizm Ölçeğinin Tanımlayıcı İstatistikleri 82 Tablo 3.7 Kişilik Sinizmi ve Örgütsel Sinizm Ölçeğinin Korelâsyon Tablosu 83 Tablo 3.8 Kişilik Sinizmi ile Örgütsel Sinizm Faktörünün İlişkisi - ANOVAb

83 Tablo 3.9 Kişilik Sinizmi ile Örgütsel Sinizm Ölçeğinin Regresyon Analizi Sonucu 84 Tablo 3.10 Kişilik Sinizmi ile Bilişsel Boyut Faktörünün İlişkisi - ANOVAb

84 Tablo 3.11 Kişilik Sinizmi ile Bilişsel Boyutun Regresyon Analizi Sonucu 84 Tablo 3.12 Kişilik Sinizmi ile Duyuşsal Boyut Faktörünün İlişkisi - ANOVAb

85 Tablo 3.13 Kişilik Sinizmi ile Duyuşsal Boyutun Regresyon Analizi Sonucu 85 Tablo 3.14 Kişilik Sinizmi ile Davranışsal Boyut Faktörünün İlişkisi - ANOVAb

85 Tablo 3.15 Kişilik Sinizmi ile Davranışsal Boyutun Regresyon Analizi Sonucu 86 Tablo 3.16 Kişilik Sinizminin Cinsiyete Göre Mann-Whitney U Testi 86 Tablo 3.17 Cinsiyet ile Örgütsel Sinizm Arasındaki İlişki Mann-Whitney U Testi 87 Tablo 3.18 Kişilik Sinizminin Yaşa Göre Kruskal–Wallis H Testi 87 Tablo 3.19 Örgütsel Sinizmin Yaşa Göre Kruskal–Wallis H Testi 88 Tablo 3.20 Kişilik Sinizminin Egitim Durumuna Göre Kruskal–Wallis H Testi 88 Tablo 3.21 Örgütsel Sinizminin Egitim Durumuna Göre Kruskal–Wallis H Testi 89

(9)

Tablo 3.22 Kişilik Sinizminin Kadro Durumuna Göre Kruskal–Wallis H Testi 89 Tablo 3.23 Örgütsel Sinizmin Kadro Durumuna Göre Kruskal–Wallis H Testi 90 Tablo 3.24 Kişilik Sinizminin Sektör Deneyimine Göre Kruskal–Wallis H Testi 90 Tablo 3.25 Örgütsel Sinizmin Sektör Deneyimine Göre Kruskal–Wallis H Testi 91 Tablo 3.26 Kişilik Sinizminin Çalışma Süresine Göre Kruskal–Wallis H Testi 91 Tablo 3.27 Örgütsel Sinizmin Çalışma Süresine Göre Kruskal–Wallis H Testi 92 Tablo 3.28 Kişilik Sinizminin Çalışma Pozisyonuna Göre Mann-Whitney U Testi 92 Tablo 3.29 Örgütsel Sinizmin Çalışma Pozisyonuna Göre Mann-Whitney U Testi 93

(10)

KISALTMALAR LİSTESİ

KKTC : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

KMO : Kaiser-Meyer-Olkin

N : Örneklem sayısı

Doç. Dr. : Doçent Doktor

Yrd.Doç. Dr. : Yardımcı Doçent Doktor

s. : Sayfa

SPSS 20 : Statistical Programme for Social Sciences

TL : Türk Lirası TDK : Türk Dil Kurumu Vb. : Ve Benzeri Vd. : Ve Diğerleri yy. : Yüzyıl s. : Sayı c. : Cilt

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

(11)

ÖZET

Bu çalışmada kişilik sinizmi ile örgütsel sinizme ilişkin kavramsal bilgilere yer verilerek Antalya’daki A gubu seyahat acentaları çalışanlarının kişilik sinizminin örgütsel sinizm üzerinde etkisi araştırılmıştır. Kişilik sinizmi ve örgütsel sinizm ile demoğrafik özelliklerin farklılık analizleri yapılmıştır. Çalışmada öncelikle konuyla ilgili araştırma yapılmış sonra türkçe kaynaklar incelenmiş, yabancı kaynakların çevirileri tamamlanmıştır.

Araştırma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci ve ikinci bölümde sinizm ve örgütsel sinizm ile ilgili bilgi verilmiş, üçüncü bölüm olan araştırma kısmında ise verilerin analizleri gerçekleştirilmiştir. Alan olarak Antalya’da faaliyet gösteren A Grubu Seyahat Acentaleri tercih edilmiştir. Anket acenta çalışanlarının demografik özelliklerini, kişilik sinizmini ve örgütsel sinizm düzeylerinin tespit edilmesini sağlayacak soruların bulunduğu 3 bölümden oluşmaktadır.

Elde edilen bulgulara göre, bağımsız değişken kişilik sinizmi verileri ile bağımlı değişken örgütsel sinizm verileri normal dağılım göstermemektedir. Örgütsel sinizm ile kişilik sinizmi arasında orta seviyede ve pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkeni kişilik sinizmindeki değişim araştırmanın bağımlı değişkeni örgütsel sinizmdeki değişimi açıklamaktadır. Seyahat acentası çalışanlarının kişilik sinizmi, örgütsel sinizm düzeylerini pozitif yönde etkilemektedir. Kişilik sinizmi ve örgütsel sinizm düzeylerine cinsiyet, yaş, sektör deneyimi, çalışma süresi gibi demografik özelliklerin anlamlı bir farklılık göstermediği; eğitim, kadro durumu ve çalışma pozisyonu gibi demografik özelliklerin ise anlamlı bir farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.

(12)

SUMMARY

THE INFLUENCE OF PERSONALITY CYNICISM ON ORGANIZATIONAL CYNICISM: AN APPLICATION IN GROUP A TRAVEL AGENCIES IN ANTALYA

In this study, the influence of personality cynicism of group A travel agencies' employees in Antalya on organizational cynicism has been researched by giving place to conceptual information about personality cynicism and organizational cynicism. The diversity analysis between personality cynicism and organizational cynicism with the demographic characteristics has been done. In the study, primarily a research has been done, afterwards Turkish resources were studied and the translations of foreign resources were completed.

The study consists of three parts. The first and second section provide information about cynicism and organizational cynicism and in the third section, which is the research section, analysis of data was conducted. Group A Travel Agencies operating in Antalya are preferred as the research field. The survey consists of 3 sections with questions that allow the detection of levels of personality and organizational cynicism, and the demographics of the agency staff.

According to the results, personality cynicism, which is the independent variable data and organizational cynicism, which is the dependent variable data, do not have a normal distribution. A moderate and positive relationship between organizational cynicism and personality cynicism has been detected. A change in the independent variable of this research which is the organizational cynicism, is explained by the change in dependent variable which is the personality cynicism. The personality cynicism levels of travel agency employees has a positive effect on the organizational cynicism levels. It has been seen that demographic characteristics such as gender, age, sector experience, working time, etc. do not show a significant difference whereas demographic characteristics such as education, staffing, working conditions, etc. showed a significant difference was reached.

(13)

ÖNSÖZ

Araştırmanın gerçekleştirilmesinde yol gösteren, destekleyen ve pozitif enerjisi ile motivasyonumu yükselten, en yoğun anlarında dahi içtenlik ve güler yüzle zaman ayıran çok değerli tez danışmanım Sayın Doç. Dr. V. Rüya EHTİYAR’a teşekkürlerimi sunarım.

Tezimi kendi tezi gibi sahiplenen, hazırlanmasında bilgi ve tecrübeleriyle katkıda bulunan arkadaşım, dostum, hayat arkadaşım, oğlumun babası, kendisine güzel ne söylense yakışan sevgili eşim Öğr. Görevlisi İ. Alper GEDİK’e, analiz kısmında yardımlarını esirgemeyen çok değerli Öğr. Görevlisi H. Tezcan UYSAL’a ve yardımsever Öğr. Görevlisi Umut DOKEL’e teşekkürlerimi sunarım.

‘Anne beni ihmal etme’ diyen 3 yaşındaki küçücük oğlum bitanem C. Çağan GEDİK’e minicik kalbiyle anlayışından dolayı teşekkür ederim. Seni çok seviyorum canım oğlum.

Destekleriyle moral ve azim yükleyen, güç veren tüm bu insanlar için bir gün ben de aynı içtenlikle güzel bir şeyler yapabilmeyi umuyorum.

Sündüs GEDİK Antalya, 2015

(14)

GİRİŞ

Turizm, dünyanın en büyük sektörlerinden birisi olarak kabul edilmekte ve dünya hizmet ticaretinin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Seyahat acentalarıda küreselleşmenin, teknolojik yeniliklerin ve rekabet ortamının etkisiyle gelişmekte ve geliştikçe karmaşık bir yapıya sahip olmaktadır. Yaşanan bu değişmelerden ve gelişmelerden acentalar ve çalışanları da etkilenmektedir. Bu etkilenme hem olumlu hem de olumsuz olabilmektedir. Bu bağlamda çalışanların kişiliğinden kaynaklanan kişilik sinizmi ve örgüte karşı geliştirilen örgütsel sinizm kavramları akla gelmektedir.

Örgütsel sinizm, işveren-işgören ilişkileri açısından oldukça önemli bir kavramdır. İşten sağlanan doyum ile birlikte verimliliğin artması için çalışanların örgüte karşı olan sinizm düzeyleri örgütler açısından hayati bir önem taşımaktadır. Çalışanların örgüte karşı duyduğu sinizm düzeyi ne kadar yükselirse o kadar verim düşecek ve yapılan işler kalitesizleşecektir.

Sinizm çok geniş boyutlu bir kavram olmakla birlikte kelime kökeninden de anlaşıldığı üzere felsefi temellere dayandığı gibi; din, politik bilimler, sosyoloji, yönetim ve psikoloji gibi sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinin de çalışma konusu olmuştur. Hemen hemen bütün örgütlerde sinik davranışlar sergileyen işgörenler yer almaktadır. Bu anlamda seyahat acentaleri çalışanlarının da sinizm yaşama eğilimlerini göz ardı etmemek gerekir. Her örgütte olduğu gibi seyahat acentalarında de bireylerin tutumları, ilgileri, yaşam biçimleri, kültürleri, inanç sistemleri, değerleri ve kişilik özellikleri birçok etmenden etkilenmektedir. Bu kapsamda örgüte yönelik olumsuz inançlar, etkiler ve davranışsal eğilimlerden oluşan bir tutum oluşmaktadır. Bu tutum bireyin hem kişilik özelliklerinden hem de çalışma koşullarından kaynaklanan sinizmi ön plana çıkarmaktadır.

Örgütlerin yüksek performansla faaliyetlerine devam edebilmeleri, değişim koşullarına uyum sağlamalarıyla yakından ilgilidir. Sinik tutuma sahip olan çalışanların bu değişim karşısında, otoriteye karşı güvensizlik, örgüt içindeki iletişimi ve talimatları kötüleme ve yöneticilere olumsuz eleştirilerde bulunarak örgütün değişime ayak uydurması karşısında bir direnç kaynağı oluşturur. Bu durum örgüt geliştirme faaliyetlerini olumsuz etkileyebilir. Diğer bir ifadeyle sinik tutuma sahip çalışan sadece kendi gelişimini değil aynı zamanda örgütün de gelişmesini engellemektedir. Bu durumun örgüt içinde farkına varılması ve yönetilmesi gerekmektedir.

Buradan yola çıkılarak bu çalışmada kişilik sinizmi ve örgütsel sinizm kavramları incelenmiş olup; çalışmanın birinci bölümde sinizm ve örgütsel sinizm tanımlanmış, örgütsel

(15)

sinizmin boyutları, çeşitleri ve kuramsal temelleri açıklanmaya çalışılmış; ikinci bölümünde örgütsel sinizmi etkileyen faktörler, örgütsel sinizmin nedenleri, sonuçları ve konuyla ilgili yapılan araştırmalar incelenmiş; üçüncü bölümde ise Antalya’daki A gubu seyahat acentaları çalışanlarının kişilik sinizminin örgütsel sinizm üzerinde etkisi araştırılmıştır. Kişilik sinizmi ve örgütsel sinizm ile demoğrafik özelliklerin farklılık analizleri yapılmıştır.

Sonuç bölümünde ise elde edilen bulgular literatürdeki bulgular ile karşılaştırılmakta ve varsa, farklılıkların nedenleri ortaya konmaya çalışılarak, özellikle seyahat acentası çalışanlarında kişilik sinizmi ve örgütsel sinizmin etkilerini azaltmak için uygulanabilecek önerilerde bulunulmaktadır.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM

SİNİZM VE ÖRGÜTSEL SİNİZM KAVRAMINA GENEL BAKIŞ

1.1. Sinizm Kavramının Kökeni

Sinizm kelimesi etimolojik köken olarak önceleri “Zynismus” ve daha sonraları “Kynismus” kelimelerinden türetilmektedir. Ayrıca 19. yüzyılda Nietzsche’nin sinizm kelimesini “Cynismus” olarak kullandığı görülmektedir. Sinik adı bir anlayışa göre; Yunanca köpek anlamına gelen kyon sözcüğünden türemiş, başka bir anlayışa göre de doğasal bir yaşayışı yeğleyen, hiçbir topluluk kuralına aldırmayan, perişan bir kılıkla gezen, uygarlığı küçümseyen anlamı taşımaktadır. Bu anlayışlara göre; sinik bireyler kendilerine takılan köpek adını benimsemişlerdir (Dean vd., 1998: 342; Hançerlioğlu, 1999: 82- 83).

Georgias ve Sokrates’in öğrencisi olan Atinalı Antisthenes’in ilk savunucuları olduğu ifade edilen sinizm kavramı (Qian, 2007: 34), bir ekol düşüncesi olarak milattan önce 4. ve 5. yüzyılda Antik Yunandaki filozofların tanımlarına kadar uzanmakta ve terimin kendisi Yunanca kelime “Cynosarges” adında siniklerin okullarının bulunduğu Atina yakınlarındaki bir kasabadan gelmektedir (Dean vd., 1998: 342).

Atinalı Antisthenes bir asa, pelerin ve kuru ekmek ile ihtiyaçlarının yer aldığı bir çantayla hayatını devam ettirdiği söylenmekteydi. Bu sade yaşam Antisthenes’e başkalarının materyalizm ve bencillik düşüncelerini eleştirmesine olanak vermiştir (Helvacı, 2010, s. 384). Antisthenes için önemli olan erdemdir ve de erdemde bilgelikle elde edilebilen kendine yeterlilik durumudur. Gerçek anlamda insanın kendi kendine yetebilmesi ve özgürlük ancak mülksüzlük, ihtiyaçsızlık ve bilinen toplumsal ahlaki değerlerden yoksunlukla mümkündür. Bu durumda Antisthenes hazcılığa sert bir şekilde tepkisini göstermektedir (Saruhan ve Yıldız, 2009: 105).

Antisthenes, ilk öğretmeni Gorgias’ın Elea öğretisinden yararlanmıştır. Sinizm (kinizm) öğretisini, kurucusu Antisthenes’ten sonra, Yebli Krates, Kseniades, Oneskrites, Sinoplu Diogenes sürdürmüştür (Hançerlioğlu, 1993: 83). Sinik yaşam öncülerinden biri olan ve Büyük İskender ‟in düşüncelerinden ilham aldığı (Erdost, Karacaoğlu ve Reyhanoğlu, 2007: 514) M.Ö. 412-323 yılları arasında yaşamış Diyojen (Diogenes), Sinoplu ve bir ev yerine ölüleri gömmek için kullanılan fıçıda yaşayan bir filozoftur (Dean, Brandes ve Dharwadkar, 1998: 342; Hançerlioğlu, 1993: 83). Diyojen; dinde, davranışta, giyimde, barınmada, yiyecek ver terbiyede olsun bütün geleneği reddetmiştir (Sencer, 1983: 233). Gündüzleri sokakta, elinde fenerle dolaşarak “dürüst adam arıyorum” dediği rivayet edilmektedir (Dean, Brandes ve Dharwadkar, 1998: 342; Hançerlioğlu, 1993: 83). Bu söz, insanların gerçekte dürüst

(17)

olmadığı yönündeki inanışı temsil eden sinizm kavramını ironik olarak tanımlamaktadır (Erdost, Karacaoğlu ve Reyhanoğlu, 2007: 514).

Sinoplu Diyojen ile ilgili birçok anekdot bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi; Büyük İskender’in onu ziyareti sırasında ona bir iyilik yapma teklifine verdiği “gölge etme yeter” yanıtıdır. Bu cevaptan siniklerin dünya materyalizmi adına her şeyi reddettikleri ve sade bir yaşamı benimsedikleri ortaya çıkmaktadır (Helvacı, 2000: 384). Diyojen, insanı erdemli yapmaya yardımı dokunduğundan dolayı bilgili olmaya değer vermektedir ama bunun dışında bütün uygarlık değerleriyle gereksiz ve saçma olduğunu düşündüğünden dolayı kıyasıya savaşmıştır (Gökberk, 1993: 54). Diyojen “insanların kendi kendilerine yetebildiğini” ifade etmektedir. Diyojen’e göre; yerleşik kurallar, normlar insanın doğallığına aykırı olmaktadır. Örgütlenmek, dolayısıyla uzlaşma sağlamak, kuralları, gelenek ve yasaları önemsemek, yaşamını bunlara göre düzenlemek anlamına gelmektedir. Bu da insanı kendi “öz”ünden uzaklaştırmaktadır (Saruhan ve Yıldız, 2009: 105).

Sinizm, başından beri felsefe kadar önemli bir yaşam tarzı olmuştur. Sinikler; insanların uzlaşmalarının yapmacık olduğunu, iyi bir yaşamın simgesi olan kendine güven ve bağımsızlık adına bu uzlaşmalardan olabildiğince kaçınılması gerektiğine inanmışlardır. Toplumsal standartları reddeden sinikler kaba giyim tarzını tercih etmişlerdir ve bardağa ihtiyaç duymamak için ellerinin tersiyle içmişlerdir. Diyojen’in bile ev yerine tekne gibi fıçıda yaşadığı söylenmektedir. Türk tarihinde 12. yüzyıldan itibaren bazı açılardan büyük farklılıklar göstermesine rağmen benzer bir yaşam biçimi olan melamilik de her türlü gösterişten ve dünya kaygılarından uzakta kalmayı öğütleyen düşünüş olarak kabul edilmiştir (Saruhan ve Yıldız, 2009: 105).

1980’li yılların başlarında Foucault ve Sloterdijk felsefe yapmanın yeni bir yolu için model olması amacıyla Yunan sinizmine dönmüşlerdir (Shea, 2009: 131). Sloterdijk, “Sinik Aklın Eleştirisi” adlı kitabında çağdaş Batı toplumunun, Kant’ın “ergin olmama durumunda çıkma” önerisini reddettiğini öne sürmektedir (Shea, 2009: 131). Foucault ve Sloterdijk sinizmi basitçe filozofların araştırma konusu olarak değil, yaşayan bir felsefe olarak tazelemiş; çağdaş felsefeye göre düzeltilmeye umutsuzca ihtiyacı olan Sinik zihniyetinin ahlaki gücünü yeniden ele geçirmenin yollarını aramışlardır (Shea, 2009: 137).

Kant’a göre insan ergin olmama durumuna kendi suçu ile düşmüştür. Bunun nedeni de, aklın kendisi değildir. Neden, aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insandır (Kant, 1784: 1). Bireyler kim oldukları veya dünyada olmanın yeni bir yolunun bulunup bulunamayacağı konularını sorgulamak

(18)

amacıyla eleştirel yeteneklerini kullanmaktansa, statükoyu tehdit edenlere karşı kendi benliklerini koruma çabasına girmektedirler (Sloterdijk, 1983 akt. Shea, 2009: 131). Foucault ve Sloterdijk sinizmi basitçe filozofların araştırma konusu olarak değil, yaşayan bir felsefe olarak tazelemiş; çağdaş felsefeye göre düzeltilmeye umutsuzca ihtiyacı olan sinik zihniyetinin ahlaki gücünü yeniden ele geçirmenin yollarını aramışlardır (Shea, 2009: 137).

Mantere ve Martinsuo (2001: 4)’e göre günümüzdeki sinizmle 2500 yıl öncesinde kullanılan sinizm anlam yönünden farklılık göstermektedir. Eskiden siniklerin acımasız eleştirmenler olduğunu, günümüzdeki siniklerin ise doğuştan kötümser ve güvenilir olmayan bir kişiliğe sahip olduklarını belirtmişlerdir (Akt. Özgener vd., 2008: 54).

Sinizm kavramının sosyal süreçler içerisindeki rolü, farklı disiplinler tarafından farklı açılarla ele alınmaktadır. Bir yaşam biçimi olan sinizm, eski Yunan’da dünyevi sorunlardan ve zevklerden kaçınıp erdemli olma yolu olarak tanımlanmıştır. Ancak günümüzde, açık sözlü ve endişeler karşısında konuşurken cesur olma anlamında da kullanılmaktadır (İnce ve Turan, 2011: 104-105, Ulaş, 2002: 827).

Başlangıçtan itibaren Sinizm bir düşünce okulundan çok bir yaşam şeklidir. Sinikler azla yetinme, kendine yeterlilik ve bağımsızlığı iyi bir yaşamın belirleyicileri olarak kabul etmişlerdir. Sosyal standartları reddederek kaba giysiler giymişler, içeceklerini kap kullanmayı reddederek elleriyle içmişlerdir. Diogenes bir ev yerine fıçı içinde yaşayacak kadar ileri gitmiştir. Sinik, siniksi ve sinizm gibi terimlerin güncel kullanımlarında bile antik çağ siniklerinin bu davranışlarını birçok yansıması bulunmaktadır. Sinikler günümüzde doğasında insan davranışlarındaki içtenlik ve iyilik motiflerine karşı güvensizlik bulunan ve bunu alay, küçümseme ve dokundurmalarla belli eden kişiler olarak tanımlanmaktadırlar. Bu eski Siniklerin inanç ve davranışları günümüzdeki örgütsel sinizm tanımına da uyarlanmıştır. (Brandes, 1997: 8)

Sinizm, tarih içerisinde düzeni eleştirip kişiyi ön plana çıkartmayı hedefleyen ve bazıları tarafından kısmen olumlu bir anlam taşıdığı düşünülen bir kavramken günümüzde olumsuzluk ifade eden bir kavram haline dönüşmüştür. Sinizm antik dönemde gerçeği anlatırken günümüzde bunun ötesinde anlamlar yüklenerek kullanılmaktadır. Antik dönemden sonra sinizm devam etmiştir fakat günümüze kadar olumlu anlamdan olumsuz anlama doğru dönüşmüştür. Sinizm özellikle ABD’de son yirmi yıldır sosyal bilimciler tarafından kullanılmakta fakat antik dönem referans gösterilmemektedir. Bunun nedeni sinizmin antik dönem kullanımından tamamen farklılaşmış olmasıdır. Antik Yunan döneminde sinikler, etik ve ahlakın yüksek seviyesine ulaşmayı hedeflemişler ve bu değerleri onaylamayanları

(19)

eleştirmişlerdir. Modern dönemdeki siniklerse, etik ve ahlaka bağlılıkta fazla fayda görmemişler ve bunun üzerine toplumun onayladığına inandıkları gücün kötülüklerinden ve manipülasyonlarından kendilerini soyutlamaya çalışmışlardır (Helvacı, 2010: 384-385).

Hem eski siniklerde hem de modern siniklerde bulunan ortak nokta umutsuzluktur. Eski sinikler, yenemeyecekleri ve yenme umutları olmayan bir sistemle, toplumla savaşmışlardır Modern sinikler ise ya kişinin kendinde bulunan kişilik siniği ya da toplumun onlara yaşattıklarından dolayı sinik oldukları iddia edilmiştir ve aynı şekilde gelişim ve değişime dair umutlarının da olmadığı belirtilmiştir (Delken, 2004: 12).

1.2. Örgütsel Sinizm Kavramı

Bu bölümde sinizm ve örgütsel sinizm kavramlarının tanımları, örgütsel sinizmin çeşitleri ve örgütsel sinizmin boyutları incelenecektir.

1.2.1. Sinizm Kavramının Tanımlanması

Sinik kavramı Oxford İngilizce Sözlüğünde (1989) “İnsanı harekete geçiren güdü ve eylemlerde samimiyete ve iyiliğe inanmama eğilimli; alaycı ve gülüşüyle bunu vurgulamayı alışkanlık haline getirmiş olan, küçümseyerek hata bulucu kişi” olarak tanımlanmaktadır (Bakker, 2007: 123).

Sinik kişi, kendinden başka herkesi çıkarcı sanması ve bu nedenle insanlardan hoşlanmayan, herkesi kötü gözle gören kişidir. Sinizm, insanların her davranışında mutlaka bir çıkarı olduğuna inandığını ve iyiliğin olmadığı yönünde açıklamada bulunan düşüncedir. (Reyhanoğlu, 2007: 1)

Sinik sözcüğü TDK sözlüğünde kinik sözcüğüne gönderme yapılarak, “sinmiş, yılmış, pusmuş” anlamında sıfat olarak; “sinizm taraftarı, Sinik” olarak tanımlanmaktadır (http://www.tdkterim.gov.tr/bts/). Amerikan Mirası Sözlüğü’ne göre modern bir sinik, tüm insanların motivasyonunun bencillik olduğuna inanmaktadır ve bakış açısı alaycı ve çoğunlukla alışılagelmiş bir biçimde negatiftir (Barnes, 2010: 10). Bundan ayrı olarak sinizm sözcüğü Çin kültürü ile ilgili genel kavramları ve özellikle canlıcılık (animizm) olarak açıklanan antik Çin dinsel inanışlarını tanımlamaktadır (Hançerlioğlu:99, https://www.wordnik.com/words/cynicism). Sinizm kavramına özgü olarak samimiyete ve iyiliğe inanmama, küçümseme ve hata bulma eğilimleri vurgulanmaktadır (Bakker, 2007: 123).

İngilizce literatürde ise bu kelime “Cynicism” olarak kullanılmaktadır (Shea, 2009, s. 2). Sinizm insanların açığa vurulmamış gizli amaçları hakkında kötümser bir bakış açısıyla, hayal

(20)

kırıklığına dayalı olarak olayları açıklama tutumudur ve kendi çıkarlarını artırmak veya korumak için sırf araç olarak başkasıyla ilgilenme ve işleri idare etme eğilimidir (Mautner, 1997: 119; Tokgöz ve Yılmaz, 2008: 285). Ayrıca sinizm bireyin kişisel bir özelliği ve duygusu olarak tanımlanmasının yanı sıra birçok araştırmada sinizm değişen çevre faktörlerine karşı negatif tutum olarak tanımlanmaktadır (Anderson ve Bateman, 1997: 450). Ayrıca, hüsran ve hayal kırıklığı ile şekillenen genel ve özel bir tavır kadar, bir bireye, gruba, ideolojiye, sosyal sözleşmeye ya da kuruma karşı olan güvensizlik ve olumsuz duygular olarak da tanımlanabilmektedir (Andersson, Bateman, 1997: 450). Kelimenin kökeninden de anlaşılacağı üzere felsefi temellere dayandığı gibi; politik bilimler, din, sosyoloji, yönetim ve psikoloji gibi sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinde çalışma konusu olmuştur (Kalağan 2009: 35).

Sinizm, bireylerin olayları kötü bir bakış açısıyla açıklayıp, olumsuz bir yapıya sahip olmaları anlamına gelmekle beraber sinik bireyin kendi menfaatlerine önem verdiği, bu menfaatleri korumak veya arttırmak için başka insanları araç olarak kullandığı belirtilmektedir (Moutner, 1997: 119 akt. Tokgöz ve Yılmaz, 2008: 285). Bireylerin yalnız kendi çıkarlarını gözettiğine, çıkarlarını her şeyin üzerinde tuttuğuna inanan ve buna göre herkesi çıkarcı kabul eden kimseyi ‘sinik‘ ve bunu açıklamaya çalışan düşünceye sinizm denmiştir (Andersson vd. , 1997: 449-469).

Nihilist düşüncenin önemli isimlerinden Friedrich Nietzsche (2005: 41) de sinizm düşüncesine metinlerinde yer vermiştir. Düşünür, önemli yapıtlarından biri olan, üstün insanı incelediği "Böyle Buyurdu Zerdüşt" başlıklı eserinde "İnsanlar arasında yaşamayı, hayvanlar arasında yaşamaktan daha tehlikeli buldum" diye belirtmiş; bu bağlamda sinik kuşkuculuğun ve güvensizliğin işaretlerini ifade etmiştir (Sur, 2010: 13).

Sinizmin temel görüşü; dürüstlük, adalet ve içtenlik gibi ilkelerinin kişisel çıkarlara alet edildiği yönündedir. Sinizm, kuşkucu, güvensiz, şüpheci, inançsızlık, kötümserlik sözcükleriyle yakın anlama sahip olmakla beraber, modern yorumunda, bireyin kusur bulan, zor beğenir ve eleştirir anlamı baskın olmaktadır. (Dean vd., 1998:345)

Psikolojik olarak açıklanmaya çalışıldığında Sinizm değişmez bir kişilik özelliği olarak varsayılabilir. Sinizm bireylerde diğer insanları aldatıcı, ikiyüzlü, sahtekâr, bencil ve önemsemez olarak görme; diğer bireylerin davranışlarını sorgulayarak ilişkilere güvensizlik duyarak tetikte bulunma; diğer bireyleri hasım veya hükmedici olarak görüp bu nedenle sürekli taleplerde bulunup karşılığında dostluk ve yardım algılayamama olarak ortaya çıkmaktadır. Bütün bu olumsuz tanımlamalara rağmen Sinizm normal insan kişiliğinin bir

(21)

boyutu olarak ele alınmalıdır ve psikopatalojik bir durum olarak görülmemektedir (Brandes, 1997: 8).

Siniklerin temel etik ilkesi erdemdir ve mutluluğa ancak erdemle ulaşacaklarını ve erdemin de mülkiyet, aile, din vb. dünyevi hazları yadsımakla olabileceğini savunmuşlardır. Erdem anlayışı bilgi ile temellendirilir, yani birey bilgilenme aracılığı ile kendisini kuşatmış olan gereksemelerden kurtulabilmektedir. Sinizme göre insan kendi iç bağımsızlığı ile yaşamını sürmelidir ki erdemli yani kendi kendine yetebilen bir kişi olabilmelidir (Gökberk, 1999: 52).

Sinikler, insanların belli temel özellikleri olduğunu düşünmektedirler. Öncelikle sinik bireyler iyiliğin olmadığına inandıklarından yalan söyleme, sahtecilik ve istismarı insanın temel özelliği olarak belirtmektedirler. Onlara göre insanlar samimiyetsiz ve yalancıdırlar. Sürekli çıkarlarına göre hareket ettikleri için tutarsızdırlar; bu yüzden onlara göre insanlara güvenilmemelidir. Sinikler, insanlarda var olduğunu düşündükleri bu özellikler sebebiyle insanlardan, örgütlerinden veya toplumlarından tiksinebilmekte; bazı durumlarda utanç bile hissedebilmektedirler (Özgener vd. , 2008: 54; Kanter ve Mirvis 1991: 58).

Keyes’e göre, sinizmin üç temel psikolojik nedeni vardır. Bunlardan birincisi, kişinin kendini koruma isteğidir çünkü birey, umutsuzluk veya hayal kırıklığı korkusundan korunma isteğiyle sinizme sığınabilir. İkinci neden, ahlaki kayıtsızlıktır. Bu durumda birey sinik kalmayı seçerek haksızlıktan ve hukuksuzluktan mücadele etmeme yoluna gider. Üçüncü neden ise bencillik veya gururdur. Kişinin bencil olup her konuda kendini üstün görmesi bireyi sinik yapabilir (Sung, 2009: 3).

Siniklerin temel özellikleri şunlardır (Mirvis ve Kanter, akt. Özgener, Öğüt ve Kaplan, 2008: 54):

 Sinikler yalan söyleme, sahte yüzle ortaya çıkmakta ve başkalarını istismar etmenin insanın temel karakteristikleri olduğunu varsaymaktadır.

 Sinikler, insanların alternatifler arasında seçim yaparken bencil davrandıklarını, davranışlarında tutarsız olduklarını ve güvenilir olmadıklarını düşünmektedir.

 Sinikler, sık sık eylemlerin gerisinde saklı güdüler olduğuna inanmaktadır.

 Sinikler, psikolojik obje (kişi, örgüt, grup, toplum gibi) ile ilgili bir şey düşündükleri zaman sıkıntı, tiksinti ve hatta utanç bile hissedebilmektedir.

 Sinikler, psikolojik objenin dürüstlük ve samimiyetten yoksun olduğu ile ilgili net ifadeler içeren eleştirilerde bulunabilmektedir.

 Sinikler, psikolojik obje ile ilgili bizzat deneyim yaşadıklarında olayları sık sık kendi yorumlarıyla anlatırlar ve alaycı bir mizah kullanmaktadır.

(22)

1.2.2.Örgütsel Sinizm Kavramının Tanımlanması

Örgütsel sinizm yapısı itibariyle genel sinizmden ayrıştırılmakta; bu iki kavramın tanımlarında farklılıklar gözlemlenmektedir. Genel sinizm, insan davranışıyla ilgili genellikle negatif algıları yansıtan, doğuştan gelen ve kararlı bir kişilik vasfı anlamını taşımaktayken, örgütsel sinizm ise, bir bireyin çalıştığı örgüt için geliştirdiği, davranışsal, duygusal ve bilişsel boyutları kapsayan olumsuz bir tutum olarak tanımlanmaktadır. Genel sinizmde, bireyin kendi kişiliğinden kaynaklı nedenlere odaklanılırken örgütsel sinizmde kişide sinik tutumun oluşmasına sebep olan yapısal, örgütsel unsurlar vurgulanmaktadır (Abraham, 2000: 270).

Örgütsel sinizm kavramında ana ilke; doğruluk, dürüstlük, adalet, samimiyet ve içtenlik ilkelerinden yoksun olmaktır. Örgütlerde liderler, kişilik çıkarlarını korumak için örgütsel sinizmin temel ilkelerinden mahrum kalmaktadırlar. Bunun yanında, örgüt içinde gizli olan güdüler ve hilelere dayanan davranışlara neden olurlar (Abraham, 2000: 269).

Örgütsel sinizm, birçok nesneyle ilişkilendirilebilen ve bir hedeften diğerine genelleme yapılabilen bir tutumu ve deneyim sonucunda gelişen öğrenilmiş bir inancı temsil etmektedir. Bu doğrultuda, örgütsel sinizm kavramı James (2005: 7) tarafından, “bir bireyin olumsuz inançlarla, duygularla ve ilişkili davranışlarla şekillenen işveren örgütüne ilişkin tutumlarla bağlantılı olup; çevresel etkenlerle değişikliğe açık olan sosyal ve kişisel deneyimlerin geçmişine bir cevap” olarak tanımlanmıştır.

Dean ve diğerlerinin (1998: 345) yapmış oldukları bu tanım doğrultusunda örgütsel sinizm kavramının tutumsal bir olgu olduğu gözlenmektedir. Örgütsel sinizm kavramı örgüte ilişkin “olumsuz duygu”, örgüte ilişkin “küçük düşürücü” ve “eleştirici” davranışta bulunma eğilimindeki inanç ve duyguları da kapsamaktadır. Örgütsel sinizm, örgüte ilişkin açık ya da gizli bir şekilde yapılan sert eleştiriler, sinik (olumsuz) inançlar ve olumsuz duygular olarak tarif edilmektedir.

James’ göre (2005), örgütsel sinizm, bireyin örgütüne ilişkin olumsuz inançlarla, duygularla ve ilişkili davranışlarla karakterize edilen tutumlarıdır. Ayrıca, çevresel etkilerin değişmesine duyarlı olan kişisel ve sosyal deneyimlerin geçmişine bir cevabı olarak da tanımlamaktadır (James, 2005: 7). Dolayısıyla, örgütsel sinizm sadece olumsuz insanların örgüte getirdiği duygular değil, ayrıca bu tutumların iş kapsamında deneyimler tarafından şekillendirilmesidir (Johnson ve O’Leary-Kelly, 2003: 641).

İşgörenlere yönelik yapılan çalışmalarda yeni bir kavram olarak incelenmeye başlanan sinizm kavramı, kişilik ya da örgütsel özelliklerden kaynaklanmaktadır (Kalagan ve Güzeller, 2010: 84). Kişilik özellikler açısından ele alındığında sinizm, bireylerin yalnızca çıkarlarını

(23)

gözettiğine inanılan ve buna göre herkesin çıkarcı kabul edildiği düşünce olarak tanımlanmaktadır (Gül ve Ağıröz, 2011: 35). Örgütsel özellikler açısından ele alındığında ise sinizm, kişilerin örgütü ile ilgili öfke, kızgınlık, hayal kırıklığı, ümitsizlik gibi negatif duygulara sahip olması seklinde tanımlanmaktadır (Altınöz, Çöp ve Sığındı, 2011: 286).

Literatür tanımları içerisinde yaygın olarak kullanılan tanım ise, Brandes’in örgütsel sinizm, “bir çalışanın örgütüne karsı geliştirdiği üç boyutlu olumsuz bir tutum” tanımlamasıdır (Arabacı, 2010: 2803). Literatürdeki tanımlamalarda sinizm olumsuz bir yanlılık olarak ifade edilirken, birçok araştırmacı sinizmin vicdan sesini temsil ettiği ifade etmektedir (Mantere ve Martinsuo, 2001: 5).

Bir başka deyişle doğruluktan ve dürüstlükten yoksunluk ve samimiyetsizlik nedeniyle gelişen duygu ve düşünceler, örgütsel sinizmin ortaya çıkmasının temel nedenidir (Karacaoğlu ve İnce, 2012: 78). Sinik bireylerin inanç, tutum ve davranışları, genellikle toplum ve iş gibi çeşitli ögelere gösterilen bir tepkidir (Kamalanabhan, 2010: 156). Bu sinik bireyler, edindikleri kötü deneyimlerden yola çıkarak, çalıştıkları örgütte tükenmişlik yasayacakları konusunda karamsarlık yaşarlar (Mahmood, 2012: 581). Ayrıca sinik bireyler, zaman içerisinde iş isteklerini ve bağlılıklarını da kaybederler (Reichers, Wanous ve Austin, 1997: 49).

Modern örgüt yapılarında karşımıza çıkan sinik anlayışına göre, sinik bir kişi, örneğin, ahlaki değerleri ve idealleri reddeden, dürüstlük ve samimiyet gibi davranış modellerini sorgulayan ve hatta reddeden ve en masum ve iyi niyetli insan eylemlerine karşı bile kuşkucu ve alaycı tepki veren bir yapıda bulunmaktadır (Navia, 1996: 1).

Örgütler açısından sinizm, Amerikan işgörenlerinin %43’ünün sinik olduğunu ortaya koyan Kanter ve Mirvis’in (1989) “The Cynical Americans” adlı kitabında ilk olarak ele alınmıştır. Sinik işgörenler, örgütün yönetiminin dürüstlükten yoksun olduğunu, örgüt üyelerinin kendilerinden yararlanılacağını ve örgütte kendilerine adil davranılmadığını iddia etmişlerdir (Eaton, 2000: 1).

Örgütsel sinizm seviyeleri yüksek bireyler, örgütün doğruluk, dürüstlük ve adaletten yoksun olduğuna inanmakta ve örgüt içinde alınan kararlarda samimi olmamaktadır. Bu inançlara, kızgınlık ve küçümseme gibi olumsuz duygular da eşlik etmektedir. Dolayısıyla örgütsel sinizmle ilgili davranışsal eğilimler organizasyona yönelik alaycı ve eleştirel ifadeler içermektedir (Davis ve Gardner, 2004: 442). Bireyin örgüte karşı geliştirdiği olumsuz tutumu ifade eden örgütsel sinizmin üç boyutu bulunmaktadır (Dean vd., 1998: 345). Bunlar;

(24)

 Örgüte yönelik negatif bir duygu,

 Bu inançlar ve duygulara uygun örgüte yönelik aşağılayıcı ve eleştirel davranma eğilimidir.

Örgütsel sinizm; işyerinde çalışanın genel olarak yönetimi küçümsemesi, bencillikle suçlaması, meslektaşlarını hor görüp aşağılaması olgusu, çalışanların örgütlerine karşı aşırı derecede olumsuz tutum içine girmesidir (Dean vd., 1998: 345). Örgüte karşı birçok kişi tarafından paylaşılan şüpheler ve güvensizliktir. Bir diğer tanıma göre örgütsel sinizm; bireylerin örgütlerinin ahlaki bütünlükten yoksun olduğu ve hak, dürüstlük ve samimiyet gibi ilkelerin örgütsel çıkarlar doğrultusunda harcanması yönündeki inançlardır (Bernerth vd., 2007: 311).

Örgütsel sinizm; kişi, grup, ideoloji, sosyal yetenekler veya örgütlerin güvensizliğine yönelmenin yanı sıra; kızgınlık, ümitsizlik, hayal kırıklığı ile şekillendirilen genel veya özel tutumlardır (Andersson, aktaran Özgener vd., 2008: 55). Sinik çalışanları diğerlerinden ayıran en belirgin özellikler; sürekli şikâyet etmeleri, örgütü ve iş arkadaşlarını küçümser tavırlar içinde olmaları, sürekli kötümser söylemlerde bulunmaları, başarısızlıklar karşısında çabuk hayal kırıklığına uğramaları, örgütleri tarafından aldatıldıkları duygusuna kapılmaları olarak belirtilebilmektedir (Abraham, 2000: 270).

Tablo 1.1 Örgütsel Sinizm Kavramının Tanımları Örgütsel

SinizmTanımları Yazar(lar)

Yıl Tanım

Goldner, Ritti &Ference 1977

Sinizm, örgütün eylemlerinde, kararlarında ve yöntemlerindeki iyiliğinin ya da samimiyetinin reddedilmesidir.

Kanter &Mirvis

1989 1991

Sinizm, bencilliğin ve sahtekârlığın insan doğasının merkezinde olduğu inancını yansıtan bir kişilik özelliğidir.

Bateman, Sakano,Fujita 1992 Sinizm, otoriteye ve örgüte karşı olumsuz ve güvensiz bir tutumdur.

Guastello&Rieke 1992

Sinizm, sadece bir iş tutumu olarak değil; bir bütün olarak yaşam ile ilişkili bir bakış açısı biçiminde tanımlanmaktadır.

(25)

Wanous& Reichers &Austin

1994

Sinizm, gelecekte düzenlenecek örgütsel değişikliklerin başarıya ulaşamayacağı; değişikliği gerçekleştiren liderlerin ise yetersiz ve (ya da) tembel olduğu inancını kapsamaktadır.

Andersson 1996

Sinizm, bir kişiye, bir gruba, ideolojiye, sosyal geleneğe ya da örgüte karşı hüsran, hayal kırıklığı, güvensizlik ve olumsuz duygularla şekillenen genel ve özel bir tutumdur.

Reichers& Wanous &Austin

1997

Örgütsel değişim ile ilgili sinizm, değişikliği gerçekleştiren liderlere olan güven kaybı, onları tembel ve yetersiz olarak nitelendirme ve değişiklik çabaları ile ilgili başarı olasılığı hakkındaki kötümserlik kavramlarını kapsamaktadır.

Dean& Brandes Dharwadkar

1998

Örgütsel sinizm, örgütün bütünlükten yoksun olduğu inancına dayanan bir tutumdur. Örgüte karşı olumsuz duyguları ve küçük düşürücü ya da eleştirel davranışları kapsamaktadır.

Abraham 2000

Dünyanın sosyal etkileşimlerden memnuniyet duyma yeteneği bulunmayan, bencil, kayıtsız, ilgisiz ve dürüst olmayan insanlarla dolu olduğu genellemesini temel alan, diğer insanlara karşı kökleşmiş bir güvensizliktir.

Bakker

2001

Sinizm, (zorlayıcı) gerçeklikler içinde iş görmenin bir yoluna atfen doğrudan veya dolaylı bir şekilde ayarlanmış eylemler, “tüm ahlaki açıdan doğru olmayan” uyarlama ve tutumlar olarak tanımlanabilir.

Turner & Valentine 2001

Sinizm, ahlaki karar vermede güçlü bir güvensizlik, düşmanca bir şekilde kuşku duyma ve başka insanların dürtülerini karalama biçiminde bir eğilimle ortaya koyulan hem genel hem de özel bir boyuttur.

(26)

Johnson&O'Leary-Kelly 2003

Örgütsel sinizm, iş görenlerin örgütlerinin dürüstlükten yoksun olduğunu düşündükleri zaman ortaya çıkmaktadır.

O'Leary-Kelly 2003

Sinizm, adaletsizlik kavramının bir hikâyesidir. Sinizm ile ilgili hikâyelerde, yönetimin uygulamalarına karşı derin hayal kırıklığı mevcuttur.

O'Brien& Halsam, Jetten, Humphrey, O’Sullivan &Postmes

2004 Sinizm, psikolojik kaçışın ve serbestliğin bir türü olarak tanımlanmaktadır.

Stanley& Meyer 2005

Sinizm, bir karar ya da eylem konusunda başkalarının belirtilen ya da işaret edilen güdülerine inanmama olarak tanımlanmaktadır.

Urbany 2005

Sinizm, olumlu şeyler hakkında olumsuz yorumları ve duyguları, özellikle de örgütün olumlu ifadelerinin reddedilmesini yansıtmaktadır.

Valentine &Elias 2005

Sinizm, iş örgütlerinin ya da diğer toplumsal örgütlerin, ahlaki değerleri hiçe saydığına ve sadece kendilerine hizmet ettiklerine ilişkin inançtır.

Cole, Bruch ve Vogel. 2006

Sinizm, işveren örgütün değerlerinin, eylemlerinin ve güdülerinin eleştirel bir takdirinden kaynaklanan bir tutumdur.

Naus, Iterson.Roe

2007

Örgütsel Sinizm İş çevresindeki sorunlu olaylara ve koşullara karşı örgüt üyelerinin kendilerini savunmalarının karşılığıdır.

Özgener, Öğüt ve Kaplan

2008

Örgütsel Sinizm, kişinin negatif inançlar, duygular ve bunlarla ilişkili davranışlarının yanı sıra deneyimleri sonucu, çalıştığı örgütün dürüstlükten yoksun olduğuna dair genel veya spesifik bir eleştirel eğilimidir.

(27)

1.2.3. Örgütsel Sinizmin Önemi

Genel anlamda örgütlerde temel öğenin insan olduğu söylenebilir. Bir işletmenin kurulması, gelişmesi, sosyal sorumluluklarını yerine getirebilmesi ve genel amaçlarına ulaşabilmesi onun etkin bir insan gücüne sahip olmasına bağlıdır. İnsan gücünü geliştiren ve motive eden örgütler amaçlarına daha kolay ulaşırken; bunu başaramayan örgütler, fiziksel kaynaklan ve olanakları ne kadar mükemmel olursa olsun faaliyetlerini sürdüremez (Erdem, 2004: 36). İnsanın gelişmesine katkıda bulunmayan ve çalışanını motive etmeyen örgütlerde ve de işten çıkarılmaların, adaletsiz ücret yönetiminin mevcut olduğu günümüzde ekonomik krizle beraber örgütsel sinizm tutumunun oluşmaması imkânsız hale gelebilmektedir. Bu açıdan ele alındığında örgütsel sinizmini, örgütler açısından önemli sonuçlarının da olabileceği düşünülmektedir (Delken, 2004: 19).

Örgütsel sinizm sadece olumsuz insanların örgüte kattığı duygular değildir, aynı zamanda bu tutumların çalışma ortamlarında deneyimler yoluyla paylaşılmasıdır. İnsanlar sinik olmaya karar vermezler. Örgütsel sinizm deneyimlerle gelişmektedir (Brown ve Cregan 2008: 68).

Sinik çalışanlar örgütleriyle derinden ilgilenmekte ve örgütsel problemlere yönelik öneriler ve dikkat edilmesi gereken hususlar geliştirmektedirler. Bu kişilerin örgütsel problemlerin temelindeki nedenleri belirlemede önemli rolleri vardır ve örgütsel değişim için gerçekleşen çabalara büyük katkı sağlarlar. Ayrıca örgütün ve çalışanların etkililiğini anlamak için, örgütsel sinizme neden olan çalışanların gösterdiği tepkilerin farkına varmak gerekli ve önemlidir (James, 2005: 6; Turan, 2011: 89-90).

Sinik örgütlerin en belirgin karakteristiği; kar hanesi saplantısıdır. Bu tür örgütler dikey kurumsal yapılardır ve belli bir vizyona sahip değillerdir. Sinik örgütlerde kar ve makineler, insanlar ve uzun vadeli verimlilikten daha önemlidir. Ürettikleri mal ve hizmetlerse kalitesizdir. Sinik örgütlerde iş yerindeki olumsuz davranışların üstesinden gelebilmek için sinizm kullanılarak saldırgan tavır sergilenebilmektedir. Bu davranışı genellikle yöneticiler yapmaktadır. Bazı korku ve bağlılıkla çalışanlar hayal kırıklığı veya kızgınlıktan kendilerini korumaya çalışırlar. Birçok işçi, polis memuru ve barmenlerin sinizmi bazı korku, bağlılık, hayal kırıklığı ve kızgınlık gibi duygulardan kendilerini korumaya çalışmak için kullandıkları belirtilmektedir (Kanter ve Mırvis, 1991: 58-60).

Treadway’e göre; örgütlerde yöneticilerin sinizmi kolaylaştırmada ya da engellemede önemli rolleri vardır. Sinizm, eğer örgütteki çalışan deneyimlerinden kaynaklanıyorsa, bunu azaltmak için yönetimin tatmin edici çabaları gerekebilir (akt. Turan, 2011: 91).

(28)

Yöneticilerin de örgütsel sinizmi azaltmaya ve ortadan kaldırmaya yönelik çabaları önemlidir. Çünkü örgüt hakkında sinik duygular üreten çalışanların işlerine yönelik memnuniyet ve tatmin duyguları da azaldığında, örgütten ayrılmaya yönelik eğilimleri de artabilir (Çağ, 2011: 68). Bunun için de, yöneticilere ve örgütlere; çalışanlardaki olumsuz tutumları azaltmaları, çalışanların olumlu görünmelerini sağlamaları ve toplumsal duygularını geliştiren konulara yönlendirmeleri önerilmektedir (Turan, 2011: 91).

Birçok yönetici ve lider, sinik tutumların bir problem olduğunu ve örgütlerde sinizmi azaltmak için yapılmış çeşitli girişimler olduğunu fark etmektedir. Sinizmi azaltmak ya da gidermek için amaçlanmış çözümler, çalışanları pozitif tutumlar edinmeleri için cesaretlendirmek, başkalarının tehdit olarak gördüğü yerleri fırsata dönüştürmek ya da önemsenmemiş veya dışlanmış çürük elmalar‟ gibi onları sinik tutumlarla ötekileştirmemek gerekmektedir (FitzGerald, 2002: 5).

Amerika da yapılan çeşitli araştırmalarda Amerikan vatandaşlarının yüzde elliye yakınında sinik tutuma sahip olduğunu göstermektedir (Bommer vd., 2005: 736). Yapılan bu çalışmalar incelendiğinde, sinizmin örgütlerde yaygın bir olgu olduğu ve sinizm yaşama oranının zamanla arttığı söylenebilir.

Kanter ve Mirvis (1989) örgütsel sinizm ile çalışanların, sanayi ve iş alanına ilişkin karşılıklı kötümserlik ve yaygın güvenilmezlik ortamlarının oluşmasıyla birlikte, toplumun her kesiminde en üst kademeden en alt kademeye kadar siniklerin olduğu görülmektedir (James ve Matrecia, 2005: 24). Buradan da anlaşıldığı gibi, sinik bireyler örgütlerde her statüde görülebilmektedir. Yani sinizm belli bir örgüte ya da belirli bir bireye ait özellik değildir.

Örgütsel sinizmin meydana gelmesinde örgütlerde iş ahlakı güçlü olan çalışanların çok çalışmaya eğilimli olduğu gözlenmektedir. Ayrıca çalışanların birbirlerine saygı ve itibar göstermeleri beklenmektedir. Örgüte katkı sağlamak için adil davranmakta ve karşılığını vermektedir. Örgüt, beklentileri karşılamakta başarısız olursa hayal kırıklığı, hüsran ve hassaslaşmaya neden olur. Böylece sinizm meydana gelir (Naus, 2007: 27).

Hemen hemen bütün örgütlerde sinik davranışlar sergileyen çalışanlar yer almaktadır (James, 2005: 5). Sinik çalışanlar örgütleriyle derinden ilgilenmekte ve örgütsel problemlere yönelik öneriler ve dikkat edilmesi gereken hususlar geliştirmektedirler. Sinik çalışanların, örgütsel problemlerin temelindeki nedenleri belirlemede önemli rolleri vardır. Dolayısıyla, örgütsel değişim için gerçekleşen çabalara büyük katkı sağlarlar (Bommer vd. , 2005: 737).

(29)

Ayrıca örgütün ve çalışanların etkililiğini anlamak için, örgütsel sinizme neden olan çalışanların gösterdiği tepkilerin farkına varmak gerekli ve önemlidir (James, 2005: 6).

Treadway (2004: 500)’e göre örgütlerde yöneticilerin sinizmi kolaylaştırmada ya da engellemede önemli rolleri vardır. Sinizm, eğer örgütteki çalışan deneyimlerinden kaynaklanıyorsa, bunu azaltmak için yönetimin tatmin edici çabaları gerekebilir (Brown ve Cregan, 2008: 680). Sinizm, çalışanların, örgütlerinin yönetimi ile ilgili gerçeklere dayandırılması gerekmeyen görüşleriyle ilgilidir. Bir başka değişle sinizmin yayılmasına rağmen örgütlerin ve yöneticilerin sinizmle başarılı bir şekilde mücadele edebileceklerini iddia edilmektedir (Kanter ve Mirvis 1989: 62). Bunun için de, yöneticilere ve örgütlere; çalışanlardaki olumsuz tutumları azaltmaları, çalışanların olumlu görünmelerini sağlamaları ve toplumsal duygularını geliştiren konulara yönlendirmeleri önerilmektedir (James, 2005: 24).

Gill (2000)'e göre örgütsel sinizm; yöneticilerden duyduğumuz öfke kuramı, örgütte sinizme neden olan davranışlar arasında gösterilmektedir. Ama bunun yanında örgütte kızılan birey tamamen sinik bir yapıya bürünmüştür dememizde doğru olmaz; çünkü örgütte problemlere yol açan çürük elmalar değildir. Problem, yönetimin meyveyi mahvetmesidir, şeklinde ifade ederek sinizmin önemini vurgulanmaktadır.

Tüm örgütler sistem yaklaşımı içinde bir bütünü oluşturmaktadırlar. Bu bütün içinde de insan örgütlerin en önemli kaynağıdır. Her ne kadar bir örgütte makineler kullanılsa da makineleri harekete geçiren, örgütün devamlılığını sağlayacak olan işlerin yapılmasını sağlayan bilginin kaynağı da yine insandır. Bu kadar önemli bir kaynaktan da verim alabilmek, örgütlerin yaşama devamlılığını sağlamanın en önemli gereğidir. Fakat hızla gelişen, değişen teknoloji ve rekabet ortamı içinde insanda varlığını korumanın sıkıntısı ve yarışı içindedir.

Sinizm hakkında yapılan çalışmalara bakıldığında, gelişen teknoloji ve rekabet ortamına ek olarak son yıllarda yaşanan ekonomik krizler, toplu işten çıkarmalar, çalışma saatlerinin uzunluğuna rağmen askeri düzeyde yapılan ücretlendirmeler çalışanların örgütlerine karşı olumsuz tutumlar içine girmesine, yani “örgütsel sinizme‟ neden olmaktadır.

Örgütsel sinizmin düzeyine göre çalışanda meydana gelen hayal kırıklığı, örgüte karşı gelişen olumsuz tutumlar, rekabetin iş arkadaşları arasına girmesi, alaycı davranışların artması verimi düşürecek, işleri kalitesizleştirecek, kaliteli elemanların kaybına neden olacağı gözlemlenmektedir.

(30)

İnsan duygusal ve düşünsel yönüyle çok yönlü bir varlıktır. Tüm çalışanlar aynı anda aynı ihtiyaç ya da beklentide, aynı moral seviyesinde veya streste olmazlar. Fakat içinde bulundukları durumla birbirlerini etkilemektedirler.

Yapılan tüm işler zincirleme bir özellik taşımaktadırlar. Zincirlerden birinin kopması işi aksatacak ve kalitesizleştirecektir. Bu yüzden işi yapan insan unsurunun doğru eş güdülenmesi, örgüt olarak ortak bir amaç oluşturulması, aitlik duygusunun yaratılarak işin sahiplenilmesi ve ortak bir örgüt kültürü oluşturulması gerekmektedir.

Sinizm ve örgütsel sinizm tanındıkça ve öğrenildikçe önemini arttırmaktadır. Henüz yeni bir kavram olduğundan bazen çalışanlar örgütsel sinizmi yoğun bir şekilde yaşasa dahi bunu adlandıramamaktadırlar. Yapılan çalışmalar ise sinizmin çalışanlarda giderek arttığını, yaşanan ekonomik ve sosyal gidişatın da sinizmin çalışanlar arasında yayıldığını göstermektedir.

Kenneth Clark (1980) , “Biz kendimizi tıpkı bombalar kadar etkili bir şekilde sinizm ve hayal kırıklığıyla mahvedebiliriz” sözüyle sinizmin bir bomba kadar olumsuz sonuçlar doğuracağını belirterek, konunun önemini vurgulamıştır.

Sinizm kavramının bireyler ve örgütler için önemi, bu konuda araştırma yapan yazarlar tarafından çeşitli şekillerde belirtilmiştir. Dean ve diğerleri (1998: 347), yaptıkları çalışmada örgütsel sinizmin belirgin özelliklerini aşağıdaki şekilde sıralamışlardır:

 Sinizm bir özellik değil, bir durum olarak görülmektedir.

 Sinizm belirli bir iş ya da meslekle sınırlı değildir.

 İnanç, duygu ve davranışı kapsayan yapıyı çevrelemektedir.

 Nesnel olarak geçerliliği ya da doğruluğu kanıtlanmış olabilir ya da olmayabilir, fakat öznel olarak kişilik algı düzeyinde mevcuttur.

 Sinik bireyler, başkaları tarafından daha az kullanılmaktadır.

 Sinik bireyler, insanların kişisel çıkarlara ve hileye olan eğilimlerini kontrol etme görevini üstlenmektedirler.

Sektör açısından bakıldığında, sinizmin, hem özel hem de kamu örgütlerinde yaşandığı görülmektedir. Kamu örgütlerinde sinizm yaşanmasının nedeni, bu kurumların bürokratik özelliklere sahip olmasıdır (Albrecht, 2002: 324). Kamu kurumlarında yaşanan ağır bürokratik süreçlerin ve örgüt işleyişindeki yavaşlığın, iş görenlerde sinik tutumların oluşmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Özel sektör kurumlarında ise aşırı rekabetçi çalışma ortamları ve düşük iş güvencesi söz konusu sinik tutumlara zemin oluşturmaktadır.

(31)

1.3. Örgütsel Sinizm Boyutları, Çeşitleri, Kuramsal Temeleri 1.3.1. Örgütsel Sinizmin Boyutları

Örgütsel sinizm, bir kişinin çalıştığı örgüte yönelik bilişsel, duyuşsal ve davranışsal olarak üç boyutu kapsayan olumsuz bir tutum olarak tanımlamıştır (Dean vd. 1998: 345). Tutum, kişilerin belirli nesnelere karşı, edindiği tecrübeler sonucu, düzenli tavır alışları diğer bir ifade ile o nesnelere karşı olan davranış biçimleridir. Bir başka tanıma göre ise tutum, bir kimse, nesne ya da durumla ilgili oldukça organize ve sürekli olan inanç ve duygular olarak açıklanmaktadır (Şimşek vd., 2005: 53). Smith (1968)’e göre ise tutum, bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir (Kâğıtçıbaşı, 1999: 102). Bir diğer tanımada ise, kişinin kendi iç dünyası ile ilgili olarak, belirli değer yargılarına ve inançlarına bağlı olarak ortaya çıkan coşku ve tanıma süreçleri olarak tanımlanmaktadır.

Ajzen’e (2001: 28) göre tutum kavramı, psikolojik objenin iyi-kötü, yararlı-zararlı, keyifli-keyifsiz, sevimli-sevimsiz olarak atfedilmesine yönelik kısa bir değerlendirmedir. Lambert (1964)’e göre ise tutum; bireyin insanlar, gruplar, sosyal konular ve daha genel olarak herhangi bir çevresel olayla ilgili örgütlenmiş ve tutarlı bir düşünce, duygu ve tepki biçimidir. Bu tanımda da görüldüğü gibi tutum sadece bir davranışı değil, aynı zamanda düşünce ve duyguları da yansıtmaktadır. Ayrıca tutum, kişinin sahip olduğu değerler sistemine bağlı olarak bir simgeyi, bir nesneyi, bir kişiyi ya da iyi veya kötü, faydalı ya da zararlı yönleriyle algıladığı bir ön düşünce şekli olarak açıklanmaktadır (Güney, 2000).

Şekil 1.1. Tutum Süreçleri

Kaynak: Delken, M. “ Organizational Cynicism: A Study Among Call Centers”, University of Maastricht Faculty of Econoz"mics and Business Administration Department of Organization and Strategy, 2004: 11)

Tutumların (a) bilişsel, (b) duygusal ve (c) davranışsal olmak üzere üç öğesi bulunmakta ve bu öğeler arasında tutarlılık olduğu kabul edilmektedir. Buna göre tutum, bireyin herhangi bir konu hakkında bildikleri (bilişsel öğe), bu konuya nasıl bir duyguyla yaklaşacağını (olumlu, olumsuz, nötr) ve buna karşı nasıl bir tavır ortaya koyacağını (davranışsal öğe) belirlemektedir. Dolayısıyla bireyin bir nesne, durum ya da kişi hakkında bilişsel, duygusal ve davranışsal anlamda ortaya koyduğu duruş onun tutumunu yansıtmaktadır. Bu bağlamda

(32)

tutumun oluşması için söz konusu üç öğe arasında uyumlu bir ilişki olmak zorundadır (İnceoğlu, 2010: 9-20).

Bir tutum bireyin düşünce, duygu ve davranışlarını birbiri ile uyumlu kılarak etkilemektedir. Bu sayede bireyin çevresindeki çeşitli objelere karşı beslediği duyguları, o objeler hakkındaki fikirleri ve bilgileri ile onlara karşı davranışları devamlılık ve düzenlilik gösterir. Tutumu oluşturan öğeler yerleşmiş ve güçlü tutumlarda tam olarak bulunur ve aynı (olumlu veya olumsuz yönde) yöndedir. Ancak daha zayıf tutumlarda özellikle davranış öğesi olmak üzere bu öğelerden biri diğerlerine oranla daha zayıf olabilir (Kağıtçıbaşı, 1996).

Bir tutum, bir nesneye ilişkin duygu, düşünce ve davranışlardan oluşmaktadır. Buna dayanarak bir tutumun üç bileşenden oluştuğunu söylemek mümkündür. Bunlar bilişsel, duygusal ve davranışsal bileşenlerdir. Bkz. Şekil 1.2

Şekil 1.2. Tutum Ögeleri

Kaynak: Güney, Davranış Bilimleri, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2000.

Tutum, ortamsal etkenlerle etkileşim halinde davranışı oluşturmaktadır. Bir bakıma tutum, davranışın öncü uyaranı, başka bir ifadeyle bireyi davranışa hazırlayan bilgi birikimidir (Erdoğan, 1996: 33). Bireylerin taşıyıp getirdiği inanç, tutum ve değerler, işe ilişkin tavırlarını, davranışlarını ve örgütsel ilişkileri etkilemektedir (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2001: 340). Bu nedenle örgütsel sinizm kavramı için önemlidir.

Dean vd. (1998) örgütsel sinizmi, bir kişinin çalıştığı örgüte yönelik üç boyutu kapsayan olumsuz bir tutum olarak tanımlamıştır. Buna göre örgütsel sinizmin örgütün dürüstlükten yoksun olduğuna dair inanç, örgüte yönelik negatif bir duygu ve bu inanç ve duygularla tutarlı olarak örgüte yönelik aşağılayıcı ve eleştirel davranma eğilimi olmak üzere üç boyutu bulunmaktadır. Örgütsel sinizm tutumu içinde bulunan bireylerin, bu boyutlardan biri ya da daha fazlası ile örgütsel sinizmi yaşamaları mümkündür. İnanç (bilişsel), duygusal (duyuşsal) ve davranışsal boyutlar kapsamında, örgütsel sinizm tutumunun incelenmesi, inançlar ve

(33)

duygularla başlayan ve daha sonra muhtemelen İnanç tutum niyet davranışa dönüşebilecek olan sürecin ortaya çıkmasında önemlidir (Sağır ve Oğuz, 2012: 1096).

Örgütsel sinizmin bir tutum olarak kavramsallaştırılması, tutumlara uygulanan kuralların ayrıca örgütsel sinizme de uygulandığı anlamına gelmektedir. Bu kuralların birisi de, tutumun; inançla başlayan ve muhtemel olarak da davranışla sona eren düşünce-davranış sürecinin bir kısmı olmasıdır (Delken, 2004: 11). Örgütsel sinizm tutumu içinde bulunan bireylerin, bahsedilen üç boyuttan biriyle ya da bir kaçıyla bireyde örgütsel sinizmin ortaya çıkması mümkündür (Sağır ve Oğuz, 2012: 1096).

Örgütsel sinizm kavramının da çok boyutlu olduğu dikkate alınmalıdır (Brandes ve Das, 2006, s. 237). Örgütsel sinizmin ilk boyutu, öfke, hor görme ve kınama gibi olumsuz duygularla ortaya çıkan, örgütün dürüstlükten yoksun olduğuna dair inançtır. Bu açıdan sinizm, eylemlerin ve insan güdülerinin iyiliği ve samimiyeti ile ilgili inançsızlığa olan eğilimdir. Bu nedenle sinikler; adalet, dürüstlük ve samimiyet gibi prensiplerin eksikliği nedeniyle, örgütlerinin uygulamalarıyla kendilerine “ihanet” ettiklerine inanmaktadırlar. Bir nesneye karşı gösterilen duygusal tepkiler örgütsel sinizmin ikinci boyutunu oluşturmaktadır. Sinizm, düşünce ve inançların yanı sıra örgüte yönelmiş objektif bir yargı içermeyen hor görme ve öfke gibi güçlü duygusal tepkileri de içermektedir. Hatta örgütsel sinizm düzeyleri yüksek bireylerin örgütlerini düşündükleri zaman sıkıntı, tiksinti ve utanç bile hissedebilecekleri belirtilmektedir. Örgütsel sinizmin son boyutu olumsuz davranışlara yönelme eğilimidir. Bu davranışların çoğu, örgütün samimiyet ve dürüstlükten yoksun olduğuna dair ifadelerdir. Bu boyut güçlü eleştirileri, karamsar tahminleri, alaycı mizah gibi unsurları ve örgütle ilgili hakir görmeleri ve eleştirel ifadeleri de kapsamaktadır (Özgener ve diğerleri, 2008: 56; Kutaniş ve Çetinel, 2010: 188).

1.3.1.1. Bilişsel (İnanç) Boyutu

Bilişsel öğe; tutumun inançlara ve bilgiye dayanan kısmı olarak tanımnalmakta (Köklü, 1995: 82), bireyin çevresindeki kişi, durum, olay ve nesneye ilişkin sahip olunan her türlü bilgi, deneyim, inanç ve düşünceyi kapsamaktadır (İnceoğlu, 2004: 26). Bilişsel öğe, genel tutumla ilgili biliş veya görüşlerdir. Diğer bir deyişle; tutum objesi konusunda sahip olunan fikir ve inançları içeren öğedir. Bir nesne hakkında olumlu ya da olumsuz düşüncelere sahip olunabilir.

Yine tanımsal olarak; nesneler ya da fikirlerin var olduğu ve bunların belirli özelliklerinin olduğuna ilişkin yapılan öznel yorumlar olarak ifade edilebilen bilişsel öğe (Cicirelli,

(34)

1990:459), bireyin genellikle çevresindeki uyarıcılara ilişkin olarak yaşadığı deneyimlerden kaynağını alan bilgi birikimine dayanmaktadır (İnceoğlu, 2010: 25).

Kişilik inanç sistemi, kişinin sosyal gerçekleri nasıl anlamlandırdığını göstermektedir. Fakat inançlar, kişisel özellikler ve aynı zamanda kültürel değerlerin bir sentezi sonucu ortaya çıkmaktadır (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2001: 342). Ayrıca, tutumların sürekliliği, inançların sürekliliğine bağlı olarak değişmektedir (Güner, 2007: 3). İnanç ve tutum arasındaki ilişki zihin, yeni bir tutum objesiyle karşılaşma durumunda bazı standart özellikleri, psikolojik objenin gerçek özellikleri ile karşılaştırmakta ve benzer özellikleri eşleştirmeye çalışmaktadır. Bu yolla, zihin bazı inançları tutum objesiyle hızlı bir şekilde ilişkilendirmektedir. Tutum, inançların değerlendirmesinin bir özetidir. Tutum gerçekten önemli ve yeterli sıklıktaysa; zihin, tutumları inançlar olarak depolamaktadır. Bu şekilde inanç, tutumun habercisi olarak kavramsallaştırılmaktadır (Delken, 2004: 9).

Örgütsel sinizmin bilişsel boyutu incelendiğinde, çalıştıkları kurumla ilgili sinik bir tutum geliştirmiş olan bireylerin şu inançlara sahip oldukları görülmektedir (Brandes, 1997: 30; Brandes ve Das, 2006: 237; Dean ve diğerleri, 1998: 345-346; Kabataş, 2010: 19):

 Örgütlerde uygulamalar ilkelerden yoksundur.

 Örgütlerin hazırladığı resmi beyanat (tebliğ) iş görenler tarafından ciddiye alınmaz.

 Örgütlerdeki insan davranışları tutarsız ve güvenilmez niteliktedir.

 Örgütlerdeki bireyler yalan, dolan ve hile gibi davranışlar sergileyebilirler.

 Örgüt içindeki ilişkiler kişisel çıkarlara bağlıdır.

Psikolojik açıdan örgütsel sinizm kavramını inceleyen araştırmalar, bireylerin başkaları hakkında sahip oldukları inançlara yoğunlaşmışlardır. Bu inançlar da, başkalarının yalancı, samimiyetsiz, güvenilmez, tembel (Cook ve Medley, 1954: 414), dengesiz, hilekâr ve bencil olduğunu (Barefoot ve diğerleri, 1989: 48) göstermektedir. Sonuç olarak başkalarına güvenilmeyeceğini; başkalarının kötü niyetli olduğunu ve bireylerin kendileri için bir şey isteme nedenlerini kendilerine saklamaları gerektiğini içermekte (O'Hair ve Cody, 1987: 282) ve sinizmin en iyi şekilde bilişsel yolla anlaşılacağını ileri sürmektedir (Brandes, 1997: 27).

Özkalp ve Kırel (2001: 538)’e göre dürüstlük kavramı, “doğrucu, içten, açık sözlü, candan olmak, kopya çekmemek, yalan söylememek, kötülük etmemek ya da kötü davranışta bulunmamak”tır. Oxford İngilizce Sözlüğü, dürüstlük kavramını “ahlaki ilkelerin sağlam olması, dürüstlük ve gerçekle ilgili, karakterli, yozlaşmamış, erdemli, dürüstlük, doğruluk, samimiyet” olarak tanımlamaktadır (Brandes, 1997: 30).

Şekil

Tablo 1.1 Örgütsel Sinizm Kavramının Tanımları  Örgütsel
Şekil 1.2. Tutum Ögeleri
Tablo 1.2 Örgütsel Sinizmin Türleri
Şekil 1.3. Beklenti Kuramında Temel İlişkiler
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Volatility Spillovers Between Stock and Precious Metal Markets with Portfolio Implications.”Resources Policy, 2017: 88-102. Mishkin, Frederic S., ve Stanley G.

Genellik- le köşeli tanecikler halinde izlenen nabit altın, tanelerinin köşeleri bazen sivri bazen yuvarla- ğımsı biçimlidirler (Levha: 1; Şekil 3» 4, 5). altın taneside

The observed enzyme inhibitory effect of methanol extract can be attributed to the presence of phenolics, especially chlorogenic acid, and flavonoids such as quercetin and rutin

Birçok üretici ve ithalatçı mobilyayı tüketiciye teslim ettikten sonra gerekli kullanım, bakım, onarım ve mobilyanın temizliği hakkında tüketiciye gerekli

The course of linear algebra is one of the basic courses in modern university education.. Since the work

İlgili alanyazın incelendiğinde, öz yeterliği yüksek olan öğretmenlerin yeni fikirlere daha açık oldukları (Jerald, 2007), değişimi benimseme konusunda daha

Hughesand ve Stille’in koklear implantlılarda elektriksel alan etkileşiminin psikofizyolojik ve fizyolojik ölçümlerini değerlendirdiği çalışmada bazal

Araştırma bulgularına göre, sınıf eğitimi programı alan ve alan eğitimi ile öğretmenlik meslek bilgisi derslerine giren öğretim üyelerinin kişisel ve mesleki